Tumgik
#halis aydemir
islaminnuru · 1 year
Text
“Cenâb-ı Hakk vermek istedi mi bir kula, önce kabı genişletir. Ama kabını da ne zaman genişletir? Kul mevcut kabı zorlamaya başlayınca. Mevcut kabı kullandıkça Yani bir ufuk vermiş, bir tasavvur vermiş, onu kullandınız ve o tasavvura sığacak kadar istemeye başladınız. Cenab-ı Hakk وَلَدَيْنَا مَز۪يدٌ                                                       (veledeynâ mezîd)
Bizde fazlası var deyip kula daha fazlasını verir.
Bu, Allah’ın (cc) sünnetinin gereğidir.
Siz şükrederseniz ki bu tasavvur, bu nimet, tefekkür bunların hepsi Cenâb-ı Hakk’ın bir lutfûdur, ihsanıdır.   Bunu kişi kullandı mı hakkıyla bu şükürdür.
O zaman Cenâb-ı Hakk nimeti de genişletir, büyütür.”
Prof. Dr. Halis AYDEMİR.
14 notes · View notes
hecedarussuffah · 1 year
Text
Tumblr media
Cehenneme girenlerin üzerindeki yazan damga "istikbar" damgasıdır.
https://www.youtube.com/live/kZIBeFgtbms?feature=share
3 notes · View notes
sakaryamilat · 1 year
Text
SAÜ İlahiyat Fakültesi Uluslararası Akreditasyon Belgesini Aldı
SAÜ İlahiyat Fakültesi Uluslararası Akreditasyon Belgesini Aldı
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi, İlahiyat Akreditasyon Ajansı (İAA) tarafından Uluslararası Akreditasyon Belgesi Takdim Töreninde akreditasyon belgesini aldı. SAÜ İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen törene; Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, SAÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, Prof Dr. Özer Köseoğlu, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
spayki · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de ..
En güzel müze ..
Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var..
Türkiye'de ilk ...
Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi..
Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ?
ilk kadın Doktor Safiye Ali
ilk kadın Hemşire Esma Deniz
İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale
İlk kadın Gravürcü Aliye Berger
İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz
İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen
İlk kadın Muhtar Gül Esin
İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek
İlk kadın Vali Lale Aytamam
İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan
İlk kadın Bakanı Türkan Akyol
İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut
İlk kadın Ressam Mihri Müşfik
İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman
İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan
İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş
İlk kadın veteriner Sabine Aydemir
İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza
Alpar
İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli
İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu
İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer
İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın
İlk kadın Polis Fikret Hanım
İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz
İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk
İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel
İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil
İlk kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy
İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik
İlk kadın Hakim Suat Berk
İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın,
İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan
İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman
İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç
İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu
Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu
Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hemde deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de..
Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
Tumblr media
22 notes · View notes
tferyal · 2 months
Text
Tumblr media
'' KADIN MÜZESİ ''🌹❤ Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de .. En güzel müze .. Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var.. Türkiye'de ilk ... Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi.. Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ..?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ..?
ilk kadın Doktor Safiye Ali ilk kadın Hemşire Esma Deniz İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale İlk kadın Gravürcü Aliye Berger İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen İlk kadın Muhtar Gül Esin İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek İlk kadın Vali Lale Aytamam İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan İlk kadın Bakanı Türkan Akyol İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut İlk kadın Ressam Mihri Müşfik İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş İlk kadın veteriner Sabine Aydemir İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza Alpar İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın İlk kadın Polis Fikret Hanım İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil İlk kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik İlk kadın Hakim Suat Berk İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın, İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem de deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de.. Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
Alıntı
4 notes · View notes
netbilge · 2 years
Text
Halis Aydemir Kimdir? Halis Aydemir Biyografisi
Halis Aydemir Kimdir? Halis Aydemir Biyografisi
Halis Aydemir Kimdir? Halis Aydemir Biyografisi Prof. Dr. Halis Aydemir 1974 yılında Erzurum’da doğdu. 1995 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1998 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Hadis dalında yüksek lisansını, 2004 senesinde doktorasını verdi. 2008 yılında Doçent olan Aydemir, 2014…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
youtube
1 note · View note
ilmiyyat1453 · 2 years
Note
Kıymetli kardeşim son zamanlarda Halis Aydemir paylaşımlarının sıklığı sizin de gözünüze çarpıyor mu ? Popüler bir hesaptan da paylaşım yapıldı. Kendisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir. Baki selam.
