Tumgik
#aşk olsun ben öyle bi insan mıyım
golgendekikadin · 1 year
Text
“ Sen büyü müyü yapmazsan işim gücüm yolunda gidecek de işte hiç güven vermiyorsun” asfsgsgsg gerçekten dedin mi bunu ya aşk olsun ben öyle bi insan mıyım
2 notes · View notes
Hayat
-Eski blogumu tekrar buldum, oraya yeni yazdığım yazı-
Merhaba ben,
Burayı kaybettim sanmıştım, yıllar sonra tekrar bir şekilde ulaşabilmek güzel, İnsanın kendi tarihine şöyle bir göz gezdirmesi, ilginç bir deneyim,
Ben o insanlar değilim artık, ama şu anki ben olmam sürecinde uğradığım kişiliklerin şu anki bendeki etkisi o kadar büyük ki, eski çok yakın arkadaşlarıma selam çakıyorum sanki, beni anlamaya en çok yaklaşabilecek eski dostlarıma.. Şu anki beni görseler inanmayan gözlerle bakar ve gururlanırlardı biliyorum, sizi yerde bırakmadım dostlarım, emekleriniz karşılığıyım ben :)
Eskiden kendime ilginç bir acıma duygusuyla, egomla kavga ederek, seyrek de olsa yer yer nefret dolu bir kibirle, çok daha fazla zamanda ise devasa bir kaygıyla ve umutsuzlukla bakardım. Çaresiz gözlerle, her zaman iç huzurumdan fersah fersah uzak olacağımı zannederek, kurtuluşum imkansız gibi düşünerek. Hayat kötü bir yerdi ve bu asla alışılacak ve kabullenilecek bir şey değildi o zamanlar..
Zamanında o dibine kadar yaşadığım zehirli aşkın üzerimdeki etkileri tabii bunlar biraz da, ama öyle olmasaydı da bir şekilde aynı evrelerden geçerdim gibi geliyor; kısaca, bitmek bilmeyen bir işkence gibiydi. Büyümek değildi çürümekti bu; hatta hayat herkesin başına gelen iğrenç bir şakaydı, hiç komik olmayan kalitesiz soğuk bir trajikomedi. Özgüvenim darmadağındı, o yaşlardaki belki de çoğu insan gibi. Bilincim ise daha yeni oturuyordu, bu da biraz çocukluğumun mirası. Geçmişime her baktığımda zehirli ve depresif bir nostalji kaplardı içimi. İçinde yaşarken berbat hissettiğim anlara o andan dönüp baktığımda bile güzel gelirlerdi gözüme, çünkü sanki hep kötüye gidiyordum. Ve asla daha iyiye gidemeyeceğimi adeta “biliyordum”. Bu blog içimi her zaman kapkaranlık bir acıma ve yitik bir hüzün duygusuyla doldurmuştur.
Velhasıl kelam, şu anda kendimi doğru yolda hissediyorum, doğru büyümeyi ve hayatı daha doğru kavramayı yavaş yavaş öğreniyor gibiyim, Çocukluğumda yaşadığım şeylerin de hiç kolay olmadığını kendime itiraf edebilecek duruma geldim. İçimde hep birileri “hayır ya bi olay yok sakin ol önemli değil bunlar, yaşadıkların eften püften şeyler, insanlar neler yaşıyor abartma” diyerek kandırmak istiyordu beni. Çünkü ciddiyetini kavrasam asla kaldıramazmışım o zamanlar, bunu sonradan anladım. O içimde  davetsizce beliren korumam, beni doğru zamanda o kadar iyi korumuş ki, ona karşı iliklerime kadar hissettiğim bir minnetle doluyum.. İşini bitirdiğindeyse, hala ondan bana kalan sesler içimde yankılanmaya devam ettiğinden, sonrasında bana iyi gelmemeye başladı bu korumalar. Ama korkuyordum işte, o da artık konuşmuyordu ama ben dersini çok iyi çalışmış ezberlemiş bir öğrenci gibi, karşılaştığım her soruya onun ağzından cevaplar veriyordum. Artık ihtiyacım yok bu kendini, duygularını, ihtiyaçlarını, o insan tarafını aşırı hafife alan seslere, onlara elveda demek de oldukça zor.. Onlarsız ne yapacağım bilmiyorum ama bana iyi gelmiyordu, bunu bir kere kabul ettim artık, geri dönüşü olmayan bu farkındalık bana veda etmek için yeterli cesareti verdi.. Kendime acımadan diyorum ki şu anda, artık yüzleşebilirim bana olan her şeyle, tüm karanlıklarımla yüzleşebilirim. Bu esnada kahrolmaya da hazırım, canımın acımasına da, hıçkırarak ağlamaya da. Atlatabilirim veya atlatamam bilmiyorum ama hepsi geçecek. Tüm duygular insana dair ve hepsi geçiyor. Sonunda atlatırım bir şekilde, hepsine hazırım.
Deneyimlediğim ölü bir büyümek değil, çürümek değil şu an hissettiğim. Duygularımla aramı düzelttim, daha da mühimi kendimle aramı, dolayısıyla hayatla da. Ben neyim? Ruhum muyum? Duygularım mıyım? Düşüncelerim miyim? Hiçbiri değilim, e öyleyse neyim bunu bile önemsemeden. Ben neysem neyim, cevabını bilmiyorum ama beni seviyorum, bu sevgi olabildiğine sağlıklı ve karşılıksız bir sevgi olsun diye uğraşmaya emek verecek yerim var içimde. Bu, “oldu bitti işte, oldum ben” denecek bir ilişki değil tabii, sadece her yönümle kendime temas etme çabam artık daha da derinlemesine. Bazen yine kendimden nefret ederim, ama hep düzelteceğim aramızı, ve başka kimseyle olan ilişkimi de daha önceye koymamaya çalışacağım. Çünkü kaybolmak çok zor. Kendini tekrar bulduğunda ise soğuktan donmak üzere, aç ve hasta bir sokak kedisi gibi görmek kendini! Kendime ne yaptım ben diye kahrolmak o kadar, o kadar acı ki… Artık o minik kediye karşı şefkatimi ve sahipliğimi eksik etmemeye çalışacağım, benden başka kimsesi yok ki.. Çocukluğumdan bana kalan, duygularını küçümseyen sesleri aşmamda yine ikinci bir büyük aşk hikayesinin etkisi var, yine sonu iyi bitmeyen bir tecrübe, hatta sadece sonu değil başından en sonuna kadar derbeder geçen, can sıkacak kadar bana sonsuz gelen işkence gibi bir süre.. Çok yıprandım yine, yaşlandırdım kendimi.. Ve aslında bu kadar acı olmasına gerek olmayan tokat gibi bir ders aldım yine. Umarım bu dersi unutmam, aynı hataları tekrar tekrar yaparak çar çur etmek istemiyorum hayatı.
Önümde öyle ya da böyle hala uzun bir yol var. “Tamam/bütün” hissettiğim anları çoğaltmak üzerine uğraşılar silsilesi olarak görmeye başladım bu yolu, belirsizliklerle dolu bu hayatı. Amacım hayatı daha çok hissetmek oldu sanki, bu bana oldukça yerinde bir niyet gibi geliyor. Hayat anlamlı bir yer olmak zorunda değil, ve nitekim bence anlam kavramının karşılığı bile yok. Sadece içinde dalgalanalım bakalım, ona karışmaya, onu güzelleştirmeye ve daha çok hissetmeye çalışarak geçecek olan gelecek yıllara sükunetle bakalım.
Masum minik kediyi ise, bir daha savunmasız ve sevgisiz bırakmamaya çalışarak.
