Tumgik
#evvel zaman içinde
tlbvaa · 6 months
Text
6 notes · View notes
tipitip213 · 15 days
Text
KÖYLÜ AİLE
3.BÖLÜM
Nasıl damat sevdin mi sıkma böreğimi ?
- Valla kaynana çok güzel olmuş eline koluna sağlık
- Afiyet olsun damat karnını doyur çekinme
- Kız Fatma hele bizim kovanların balındanda getir damat yisin yufka ekmekle…Bizim bal adamı duvara tırmandırır yetmişlik ihtiyarı azgın boğaya çevirir biliyon
- Bilmemmi bey doğru diyon dur getirim
Al bakem damat.Yufka ekmekle ye amma ki tesirli olsun
- Ha şöyle…Ye koçum yeki iyi meledesin kuzuyu…Deemi hanım
- Yo yoo damadıma diyecek yok..Güllüyle konuştum gari..İyi meletmiş kuzumu
- Aferim benim damadıma..Gancık kısmını iyi meleden erkeği severim ben.
Kız Güllü ! Dolaptan rakıyla buz getirde iki çekek bakalım damatla
- Tamam baba
- Ohh az da buz koy..Sizde için bakem ananla..
Hadi bakem damat tokuşturak gari..Ohh iç rakıyı sik karıyı!
- Babaa…
- Ne o kız utandın mı!
- Utanmadımda daha ilk akşamdan açılıverdin baba. Bekir belki alışkın değildir bizim işlere diye şey ettim
- Kız senin şey eden ağzını şey edim…Ben damatınan konuştum Bekir’i tanımasam açılırmıyım..Deemi damat
- Heye baba.Valla baba sen rahat ol. Ben her bişeye doyarın sikişe doyman.İnanmazsan kızına sor
- İnanırım koçum inanırım..Öyle olmasa seni seçermiydik koca köyden…
- Sağol baba..
- Kız Fatma !
- Buyur bey
- Kız gel bakem şuraya yanıma otur hele az yanaş
- Geldim buyur
- Kız dik bakem şu rakıyı susuz iççen amma
- Tamam bey
- Ooooh yarasın gancığıma… Kız aç bakem şu memeleri
- Aman herif damadın yanında
- Aç kız! Benim rakı soframa oturan gancığın memeleri açık olcak bilmiyon mu? Aç amcığına goduğum ! Oooh şöylee…Nasıl damat ? Kaynananın memeler kavun dee mi?
- Offff hakket baba ohhh
- Kız Güllü açsana sende ne duruyon? Çıkarın gayri şu üstünüzü
- Tamam baba
- Ohhh ha şöylee..Portakal memeli kızım benim…Ha şimdi rahat rahat yenilsin içilsin
- Bekirim bizim ev böyle işte kızmıyon dee mi?
- Ne kızması Güllüm kuduruyom deli oluyom valla..Off şu ananın memelere bak yaa off
- Essah çok bakıyon amma.Heçmi meme görmedin?
- Baksın kızım baksın…İlk akşamdan şaşırdı gayri oğlan…
- Bak koçum bak..Erkek dediğininin evvel göte memeye gözü doyacak
- Doğru diyon baba
- Eee anlat bakem damat senin şu topal bacın noldu? Evlendi getti..Eyi koca buldunuz ona..Topal mopal dimedi aldı adam..Enişten işi biliyo belli ki…Topal amı datlı olur derler
- Valla baba evlendi eyi oldu..Yoksa iyice köylünün diline düştüydük..Enişte içinde ilk zaman şehirde fabrikada çalışıyor dedilerdi kızı alıp şehre götürdü amma işsizmiş sonradan öğrendik.Yanılız bacım en yenisinden telefon aldı kirayada güzel ev tutumuşlar, naal oldu bu işler anlamadım…
-
- Len damat seninde kulağına gelmiş dimek ki amma bende deyim..Bacın az topal amma bal kabağı gibi götü var.. Boyuda kısa..Hemide az tombul..Yalan yok bizim üzüm bağında bacının o tombul götüne bi kerede ben köklediydim amma kendi oynaştı evvel. Yanına varır varmaz daha ben heç bişey demeden etrafı kollayıp domaldı şalvarı indiriverdi..Meğer don giymemiş şalvarın altına güççük yosma.Yanılız, bacın benim yarrağı görünce korktu.’ O ne ağam kedi kafası gibi başı var ‘ dedi. ‘ Sus kız domalıp göt açmayı biliyon’ deyip tükrüğü basıp yüklendim bende.Ikına ıkına zor aldıydı.Heç unutmam kol gibi yarrağı bacının beyaz tombul götüne kökleyince amından çişini kaçırdıydı gancık.Tabi ben hepsini kökleyince çığırdı ‘ Kıçım yırtıldı ağam nolur çıkar ‘ diye debelendi rahat pompalatmadı amma bende kökleyip rahatladım belimi iyice çekti dölümü süzdü.Heç unutmam yarrağı götünden çekince bacın hemen yere çömelip oracığa sıçtı. ‘ Götümü yırttın ağam bokumu getirdin ‘ dedi.Hatta naal köklediysem gayri benim sikin başına bacının boku bulaşmış onun şalvarıyla temizlediydim.
