Tumgik
#bakara 155 ayeti
cemakkilic · 10 months
Text
Nasıl koyuyor nasıl... EURO 32 olmuş...
Acımadan, köklüyor...
Ben asıl hâlâ nasıl oluyor da BAKARA 155'i patlatmadı, şaşırıyorum... Ayasoyfa İmam'ı twiit atmalıydı...
Ne diyor BAKARA MAKARA 155?
Sizin çalışmalarınızın karşılığını vermeyeceğiz...
Sizi canlardan, mallardan eksilteceğiz!..
1400 yıl önce zaten niyetini açıklamış...
CEM AKKILIÇ
Denizci eskisi, blog yazarı, bostan korkuluğu
0 notes
ayten-ali · 3 months
Text
Tumblr media
Bismillahirrahmanirrahim Yüce ALLAH Kuran'ı Kerim de mealen şöyle buyurdu.
Biz mutlaka sizi biraz korku, biraz açlık yahut mala, cana veya mahsullere gelecek noksanlıkla imtihan ederiz. Sen sabredenleri müjdele!
(Bakara Suresi 155.ayeti)
11 notes · View notes
kitaptakicicek · 2 months
Text
TESLİMİYETE ADANMIŞ KALPLER
Gazze de başlayan soykırımdan bu yana çok sık düşündüğüm kişiler arasında anneler ve genç kızlar yani kısacası Gazze’de ki hanım kardeşlerimiz var. Onların birer anne, teyze, abla Olduğunu düşündükçe empati kurmadan duramıyorum. Evladını defneden, eşini kaybeden, yeğenini, torununu kaybeden daha sonra hayata tüm acısıyla kaldığı yerden devam eden kadınlar. Allah’ın güçlü kıldığı kadın kulları. Bir haber düşüyor tam bu esnada; İsrail’in attığı ve onları yaralamak için kullandığı gaz bombalarından çiçek bahçesi yapan bir kadın, harabe olan evi yaşanılır kılmak için acısını ve çilesini silip süpürür gibi, derleyen ve temizleyen vazonun içine çiçek koyan bir kadın. Çiçekler onların umudu, direnişi ve teslim olmayı asla kabullenmeyeceklerinin kanıtı belki de. Dahası kanıt olmanın dışında kendilerinin de böyle düşünüyor olması bizi derinden etkiliyor. Kaldıkları çadırları, harabeye dönmüş yuvalarını derleyip toplarken yanlarından ayırmadıkları çiçekleri “ Burası çadır olmasına rağmen içine çiçek koyuyoruz, çünkü çiçekler umudu yeşertir” demeleri aslında kadınların savaş ortası bile olsa umuttan ve direnişten asla vazgeçmeyeceklerini haykırıyor. Çiçek gibi, Su gibi aziz olan kadın. Yılmayan, direnen, sabrın ve şükrün vücut bulmuş halini haykıran kadınlar.
Aslında ahir zamanda Firavuna teslim olmayan birer Asiye, evladına bir yudum su bulmak için pes etmeyen, Rabbine güvenen birer Hacer, kâfirin karşısında dimdik duran birer Sümeyye onlar. Aramızda ki fark onların bütün bütün Allah’a teslim olmaları, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine olan inançları. Acının içinde imanı bütün ve tevekkül sahibi nesiller yetiştirmeleri ayrıca insanı etkileyen bir durum. Gazzeli hanım kardeşlerimiz acıyı bağrında taşımasına rağmen Peygamber efendimiz (sav)’in evladı Hz. İbrahim vefat ettiği zaman “Göz yaş döker, kalp teessür duyar. Biz, Yüce Rabbimizin râzı olacağı sözden başkasını söylemeyiz. Vallahi, ey İbrahim! Senin ayrılığın bizi fazlasıyla mahzun etti!” düsturu ile yaşıyorlar. Kim bilir kaç tane hanım kardeşimiz Peygamber efendimizin (s.a.v) cümlesiyle evladını ve eşini uğurladı, kalp teessür etti, göz yaşardı ama onlar isyan etmek ve şikayet etmek yerine “hasbünallah ve Ni’mel vekil” duasıyla Allah’a hamd etti. Gazzeli hanım kardeşlerimiz bizlere Bakara suresi 155. Ayeti yaşayarak gösteriyorlar “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” Gazze’de ki hanım kardeşlerim siz Yüce Allah tarafından müjdelenen kullarsınız, Ne mutlu size. Yeryüzünü “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” ayetiyle süsleyen sizlere selam olsun.
5 notes · View notes
menittebeazzikra · 3 years
Note
Kendinizi kötü hissettiğinizde sizi ayağa kaldıran, tembellik-uyuşukluk hissettiğinizde silkeleyen, heyecanla devam etmenizi sağlayan söz veya düşünceniz nedir?
"Sabredenleri müjdele.."
(Bakara Sûresi, 155. Ayet)
"Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık vardır.."
(İnşirah Sûresi, 5)
"Rabbin seni terketmedi, sana darılmadı da.."
(Dûha, 3)
"Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.”
(Yusuf Sûresi, 87. Ayeti Celile)
...
15 notes · View notes
zeynebsahn · 5 years
Text
Tumblr media
Selamun Aleyküm kardeşler.
Sare’nin doğumundan bu yana klavye ile bütünleşmediğimi, on parmak yazmayı acayip özlediğimi farkettim. Hazır nazlı kızımı da uyutmuşken gelen kutumu en çok dolduran iki soruya toplu yanıt vereyim istedim.
İlki Halil İbrahim ile nasıl tanıştığımız, ikincisi ise evlilikte ve evlilik öncesinde karşımızdaki insanda neler aramamız, nelere dikkat etmemiz gerektiği..
Takip edenler az çok bilirler ki özel hayatımla alakalı çok fazla bilgi vermiyorum. Çünkü bunun ne size ne de bana faydası yok. Bence bizler kişilerden çok fikirleri konuşmalıyız. Halil ile tanışmamız değil bir bey ile bir hanımın tanışma şekli konuşulmalı. Bugün hala evliliği kölelik olarak gören kadın ve erkekler var. Evliliğin ev işi yapmaktan ibaret olduğunu düşünenler, eşleri sanki bunları yapmaya mecburmuş gibi davranan erkekler..
İslamiyet kimseyi kimseye köle olmaya zorlamaz. Aksine üstünlüğün takvada olduğunu bildirir bize.
“Erkeklerin hanımları üzerinde bulunan hakları gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşru çerçevede hakları vardır. Şu kadar ki erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Unutmayın ki Allah üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara, 2/228)
”Bu karşılıklı haklar, bir ailenin huzur ve mutluluğunu sağlayan her türlü davranışla, her türlü ödev ve görevlerle ilgilidir.
Ahlaki açıdan, karşılıklı saygı ve sevgiden tutun, birbirinin hasbel-beşer olacak kusurlarını görmezlikten gelmeye kadar; her türlü maddi-manevi zarar vermekten kaçınmaktan tutun, konuşmalarında incitici sözlerden kaçınmaya kadar, bir aile için gereken bütün fedakarlık ve samimiyetin tezahürlerini ihtiva eden geniş bir ifadedir.
Bununla beraber, İslam alimleri, “Erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır” mealindeki ifadeden  farklı ve ilginç şeyler anlamışlardır:
 Mesela:
·        Zeyd b. Eslem, bundan “erkeğin emrine itaati” anlamışken, Şa’bi bunu “erkeğin kadına mehir vermekle yükümlülüğünü” anlamıştır.
·        Mucahid’e göre, bu ifadeden maksat, mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir.
·        İbn Abbas ise, bundan “erkeğin kadına karşı daha toleranslı davranmasını; örneğin kendisinin kadına karşı sorumlu olduğu hakkını tastamam yerine getirmekle beraber, onun kadının üzerindeki hakkı kadın tarafından noksan bırakıldığı takdirde bunu müsamaha ile karşılamasını” emreden bir kriter olarak anlamıştır. (bk. Maverdi, ilgili ayetin tefsiri)
- Razi, erkeğin değişik yönleri itibariyle kadından daha güçlü olduğunu, kadının Allah’ın ona bir emaneti olduğunu belirttikten sonra, bu ifadenin erkekler için ciddi bir tehdit ve kadınlara haksızlık etmemeleri yönünden onlara ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)
- İslam öncesi devirde kadınlar dünyanın her tarafında olduğu gibi Arap kültüründe de bir eşyadan, erkeği eğlendiren bir hizmetçiden pek fazla bir farkı yoktu.
İslam gelince kadını hanım efendi, erkekle bir elmanın iki parçası gibi gördü ve gördürdü.
