Tumgik
#ev düzeni
evihtiyaclari · 1 year
Text
Beyaz eşya üzeri düzenleme... 💚
#çamaşırmakinesi #beyazeşya #evdüzeni #banyodüzeni
0 notes
tuceninkedisi · 4 months
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
nesrin-c · 7 months
Text
Mükemmel kadın olmayın.
İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur..….
Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar..
Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz.
Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.
İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır
Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz.
Armut piş, ağzıma düş..
İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez..
Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır.
Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir.
Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir.
Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.
İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri, genellikle hayal kırıklığı ile biter.
En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz kadınlardır.
Neden aldatıldıklarını anlayamazlar.
Üstelik, eşlerinin seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır.
“Benim neyim eksikti”
Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok etkisi bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.
İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur.
Mükemmel kadın, eşinin yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur. ,
Çaba göstermek uğraşmak için ortada sebep bırakmaz.
Heyecanı, hevesi kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı başka ortamlar arar.
Çevrenizdeki insanları bir düşünün.
İçlerinde, mükemmel olduğuna inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu
Dışarıdan bakıp, dört dörtlük kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin.
Hazır bir hayat.
İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece sıkıcı, tek düze ve boş bir yaşam şeklini alır.
İnsani egonuz zarar görür..
Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir.
Sürekli başkaları için yaşamak,onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek ve hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz kılar.
Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek, gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almaz.
Düzenli olarak bunlar yapıldığı için, görevmiş gibi algılanır ve kıymeti bilinmez.
Kusursuz ve mükemmel olmak, sadece zarar verir.
Eşini, çocuğunu, kendini hatta dostlarını bile zor bir psikolojik sürece sokar. ilişkiler paylaştıkça değer kazanır ve keyif verir.
Mükemmel kadın mutlu olamaz.
Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir yaşamı unutur.
İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur.
Mükemmellik, insana ait değildir.
Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın..
Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar.
Sevgiyle kalın…
Candan Ünal.
162 notes · View notes
anonimbeyy · 3 months
Text
📌RAMAZAN'A DÂİR ☪️ 2024☪️
-Hazırlık aşaması:
°Herkes kendi mezhebine dair bir ilmihal kitâbından oruç bahsini baştan sona okuyacak. Bu kesinlikle ramazana bırakılmamalı. (Ömer Nasuhi bilmen tavsiyemizdir)
° Sosyal medya azaltılmalı. Uyku düzeni sağlanmalı vb hususlar.
° Bütün ibadetler kadir gecesine bırakılmamalı. Her gece kadir gecesi bilinmeli. Bayram temizliği uğruna son günler heba edilmemeli. (Son on gün miktar arttırılabilir.)
°Ramazana dair çizelge/planlar hazırlanacak. Okunacak kitaplar,hatimler, zikirler ve yapılacak ibadetler belirlenecek.
-Ramazanda neler yapılabilir:
📌1) Ramazan Kurân Ayıdır!
- kuran okumayı bilmeyenler elifbaya başlamalı. Camiilerden, kuran bilenlerden, YouTube derslerinden yardım alınmalı.
-kuran okumayı bilip tecvid ve yüzüne okuması eksik olanlar, tecvid eğitimi almalıdır. Yüzüne ise bol bol okuyup geliştirilmelidir. (Yardım alınacak yerler ilk maddeyle aynı)
-yüzüne güzel kurân okuyanlar okuyabilecekleri kadar kuran okumalı. Mukabelelere katılmalı. Not: mukabele ramazan ayında yapılır erken veya geç olmaz.
📌2) Kurânı anlamaya odaklan!
-Kurânın muhtevasına her müslümanın hakim olması gerekir. Kuranı tanımaya dair gayret etmeli. (Örn. Murat padak cüz cüz kuranı tanıyalım kitabından her gün bir cüzün içeriğine bakilabilir.)
-Günlük okunan kuranla birlikte meali de okunabilir. (Celaleyn,hasan basri Çantay tefsir meali tarzı bir eser bitirilebilir.)