- Neyse damat kızma bana gayri, Merve bacını köyde sikmeyen kalmadıydı zaten.Bizde tadına bakmış olduk..Eyi oldu evlendi gitti..Netcen boşver…
- Ohhhh..Herif öyle bi anlattınki amım gızıştı valla..Şuracıkta domalasım geldi sana…
- Oooo anam kafayı bulmaya başladı Bekir’im..Sen bakma bizimkilere içmene bak sen…
- Ohh ne diyon aşkım kuduruyom ben yaa..Sikim dimdik oldu valla
- Du bakim..Ooo hakket pantolonu yırtcan nerdeyse..Aşkım çekinme çöz pantolonu sıyır külodu rahat otur
- Olur mu kız anan görür
- Ya aşkım hala alışamadın mı bize? Görmüyon mu anamla benim memeler ortada…İki saattir anamın memelerine bakıyon…Daha neyden çekiniyon…
- Dur tamam kız..Al o zaman indirdim pantolonu
- Haah şöyle..Offf şuna bak taş olmuş taş…
- Kız Güllü ne konuşuyonuz siz aranızda fısır fısır
- Yok baba bişey yok…
- Herif görüyon mu? Damat bizim ortamı görünce azdı valla…Dimek bizim evin hallerini görse hepten kuduracak
- Kudursun Fatmam kudursun amma daha bişey etmedik ki.Şurda içip muhabbet ediyok
- Valla ben size bişey deyim. Merve evlenip şehre gittikten sonra kocası ona ayrı hatla yeni telefon almış..Beni aradı konuşuyoz biz onla..” Kimsede yok sana veriyom numaramı abimede verme “ dedi.Whatsaptan resimler attı..Merve çok değişmiş..Kocası onu kuaföre götürmüş yeni elbilseler almış..Şehir kızları gibi olmuş..
- Ohh..Orosbu olmuş desene amcık ! Hele düğünde gördüydüm kocası az gözü açık oğlandı..Hele bu oğlan bu yakışıklılıkla bu topalı netcek diyodum dimek sikip satcakmış gancığı…Sermaye almış kendine. Kızmıyon demi damat içerleme
- Yok baba ne kızcam zaten köyde dedikodusu çok çıktıydı..Şehirde ne bok yerse yesin bana ne..Bize yük olmasında..
- Eyi oldu eyi.Kız üç kuruşa üzüme zeytine yevmiyeye gidiyordu şimdi heç deel eli para kıçı yarrak görür şeherde…Hemide şeherde bu işler rahat olur..Köydeki gibi lafı çıkmaz…
- Fatmam doğru diyo damat…Bakma köyde varyatımız var köyün ağası zenginiyik diye elin karısını kızını rahat sikemedik.Siktiklerimizde kendileri oynaştı yosmalar.Yalan dimeyek kendi kızımızı avrat ettik kendimize. Fatmamın sebebine Güllümde verimli çıktıda geçinip gidiyok işte.Amma gönülleri olmasa yapmam.Zorla güzellik olmaz demişler.