İbn Aşur’un da ifade ettiği gibi, örneğin, “Eğer karı-kocanın (eşlerin)birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o vakit, kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Eğer İki taraf (gerçekten) işi düzeltmek isterlerse, Allah onları uyuşmaya/uzlaşmaya muvaffak kılar. Şüphesiz Allah  alîm ve habîrdir/her şeyi bilir, bütün niyet ve maksatlardan haberdardır.” (Nisa, 4/35) mealindeki ayette erkekle aynı konuma sahip bir kadın var ve ona verilen değer, o güne kadar hiç bir sistemde görülmemiştir. (ibn Aşur, Bakara 228. ayetin tefsiri)”
Tumblr media
İslam sevmeyi neden yasaklasın? Aksine güzel sevmeyi emrediyor. Ne diyor Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, "Evlenin, çoğalın; zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim."  (Beyhakî, VII/81)
Evlenmede asıl hedef, Allah’ı ve Rasûlü’nü hoşnut edecek bir neslin yetiştirilmesidir. Onun için mütedeyyin, milletine aşık, ailesine sımsıkı bağlı, çocuklarının terbiyesi üzerinde hassasiyetle duran kimseler, değişik çarpık düşüncelere rağmen, yoluna ve usulüne uygun şekilde çocuk sahibi olma konusunda kat’iyen tereddüt etmemelidirler. Zira böyle bir neslin çoğalması ümmet-i Muhammed’in yüzünü güldürecektir. Kadın ve erkeğin evlilikteki yerine gelince;
“Bir geminin iki kaptanı, bir ordunun iki komutanı, bir memleketin iki sultanı olmaz, olamaz ve olmamalı. Elbette kainat içinde küçük bir gemi, küçük bir ordu ve küçük bir memleket olan bir ailede de, iki kaptan, iki ordu ve iki sultan olmaz, olamaz ve olmamalıdır.
İşte ailede olması gereken bu kaptan, bu komutan ve bu sultan; kadının kocası ve  çocukların babasıdır.
“Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu) Allah’ın (insanlardan) bazılarını (erkekleri) bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Saliha kadınlar ise, itaatkâr olanlardır…” (Nisa, 4/34…)
Ayeti kerimeden de anlaşılacağı üzere, kadınların idare ve sevki erkeklere bırakılmıştır. Bunun için de ayette iki tane sebep zikredilmiştir.
Birinci sebep: Erkeklerin kadınlardan daha üstün olması gösterilmiştir. Peki, bu üstünlük nedir ve hangi konulardadır.
Fahreddin Razi (r.a) şöyle der. “Bu üstünlük iki yönden olur.
Birincisi erkeklerin özelliği ile ilgilidir. Erkekler daha akıllı, daha ilimli ve daha kuvvetli olduklarından kadınlardan üstün olmuşlardır.
İkincisi ise dini açıdan üstünlüktür. Erkek kadına göre mirastan daha fazla alır, erkek cihat eder, ezan okur, hutbe okur, itikâfa girer, erkeğin şahitliği kadına göre daha kuvvetlidir. Yanlışlıkla ve hata ile olan ölümlerde erkeğin katil olan akrabası için ödenen diyete iştirak etmesi… gibi dini emirler gösterilebilir.” (Razi, ilgili ayetin tefsiri)
İkinci sebep: Erkeğin malından harcamasından dolayıdır. Erkek kadına mihr verir, evliliğin masraflarını karşılar ve kadının ve çocuklarının her türlü nafakası erkeğin üzerinedir. Hatta doğan çocuklarını annesi ücretsiz emzirmek istemese erkek ona ücret ödemek zorundadır.
Ayet bu iki sebepten dolayı evin idare ve sevkini erkeğe bırakmıştır.”
Tumblr media
Peki İslam zinayı haram kılmışsa biz görmeden, konuşmadan nasıl evleneceğiz?
Bir adam Ensâr`dan bir kadınla evlenmek istedi de Rasûlüllah ona: “Onu gör, çünkü Ensâr`ın gözlerinde bir şey (küçüklük ya da çakırlık) vardır.” buyurdular..(Müslim nikâh 12) Câbir`in rivâyetinde: “Biriniz bir kadına talip olur da onun hoşuna gidecek ve kendini ona çekecek taraflarına bakma imkânı bulursa baksın.” denmiştir.(Ebû Dâvûd, nikâh 19; Hadîsi ayrıca Hâkim, Beyhâki ve A.b. Hanbel`de rivâyet etmişlerdir.) Ebû Hümeyd`den nakledilen Hadîs-i Şerîfte: “Biriniz kadına tâlip olduğunda, evlenme gayesiyle bakmış olduktan sonra ona bakmasında günah yoktur.” buyurulmuştur. (Müsned (Tertîbü`1-müsned) XVI/154; Hadîsi ayrıca Bezzâr ve Taberânî de rivâyet etmişlerdir. bk. Heysemî, Mecma`uz-zevâid IV/278) Mugîre b. Şu`be: “Bir kadına tâlip olmuştuk. Rasûlüllah, "Ona baktın mı?” diye sordu. “Hayır”, dedim. “Öyleyse onu gör. Bu, aranızı bulmada etkili bir yoldur” buyurdular.“ diye rivâyet etti.(Müsned (Tertîb) agy.) Muhammed b. Mesleme (Mebsût`ta Muhammed b. Ümmi Seleme deniyor) gözüyle Dahhâk kızı Büseyne`yi takip ediyordu. Niyeti onunla evlenmekti. Kendisine: "Sen Rasûlüllah`ın ashâbından olasın da böyle yapasın, yakışır mı?” dendi de o şu cevabı verdi: Ben Rasûlüllah`ın şöyle dediğini duydum: “Allah bir adamın kalbine bir kadınla evlenme niyeti koyarsa, artık ona bakmasında bir beis yoktur.”(Müsned (Tertîb) agy.; Hadîsi ayrıca Sâid b. Mansûr, Ibn Mâce, Ibn Hibbân ve Beyhakî rivâyet etmişlerdir.) Buraya kadar verdiğimiz hadîs-i şerifler Hanefi fıkıhçıları Cessâs ve Serahsî`nin görüşlerine delil olarak zikrettikleri hadîslerdir.(bk. Cessâs, Ahkâmü`1-Kur`ân V/173; Serahsî, Mebsût X/155) 
Tumblr media
Bu hususta lütfen dikkatli olun. Evlilik niyeti ile çıktığınız yolda şeytan sizlere musallat olmaya ve yapılanları meşru göstermeye gayret edecektir. Az evvel paylaştığım hadislerde de gördünüz. Evlilik öncesi görüşmeler bir ölçüye göre değerlendirilmiş bu ölçü içerisindeki konuşma ve görüşmeler meşru kabuul edilmiştir.
İnsan yaşayacaklarını bilemiyor. Kimse bir yola zor şeyleri yaşamak için çıkmıyor. Siz kaderinize razı gelerek ve kaderinizi severek yaşarsanız mutlu olabilirsiniz. Fikir ayrılıklarımız olmuyor mu elbette oluyor fakat hem karşınızdaki insan hem de siz bir miktar özveri gösterdiğinizde iki dünyanız da cennet oluveriyor. Olumsuzlukları kafanızda büyütmeyin. Bakın herkes size tavsiye verirken hem en kötüsünü düşünür. Yaşadığı en kötü anıyı. Evlilik sürecinden geçmiş bir hanımkız daima altınların ne kadar problem olduğunu anlatır. Kimse size iyi anısını anlatarak tavsiye vermez. Doğum yapmış bir abla hep acısından sancısından bahseder. Kimse size bu Allah’ın bir lütfu demez. Her birimiz imtihanlardan geçiyoruz ve yaşadığımız zorlukları başkası yaşamasın diye daima bu zorluklar üzerinden nasihat vererek daha bu sürece girmemiş kişilerin gözlerini korkutuyoruz. Kimseye kulak asmayın. Allah için karşınızdaki insanı eksikleriyle hatalarıyla sevin. Gece gibi kusurlarını örtün. Allah’ında buyurduğu gibi birbirinize örtü olun. En sevdiğim ayetlerden bir tanesidir şu ;
Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır. ( Nur süresi 26) Öyleyse ne mutlu iyi ve temiz kalabilenlere..
Tumblr media
Peki bizler evlilik arefesinde karşımızdaki beye veya hanıma neler soracağız?
İşte tam da burada iş size düşüyor. 
Sizin önceliğiniz nedir? 
Evlilikteki hayaliniz nedir? 
Ne için evleniyorsunuz?
Tüm bunları düşünerek bir yola çıkmanız gerekiyor. İki taraflı anlayıştan geçiyor geçinebilmek. Birbirinize alışma sürecinde zaten az çok vakıf oluyorsunuz ileriki yaşantınıza. Ben annem gibi, babaannem gibi yeri geldiğinde fedakarlık yapıp bir adım geride durmayı biliyorum, eşim babası gibi, annesinden gördüğü gibi beni hep bir adım önde tutmayı biliyor. Önceliklerini bana göre ayarlıyor. Zaten bir yerde ufacık bir dengesizlik olduğunda bütün ipler kopar. Ben maddi gücüm var gözü ile, ekonomik özgürlüğümün egosu ile hareket ettiğimde eşim istediği kadar beni ön planda tutsun bir yerde muhakkak bir çatlak oluşacaktır. Veya ben istediğim kadar fedakarlık yapayım, hem eve hem işe yetişmeye çalışayım, kariyer planlarını falan çöpe atıp annelik vasfı ile şerefleneyim eşim anlayışsız höd höd bir herif olduktan sonra hepsi boş kalır. Yani demem o ki tek taraflı olmuyor. Olmaz. Bu sebeple evlilik ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken ilk şey uyum olmalı. Eşinizle ne kadar uyumlusunuz? İleride düzeltirim nasılsa diyerek göz yumduğunuz ama kabullenemeyeceğiniz huyları var mı? Ona ne kadar tahammül edebiliyorsunuz?  Bir yıl sonra bile ona aşkla bakabiliyor, her huyuna, bakışına, duruşuna sadakatle bağı kalabiliyorsanız, dünyayı yalnız onun etrafında döndürüyor, merkeze onu yerleştiriyorsanız siz olmuşsunuz demektir. Bir de şu var, bir ilişki, bir adım nasıl başlarsa öyle devam ediyor. Birbirinizi ne kadar süredir tanıyorsunuz ve bu süre zarfında kaç kez hangi konular üzerine tartıştınız. Kendi içinizde bence bunun analizini yapmalısınız.