Hayata,
3 notes · View notes
seyyahe-iavare · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
Saçmalardan Seçmeler
Boş yapmaya geldim. Daha doğrusu mağaramda yapacaktım sonra baktım ki burdan çıkış yapmamışım bari burdan yapayım dedim :) Arkadaşlar bu elimde görmüş olduğunuz :) tamam tamam bu gördüğünüz tişörtler işte erkek reyonundan kendime aldığım hediyeler şşş aramızda kalsın. Ders çalışırken kontes takılamıyorum üzgünüm. Gerçi benden zaten kontes olmaz ya işte :) Tişörtlerin renklerine bakınca durup durup beyleri bu renkleri giymeye nasıl ikna ettiler acaba düşünmekten kendimi alamıyorum. Hadi sarı yine giyilir de pembe ya ben bile alırken üç kez düşündüm hatta alırken somon olarak almıştım. Aslında bakmayın ben rahatlık, ucuzluk falan bunların peşinde görünüyor olsam da en azında iki erkeği bu renkleri giymekten alıkoymayı hedefliyordum :)) Kadın reyonlarını hepten boykot etmekten de korkmuyor değilim aslen. Hatırlayan varsa kışın da iki tane polar almıştım aynı mantıkla ama Allah var onların renkleri çok güzeldi :) Kadın reyonunda şöyle bir tişört 25-40 lira bandında, zulüm bu ya. Erkek reyonunda 15-20 liraya satılıyor. Bir de pamuklu mis gibi. Kadınlarınki polyester mi ne acayip rahatsız bir kumaş. Hele ki benim mevsim koşullarına iki kat fazla uyum gösteren bu özerk bölgemde hepten yakıyor. Bi de hep mi kadın kıyafetleri konuşulacak biraz da beylerin kıyafetlerini ele alalım :) (İroni yapıyorum sakın. Aşk olsun ben öyle bir insan mıyım? İki taraftan da diğerine ne.)
İşte öbür taraftan anne tarafındaki kız kuzenler arasındaki lanet ortadan kalkıyor galiba şşş nenem bize büyü yapıldığını düşünüyor kimseye söylemeyin siz yine de :) Kızların makus talihi tersine dönecek galiba kuzenlerden birini vereceğiz nasipse ve hayırlıysa inşallah. (Evet Zehra, Kübra. Ben sana ayrıntıları veririm sonra kızlarla konuşma daha ultra gizli tutuluyor, ben burdan Kübra’ya bahsetmemiştim sahi değil mi :) Dayım, damat adayını soruşturacakmış nereye soracağını bilememiş. Babam da görev yaptığı yere sorsun diyordu. Mantıklı ama yine de milletin dediğiyle hareket edilmiyor. Siz ölçün, tartın dedim. Dönüp babama biliyorsun “Sana da zamanında sorduğun kişi, ‘Abi, kızım olsa ben verirdim. Gözün kapalı verebilirsin, daha iyisini bulamazsın’ demişti. Ders aldığı bir hoca. Sonra gördük ne olduğunu...” dedim. Annem, şaşırarak kim diye sordum. Adı lazım değil deyince anladı. Annemin hafızadan çıkarmış olması sevindirici bir hareket doğrusu :) Babamla bu konuyu bu kadar rahat konuşabilmek de... Ben ne çektim buraya gelene kadar beee. Ama geldim ya hamd olsun gerisi mühim değil. Sonunda bu konu travmatik bir vaka olmaktan çıktı ya onlar için ben zaten halletim. Ara sıra zihnim acı hatıraları geviş getirmese.. Onun da çaresi başka nasip.  Dün Muhammed’le asırlar sonra oturup film izledik. İyi geldi birlikte bir şeyler yapmak. Bitirmem gereken testler vardı ama o an bir daha gelmeyecekti. Bugün 2 saat uykumdan feda eder kapatırım arayı ama ona dair kaçırdıklarım geri gelmeyecek biliyorum. Hem derdini bana rahat açmasına zemin hazırlamam lazım. Ortada büyük bir sıkıntı var söylediğinden beri gönlüme dert olan elimi kolumu bağlatan bir şey. Dua ediyorum hayırla sonuçlansın tüm bu meseleler. Çok mutlu olsunlar hayırla diye. Rabbim lutfetsin. 
Öbür yandan Zeynep, beni rüyasında görmüştü bugün onu hatırlattı. Ben inanıyorum olacak dedi. Bir motivasyon konuşması yaptı. Yaşlanmışım arkadaşlar eskiden şak diye anlar uzun süre aklımda tutardım bir şeyleri, ama artık zorlanıyorum. Zeynep’in rüyası bana kendi rüyamı ve uyandığımda kalbimde kalan o hissi hatırlattı. Evet pes etmemeliyim dedirtti. Zeynep atandı geçen sene. Geçenlerde konuşurken de bi anda gözleri dolu bir şekilde keşke kendi öğretmenliğimi sana devredebilsem, çocukların bana değil sana ihtiyacı var demişti. Bu nasıl bir cümle benim için nasıl bir sorumluluk ve ne kadar kıymetli bir cümle ne kadar anlatabildim bilmiyorum. Onun da çok iyi bir öğretmen olmaya çalıştığından hiç şüphem yok hem de...
Olacak biiznillah.. Bu defa olmazsa bir sonrakinde muhakkak olacak Rahman murad ederse. Dua edelim de bir defayla olsun hayırla, zira bir takım mızırdanmalar söz konusu işsizliğimden sebep. Amcama şikayet edildim hatta :) Geçeeeer. Ben ne yaptığımı, ne niyetle yaptığımı biliyorum ya gerisine kulak tıkamak gerek;) Hatta görmezden gelme yöntemini izlerseniz bir süre sonra söz konusu davranışta sönme gözlenecektir. Ders çalıştığımı da güzelce belli edeyim şöyleeee :))  Yeterince boş yaptım mı acaba? Bence yaptım. Saçmalardan seçmeler seansımız burada sona ermiştir. Çok güzel mesajlarım var biraz deşinizi meşgul edeceğiz. En azından benim mağaranın deşi benle doluyor :) Özletiriz inşallah kendimizi. Gözden ırak olan duadan ırak olmasın aman ha mübarekler :)
11 Ağustos 2020, İstanbul
11 notes · View notes
mezardabilevarcicek · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media
"yavuz.... Yavuz gitme... Bana bak yavuz. Ölemezsin sen. Şimdi olmaz. Yavuuuz. Gitme sakın. Gitme!"
Yavuz abi gözlerini ilk ve son kez Zeynep'in gören gözlerine iliştirdi. Gülümsedi. Ardından güçlükle de olsa son sözlerini söyledi.
"Aşk olsun, ben öyle bi' insan mıyım?"
35 notes · View notes
eskibirhirka · 5 years
Text
Etenşın piliiis!!
Öhöm öhööömmmm! Hhhhğğğğıııgg! Püüüh!
İşsizim ya ben bir süredir. İşsizim ya. O değil de işsizim ya hani. Ya bro onu sal da işsizim ya ben... Kendi bok yememe işsizim tabi. Allah'tan oturup kendime acımıyorum. Durumdan hoşnut da değilim ama öyle acıma macıma da yok. Allah da beni böyle yaratmış yani napak ölek mi?
Zaten çalışan ayrı dert yanıyor, çalışmayan ayrı... Anam herkes mutsuz. Lan nasıl mutlu olunuyor bu hayatta? Hele mutlu olanlar bir söyleyin. Hep kendinize saklamayın. Amuda mı kalkıyorsunuz? Evrene enerji mi veriyorsunuz? N'apıyorsunuz?
Koltuğun hep aynı yerinde oturuyorum. Yiyorum, yiyorum yerime geçiyorum. Gelişen tek yer götüm yani. Koltuğun oturduğum yerinde götümün izi çıktı artık. Yemin ediyorum çukurlaştı. Kaba etlerim, "Çukurdayız baba eğilmeyin." diye isyan ediyor.
Telefonuma E-kitap uygulaması indirdim. Korsana hayır falan da hani uyuşturucu bağımlıları yoksunluk krizine girer ya ben de öyle kitap yoksunluğu krizine girdim artık. Yöktez'de tez okumaktan içim dışım bilim oldu. Nereye baksam tez, makale görüyorum. Biraz da roman okuyayım ben de insanım. Ama nasıl? Tabii ki de E-kitap.
Korsana hayır muhabbetini öyle pek fazla desteklediğim söylenemez. Çok özür diliyorum. Ya ne özür dileyeceğim popüler kültür adı altında üç kuruşluk kitapları minimum 30 TL ye satıyorlar. Güzelim kitaplar daha da pahalı oluyor. Bu insanlar asgari ücrete 3 çocuklu bir aile geçindiriyor. 30 TL çocuğunun neredeyse haftalık yemek parası. Sonra vay efendim okuma oranları neden çok düşük bizim ülkede?