-Ya da YouTube derslerinden bir sure belirlenip onun tefsiri dinlenip not alınabilir. (Safvetut tefasir dersi vb)
📌 3)Kur'an en güzel sünnetle anlaşılır:
-Ramazanda belirli sünnetler belirle ve onları uygulamaya çalış.
(Cemaatle namaz kılmak, gün içindeki nafileler vs.)
-Her güb bir veya daha fazla hadisi şerif oku ve uygula. (Riyasüz Salihin, hadislerle islam vb bir kitabı günlük düzenli olarak oku)
📌4) Namazsız mümin , Teravihsiz Ramazan olmaz:
-5 vakit namaz eksiksiz kılınmalı. (Namaz kılmayanlar namaza başlasın. Sünnetleri terkedenler sünnetlere riayet etsin. Kaza namazları olanlar çizelge yapıp kaza namazlarını bitirmeye gayret etsin.)
-Ramazanın coşkusu camiilerimizde yatsıdan sonra kılınan Teravihle yaşanır. Teravihi 30/30 yapmaya gayret et.
-Ramazan demek gece ibadeti demek, Bu ay sahurda Teheccüd namazına kalkarak adet hâline getirmeye çalış.
-kuşluk, evvabin , mescid , tesbih namazları gibi nafile ve sünnet namazları kılarak Ramazanı ihya et.
📌5) Ramazan Dua ve zikir ayıdır:
- Namazlardan sonra tesbihatını düzenli olarak yap ve hiç bir namazdan sonra duasız kalkma. Gazze dahil olmak üzere bütün mazlumlara hususen dua et.
-sunnette ve kuranda geçen zikirler ve dualara dilini alıştır. (İmam nevevinin el ezkarı okunabilir.)
-peygamber efendimize bol bol salavat getir, istiğfarı da unutma.
📌6) malınızla cihâd etmek ve sadaka, fıtre vs vermek:
-Ramazan diyince akla elbette fitre gelir. Fitreler ihmal edilmeyip ailecek daha evvel belirlenen ihtiyaç sahiplerine verilmeli.
-Ramazan kolisi hazırlanıp Ramazandan evvel ihtiyaç sahibi bir eve hediye edilebilir.
- Herkes 30 gün boyunca gücü yettiği kadar her gün sadaka çıkarabilir. (Örn. Günde 10 Tl ile 30 gün için 300 Tl sadaka vermek)
📌7) Ramazan nefsin tezkiyesi ayıdır:
-Kişi imkanı ölçüsünde itikafa girmeli, itikâfın manevi lezzetinden ve ecrinden faydalanmalıdır.
-Sosyal medya kullanımı azaltılmalı. Ömür sermayesi muhasebe edilmelidir.
-Ramazanda iftar sofrası hazırlayalım derken yemekler israf edilmemeli unutmayalım ki ramazan israfı mübah kılmaz!
- Ramazan sadece midenin aç bırakılması olmamalı. Göz, kulak haramdan, dil yalandan gıybetten arınmalı, bütün organlar için aynı hassasiyet gösterilmelidir.
-sılayı râhim çoğaltılmalı, küsler barışmalıdır.
-bir ayağımız her zaman ilim meclislerinde olmalıdır.
Not: Unuttuğumuz veya sürçi lisan ettiğimiz bir şey varsa hakkınızı helal ediniz. Fisebilillah hazırlanmış bir yazıdır. Umarım faydalı olur. Unutmayalım bu belkide son ramazanımızdır. Allah, Hayırla ramazana kavuşmayı ve Affolunmuş bir şekilde ayrılmayı hepimize nasip etsin.
