Sevgiyle Yaşamak

Eskidendi üstüme sinmiş tüm o neşeler. Duvarlarda asılı kalan kahkahalar. Hangi ara büyüdüm bilmem ama büyüdükçe bedenim, küçücük kaldı ruhum içinde.

Amor.

"Aşırı sevgi ve bağımlılık duygusu. Aşk."

anlamlarına gelmektedir,dilimize Fransızca'dan geçmiştir.

Aşkta birine sevdiğin için ihtiyaç duyarsın. Bir ihtiyacını karşıladığı için karşındaki insanı sevmezsin. Osho bu konuyu, "İhtiyaç duyulma ihtiyacını yok edebilen, tek başınalığı ve sevmeyi becerebilir," diye özetlemiştir.

Aşk, beyninizdeki dopamin hormonunu gün geçtikçe artırır. Bu hormon aynı zamanda madde bağımlısı insanlarda olduğu gibi, sizi de âşık olduğunuz insana bağımlı hale getirir. Bağlı olmak ile bağımlı olmak arasındaki o muazzam fark da işte burada başlar. Bağlı olmak, içinde kişisel özgürlüğü ve mesafeyi barındırırken, bağımlılık ise bir başkasının hayatında yok oluş tur. Var olabilmek adına bir kayboluştur. Bağımlılık, "Sensiz ben bir hiçim," demenin en basit adıdır.

Aşk bu değildir. Aşk; kendi egonu beslediğin, karşındaki insanı kendi mutluluğun için tükettiğin ve ayrıldığında da arkasından beddualar ettiğin bir duygu hiç değildir. Aşk, senlikten ve benlikten geçip biz olabilmektir. Bir insanda yok olmak değil onunla çoğalabilmektir.

Aşk güvenebilmektir. Yeri geldiğinde geri döneceğini bilerek onu özgür bırakabilmektir. Aşk bağımlı olmak değil, bağlı kalabilmektir.Karşındaki insana zorla kabul ettirdiğin hiçbir düşünceyi, değiştirmeye çalıştığın hiçbir davranışı ve sadece bir insanın omuzlarına yüklenen hiçbir sorumluluğu aşk kabul etmez. Aşk çözüm üretir, kapıya bahanelerle gitmez. Zorluklarla baş ettikçe büyür ve gelişir. Karşılaşılan ilk zorlukta bitmez. Bitiyorsa da üzerinde çok durmamak lazım. Çözümler yerine bahanelerle kapına gelenden sana da hayır gelmez.

bir insan diğer bir insana aşırı oranda bağımlıysa bu onun kendi varoluş sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmakta olduğunu gösterir.

engin geçtan'ın insan olmak kitabında öfke ve düşmanlık bölümünde şöyle bir ifade vardır, engin geçtan bağımlı kişilik özelinde gerçekleşen bu durumun temelini açıklarken, bireyin çocukluk döneminde aile tarafından her ihtiyacının karşılanmasını, çocuğun üzerine titrenmesini ve onun sorumluluklarını yerine getirmekten yani birey olma eğilimi göstermesinden alı koyulmasını gösterir.

bu durum çocuğun ileriki dönemlerde başkalarına bağımlılık geliştirmesini ve kendi sorumluluk sonuçlarını başkalarına yıkmasını da beraberinde getirir yani bağımlı kişiliğe sahip birey herhangi bir kötü olayın ya da hatanın sorumluluğunu alamayacağı gibi bu hatadan dolayı kendini mağdur durumuna sokmaya da meyilli ve etrafı suçlayıcı kişiliğe de bürünebilir bir durumdadır. burası sadece hata ve sorumluluktan kaynaklı birey bilinci ile alakalı.

işin bir de ikili ilişkiler boyutu var elbette. bu tarz bağımlı kişiler toplumsal ve aşk ilişkilerinde kendi varlıklarını geri plana itmeye, onaylanma ihtiyacı duymaya, kendi çıkarlarını zedeleyen durumlara ses çıkarmamaya meyillidirler.

kendi varlıklarını bir başkasının sorumluluğuna yükledikleri için, sevilmek uğruna iyi insan rolü yapmaya başlarlar, bir de kendilerinden talep edilsin ya da edilmesin herkesin yardımına koşarak toplum gözündeki iyi insan imajını sağlarlar, bu koşulla birlikte sevilme arzularını tatmin ederler. yani sevilmek için rüşvet olarak iyilik satarlar.