Efendimiz (aleyhisselâtu vesselâm) için hüküm koyma yetkisi yoktur; hadîs-i şerîfler îtikadda delil olamaz; aklımıza uymayan âyetleri red ederiz gibi görüşleri savunan biri için sadece duâ edebiliriz.
Cübbeli Ahmed Hocamızın, İsmail Hünerlice Hocamızın ve Ebubekir Sifil Hocamızın bu hususta kendisine ilmî reddiyeleri mevcuttur. Dileyenler oradan da detaylı bilgiye ulaşabilir.
Rabbim bizleri son nefesimize kadar ehli sünnet vel cemaat çizgisi üzerine dâim eylesin. Bu duâyı hakîkaten çok yapmak lazım.
4 notes · View notes
islaminnuru · 2 years
Quote
Eğer kendiniz neye inandığınızın farkına varmazsanız ve inandığınız şeylerin gerçekliğinde ‘’Hakkatten doğruymuş ya!..’’ noktasına ermezseniz; Bunun için bir kitabı okumak kadar harcadığınız gayretin, bir dili hayatınızda öğrenmek için harcadığınız kadar gayretin, bir finali geçmek için harcadığınız kadar gayretin bir benzerini bu yolda, bu uğurda harcamazsanız, başka herhangi bir batıl dindeki herhangi bir taklitçinin konjektörü içerisinde yaşamış ve ortamda herkesin ‘eyvallah’  dediği şeylere eyvallah demiş adamdan hiçbir farkınız kalmıyor. Bu farksızlığınız akıbetinizin de aynılığını getirebilir.
Prof. Dr. Halis Aydemir
12 notes · View notes
hecedarussuffah · 1 year
Text
Tumblr media
KUR'AN
Rabbimiz ile buluşma noktamız!..
Cenâb-ı Hakk diyor ki:
"Okumaya başladığında Biz sana tanık olur, seninle beraber oluruz."
https://youtu.be/a3yv7cPS-cE
2 notes · View notes
yusufserkan · 4 years
Text
1919'du.
İzmir işgal edildi.
Ertesi gün, İstanbul'da Asri Kadınlar Cemiyeti kuruldu.
Bu topraklarda kurulan ilk kadın örgütüydü.
Daha ortada Tbmm filan yoktu.
Cumhuriyet'in hayali bile yoktu.
Türk kadını cemiyet kurdu.
Halide Edip, Meliha, Sabahat, Naciye, Münevver Saime, Şukufe Nihal, Nakiye, Zekiye hanımlar… Direniş başlattılar, İzmir'in işgalinden dört gün sonra Üsküdar'da protesto mitingi düzenlediler, 40 bin kişi katıldı.
Fatma Seher.
Aralarında kendi kızının da bulunduğu, neredeyse tamamı kadınlardan oluşan 300 kişilik müfrezesi vardı.
İnönü'de Sakarya'da Dumlupınar'da çarpıştı, Ege dağlarında vuruştu, 9 Eylül 1922'de İzmir'e ilk giren süvarilerimizin arasındaydı.
Onbaşı olarak başladı, üsteğmen olarak emekliye ayrıldı.
Nezihe Muhiddin.
15 Haziran 1923'te, henüz Cumhuriyet ilan edilmeden önce “kadın şurası” topladı.
Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan önce, 13 kadınla birlikte Kadınlar Halk Fırkası adıyla siyasi parti kurma kararı aldı, resmi kuruluş dilekçesini verdi.
Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi partisi olacaktı.
Ancak, o dönemin seçim kanununa göre kadınların siyasi temsili mümkün olmadığı için, parti kuruluşunu gerçekleştiremedi.
Kadınlar Halk Fırkası, Türk Kadınlar Birliği adıyla derneğe dönüştü.
Sabiha.
1927 yılında Yüksek Mühendis Mektebi'ne, bugünkü adıyla İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girdi, İTÜ'nün ilk kız öğrencisi oldu, 1933 yılında mezun oldu, Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi oldu.