106 notes · View notes
seyyahe-iavare · 9 days
Text
Tumblr media
Terapistim bunu paylaşmış. Bana da yaz dedi duygularını yazmanı istiyorum şu oldu şunu hissettim şeklinde... Ben nerden nasıl başlayayım. Hangi duyguyu hissedeceğimi bilmiyorum ki artık ağlamaktan gözlerim harap halde başım ağrıyor. İçimden hiç birşey yapmak gelmiyor kendimle kavga etmekten yoruldum. Başımı birinin dizine koyup saçlarımı okşatmak istiyorum gerçekten buna ihtiyacım var. Birinin sırtımı sıvazlayıp geçecek demesine ihtiyacım var. Korkma olacaklar olsun denmesine ihtiyacım var. Ne yapacağımın bildirilmesine ihtiyacım var Allahım. Niye kimseye kendimi anlatamıyorum. Neden avaz avaz bağırmak istiyorum sürekli... Neden içimdeki bağırma isteği bitmiyor. Neden birşeyleri kırıp döküp dağıtasım geliyor elimi sağa sola vurmak istiyorum... Kafam, kalbim durulmuyor. Kalbim ve gururum arasında sıkıştım kaldım... Ailem her zamanki gibi şaşırtmadı hem nalına hem mıhına... Zaten biz çocukken de böyleydi dışarda hırpalanırdık eve geldiğimizde ayrı azar yerdik. Hiç bir zaman o denge kurulamadı. Hiç bir zaman yerinde ben arkandayım denmedi. Ben arkandayım ama... vs. Ben arkandayım ama ben evlat yetiştirememişim vs... Benim evlatlardan yana yüzüm gülmedi. Hiçbiriniz doğru bir hayat düzeni kuramadınız vb. Bem yoruldum baba düzgün evlat olmaya çalışmaktan' sürekli en doğru şekilde hareket etmesi gereken bir eş olmaktan yoruldum. Bir insan ailesine zayıf tarafını gösteremeyecekse ne anlamı var aile olmanın. Eşine karşı rahat olamayacak ben anlatamasam da o beni anlar diyemedikten sonra sürekli cambaz gibi o ipin üzerinde yürümesi gerektiği zaman ne anlamı kalıyor hayat paylaşmanın aynı yastığa baş koymanın. Peki neden çekip gidemiyorum beni bağlayan ne? Ayağıma kendi prangalarımı kendim takıyorum sanırım. Kaldıramayacağım yükleri sırtlanma çabam neden? Bu sanırım pek terapistimin istediği gibi bir yazış olmadı ama az da olsa zehri dışarı atma çabası olabilr.
21 notes · View notes
yalnzardc · 2 months
Text
"günümüzde, fıtratı itibarıyla hayatın ev düzeni boyutunu ayakta tutmak, hayırlı nesiller yetiştirmek ve rütbelerin en büyüğü olan annelik vazifesini yerine getirmek gibi ana vazifelerle görevlendirilen kadını, yaratılış amacı ve fıtratıyla asla bağdaşmayacak olan geçimi sağlama başlığı altında yüzlerce işle sorumlu tutmak modern zamana mahsus bir akıl tutulması olsa gerektir. "
14 notes · View notes
sillagen · 4 months
Text
emilymariko isimli kadın kullanıcı var ya instagram'da önünüze mutlaka çıkmıştır yemek yapıyor ve düzeni çok hoş. Yemek yapmasından çok o kadar iştahlı yemek yiyişi var. Dümdüz ciğ sebze sapını sosa bulayarak. O sıra gel kız sana Hatay usulü soğanlı ev tavuğu doldurayım onun suyuna döğme pilavı pişireyim nasıl yiyeceksin merak ediyorum oluyorum. Emily bizim eve gelmelisin ve ben seni onu tadarken görmeliyim.
19 notes · View notes
layezalll · 2 years
Text
Tumblr media
Mükemmel bir kadın olmaya çalışmayın!
İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur.
Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar...
Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz.
Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.
İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır.
Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz.
Armut piş, ağzıma düş...
İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez.
Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır.
Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir.
Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir.
Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.
İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri, genellikle hayal kırıklığı ile biter.
En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz kadınlardır.
Üstelik, eşlerinin seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır.
“Benim neyim eksikti?”
Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok etkisi bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.
Mükemmel kadın, eşinin yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur.
Çaba göstermek uğraşmak için ortada sebep bırakmaz.
Heyecanı, hevesi kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı başka ortamlar arar.
Çevrenizdeki insanları bir düşünün.
İçlerinde, mükemmel olduğuna inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu?