Ben bir ara korsan alıyordum kitapları sonra içim rahat etmedi defolu kitapları almaya başladım. Çok ucuz bir fiyata baskı hataları olan kitapları alabiliyordun, bazen bir iki sayfası eksik falan oluyordu, bazen yamuk basılmış oluyordu. Çook küçüklükten beri kitaplık kurma hayalim olduğu için E-kitap pek bana hitap etmiyordu. Bir de benim kitaba dokunmam lazım, koklamam lazım, sayfalarını çevirmem lazım, sarılarak uyumam lazım. Baktım parasızlıktan kitap okuyamıyorum indirdim E-kitap. Okuduklarımı not alıyorum işe girince alayım diye.
Gerçi anneme desem benim vatan kokulu anam hemen bütün kitapları önüme serer de benim öyle para isteme huylarım yok işte. Çok aç kalmışlığım var para isteyemediğim için. Gören de fakiriz sanacak yeminle. Ailem değil lan ben fakirim. Bu yaştan sonra da yıllarca beni okutmuş annemden para istemeyeceğim herhalde. Ya adam akıllı psikolojimi düzeltir işe girerim ya da evde kocamayı beklerim. Şimdilik kocuyorum bakalım. İnşallah çok kocamam.
Şaka leyn şakka!! Ben öyle bi insan mıyım? Aşk olsun! Ay darılırım vallahi! Kız benim her dediğimi ciddiye alırsan ohooo işimiz var seninle! Hay kurban olduğum, darılmadın değil mi? Darılma ablası darılma! Sen en iyisi bize bir kahve yap şöyle, bir de lokum getir ağzımız tatlansın yahu... Aay kııız şu Şerife'nin kızı Aysel değil mi? Yanındaki adam da kim? Anam kim o? Vah vah vah! Pek de tipsiz bir şeymiş kız!!!
10 notes · View notes
echoes-us · 4 years
Text
sevgili tumblr
bugün çok farklı ve heyecanlı bir gündü. bugün büyük risk aldım. sevgili tumblr, sanki öyleymişim gibi söylerken geröekten öyle olduğumun farkına vardım : benim başımboş.. özgürlüğün rahatlığı bir yana, beni uyaracak kimsenin olmadığını ve benim de tereddütlerim için akıl alacak kimsemin olmadığını fark ettim. artık yaptığım eylemlerin sadece beni bağlamadığı ve bana ikincil bir kimlik oluşturduğu bu yaşta kendimin sahibi olmaya karar verdim. her ne kadar başkasının ne düşündüğünü önemsemiyorum desem de en sevdiğimin en sevdiklerinin beni yanlış tanımasına fırsat vermemeliyim bundan sonra. böyle anlarda çok yalnız hissediyorum tumblr.. tam çocukluğuma çocukluk denemeyecek, büyümem gerektiğini kendim anladığım anlarda.. ciddi ilişkiden kasıt biraz da bu sanırım.
ne olursa olsun, ne kadar mutlu olursam olayım aklımın bir kenarında babamın beni hiç merak etmeyişi var. aç mıyım, açıkta mıyım, hayatta miyim? ne olursa olsun babanın yerini dolduramıyor kimse.. sadece sevgisini değil, sitemini de. olsun diyorum .. sahibim Allah. bugün ilk kez vakitleri bilerek terk ettim. çoğu kez anlamını sorgulasam da yapmayınca içimde olan huzursuzluk bana bunu bit daha tekrarlamamam gerektiğini söylüyor. inanmayı, dua etmeyi, Allahın hiç bana küsmediğini bilmek bana iyi geliyor. beni yaratarak beni var etmesi bana anlamlı hissettiriyor. inşallah bi daha terk etmicem. gözlerim çeşme oldu ve bitti. çok az uyudum tumblr.. çok uykum var. ona rağmen kıramadım yine kimseyi. sevgili tumblr bana da kıyamayan var mı, bilmiyorum.. tatlı sevgilim bana kıyamaz. ama ben ona hiç kıyamam. ben ona kendimi yok sayabilecek kadar kıyamam. mevzu o olunca ben kendimi hatırlamıyorum.. sevmenin bu boyutuna da ulaştığımın farkında midir acaba? gündelik hayatını iyi geçirdiğin insan hayat kaliteni çok belirliyor. ve ne kadar doğru tercih yaptığımı hep yeniden anlıyorum. bugün biraz duraksadım.. çünkü çok heyecanlandım. çünkü bir arkadaş değil bir aile grubuydu. çok garipti.. kahve içerken dudaklarımın titrediğini ve içemediğimi sızdığını fark ettim dudağımdan. onun için saatlerce elimde tuttum. ben çok heyecanlanınca midem de bi garip olur. ama bu heyecan bende duraksama olarak dışa vuruyor. sanki kısıtlanıyorum, dudaklarıma bile hakim olamıyorum. her şeyin ötesinde çok tatlı ve doğaldı her şey. düşündükçe yumuş yumuş oluyorum. zamanla açılacağımı hissettiğim kişilerdi. sanırım soğuk olduğumu düşündüler.. bu biraz üzüyor beni. ama kendimi bildiğim ve önümüzde uzun yıllar olduğu için endişelenmiyorum. inşallah güzel olur her şey. bana benden daha çok değer verdiğini fark ettim bugün. benden daha fazla endişelendiğinde, het ama her davranışında ve sözünde. iyi ki varım diyor insan.. ben de ona çok bağlıyım. hayatımda aşk sıfatı altında olabilecek tek insan o olduğunda, ne gözüm birini görüyor, bu düşünce aklıma bile gelmiyor. anne gibi, ekmek gibi, su gibi.. aşk da onun gibi. öyle olduğunda sadakatin aksi hatrına bile gelmiyor insanın. isterdim ki bunların da farkında olsun. ama hissettiğini biliyorum. bu ara onu bırakmamdan endişeleniyor. hiç kıyamıyorum. tatlı bebeğim.. inşallah geçer endişeleri. bugün bir karar aldık. ama ikimiz adına sürdürmek istiyorum. iki dünya için de. inşallah Allah da yardım eder. hiç üzülmeyecemiz şekilde aşarız bunu fa. en büyük korkumbeni yanlış anlaması.. ama karşındakinin seni tanıdığını bilmek çok hoş. bence o da farkında
0 notes
sardunyalibalkon · 7 years
Text
Bir Aşk Hikayesi!
- güzel yemekler yapmani istiyorum bir seyi yapacaksan en iyisini yap
(*yani her zaman tutturamayabiliyor insan)
-bir de ben mumbar seviyorum yapar misin
(*ben hic yemedim bimem ki ama gördüm nasil yapildigini cok midem kaldirmadi)
-ne demek ya insan aşığım seviyorum diyorsa yapacak öğrenmeye çalışacak o kadar seviyorum diyorsun bana benim esim dedigim kadın mumbar bilsin isterim
(*denerim ama zor görünüyor. Biliyor musun benim demir eksikligim var ya kacak cay cok icince tansiyonum düşüyor. )
-Ne diyorsun sen ya ne demek benim bu hayatta kadınım diyecegim kadın kacak cay icecek senden sogumam icin cok guzel bir neden
(*icmem demedim ki ama cok icince tansiyonum biraz düşüyor arada normal cayi da özlüyorum ben de ona alıştım niye kızıyorsun )
-Baksana sen öyle pahalı esyalar falan ister misin evlenince
(*yani ucuz mal alacak kadar zengin degilim derler ya yavas yavas olsun ama iyisini alalim bence)
-Nolacak sanki ucuzunu al!
-Sen rakı da sevmiyorum dersim simdi benim sevdigim kadin rakiyi sevecek
-kilo falan almayacaksın hemen sogurum direk sogurum anlatabiliyor muyum dikkat edeceksin spor yapacaksın su anda bile fazlalığın var
-öyle kılın tüyün olmayacak kadınsın sen zamanım yoktu demeyeceksin
-makyajsız nasılsın acaba sen bir gün makyajsız bi gelsene bakalım
-bak her seyi kötü yap ama makarnayı kötü yapamazsın
-börek canım istiyor diyorum bulgur pilavi istedim senden bi kere yapmadın be insan seviyorum diyosa hemen yapar
-bu ne böreği rejimdeyim yemem ben onlari. Bulgur pilavi mı yapacaksın ne kadar gerizekali bir dusunce böreğin yanında bulgur mu yapacaksın .
-ütümü yapmayacak mısın lan ütümü yapmayacaksan ben niye evleniyorum manyak mıyım ben
- üf kızım bir laftan anlamıyorsun bilale anlatıyorum sanki yine anlamıyorsun .