Bir başka çok çok önemli ilk'i vardı.
Sporcuydu, İTÜ'de öğrenciyken voleybola başlamıştı, üstün yetenekti.
Fenerbahçe'nin kadın voleybol takımına girmişti ama, kadınlar liginden vazgeçtik, başka kadın voleybol takımı bile yoktu.
Fenerbahçe erkek voleybol takımıyla idman yapıyordu.
Erkek takımının kaptanı Bedii Süheyl'di, fikir ondan çıktı, “Sabiha'yı neden bizim takımda oynatmıyoruz?” dedi.
Yönetmeliğe baktılar, “erkek takımlarında kız oyuncu yeralamaz” diye bir ibare yoktu.
Yıl 1929'du…
Sabiha formayı giydi, sahaya çıktı.
Üstelik, kaptanlık bandı Sabiha'nın kolundaydı.
Takım beş erkek ve bir kadından oluşuyordu, kaptan kadındı!
Sabiha'nın yeraldığı Fenerbahçe erkek voleybol takımı, 1929 yılı sezonunda hiç yenilmeden, İstanbul Şampiyonluğu'nu kazandı.
Şampiyon erkek takımının, kaptanı kadın'dı.
Sadece Türkiye'de değil, dünyada ilk'ti.
1935…
Türkiye'de Dünya Feminizm Kongresi düzenlendi!
36 ülkeden tamamı kadın 360 delege katıldı.
Türkiye'yi 24 delege temsil etti.
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Latife Bekir'di.
Yardımcıları Aliye Esad, Lamia Refik ve Nermin Muvaffak'tı.
Ayrıca, 1935 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Türkiye'nin ilk kadın milletvekilleri de oradaydı.
Yıldız Sarayı'nda düzenlendi, bir hafta sürdü, konuşmaların yapıldığı kürsünün arkasında iki büyük Türk Bayrağı vardı.
Bayraklarımızın arasına “Justice-Adalet” yazılı pankart asılmıştı.
Konuşmalar Fransızca, Almanca, İngilizce yapıldı.
Hukuk önünde kadın-erkek eşitliği, eşit eğitim hakkı, eşit meslek hakkı, ekonomik özgürlük hakkı üzerinde duruldu.
“Çocuk gelin” sorununa dikkat çekildi.
Savaşların, tek tek farklı ülkelerin değil, evlatların ölmesi sebebiyle “dünya kadınlarının ortak sorunu” olduğuna dikkat çekildi.
Türk Kadınlar Birliği Başkanı Latife Bekir, konuşmasını Fransızca yaptı.
“Türk kadınını haremin kafeslerinden kurtarıp, parlamento kürsüsüne getiren, Türk kadınını erkeğinin yanında hak ettiği yere davet eden Mustafa Kemal Atatürk'e minnet borcumuz var” dedi.
Satı.
1935'te TBMM'ye seçilen ilk kadın milletvekillerinden biriydi.
Beş çocuk annesiydi.
1890 doğumluydu.
Ama hep “19 Mayıs 1919'da doğdum” diyordu.
“O tarihten evvel nefes alıyorduk ama, insan gibi yaşamıyorduk” diyordu.
Zehra Say medeni kanunla evlenen, Türkiye'nin resmi nikahlı ilk kadını oldu, 1926'da.
Suat Berk ilk kadın hakimimiz, Nebahat Sarıyal ilk kadın savcımız, Süreyya Ağaoğlu ilk kadın avukatımız oldu, 1925'te.
Yüksek yargı üyesi ilk kadınımız Melahat Ruacan, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ilk Yargıtay hakimi oldu, 1945'te.
Fürüzan İkincioğulları ilk kadın Danıştay başkanımız oldu, 1994'te.
Ferdane Bozdoğan ilk kadın diş hekimimiz oldu, 1924'te.
Esma Deniz ilk diplomalı hemşiremiz oldu, 1924'te.
Kamile Şevki Mutlu ilk kadın tıp profesörümüz oldu, 1935'te.
Sabire Aydemir ilk kadın veteriner hekimimiz oldu, 1937'de.
