Tumgik
#en iyi 10 film listesi
top10film · 5 months
Text
Tumblr media
0 notes
keemlenyekun · 1 month
Text
Bahar temizliği haftaya kaldı
Hayatımda 19 mayısın çok özel bir yeri var. Tabi ki Samsunlu olmamın etkisi var, 19 Mayıs bizim bayramımızdır. Şehir eskiden daha renkli olurdu. Etkinlikler konserler statta eğlenceler. Şimdi sadece jetler geliyor, iki konser eşlik ediyor. Eskiden şehir küçük olduğundan olsa gerek herkes 19 mayısı yaşardı.
Bayram olmasının yanında 19 mayıs annemin yazın gelişi olarak gördüğü tarihtir. 2013 yılına kadar sobalı bir gecekonduda oturduk. 19 mayıs sobanın kaldırılıp "bahar temizliği"nin başladığı tarihtir. Halı yıkama, battaniyeleri çiğneme, yatak yorgan havalandırma, yün ditme, boya, badana, mutfak dolaplarının dökümü... Ve bizler de yardımcı olarak annemin peşinde. Seviyordum. Terasta halı yıkamak, battaniyeyi çiğneyerek yıkamak. Tam o sırada 19 mayıs etkinlikleri. Yaz gelmiş. Bahçedeki erik ağacı yeşermiş. Güzel ve mutlu.
Haftaya 19 mayıs ve bahar temizliğine niyetim var.
Geçen haftaki ruhsal baskıyı atlattım diyebilirim. El titremesi ve sinir geçti. Çünkü oğlana bakması için ananesini çağırdık. Puahahahah. Canım oğlum. 2 yaş çılgınlıkların beni çıldırtıyor.
Son gün AYM başvurumu verdim. Sayfa sınırlaması varmış başvuruda. 10 sayfa ek açıklama oluyormuş. Ben yazmışım 28 sayfa. Yazdıklarımı özet geçmek çok zorladı beni. Bir şekilde son ana yetişti. Bekleyelim 5 sene sonra karar çıkar. Sonra da AİHM'e gideriz, o da 5 sene sürer. 45 yaşımızda hükümetle dostane çözüm yaşarız gibime geliyor. O zaman avukat sercoya devam.
Kiracımız 1 haziranda çıkıyor. Ofisime geçiyorum. Annem de o süreye kadar toparlarsa allahın izniyle, 8-5 ofisimde çalışmaya devam. En çok istediğim şey. :DD
Ofise masa takımı lazım. Para lazım. Kurban aldık, para lazım. Tatile gideceğiz, para lazım. Para çok lazımsın. Ve türkiyede en pahalı şey para. Böyle şeyin ben taaaaaaa.....
Şimdi başvuruları yapınca dedim ki, silivriden geldiğimden beri şu dosya ve dilekçelere hiç ellemedim, toparlayayım. Silivri kütüphanesinden bir kitap listesi, okuduklarım ve okumak için yaptığım liste çıktı karşıma. Saçma sapan bir dublin romanı okumuştum. Liseli ergen aşkını anlatan. Kitabın ismi yoktu aklımda. Onu da not almışım. Lan var ya cezaevinde kitaplar can kurtaran simittir. Şerefsiz kitapsızlar 4 ay kitap vermedi bize, infaz hakimliğine yazdığım itiraz dilekçesi bile duruyor. Kuran almadılar içeriye sebep ne biliyor musun sayın defter: arapça okumayı bilen memur yokmuş. o zamanlar daha yaratıcı küfürlerim vardı. Şimdi klasik. Tuttuğumuz günlüğü yok ettik. malum evlenince sıkıntı çıkmasın diye. puahahahah. Hanım okuyor burayı, valla beni evde ipe dizer. şşştt..
Arkadaşlarla bir film hikayesi oluşturmak istemiştik. Leyla diye bir göçmenin yaşadığı türk hakimlerini anlatan, gerçek hikayelerle ilerleyen, ama kesinlikle kurgusal olan bir hikaye. Baş gardiyan bu hikayeyi okuyunca darbe planı olabilir diye almıştı. Bu şaka değil bu arada. Cidden aldı adam, okuyup geri getirdi. puahahahahhahah...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Harika birisiydi titrek nejdet. o günlerin komik anlarını hatırlamam gerekiyor. yoksa sıkıntısı büyük.
Tumblr media
Bu aşamayı da geçtik. Aym başvurum sonuçlanana kadar mümkünse kendi davamla ilgili hiç bir şey hatırlamak istemiyorum ve tarihin tozlu raflarına sizleri kaldırıyorum.
Galatasarayım iyi, samsunsporum iyi...
Hadi bakalım.
Vesselam.
4 notes · View notes
kurtlukiraz · 7 months
Link
2023'te izlenmesi gereken en iyi film önerileri, tavsiyeleri listesi sizlerle. Killers of the Flower Moon (Dolunay Katilleri), Saw X (Testere 10) inceleme. Netflix, Disney Plus gibi çeşitli platformlardan izleyebileceğiniz bu filmleri umarım beğenirsiniz. Daha Fazla Film Önerisi: Merhaba sinema severler! Bu videoda sizlere izlenmesi gereken en iyi filmleri önermek için buradayım. Eğer sinema tutkunuysanız ve yeni bir film keşfetmek istiyorsanız, doğru yerdesiniz! Bu video, farklı türlerden ve farklı dönemlerden seçilmiş en iyi filmleri içeriyor. Klasiklerden modern başyapıtlara, dramdan komediye, gerilimden bilim kurguya birçok kategoride film önerileri bulacaksınız. İyi bir film izlemek için doyurucu bir liste sunmayı hedefliyorum. Bu önerilen filmler, yıllar boyunca izleyiciler tarafından büyük beğeni toplamış ve sinema dünyasına etkileriyle ön plana çıkmış yapıtlardır. Hem film tutkunları hem de yeni başlayanlar için uygun seçenekler sunmaya çalıştım, bu yüzden herkesin zevkine hitap eden bir film bulabileceğini düşünüyorum. Bu videoyu izleyerek, filmler hakkında kısa özetlere, oyuncu kadrolarına ve yönetmenlere göz atabilirsiniz. Ayrıca her film için neden izlenmesi gerektiği konusunda kısa bir değerlendirme yapacağım. Böylece hangi filmi izleyeceğinizi seçerken daha bilinçli bir karar verebilirsiniz. Filmler hakkında daha fazla bilgi almak ve film izleme deneyiminizi geliştirmek için bu videoyu izlemeyi unutmayın. Eğer videomu beğendiyseniz, beğenmeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın. Bu, daha fazla film önerisi ve sinema içeriği için bana destek olmanızı sağlar. Keyifli seyirler ve unutmayın, en iyi filmler sadece bir tık uzağınızda! 00:00 Sohbet 05:47 Saw X 07:38 Sohbet 16:15 Venedik'te Cinayet 17:28 Sohbet 22:06 Do Not Disturb 24:26 Film Önerileri 43:38 Killers of the Flower Moon 50:25 Film Önerileri #FilmÖnerileri #FilmÖnerisi #EnİyiFilmÖnerileri #NetflixFilmÖnerileri #EnİyiFilmler