Dışarıdan bakıp, dört dörtlük kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin.
Hazır bir hayat.
İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece sıkıcı, tek düze ve boş bir yaşam şeklini alır.
İnsani egonuz zarar görür.
Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir.
Sürekli başkaları için yaşamak,onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek ve hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz kılar.
Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek, gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almaz.
Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir yaşamı unutur.
Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın.
Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar.
129 notes · View notes
oluruvar · 10 months
Text
Annemin ben doğduğumdan beri evde asla düzen kuramayışı, mutfak dolaplarının bile düzeninin olmaması üstümde öyle bi baskı kuruyor ki... Ortaokuldan beri bana evde "küçük anne" dediler çünkü ev işlerine, yemeğe, bulaşığa ben bakıyordum. Annem canı isterse yapar, istemezse yapmazdı. Nefret ederdim bana böyle söylemlerinden. Başta ev işlerini severek yapardım, bi şeyler düzelecek sanardım. Yıllarca aynı düzen devam etti ama yok ben nankörlükten başka bi şey görmedim. Sürekli evde düzen tutturmaya çalıştım. Kendi hayatımda düzen tutturmaya çalıştım. Bi evde uyku düzeni, yemek saati mutlaka olmalıydı benim için ama çocukluğundan beri ebeveynlerin bunu sağlayamamışsa onlarla yaşarken bunu yapabilmek imkansıza yakın oluyor. Ben düzensizlikten bıktım. İki kutudan oluşan raf gibi bi şey var bizim mutfakta. Yıllardır annem ne bulduysa içine atar. Ben neresinden tutsam elimde kalan evi parça parça düzeltmeye çalışırken mutfağa dadandım geçen gün. Dolapları düzeltmeye çalıştım. O kasalara geldi sıra. Bakın bi kasadan çıkan şeyleri aklımda kaldığı kadar söylüyorum: sarımsak, sakız, iki nescafe, oynamalık tahta kaşık, fermuar, fındık, ceviz, çeşitli faturalar ve garanti belgeleri, ilaçlar... Olm böyle bi şey olabilir mi ya? Bu nasıl normal olabilir??? Kafayı yiycem. Neyse, kimseye sinir kusmadan "buranın hali ne böyle" demeden her yeri çiçek gibi yaptım. O kasaların kumaşlarını yıkamaya attım. Bu sırada herkese dedim ki "buraya sakın HİÇBİR ŞEY koymayın. Ben kumaşlar yıkanınca düzenleme yapıcam. Benden habersiz kimse bi şey koymasın buraya". Tm dediler. Şimdi içinde boş yumurta kartonları, çeşitli boş pet şişeler ve ilaçlar var. Ben "burayı boş tutun dedim, düzenliycem dedim, niye koydunuz bunları buraya" dedim. Annem "sen elleme ben halledicem" dedi... İşte orda benim kayış koptu. Olm... Gerçekten bu ev insanın sabrının sınırlarını bulmak için yapılmış bi deney evi gibi. Hatta the good placedeki gibi sanki lütuf gibi sunulan bi cezaya benziyo. Aklımı oynatıcam gerçekten. Ne demek "sen elleme ben bakarım" olm YILLARDIR NEDEN BAKMADIN O ZAMAN??? Annelik yapamayacak, ev hanımlığına karakteri uymayan kadınların evlenmesinden, çocuk yapmasından nefret ediyorum. Annemi bıraksan kendi sorumluluğunu alır belki ama çocuğu geçtim bir ikinci insanın bile sorumluluğunu alamaz. Annem evlenmemeliydi. Ona uygun değildi. Ne derdi olsa bana anlatır, benim sorumluluğum değil anlatma derim küser. Yaptığım hiçbir işi beğenmez, bi itin götüne sokmadığı kalır. Sürekli kavga çıkarır, saçma sapan şeylerden trip atacak bi şey bulur... Bu ne Allah aşkına bu nası bi lanet ya? Ben burda nası yaşamıma devam edebilirim sağlıklı bi şekilde? Çok yoruluyorum gerçekten illallah ettim ya
18 notes · View notes
venusunruhu · 1 year
Text
Mükemmel kadın olmayın.
İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur..….
Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar..
Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz.
Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.
İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır
Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz.
Armut piş, ağzıma düş.. İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez..
Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır.
Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir. Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir.
Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.
İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri, genellikle hayal kırıklığı ile biter. En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz kadınlardır. Neden aldatıldıklarını anlayamazlar.
Üstelik, eşlerinin seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır. “Benim neyim eksikti”
Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok etkisi bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.
İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur.
Mükemmel kadın, eşinin yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur. ,
Çaba göstermek uğraşmak için ortada sebep bırakmaz.
Heyecanı, hevesi kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı başka ortamlar arar.
Çevrenizdeki insanları bir düşünün.
İçlerinde, mükemmel olduğuna inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu?
Dışarıdan bakıp, dört dörtlük kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin. Hazır bir hayat.
İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece sıkıcı, tek düze ve boş bir yaşam şeklini alır.
İnsani egonuz zarar görür..
Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir.
Sürekli başkaları için yaşamak,onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek ve hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz kılar.
Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek, gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almaz. Düzenli olarak bunlar yapıldığı için, görevmiş gibi algılanır ve kıymeti bilinmez.
Kusursuz ve mükemmel olmak, sadece zarar verir.
Eşini, çocuğunu, kendini hatta dostlarını bile zor bir psikolojik sürece sokar. ilişkiler paylaştıkça değer kazanır ve keyif verir.
Mükemmel kadın mutlu olamaz.
Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir yaşamı unutur. İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur. Mükemmellik, insana ait değildir. Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın.. Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar.
Sevgiyle kalın…
Tumblr media
16 notes · View notes
benmisim · 9 months
Text
bebeği benimkinden bir hafta önce doğmuş biri var instadan bakıyorum. arabadan story atmış bebeği emzirdim çıktım falan diyor. akşam 10da story atıyor çocukları uyuttum günün en güzel saatleri akşam bana kalıyor falan diyor. nasıl yani? tamam bebek şimdi uyuyor da en geç iki saate uyanır nasıl akşam sana kalıyo? ya da “emzirdim çıktım” nasıl olabiliyo, ya yarım saat sonra bi daha isterse? bende ya da bizde bir sorun mu var diye düşünmeye başladım. hem tecrübesizim hem de tecrübesinden istifade edeceğim kimse yok etrafımda. bana ebeler “öyle iki saatte bir emzirmek diye bir şey yok ne zaman isterse emzireceksin” dedi ben de öyle yaptım ve yapmaya devam ediyorum. bi düzeni yok yani. hele ikinci hafta kontrolüne asm’ye gittiğimizde ebe bana yarım saat kırkbeş dakkada bir emzirmemi söylediğinde canım sıkılmıştı “ben ne zaman uyuyacağım peki???” diye… son günlerde ise bir huzursuz gibi. bazen saatlerce memeden ayrılmıyor. yani şöyle; emiyor uyuyor yatırıyorum beş dakka sonra tekrar uyanıyor ağlıyor meme arıyor bir daha emziriyorum bir daha uyuyor sonra tekrar uyanıyor… bi kere aralıksız bir saat boyunca memede kaldı, biraz uyuyup tekrar uyanıp tekrar meme istedi falan. sonsuz bir