Tumgik
#Haydarpaşa Tren Garı
f-e-r-a-y-e · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
bazen
seni seviyorum demek sevmek istemektir
bazen
seni seviyorum demek yanında kalacağım demektir
bazen
seni seviyorum demek gitmeyi bilememektir
bazen
seni seviyorum demek senden başka kimsem yok demektir
238 notes · View notes
Text
Tumblr media
ay düşünce denize seni hatırlarım ince ince yağan yağmur, iskeleye yanaşan vapur haydarpaşa garı seni hatırlarım ay düşünce denize kalbim çarpar, telaşlı bir kuş olur, siyahlar içinde bir kadın ve yakasında ipiri kırmızı bir gül seni hatırlarım ay düşünce denize söylenmemiş sessiz bir şarkıydım, tozup giden bir ilk kar solgun begonya kalkmak üzere bir tren seni hatırlarım
BEHÇET AYSAN
111 notes · View notes
tripuck · 16 days
Link
0 notes
slart · 6 years
Photo
Tumblr media
#istanbul #kadıköy #Haydarpaşa #tren #Garı #fotoğraf #photography #kadrajimdan #objektifimden
1 note · View note
tferyal · 3 years
Photo
Tumblr media
Haydarpaşa Tren Garı (1960'lar) 
F: Ara Güler
2 notes · View notes
istanbulperitaliani · 4 years
Text
Stazione di Haydarpaşa
Tumblr media
Attraversando lo stretto del Bosforo per giungere sulla sponda asiatica di Istanbul, la prima cosa che vi salterà agli occhi è l’imponente edificio della stazione di Haydarpaşa (Haydarpaşa Tren Garı). Costruita nel 1871 per volere del sultano Abdülaziz divenne ben presto il terminal ferroviario più attivo del Medio Oriente.
E’ il capolinea che unisce Istanbul con Ankara ed è stato il capolinea della linea ferroviaria Istanbul-Baghdad. Venne ristrutturata completamente sotto il sultano  Abdülhamid II, a partire dal 1906, da ditte tedesche che ebbero in concessione l'appalto della ferrovia . Per la sua costruzione vennero utilizzati gli strumenti più avanzati dell’epoca come il martello a vapore, usato per conficcare nella terra i pali delle fondamenta. Gli abbellimenti interni ed esterni vennero realizzati anche da maestranze italiane che vivevano nella vicinissima Yeldeğirmeni.
Sul finire degli anni ‘60 erano numerosi i giovani “hippies" che giungevano in questa stazione per proseguire il loro viaggio in treno verso l’India.
Attualmente la stazione non è funzionante, ma in ogni caso visitabile, per i lavori di ammodernamento della linea ferroviaria e per restauro.
Tumblr media
Due piccole curiosità: la stazione venne usata nel 2009 come set pubblicitario della Chanel n°5 con Audrey Tautou e dal gruppo dei Garbage per il videoclip “Run baby run”.
youtube
youtube
La mia Vita a Istanbul: consigli e informazioni turistiche. Disponibile come GUIDA per delle ESCURSIONI in città.
Scrivi una e-mail a: [email protected] Seguici anche su www.facebook.com/istanbulperitaliani
1 note · View note
yusufserkan · 5 years
Text
Balkan harbinden kalma ilkel vagonlara hız yaptırdı, ilk virajda 41 insanımız öldü… “Niye istifa edeyim, treni ben mi kullanıyorum” dedi.
Bu faciadan sadece 20 gün sonra iki tren kafa kafaya tokuştu, altı insanımız daha öldü… “İstifa etmeyi uygun bulmuyorum, karayollarında her sene beş bin kişi ölüyor” dedi.
Henüz 22 yaşındaki oğlunun 445 bin euroya gemi aldığı ortaya çıktı… “Ne var bunda, 445 bin euro büyük para sayılmaz” dedi.
Türkiye'de herkesin telefonlarının dinlendiği ortaya çıktı, telekulak skandalını önlemek için ne yapıyorsunuz diye sordular… “Dinlenmek istemiyorsanız telefonda konuşmayın” dedi.
Konya isimli THY uçağı Diyarbakır'da düştü, 75 insan hayatını kaybetti… “Uçakta teknik kusur bulunmuyor” dedi.
Atlasjet uçağı Isparta'da düştü, 58 insan hayatını kaybetti… “Uçakta teknik kusur bulunmuyor” dedi.
Tekirdağ isimli THY uçağı Amsterdam'da düştü, dokuz insan hayatını kaybetti… “Uçakta teknik kusur bulunmuyor” dedi.
Karaköy iskelesi battı… “Ekiplerimiz sabaha kadar çalışıp batığı emniyete aldı” dedi.
Haydarpaşa Garı meşale gibi yandı… “Kusur görünmüyor” dedi.
Ankara metro inşaatında göçük oldu, kaldırımda yürüyen bir vatandaş hayatını kaybetti… “Normaldir, dünyada da böyle” dedi.
2010'da Avrasya Maratonu koşuldu, 30 bin kişi köprünün üzerindeyken titreşim başladı, beşik gibi sallandı, elektrik direkleri otomobillerin cam sileceği gibi sağa sola hareket ediyordu, tarihi felaketin eşiğinden dönüldü… “Asma köprü olur da sallanmaz mı, köprünün işi zaten sallanmak, köprü eğer sallanmazsa korkmak lazım, neymiş, elektrik direkleri sağa sola yaylanıyormuş, elektrik direkleri aksesuardır, saçın rüzgarda savrulması gibi bir şeydir, kökü orada direğin, bilip bilmeden milleti paniğe sevketmeyin” dedi.