-
71 notes · View notes
layezalll · 6 months
Text
Issızlığın kol gezdiği eski bir avlunun bahçesinde gördüm seni dün gece
su alan sandalların sefâlarına doğru yürüyordun
bilinmezlerin girdabindaydin ve yeşil kazağın vardı üstünde,
gurub mehtaba doğuyordu, içinde beslenen sevgi büyürken,
sen kulaklarını tıkanmış pür dikkat dinliyordun,
evvel zaman içinde geçen tüm olağan masalları.
Dünya güzeli perileri, kötü kalpli cinleri, 
karanligin ellerindeki fenerleri, hayran olduğun maskeleri.
dün gece eski bir avlunun bahçesinde gördüm seni,
Yalnızlığın kol gezdiği zamanlardan geliyordun sanki
Duygularımın dağınıklığından olacak ilgilenemedim seninle,
ben umut ekiyordum o an, artık umut dilenmedigimden,
Tohumlarımı özenle savurmadan, israf etmeden serpiyordum düşlere,
gün kızıla dönüp, son yolcu seferine çıkana kadar.
tırnaklarımı takıyorum, dağılmış bir hayatın dengesini kurmak için 
Yanağımda ayazın al rengi, gözlerimde suretinin inci tanesi
Bildiğim gerçekler daha ağrılı, bilmediğim sancılardan.
dün gece eski avlunun bahçesinde gördüm seni,
dinlemeden duyduğun, anlatmaya üşendiğin masallardan geliyordun,
Heyecanla daldın eski avlunun bahçesine,
eline gelen her umudu koparıp dalından, solduruyordun,
siyah bir gülümseme vardı yüzünde, ona bile yakışıyordun.
Yüzünde aşinslı olduğum tehditkar bakışlarla.
eski avlunun bahçesinde bir oğlan çocuğu,
tezatlarin kaosunda, dolduruyordu gamzelerinin çukurlarini,
biriken göllerini denizlerle buruşturup yol açıyordu sana,
ve sen eski bir avluda eski bir sandalla açılıyordun denizlere,
ay denize vurduğunda da karanlıktı yüzün,
el sallarken sahilden kırmızı bir hüzün,
Ekeceği yeni umutlarını oksuyordu, 
ve hala  gülümsüyordu
eski avlunun bahçesinde bir çocuk
138 notes · View notes
endergelisenataklar · 8 months
Text
böyle içimde bir ağrı gibi bir şeyler yazma isteği uyandığı zaman heyecanlı heyecanlı “abi bilgisayarda işin var mı?” diyerek onu elinden alıp odama kaçıp denemeler ve şiirler yazdığım denizli günleri geldi aklıma. işim yok derdin. ama senin de içinde bir şeyler olurdu hep. telefonun yeterdi sana. galiba iki sene evvel bu günlerdeydi. her şeyi çok özledim. şimdi uzak bir şehirde ışığı kıstım, sonraları çok sevdiğin o şarkıları ve senin de bilgisayarına bıraktığım o içi boş microsoft word belgesi bilmem kaçı açtım.
okuma daha fazla. telefonun yeter sana.
70 notes · View notes
huseynmammad · 3 months
Text
İşin içinden çıkamadığınızı hissettiğiniz anlar olur bazen. Tüm dünya size karşı birleşmiş, üstünüze doğru geldiğini sandığınız anlar. Nereye kaçsanız kalbinizin acısını geçiremeyeceğini bildiğiniz, kalbinize mütemadiyen batırılıp çıkarılan bıçakların dinmeyen bir acı verdiğini bilirsiniz. İnsanı en çok yıpratan da bu acı halin ne zaman geçecek olduğunu bilemeyişidir. Yani belirsizliktir. Belirsizlik insanı içten içe mahveder. Çekilen onca acıya dayanabilecek gücü bulursunuz da belirsizliğe karşı elinizi kaldıracak kuvvet dahi bulamazsınız. İçinizden "Keşke 1 hafta sonra, 1 ay sonra yahut da 1 yıl sonra geçecek ama o zamana kadar dayanmak zorundasın deseler." dersiniz de ortaya çıkan kimse olmaz. Siz ve içinizde kopan fırtınalar dışarıya sakin bir deniz gibi sürur eder. Ve en çok geceler ortak olur derdinize. İçinizi açabildiğiniz, gözyaşlarınızı