döngüde sürekli emziriyorum gibi geliyor. dışarı çıkmak istiyorum, hani tek de değil ha bebekle birlikte, onda bile çekiniyorum ya ağlarsa meme isterse diye. dışarda da emzirme imkanı buluyorum ama emzirmeye başlayana kadar feryat figan ettiği süreç geriyor beni. o gerginliği yaşamamak için dışarı çıkmaya ayaklarım geri geri gidiyor. doğalı bir ay oldu, bir ayda iki kere bebeksiz çıktım. ilkinde daha ilk günlerdi, ömer’le bi markete kadar gittik, evin etrafında turladık, sayılmaz bile hani. ikincisinde çocuğu ömer’e bıraktım kardeşimle çıktım. yarım saat sonra ömer çocuk ağlıyor deyince koştur koştur eve geldim. ben gelene kadar susmamış. ben kucağıma alınca sustu hemen. o olay beni çok etkiledi bir daha da ayrılmadım yanından :D yani işte şimdi bi kendi bu deneyimlerime bakıyorum bir de bu kadına. bu kadının da bebeği benimki kadar. rahatça sık sık bebeği emzirip çıkıyor. benimkinde ekstra bir huzursuzluk mu var diye düşünüyorum. yoksa etrafındakiler sakinleştirmeyi mi beceremiyor? sorun onlarda mı? ömer mesela hiç sakinleştirmeyi beceremiyor, kucağında tutarken bile o kadar kendine güveni olmadan tutuyor ki, bebek o güvensizliği net seziyordur daha da huzursuzlanıyordur fkckg ömer’e de sinir oluyorum beceremiyor diye…. kardeşim iyi beceriyodu. ağladığında kucağına alıp evde gezdiriyodu bişeyler anlatıyodu konuşuyodu çocukla, sakinleşiyordu... neyse böyle şeyler işte. bir yandan biliyorum her çocuk farklı. ama bir yandan da ya ben bişeyleri yanlış yapıyorsam hissi var. bir yandan benim huzursuzluğum mu geçiyor çocuğa, ondan mı etkileniyor diye düşünüyorum…yakında yalnız kalıcaz. annem on güne kadar gider. şimdilerde gün içinde aralıksız iki saatin benim olduğu zamanlar bir bu zamanlar, gece bu kadar uyuyor ancak. gün içinde çok fazla onunla meşgulüm. tek kalınca nasıl iş yapıcam, en basitinden yemek nasıl yapıcam diye düşünüyorum. illa ki olacak bir şekilde ama, şu an hazır önüme gelen yemeği bile tek seferde yiyemiyorum fkckf hem soğuk yiyorum, nasıl oluyorsa her sofra saati ağlıyor meme istiyor çünkü, onu emzireyim derken yemeğimi soğutuyorum. emzirip yatırıp yemeğe başladıktan beş on dakka sonra da yine ağlıyor ya kucak ya meme istiyor falan filan. arada bir çocuğu uyutup balkona çıkıyorum. günlerdir aklıma arkadaşımı aramak geliyor. sonra vazgeçiyorum şimdi çocuk ağlar diye :D hayatımda ali’den başka hiçbir şeye yer kalmadı gibi. bunlar da şikayet ettiğim şeyler değil aslında. onla ilgilenmeyi çok seviyorum. uyuduğu zamanlarda özlüyorum uyanmasını bekliyorum, klasik fkckf ama işte yorucu, ben de daha rahat dışarı çıkmak istiyorum, hem tek başıma hem ali’yle birlikte. ne zaman baba ne zamaaaaaan.
7 notes · View notes
1sairbisikletle · 3 months
Text
Meursault'la Konuşmalar 25
Geçen gün ev süpürme öncesi odamı toparlarken aynanın önünün ne kadar karıştığını fark ettim. Daha doğrusu odada olduğum her gün her dakika farkında olduğum, sinirimi aşırı bozan düzensizlikle nihayet ilgilenecek bir modda buldum kendimi. Ayna boy aynası dolayısıyla önündeki kısım da yerden bir karış yukarıda. İnanılmaz toz oluyor ama odamda bunları koyacak başka yer de yok. Birkaç yıla evleniriz diye derme çatma kurduğumuz ve yıllar içinde bir türlü düzeni oturmayan öğrenci evimizde her şey gibi kremlerimi vs. de idareten yerleştirmiştim oraya zaten. Bu oda önceden kullanılmıyordu, annemler gelince yatılacak bir odaya dönüştürdük, biraz ablam kaldı sonra o diğer odaya geçince ben burayı sahiplendim. Hiç rahat değil yattığım yer ama evde bana ait bir alan kalmaması beni o kadar boğmuştu ki buna mecbur kaldım. Bunun da beni ne kadar öfkelendirdiğini seansta kabullendim, sonra doktor bu odayı kendime ait bir alana çevirmem için söz verdirdi bana. Dolayısıyla burası zaten bütün alanları ağzına kadar dolu bir oda. İki alan var, biri masanın kitap yığınlarından geriye kalan 30x120'lik boş alanı diğeri de o aynanın önü. Dolayısıyla oraya mecburum. Neyse.