Bugün bile hâlâ kadınların kahkaha atmasına tahammül edemiyorlar ama, Selma Emiroğlu ilk kadın karikatüristimiz oldu, 1943'te.
Nüzhet Gökdoğan ilk kadın gökbilimcimiz, ilk kadın dekanımız, 1933.
Saffet Rıza Alpar ilk kadın rektörümüz, 1972.
İclal Ersin ilk kadın muhasebecimiz ve ilk kadın banka müdürümüz, 1928.
Jale İnan ilk kadın arkeoloğumuz, 1943.
Gül Eser ilk kadın muhtarımız, 1933.
Müfide İlhan ilk kadın şehir belediye başkanımız, 1950.
Türkan Akyol ilk kadın bakanımız, 1971.
Behice Boran ilk kadın siyasi parti başkanımız, 1975.
Tansu Çiller ilk kadın başbakanımız, 1993.
Filiz Dinçmen ilk kadın büyükelçimiz, 1982.
Lale Aytaman ilk kadın valimiz, 1991.
Özlem Bozkurt ilk kadın kaymakamımız, 1992.
Bedriye Tahir Gökmen ilk kadın pilotumuz oldu, 1933'te.
Sabiha Gökçen ilk kadın savaş pilotumuz oldu, 1937'de.
Semiha Es dünyanın ilk kadın savaş muhabiri unvanı kazandı, 1950'de.
Leman Bozkurt Altınçekiç sadece Türkiye'nin değil, NATO'nun ilk kadın jet pilotu oldu, 1958'de.
Adile Tuğrul, Mualla Bayülken, Münevver Erdoğdu, Nermin Şen ilk hosteslerimiz, 1946.
Yıldız Uçman ilk kadın paraşütçümüz, 1935.
Dilhan Eryurt, NASA'da görev yapan ilk Türk kadını, 1961.
Tülin Tepedeldiren ilk kadın komando subayımız, 1999.
Feriha Tevfik ilk Türkiye güzelimiz oldu, 1929'da.
Keriman Halis Ece ilk dünya güzelimiz oldu, 1932'de.
Zehra Kosova Durmaz ilk kadın sendikacımız, 1933.
Dervişe Koç ilk kadın sendika başkanımız, 1955.
Emel Gazimihal ilk kadın radyo spikerimiz, 1937.
Nuran Devres ilk kadın televizyon spikerimiz, 1968.
Samiye Cahid Morkaya ilk kadın otomobil yarışçımız, 1932.
Asıme Şahsuvaroğlu resmi otomobil ehliyeti olan ilk kadınımız, 1934.
Afife İpek ilk kadın zabıtamız, Erzurum belediyesinde görev yapıyordu, 1952.
Feriha Saner ilk kadın emniyet müdürümüz, 1953.
Hikmet Cengiz ilk kadın komiserimiz, 1957.
İlgi Öztuncer ilk kadın kaptanımız, 1959.
Seher Aytaç ilk kadın makinistimiz, 1990.
Nesrin Olgun, Manş'ı yüzerek geçen ilk kadın sporcumuz, 1979.
Lale Orta ilk kadın futbol hakemimiz, 1986.
Tennur Yerlisu ilk kadın dünya şampiyonu sporcumuz, 1987.
Sabiha Bengütaş ilk kadın heykeltıraşımız, 1924.
Seniha Sami Moralı ilk kadın müzecimiz, 1927.
Semiha Berksoy ilk kadın opera sanatçımız, 1934.
Cahide Sonku ilk kadın film yönetmenimiz, 1949.
Yıldız Moran eğitim almış ilk kadın fotoğrafçımız, 1950.
Aliye Berger ilk kadın gravürcümüz, 1951.
İnci Özdil ilk kadın orkestra şefimiz, 1983.
Beyza Bilgin ilk kadın vaizimiz, 1962.
Akp grup başkanvekili Özlem Zengin, Ak parti gelene kadar bu ülkede kadın kelimesinin adı bile yoktu dedi, 2020!