gösterebildiğiniz tek zaman odur çünkü. Kendinizi güçlü bir duruşla ayakta tuttuğunuz gündüzün yorgunluğu gece olunca yere yıkar sizi. Biri su istese verecek güç dahi yoktur. İnsan bazen sorgular. Neden bu kadar acı, belirsizlik beni buldu diye. Oysa düşünemez sadece onda olmadığını.. Dünyanın yalan olduğunu bilen herkes için olur böyle haller. Bazen aşık olmuş biri, bazen işinde iflas etmiş biri, bazen sıradan bir şekilde yaşamını idame ettiren biri ve bazense şöhret ve zenginlik içinde olan biri. İnsana has bir boğulma hissidir bu. Dönemsel gelen de vardır, daimi bu hüzne gark olan da. Fakat bu saydıkarımın içinde çıkış kapısını bilen kişiler topluluğun az bir kısmını kaplarlar. O çıkış kapısı en kolayı ama en zorudur da. Allah'ın kapısı. En kolayıdır dedim çünkü bir abdest alıp elleri birleştirmeniz kadar yakındır. Zordur dedim çünkü hiçbir adım atmak istemeyiş hissi insanı yerine saplar. Burada gidin dua edin edebiyatı yapmayacağım kimseye. Ama bilmenizi istediğim bazı şeyler var. Yahut hatırlatmak istediğim. Bilin ki kimsenin gözyaşlarınızı görmediği anda gören biri var. Kimsenin İçinizdeki fırtınaları göremediği anda gören biri var. Kimsenin ağlamanız için omuz vermesi gerektiğini anlamadığı anlarda anlayan bir var. Siz ne kadar uzak hissetseniz de size çok yakın biri var. Herkesin artık yeter biraz mutlu ol deyip sizden uzaklaştığı anlarda hep sizin ona yaklaşmanızı bekleyen biri var. Sen bana bir adım gel, ben sana 10 adım geleyim diyen biri var. Herkesin size nefretle baktığını düşündüğünüzde, kulum bana yaklaşsa da yaralarını sarsam diyen bi Allah var. Her şeyin geçici olduğunu hatırlatan, dünyanın sonu geldiğinde ona yaklaşan kulları için hazırladığı, akılların almadığı, hüznün, kederin, öfkenin, nefretin olmadığı yerler inşa eden Allah var. Şimdi evvel olarak bu yazıları yazan aciz kul ben, ahir olarak da bu yazıları okuyan sen. Çıkış kapısını hatırladık. Ne yapacağımız kendimize kalmış. Ama unutmayın ki yazdıklarım boyunca Allah ile konuşursanız dünyada bu çektiğimiz haller tamamen geçecek demedim. Çünkü bu hayatın imtihan olduğunu unutmamak gerek. İmtihan deyince akıllara lütfen sadece fakirlik, açlık, savaş gelmesin. Çünkü aşk acısı çeken birirnin akıttığı gözyaşları, hüznün ellerinden kendini kurtaramayan bir gencin kalp sancısı, Evlatlarını nasıl en güzel şekilde yetiştireceğini düşünürken boğulan bir anneninn sıkkınlığı, sevgisiz büyümüş birinin yarım kalmışlık hissi, sevilmek isteyen birinin hissettikleri hep imtihan. İmtihanları küçümseyen, yargılayan biri olmaktan hep kaçın. Kimse sınanmadığı imtihanın kazananı değil. Belki acısını küçümsediğiniz bir insanın acısı size yüklense onun kadar ayakta dahi duramayabilirsiniz. Şimdi uzun uzadıya yazdığım yazılardan sonra içinizde kopan fırtınalaraın, sakinleyip güneşle beraber gökkuşağı açan huzurlu anlara kavuşmasını temenni ediyorum. Belki yazımın tamamını okuyacak sadece birkaç kişi olacak ama bu temennim herkes için. Herkese sakin bir huzur temenni ediyorum. Bu yazıdan haberli ya da habersiz herkes için.. Sevgiyle kalın, acı vermeyen bi sevgiyle..
36 notes · View notes
fatomahperi · 5 months
Text
Bir varmış, yokmuş ... Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde bir ASLAN ile MAYMUN yaşarmış ...