Toz alırken bir gayret giriştim, her parçanın üzerinde biriken tozu tek tek sildim sonra yıllar önce cüzdan alırken kendime hediye paketi yaptırdığım için evde olan kutuyu vitrinin altından çıkardım içini oraya koydum, kutuyu da aldım ayna önü kozmetik kutusu yaptım. Hiç pratik olmadı ama aynanın önü düz değil boşluklu olduğu için hiçbir şey dengede ve düzende durmuyordu, şimdi en azından bir yerleri var ve düzenli görünüyorlar.
Tumblr media
Geçen gece gözümün biri uykuda diğeri açıkken aniden çiğköfte çekti canım ki hiç tükettiğim bir şey değildir. Uyuyamadım isteğimden. Tuttum sipariş verdim, gelince yataktan çıktım ağzıma bir tane atıp uyudum. Pisboğazlığımın depresyon aşağılara indikçe yukarı çıkması tesadüf mü, elbette değil.
Ramazanın başından beri 3,5 kilo vermişim gibi görünüyor. Spora devam ediyorum, onun etkisi muhtemelen ödem falan ondan bu kadar çok. Gerçi evdeki tartı güvenilir değil, belki de vermedim, hiç bilmiyorum.
Kızın biri geçen tivitırda kıvırcık nane çayı övmüştü, doktoru önermiş falan, biraz araştırıp influence oldum ve sipariş verdim. O arada chado'nun aylık sürpriz çay kutularına da abone oldum. Kimse bana hediye almadığı için kendime böyle sürprizler yapıyorum mecbur. Bu ayın kutusu geldi dün, çok tatlı ama içindekileri demleme ve keşfetme konusunda en ufak heves yok. Bir de çıkarıp demlemeye kalksam annem parayı boş şeylere harcadığım konusunda bir saat konuşacak. Otuz yaşında olmam ve yakın zamana kadar tek başıma evi çekip çeviriyor olmam dışında sorun yok. Kıvırcık çayı da üç gündür içiyorum inşallah vadedildiği gibi bir etkisi vardır.
Hiç çalışamıyorum. Sabah kalkıyorum akşama kadar kendimi bir şeylerle oyalıyorum. Akşam olsun diye bekliyorum sadece. Akşam çalışırım diyorum o da yok. Biliyorum bu bir lüks, çalışmama lüksüm var gibi görünüyor ama aslında sadece kaygım aşırı yüksek olduğu için böyleyim. Yoksa işler yığılıyor ve ay sonuna kadar bitirmezsem sonu hiç iyi olmayacak. Bir an önce kendime gelmem gerekiyor. Ben hiç böyle olmazdım, oruç açlık susuzluk konusunda çok etkilemediği için günlük rutinlerim pek bozulmazdı uyku dışında. Geldiğim hale bak.
Bugün çalışmamak için iftara bir saat kala temizlik videoları izlemeye başladım. İnsanlar leş gibi evleri çiçek gibi yapıyor kendilerine ait bir hayat kuruyorlar. Ben ise temelde bizim olan bu evi bir gram bile kendi evim yapamadım 8 yılda. Sebebi çok. Sonra yine "benim ne zaman kendime ait bir hayatım, evim, düzenim olacak" sorusu gelip bir yumru olarak oturdu boğazıma. Sonra ezan okundu çok şükür de soruyla baş başa kalışım yarıda kesildi.
Yıllar önce bir duvar yazısı çekmiştim, şöyle yazıyordu: Boş ver dün de sevilmemiştin. Bu ara aklımdaki sonsuz düşünceler hep bununla son buluyor: Boş ver dün de sevilmemiştin.