Tumblr media
Demiştik ya şeytanın oyunlarından biri evleneceğiniz insanı ararken sizi farklı yollara çekmek, aman canım nasıl olsa evleneceğim diye düşündürerek sizi zinaya itmek. Hiç unutmuyorum bir kardeşimiz anonimden şey yazmıştı; abla bir insanla evlendiğimizde onunla bekarken işlediğimiz tüm günahlar siliniyormuş doğru mu? İnsanın kanı donuyor. Gerçekten bunları gençlerimize kimler aşılıyor? Hangi kitaplar yazıyor?
Tumblr media
Şeytanın bir diğer oyunu da maalesef ifşa..
     İnsanlar hayatlarını ifşa etmeye bayılıyorlar. Ve şeytan hep daha fazlası ile cezbediyor insanı. Yatak odanı paylaştın, beğenildin.. şimdi elbise kombinini paylaş. Bu da çok beğenildi. Şimdi kocanla el ele yemek masanızı paylaş. Bu da çok beğenildi. Sırada romantik akşam oturmalarımız var. Aman Allahım onlarda çok beğeni aldı. Şimdi hamilesin ultrason görüntülerini at. Hatta video çek. Doğmamış çocuğu ifşa et. Offf takipçi sayın yükseliyor devam et. Kocanın başının etini ye kendine çiçek göndert. Sonra onu paylaş. Vs. Vs. Vs. Görüyorsun ya kardeşim bunun sonu yok. Bizler de sanıyoruz ki tüm evlilikler mükemmel bir bizimki sorunlu. Herkes evli bir biz bekar. Oysa öyle değil. Nasıl biliyor musun?  Altıda çıkıp yedide eve geldin. Kocanın gelmesine bir saat var. Üstünü değiştirmeden hemen ellerini yıka sıcakta olsa bir çorba yap. Çünkü zaten nöbette, sağda solda hazır gıdalar yiyor. Midesi yumuşasın. Banyo dağılmış yine onu toparla. Ne! Sen toparladıktan sonra eşin duş mu aldı. Olsun bir daha topla. Beyazlar bitmiş adam ne atlet giyecek? Bulaşıklar birikmiş makina kokacak!? Kitaplıkta baya tozlanmış. Daraldın mı işten güçten. Trip at! Sonra eşin gönlünü alsın :) bugün izinliyim deyip ev işlerini yapsın. Seni hiç yerinden kaldırmasın. Bir öyle bir böyle yani ablacım. Hayat karşılıklı güzel. Karşılıklı anlayış, karşılıklı özveri ile.
Tumblr media
UNUTMAYIN
Kiminle evleneceğimiz ezelden muayyen olup, hiçbir surette değişmeyeceğini, hatta Ashab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize, “falan kadınla evlenmek istiyorum, duâ buyurun.” demesi üzerine; Peygamberimiz; “eğer sana İsrafil, Mikail Ve Hamele-i Arş (Arş-ı Ala’yı taşıyan Melekler) duâ etse,  aralarında ben de bulunsam,  gene sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin.” buyuruyor.
-Hadis-i Şerif / Ramuzü’l eHâdis:357/ 9
Bir de şey var, cennet meyvesi.. Onunla alakalı gelen soruları da başka zaman yanıtlarız inşallah. Uzun bir yazı oldu hakkınızı helal edin..
Tumblr media
652 notes · View notes
medyumbesirhoca · 3 years
Text
Sabır Duası Nasıl Edilir?
Tumblr media
Sabır duası nasıl edilir? hangi durumlarda okunur? Bu yazımızda sizlere bu bilgileri aktaracağız. Öncelikle sabır nedir?  Onu açıklayalım. Sabır, sıkıntı ve acı veren bir olay karşısında tahammül etmek anlamına gelmektedir. Bu dünyada hepimiz imtihana çekilmekteyiz. Bu imtihanlarımız genel olarak adlandırılacak olursa eğer, dert olarak adlandırabiliriz. Çözümü olmayan dert olmaz. Ancak dertlerimiz de anında çözülmez.  Her şeyin yoluna girebilmesi için biraz sabır, tahammül etmemiz gerekir.  Başımıza bir dert, sıkıntı gelirse eğer buna karşı soğukkanlı bir şekilde beklememiz gerekir. En büyük erdemlerden biri sayılan sabrın İslam dininde önemi büyüktür. Bununla ilgili Peygamberimiz birçok hadis bildirmiştir. Sabır denilen olay oldukça önemlidir. Çünkü insanın istediği her şey anında gerçekleşmez. Bu yüzden de istediğine kavuşması için sabretmesi gerekir. Hayatımız baştan sonra bir sınav olduğu için Yüce Allah bizleri sınayarak sabrımızı ölçmektedir. Sabır çok güzel bir olaydır ki, Peygamberimiz bununla ilgili pek çok hadis bildirmiştir.  Bir insan Allah’tan isteklerde bulunduğu zaman bu arzular çoğu zaman hemen gerçekleşmez. Günler, aylar belki de yıllarca beklemek gerekir. Bazen Yüce Allah istediğimiz isteklerin daha güzelini vermek için bizim bekletmektir. Bunun karşısında göstereceğimiz sabrı sınamaktadır. Sabır olayına en iyi örneği olarak Hz. Eyyub Peygamberin hayatını söyleyebiliriz. Yaşadığı bütün acılara, kötülüklere, sağlık problemlerine rağmen Hz. Eyyub Peygamber Allah'a olan inancından vazgeçmemiş ve tahammül etmiştir. Hz, Eyyub Peygamber Allah’a ettiği dua vesilesi ile tekrardan eski gençliğine, malına, servetine, çocuklarına kavuşmuştur.
Dua Nasıl Edilir? Duaların Kabul Olması İçin Ne Yapmak Gerekir?
Sabır duası nasıl edilir? Hangi durumlarda okunur inceleyelim.   Dualar, Allah’a yalvarma, Allah'tan istenen bazı isteklerdir. Dua ederken kişinin Allah'a olan inancı ve duanın kabul olacağına dair inancı tam olmalıdır. Ayrıca dua ederken bazı hususlara dikkat etmek gerekir. Günümüzde sadece belli vakitlerde ve 5 vakit namazın ardından dua edilmektedir. Halbuki dua etme olayı hayatımızın tamamını kaplamaktadır. Peki ettiğimiz duaların kabul olması için ne yapmamız gerekir. - Öncelikle Allah’ın dualarımızı kabul edeceğine dair inancımız tam olmalıdır. - Edeceğimiz duayı içten etmemiz gerekir. - Abdestli bir şekilde dua etmek daha makbuldür. - Mübarek gün ve gecelerde edilen dualar daha makbuldür. - Beş vakit özellikle sabah namazının ardından edilen dualar daha makbuldür. - Ayrıca camilerde, ramazan ayında edilen dualar daha makbuldür. - Duanın içten bir şekilde yapılması gerekmektedir. Eğer bu şartlara uyularak dua edilmezse duanın kabul olmasının tesiri azalmaktadır. Ayetler arasında sabır için okunması gereken özel bir dua yoktur. Ancak sıkıntılı zamanlarda okunması gereken bazı dualar önerilmiştir. Örneğin Bismillâhirahmanirrahim velâ havle velâ kuvvete illa billâhil aliyyil azim. Ya da Yunus a.s.’ın balığın karnındayken ettiği dua Lâilâhe illa ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn gibi dualar sıkıntılı zamanlarda okunabilir. Ayrıca sıkıntılı zamanlarda okunabilecek birçok dua vardır. Peygamber Efendimiz sabrı 3’e ayırmıştır. - Belaya sabır - Günah işlememeye sabır - Din bilgilerini öğrenirken ve ibadetlerini yaparken gösterilen sabır. Bu gibi durumlarda sabır için dua okunabilir. Ayrıca Yüce Rabbim ayetlerinde sabredenlere verilecek mükâfatları bildirmiştir.
Sabır Davranışı İmandandır
Sabır duası nasıl edilir? Hangi durumlarda okunur? Gibi sorulara cevap ararken sabrın imandan gelen bir davranış olduğunu öğrenmekteyiz. Sabır aslında her insanda bulunması gereken bir davranıştır. Zor zamanlarda hepimiz sabrederek başımıza gelen zor zamanlarda, olumsuz olaylarda başvurmamız gereken bir davranıştır. Peygamberimiz tarafından bildirilen ayetlerde kötü olaylara karşı sabır gösterenlere Allah tarafından mükafatlar verileceğidir.  Ayetlerden birinde “ Allah sabredenler ile beraberdir “ olarak bildirilmiştir. Bu sebepten dolayı başımıza gelen kötü olaylara karşı isyan etmek yerine, sabırla, soğukkanlılık ile tahammül etmeliyiz. Bakara suresi 155. Ayetinde sabır şu şekilde açıklanmıştır.  “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." Bu nedenden dolayıdır ki Rabbimin bizi sınadığı, imtihanlara tabi tuttuğu bu dünyada, bu imtihanlara sabır göstererek daha sonrasında bize vereceği bu güzel mükâfatlara kavuşabiliriz.