22 notes · View notes
kalptekimavi · 23 days
Text
fakat işte gel gör ki dünyam takla attı. çünkü kalbin ani fren yaptı. hiçbir sebebi yok üstelik, beni sevmeyi, öylece birdenbire bıraktın. ben o beşikte yaşamaya öyle alışmışım ki, evsiz yurtsuz uykusuz ümitsiz kalakaldım. ve şaşkın. böyle bir ihtimale karşı çok hazırlıksız yakalandım. evvel zaman içinde, ben sanırdım ki senin beni sevmediğin bir sabaha uyanmak artık mümkün değil, afetler tufanlar savaşlar çıksa yer yarılsa başımıza taş yağsa gök yıkılsa ben hatalar üstüne hatalar yapsam yaşlansam yaslansam bi bastona ellerim kırışsa burușsa düşsem elden ayaktan herkesler dönse sırtını ben bile sevmekten vazgeçsem kendimi, ben sandım ki sen beni yine de seveceksin. așımız olmasa aşkımız olur başımız kopsa kalbimiz durur sandım ben çok mu aptalım. ölsek toprak toprak yaşarken köpük köpük dalga dalga severiz bir ömür sürer gider bu böyledir çünkü kalp sebebini bulursa hep onun için çarpar sandım. renkler solsa şarkılar dursa kuşlar ölse çiçekler dökülse biz baharı yeniden taşırız sandım. sevmek bitmez pil değil ki kalem hiç, kalemin bile tükenmeyeni var sevgi tükenir mi sandım. tam da bu yüzden. dünyam takla attı. hasarım hesapsız. başımda dehşet bir ağrı. dünleri düşünmeyi bırakmam lazım. solmayı seçen bir çiçeği inatla yeșertmeye çalışmaktan vazgeçmem lazım. değişen mevsimle ve gelecek günlerle yüzleşmem lazım. da nasıl. sökük dikilir dökük toplanır yara sarılır ama benim dünyam takla attı. buna ne yapılır.
@tugbakarademir ❤️‍🩹
12 notes · View notes
yucel-64 · 2 years
Text
Öyle bir geçti ki yıllar içinde zaman. Mevsim sonbahar olmuş farkında olmadan. Bugün baktığım evvel daha dün gibiydi, nasıl da yaşamadan yaşlanıyor insan...
Tumblr media
182 notes · View notes
yalnzardc · 1 month
Text
İsa Aleyhisselam
* İsa Aleyhisselâm: İsrailoğullarının reislerinden ve Hz. Süleyman'in neslinden bulunan İmranın kızı Hz. Meryem'in oğludur.
* Hz. Peygamber'in hicretinden güneş yılı hesabı ile altı yüz yirmi iki sene evvel Filistin'in Beytilehm denilen kasabasında dünyaya gelmiştir.
Hz. Meryem, pek temiz, muhterem bir kız idi. Henüz koca yüzü görmeden bir harika olmak üzere Cibrili Eminin öfürmesi ile Hz. İsa'ya yüklü kalmış onu bir yaratılış harikası olmak üzere doğurmuştur.
* Hz. İsa'nın gösterdiği mucizeler, harikülade haller, onun bir kudret harikası olduğunu isbat ediyordu. Buna rağmen yahudiler, Hz. Meryem'in aleyhinde dedikoduya cüret gösteriyorlardı. Hz. Meryem, amcası oğlu ve nişanlısı bulunan Yusufi Neccar ile beraber Mısır'a gitmişler, Hz. İsa on yaşına kadar Mısır'da kalmış, sonra yine Filistin'e dönülerek Nasire kasabasında ikamet etmişlerdi.
* Mısır halkı, İsa aleyhisselâmın yapığı ve Allah'ın, ona verdiği şeylerden korkmaya başlayınca Yüce Allah, Isa aleyhisselâmın annesi Hz. Meryem'e oğlunu Şam'a götürmesini vahiy ve ilham etti.
Şam'ın Nasıra kariyesinde, Cebel-i Halil'de yerleştiler. Nasara adı da bu kariyeden dolayı verilmişti.