0 notes
gundemburadadedim · 7 months
Link
2023'te izlenmesi gereken en iyi film önerileri, tavsiyeleri listesi sizlerle. Killers of the Flower Moon (Dolunay Katilleri), Saw X (Testere 10) inceleme. Netflix, Disney Plus gibi çeşitli platformlardan izleyebileceğiniz bu filmleri umarım beğenirsiniz. Daha Fazla Film Önerisi: Merhaba sinema severler! Bu videoda sizlere izlenmesi gereken en iyi filmleri önermek için buradayım. Eğer sinema tutkunuysanız ve yeni bir film keşfetmek istiyorsanız, doğru yerdesiniz! Bu video, farklı türlerden ve farklı dönemlerden seçilmiş en iyi filmleri içeriyor. Klasiklerden modern başyapıtlara, dramdan komediye, gerilimden bilim kurguya birçok kategoride film önerileri bulacaksınız. İyi bir film izlemek için doyurucu bir liste sunmayı hedefliyorum. Bu önerilen filmler, yıllar boyunca izleyiciler tarafından büyük beğeni toplamış ve sinema dünyasına etkileriyle ön plana çıkmış yapıtlardır. Hem film tutkunları hem de yeni başlayanlar için uygun seçenekler sunmaya çalıştım, bu yüzden herkesin zevkine hitap eden bir film bulabileceğini düşünüyorum. Bu videoyu izleyerek, filmler hakkında kısa özetlere, oyuncu kadrolarına ve yönetmenlere göz atabilirsiniz. Ayrıca her film için neden izlenmesi gerektiği konusunda kısa bir değerlendirme yapacağım. Böylece hangi filmi izleyeceğinizi seçerken daha bilinçli bir karar verebilirsiniz. Filmler hakkında daha fazla bilgi almak ve film izleme deneyiminizi geliştirmek için bu videoyu izlemeyi unutmayın. Eğer videomu beğendiyseniz, beğenmeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın. Bu, daha fazla film önerisi ve sinema içeriği için bana destek olmanızı sağlar. Keyifli seyirler ve unutmayın, en iyi filmler sadece bir tık uzağınızda! 00:00 Sohbet 05:47 Saw X 07:38 Sohbet 16:15 Venedik'te Cinayet 17:28 Sohbet 22:06 Do Not Disturb 24:26 Film Önerileri 43:38 Killers of the Flower Moon 50:25 Film Önerileri #FilmÖnerileri #FilmÖnerisi #EnİyiFilmÖnerileri #NetflixFilmÖnerileri #EnİyiFilmler
0 notes
yeralinti · 4 years
Video
youtube
2019 YILININ EN İYİ 19 FİLMİ
2 notes · View notes
Text
Tumblr media
2021 yılında izlediğim en iyi 12 film listesi hazır;
1) The Last Duel
2) Don't Look Up
3) Bad Luck Banging or Loony Porn
4) Drive My Car
5) Dune
6) Last Night in Soho
7) Spencer
8) The Green Knight
9) A Hero
10) New Order
3 notes · View notes
umuttosunlar · 3 years
Text
Yüksek Performans için Zihninizi Organize Edin
Tumblr media
Şu anda birden fazla proje üzerinde çalışıyorum. Psikolojik ve fizyolojik parametrelerin yapısının, uygun şekilde değerlendirilmesinin verimli bir program sağlamanın anahtarı olduğunu düşünenlerdenim. Yapı olmadan, tam ve dengeli bir yaşam tarzından zevk alma şansınız önemli ölçüde azalır. Motivasyonunuz ve ruh haliniz saygı açısından zarar görür.
Hayatınızda ne kadar meşgul olursanız olun, bugün önereceğim program verimlilik sisteminize değer katacaktır. Leonardo Da Vinci, "Dolu bir günün kutsanmış uykuyu getirmesi gibi, iyi istihdam edilmiş bir yaşam kutsanmış bir ölüm getirir" demiş.
Dolu bir yaşam arayışında, Da Vinci'nin sözü, bana programımı daha yaratıcı, amaçlı ve eğlenceli hale getirmek için yeniden yaratmaya devam etmem konusunda ilham verdi. Bunun için bazı sorulara cevap arayışımızın gerçekçiliği önemli hale gelmeye başlar.
-  Nasıl yaratıcı olunur ve günlük olarak akışa nasıl girilir?
-  Kesintilerin akışınızı mahvetmesine nasıl izin verilmez?
-  Ertelemeyi bırakıp işleri nasıl halledebilirim?
-  Tükenmişlik yaşamadığınızdan nasıl emin olabilirsiniz?
-  Yeterince sosyalleştiğinizden ve işi oyunla dengelediğinizden nasıl emin olabilirsiniz?
Bunun arkasındaki ana fikir, bol miktarda görevden bunalmadan programınızda kendinize yeterince akışkanlık sağlamaktır.
İşleyiş şekli şöyledir:
Bazı insanlar planlamanın haftanın ilk gününde başlaması gerektiğini öneriyor, böylece hafta sonundan sonra kendinize biraz zaman tanıyabilirsiniz. Bu bana göre yanlış. Planlama Pazar akşamı başlamalı. Çünkü Pazartesi sizin “derin dalış” gününüz olmalıdır. Pazartesiyi sabahın erken saatlerine denk olarak düşünün. Sabahları zihniniz dinlenir ve sağlayabileceği üretkenlikle sizi şaşırtabilir. Hafta için "erken saatleriniz" Pazartesi-Salı-Çarşambadır.
-  Bu paralelden yararlanmak için görevlerinizi Pazar günü planlamanız gerekiyor.
-  Her Pazar akşamı, belli bir saatte masanıza oturun, hafta sonunuzu düşünün, odaklanın ve haftanızı planlamaya başlayın.
-  Planlama söz konusu olduğunda zor olan unsur önceliklendirmedir.
-  Kendinize karşı çok dürüst olmanız, görevlerinizi ne kadar önemli olduklarına ve ne kadar derin çalışma gerektirdiklerine göre dikkatlice sınıflandırmanız gerekir.
Peki, haftalık ve günlük planınız kabaca nasıl görünmeli, bunu şu şekilde  ayrıntılandıralım;
Öncelikle günlük plan için aşağıdaki kategorizasyonu kullanmamız gerekiyor:
-  Derin Çalışma
-  Yönetici Çalışması
-  Toplantılar
-  Spor / İyi Beslenme
-  Ağ / Buluşmalar
-  Sosyal Hayat
Derin çalışma, sert derin çalışma ve yumuşak derin çalışmayı içerir.
Derin çalışmaları bu iki kategoriye ayırmaya karar verdim çünkü derin çalışma bir yelpaze. Bu spektrum, her bireyin tercihlerine duyarlıdır. Örneğin, derin çalışma gerektiren iki faaliyetim var diyelim: Yazma ve programlama.