-benim en nefret ettigim sey…
-benim en nefret ettigim kadın …
-ben öyle istemiyorum…
-ben giyme diyorum…
-arayacaksın haber vereceksin fotograf cekeceksin…
-kendin geldin seviyorum diyorsun yapacaksın tabi
-ben yapamam, böyle oldugumu bilerek geldin ama sen degiseceksin
( Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız. Aslı Erdoğan, Kabuk Adam)
2 notes · View notes
myowncarnage · 7 years
Text
Saat tam 3:30 evet bu saatlerde asla uyumam, kafamı koyar ve tavana doğru bakmaya başlarım. Sonra düşünürüm. Bu hayatım boyunca yaptığım yanlışları, doğruları her şeyi. Sonra bakarım ki, ben aslında kötü bir insan değilmişim derim. Sonra da bir bakarım ki, ben çok kötü bir insanmışım. Evet hayatımda tek bir derdim olması, hayatımdaki bir şey hariç her şeyin önemini yitirmesi falan komik gelir bir çok insana. Bu yüzden konuşmam bunun hakkında. Ama hep söylerim, sana değer vermiyorum. Hayatımdan çıksan bir şey değiştirmezdi diye. Fazla açık sözlü olmam da kötü bir şey belki ama doğrularla yaşamak daha önemli diye düşünüyorum hep. Gel gelelim diğer konuya, sürekli buraya kendi kendime bişeyler yazıp onun görmesini umarak yazıyorum, O da bunu biliyor. Benim artık onu rahatsız edecek halim kalmadı. İstenmediğim yerde duracak halim kalmadı. Geçmişte çok yaptım diye belkide. Bilmiyorum. Kolumda bir dövme var. Aslında başlığımın anlamı da bu. Herşeyin başladığı gün diye. Onunla herşeyin başladığı gün. Aslında teknik olarak değil ama herşeyin gerçekten başladığı gündü belki de. Herneyse. Sevmek kötü birşey değil ama sevmek gerçekten çok acılı bir süreç. Nereye dönüp bakarsanız bakın acılı bir süreç. Ne zaman bir yere gitsem, ne zaman birşey görsem, hep hatırlatır bana. Hepsi de inanılmaz acı verecek derecede olur her zaman. Kendime acı çektirmek güzel birşey mi atlatmak istememek güzel birşey mi diye sorarsanız hayır değil. Buna dayanmamı sağlayan tek bir şey var. O da  onu seviyor olmam. Az önceki soru vardı ya, hayır değil demiştim. Hayır değil tekrar diyorum fakat onu sevmek için bunların daha da büyüğüne katlanabilirdim, katlanırım ve belki de şu an katlanıyorum. Katlanmak zorunda mıyım hayır? Onun umurunda mı hayır? ama önemli olan bu değil ki zaten. Birini severken karşılık beklemezsin. Sevmek tek kişilik bir eylemdir. Kalpten gelir. İki kişi de birbirini severse o zaman karşılık beklenilir ama bu eylem eğer tek başına yapılıyorsa o zaman yapmak zorunda olduğun şeyi yapar ve oturursun. Hayatımın her saniyesinde acı çekmekten hoşlanıyor muyum diye sorun hayır hoşlanmıyorum ama onu sevmekten hoşlanıyorum. Hayatımdaki herkese mesafe koymaktan hoşlanıyor muyum derseniz evet hoşlanıyorum. Onun haricindeki insanlara siktir git demek gerçekten keyif veriyor. Nasıl Dünya Güneş’in etrafında dönmekten asırlardır bıkmıyorsa ben de öyleyim. Insanlara mesafe koyuşumsa zorunluluktan değil. O beni sevsin bana dönsün diye de değil. Kendi kişiliğimin farkına vardığım için. Gereksiz insanlara ihtiyaç duymadığım için. Arkadaş olsun, sevgili olsun, kardeş olsun farketmez. İçimde bir kıpırtı bile yaratmayan insanlara neden yakın olmalıyım ki. Yalnız kaldığım için mi? Yalnızsam ne olmuş ki. Her gün sahile gidip içen benim ve bu hayatım boyunca süremez mi ki? Bu bi hastalık mı ki? Yalnız olmanın nesi yanlış ki? Doğru olduğunu düşündüğün insanı beklemek de yanlış değil. Herkes şunu düşünür belki de. Ah bu sana ne yapmış, ah nasıl canını yakmış, ah seni haketmiyor artık bırak vesaire. Önemli olan ne yaptığı değil ki? Yaptıysa yaptı yani ne oldu? Şu hayatta öğrendiğim en büyük şey sanırım şudur. Geçmiş geçmişte kalmıştır ve insan yaptığı şeyden ders aldıysa her zaman bir şans verilmelidir. Bunun 3′ü 4′ü 5′i yoktur. Bana ne yapılırsa yapılsın mutlu olduğum yerde olmak istemek en önemli şeydir benim için. Hani öyle anlar vardır ki, kavga edersin ağlarsın tüm gücünle duvarlara vurursun pişman olursun vesaire ama bilirsin ki o vardır hala yanındadır. Kavga etmişsindir ama o hala oradadır ve seninledir. Ben Dünya’nın en kötü şeyini dahi yaşasam onun benim için orada olduğunu bildiğim sürece mutlu olacağım. Herşey benim olsa, Dünyalarım olsa bu böyle kalacak. Başka biriyle sahteden güleceğime, sevdiğim ve yanında olduğum insanla Dünyaların kavgasını ederim yine daha mutlu olurum. Gururum ve şerefim hep arkadadır. Neden derseniz, bir gün birini kaybederseniz onun yanında sırf gururunuz var diye olamazsanız anlarsınız. Sevdiğiniz insan karşısında gurur ve şeref anlamsızdır. Belki hayatın her yerinde önemlidir ama burada değil. Bu hayata bir kere geliyoruz ve emin olun Aşk denilen şeyi bir kere yaşıyoruz. Eğer bir kere bulup elinizden kaçırırsanız mutlu olamazsınız. Hayatım boyunca tek kalmayı yeğlerim başkasıyla mutsuz olmaktansa. Elimi bile sürmem, süremem. Kalbim nereye giderse hayatım boyunca oraya gitmekte sonuna kadar kararlıyım. Beynim benim için bir hiç. Bir de sevdiğiniz insanı sevip sevmediğinizi anlamanızın en iyi yolu nedir biliyor musunuz? Gördüğünüz zamanki o histir. O his varsa sevgi de vardır. Ben gördüğümde ayaklarım tutmaz, düşüncelerim durur, gözlerim bakmaya kıyamaz ve donar kalırım. O göğsümün ve karnımın tam arasında olan his ise zaten paha biçilemez. Birini sevmenin verdiği o güzel his. Ben sevilmeyi iliklerime kadar yaşadım bir kere. Sonra kaybettim. Inanın sevilmeyi çok arıyorsunuz. Şu hayatta sevmekten de büyük birşey varsa o da sevilmektir. Sevilmek o kadar güzel birşeydir ki, sizi her türlü şeyden kurtarır yeri geldiğinde. O yüzden tek diyebileceğim eğer sevdiğiniz varsa sevin, saçma sapan şeyler yüzünden kırmayın o minik kalbinizi. Eğer siz de benim gibiyseniz yine sevin. Gelse de gelmese de sevin. Sevdiğiniz için sevin. Kaç kere sorulursa sorulsun seviyorum, hiçbirşey umurumda değil diye diye sevin. Ben sevilmenin hissini hiç sabit bir şekilde yaşayamadım bari o yaşasın diye sevin. Elbette ki onu sevecek başkaları olacaktır ama hep emin olun ki, en çok siz sevin. Sevmekten korkmayın. Acı çekeceksiniz evet ama korkmayın acı dinmese bile bir süre sonra onunla yaşamayı öğreniyorsunuz ve ben tekrar söylemek istiyorum ki. Ben ona çok aşığım. Vücudumdaki bütün hücrelerle, çok aşığım.
0 notes
feysuni · 7 years
Note
Aşk olsun ben öyle bi insan mıyım. Aralarda canım sıkılıyo seni stalklamaya tumblra giriyorum o da suç oldu ya. Bu stalkerın kalbi kırıldı......
sen de beni kırdın valla insanlara olan güvenim gün geçtikçe zedeleniyor......