Sabrı Nasıl Anlamalıyız?
Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) sabır davranışı ile şöyle bir açıklamada bulunmuştur. Sabır, acı bir olaya karşı gösterilen bir tahammüldür. Buradan anlaşılmaktadır ki, bir felaket, acı bir olayla karşı karşıya kaldığımızda yapmamız gereken ilk şey sabır göstermektedir. Yüce Rabbim bizlere gönderdiği ayetlerde sabretmemizi, namaz kılmayı ve dua etmeyi tavsiye etmektedir.
Tumblr media
Sabır Duası Nasıl Edilir?
Sabır Duası Hangi Durumlarda Okunur?
Sabır duası nasıl edilir diye baktıktan sonra hangi durumlarda okunur onu açıklayalım. Yaşamımızda birçok olay bizi üzmekte ve sıkıntılı anlar yaşatmaktadır. Bunlar çeşitli sıkıntılar olabilir. Örneğin büyük bir borcumuz vardır, bu bizi üzebilir. Eşin, çocukların hayırsız çıkması bizleri sıkıntıya sokabilir. Bu gibi durumlarda Allah'a sığınarak ona dua etmeli ve sabretmeliyiz. Bu duaları biz kendimiz okuyabileceğimiz gibi, medyum hocalara da okutabilir ve onlardan destek alabiliriz. Alanında uzman ilim sahibi pek çok medyum hoca vardır. Farklı sebepler ile çoğu zaman onların kapısını çalmaktayız.   Basımıza gelen olumsuz olaylar ya da aile içi yaşadığımız bazı sıkıntılardan dolayı medyum hocalardan bu konularda yardım alabiliriz. Sabır anında okunması gereken birçok dua ayetler, hadisler ile bildirilmiştir. Bu dualar medyum hocalar tarafından da okunmaktadır. Sorununa daha çabuk çare arayanlar medyum hocalardan destek alabilirler. Sabır duası hangi durumlarda okunur aşağıda belirtilmiştir. - Maddi sorunlardan kurtulmak için - Zararlı alışkanlıklardan kurtulmak için - Evlatların sabırlı olması için - Art niyetli insanlardan gelecek zararları engellemek için - Eşler ile ilgili problemlerde - Ölüm anında Bu ve benzeri durumlarda sabır duası okunmalıdır. Kuran-i Kerimde veya dua kitaplarında sabır duası olarak net bir dua belirtilmemiştir. Sıkıntılı süreçlerde pek çok duanın okunabileceği belirtilmiştir.
Peygamber Efendimizin Sabra Karşı Okuduğu Dua
Sabır Duası Nasıl Edilir ve hangi durumlarda okunur açıkladıktan sonra Peygamberimizin sıkıntılı zamanlarda okuduğu sabır duası hangisidir açıklayalım. Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahi ala nefsi ve mali ve dini. Allahümme raddini bi-kadaike ve barik li fima kuddire li, hatta la uhibbe ta’cile ma ahhartehu ve te’hira ma acceltehu. Anlamı:  Allahım, sana malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah’ım, kararına beni razı kıl, kaderimde bulunanı bana ihsan et, tehir ettiğinin acele olanını, acele ettiğinin tehirini istemeyeyim. Nefsimi isyandan mahrum kıl, teslimine yardımcı ol. Sevgili Peygamberimiz bizlere acıya karşı sabredenlerin sonunda mükâfatlandırılacağını bildirmektedir.  Ve bizlere öfke duygusundan kurtulmamız için bu duayı önermektedir.
İkili İlişkilerde Sabır Duası
Sabır duası nasıl edilir, hangi durumlarda okunur sorusunun cevaplarından bir tanesi de ikili ilişkilerdir. Evli, nişanlı çiftler veya sevgililer arasında bazen olumsuz olaylar yaşanabilmektedir. Bunların sonucunda ilişkilerde kopma, ayrılma durumları yaşanmaktadır. Bu durumda yine yaşanılan bu ayrılık olayına karşı sabırlı bir davranış sergilemek gerekir. Kişinin kendisi Allah'a dua edebileceği gibi bunu medyum hocaya da yaptırabilir. Özellikle ikili ilişkilerde, aile içi huzursuzluk gibi durumlarda ya da çocuğu ile problemi olan ailelerde sabır davranışı çok önemli bir unsurdur. Bu konular ile ilgili acı çeken kişilerle genellikle bir medyum hocadan yardım almaktadır. Kuran-i Kerimde geçen bazı ayetleri kişiler kendisi okuyabilir. Ancak kesin sonuç isteyenler bir medyuma başvurmaktadırlar. Bu duaları medyum hocaların kendileri için okumalarını istemektedirler. İlim sahibi medyum hocalardan yardım alarak sabretmek zorunda oldukları sorunlara çözüm bulabilmektedirler.
Kuran-i Kerimde Sabır Hakkında Ayetler Hangileridir?
Sabır duası nasıl edilir, hangi durumlarda okunur? Sorusunu açıkladıktan sonra sabır ile ilgili ayetler hangileridir ona bakalım. Sabır, Kuran-i Kerimde beş kez geçmektedir. Allah tarafından Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) ‘e indirilen bu kutsal kitapta sabır ile ilgili ayetlerin şunlar olduğu bildirilmektedir. - Bakara suresi 153. Ayet-i - Bakara suresi 155. Ayeti - Al-i İmran süresi 200. Ayeti - Zümer süresi (10) - Muhammed süresi 47/31 Sabır için okunan çeşitli dualar vardır. Ancak duanın yanı sıra Allah’ın 99 ismi olan Esma-ül Husna isimleri çekilmektedir. Ya Sebur c.c işimi zikirlerini çekerek Allah'a yapmaktadır. Bu gibi durumlarda bu zikirleri çekmesi, sizin adınıza Kuran-i Kerimde bu ayetleri okuyarak aslında bizim Allah’a sığınmamızı ve ondan yardım dilememizi sağlamaktadır. Ancak bu duaları okuma ve zikir çekme işlemelerini medyum hocalar da yapabilirler. Hangi Durumlarda Hangi Dualar Okunmalıdır? Bu yazı da buraya kadar bildirilen duaları sıkıntılı zamanlarımızda okuyabiliriz. Ayrıca bazı durumlarda okunan sabır dualarına örnek olarak şu dualar verilebilir. Örneğin Al-ı Imran süresi 173. Ayeti kerimesi her türlü bela ve sıkıntılardan kurtulmak için bu duayı okuyabilir. “Bismillahirrahmanirrahim” “Hasbünallah ve ni’mel-vekil” (amin) Anlamı: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” Bu duanın özellikle yatsı namazından sonra bütün dileklerin kabulü için 3 kere okunması tavsiye edilmiştir. Örneğin kötü insanların şerrinden korunmak için şu duayı okuyabiliriz. Bismillahirrahmanirrahim Ve lemma berazu li calute ve cünudihı kalu rabbena efrığ aleyna sabrav ve sebbit akdamena vensurna alel kavmil kafirın. Amin Bu duayı düşmanlarımızdan gelecek kötü olaylardan kendimizi koruyabiliriz. Duanın gücü oldukça büyüktür. Bu yüzden dua etme sıklığımızı arttırmak bize koruyucu bir kalkan oluşturmaktadır. Bu sayede dışarıdan gelecek kötü olaylara karşı kendimizi koruyabiliriz. Aynı zamanda sıkıntısı olan mümin kardeşlerimiz için Ya Sabur   c.c esmasını düzenli bir şekilde zikrederek dertlerinden, sıkıntılarından kurtulacağı bildirilmiştir. Sonuç olarak, Müslümanlar olarak hepimiz Yüce Rabbimize sığınmaktayız.  Zor zamanlarımızda, sıkıntılı anlatımızda ellerimizi semaya açarak ondan sabır dilemekteyiz. Hepimiz bu gibi durumlarda Allah’a yalvararak bu zor zamanlarımızı tahammül ederek, öfke duygusuna kapılmadan geçirmek için yardım dilemekteyiz. Yukarıda da bahsedildiği gibi Allah'a inanarak, ihlas ile yapıldığı vakit kabul olacak sabır için okunacak birçok dua vardır. Sabır ile dua müminin en kuvvetli silahı olduğu bildirilmiştir.  Bu duaları biz kendimiz de okuyabiliriz. Bu konuda medyum hocalardan da destek alabiliriz. Hepimiz birer imtihana tabi olduğumuz için çoğu zaman sıkıntılı anlar yaşamaktayız. Bu sıkıntılı durumlarda okunacak başka bir dua da Fatiha süresidir. Aynı zamanda Ayet-el Kürsi duası da okunabilir.  Bunun yanı sıra esmalar da zikredilebilir. Ya Sabur esması, sakinleşmek için Ya Selim esması çekilebilir.  Ayrıca Tekasür suresini okumak da sabır için okunan dualar arasında yer almaktadır. Estağfurullah şeklinde istiğfar etmek de sakinleşmek etkili dualar arasında yer almaktadır. Bu yazımızda sabır duası nasıl edilir, hangi durumlarda okunur? Bununla ilgili bilgiler paylaştık. Bu sabır dualarını biz kendimiz okuyabileceğimiz gibi okumak için medyum hocalardan da destek alabilirsiniz. Read the full article
0 notes
musstuffsworld · 4 years
Text
Tumblr media
ŞERİAT İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
“ŞERİÂT” kelimesinin manası : Kanun ve cadde manalarına gelmektedir…
Şarî’de: Kanun koyucu demektir. Yani ALLAH’u Teâlâ esas kanun koyucudur.