1 note · View note
derdiderun · 5 years
Note
Talha Hakan Alp kelam dersi dinlenebilir mi
| Sahih İslâm Müdâfaası |
1. BÖLÜM – TAVSİYE İSİMLER
* Muhammed Zâhid el-Kevserî
* Ömer Nasuhî Bilmen
* Elmalılı Hamdi Yazır
* Bediüzzaman Said Nursî
* Abdulfettah Ebû Ğudde
* Muhammed Avvâme
* Emin Saraç
* M. Mustafa el-Azâmî
* Muhammed Ali es-Sabûnî
* Vehbe Zuhaylî
* Subhi es-Sâlih
* Muhammed Acac el-Hatîb
* Mustafa es-Sibâî
* Ahmed Davudoğlu
* Babanzâde Ahmed Nâim
* Şuayb el-Arnavûd
* Ahmed Serdaroğlu
* Musa Topbaş
* Mahmut Toptaş
* İsmail Cerrahoğlu
* Ali Osman Koçkuzu
* Muhammed Konyevî
* Seyyid Muhammed Raşid Erol
* Nurettin Boyacılar
* Üstâz İsmail Çetin
* Mehmet Zâhid Kotku
* Osman Nuri Topbaş
* Mahmud Esad Coşan
* Tahir Büyükkörükçü
* Muhammed Emin Er
* Muhammed Mutâ Haznevî
* Ali Ulvi Kurucu
* Hasan en-Nedvî
* Mehmet Ildırar (Yarbay)
* Haydar Hatipoğlu
* Gönenli Mehmet Efendi
* Mahmud Sami Ramazanoğlu
* Mahmud Ustaosmanoğlu
* Necip Fâzıl Kısakürek
* Sıddık Naci Eren
* Sâid Havvâ
* Hasan el-Bennâ
* Mehmet Savaş
* M. Cevat Akşit
* Şerafettin Kalay
* Seyyid Fevzettin Erol
* Talat Koçyiğit
* Ebubekir Sifil
* Bayram Ali Öztürk
* Kemal Sandıkçı
* Ahmet Yaşar
* Bekir Topaloğlu
* Hamdi Arslan
* Ahmet Efe
* Muhammed Salih Ekinci (el-Ğursî)
* Selçuk Eraydın
* M. Said Çetin
* Halil Nurullah
* Hamdi Arslan
* Abdullah Demircioğlu
* Ali Ulvi Uzunlar
* Emin Aşıkkutlu
* Yavuz Köktaş
* Serdar Demirel
* İhsan Şenocak
* Kadir Mısıroğlu
* Talha Hakan Alp
* Mehmet Fatih Kaya
* Hüseyin Avni Kansızoğlu
* Ömer Faruk Korkmaz
* Mahmud Eren
* Hamdi Döndüren
* Ahmet Hamdi Yıldırım
* Mehmet Talu
* Timurtaş Uçar
* Necdet Tosun
* Mustafa Kara
* Mustafa Aşkar
* Kasım Şulul
* İhsan Süreyya Sırma
* Halil İnalcık
* Ethem Ruhi Fığlalı
* Abdülbaki Gölpınarlı
* Rifat Okudan
* Rıza Çöllüoğlu
* Cüneyt Köksal
* Ferzende İdiz
* Vahit Göktaş
* İsmail Karaçam
* Adnan Demircan
* Fatma Kızıl
* Aynur Uraler
* Şemsettin Bektaşoğlu
* İsmail Yelkenci
* Ahmet Özbay
* Mehmet Özşenel
* Abdullah Aydınlı
* Raşit Küçük
* Özcan Hıdır
* Erdinç Ahatlı
* Fatih Çıtlak
* Cemal Aydın
* Mahmut Karakış
* Abdurrahman Büyükkörükçü
* Ahmet Tahir Dayhan
* Murat Türker
* Cağfer Karadaş
* Şerafettin Gölcük
* Kamil Çakın
* Nihat Hatipoğlu
* Ali Kara
* Ali Eren
* Mehmet Şevket Eygi
* Dilaver Selvi
* Ali Kaya
* İsmail Lütfi Çakan
* M. Yaşar Kandemir
* Halil Günenç
* Sezai Karakoç
* Cemil Meriç
* Halil İbrahim Kutlay
* İbrahim Hatiboğlu
* Muhammed Emin Yıldırım
* Seyyid Muhammed Alevî el-Mâlikî el-Hasenî
* Nurettin Yıldız
* Said Havvâ
* Teoman Duralı
* Abdurrahman Aslan
* Bedri Gencer
* Ahmet Tomor
* Ali Ramazan Dinç
* Yasin Pişgin
* Halis Aydemir
* Ali Arslan
* Orhan Çeker
* Metin Yiğit
* Selahattin Polat
* Yavuz Ünal
* Tahsin Görgün
* Salim Öğüt
* Ömer Türker
* Recai Karakoç
* Abdülmetin Balkanlıoğlu
* Abdulkadir Şener
* Orhan Ençakar
* Fatih Kalender
* Hüsamettin Vanlıoğlu
* Abdullah Hiçdönmez
* Cübbeli Ahmet Hoca
* Ekrem Buğra Ekinci
* Mustafa Armağan
* Ahmet Şimşirgil
* Talha Uğurluel
* Mustafa Fayda
* Muhsin Demirci
