Ve ay her gece gümüşî bir yalnızlığı anlatmak için
Doğuyor sanki öylece.
•Erdem Beyazıt
11 notes
·
View notes
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ‘ ❤️🩹
41 notes
·
View notes
‘yaşamak daha demini almamış...’
228 notes
·
View notes
İsyan şiirleri bilirim sonra, kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden*
26 notes
·
View notes
‘Ya bütün şairler seni sevmiş, ya da ben her mısrada seni buluyorum’
-Erdem Beyazıt-
34 notes
·
View notes
Birbirine kırgın duvarlar insanlar ve gölgeler
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ?
44 notes
·
View notes
Şimdi 'Nasılsın' Desen
'Yoksun' diye başlarım söze
'Hasretim' işte 🍁
22 notes
·
View notes
Birbirine kırgın duvarlar,insanlar ve gölgeler. Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ?
279 notes
·
View notes
Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar
11 notes
·
View notes
Dünya sensiz de dünyaydı. Hiç darılamadım, kızamadım sana bu yüzden. Sensiz de yaşanılıyormuş ama keşke yaşanmasaydı değil mi.
36 notes
·
View notes
İnsan uzun zamandır duymadığı bir sesi duyunca bütün algıları kapanıyor. Aynı uzun zamandır görmediğin birini gördüğün ya da kokusunu unuttuğun bir şeyi ciğerlerinde hissettiğin gibi. Algılar kapanınca bitmiyor tabi iş. Sonra anılar geliyor akla bir bir. Yaşanmışlıklar, yarım kalmışlıklar daha niceleri. Düşündükçe bir sersemleşiyor insan , dayak yemiş gibi oluyor adeta. Sonra yakıyor bi sigara ya da içiyor bir bira. Ama tamamen bilinçsiz bir şekilde , sadece o anın şokunu atlatabilmek için. Ama atlatamıyor bi sigara içeçeğim diye oturulan yerden yeni bi paket almak için kalkabiliyor sadece insan. Üstelik sonraki içilen sigaralar için ateşe bile gerek yok çünkü hiç düşmez ağızdan sigara. Yenisini eskisi ile yakarsın yani zaten. Sonra ne kadar sürer bilinmez bir şekilde kalkarsın boş boş yürürsün , ya da bir ortamın içindeysen hiç bi şey olmamış gibi yaparak kendini parçalarsın. Taki kendinle baş başa kalana kadar. Yüzleşene kadar... İşte o an varya o an gözyaşların sel olur akar gözlerin buğulanır önünü göremessin. Hayat işte orda bir şeyler söyler. Anlayabilirsen eğer kurtulursun o boşluktan. Ama anlayamazsan ya da inatçı bir keçi anlamamaya direnirsin o boşluk sen olursun. Öyle bir boşluk olursun ki kimse dolduramaz seni. Dünyalar içine girse bile bifayda olur. Peki ne yapmak gerek ? İnanın bilmiyorum. Her gün neden kendimle kavga ettiğimi , durup dururken ağlama krizlerine girdiğimi gözümde yaş kalmayana kadar ,tek kelimeyle nasıl paramparça olduğumu , yapmam gereken bir dünya işi sebebsiz yere neden ertelediğimi, sigarayı neden bu kadar çok içtiğimi , herkesten neden kaçtığımı , hiç bir şey yokken aklıma getirdiğim ihtimaller için kendime küsmemi bilmiyorum. Diyeceksiniz ki şimdi ne biliyorsun. Bildiğim 2 şey var. 1. çok seviyorum. sebepsiz, sorgusuz,sualsiz, ihtimalsiz. Hatta neden sevdiğimi bilmeden. 2. başka hiç bi şey bilmiyorum. Elimden ne gelir onu da bilmiyorum. İnsan bilinmemezlikte olmamalı. Yorulmamalı bu kadar . En azından ağlamasın bu kadar ya. Ağlayacaksa da mutluluktan dökülsün yaşlar. Çünkü uçurumun eşiğindeyim her zaman ki gibi. Bu sefer biraz alışmışlık var içimde. Ne düşünürsünüz bilemem ama insan alışmamalı bir şeye hatta hiç bi şeye. Bağlanmamalı. İtiraf edeyim ben çabuk bağlanan biriyim. Kolay bağlanmam ama hemen bağlanırım.Ve o bağ benden kopamaz bi türlü. Bazen diyorum keşke bağlanmasam bu kadar , sevmesem, güvenmesem , inanmasam. Ama olmuyor işte ben buyum. İnsanları kırmamak için kendini paramparça eden. 1000 parça oldum diye de azar işiten biri oldum. Üzmemek için saf olan salak olan oldum. Ya da sadece onlara öyle hissettirdim kim bilir. Neyse sonuç olarak yine kaybettik , yine üzülen taraf olduk. Belki yüzümüz gülmez bu hayatta ama emin olun ölünce gülerek gideceğim bu hayattan.Beni üzen kim varsa hepsine helal olsun onlara her şeyi onlar sayesinde öğrendim nerdeyse. Beni mutlu edenlere gelecek olursak, en çok sana teşekkür ederim gudumuk beni en çok mutlu eden sen oldun . Hatta yetinmedin mutlu etmekle kim ne öğrettiyse bana sen onların kat ve kat fazlasını öğrettin
4 notes
·
View notes
“En çokta yağmur yağdığında seviyorum bu şehri. İnsanların yüzleri ıslak, başları önlerine eğik. Sanki herkes suçunu kabullenmiş gibi.”
26 notes
·
View notes