uzun bir zamandan sonra ilk defa dün kocamdan ayrı uyudum ve bütün gece rüyamda onu gördüm bu aşk bende bağımlılık olmuş artık alo amatem imdat

Aşık olmak kadar insanın beyninin kimyasıyla oynayan bi eyleme şahit olmadım ben . Aşık olduktan sonra iki tarafında kukla gibi oynatıldığını düşünüyorum . Aşkın bir duygu olmasını ister miydim evet yani sadece o kişiyle olan bütün anlarda o duygu yaşanılsın ki normal yaşamımıza geri dönelim isterdim bunun adına sevgi deniliyor sanırım şu an kendimi de yanlış bilgiye ikna etmek istemem . Aşk bir duygu değil aşk beynin kimyasıyla oynayan uyuşturucu bir maddedir bağımlılık yapar ve en tehlikelisi mutluluk hormonlarının hepsini aktif edebilmesidir bu yüzden sancılı bir süreçtir her aşaması , şöyle söylemem gerekiyor aslında aşık olduğumuzda mutlu olduğumuza dair beynin bizi kandırmasına o kadar çabuk alışırız ki her şey bize normal gelir çevremizde bizi gözlemleyen bizimle vakit geçiren insanlar bunun hemen farkına varabilir o derece fark edilebilir bi kimyadır tabiki bizler bu davranışlarımızı normal görürüz . Şimdi bunların beni ilgilendiren kısmına geçelim, ben aşık olduğumda bunun farkına varmam uzun bi süre alıyor tabi tahmin edildiği gibi bir uzun süreç değil ben aşık olduğumu yapmam dediğim şeyleri yaparken buluyorsam kendimi tamamdır artık aşık olmuşumdur zaten duygusal zekaya sahip bi insan olduğumdan böyle bi kimya bana hiç yabancı gelmez . Bilmem gereken şey şu her defasında yenilmek bana neden bu kadar güzel hissettiriyor?

Yapamıyorum bazı şeyleri beceremiyorum kendimi toparlayamiyorum zora geliyorum sabrediyorum cabaliyorum en çok kendimle savaşıyorum ana kolay bir konuyu çözemiyorum elimden bir şey gelmiyor neden bilmiyorum..

Aşk bu kadar kolayken neden zor neden yaşıyorum bunu . İlk defa birini çok sevmişim onu istemişim gibi hissediyorum aşk mı bu yoksa bağımlılık mı? Platoniklik mi ? Yoksa küçük bir iyimisin sorusuna dünyaları sermek mi ? Neden bilmiyorum ama en çok ben üzülüyorum..

Birileri benden bir şeyleri alıyor ve ben parçalara bölünüyorum.. lütfen beni gör . Beni gör beni görün ben de varım ben de yaşıyorum ben de yaşamak istiyorum

KİTAP LİSTEM II

Melisa Kesmez-Nohut Oda - Küçük Yuvarlak Taşlar

Nihan Kaya- Yüzmek, Yaşamak ve Olma Arzusu

Ali Ayçil- Yenilgiden Dönerken

Nurdan Gürbilek- Ev Ödevi

Tayfun Atay- Görünüyorum O Halde Varım

Sema Kaygusuz- Aramızdaki Ağaç

Jess Hill- Kadının Hiç Mi Suçu Yok

M. Rosenberg- Şiddetsiz İletişim

Deniz Bolsoy- Terapi Defteri

Dijital Minimalizm(yazarı yazmamışım)

Irvin Yalom- Varoluşçu Psikoterapi

Byung-Chul Han - Eros'un Istırabı

Koşulsuz Ebeveynlik- Yavaş Ebeveynlik(yazar yok djxjk)

Yankı Yazgan- Düşe Kalka Büyümek

Bağırmayan Anne Baba Olmak

Kalpten Bağlı-Bağlanma Temelli Ebeveynlik

Sihirli Çocuk (Nihan Kaya önerisi)