* Ahmet Yücel
* Şevket Kotan
* Ali Pekcan
* Yusuf Kerimoğlu (Hüsnü Aktaş)
* Hidayet Zertürk
* Soner Duman
* Murat Kaya
* Adem Ergül
* Metin Yurdagür
* Yusuf Ziya Keskin
* Muhittin Uysal
* Ahmet Özel
* Mustafa Fayda
* Abdullah Yıldız
* Adem Apak
* Servet Armağan
* Abdülhamid Birışık
* Yusuf Ziya Kavakçı
* İbrahim Tüfekçi
* Ahmed Turan Aslan
* Mustafa Demirkan
* İbrahim Halil Er
* Burak Kızıldaş
* Harun Çetin
* Şerafettin Kalay
8 notes · View notes
kulti-gin · 5 years
Text
Tumblr media
Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşek idi…
Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi…
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
TÜRK'ÜN HALİ
“İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler.
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değiln miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
VATANDAŞLIK BAYRAMI
Falih Rıfkı Atay (1894-1971), “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı, kasırgaydı, dünyayı aydınlatan güneşti. Bu sebeple…
91 yıl önce…
Tarih: 23 Mayıs 1928.
TBMM, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nu kabul etti. Böylece…
Asırlardır hor görülen Türk, yurttaşlık payesiyle onurlandırıldı.
Osmanlı ile Cumhuriyet farkı buydu…
“Türk”, Osmanlı'da olduğu gibi aşağılanan-horlanan değildi.
Zamanın ruhu değişmişti:...
Tükr Mitolojisi Tarihi
12 notes · View notes
netbilge · 2 years
Text
Halis Aydemir kimdir? Halis Aydemir'in eşi kim? Halis Aydemir hangi cemaatten?
Halis Aydemir kimdir? Halis Aydemir’in eşi kim? Halis Aydemir hangi cemaatten?
Halis Aydemir kimdir? Halis Aydemir’in eşi kim? Halis Aydemir hangi cemaatten? İlmi çalışmalarını; olasılık merkezli rivâyet sistemi analizleri, şarkiyatçılık, Kur’ân-ı Kerim araştırmaları ve tahkik konularında sürdürmektedir. Evli ve üç çocuk babası olan Aydemir, Hafız olup, Arapça ve İngilizce bilmektedir. Halis Aydemir kimdir? Halis Aydemir’in eşi kim? Halis Aydemir hangi cemaatten? 1974…
View On WordPress
0 notes
Text
youtube
Arkadaşlar Halis Hocamızın değerini bilelim.
0 notes
ibokumus · 5 years
Text
Tumblr media
TÜRKLÜK KAVRAMI UZUN BİR YAZI OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM
Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşekti
Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi…
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
Türk'ün hali
“İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler.
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değil miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
Vatandaşlık Bayramı
Falih Rıfkı Atay (1894-1971), “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
TÜRK; ATATÜRK'E GÖRE, YILDIRIMDI, KASIRGAYDI, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİ. BU SEBEPLE…
91 YIL ÖNCE…
TARİH: 23 MAYIS 1928.
TBMM, 1312 SAYILI TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU'NU KABUL ETTİ. BÖYLECE…
ASIRLARDIR HOR GÖRÜLEN TÜRK, YURTTAŞLIK PAYESİYLE ONURLANDIRILDI.
OSMANLI İLE CUMHURİYET FARKI Buydu.
Soner Yalçın
4 notes · View notes