Artık uçan balonda sihir olmadığını biliyorum. Sihir ,onunla uçabilmekte... Ve sihirli değnek ellerimizde... Yüreklerimizden Simurg'a kanat açan kuşları bir bir uğurlarız.
KAPADOKYA
Kapadokya balon fiyatları’ ndan önce kısaca Kapadokya’dan bahsedelim. Kapadokya aslında Persler ’in ifadesiyle “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen “Kappa Tuchia” olarak adlandırılmaktadır. Kapadokya bölgesi dediğimizde, aklımıza daha çok Ürgüp, Göreme, Avanos ve Uçhisar gelse de, Kapadokya aslında Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerini kapsayan oldukça büyük bir…
Beyni ve yüreği arasında hiç çözülemeyecek bir kan davası hâsıl olmuştu.
Biri diğerini vuracaktı ama kalbi zaten yenilmişti, beyaz bayrak çekmişti aslında tüm uzuvlarına.
Yinede beyni inatla savaşıyordu ve savaşmakla kalmıyor, ruhunu da hırpalıyordu.
Hayatta tekerrüründen en çok memnun kalınan şeydi aslında yaşanan ama.
Aması vardı işte.
Aması vardı.
Amaları vardı hatta…
Tazeyken kendisi, tazecikken hayat önünde yüreği çiçek bahçesiyken, yeşerttiği, emek verdiği aşkları vardı, sırası geldikçe yaşanan aşkları...
“Bir kez âşık olunur” diyenleri yalanlarcasına sarmaladığı aşkları vardı onun.
Bütün kayıplara rağmen yaşadığı, yaşadıkça çoğaldığı, sonlandıkça büyüdüğü ve zaman geçtikçe özlediği…
Her gün yeniden doğduğu ve belki her gün çokça öldüğü...
Kan ter içinde, sırılsıklam yaşadığı aşkları.
Her mevsimin bahar, her gecenin mehtap olduğu… Pişmanlıkları takılmıştı parmaklarının arasına bazılarının, bazılarının hüznü gözlerinde asılı kalmıştı.
Coşkusu yazılmıştı şiirlerinde çoğunun, bazen de kokusu gelirdi buram buram.
Yılan zehirlerinde yitirmişti son aşkını, istemeden… Unutmak vazgeçmek olurdu yaşamaktan bu kez. Çünkü bu kez aşk her şeydi ve hiçbir şey…
Var olmuşlardan hiçbiri değildi.
Kimsenin bilmediği, duymadığı yaşamadığı bir şeydi.
Ve vazgeçmek yitirmekti nefesini, içtiği sudan, gördüğü güneşten, renkten, düşünmekten vazgeçmekti.
Portakal çiçeği koksundu yine teni sevdayla karışık. Hesapları dursundu hayatın çarpması, bölmesi, toplaması bitsindi, yanlış çıksındı sonuçları ya da doğru,fark etmesindi.
Titreyen bakışlarıyla titreyen bedenine baktı.
Toprakla savaşan tohumun terini gördü yüreğinde. Güneşe ulaşmak, yedi veren açmak için çiçeklerini, kabından taşan tohumu hissetti damarlarında ve beyaz bayrak çıkardı aşka bir kez daha.
Haykırdı her hücresi beyninin sessizce, bir damla yaş gönderip göz pınarlarına:
“Ya solarsa Sevda Çiçeği! Ya solarsa!” “Ya solmazsa” dedi yüreği, bir de tebessüm iliştirip ucuna… “Ya bu defa solmazsa!”
Yüreğinin rengi sevdaya çalmıştı yeniden.
Ve yeniden çiçekler açtıracaktı teninde.
Ruhu şarkılar söyleyecekti kuşlarla baharda.
Sabahları sevecekti geceyi sevdiği kadar. Yeniden “Vazgeçmenin mümkün olmadığı zamanlarda gelecekti.” şairin istediği gibi.
Titreyen ellerine ilişti gözleri ve titreten sebebe baktı utangaç.
Mırıldandı kendi kendine:
“Bir Sevda Çiçeği daha kurutmayacak bu eller, kitap sayfalarında.”
Tüm sevdaların çiçekleri gönüller dolusu açsın ve hiç kurumasın.
Yoldan geçen birini hissettiğinde başını indirip aşağı bakan
Göremiyorum kapı önü kaldırımlarında oturmuş orta yaşlı teyzeler
Yabancı geçene kadar susup, süzgün süzgün bakan
Kafalarının üstünde kuşku dolu balonlar olmadan
Patlak plastik topla oynayan çocuklar!
Yoklar hiç biri
~ İlya İlyiç Oblomov
Sokak , ben ve olmayan sokak insanları
Sessiz bir anlayışla paylaşıyoruz yalnızlığı.
....
Geçtiğim sokaklar bile yalnız , onlar bana ortak oluyor , ben onlara yoldaş. Kaldırımlar insan yalnızlığına mahkum . Ben o an hayal ediyorum aslında cıvıl cıvıl ancak yalnız bir sokak insanını . Adımlarım yavaş , çıkış yok. Birbirimizi anlıyoruz . Paylaşıyoruz bütün bu duyguları ve düşünceleri .