İsa aleyhisselâm, otuz yaşına kadar oradan ayrılmadı
* Bir rivayete göre daha on üç yaşında iken peygamberliğe nail olmuştur. Fakat peygamberliğini otuz yaşında iken ilân etmiş, kendisine İncil'i şerif kitabi ile yeni bir şeriat verilmiştir. Hz. İsa, Hz. Yahya ile görüşmüş ve kendisine Havariler denilen on iki zat imân etmişti.
Hz. İsa, Havariler ile bir gece birleşip sohbet ederken demiş ki: Daha horoz ötmeden, yani sabah olmadan sizin biriniz beni inkâr edecek, ve beni pek az bir para ile satmak isteyecektir. Gerçekten de Havârilerden Budaşemun âdındaki bir şahıs, daha sabah olmadan Yahudiler ile görüşmüş, onlardan bir miktar rüşvet almış, Hz. İsa'nın yerini onlara haber vermişti. Yahudiler, Hz. İsa'yı tevkif etmek için bulunduğu yere koşmuşlar, kendilerine hikmet gereği Hz. İsa gibi görünen Budayı görüp yakalamışlar, hakkında idam hükmünü vermişler. Hz. İsa yerine Budayı çarmıha germişler.. Hz. İsa ise otuz üç yaşında olduğu halde Cenâb-ı Hakkın kudretiyle semaya kaldırılmış, dünya gailesinden kurtulmuştur.
* Sırtına kıl yün elbise, ayağına ağaç kabuğundan yapılmış, tasması hurma lifinden sandal giyerdi. Çoğu zaman, yalın ayak yürürdü.
Kendisinin, ne geceleri varıp içinde barınacağı bir evi, Ne bir ev eşyası, Ne zevcesi, Ne de ölmeyecek kadar bir günlük yiyecekten başka bir şeyi vardı.
* İsa Aleyhisselam tam 10 yıl halkın arasında kaldı. Ama İsrail oğullarından ona inanmadı ancak havariler denilen 10 kişi onun dinine girip iman getirdiler.
* Yahudilerin İsa Aleyhisselam yerine astıkları işû'dur derler.
İsa Aleyhisselâmın Şemaili
Orta boylu, hamamdan çıkmış gibi kırmızıya çalar beyaz benizli, dağınık düz saçlı idi.
Saçını uzatır, omuzları arasına salardı, Saçına hiç yağ sürmezdi. küçük yüzlü, çok benli idi.
* Rivayete göre: İsa aleyhisselâmla Muhammed aleyhisselâm arasındaki fetret müddeti, altı yüzyıldır.
8 notes · View notes
veylvadisi · 1 year
Text
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak diyarlarda küçük bir kız çocuğu, küçük bir kadının ruhunda ölü bulunmuş. Küçük kızın cesedini gören gelecek, geçmişin intihar ettiği yer olmuş. Ruhunda bir ceset taşıyan küçük kadının gözyaşları birer abrus tohumuna dönüşmüs. Hiçlik, toprakların altına damar gibi yayılmış. Karanlık her yeri sarmış. Ardından karanlığın içinde bir kibrit yanmış. Geçmiş geleceğin üzerinde kendini ateşe vermiş ve gelecek, geçmişle birlikte yok olmaya başlamış.
Tumblr media
28 notes · View notes
serceningunlugu · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Evvel zaman içinde 🌱
18 notes · View notes
16.04.2024
İşteki ikinci gün. Anlatacak çok ama çok şey var. ama erkenden herşeyi anlatmak istemem sanırım. İlk gün biraz hastaydım. biraz da korkularım vardı sanırım. uzun zaman çalışmamaktan mı, özgüven eksikliğinden mi, görece bilmediğin konularla yüzleşmenin verdiği tedirginlik mi bilemedim. ama yasemin abla bir mention attı twitterdaki "işe başladım tweeti"me ve cesaretim yerine geldi. bir gayem var, hatırladım. Unuttuğum şeyler de oldu ama.
Mesela bugün Kuzeyli Kadın'ın çalışma günü. Evden çalışıp Aybükeyle ilgilenme sözüm var yani. ama unutmuşum. Ben perşembe sanıyorum onu. Bilgisayarı da ofiste bırakmışım. N'olacak şimdi. biraz düşündüm ve en mantıklı çözümün bir an evvel şehire gidip bilgisayarı alıp gelmek olduğuna kanaat getirdim. çılgın kısmi bu değil ama. çılgın kısmi Aybükeyi de alıp, çocukları bırakıp, oradan doğrudan şehire, arabayla gidecek olmam.