0 notes
itshardformehtofind · 7 years
Text
Seni seviyorum inan inanamayacağın kadar
Seni seviyorum inanmana zorlayamam İnanmak aptallar için
Seni seviyorum Georgenko misali Kanıtlamak benim işim
Seni seviyorum Bu klişe söze Kendimce müthiş anlamlar yükleyerek
Seni seviyorum Hümanist duygularıma karşı Benim olmanı isteyecek kadar
Seni seviyorum Aynı karşılığı bekleyemem Bu fazla iyi niyetli olurdu
Seni seviyorum galiba Ama kendi dilimde Aynı şeyi istememiz gerçek dışı olurdu
Seni seviyorum galiba Benim olmanı isteyecek kadar Aşkta bencillik mi vardır ki
Seni seviyorum galiba Ama fazla çelişkili Artık müthiş anlamlar işime gelmiyor gibi
Sevi sevmiyor gibiyim Senin için imkansız gibi Sen bir şey kaybetmezsin tabi
Seni sevmiyormuşum Neden umurumda olsun ki Tek önemli olan ne gösterdiğim değil mi
Başkasını da sevmişim Seni anadan doğma görmedim ki Unutmak aptallar için değil mi
Seni sevmiyorum Hakettiğin gibi O kadar saf ve saf değilim ben
Seni sevmiyorum Deliler gibi Basit ve mantıklı bir insan gibiyim ben
Seni sevmiyorum Gerçek bu Eğer tercih edersen Sen buna inanmayı
Seni sevmiyorum ki Eğer beni bırakacaksan Tabi ki hayatıma devam edeceğim
Seni hiç sevmedim ki Bu yalanı söyleceğim tabi Tabi içmeyi de biraz abartacağım
Sevmek ne ki Uğuruna ölmedikçe demiş şair
Neden öleyim ki Uğuruna sevmedikçe Seni ben gibi biri
Ben hiç sevilmedim ki
Bir hikayesi Mantığı yok ki
Seni sevmiyorum Duruyor Dünyanın en büyük yalanı gibi
Sevmen Olamaz tek istediğim
Sen Düşündün mü hiç
Soru sormak yerine Cevaplamış mıydın hiç
Ben kimseye ihtiyacım yok derim ki hep Muhtaç ve ezik gözükmek pek hoş değil
Olurum ki ama Sana muhtaç
Yalan olmasın Yalan gibi olur Sensiz de olurum
Ama senle bi başka güzel olurum sanki
Emin olmak hiç huyum değil Huy değil kararsız biriyim ben
Değişir miyim bilmem ki
Hiç açık açık demedin herhalde Ama haklısın ya herhalde
Senin için en iyisi değilim Seni belki en çok sevende olmam
Hatırlamıyorum ama başkasına şiirler yazdığımı
Hatırlamakta istemiyorum Hayatımdaki başka birini
Dürüstlük değilse de istediğin Hakettiğin de ben değilim
Anlatamam tabi kendimi Sorsana ben hiç anlamış mıyım
Vazgeçtim, Sorma
Anlıyorum beni bilmek istiyorsun Gerçekten güvenmek istiyorsun Bu hoş bi şey İnanmak için çabalaman Saf olmaman
Ama bu aşk için sanki Birazcık saflık gerekir Sende pek yok gibi
Aşkını bile istemiyorum ki gülüm Diyemem, BU en çok istediğim şey Ama seni kaybetmek var ya gülüm İşte bu isteyeceğim son şey
Ben üzülmeye de alışığım ki Senin döktürdüğün gözyaşları bile hoş Ama biliyor musun? hiç inanmadığım kadar inaniyorum Hiç olmadığım kadar mutlu olacağıma
Yanındayken tabi Konuşurken Ben saçmalarken Sen düzeltirken
Seni yoruyorum sanki Yemin ederim bilerek tabi
Şimdi deme zaten mutlu değil misin Mutluyum Ama tek başıma yetmiyor ki hayatım
Ne anlamı var sevmenin Sen de mutlu olmadıkça Benim için en kötü his yani Seni üzmek ve kırmamdır
Emin olamadığım Ve beni bu kadar salak ve kararsız kılan şey Seni mutlu edip edemeyeceğim çünkü Bundan çok daha fazla mutlu olman gerekiyor
Sana bunu verecek kadar aciz miyim Diyemem İyi bile yetmez harika olmalıyım
Ve inanmanı rica edeceğim ... Çok fazla rica ediyorum
Senin mükemmelliğine Müthiş bi çaba olup En azından harika olup Yetişmek için uğraşmaya çalıştığıma
Gösteremiyorum gerçekten kendimi Anlatamıyorum Yok diksiyonumdan falan değil Kelime haznem de fena değil bence Şair falan olmam lazım Öyle şakasına da değil Sana olan aşkım kadar Ciddi olmak zorunda bence
Kesinlikle Senden beni anlamanı beklemem Kendi kafamda kendimi mantıklı bulup Böyle saçmalıklarla hala seni yoruyor olmaktan Kesinlikle Son derece ironik ve aptalca
Düşününce Sadece Bir şeyler isteyip duran Karşılığında İnandıramadğı bile bir aşkı göstermeye çalışan Dengesizin teki gibi duruyorum
Hakkım yoktu senden hiç bir şey istemeye Ama insanın umudu çoktur bilirsin İstemeyi de çok sever hani E bende az çok insan sayılırım hakkımı yeme
Tamam ya Çok hakkım da yok Çok istiyorum evet Bu rahatlığın sadece ümitten gelmesi de Ayrı bir garip Ben kadar sanki
Ben kadar var ya Severler seni Seni sevmeyenin aklından şüphe ederim Benim suçum da değil ki Sen kendin olmadın mı bu kadar mükemmel
Of Ne yüzsüzüm ben de Hala aklımda Senden bir şeyler istemek var DELİ
Bil ama bunu lütfen İnanmak istesem de Sayende kaybettiğim özgüvenimden midir Aklımı benden alman mıdır?
Sana layık olamam gibi duruyor Benle hep idare edeceksin yani Başaramazsam Bu bir risk
Ve isteyemeyeceğim tek şey bu galiba Bana kendimden çok inanmamı beklemem Bu berbat bir istek olurdu Ne yüzsüzüm ben de
Ben gerçekten katlanamıyorum Senin mutluluğunun risk altında olmasına
İyice düşündüm Ama iyi kafayla değil Üzgünüm
Bana dayanmak zorunda değilsin Acınmaktan nefret ederim Senin bana duyduğun her duygu hoş
O kadar tatlısın ki
Çok tatlısın be
Senin suçun yok ki
Ama bu kadar iyi kalpli olmak zorunda değilsin be aşkısı Acıyorsan sadece söyle yani Ölmem sanıyorum Herhalde yani Umarım
Umarım
Bana bi şans verirsin Ve yolunda gideriz
El ele gideriz
Umarım
Mutlu olursun Oluruz yani Sen olursan
Eder miyim ama Ederim ya
Ya ne yapacağım
İntihar zaten bir garip geliyor Bir kere ciddi düşündükten sonra
Kafanı karıştırdım şimdi de dimi Yine özür dilemek tek yapabileceğim
Sen yine bir şey demedin Gerçekten ciddi miydin acaba
Öyle bi konuştun ki Özür dilemek iyi gibi
Hatamı fark etmem
Ama o kadar çok diliyorum ki
Çok hatalıyım sanki Hiç hoş değil sanki
San ki Ben seni üzen biriyim
Ama bu olmak istediğim son şey Bu kadar çelişkili olmakta Hiç hoş değil be hayatım
Sen çok hoşsun ama
Sen bensiz de hoş olursun ama Ben seninle cidden Senle konuşunca Seni görünce
Senli
çok hoş oluyorum Gerçekten
Seni seviyorum
0 notes
dogumgunumesajlari · 7 years
Text
Kapak sözler
Kapak sözler
Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, Kim vurduya gideceksin…
Ben Hep Gitmişimdir, Kiminin ”HOŞUNA” Kiminin ”ZORUNA”.. Kızlar erkeklerin “gelirlerine” Erkekler kızların “giderlerine” baktığı sürece, biri gelir biri gider. İstersem çare , istemezsem bahane bulurum . Sen rahat ol … ! Boşuna kimseyi suçlamayın dostlarım! Kullanıcı hatası değil, bazılarının doğuştan defoludur yüreği. Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun. Yanımda olması gerekenler zaten yanımda def olup gidenler kimin umrunda… Gidiyor musun? Git! Soytarısı terk etti diye, kralın sarayı yıkılmaz. Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene. Çok talibim var diyenler; Sevinmeyin! Ucuz malın alıcısı çoktur. Sahne senin devam et ama sira bana gelmesin dua et. Sadece gülüşümü yakala, öfkem sana ağır gelir… Sende haklısın…Adamlığın kadar konuş dedim diye bu susmalar…! Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı sorun değil, ben zaten hiç kırmızıda durmadım. İnsanlar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi.. Ya geç karşıma ortalığı sevginle inlet, ya da çekil kenara adam gibi nasıl sevilir seyret. Ben kimseye beni sevsin diye soytarılık yapmam… Ya sever bildiği gibi, ya gider geldiği gibi. Sen benim adımı bile anamazsın. Bırak dost kalmayı sen benim düşmanım bile olamazsın… Kimseye kendimi tanıtmak gibi bi derdim, ne de kimsenin beni tanıması gibi bi lüksüm vardır. YOK artık sana ait tek zerre bünyemde…Sen koca bir HİÇ oldun bende, ettiğin TeK cümle ile!!! En güzel kapak sözler sitemizde yayınlanmaktadır. Canımı yakacak kadar Cesareti Olanın, Sonuçlarına Katlanacak Kadar da Gücü Olmalı. Dünya aleminin derdi ben olmuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum. Arkamdan konuşan insanlar, konuşmaya devam edin.Küçük insanlar konuşur, Büyük insanlar konuşulur… Sana birazz adam oll diyecegim seni de zor durumda bırakmak istemiyorum… Yanımızda olması gerekenler zaten yanımda, defolup gidenler kimin umrunda. Uzak dur çek elini benden, senin gibi seviyesizleri çook geride bıraktım ben. Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım halbuki bütün numaralar sendeydi. Siz erkekler hepiniz aynısınız! diyen kızlara sesleniyorum; Siz düzgün olsaydınız da hepimizi tanımasaydınız. Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar, Sorun atlı karıncalar değil, Arkamdan dönüp duran dönme dolaplar. Sevgimin kıymetini bilmeyeni yokluğumla terbiye ederim. Etme sırtını duvardan başkaşına emanet en kralının bile içinde vardır bir nebze ihanet. Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin. Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz. Bazı kadınların şövalye sandıkları adamların, aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor. Laf sokma kapak olursun yalvarma köpek olursun delikanlı ol bel ki yanımda yer bulursun. Bu laflar sana kapak olsun fena oturtum helal olsun tipin yok ki şeklin olsun hadi canım yolun acık olsun. Kimi insan girdiğinde odayı aydınlatır, kimide çıktığında… Umutlara kanma umutlar bir gün imkansızlaşır, hayatı toz pembe yaşıyorum sanma her renk bir gün siyahlaşır… Ne kralına giderim ne alayına! Bir durum varsa kralı da gelir ayağıma alayıda! Oralarda benden yok bi düşünsen anlarsın… buralarda senden çok var görsen şaşarsın…. Buğulu camlardaki sözler gibisin; yani nefesim olmadan bir hiçsin. Bazı insanlar hep ‘kaptan’ olurlar, söz konusu ‘dümen çevirmek’ olunca. Hesabı olanlar sanmasın kapandı defterler. Tek tek yazıyorum her birini bir kenara. iyi kötü, bir gün ödenecek bedeller… Bana yol vermeyi düşünmeden önce… Sana verdigim yolda yürümeyi öğren… Bu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun! Bana kalbimdesin deme, bilirsin kalabalıkları sevmem.
Kapak sözler 2017
Aklımdan geçtin gittin, kim bilir yine kime gidiyordun. Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanlar tanıyorum. Sevebileceğim birine benziyordun dedi. Olsun dedim, sen de insana benziyordun. Benimle kurduğun hayalleri başkasıyla yaşayacak kadar ucuzsan, ben de seni tanımayacak kadar pahalıyım. Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, Ayrıcalık’tır. Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not: Dünya beş para etmiyor. Hayatta gözyaşlarımı hakedecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarım gereksiz, Yada uğruna gözyaşı döktüğüm insanlar değersiz. Karakterim ve tavrımı birbirine karıştırmayınız! Karakterim “kim olduğumla” ilgilidir, tavrım “sizin kim olduğunuzla.” Siz kumarda kazanan aşkta kaybeder yalanına inanın! Unutmayın ki; Kumarda kazananlar aşkı satın alıyorlar. Yalan zeka işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene. Sizler kutu kutu pense oynarken bizler kutu kutu efes içiyorduk! Ölüme güler gülüme ölürüm gülüm! Bu kalp sewmekten yorulmaz! Mühürledim seni ömrüme mühürledin sen Beni ömrüne… Beni sevmek için kendini ayarlama yoksa sana reset atarım… Gözler yalan söylemez! Geçen günler geriye gelmez… Ben yazarım sen oynarsın gözüm… Noktayı koyduğumda ne senden bir eser kalçak neden bende bir kelime kalıcak… Gözlerinde yaş yoksa ruhun gökkuşağına sahip olamaz Laf koyup havalı bir şekilde yürümeye başladığımda dizilerdeki gibi tema müzikleri çalsa ne hoş olurdu lan. Şu hayatta en çok güldüğüm insan modeli kendi fotoğrafını kendisi çekerken uzaklara bakıyormuş, haberi yokmuş gibi poz verendir. 14 şubat’da sevgilimle yemeğe çıkıcaz , ordan sonra parti felan kopucaz. Şaka lan saka sevgilimiz mi varda gezicez , evde oturup çayla püsküt yicez “en çok incittiğimiz kişilerin, aslında en sevdiklerimiz oluşu ne garip değil mi” ?. Ağzımla kuş tutsam bile sevmeyecekmiş beni. Afedersin ama o kuşu götüne sokarım senin. Gel dolmuşta yanımda oturan teyze gel tüm mesajları beraber yazalım tek okumakla kalma fikir falan ver yorum da yap bari gel. Misafirlikte tıka basa yediğin halde sofradan kalkarken laf olsun diye “hani ne yedin ki” diyen, ev sahibinin önüne küsüp “ahanda bunu yedim” diyeşim var. Ne yani. Evlendikten sonra, başkasına aşık olamaz mıyım? Oğluma mesela Bikinili fotoğraflarını, profil resmi yapan kızlar. Tıpten kaybediyorsunuz diye, gotten kazanmaya çalışmayın. O kadar yalnızım ki; ağzımla mesaj sesi çıkarıp, telefonuma bakıyorum… Her yıl düzenli olarak kullandığım cümle “geçen yıl çok salakmışım” Facebookta profesyonel makina ile fotoğraf çekilince kendini ‘popi’ zanneden yüzlerce insan olduğu için twitter’a geçtiğim doğrudur. Kimse bir şeyleri imaa etmesin, nefretiniz varsa yüzüme söyleyin söyleyemiyorsanız beni dinleyin! Bu dünyada öyle bir insanı sewmeliyimki ben ölünce oda yaşamasın… bir sen vardin bundan önce içimde şimdi ben bile yokum kendi içimde… Her insan kaldıramaz sevdamı sözlerim sana yalan sevdalı! Gözlerin görmüyorsa bakma sevmeyi bilmiyorsan boşuna oynama… Seni izliyorum herzaman, anladımki seni izlediğim zamanda senin gibi yalan… Hiç bir şey sorma bana sende tiyatrocu çıktın bunu saklama… Bakireliğini almak istiyorum’un nazikçesi olmuş seni seviyorumlar. Sakin ol hayat , konuşarak halledelim skmene ne gerek var … Hepimiz sorumluluk sahibi olamayacak kadar Benciliz Kalbim sabrımı durdurur ve dilimide seytan doldurur Yok artık sana ait bedenimde tek bir anı, sen bende koskoca bir hiç oldun kurduğun kelimeyle… Ne 0lur artık vurma beni uzaklaş, bundan böyle benim için hüzündür aşk! Allah im yağmur yağdır yeryüzüne pislik çok! Sadisttir insanlar , kendilerine uygun mazoşist ararlar sonrada kullanır kullanır atarlar Yeni bir krize giriyorum Ellerim titriyor Üzgün değilim ama gözlerim doluyor ! İstanbul sana susamalı Benim sana susadığım kadar Bu hasret istanbul’a da koymalı bana koyduğu kadar El değmemiş intiharlarım var Benim Mecalsiz yaşamalarım Yangınlar bile yağmadı gözlerin kadar ! Hayallerimi bırakumutlar senin olsundöneceksin sanarakyasanmaz biliyorsun! Oyuncaklarımın hepsi kısa hafızalıbır türlü üzemiyorum onlarielinde sonunda mutlu oluyorlarbir türlü bana benzemiyorlar Bir gün titreyerek uyanırsan bil ki resmini öptüğüm gündür. Ama bir gün sebebsiz yere gözyaşların akarsa, bil ki olduğum gündür. Entel değilizki manitamiz olsun Caddeli değilizki arabamız olsun Biz karadenizliyiz bırakında farkımız olsun. Kimsenin bilmediği inteharlarım var benim, yaşamdan kopmuşçasına kaçışlarım var insanlardan… Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur. Sevgime ihanet eden sevgiliyi kurşuna dizerken titrerse elim o titreyen ellerimi kesmessem namerdim! Gözlerine baktıkça ağlasada gözlerim ağlamak içinde olsa gözlerini özledim Bir kar tanesi kadar beyaz ol ama ; onun kadar soğuk olma bitanem… Ne dayılıkta gözüm var, ne de ağalıkta… Yalnız dalımı kıran olursa ağacını kökünden sökerim. Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden asla…!Vazgeçmez unutma…! Alemin derdi ben olmuşum demekki zamanında çok koymuşum Elalem cüzdanını koyar ben yüreğimi koydum Ben bu alemde kralda kuralda tanımam Konuşacaksan öyle Bir konuşki inanayim ağlatacaksan öyle Bir ağlattı susmayayım gideceksen öyle 0Bir gitki ölümü unutayım ama seveceksen öyle Bir şevki konuşsanda gitsende ağlatsanda seni yüreğimde yaşatayım Kimse wazgeçilmez değildir.kır kalbimi gönlün olsun.al herşeyi gözün doysun.şimdi başka manitalarlayım al buda sana kapak olsun…! Ne kadar güzelsiniz – biliyorum… Onun için bu yaşta evliyim – pardon yenge Mekan haydarpaşa -pardon saati sorablir miyim? -şurda kocaman yazıyor göremiyor musun? Adam kızın oturduğu masaya yaklaşır yanındaki boş sandalyeyi tutar ve dil sürçmek suretiyle -boş musunuz -hayır arkayı besledik gör muyon mu -ben sandalye için sormuştum -ben sizi yanlız bırakayım o zaman Tanışmak isteyen erkek kızın masasında bir şey arar gibi yapar. Kültablasını kaldırır altına bakar vs. Aranır da aranır. Sonunda kız dayanamaz ve sorar – Ne arıyorsunuz siz? – Sizinle tanışmak için güzel bir bahane arıyordum, ama bulamadım – Bunun üzerine benim “aaaaayy çok tatlısınnn” mi demem gerekiyo – eeööö e tabi olabilir – Defol! -Daha önce tanışmış mıydık yavrum -Sanmam hayvanat bahçesine gitmeyi sevmem -honk – Pardon tanışabilir miyiz? – Sebep? – eeöö – eee – Güzelsiniz desem – Bu benim sorunum desem? – pardon abla – Tanrım… Sizi daha önce tanımalıydım – ben o kadar vakit kaybını göze alamazdım – nasıl – Naş diyorum kısa ve öz – Yalnızmıyız? – Sorduğun soruyla çelişme – Nasıl? – Hem çoğul hem yalnız olamayız dimi ama – Ohmm pardon – Ne o bayım… Zeki mi geldim? – ilk görüşte aşka inanır mısınız – …. – İnanmıyosanız çıkıp bi daha gelicem de – Ayy yesinler sempatik şey – Ehehe – Dövecem ama bak Kız köpek gezdirmektedir; – Ehhehe ne sevimli şey… lsırır mı – Parçalar bile – Ne güzel gözleriniz var – Lens onlar – Eooe olsun yine de güzel – Ha sonuna kadar zorlucam şansımı diyosun. – Sizi birine benzetiyor gibiyim? – Siyah kuşak var bende…. Asıl ben seni benzetebilirim – Pardon bayan bir şey sorabilir miyim ? – Tabii… – Bu ne güzellik ? – Hangisi -Pardon saatiniz var mı acaba? –Yok maalesef… -Bende var… -İyi güle güle kullan Bana ‘Kötü Kalplisin’ demiştin. Haklıydın. Çünkü orada sen vardın! -Merhaba, saat var mı? -Ne? -Saat diyorum. -eee -Kaç olmuş acaba. -Ne oldu randevun mu var. -Yoo. -O halde niye soruyorsun -Merak ettim de -Bi git be! – Pardon isminizi öğrenebilir miyim – Naapcan – Kalbime kazıycam, kimse unutturamasın diye – Ha çok romantiğim diyosun – evet… – Peki embesilliğini gizleyebilecek bi özelliğin var mı? – Sigaran ve sen ölesine birbirine benzionuz ki… Ama onu ben yaktım, beni de sen – AllaAlla enteresan… Bence de sen ve sigaram benziyosunuz… İkinizi de ayağımın altında ezebilirim – Upss – Bayaann gülüşünüz ne kadar tatlı. Babanız şekerci mi? – Hayır semerci senin gibi eşeklere semer dikiyoo… Sokrates bir gün yürürken , tek kişinin geçebileceği kadar mesafe olan bir mevkide dönemin soylularından biriyle karşı karşıya gelir ve ikisi de durur…kısa bir süre Bakıştıktan sonra : Soylu: ” ben senin gibi pis bir zavallıya yol vermem!” Sokrates: “ben veririm…” Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek için sorar; -affedersiniz, siz veteriner misiniz? Mehmet Akif’in cevabı; -Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu Tarih hocası sınıfta çok ses olmasına sinirlenir ve bizim sıramıza doğru azarlamak için gelir. Tarih hocası: Allah akıl dağıtırken siz nerdeydiniz? Arkadaş: Sizin yanınızdaydık hocam Hoca:hmghmmm Matematik hocamız orta okul zamanlarında bize haykırdı : – Ulan Fatih Sultan Mehmet sizin yaşınızda istanbul’u Fethetti siz şu basit problemi yapamıyorsunuz ! Öğrencilerden biri : ama hocam fatih’in hocası akşemsettin di Tembel oğluna “Atatürk senin yaşındayken okul birincisiydi” der Oğlu da “Senin yaşındayken de cumhurbaşkanıydı ama” der… Dünya nüfusu arttıkça, insan sayısı azalıyor. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü galileo’ye hasımlarından biri: – “Efendim”, demiş. “kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?” Galileo: – “Soğru”, demiş. “benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?” Muhabir: Müslüm bey, hakan taşıyan için arabeskin yeni peygamberi diyorlar. Ne diyorsunuz? Müslüm gürses: ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum. Yavuz Sultan Selim seferleri gizli tutarmış… Vezirin teki de inatla soruyomuş nereye sefere gidiyosunuz diye… Yavuz – Sen sır tutmasını bilir misin? Vezir – Evet hünkarım, bilirim Yavuz – ben de. Yeni kapak sözler | En kapak sözler
0 notes
Text
sanki yoğun bakımdayım. yavaş yavaş düzeliyorum. bi ara bi iğne hissettim. o his artık düzelebileceğimi işaret ediyor. tekrar kötüye giderken bi anda elektroşok ile kendime geldim gibi hissediyorum. 
önceleri kendimi geliştirirdim. hiçbi kültür programını kaçırmazdım, not defterimi karalar dururdum. şimdiyse hiçbir şey yapmıyorum.
çok sevdiğim bi kız var. ondan etkilenmemin nedenleri arasında aslında benim olduğum gibi birisi olması, yani bir kaç sene evvel olduğum zamanki gibi olması, da olabilir. tanıdığım kadarıyla okuyan, araştıran, sorgulayan bi tip. ben 6.5 ayda bu kadar tanıdım. aslına bakarsan ben de öyleyim. o yüzden etkilenmiş de olabilirim. ama tek etken bu değil.. konumuz bu etkenler de değil.
onu tanımama neden olan akademik şahıs biraz önce canlı yayındaydı. adamın yüzüne bakınca aklıma geldi ve kendime dedim ki, benim sevdiğim insan bu adamın kitaplarını okuyor, onu dinliyor. sadece bu değil diğer kişileri de. kendini geliştiriyor. sonra kendime baktım, yaptığım tek şey öfkelenmek sinirlenmek. eski benden eser yok. programın tamamını izledim. bundan sonra eskisi gibi hiçbi kültür programını kaçırmamayı düşünüyorum, izleyince eski halimi çok özlediğimi hatırladım çünkü. ve içimde bi heves doğdu. ( gene o müziği açtım. ilk yazılarımdan birinde bahsettiğim, ondan bulduğum müziği:) )
kendimi geliştirmeye devam etmeliyim. her konuda. nasıl desem bilemedim, ona layık birisi olmalıyım mı desem, gelecekte bana layık olacak birisi de bu şekilde olur diye mi düşünüyorum kararsızım.
bide bu konu vardı içimde. ya hep aşka geliyor mevzu nasıl oluyor bilmiyorum. güvenimi çok sarstı. daha önce de yaşamıştım bunu. hiç iyi olmamıştı sonuçları. kendimi bi an acaba onu taşıyabilir miyim diye sorarken buldum. ve utandım.  onun isteklerini yerine getirebilir miyim ona layık birisi olabilir miyim onu kaldırabilir miyim acaba. bunu düşündüm evet. düşünmekte de zannımca haklıyım, dedim ya güvenimi kırdı. 