KUR'AN DA:
(...)Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.
Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez. (Bakara Suresi85-86)
“Bundan sonra seni emirden olan bir şeriât ile vazifelendirdik”(Casiye/18)buyrulmaktadır…
Arapça okumayı bilenler bakarlarsa şeriât kelimesinin aynen (yani aynen bu lafızla) Ayeti Celilede geçtiğini göreceklerdir… Istılahtaki manası ise Dinde ALLAH’u Teâlâ nın koymuş olduğu kanunlara ŞERİÂT DENİR….
İSLÂM’da hükümler yasaklar helallar haramlar hepsi şeriâttır. Namaz kılma oruç tutmak zekat vermek zikretmek v.s. bunların hepsi şeriâttır. Namaz kılmak Eğer Allah’ın emriyse kulu için koyduğu bir kuralsa bunun adına Şeriat demekde caizdir.
Dolayısıyla bir insan “kahrolsun şeriât” dediğinde o anda kafir olur. Halbuki bu sözü söyleyen kişi yemek yapmaya başlarken Besmele çekse bu şeriâttır ya da ALLAH’ı (جل جلاله) zikretse oda şeriâttır.
Şeriâtin manasını bilmediğinden küfretmekte ama kendisi birçok hareketiyle şeriatı aliyyeyi yerine getirmektedir…(Kişi bilmediğinin düşmanıdır denmiştir.)
DİĞER AYETLER:
MAİDE SÜRESİ 44 - (...) insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.
ARSF SÜRESİ 3 - (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Casiye Suresi18 - Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
ŞURA SÜRESİ 10- Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte benim Rabbim olan Allah budur. Ben yalnız O'na güvendim ve yalnız O'na yöneliyorum.
13 - Allah dinden Nuh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiyebuyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
21 - Yoksa Allah'ın izin vermediği bir şeyi, dinde onlara şeriat kılacak ortakları mı var? Şayet kesin söz bulunmayacak olsaydı; aralarında derhal hüküm verilirdi. Doğrusu zalimlere elim bir azab vardır.
Al-i Imran Suresi23 - Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar işte böyle arka dönenlerdir.
154 - Sonra o gamın ardından üzerinize bir emniyet, hafif bir uyku indirdi ki, sizden bir zümreyi örtüp kaplayıverdi. Sizden bir tâifeyi de nefisleri kaygıya düşürmüştü. Allah Teâlâ'ya karşı cahiliye zannı gibi hakka muhalif bir zanda bulunuyorlardı. Diyorlardı ki: «Bize bu emirden bir şey var mıdır?» De ki: «Şüphesiz emrin hepsi de Allah'ındır.» (...)
Nisa Suresi59 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.
60 - Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.
61 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.
62 - Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.
63 - Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!
64 - Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı.
65 - Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.
105 - Biz sana Kitab (Kur'ân)ı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma!
48 - Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab (Kur'ân)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet.Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.
49 - Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah'ın hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların çoğu yoldan çıkanlardır.
50 - Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?
Yusuf Suresi40 - "Sizin Allah'ı bırakıp da o taptıklarınız, sizin ve ATA'larınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Bunlara tapmanız için Allah hiçbir delil indirmiş değildir. Hüküm ancak Allah'a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."
En'am Suresi153 - İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir.
154 - Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar.
155 - İşte bu (Kur'ân) da mübarek bir Kitap'tır. Onu biz indirdik. Ona uyun ve Allah'tan korkun ki, size rahmet edilsin.
156 - (Onu size indirdik ki: ) "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa (yahudi ve hıristiyanlara) indirildi; biz ise, onların okumasından habersizdik (o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk)" demeyesiniz.
Bakara Suresi170 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, ATA'larımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ATA'ları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
213 - İnsanlar tek bir ümmetti. Ayrılmaları üzerine Allah, rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun. Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
Sa'd Suresi26 - Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unuttukları için kendilerine çok şiddetli bir azab vardır.
Nur Suresi55 - Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.
Ahzap Suresi36 - Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.
Nahl Suresi17 - Hiç yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?
- Hadis-i Şerif'ler:
“Kim Bana itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur; kim Bana isyan ederse Allah’a isyan etmiş olur. Kim Benim emîrime itaat ederse Bana itaat etmiş; kim de Benim emîrime isyan ederse Bana isyan etmiş olur.” (Buhârî, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 33; Nesâî, Bey’at 26)
********** “Dinleyin ve itaat edin! Üzerinize tâyin olunan vâli/yönetici, başı siyah kuru üzüm gibi Habeş'li bir köle olsa bile, sizin aranızda Allah'ın kitabını uyguladığı müddetçe dinleyin ve itaat edin.”(Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâre 37; Nesâî, Bey’at 27)
**********“Müslüman bir kimseye, kendisine ma’siyet (Allah’a isyan, günah hususlar) emredilmediği müddetçe, hoşlandığı ve hoşlanmadığı (her) hususta (İslâm devleti yöneticisini) dinleyip ona itaat etmesi gerekir. Eğer ma’siyet emredilirse, ne dinlemek vardır, ne de itaat!”
(Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâre 38, hadis no: 1839; Tirmizî, Cihad 29, hadis no: 707; Ebû Dâvud, Cihad 96; Nesâî, Bey’at 34; İbn Mâce, Cihad 40, hadis no: 2864; Ahmed bin Hanbel, 6/111)
********** "Allah'a isyan konusunda yaratılmışlara itaat edilmez." (Müslim, İmâre 38, hadis no: 1839)
********** “Müslüman bir halka, Allah’ın görüp gözetmek üzere idâreci kıldığı hiçbir kul yoktur ki, onları aldatıp (zulmetmiş) olduğu halde ölürse muhakkak Allah ona cenneti haram etmiş olmasın.”(Buhârî, Ahkâm.
**********
“İslâm'ın tutunulması gereken kulpları (yapılması gereken emirleri) tek tek çözülecek; her bir kulp koptukça insanlar önlerindekilere benzeyecekler. O kulpların ilki hüküm(hâkimiyetin Allah’ın olması, Kur’an'la hükmedilmesi), sonuncusu da namazdır.”
(Ahmed bin Hanbel, 5/251; İbn Hibban, Sahih, hadis no: 257; Hâkim, el-Müstedrek, 4/92)
**********Hz. Peygamber’e “cihadın hangisi efdaldir?” diye sorulunca: “Zâlim sultana (idareciye) karşı hakkı söylemektir.”
(Ahmed bin Hanbel, 5/251; İbn Mâce, Fiten 20, hadis no: 4011-4012; Tirmizî, Fiten 13, hadis no: 2175; Ebû Dâvud, Melâhim 17)
********** Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurdu:
"Dikkat edin İslam bir dairedir. Döndüğü müddetçe siz de kitapla(Kuran/Sünnet) beraber o dairenin içinde dönünüz. Dikkat edin, kitap ile sultanlık (din ve devlet işleri) birbirinden ayrılacak. Dikkat edin, onlar (bizden olmayanlar olsa gerek) sizin başınıza emir (idareci) olacak. Sizin aleyhinize olan, kendilerinin lehine olan şekildehükmedecekler.
Eğer onları dinlemezseniz sizi öldürecekler, itaat ederseniz sizi sapıtacaklar. Onlara karşı Meryem oğlu İsa (aleyhisselam)'ın arkadaşlarının davrandığı gibi davranın. Onlar ki testerelerle biçildiler, çarmıha gerildiler ama yine de davalarından vazgeçmediler.
Allah'a itaat ederek ölüm, Allah'a isyan ederek yaşamaktan daha hayırlıdır."(Hadis alimlerinden İmam Taberani Mu'cemu'l Kebir, Mu'cemu's Sağir ve Şamiin isimli eserlerinde rivayet etti.)
Hadis-i Şerif zaman: 05:37
Y O R U M L A R.