Neyse kendi düşen ağlamaz dedim yola çıktım. Bir buçuk saat sürdü Stuttgart'a varmam. Arabayı park ettiğim sırada dişlerimi gıcırdatmaya başlamama az kalmıştı. Bir saatliğine park etmek için makineye 5 euro ödedik.
Aybüke'yi kanguruya koydum. Ana kucağı mı diyorlar işte ona. bir de baktım ki bizim pakize dört gözle bekliyormuş bu anı. Fıldır fıldır etrafına bakınıyor geleni geçeni iyice inceliyor. çok hevesli gezmeye, gezenti kızımız.
Ben hızla yürüdüm, o da kangurunun içinde hoplaya zıplaya, yanakları titreye titreye yol aldı. hiç ama hiç şikayetçi olmadı. Ofise vardım. Pilimi pırtımı toparladım ve hızla çıktım.
Geri dönüş yolu boştu, İş başlamadan yetiştim. Aybükeyi yatırdım. Kuzeyli Kadınla birlikte çalışmayı özlemişim.
Yeni bir işyerinde çalışıyor olmanın insana verdiği heves var. Her sorunun üstesinden geleyim, herşeyi çözeyim istiyorum. bütün enerjimi harcıyorum. teze de vakit ayırmam lazım.
Ama şimdi çocukları kursa götürme vakti. Ömeri judoya bıraktım. Ayşe de annesiyle müzik kursuna. Onlar kurstayken aybükeyle tavuk almaya gittik. muhammed ali ustanın tavuk çevirme kamyonunun önünde sıraya girdik. arkamızda ve önümüzde birkaç kişi bir süre sonra.
hemen arkamızda saçlarını kırmızıya boyamış, sigara içen bir kadın var. Aybükeyle bakışıyorlar. Aybüke kucağımda, yüzünü göremiyorum ama kadına nasıl dikkatle bakıyor olduğunu tahmin edebiliyorum. aralarına girmiyorum.
Sonra sonra ses de çıkarmaya başladı bizimki. kadın da güldü. Öyle olunca ben dönüp gülümsedim nezaketen. Kadın "biz flörtleşiyoruz" dedi. Ben de "izin verdim" dedim. Güldük. Sonra sıra bize geldi.
Muhammed Ali abi Aybükeyi güldürmek için çok uğraştı. Aybükem aslında yabancılara her zaman gülmez. o yüzden biraz temkinliydi başlangıçta. Muhammed ali abiye yüzünü gizleyip ce-e yapmasını söyledim. ise yaradı. Aybüke güldü. abi çok mutlu oldu. zulasından mavi bir balon çıkarıp verdi. bebisimi erkek zannetti :D olsun. bu soğukta bu kadar giyinebildik, sen bizi bir de ev gezmelerinde gör tavukçu amca.
2 notes · View notes
visalebeskal-a · 9 months
Text
Tumblr media
evvel zaman içinde kardeşim atamazsın deyince kaldırıp attığım ve kırılan; sonrasında annemin siniri yatışsın diye dünya metaının haiz-i kıymet bir şey olmadığını anlatmama ama bir türlü anlatamamama sebep olan biblonun diğer teki
6 notes · View notes
maho0326 · 1 year
Text
youtube
An Gelir
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı’nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
attilâ ilhan ölür
Attilâ İlhan
9 notes · View notes
huseinli · 1 year
Text
+ Evvel zaman içinde siyah sahçlı yalnız bir adam varmış.
- Neden yalnızmış?
+ Her canlı bir gün onu görmeye mahkümmüş.
- Bu yüzden ondan kaçmışlar
+ Hepsini kovalamışmı?
- Bir balta almış ve gözünü kırpmadan kendini ikiye bölmüş
+ Hep bir arkadaşı olsun diyemi?
-Hep bir arkadaşı olsun diye..
9 notes · View notes
yalnzardc · 5 months
Text
Mücadele sr. : Bu mübarek sûre, münafikin sûresinden sonra Medine-i Münevvere'de nazil olmuştur. 22 ayettir.