Örneklemek gerekirse, son zamanlarda programlamaya başladığınızı düşünün. Zorlu bir görev olmasına rağmen, analitik ve matematik odaklı doğanız nedeniyle bunu yazmaktan daha kolay buluyorsunuz. Bu nedenle, sizin için programlama yumuşak derin çalışma, yazma ise sert derin çalışma olarak görünür olabilir.
Temelde, bunun anlamı, derin iş görevlerinizi nasıl değerlendirdiğinize bağlı olarak, zorlu görevlerin Pazartesi’den Çarşamba’ya, yumuşak olanların Perşembe'den Cuma'ya gerçekleştirilmesi gerektiğidir.
Yönetici çalışması
Yönetici çalışması, e-posta, belge düzenleme, malzeme siparişi, toplantı planlama vb. gibi şeyleri içerir. Kısacası, kişisel bir asistan tarafından yapılabilecek her şeyi yeterli bütçeniz olmadığında, kendinizin tamamlaması gerekir.
Bu görevler çok önemlidir ve çoğu zaman beklenenden daha uzun sürebilir. Bu nedenle, deneme yanılma yoluyla bunları tamamlamak ve buna göre planlamak için gereken süreyi değerlendirmek önemli. Bunun için yönetici işlerini organize etmede önemli ölçüde yardımcı olan farklı araçlar ve uygulamalar işinizi kolaylaştırabilir.
Toplantılar
Bir şirkette çalışırken, toplantılar programınızın çok önemli bir unsurudur. Evet, önemlidirler, deneyimlerime göre, ekip oluşturma ve proje akışını kesinlikle iyileştirebilirler, ancak çoğu durumda zaman kaybı da olabilirler.
Bir toplantının derin iş akışınızı kesintiye uğratmamasını sağlamak için, toplantıların sabah erken veya öğleden sonra geç saatlerde planlanması gerekir. Bu saat 10'dan önce ve 3'den sonra gibi. 
Erken aşama çalışanıysanız, bu süreç üzerinde kontrol sahibi olmak zordur. Deneyebileceğiniz şey, kesintisiz derin çalışmanın önemini yetkililerle tartışmak ve önerinizi benimsemelerine yardımcı olmaktır. Bir ekibi yönetiyorsanız, genellikle organizatör olduğunuz için bu alanda kesinlikle daha fazla esnekliğin tadını çıkarabilirsiniz.
Spor
Benim için fitness, koşu ve spor salonunu içerir. Neredeyse haftada 3–4 kez spor salonuna gidiyorum. Koşmak, birazdan bahsedeceğim sabah rutinime zaman zaman dahil edilmiştir. Spor salonu söz konusu olduğunda, akşam geç saatlerdeki yorgunluktan kaçınmak için işten hemen sonra egzersiz yapmayı seviyorum. Öğleden sonra 5 civarında bir şeyler yemeye özen gösteriyorum ve saat 18:30 gibi spor salonuna gidiyorum.
Ağ ve Buluşmalar
Haftada en az bir veya iki kez buluşmaları, diğer ağ oluşturma etkinliklerine katılmayı seviyorum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum çünkü kendime meydan okumama, satış becerilerimi geliştirmeme, farklı düşünce yapılarını ve yaşam felsefelerini keşfetmeme yardımcı olmama izin veriyor.
Buluşmaların işle ilgili olması gerekmiyor. Bunlar felsefe buluşmaları, edebiyat buluşmaları ve hatta spor buluşmaları dahi olabilir. Bu yaklaşımın arkasındaki fikir, kendinize bağlı kalmanıza, sosyal erişiminizi artırmanıza ve aynı zamanda sosyalleşme ihtiyacınızı karşılamanıza izin vermenizdir.
Sosyalleşme
Bu, kafanızı dağıtabileceğiniz ve zevklere kendinizi kaptırabileceğiniz zamandır. Bu zevkler, Youtube videolarını izlemekten, video oyunları oynamaya ve arkadaşlarla içki içmeye kadar değişebilir.
Bu yalnızca size ve kişisel tercihlerinize bağlıdır, ancak deneyimlerim, planlamanın bu süreçten daha fazla keyif almanıza yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Örneğin, hafta içi bazı arkadaşlarıma mesaj atmayı ve onlarla önceden görüşmeyi seviyorum. Ya da çarşamba akşamı bir film planlamayı. Farklı müzikler ve yeni diller öğrenmek gibi bazı hobilerimi uyguladığım belirli bir zaman planlamaları da bana göre.
Görev listesi, en güçlü üretkenlik aracıdır. Gerçekten üretkenliğin özünü özetler ve beyninizin dağınıklığını gidermenize yardımcı olur. Her gün, sabahları en önemli 5 görevinizi yazın ve bunları etkili bir şekilde sınıflandırın. Biri derin çalışmayı içermeli ve geri kalanı yönetici çalışma alanına ait olmalıdır.
Akış
Kendinizi kesintisiz derin çalışmaya daldırdığınızda akış oluşur. Oraya ulaşmanın bir püf noktası, zevk aldığınız müziği dinlemektir (tercihen beyin dalgalarının odaklanmaya yardımcı olabilecek bir ritimle) ve e-posta, telefon ve ilgisiz tarayıcı sekmeleri gibi tüm harici uyaranları kapatmaktır. Akışa girmek için 15 dakikaya ihtiyacınız var ve bu durumda dört saate kadar çalışabilirsiniz.
O zaman yukarıda yazdıklarımızı daha net cümlelerle, alışkanlıklar haline getirmek için bir sabah rutini oluşturalım:
Erken uyanın. Koşabilme imkanımız varsa 2-3 km koşun. Sonrasında soğuk bir duş alın. Cildinize önem vermeyi unutmayın. Kendinize sağlıklı bir kahvaltı hazırlayın. 30 dakika kitap okuyun. 20 dakika ilginizi çeken haberleri veya makaleleri okuyun. 10-15 dakika meditasyon yapın, işe gidin.
Bunları çoğu yerde okumuşsunuzdur, yazması kolay, yapması hiç kolay olmayan şeyler. Peki bunun için ne kadar irade ortaya koyuyorsunuz? Bence bu oran aldukça az!
Şu anda üç farklı projeyle ilgilenmem gerekiyor, bu yüzden zaman zaman hafta sonları da çalışıyorum. Ancak bu, kendimi tamamen kapattığım anlamına gelmez. Gelmemeli!
7-8 saatlik uyku önemli. Gözünüzü her açtığınız da, her zamanki sabah rutininizi tekrarlayarak uyanmak için yeterince güçlü müsünüz? Daha sonra sevdiğin faaliyetlere dalmak için zaman harcıyor musun?
Her durumda, hafta sonunuz her şeye izin verilen zamandır ve yaptığınız her şey stressiz olmalıdır.