Türkiye tağut turanı kabul etmeyen bir devlettir Allah onları islah etsin. askerleri şehit değildir "iman edenler Allah yolunda kafirler tağut yolunda savaşır"
"askerleri şehit değildir" yazarak şirke girme tehliken olduğunu vurgulamak isterim. Kimin şehit olduğunu, şehit olarak öldüğünü ancak Allah bilir. Allah rızası için savaşan bütün Türk askerlerlerinin hakkına giriyorsun. "ameller niyetlere göredir." hadisini unutup yanlış yorumlar yapıyorsun kardeşim. İstirham ederim
kardeş şu var şimdi insanların hangi niyete göre savaştığını bilemessin ve zaten kimseyi direk yargılayamassın eline kanıt olur yoksa sen küfre düşerin birisinin şehit olması kafire karşı yapılan zalime karşı yapılan bir savaşta olur şuan pkk ypg bunlar dindar kişilermi ha bunlar okadar masum müslümanı öldürdüler ve bizde bunlara karşı savaşıyoruz şehit veriyoruz sende gelmişsin kafana göre bunlar şehit değil diyorsun boş yorumlarda bulunuyorsun gerçektende
Yazık sen kendini peygamber ilan etmişsın, büyük günaha girmişsın, seksen milyonun kul hakkına girmişsın haberın yok, şimdi gez dolaş seksen milyon kişidenhelallık al
Türkiye'de küfür düzenlerinin devam etmesini isteyenler diyanet eliyle dini kullanıyorlar. Diyanet'in hiçbir zaman şeriattan bahsettiğini görmedim. Ancak mevcut hükümetin yanında yer alırlar ve Allah'ın ayetlerini para karşılığında saklarlar. Bu da insanların sapmasına neden oluyor. Lânet olsun
bu ülkede ne yazıkki senelerdir kafirler Allahın kanunları olan şeriata küfür ve hakaretler etmiştir Allahın şeriatını bilmeyenler bu önemli bilgileri okusunlar şeriatı inkar eden hakaret eden kafirdir müslüman olaamaz
İslamiyet güneş gibidir uflemekle sönmez gündüz gibidir göz kapamakla gece olunmaz gözünü kapayan yalnız kendisine gece yapar başkasına yapamaz
Şeriat, kötü birşey değildir. Fakat insanlar öyle biliyor.. “Sen şeriatı araplardan daha mı iyi biliyorsun” filan diyorlar..Bizim yaptığımız tarihi gerçekleri sıralamaktır.
Şeriat mahiyet olarak Allah’ın kanunları demektir. Hz.Muhammed’in şeriatı her zaman adaleti gözlemişlerdir.
Peygamber efendimizin emirnamelerini okuyabilirsiniz.. Hutbesini okuyabilirsiniz..
Hz.Ömer’in Kadı olan Musa el Eşariye yazdığı mektubunu okuyabilirsiniz..
Veda hutbesinden;
“Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınızz.
Allah’in haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
Zina etmeyeceksiniz.
Hırsızlık yapmayacaksınız
Günümüzde islam ülkesi yok. Şeriat anayasası kuran olan demektir. Osmanlı bir şeriat devletiydi.. Şeyhülislamlar kurana göre hüküm verirdi ve de padişahlar kafasına estiği gibi hüküm veremezdi.. Yani şunu boğdurt bunu as diyemez. Bunlar basit oryantalist yalanlarından öte değildir.
Hammer, Lewis, Uzunçar ve oryantalist fantazilerinden öte değildir.
Hangi İslam gerçek müslüman? Niye mezhep savaşı?
İslamda ortaçağ kilise papazları gibi mezhepler arası savaş yok.. Sünnilikte 4hak mezhep var ve şiiliği ve caferi gibi kollarını hak saymıyoruz çünkü çok sapık görüşleri var. İslam bunlardan temizlenmedikçe adaletli olamaz.. Zira ebussud efendi ve Yavuz Sultan Selim hep bu şiilikle, vehhabilikle savaştı.
Şimdi arapları müslüman sanıyorlar. Bilmiyorlar ki bunun Nusayrisi, Sosyalist-Laik arabı, alevisi,��iası vehhabisi, selefisi ve bir sürü grup var.
Arabistan, suud krallığı.. (Kral’ın kanunları Beşer hukuku) iran şii cumhuriyetlik, Afganistan cumhuriyeti liderleri Hamid Karzai.. Cumhuriyet zaten laik bir düzene geçilmiştir. Lübnan birçok insanı barındırıyor hıristiyanları, dürzileri gibi çeşitli gruplar var ve kendi anayasası var.
Suriye de sünni katliamları, Mısır darbe rejimi ve müslümanlar zulüm altında.. Esedin yaptıklarını görmemek için kör olmak gerekir.Bir iki videoyla fikri değişen insanlar Arabistan’ı anlat desen anlatamazlar ama müslümanlar asıyor kesiyor demesini bilirler.
Merhametli Allah kafa kol kesmeyi mi emredecek? Hayır..
.. Biraz araştırırsak bu savaşların müslümanların elinde olmadığı anlaşılır.. Zira şiiye de müslüman denmez.. Ehlisünnet ile aralarında çok büyük farklar vardır. Uçurumlar var.
Hizbullah şii örgütü kökeni Emel hareketiyle birçok masum sivili öldürmüştür.*
Şii dosyasını başka bir zaman saklıyorum.
Sabra ve Şatilla ve benzer katliamlar yahudilerin elindeydi fakat bunlara ses çıkaran olmuyor..
Cezair katliamı fransızlarındı ama yine ses yok. Tecavüzler yaşandı fotoğrafları var kızları soyuyorlar..
Beyda, Banyas ve Guta da Esed’in katlaimlarıydı ve yine ses yok.
Irakta yaşananlar ve de Amerikan askerleri demokrasi getireceğiz diye giriyorlar kan döküp, tecavüz edip çıkıyorlar. Demokrasi barbarlığınız gizledikleri bir kılıftır.. İnsan haklarının arkasına saklanıyorlar fakat İsrail terör şehri bunu birçok kez inkar ediyor.
Sadece objektif yaklaşmanız teröristi görmenizi sağlar..
Çağla boyu İslam kan dökmüştür faşisttir yok öyle..
Arkanda mynmar’da ve doğu türkistanda da müslümanlar acı çekti ve yukarıda saydığımız katliamların yanında guantanamo ve ebu gureyb hapishanesinde ki müslümanlara yapılan insanlık dışı uygulamaları ve de İşkence ve tecavüzler var. Araştırıp bulabilirsiniz.
Ayetler de ki “Bulduğunuz yerde öldürün” der bu kafiri her bulduğunuz yerde öldürün demek değildir. Nitekim diğer ayetlerde sığınırlarsa güvenli bir yere götürün de der. Ve bu ayeti incelediğinizde bir savaşın içinde ki müslümanlara hitap ettiğini öğrenebilirsiniz.
Diğer birçok ayet bütün olarak incelendiğinde adaleti sağlıyor..
Terörün tanımı masum katletmemek değil, herkes kendi çıkarlarına göre terörist işaretliyor .. Rusyaya göre çeçen mücahitler terörist, İsraile göre filistin ve Amerikaya göre El kaide.. Ama Cezayirde katliam yapan fransızlar terör tanımına uymasına rağmen hiçbirşekilde terörist olmaz..
Müslümanlar terörist değildir, kendi haklarını savunmaları gerekiyor ve niye savaştığımız konusunda İsrail genç, yaşlı, çoluk, çocuk demeden bombalıyor.. tecavüz ediyor. Suriye de de esed askerleri tecavüz ediyor işkence ediyorlar burada islamda bu gibi şeylerin bulunmadığını anlatacağız inşallah.
Onlar terörist oluyor çünkü amerika üniversitlerinde böyle öğretiyor. Ne diyecekti teröristler bizizmi hiçbirkimse bunu kabul etmez. Basın bile onlara terörist diyor..
“CİHAD” KAVRAMININ KURANİ ANLAMI
“Cihad”ın Müslümanlar tarafından uygulanan bir savunma savaşı mı, yoksa diğer dinlerin üyelerine sırf o dinden olmaları nedeniyle karşı girişilen bir savaş mı?
Eğer Kuran’ı bütünlüğü içinde ele alırsak, Kuran’ın savaş ayetlerinin, Müslümanlara savaş açanlarla ilgili olduğu rahatça anlaşılabilir. İlgili iki ayet şöyledir:
Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılanlara savaşma izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.22- Hac, 39
Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. 2- Bakara, 193
Bu gibi ayetleri görmezler..ve ayetleri kırpıp manalarını bozarlar.
Müslümanlar ülkeler niye geri kaldı? Cevabını bilmeyen adamlar yargıda bulunuyor zira kadına değer verilmiyormuş.. Esaret altındaymış..Kan durmayan ülkede ne teknolojisi bekliyorsunuz? Siz 80yılda ne yapabildinizde onlardan birşey bekliyorsunuz? Buralarda şeriat yok..
ARAP DEYİNCE AKILLARDA MÜSLÜMAN CANLANIYOR ALAKASI YOK.
İrana giden turizmci arkadaşlarınız anlatabilir sizeburada örtülü çıplaklar bile var. Bu mu şeriat ülkesi ? Ve pis bir yer!
Sosyalist, laik araplar ve de vehhabi-selefiler arabistan çorba olmuş halde kiralık yöneticiler ve de herşeyden habersiz insanlar bu konu hakkında fikir yürütüyorlar.
Afganistan;
Bu ülkede ahlak polisleri var hiç tanımadığı adam kadının kurallara uymadığını görünce onu dövebiliyor.. ilkel diyebilirsiniz. Fakat modernliği iki metre kumaşa indirgeyemezsiniz. İran gibi devletlerde kadınlar baskı altında olduğunu söyleyebilirler.
Genelde yabancı kadınların (FEMEN) söylediği “Örtü, Kadınları esaret altına almak isteyenlerin uydurduğu palavradır.”
İslam ile cahiliye devri, namusun bulunduğu bir yer haline geldi çünkü bu dönemde nikah çeşitliliği bile olayın derinliğini anlatmaya yeter. Zina nikhaları meşruydu..