Tuğçe Isıyel- Ya Hiç Karşılaşmasaydık

Sepin İnceer- Ağıtların Tanrısı

Işık Sürer- Kök

Uyuyan Güzel Uyandı- Aslı Karataş

Bahar Eriş- Hayatın İlk Üç Yılı

David T. Courtwright- Bağımlılık Çağı

Svend Brinkmann- Hayata Nereden Bakmalıyız

Svend Brinkman- Kişisel Gelişim Çağında Kendiniz Kalabilmek

Dr. Korly McBride- Boş Ayna

Christophe Andre- Kendine Saygı

François Lelord- Zor Kişiliklerle Yaşamak

Marie Haddou- Hayır Demeyi Bilmek

Tami Kent- Vahşi Dişilik

Dr. Mehmet Sungur- Aşk, Evlilik, Sadakatsizlik

Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey

Irvin Yalom- Güneşe Bakmak- Ölümle Yüzleşmek

Evlat Edinme ile ilgili kitaplar;

Başka Bir Doğum Hikayesi / Markellayı Beklerken / Sisle Gelen Çocuk / Emanet Çocuk / Boşluk / Yuvalar Kapatılsın / Hayat Sende / Anlamlı Yaşamın Peşinde / Sosyal Fayda Peşinde

Ruh Eşi Testi

Sevgiyi her insana hissedebilir miyiz? Sevgi sözlük anlamı olarak “ insanı bir kimseye ya da bir şeye karşı yakın ilgi ve bağımlılık göstermeye iten içsel duygu” şeklinde karşımıza çıkar. Peki biz her insana yakın,ilgili ve bağımlı hissedebilir miyiz? Sanmıyorum. Biz insan oğlunun inandığı belli değerler, belli düşünce yapıları vardır.Bu düşünce yapısına inanan insanlar arayabiliriz; belki konuşmak için, belki ortak bir faaliyette bulunmak için, belki de zaman geçirmek için bunu kendi düşüncemize göre daha da açabiliriz. Bunları yapacak kişiyi veya kişileri bulduktan sonra onlara sevgi hissederiz. Bazen de dünyaya gelişimizden itibaren gerek bizim üzerimizde emeği olan insanlara sevgi hissedebiliriz. Bu kişilerle kafa yapımızın uyuşması gerekmez. Onları bizimle birlikte oldukları için severiz. Buna verebileceğim en iyi örnek ailedir. Aile her şey olabilir bazen bir grup arkadaş,bazen size iyi gelecek şeyler bazen de tek bir insan. Tek bir insan demişken tek bir insanda sevginizin tümünü hissediyor olabilirsiniz. O kişi ortak düşünce yapınız olabilir, doğduğunuz andan itibaren sizinle olan biri gibi olabilir. Belki de gelecek de bana her anlam da iyi gelecek kişi dediğiniz biri bile olur. Onunla alakalı hayaller kurarsınız, uykunuzda rüyalarınızın baş kahramanı olur, bazen de yürüyen sevgi topu gibi gezmenize sebep olur. Size böyle hissettiren bir varlığın sizin canınızı yaktığını, sırtınızdan bıçakladığını düşünün bir. Nasıl yanar canınız, yutkunamazsınız, ayaklarınızın bağı çözülür olduğunuz yere yığılıverirsiniz. Hayallerinizi süsleyen, size bu denli iyi gelen bir insan size bunu nasıl yapabilmiştir? Hele bu yolda bir de çaba gösterip göz yaşı döktüyseniz vay halinize. Onca çaba, his, gözyaşı boşuna mıydı diye düşünür durursunuz. Tebrikler ilk aşkınızı yaşadınız. Bu içinizde bir günde fırtınalar koparan belki daha sonra o fırtına bitimi çiçek açtıran duyguyu aşk olarak tanımlarız. Sonunu bilmediğimiz bir kitap gibi; merak ettiğimiz son için sayfaları çevirir dururuz. Kitabın sonu ister iyi bitsin ister kötü aşk iyisiyle kötüsüyle , olumlusu olumsuzu ile aşktır. Aşktan illa olumlu bir sonuç beklemek saçmalıktır. Bazen bize çektiğimiz acı, verdiğimiz çaba, döktüğümüz gözyaşı bizim için bir deneyimdir. Bu deneyimler sonradan bizi oluşturur. Yeni bizi oluşturması dileğiyle..