Son düşünceler
Yapıyı haftalık ve günlük programınıza getirmek, kişisel alanınızı dağıtmaya benzer. Dağınıklığı ortadan kaldırdığınızda, zihniniz çevrenizi organize bir alan olarak algılar ve bu da kalıpları daha etkili bir şekilde analiz etmesine izin verir. Bu şekilde, etkili bir günlük programın tadını çıkarabilir ve doymuş bir şekilde yatağa gidebilirsiniz.
4 notes · View notes
Photo
Tumblr media
İnsan alışıyor, alışıyor, alışıyor; bugünlere bile, bugünlere bile. (Bir anksiyetelinin kriz yönetimi)
Soundtrack: Son Feci Bisiklet-Zaman yok
Evdeyiz. Bugün 16 gün oldu sanırım. Sanırım diyorum, bilmiyorum çünkü. Her sabah erkenden kalkıp ofise giden, günü gününe iş listesi, ajanda tutan ben artık "Bugün günlerden neydi ya?" bile diyecek durumdayım. Hala ajanda tutuyorum ama artık bütün günümü planlayamıyorum. Normalde öğleye kadar saat saat yazacaklarım, yapacaklarım hep belli olurdu; bazen kendime bu dilekçe bitmeden yemek yemeyeceğim, kahve içmeyeceğim gibi hesefler bile koyuyordum. Şimdi hukuki sürelerin de durmasıyla bir rehavet hali çöreklendi içime. 25 senelik hayatımda ilk defa, 100 metre ötedeki market dışında hiçbir yere gitmeden zaman geçiriyorum. Adliyeye gittiğim günlerde 20binleri gören, ofis günleri bile 10binleri her halükarda aşan adım sayım yerlerde artık. Vücudum neye uğradığını şaşırdı, önceleri yılların yorgunluğunu almak istercesine uyudum, şimdi alarm kuruyorum. Günü planlamaya çalışıyorum. Bir şeyler yapmak lazım, yoksa hepten delireceğiz.
Hiçbir zaman dizi insanı olmadım, sıkı sıkıya takip ediyorum dediğim dizileri bile 3 günde 1 bölüm şeklinde izleyebilmişimdir. Hala pek izleyemiyorum bu yüzden ama yavaş yavaş bir şeyler izlemeye başladım. Günde 2 film izleyebiliyorum artık. Kitap okumaya daha fazla zaman ayırmaya çalışıyorum. 2 kitap bitirdim, üçüncüsü yolda. Aslında daha hızlı okurum diye düşünüyordum ama izinli değiliz, home office çalışmaya devam ediyorum. Başından beri, süreler durduktan sonra bile işleri gevşetmemeye çalışıyorum ama gevşiyor bir şekilde. Ofisi, işte olmayı, sabah erken kalkıp gece yarılarına kadar mesaiye kalmayı bile o kadar çok özledim ki... Her zaman işimi seven biri oldum, hayalimdeki mesleği yapıyorum, her şeye rağmen ve bunun farkında olarak her zaman işimi, ofisimi çok sevdim. Ama şimdi o kadar zor bir dönemdeyiz ki hepimiz şaşkınız ama insan alışıyor işte.
Yıllardır savaştığım ama asla bitip tükenmeyen, böyle kriz dönemlerinde boyumu aşan bir anksiyetem var. Yıllarım psikiyatri servislerinde, ilaçlarla, terapilerle geçti ama yenemiyorum. Ve 2020 yılının ankisyetesi olanlar için iyi bir yıl değil, hiç değil hem de. 99 depreminden beri en büyük korkularımdan olan, bei bazen İstanbul'dan tası tarağı toplayıp taşınma düşüncesine ciddi ciddi iten deprem korkum sınandı önce. Önce eylülde İstanbul'da gayet net hissedilebilir bir deprem yaşadık. Adliyenin karşısında çay içiyordum Selinle bu deprem sırasında. Bildiğiniz asfaltın üstünde, kaldırıma atılmış masalar var Bakırköy Adlşyesinin karşısında. Ordaydık. Önümdeki soda şişesi sallanmaya başladı, o an ruhumun yükseldiğini hissettim,. Selinle el ele tutuştuk, hiçbir şey yapamıyoruz birbirimize bakıyoruz. Ama aklımda tek bir şey var, bu bina tepemize yıkılacak, üstümüzdeki tentenin altında kalıp öleceğiz, "Annem, babam ne yapıyor?" Deprem bitmeden aradım annemi, bağırarak dua ederek açtı telefonu, anneannemdeymiş. Sülalaecek deprem fobisi olan insanları, 99 depremin çok net yaşadığımız için. Bu yüzden annemin evde değil anneannemde olması iyi bir şeydi, aşağı inmişler. Çok şüküe hasar almadan atlattık depremi. Ama Silivri'de oturan teyzemler için işler daha zordu, zira aylarca deprem oldu Silivri'de, sokakta uyudukları geceler oldu.  99'dan beri içimde bir yerlerde saklı kalmış olan, her ufak sallantıda gözünü açan ama tam olarak uyandırmamaya çalıştığım deprem korkum eylül İstanbul depremleriyle tam anlamıyla uyanmış oldu. Bir korku yarası açıldığında, orayı zorlaya zorlaya daha fazla uyandırmaya çalışan bir insan olduğum için binlerce deprem videosu izledim, makalesi okudum ve en sonunda kafayı yedim. Her girdiğim ortamda, "Burada deprem olsa nereye çömerim?" diye bir planlama yapıyorum artık. Cihan'a dolabının kapakları sağlam değil, ayna diyerek dolap kapılarını söktürüp mutfağa koydurdum, evdekilere deprem olursa şuraya girin, buraya çömün diyerek direktifler vermeye ve kalp atışımı hissetsem avizeleri kontrol etmeye başladım. Zaten ailecek deprem fobisi olan insanlarız, babam uyurken yatağına otur adam sıçrayarak kalkıyor, kendim dahil herkesi delirttim bu konuda. Ama 99 depremini yaşamamış olan nişanlımı o kadar da korkutamadım iyi de oldu birinin sakin kalması gerekiyordu. Arada bir sürü değişik olay yaşadık ama şimdilerde, yılın en büyük ve uluslararası problemi olan corona virüsüyle savaşıyoruz. Koskoca dünya, koca ülkeler, devletler hepimiz elimiz kolumuz bağlı, akşamları "Bugün kaç vaka eklendi, kaç kişi öldü" diye sayım yapmaktan başka bir şey yapamaz haldeyiz. Dışarı çıkmıyoruz, çalışmak zorunda olanlar vala ve hala sokağa çıkma yasağı gelmedi. Hala işe gidenler var, dolaşanlar var, markete gittiğimde sokakların o kadar boş olmadığını görüyorum. Toplu taşımalar kullanılıyor ve hala sokağa çıkma yasağı gelmiyor. Hukuki süreler belki de ilk defa durduruldu. Hayatın durması gerekiyor ama durmuyor işte. Biz evden, ne olacağını bilmez bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Zaman geçtikçe umutsuzluğum büyümeye başladı. İlk başlarda 10-15 güne biter sanıyordum, şimdi ağustostaki düğünümü yapabilecek miyim onu düşünüyorum. O zaman kadar gider mi, biter mi bimiyorum ve umudum da azalmaya başladı. Bu süreçte havalimanında bulunduğum için kafayı bir nebze fazla yedim. Konya'ya gitmiştik, dönüşte trene bindik ama ben orada biraz rahatsızlandım. Ateşim asla çıkmadı ama sürekli ateşime bakın, ben virüs mü kaptım, bir de çocukları öptüm ben coronalıyım uzak durun benden diye anksiyete krizleri geçirdim bütün yol boyunca. İner inmez 112'yi aradım, sağolsun çok yardımcı oldular. Önce bir hemşire konuşup ikna etmeye çalıştı beni başa çıkmaayınca corona ile ilgilenen hastanelerden birine bağladı, orada da bir hemşire bir de doktorla konuştum onlar da uzun uzun anlatıp şu semptomları yaşarsan seni evden alırız burayı ara, sen tonsilit olmuşsun gibi görünüyor dediler. 2 ayda bir falan tonsilit oluyorum zaten ama bu seferki gerçekten de corona gibi geldi... Ya da anskiyetem öyle sanmamı istedi.