5 notes · View notes
sillagen · 5 months
Note
Çok güzelll bir aaraya gelmişsiniz hakkariden gelmekte vay be ne sevgiymiş🥺hangi şehirde bulultunuz ortak ve birkaç saatlik bir buluşma mıydı hemen o gün ayrıldınız mı
Kahramanmaraş'da buluştuk. Hülya'da aslen Maraşlı eşi orda çalıştığı ve doğu görevinde olduğu için orda 🫰🏼Üc kisi marasli olunca biz geliyoruz. Evet elhamdülillah birbirimizi seviyoruz sabah buluştuk ayrilinca akşam eve gideceğim. Normalde kalırım fakat Maras depremden sonra aynı değil kimsenin düzeni yok.
5 notes · View notes
kozmikk · 1 year
Text
Yıl 2014 o zamanlar liseye yeni başlamış ve yeni arkadaşlıkların dostlukların temellerini attığım zamanlar işte tam o zamanlarda Tumblr ile tanışma hikayem başlamıştı bir yandan arkadaşlarım ile gezer tozardım tabi o günlerde dolar 20 TL sınırına dayanmamıştı günü 10-15 TL ile çok rahat geçiriyorduk en azından çok kazanmıyordu kimse ama birçoğumuz mutlu olabilecek sebepler bulabiliyorduk kendimize ki akşamlar eve geldiğimde Tumblra girer bir sürü anlamlı sözler içeren postlar görürdüm paylaşırdım sadece post paylaşmayla kalmayıp buradan hayatıma aldığım bir kadın bile olmuştu, insanlar buradan buluşma ayarlarlar topluca buluşup kaynaşıp eğlenirlerdi taa ki 2020 yılına girene kadar hem Tumblr kullanıcıları olsun hemde reel hayatımızda ne oldu da bize herşeyden bu kadar koptuk ? Nerede o eski dostluklar ? Nerede o eski güzel bloglar ? Ben eski ortamları , eski dostlukları , eski orta okul , lise , üniversite ortamlarını , eski aile ilişkilerini , eski düzeni özledim. Şimdi bakıyorum biz ileriye gittikçe sosyal olarak düşünce yapısı olarak çok geride kalıyoruz artık ben sıkıldım dostlar 4 sene önceydi Tumblr ile bağlantımı keseli de girmiyordum ayda yılda bir girerdim burası bile o kadar tuhaf bir hal almış ki artık ileriye değil geriye gitmek ister hale geldim keşke eskiden olduğu gibi bazı küçük şeylerden bile keyif alabilsek. Bu yazıyı okuyan arkadaşım umarım sende oturur düşünürsün sadece sor Neden ?
7 notes · View notes
sinigami · 10 months
Text
"Onların, bütün bu insanların çok daha güzel günlere ve gerçek mutluluklara lâyık olduklarını düşünür ama mutluluklarının, iyi beslenmeyen, gereğince aydınlanmayan, kendi gerçeklerini dahi kavrayamayan istekleri ile sınırlı kalmaya mahkûm olduğunu bilir, dertlenirdi: Mutluluklarının doruk noktası, gönüllerinin çektiği ile evlenmekti; görenek ve geleneklerle çemberlenmiş bir ev düzeni içinde çoluk çocuğa karışıp kendi yaşayış düzenlerini ve anlayışlarını onlara da en sağlam biçimde öğretebilmek idi. bu da doktora yalnız kendilerinin değil, Türkiye kaderinin de dramı, kilitlenişi gibi gelirdi:
'Bu köylere bir şeyler yapmak gerek, doktor bey. Nedir bu, nasıl yapılacak, kimler yapacak?'
Genç köy öğretmeninin bu zehir gibi sorusu bütün Türkiye'nin değil miydi?"
Tarık Buğra, Dönemeçte
3 notes · View notes
yavruceyln · 11 months
Text
Temizlik hastası bi insan değilim ama düzeni severim her şeyin düzenli olmasını isterim. toparladığım ev akşama geri aynı şeklini almış oluyor. üzüldüğüm nokta sadece emeğe saygısızlık olması yoksa ev her zaman düzenli olamaz ki arkada toplayan biri var diye umursamiyorlar
2 notes · View notes