Theta Danışmanlık. Manevi eğitim, manevi destek ve spiritüel danışmanlık nedir? Hayatın neresinde bu tarz bir yönlendirmeye ya da desteğe ihtiyaç duyar insan? Bana ne katar, yapmazsam benden ne alır ya da ne kaçırmış olurum? Özetlemek gerekirse yaşam ile ilgili her şey. Sosyal hayatınızda geleceğinize yön veren kararlarınız, ilişkileriniz, kariyer planlarınız, para, aşk, maneviyat, manevi eğitim, psikolojik destek, alışkanlıklar ve bağımlılık gibi kötü alışkanlıklar yani olumlu olumsuz her konuyu danışabildiğiniz, fikir alışverişinde bulunup konuşabildiğiniz, iyi ki varsınız dediğiniz kişilerden oluşan alanlarında uzman bir ekibiz. Çabamız ve gayemiz her zaman bu yöndedir. İyilikle, sevgiyle yol göstererek; dünyayı daha yaşanılır yapmaya niyetliyiz. Bir insanı kurtaran, bütün insanlığı kurtarmış sayılır. Bağımlı danışmanı, Yaşam koçu, manevi eğitim uzmanı, sosyolog ve psikoloji eğitimi almış ekip arkadaşlarımızla sizlere olumlu yönde katkı sağlamaya hazırız. Hep birlikte dünyayı değiştirmeye var mısın? likeforlikes #likesforfollow #liketime #likesforlike #like #gerigetirme #gerçekmedyum #Medyumlar #Medyum #Medyumluk #medyumhoca #médium #ebcedhesaplama #ilimbaz #kısmetaçma https://www.instagram.com/p/CeXDJElKdcw/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Aşk ve sevgi; zoru kolaya, imkânsızı mümküne, hayatı da daha yaşanılası hale getirir bir anda. "İyi ki varsın," dediğimiz insanların varlığı tüm boşlukları tamamlayıp doldurur. Aşk girdiği yürekte gam ve keder bırakmaz. Unutamam dediklerinizi bile zamanla unutturur. Peki ama ya yanlış tercih yaptıysanız? Ya yanıldıysanız? Kendinize güvenli bir liman ararken ya fırtınanın ortasında kaldıysanız? Huzuru ararken bir insanda ya, "Keşke hiç tanımasaydım!" diye pişman olduysanız?İşte konumuzun başlığı da tam olarak bunu yansıtıyor: zehirli ilişkiler. Önce gülümseten sonra yavaş yavaş öldüren, önce ruhu okşayan sonra yaralı bırakan, önce güzel sözler söyleyen sonra yaptıkları ve yapmadıklarıyla pişman eden, önce hayal kurduran sonra dünyanızı başınıza yıkan ilişkilerden bahsediyorum.

Sizin, adına aşk dediğiniz ama içindeki zehri hiç fark edemediğiniz ilişkiler.

En kötüsü de nedir, biliyor musunuz? Yaşadığınız bu zorlu ilişkiye zamanla bir bağımlılık geliştirmeniz...

Yani sistematik olarak günden güne birileri tarafından tüketilmeniz ve acınızı başka şeylerle gölgelemeniz.

Oysa her gece başınızı o yastığa huzur içinde koyamıyorsanız, uyuyamıyorsanız, en önemlisi de eski günlerinizi hasretle anıyorsanız yaşadığınız ilişkide ciddi bir sorun var demektir. Bir ilişkiyi tanımanın en pratik yolu, karşınızdaki insanın size nasıl davrandığından, bu davranışlara nasıl tepki verdiğinizden ve ne hissettiğinizden geçer.

Çok insan tanıyacağım, kimiler gelip kimler geçti ve geçmeye devam edecek belki de ama gerçeği söylemeliyim ki -bunun adı takıntı, bağımlılık ya da aşk ne derse desinler- hiç kimse onun kadar önemli ve değerli olmayacak.

Ruhlar aleminde gezerken benden bahsettiklerinde onun adı geçecek daima sözlerinin arasında.

Sence aşk nedir ? Biraz yaralıyım bende tanımı farklı. Bir paragrafla tanıtsan ?

Şöyle ki aşk diye bir şey yok. Vücudun belli zamanlarda belli yerlerde veya belli aktiviteler sırasında serotonin hormonu salgılar bu hormon mutluluk hormonudur ve bağımlılık yapar. Bir insan seni mutlu eden davranışlar sergilediğinde mutluluk hormonu salgılarsın doğal olarak. Ve vücudun bunu öğrenir. Bu hormon bağımlılık yaptığı için vücut en son serotonin salgıladığı ana gitmek ister. Bu sebeple sen kendini o kişiye aşık sanıyorsun. Aslında vücudun tek amacı serotonin ihtiyacını karşılamak. O kişinin yanına gitmek onu görmek onun sesini duymak onunla vakit geçirmek istersin çünkü o anlarda serotonin salgılıyorsun.