Anskiyete, çok fazla görünen bir psikolojik rahatsızlık. İlaç kullandığım zamanlarda da anskiyete krizlerim oluyordu, aşırı stres durumlarında durup dururken yolun ortasında kusmalar, ellerimin ayaklarımın uyuşması, baş dönmesi gibi durumlar yaşadığım da oluyordu. Şimdilerde biraz frenlediğimi düşünüyordum ama bu sene gerçekten de herkesi panik atak yaptı. Hepimiz hastalık hastası olduk. Alerjik rinit ve alerjik astımım var, yılın bu zamanlarnda zaten nefessel sıkıntılar, burun akması, tıkanmasıve tonsilit yaşarım ama her burnum tıkandığında, öksürdüğümde "BEN CORONA OLDUM BENİ BU ODAYA KAPAYIP KAPI ARALIĞINDAN EKMEK SU VERİN" moduna giriyor olmak bana psikolojik olarak hiç yardımcı olmuyor AMA GERÇEKTEN ELİMDE DEĞİL. Cihan bazen sinirleniyor bu tavırlarıma, ama dediğim gibi yapacak bir şeyim yok. Bu şekilde çalışıyor kafam. Şimdilerde mesela sürekli "ya herkes evdeyken deprem olursa" diye düşünmekten uykularım kaçıyor.
Bunları bir kenara bırakırsak, sürekli "evde olsam ne kitaplar okur, ne filmler izlerü ne yazılar yazardım" diyordum ya heh işte hiçbirini yapamadım. Yapamıyorum da. İşler devam ediyor dediğim gibi ve ben üniversite zamanlarında bile evde çalışabilen biri olamadığımdan sabah 5te kalkıp kütüphaneye giden biri olmuşumdur, evde zaman ayarlaması falan yapmaya yeni yeni başladım. Mesela uzun zamandır aklımda olan bloga yazı koyma olayını bile daha yeni yapabiliyorum mesela.
Umarım bu günler biter, bu kabustan uyanırız. İşimi, sokakları, arkadaşlarımı çok özledim.
#karantina #quarantine #covid #corona #stayhome
1 note · View note
thepieceofmoon · 5 years
Text
Neden yazıldığı bilinmemekle beraber yazmayı en çok istediklerim. Yorgunum. Ama yorgunluğum, beni yoran şeyler, beni yoran insanlar ve beni yoran davranışlar hakkında mızmızlanmaya hakkım yok çünkü göz göre göre girdim bu yüklerin altına. Hepsini bile isteye sırtlandım. Hepsini “benden daha iyi kimse yapamaz” diyerek benimsedim. Hepsi de ayrı ayrı çok tatlı yüklerdi.  İçinde mükemmel insanlar olduğunu bildiğim bir ekiple mükemmel olacağına inandığım bir etkinliğe giriştik. Görevli olmadığım noktalarda bile elimden gelebilecek şeyleri araştırdım düşündüm planladım. Sponsorlar, konuşmacılar, tanıtımlar, sosyal medya paylaşımları, geri dönüş alınamayan mailler, çok geç geri dönüş alınan mailler, tüm planları durduran gelişmeler hepsinde ama hepsinde aynı heyecanı taşıdım içimde. Üzerinize düşen görevi yapmadınız, yaparım dediklerinizi yapmadınız, fikir olarak ileri sürdüğünüz hiçbir şeyi yaparım diye ortaya atılamadınız, yaptıklarınızı da keşke yapmasaydınız. Ama olsun bunların hepsini göze almıştım. Bana çok şey katacağına inandığım ama hiç güvenmediğim bir ekiple bir projeye giriştik. Bir liderlik sorumluluğu almayıp tamamen çalışan/öğrenci olarak kalacağıma karar vermişken yarısında yine bayrağı elime aldığımı fark ettim. Kuralların açıklanmasını, başvuru formunu, gereksiz prosedürleri hep dört gözle bekledim. Gelirim dediğiniz toplantıya gelmediniz, varım dediğiniz işlerde yoktunuz, 10 dk gecikeceğim dediniz discordlara girmediğiniz girdiğiniz discordlarda da mikrofonunuz bir kere açılmadı. Ama olsun bunların hepsini göze almıştım. Bana ne katacağını bilmediğim, bir ekibimin dahi olmadığı bir topluluğu hayattaki misyonumu yansıttığı için kurmaya giriştim. Benle en başta aynı heyecanı taşıdınız sonra ansızın çekildiniz, benle aynı yolda gibi görünüp yol değiştirdiniz, evet ben varım dediğinizde de misyondan sapmıştınız. Olsun bunların hepsini göze almıştım. Her şeyde bir olumsuzluk olmuştur elbet ama olumsuzlukları hatırlamadığım şeyler de oldu. Güzellikleri ağır basan şeyler. Ehliyet aldım. Sonuucunu sevmesem de ALES’e girdim ve çalışma sürecimden büyük zevk aldım. Bitirme projem birinci oldu ve bu paylaşımla Linkedin’de baya beğeni aldım hehe. “Kızlarımız bilgisayar mühendisi oluyor” ve “Geleceğimle Buluşuyorum” isimli 2 güzel etkinlikte tecrübelerimi lisedeki insanlarla paylaşma fırsatı buldum. Çok büyük şirketlerle mülakatlar gerçekleştirdim, önemli yemeklerine davet edildim, birçok şirket ben başvurmadan bana iş teklifinde bulundu. İkinci bitirme projem ile ilgili hiç düşünmedim 3 dakika içinde “benimle çalış, proje şu” şeklinde halloldu. Boş değildim, boş gezmedim her ayın bir takvimi vardı ve her zaman ayın 3/4′ü doluydu. Anormal doluluğuma rağmen sinemaya gitmeyi ihmal etmedim neredeyse ayda bir filme gittim. Genelde ağladım: First Man, Müslüm, Şampiyon. İlk defa komedi dizisine başladım: Friends, ilk defa sözsüz şarkılar listesi yaptım. Hedefime ulaştım ve bir dönemde 4 ortalama yaptım. Bir diğer hedefim olan “onur öğrencisi olarak mezun olmak” için gerekli olan ortalamamı “yüksek onur öğrencisi” olabilecek seviyeye çıkardım. Listemi yine de eritemedim ama yaklaşık ayda bir kitap okudum. 