çok kötü sözler söylüyordu. çok kötü davranıyordu 
pekala seviyorum katlanıyorum ama sonuçta bi insanım duygularım var. o duygularla hareket ediyorum. hoş bir şey değildi yaptığı ve eminim gene yapacakta. allaha şükür sorun olmuyor şimdilik. güvenimin kırılmasını saymazsak. kalp kırılmasını falan zaten geçtim, mahvolmayı zaten geçtim de...
neyse işte eskisi gibi okuma hevesi doğdu içime. araştırma hevesi. belki o zaman etkilenir benden bilemiyorum. bu heves şeyma için doğmadı ama onu biliyorum. etkilenmezse de yapabilecek bir şeyim yok. sıkılmak değil de artık önemsiz gibi. o kadar şey yapıyorum ama hala bi etki yoksa artık ne yapabilirim ki, kolay değil vazgeçmek vazgeçmeyeceğim de. ama kendimi de mahvetmeyeceğim. 
neyse aşk meşk konusuna girelim
kendimi değersiz hissediyorum. sanki it yerine koymuyor gibi. gibisi yok öyle aslında. ondaki beni düşündükçe gözlerim doluyor şimdi olduğu gibi. yanaklarımdan sakallarımın üzerine doğru gözyaşı süzülüyor:) ne çok ağlar oldum. ben bu kadar duygusal bi insan mıydım:)
karşımda oturduğu zaman aklımdan hiç çıkmıyor. belki o buluşma benim için daha kötü oldu. aklımdan çıkmasını onu unutmamı zorlaştıracak. ama olsun. en azından görmüş oldum ve kim olduğunu bilmiş oldum. internettekinden çok farklı olduğunu gördüm. iyikide gördüm. bi insanı yanlış tanıyıp ilişkimi keseceğime doğru tanıyıp acı çekmeyi yeğlerim. 
değer diyorduk. evet değersiz hissediyorum. beni seven insanlar var biliyorum. arkadaşlarım ailem vs. ama insan için önemli olan duygusal olarak değer verdiği kişinin değerini görmesi değil midir. yoksa herkes değerlidir. herkes size değer verebilir. 
sanırım olmayacak bu ilişki. uyuşmadığımızdan değil yanlış tanımlamalardan dolayı. cemal süreyanın olsa gerek; “keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme, o ne yaptı da sevdin sanki, akıl işi değil gönül sevdi mi gerisi bahane” diye bi dizesi. çok hatalarım var. hala yapmaya devam ediyorum. hata olduğunu biliyorum, yanlış olduğunu biliyorum ama yapıyorum. suç bende yani. ama şeymada da var. 
bilmiyorum kız-erkek beyin farklılığından dolayı mıdır anlam veremediğim davranışlar sergiliyor. bunda devam da ediyor. en başında kim olursa olsun konuşmak istemediğin bi insanla ne şartta olursa olsun konuşmazsın. ama gel gör ki şeyma benimle konuşuyor. ne zaman yazsam bana cevap veriyor. şimdi gelmiş günde kaç sigara içtiğimi soruyor. peki neden? sen benden kurtulmanın yollarını aramıyor musun, bana öyle diyorsun ama gelip bana kaç sigara içtiğimi soruyorsun. çok iyi bi insan olduğun için mi ? beni gratise yolluyorsun krem sormak için, çok yakın arkadaşın fotoğrafımı çekiyor, seni görüntülü arayıp beni izletiyor. neden? madem önemim yok bunları neden yapıyorsun? neden senin hakkında bir şeye sinirlendiğimde düzeltme ihtiyacı hissediyorsun? neden beni sakinleştirmeye çalışıyorsun? önemsiz bi insan için bu yaptıkların nedir? neden bana yiğitcik diye hitap ediyorsun? bilmiyor musun seni seviyorum. bunları akıl edemiyor musun? neden benimle saatlerce sohbet ediyorsun? sabahlara kadar konuşuyorsun? senin yanına zorla geldim belki zorla buluştuk ama neden buluştun? gelmek istemesen mesajlarıma cevap vermezdin aramalarıma cevap vermezdin, gelip karşıma oturmazdın. bunu neden yaptın? bak bunu arkadaşım bile söylüyor sadece benim düşüncem değil. “gelmek istemese gene gelmezdi sonuçta gelip oturdu.” 
acaba deniyor musun sevebilir miyim diye? bunu demiştin. denemişsin, gelip okuldaki arkadaşlarımı soruyorsun bana o kim bu kim diye. ben bu davranışından nerden bilebilirim sahiplenmeye çalıştığını? eğer bilseydim kendim olamaz mıyım sanıyorsun. zaten kaybetmişim bari 10 saniye de olsa mutlu olayım diye kendimi tatmin ediyorum konuşmalarımızda tabi sevemezsin. bilmediğim tanımadığım benim için önemsiz bi kıza yazdığım şeyi önüme getirip “sini tirkin şiriyi binzitin ildimi” gibi şirin bir davranışta bulunuyorsun. bunu neden yapıyorsun? senin bunu söylemen beni mutlu ediyor. bunu normal bi insana söylemezsin ki. madem önemsizim neden bunu önüme koyuyorsun. ? sen bana umut veriyorsun. sana karşı kendimi açamadım hiç bi zaman. yani nasıl birisi olduğumu tanımana fırsat vermedim. sen de bu fırsatı yaratmama izin vermedin. o yüzden beni sevmen zor çünkü tanımıyorsun belki ben de tanımıyorum ama bende sana karşı bi his var heves var. senin her şeyine ama her şeyine dikkat ediyorum. aylardır. konuşmamızın ilk ayından beri. şimdi de bahanen hazırdır eminim. tanımak istedim biraz tanıdım da çabaladım ama olmuyo sen o kişi değilsin vs. hayır tam tersi sen beni hiç tanımadın sana kendimi açamadım. çünkü ne hissetiğini bilmiyorum. bunu bana söylemiyorsun. sana sorsam diyeceksin ki öylesine, bir şey çıkarma sakın, olmayacak, önemsizsin. E ben de doğal olarak sana o şekilde davranacağım. gerçek kimliğimi asla bilemeyeceksin. ama gelip bana desen yiğit böyle böyle seni tanıyabilirim olabilir en azından deneyeceğim, gel nasıl biriyim tanıtayım kendimi. sırf sana olan sevgim için de şunu be... yapmacıksız. kendim olacağım ama dediğim gibi zaten kaybetmişim deyip sadece zevkimi düşünüyorum. geçen zamandan keyif almaya bakıyorum. umut veriyorsun dedim ya evet öyle. ama artık davranışlarından ne hissetmem gerektiğini anlayamıyorum. bana seni seviyorum desen bile belki üzerime alınamam bile. ne düşünmem gerektiğini anlayamıyorum artık.
tabi bu da büyük bi hata. benim yaptığım. ne olursa olsun sana kendim olmalıydım.
ben hep inandım hala inanıyorum ki eğer beni tanısaydı, aynı ortamda olsaydık muhabbetimiz olsaydı muhakkak beni severdi. internet ortamından bir şey konuşulmuyor. dediklerimi anlatamıyorum. mimikler ses tonu önemli şeyler. bir sürü yanlış anlaşılma. ama olsun ben gene bunun üstesinden gelebilirdim kendimi iyi bir şekilde tanıtabilirdim. bunu yapabilirdim. yapamadım. hatalıyım. o yüzden de olmayacak işte. 
0 notes