İslamla birlikte bu ilkel adetlerin yerini boşanmamak üzere evlilik aldı.. Eğer İslam ülkelerinde başı açıklık olsaydı beraberinde zinayıda getirirdi çünkü Kadınların açılıp saçılması bütün bu İslami kuralları yıkıyor. Biri yıkılınca diğerleride yıkılıyor.. Çünkü erkekle konuşmasını önleyecke birşey kalmıyor. Ayrıca zaten İslam erkeklerin tesettürü göz kapaklarıdır der. Harama bakmaktan men eder. Namahreme bakılmaz. Bakıldığında bu iyi sonuçlar doğurmuyor.. Türkiye tecavüz istastiklerina bakın.. Norveç, İsveç gibi ateistlerin yoğun olduğu şehirlerde zaten zina meşrudur.
Kısaca evlilikte hiçbir şey aramazlar daha önce zina etmiş olmasını ve bu taife zina da büyük günahlardan olmasına rağmnen namus diye birşeyin bulunmaması bir kadının bir sürü erkekle olması düşüncesini getirirki bu çok çirkin bir ahlak yapısına doğru gider. Eski yunan’ın bu yüzden battığı tarihi söylemler arasında yerini alıyor.. Dahası tecavüze de kapılar açar zira böyle bir ortam da elin kolun kesilmesi de bi işe yaramaz(!) Burası önemli şerait uygulamaları bireylerce uygulanamaz, devlet meşrudur. Aynı zamanda başka yönetim biçimleri içinde şeriat uygulamaları kullanılamaz, şeriat devleti diye getirilenlerden bazıları bu şekilde. Şii ülkeleri görüyorsunuz insanlara cezalar veriyorlar fakat en derece mani olabiliyorlar? Hiç..
Bizzat irana giden bir insandan duydum.. aynen şöyle dedi. “En çok yasak olan ve en çok çiğneyen ülke” Zira iran kızları da örtülü fakat tesettürlü değil. Şuan islami ülke yok.
Aşağıda da iranlı bir bayan.
Daha işin çarpıtma boyutu var “sübyancılık” gibi ithamlarada yer buluyor. Ne derece tutabilirse bir yalan. Çocukların örtünmesine karşı gelmekteler. Onların alışması büyüyünce zor gelmemesi için örterler. Buna beyin yıkama diyenler açıkçası kendi çocuklarına karışıldığında kıyameti koparacağından şüpheniz olmasın bu çifte standart arayışıdır…
Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin Hadisi şerifinde ki gibi..
Çocuk islami kurallara göre yetiştirildiğinde
kul hakkı yememeye insanlara iyi davranmaya, kırmamaya meyilli olur.. Anne babaya öf bile demez..ki batılılar buna hayret eder.
Ateistler nasıl istismardan sözedebilir?
Modern dünyanın çocukları köpek yetiştirmek zannettiğini ve sorunları anlatmakla bitmeyecektir.
Onlar istiyorki kendi çocuklarını istedikleri gibi dinsiz yetiştirsin fakat müslümanlar bunları aklına sokmasın. Oldu tabi istedikleri gibi yetiştirelim
sonra sizin gibi bir çocuğa sahip çıkamayız.
Örnek aldıkları amerikada hangi baba çocuğuna söz dinletebiliyor? Oktay sinanoğluna ve filimlerde lanse edildiğine göre bu imkansız.
Halbuki Osmanlıda çocuk babasını ve annesinin hakkına itaat eder ve sözünden çıkmazdı..
Peygamber efendimiz demiyor mu anne hakkı ödenmez diye.
Cenneti annelerin ayağının altındadır.. Kadın hakları bu kadar muazzam anlatılabilir mi?
Daha birçok hadis ve ayet var kadın haklarıyla ilgili ama kendini akıllı sanan ateitsler, bunları bilmiyorlar.
İslam hukuku
Cariye ile fuhş,Ganimet, Kölelik.
R E C M
Zina eden erkek ve kadınların her ikisi de evli olurlarsa; onların hadleri recimdir. Bundan başka cezası yoktur.
Eğer her ikisi bekâr olup evli değillerse, cezaları değnek ce­zasıdır. Başka tür ceza verilmez.
Eğer zina edenlerden biri evli, diğeri bekâr ise; evli olana recm, bekâr olana da sopa cezası vurulur.
İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 4/590-591.
Ruhul Furkan tefsirinde inen hadisler ve ayetler sonradan neshedilmiş. Buna göre ayet ve hadisleri yorumluyorlar..
Hadis, Mezhep alimleri müçtehidlerdi kafasına göre kur’an yorumlanmaz.
-“Benden öğrenin. Allah onlara (zina eden) kadınlara çıkar bir yol gösterdi. Evli ile evli. bekar ile bekar… Evliye yüz değnek sonra taşlar ile recm. Bekâra yüz değnek sonra da sürgün..” Sahih-i Müslim: 3200,
EL KESME
Sen hırsızların elini kes çalan kalıyor mu bak istediğin adaleti sağlamak mı? cinayet hırsızlık.. gibi suçlara son vermekse budur(!) sanıyor musunuz ki ülkede herkes elsiz kalıyor 600sene de ki suç bir elin parmağını geçmiyor. Ve halk huzur içinde şimdi bunları diğer makalede ispat ettik inş.
Yabancılar elini kolunu sallaya sallaya geziyor..
Kadılar vardı Osmanlı da yaşanan olaylardan insanların başkalarının hakkına girmemeye özen gösterirlerdi. Burada ki gibi yalancı şahitler ve uyanık avukatlar yoktu Şeriat haksız hakkını bildirmek haklıya hakkını vermektir. Diğer makalede müslümanların yaşayışını ve Osmanlı da hayatını da kaynaklarıyla anlattık inş.
Onlar şeriat devletini Hammer Lewis Uzunçar ve oryantalistlerin tahminleriyle karalıyorlar işte Fransız arşivinden belgeler..
“Bu memlekette (Osmanlı İmp.) hemen hiçbir cinayet vakası duyulmaz(!) zuhur etse dahi bunlar fevran neticesinde ve yol kesen haydutlardan ibarettir.
Cu Loire’in “Les voyages du sieur du Loir”adlı eseri, Paris 1654; s.188
Hırsızlara gelince, bunlar İstanbul’da son derece nadirdir. Ben Türkiye’de takriben 14 sene kaldığım halde, bu müddet içinde hiçbir hırsızın orada ceza gördüğünü işitmedim.
De la Motraye’in “Voyages en Europe, Asie et Afrique” adlı eseri, La Haye 1727, s. 25
(Şeriatın yaşandığı ülkelerde ki suç oranlarına ve medeni kanunların yaşandığı günümüz ülkeleri kıyaslayın her geçen gün milyonlarca hırsızlık, cinayet.. )
MUTA NİKAHI
İran’ın yaptığı Muta nikahı var. Cahiliye devri nikahlarından biridir.
Taraflar ölünceye kadar ayrılmamak niyetinde olmalıdırlar. Aksi halde bu nikah “müt’a” mahiyetini iktisab eder ki, batıldır. İbn-i Rüşt, Bidayet-ül Müçtehid kitabında “Müt’a nikahının peygamberce batıl sayıldığı, tevatürle sabittir der.
Bu bir şii nikahıdır ayrıca cahiliye devri nikah çeşitlerinden biridir.
Militan gruplar
Taliban nasıl kuruldu? Bu sünni grup afganistan devleti ile savaşıyor ve birzamanların uyuşturucu sanayisini bitirmişlerdir! Uyuşturucunun müslüman ülkelerde ne işivar ama Gat’ı bile bugün yemeniler kullanıyor.
Pakistanda ki medreselerde eğitim görmüş öğrencilerden oluşuyordu başta.. Bir tecavüz olayından sonra haklarını alıyorlar.. Sünni bir grup ve bu gibi insanlar terörist ilan ediliyor. Zaten talebenin çoğulu talibundan gelmektedir kelimenin kökü..
Hamas, Fkö şii örgütünün uzlaşmacı tavrı yüzünden filistinli gençler tarafıdan kuruldu.
Kassam füzelerini kendi yapıyor ve
El kaide her ne kadar Ladin’in ajan olduğunu düşünsemde bu amerika olay hakkında birçok komplo teorisi yürüttüler bir öldü diyorlar montaj resmi gösteriyorlar… filan üstünde pek durmadım ama olmayadabilir hakkında birşey söylememek lazım.
Fakat 11eylül saldırısı İslam’ı terörist olarak göstermeye yetti. Birçokta masum öldü İslam’da bu yok.
Bunu Amerika yapsa bile yapay düşman politikasıyla Bin Ladin’in sahiplenmemesi gerekirdi.. Ama eylemi sahiplendive yanlış kişiler öldü.. Niye ikiz kuleler?
MEZHEPLER NiYE VAR;
Bütün imam azam rabbani maturidi eşari hiçbiri bilmyiordu buradakiler biliyor mezhebin olmaması gerektiğini
Hatta Y.Sultan Selim bile bilmiyordu değil mi?
peygamber döneminde mezhep niye yoktu çünkü bütün herşeyi ona soruyorlradı..
Mezheplerin ne zararı var.
Bu kadar alim yazıp çizmiş içinde mutlak müçtehidlerde var mezhep imamları gibi.. Hadis alimleri gibi.. Şimdi sen İslam’ı bu saymayacaksında gidip buradaki cahilleri mi kaideye alacaksın mantık ilkemiz gereği..