4 senedir okumaya niyetlenip bir türlü göze alamadığım “Etkili insanların 7 alışkanlığı” kitabını bitirdim. Daha güzeli, bir okuma grubumuz oldu ve doyasıya tartıştığımız kitaplar okuduk. Github hesabımda istediğim oranda aktiftim. Dahası Hacktober Fest’e katıldım ve güzel bir tecrübeydi, istediğim beden olmasa da tişörtümü aldım. Velhasıl deli değilim bir sebepten anlatıyorum bunları. Bilmem kaç sene sonra okuduğumda “yaşamışım” diyebileyim diye yazıyorum. Çünkü yazmazsam, okumazsam unuturum ve daha fazlasını yapmak için sahip olduğum enerjiyi kaybettiğimde biterim. Biliyorum ki bunlar bana her zaman daha daha fazlası için güç verecek şeyler. Ve belki daha da fazlası yazılacak, editlenerek.  -------- Bu yazıya bu amaçla başlamadım. Bugün, önüme koyulan engelleri atlarken başarmanın sarhoşluğunu yaşadığımı fark ettim. Çünkü sakatlanıyordum. Ve her bir engeli atlarken bir yeni sakatlık daha ekleniyordu. Son engeli bugün atladım ve düştüm. Yaralarımı fark ettim. 10 dakika ağlasam geçicek sandım ama 2 saat ağladım, geçmedi. Ağladğım süre boyunca neler hissettiğimi yazmalıyım dedim, yazayım ki unutmayayım bu anı bir daha aynı acıyı yaşamayayım. Dedim hatta kopayım insanlardan, uzaklaşayım tüm ekiplerden, salayım her şeyi; işte öyle bir yalnız kalma isteği. İşte bu hislerle başladı bu yazı.  Sonra ne olduğuna inanamayacaksınız: Geçti.  Gittim en üstten, bu yazının nasıl gideceği ile ilgili yazdığım bir paragrafı silip yenisini yazdım. Hani geçti dedim ya, işte o yüzden yazı olumlu bir şekle evrildi. Dedim ki sakatlandım ama iyi ki aştım o engeli. İyi ki burdayım. Ve “iyi ki” diyebildiğim bir sürü şey bıraktım peşimde. Şükürler olsun ki düşmüşüm bugün ki yükseldi acı eşiğim. Şükürler olsun ki o kadar da büyük değilmiş karanlıklar. “Bunları da göze almıştım” diyerek anlattığım her şey çok değil yaklaşık bu yılın sonuna, “güzelikleri ağır basan şeyler” listesinde yerini alacak.  Her geçen gün bana tekrar umutlu olmayı öğretecek.  Umutla kalın.
3 notes · View notes
top10film · 6 months
Text
Tumblr media
0 notes
eniyifilmonerisi · 5 years
Photo
Tumblr media
2018’in en iyi KORKU filmi hangisi mi? 2018 yılında bir çok korku filmi vizyona girdi ve her birini birbirinden güzel filmlerdi. Sizler için 2018de vizyona giren korku filmlerini inceledik ve en iyi 10 filmi listeledik.2018’ in iyi korku filmlerini derlediğimiz liste artık yayında biyografimizdeki linkten yazıya ulaşabilirsiniz. eniyifilmonerisi.com/en-iyi-korku-filmi-2018-listesi/ #korkufilmi #korkufilmleri #korkufilmibloggeri #korkufilmigecesi #korkufilm #horrormovies #horrormovie #film #filmonerisi #filmönerileri https://www.instagram.com/eniyifilmonerisi_com/p/BwNxZkyDPPd/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1c2uv7ofolwxh
1 note · View note
eniyiguvenilir-blog · 5 years
Link
1 note · View note
canlimacizlemekk · 3 years
Text
25 Ekim 2021 Gunun En iyi Dizi ve Maçları
HTML clipboard 25 Ekim 2021 Gunun En iyi Dizi ve Maçları 25 Ekim Cumartesi yayın akışı günün en çok araştırılan konuları arasında yer alıyor. Birbirinden iddialı diziler, yarışmalar, programlar, filmler ve daha birçok kategorideki yapım izlenerek vakit geçirilmek isteniyor. Yine dopdolu bir gün izleyicileri bekliyor. Peki bugün hangi dizi filmler var? Full hd film izle | Full film izle | HD film izle | Film izle | Vizyondaki en iyi filmler | dizi önerileri | Film önerileri | Aile Filmi | Aksiyon Film | Macera Film | Animasyon Film | Bilim Kurgu Film | Biyografi Film | Fragman izle | Dizi Haberleri | Bedava Film izle | 720p Film izle | 1080p Film izle | Türkçe Dublaj Film | 2021 Filmleri izle | Pazartesi gününe ilişkin tv yayın akışı listesi belli oldu. Her gün ne izleyeceğine karar veremeyenler tv yayın akışına bakarak tv’de bugün ne var sorusuna yanıt arıyor. 25 Ekim akşamı birbirinden iddialı yapımlar dizi severlerle buluşurken aksiyon türündeki filmlerde izleyicilerle bulaşacak. Peki Bugün TV’de ne var? 25 Ekim 2021 Star TV, Kanal D, ATV, Show TV, TRT1 tv yayın akışı listesi ve detayları… Tv yayın akışı listesi günün en çok araştırılan konuları arasında yer alıyor. Bu akşam Kanal D'de Medusa Darbesi, ATV'de Kalp Yarası gibi yapımlar yayınlanacak. Haftanın ilk gününü evde televizyon karşısında geçirmek isteyenler, Cumartesi akşamları yayınlanan dizi ve programları araştırıyor. Peki Bugün TV'de ne var? 25 Ekim 2021 Star TV, Kanal D, ATV, Show TV, TRT1 tv yayın akışı listesi 25 Ekim 2021 Günün En iyi Dizi Filmleri Konuşanlar 38.Bölüm izle Kalp Yarası 17. Bölüm izle Yasak Elma 117. Bölüm izle Ada Masalı 19. Bölüm izle Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 200.Bölüm izle EDHO 200.Bölüm izle Evlilik Hakkında Her Şey 6.Bölüm izle Masumlar Apartmanı 44.Bölüm izle Kanunsuz Topraklar 5.Bölüm izle Kuruluş Osman 68.Bölüm izle Sadakatsiz 36.Bölüm izle Barbaroslar Akdeniz'in Kılıcı 7.Bölüm izle Barbaroslar 7.Bölüm izle Bir Zamanlar Çukurova 110.Bölüm izle Camdaki Kız 17.Bölüm izle Arka Sokaklar 601.Bölüm izle Aşk Mantık İntikam 19.Bölüm izle Kıbrıs Zafere Doğru 12.Bölüm izle Kırmızı Oda 49.Bölüm izle Yalancı 7.Bölüm izle Elkızı 2.Bölüm izle Gönül Dağı 38.Bölüm izle Kardeşlerim 26.Bölüm izle Teşkilat 20.Bölüm izle Yalancılar ve Mumları 5.Bölüm izle Yargı 7.Bölüm izle Beşiktaş – Galatasaray Canlı izle Beşiktaş – Galatasaray Canlı maç izle Beşiktaş – Galatasaray maçı Canlı izle Beşiktaş – Galatasaray Justin TV izle Beşiktaş – Galatasaray Taraftarium24 izle BJK – GS Canlı izle Justin TV izle Taraftarium24 izle Beşiktaş – Galatasaray Canlı izle Beşiktaş – Galatasaray Canlı maç izle Beşiktaş – Galatasaray maçı Canlı izle Beşiktaş – Galatasaray Justin TV izle Beşiktaş – Galatasaray Taraftarium24 izle Beşiktaş – Galatasaray izle BJK – GS Canlı izle Beşiktaş - Galatasaray maçı: Süper Lig'in 10. haftasında dev derbide Beşiktaş ile Galatasaray kozlarını paylaşacak. Karşılaşma öncesi maçın VAR hakeminin Mete Kalkavan olduğu açıklandı. (BJK GS spor haberi) Beşiktaş Galatasaray maçı canlı nereden, nasıl izlenir? Süper Lig'in 10. haftası Beşiktaş-Galatasaray derbisiyle tamamlanacak. Bugün derbide karşılaşacak Beşiktaş ile Galatasaray, tarihlerinde 350. kez birbirine rakip olacak. Karşılaşmayı canlı izlemek isteyen futbolseverler, konu hakkında detayları araştırıyor. Peki, 25 Ekim Beşiktaş Galatasaray maçı canlı izleme yolları neler? 2021 BJK GS derbisi hangi kanalda? Şifreli mi, şifresiz mi? İşte cevaplar... 25 Ekim Beşiktaş Galatasaray maçı canlı izleme yolları neler? Süper Lig'in 10. hafta kapanış maçında Beşiktaş ile Galatasaray karşı karşıya geliyor. Beşiktaş ile Galatasaray arasındaki 97 yıllık rekabette, geride kalan 349 maçın 123'ünü Galatasaray, 112'sini Beşiktaş kazandı, 114 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı. Sarı-kırmızılıların 487 golüne, siyah-beyazlılar 456 golle karşılık verdi. Peki, 25 Ekim Beşiktaş Galatasaray maçı canlı izleme yolları neler? 2021 BJK GS derbisi hangi kanalda? Şifreli mi, şifresiz mi? İşte karşılaşmanın ayrıntıları... . Dram Filmi | Fantastik Film | Gerilim Filmi | Korku Filmi | Komedi Film | Polisiye Film | Romantik Film | Savaş Filmi | Netflix Sinema Haberleri | Tarih Filmi | Western Filmi | netflix yabancı dizi izle | Tek Parça Film izle | Yabancı Film izle | Sinema izle | Türkçe Altyazılı Film izle | Online Film izle | dizi film tavsiyeleri | Full HD Film Seyret | Film izle 2021 | Justin tv izle | Taraftarium24 izle |
0 notes
top10film · 6 months
Text
Tumblr media
0 notes
dusuncekatalogu · 3 years
Text
Netflix Dram Filmleri - Netflix'teki En İyi 10 Dram Filmi
Netflix Dram Filmleri – Netflix’teki En İyi 10 Dram Filmi
Netflix Dram Filmleri Gerçekten dişlerini sıkmak istediğin bir dram filmi mi arıyorsun? Netflix’in müthiş film kütüphanesinde kaybolduğunu biliyoruz. İşte Netflix’in en iyi Dram filmleri listesi. İster dokunaklı filmler arzuluyor olun, ister haksızlık, benzersiz suç anlatıları, alkışlanan sahte hikayeleri, ya da bir misyon üzerinde parçalanmış bir emek, aradığınız türde bir çok dram filmi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kochero · 4 years
Text
Fotoğrafçı Kristian Dowling’den Huawei P40 Pro için Zoom Önerileri
Zoom özelliğiyle fotoğrafçılık yeteneklerini üst boyuta taşıyan Huawei P40 Pro, mobil fotoğrafçılık yöntem ve yeteneklerinin geliştirilmesinde büyük referans oluşturuyor. P40 Pro’nun zoom yetenekleri ile nasıl fotoğraflar çekilebileceğini anlatan fotoğraf sanatçısı Kristian Dowling, “P40 Pro’nun zoom özelliği konusunda doğal olarak şüpheciydim, ancak sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı” diyor.
Huawei P40 Pro ile Profesyonel Seviyede Fotoğraflar
P40 Pro’nun yetenekleri, koşullar ne olursa olsun profesyonel kalitede fotoğraflar yakalamaya imkan tanıyor. P40 Pro'da görülen iyileştirmelerin listesi hem uzun hem de etkileyici. Geliştirmeler, Huawei'nin sadece mobil fotoğrafçılığa değil, genel olarak fotoğrafçılığa verdiği önemin göstergesi.
Kaliteli 50x Zoom
Özellikle cihazın boyut ve ağırlığı aynı kategorideki diğer mobil cihazlarla karşılaştırıldığında, kaliteli 50x zoom oluşturabilmek teknolojide yeni bir sınırı belirliyor. Mobil cihazlarda böyle bir çekim gücüne sahip olmak, birkaç yıl önce akla bile gelemezdi. 50x zoom yapabilen profesyonel bir kamera, rahatlıkla 10 kg ağırlığa çıkabilirken, taşımak için büyük bir çantaya, satın almak içinse yüklü bir miktara ihtiyaç duyuluyordu.
Optik ve Yapay Zeka Stabilizasyonu
Yeni bir kamera tasarlarken mühendislerin önündeki en büyük engel cihazın boyutu. P40 Pro'nun tasarım başarısı, P30 Pro'da gördüğümüze benzer bir periskop tasarımı kullanılarak gerçekleştirmesinde yatıyor. Ancak şimdi, sadece daha iyi bir sensör ve hafif tasarım değil, aynı zamanda optik (OIS) ve AI stabilizasyonu (AIS) özellikleri ile de olağanüstü başarı sunuyor. Fotoğrafçılıkta odak uzaklığı ne kadar uzun olursa, o kadar stabilizasyon gerekiyor.
Tripod veya Monopod'suz Zoom
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Huawei P40 Pro'dan örnek fotoğraflar... Profesyonel bir kamerada bu kadar uzun zoom yapmak, bir tripod veya monopod gibi bir tür fiziksel sabitleme gerektirir, ancak mobil kullanıcılar için bu gibi cihazlar uygun veya pratik olmaktan uzak. Huawei P40 Pro’da bileşenler modülün içinde fiziksel olarak çalışarak, kullanım sırasında kalite kaybını minimuma indiriyorlar.