Bir aile meselesi hakkında mücadele vukuunu bildirdiği için kendisine "Mücadele Süresi adı verilmiştir ve bu meseleden dolayı kendisine "Sure-i Zihar" da denilmiştir. Ve ilk ayeti mubarek "Kadsemia" sözü ile başladığı için kendisine "Kadsemia" adı da verilmiştir.
12-Ey iman etmiş olanlar!. Peygamber ile gizli bir şey konuşmak istediğiniz zaman maruzatınızdan evvel- fakirlere- bir sadaka tak- dim ediniz, bu sizin için hayırlıdır ve ziyade temizliktir. Fakat - Sadaka verecek bir şey- bulamaz iseniz artık şüphe yok ki: Allah, gâfurdur, rahîmdir.
12 - İbn-i Abbas Raziyallahu Anh'tan rivayet edilmiştir ki: Müslümanlar, bir çok şeyleri sormak için Hz. Peygamber'in huzuruna koşuyorlardı. Bu hâl, Resûl-i Ekrem'e ağır gelmeğe başlamıştı. Cenab-ı Hak ta Peyamberinin yükünü hafifletmek için bu âyeti inzâl buyurdu. Bunun üzerine birçok kimseler, öyle müracaatlardan geri durdular. Hattâ deniliyor ki: Bu sadaka hakkındaki teklif, on gün devam etti, bu müddet içinde yalnız İmam-i Ali Hazretleri bir dinar sadaka verdi, sonra bu teklif şu onüçüncü âyet-i kerîme ile nesh edilmiştir.
13-Yâ maruzatta bulunmadan önce sadakalar takdim etmenizden korktunuz mu? Madem ki, yapmadınız ve Allah da sizi affetti, artık namazı kılın ve zekâtı verin ve Allah'a ve Peygamberine itaat eyleyin ve Allah yapar olduğunuz şeylerden haberdardır.
Haşr sr. : Medinede nazil olmuştur. 24 ayettir.
5. Herhangi bir Hurma ağacından ne kestiniz ise veya onu kendi kökleri üzerinde dikili bıraktınız ise hemen Allah'ın izni iledir. Ve yoldan çıkanları perişan etmesi içindir
5 - Rivayet olunuyor ki: O kâfirlerin hurma ağaçlarının kesilip yakılmalarına emr olunduğu zaman bazı kimseler demişler ki: Yâ Muhammed!. -Aleyhisselâm- Sen bizi yerde bozgunculuktan yasaklar olmuşsundur, şimdi bu ağaçları kesip yakmaktaki maksat nedir? Ve müslümanların kalplerine gelmişti ki: Resûl-i Ekrem'den sual edelim, bu ağaçları kesmekten dolayı bizim için bir mükafat var mıdır? Bunu terk ettiğimizden dolayı günahkâr olur muyuz? Bunun üzerine bu âyet-i kerîme nazil olarak bununla din düşmanlarının zelilliğe, hüsrana uğratılmış olacakları bildirilmiş, bu muamelenin hikmetine işaret buyrulmuştur.
10. Ve o kimseler ki: Bunlardan sonra gelmişlerdir, derler ki: Ey Rab'bimiz!. Bizim için ve îman ile bizi geçmiş olan kardeşlerimiz için mağfiret buyur ve bizim kalplerimizde îman etmiş olanlar için bir kin bulundurma Ey Rab'bimiz!. Şüphe yok ki, sen çok esirgeyicisin, çok rahmet sahibisin.
10 - Bu âyet-i Kerime, bütün Ashab-ı Kiram'a karşı hürmet ve muhabbette bulunmanın vücubuna delildir. Binaenaleyh bizim vazifemiz, bü tün Ashab-ı Kiram'a karşı muhabbet ve hürmette bulunmaktır. Onların aralarında bazı muhalefetler görülmüş olsa daq o, bir ictihad gereği bulunduğundan biz kendilerini mazur görmekle mükellefiz. Velhasıl: Bütün müslümanların birbirine karşı böyle bir muhabbet ile, bir iyilik severlik hissi ile yoğrulmuş bulunmaları, bir İslâm terbiyesi, bir ahlāki fazilet icabıdır.
6 notes · View notes