İSLAMİYET EHLİ SÜNNETTİR.
Çünkü hiçbirşeyi inkar etmeyiz. Hadis kuran ve içtihad yoluyla ilerliyoruz.
Eğer mezhepler olmasaydı herkes kafasına göre yorumlardı ne tefsir ilmi olurdu ne hadis ilmi.. sonrada herkes ateits olur ne anselmo turmedonun müslüman papazı Nikola Mertel olabilirdi. Çünkü kuranı kafalarına göre yorumlardı mezhepsiz ibni teymiye gibi.
Peygamberin kabul etmediği ama ehlisünnetin içine koyduğu birşey yazabilirler mi?
Ehlisünnet koskoca hadis kitapları ve ruhul furkan gibi tefsirlerle ispat ediliyor..
İzharül hak diavanul kulub ve de tehatüfül erib gibi reddieyeler var..
��iilik zaten sapık fırkalar.. Mezhepler selef-salihiynin yolundandır.. Selefiyye demek değil.. Vehhabiler gibi bunlar da sapıktır.
Abdülvehhab ve İbni Sebe gibileri koymuştur.
Mezhepler olmasaydı. Bu müçtehidlersiz insanlar yolunu bulamazdı şimdi bunlar evliyalık yok diye inkar ederler..
Mezhepler haram olana helal dememişlerdir.
Kuranda olmayan, Hadis-i Şerif-i’de olmayan bir konu karşısında fetva verirler… Peki hadis’de bir konuda hem var hem yok derse ne yapmalıyız?
Hz.Ayşe’nin yaşı gibi.. Efendimiz sav Hazreti Muaz bin Cebel radiyallahu anh’ı yemen’e vali olarak gönderirken şöyle dedi; Ey Muaz oraya gidince bir sorunla karşılaşırsan ne yaparsın? HZ. MUAZ RA.;
Allah’ın kitabıyla çözerim.. oeki onda bulamazsan? Sizin sünnetiniz hadislerle.. Peki ondanda bulamazsan? Kendi içtihatımla çözerim dedi. Efendimiz sav memnun oldu
Efendimiz sav bir gün eli kanadı hz.aişe radiyallahu anhuma elini sardı efendimiz sav tekrar abdest aldı şimdi imam şafi burada kan aktığı için abdest aldı der EFENDİMİZ S.A.V BİR GÜN ELİ KANADI HZ.AİŞE RADİYALLAHU ANHUMA ELİNİ SARDI Şafi hazretleri kadın eli değdiği için abdest aldı der hanefi hazretleri ise; kan aktığı için abdest aldı der. Açık hüküm yok o nedenle efendimizyine buyurmuş ki;
ÜMMETİMİN İÇTİHADI İSABETLİYSE 2 SEVAP, İSABETLİYSE 1 SEVAPDIR
ÜMMETİMİN İÇTİHADI İSABETLİYSE 2 SEVAP, İSABETLİYSE DEĞİLSE 1 SEVAPDIR
Yani peygamber zamanında niye mezhepler yoktu sorunun sağlıklı cevabı müceddide yotku ihtiyaç yoktu anlamındadır.. Her sorulanı cevaplıyordu.
0 notes
agdmkp-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Cumamız Mübarek Olsun.. "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." ( Bakara Suresi 155.Ayeti )
0 notes
cemakkilic · 10 months
Text
Hristiyan ülkelere gidip hayatımı kurtarmam iktidar tarafından engelleniyor... Hepiniz gibi beni de yolunacak tavuk olarak görüyor... Çünkü bu lanetlenmiş ülkeden kaçıp, canını kurtaran herkes "para ve ucuz iş gücü" kaybı...
İslam ülkesinde zorla tutularak YE-hudilerin kahredici tehditlerine maruz kalıyorum milyonlarca insan gibi...
Ateistlerin bir türlü görmediği BAKARA 155 mesela...
Sizi aç bırakacağız...
Sizi canlardan, mallardan eksilteceğiz...
Sizin çalışmalarınızın karşılığını vermeyeceğiz diyor...
Ve uyguluyorlar bu tehditleri...
Az kazandırıp beslenmenize engel oluyorlar ve önünde sonunda kanser oluyorsunuz...
CEM AKKILIÇ
Denizci eskisi, blog yazar, bostan korkuluğu
0 notes
cemakkilic · 1 year
Text
Tumblr media
Bizlere fakirliği itekleyen namussuzlar neden zenginlik içinde yaşıyorlar?!..
Misal; Bakara 155'deki kahredici tehditler neden bu zengin islamcı dingobazlara işlemiyor?..
Yoksa onlar müslüman değiller mi?..
Nasıl oluyor da saraylarda yaşıyorlar?..
CEM AKKILIÇ
Dingobaz terbiyecisi
0 notes
cemakkilic · 11 months
Text
Arap kârhanesi...
Türbanlı kızlar büyük şehirlerde köşe başlarında fuhuş yapıyorlar. Anadolu'da ne fırıldaklar dönüyor kim bilir!.. Bu fuhuş olayları zaten yıllardır vardı. Seçimden sonra iyice arttı. 250 Dolar asgari ücretle kimse hayatta kalamaz. En sağlamı bile yetersiz beslenme nedeniyle kanser olur. Asgari ücret 350 değil 250$ çünkü mesai ücreti yok. 12 saat köpek gibi çalıştırıyorlar. Büyük çoğunluğunda sigorta yok. AKP'den önce 8 saatten fazla çalışan, mesai farkı alırdı. Patronların sigortasız insan çalıştırmaya bir tarafları yemezdi... Sağolsun AKP sayesinde Bangladeş olduk sayılır...
Neyse; konu konuyu açmasın...
Denizcilerin kullandığı bir terim vardır; "Short time çiki çiki" (Şort taym) Kısa metrajlı sekse atfedilen benzetme...
Türbanlı kızlar 50 lira'ya kadar düşmüşler... Bir çok kaynaktan bu bilgiyi aldım...
Buradan çağrı yapıyorum; türbanlı kızlar bana ulaşsınlar. Ancak ben onlarla "çiki çiki" yapmayacağım. Zaten fakirlik kaynaklı olarak ayda bir defa banyo yapıyorlar. Midem kaldırmaz.
Şort Time dedik ya... Çiki çiki'yi çıkartıyorum, karşıma geçecekler, 10 dakika boyunca dans edip, gerdan kırıp BAKARA 155'i 155 defa yüksek sesle söyleyecekler. 50 lira'yı yapıştıracağım...
Bakara 155 ne diyor!..
Sizi aç bırakacağız.
Sizin çalışmalarınızın karşılığını vermeyeceğiz.
Sizi canlardan, mallardan eksilteceğiz...
Fakirlikten fuhuşa saplanmış AKP'li türbanlı kızlar ulaşın bana...
Short time BAKARA 155 patlatacağız birlikte...
Hem sevabı da var!..
CEM AKKILIÇ
Denizci eskisi, blog yazarı bostan korkuluğu
Tumblr media
2 notes · View notes
cemakkilic · 1 year
Text
Tumblr media
KURTULUŞUN TEK YOLU...
Bu kitap derhal yasaklanıp, toplatılmalı ve yaymaya çalışanlar hakkında hukukî işlem başlatılmalıdır...
Sadizm ciddi bir insanlık suçudur. Tehdit ve halkı kin ve nefrete sürükleyen suçlar işlenmektedir bu kitapta...
İşte çalışmalarınızın karşılığını eksilteceğiz diyor, asgari ücret Bangladeş'in bir tık üstü; 360 Dolar...
Canlardan mallardan eksilteceğiz diyor... Yah....di silâh baronlarının sattığı silâhlarla müslümanlar birbirlerini öldürüyor...
Yahu bir Tanrı düşünün kendisine günde 5 posta ibadet etmenizi istiyor ve yapmadığını bırakmayıp bir kulağınızın arkasını düdüklemiyor...
İktidar Türkçesini okumamızı istemiyor. Çünkü okuyup anladığımızda nasıl bir ketenpereye geldiğimizi açık ve net olarak görüyoruz.
CEM AKKILIÇ
0 notes
cemakkilic · 1 year
Text
Bu millet hayaletlere inanıp, yine o hayaletlere ibadet ettiği sürece adam olmaz. Din'i bizzat yahudiler empoze ediyor. Bu sayede milleti şükürcü yapıp, tüm doğal kaynaklarımıza konuyorlar.
CEM AKKILIÇ
0 notes
cemakkilic · 1 year
Text
Tumblr media
Bakara 155 ayeti...
0 notes
cemakkilic · 3 years
Text
YouTube'da "Tayyip Erdoğan asgari ücret günlük 100 lira" videosunu izleyin
youtube
0 notes
cemakkilic · 6 years
Text
Tumblr media
Bu Ateistleri bir türlü anlamıyorum. Yazdıklarının hepsinin altına imzamı atarım... Atarım atmasına da bu Ateistler neden BAKARA 155'i hiç görmüyorlar?!.. "Sizi aç bırakacağız, sevdiklerinizi öldüreceğiz, çalışmalarınızın karşılığını vermeyeceğiz" diyen BAKARA 155'in YEhudiler tarafından yazıldığı çok belli olduğu için mi Ateistler bu ayeti görmezden geliyorlar?!..
CEM AKKILIÇ
1 note · View note