Kristian Dowling Kimdir?
Leica’nın marka elçisi olan Kristian Dowling, son 15 yıldır dünyanın en ünlü eğlence fotoğrafçılarından biri. Kadraj esnekliği ve ışık anlayışı ile tanınan, fotoğraf manipülasyonu kullanmadan çeşitli zorlu durumlarda çarpıcı sonuçlar verebilen usta bir fotoğrafçı. Deneyimi ve fotoğrafçılık anlayışı sayesinde Pekin Olimpiyatları, Cannes Film Festivali, NY Moda Haftası, MTV Müzik / Film Ödülleri ve Pop Star Katy Perry gibi dünyanın en büyük etkinlikleri ve isimleriyle çalışma fırsatı yakaladı.
Downing'ten Huawei P40 İçin Zoom Önerileri
Sıkıştırma etkisi hakkında ne bilmek gerekir? Zoom, akıllı telefonlarını kullanarak fotoğrafçılığı öğrenen birçok kullanıcı için yeni bir konsept olabilir. Zoom'u ilk kez kullananlar için bilinmesi gereken iki şey var: Yakınlaştırma, lensin odak uzunluğunu sorunsuz ve kesintisiz bir şekilde değiştirmesidir. Bu, lens elemanlarını lens içindeki gruplar halinde hareket ettirerek yapılır. "Yakınlaştırma" terimi, odak uzunluğunu çekilen öznenin daha yakınına getirmek anlamına gelir ve orijinal odak konumundan daha ileri (daha geniş) gider. "X", başlangıç odak uzunluğunun büyütülmesini ifade eder. Örneğin, lens 23 mm ve yakınlaştırılmış odak uzaklığı 46 mm ise, büyütme yani zoom, 2x olur. Bilinmesi gereken ikinci nokta, sıkıştırmanın nasıl çalıştığıdır. Basitçe, "yakınlaştırdıkça" görüntü içindeki sıkıştırmanın etkisi artar. Örneğin, bir şehir manzarasını uzaktan çekiyorsanız, ne kadar zoom yaparsanız görüntüye o kadar yaklaşırsınız, ancak aynı zamanda tüm ön plan ve arka plan öğeleri bir araya gelerek sıkıştırma oluşturur. "Yakınlaştırma" özelliği, yüz detayları daha "düzleştirilmiş" ve "3D" göründüğü için portreler için de mükemmeldir. Doğru odaklanmanın önemi P40 Pro’nun birçok gelişmiş özelliği arasında zoom, fotoğrafçılık deneyimini belki de en çok geliştiren yeniliklerin başında geliyor. Ortaya çıkan görüntüler büyük sensör ve Leica objektifler sayesinde keskin detaylı. Ancak teknik detaylara takılırken bazen fotoğrafçılığın deneyim tarafını göz ardı edebiliyoruz. Yeni odak uzaklıklarına ulaşabilme kabiliyeti, bize objeleri, kişileri veya sahneleri daha önce olmadığı kadar uzaktan ve keskin detaylı olarak akıllı telefonumuz ile fotoğraflama imkanı sunuyor. Bu durum oturduğumuz yerden tembel bir şekilde fotoğraf çekebileceğimiz anlamına gelmiyor. Bu daha çok, daha önce yapamadıklarımızı yapma seçeneğimiz olduğu için fotoğrafçılıktaki yaratıcılığımızı geliştiriyor. Belirtmem gereken bir şey, uzun lensler kullanarak odaklanmanın ne kadar zor olabileceği. Zaten neredeyse imkansız olanı çekmek için bir periskop kamera oluşturmak yeterince karmaşık. Bu nedenle Huawei, periskop kameraya yardımcı olmak için dünyada ilk defa tüm piksellerde çift AF kullanan sistemi Full Pixel Octa PD’yi geliştirmiş. Bunun teknoloji sadece yakınlaştırma değil, aynı zamanda düşük ışıkta ve hızlı hareket eden nesnelerin fotoğraflanmasında da yararlı. Genel olarak, zoomu kullanırken odaklanma hızlarından çok etkilendim ve ördekler gibi hareketli nesnelerin yanı sıra sabit nesneler ile minimum odak titremesiyle hızlı ve doğru bir şekilde çalışabildim.
Zoom’da Ustalaşın
A) 5x Optik P40 Pro'nun optik zoom aralığı, maksimum f/3,4 diyafram açıklığı ile 125 mm eşdeğeri (35 mm format) odak uzunluğuna ulaşan 5x'e ulaşıyor. Bu yakınlaştırma aralığı herhangi bir amaç için kullanılabilir, ancak özellikle makro nesneler ve portre için kullanışlıdır. Optik zoom kullanıldığında kalite kaybı yaşanmaz. B) 10x Hibrit Optik zoomu büyük sensörle birleştiren hibrit zoom, 240 mm'ye eşdeğer odak uzunluğuna ulaşıyor. Bu zoom değeri, büyük hayvanları, şehir manzarası, manzara ve tabiat ögeleri için kullanışlıdır. Hibrit zoom uygulanırken hafif bir kalite kaybı olur, ancak genel olarak görüntü mükemmel ve keskindir.
C) 50x Dijital
Bu, P30 Pro ve piyasadaki rakiplerine göre çok daha iyi netlikte görüntüler elde etmek için optik zoom ve büyük sensör kullanılır, görüntüyü de dijital olarak kırparak zoom aralığını daha da ileri götürür. Bu aralık, örneğin kuşlar gibi küçük hayvanları, uzak ayrıntılardaki görüntüyü yakınlaştırmak için mükemmeldir. Dijital bir zoom çeşidi olarak, genel görüntü netliği sağlanabilir ve elde edilen görüntü rahatlıkla kullanılabilir durumdadır. Optik ve AI sabitleme, 50x büyütmede bile görüntünün sabitlenmesini ve istenilen kadrajın oluşturulmasını çok kolaylaştırıyor.
Seçme Özgürlüğü
Geçmişte, sadece istediğiniz çekimin çok uzak olması nedeniyle birçok özel anı yakalamayı kaçırmış olabilirsiniz. Artık bu fotoğrafları sadece zoom kullanarak çekmekle kalmaz, aynı zamanda çalışmalarınızda sıkıştırma oluşturmak için zoomun yüksek büyütme katsayısını kullanabilirsiniz. Sıkıştırma etkisi özellikle portre ve seyahat fotoğrafçılığı için yararlıdır, ancak aynı zamanda çok yakın çekimler, yiyecek çekimi ve nadir aile anılarını kesintisiz yakalamak gibi birçok günlük yaşam kullanımı da vardır. Fotoğrafçılıkta neredeyse sınırsız fırsatlar yaratan P40 Pro, profesyonel bir kameranın gücünü avucumuza getiriyor. İlginizi Çekebilir: Logitech Combo Touch Keyboard Case İnceleme Read the full article
0 notes