Üç sene sonra, 2013'te… “Avrasya Maratonu'nda köprüden artık koşarak değil, yürüyüş şeklinde geçilecek, grup grup alınacak, çünkü Boğaziçi Köprüsü asma köprüdür, asma köprü olunca toplu halde geçmenin rezonans riski var, rezonans olunca ne oluyor, köprüdeki salınımlar artıyor, salınımlar eğer köprünün özgür frekansıyla aynı değere ulaşırsa, artık sönümlenmiyor, köprü yıkılıncaya kadar devam ediyor, aynen deprem gibi, işin fiziği bu” dedi.
Üniversite sınav sorularının çalındığı ortaya çıktı… “Hile hurda işi yeni değil, bizim zamanımızda da vardı” dedi.
Pkk'yla masaya oturduklarında açılım'ı şöyle savundu… “Bölünürüz diyorlar. Yalan. Terör örgütünün ortaya çıktığı zamanki Türkiye topraklarıyla bugünkü Türkiye toprakları arasında ne fark var? Eksilme var mı? Yok. Artma var mı? Var. Dolgular yapmışız. Deniz dolguları. Türkiye 12 bin kilometre büyümüş. Hani nerede bölünme? Koca bir yalan. Bölünme yok.”
Uzayda elektrik üreteceğimizi açıkladı… “2023 hedefimiz uçak yapımı ve uçurtulmasıdır. 2018'de kendi imalatımız olan uyduyu yörüngesine göndereceğiz. 2035'e kadar uzaya güneş panelleri yerleştireceğiz, bunlarla elektrik üretip, enerjiyi radyo dalgalarıyla yeryüzüne ulaştıracağız” dedi.
Hemen ardından, bilim ve teknolojiye ne kadar hakim olduğunu gayet bilimsel şekilde izah etti… “Bulut sistemi dedikleri bir şey var, herkes oraya bir şey atıyor, gelen ordan işine yarayanı alıyor, sistematik bir şey yok, abur cubur dolduruyorsun, herkes ihtiyacını oradan alıyor ama hiç de karışmıyor, bu bilişime fazla kafa yorarsan sıyırırsın, nimetlerinden kullanıp işini göreceksin, kafayı taktın mı o zaman işin kötü, çok fazla hikmetinden şey etmemek lazım” dedi.
Üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim'den başka isim bulamadınız mı diye sordular… “Yavuz Sultan Selim'in Alevi katliamı yaptığına dair iddialar soyut iddialardır, Alevi katliamı efsanedir, gerçeklikle alakası yoktur” dedi.
İzmir limanındaki yolsuzluk operasyonunda bacanağını enselediler… “Haberim yok, benimle ne alakası var” dedi.
Havuzcu müteahhit gevrek gevrek gülerek “Binali kalırsa yaşadık, milletin orasına koyacağız” dedi… Bu konuyla alakalı ne düşündüğünü sordular, “ciddiyetten uzak, asparagas bir haber” dedi.
50 milyon vatandaşın kimlik bilgileri çalındı, internette yayınlandı… “Yok böyle bir şey, geçmişte yaşanmış bir hadise” dedi.
İzmir'e büyükşehir belediye başkan adayı oldu, güya kaf kaf kaf sin sin sin sin diye Karşıyaka tezahüratı yaptı… “Sinkaf sinkaf” dedi.
İzmir Marşı'nı buna uyarladılar, “yaşa Binali Yıldırım çok yaşa, adın yazılacak bu kutlu yolda” diye söylediler, “ayıptır” demedi, tempo tutarak dinledi… Sonra da, varlığıyla onur duyduğumuz Hüsnü Bozkurt'a yurtseverlik öğretmeye kalktı, “lan sen İzmir Marşı'nı biliyor musun” dedi.
İzmir'de açık farkla kaybetti… “Kazanmaya çok yakındım, paralel yapı mağduru oldum, o yüzden kazanamadım” dedi.
Oğlunun kumarhanede fotoğrafı çıktı… “Hiç umuruma gelmez, şerbetliyim, ekşi ayran içmedim ki karnım ağrısın” dedi.
Atatürk Havalimanı canlı bombalarla basıldı, otomatik silahlarla taraya taraya 46 insanı katlettiler… “Güvenlik zafiyeti var mı yok mu tarzında muhabbetler oluyor, güvenlik zafiyeti yok, işin özü bu” dedi.
Havalimanında hayatını kaybeden insanlarımız henüz toprağa bile verilmemişken, aynı gün şehit düşen askerlerimiz henüz morgda yatarken, üçüncü köprü açılışında konfeti yağdırıp balonlar uçurdu… “Bayram yaşıyoruz” dedi.
15 Temmuz gecesini Ilgaz Tüneli'nde geçirdi… “Millet o gece sokaktaydı, eyy Kılıçdaroğlu sen neredeydin?” diye hesap sordu.
16 yılda 4 milyar 39 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını söyledi… “Bazıları diyor ki, bu kadar fidan dikilmemiştir, inanmayan gitsin saysın” dedi.
İthal ineği ithal samanla besleyen başbakan olarak, Tbmm kürsüsünde konuştu, “tarımda Avrupa birincisiyiz” dedi… Milletvekilleri kahkahayı patlatınca “niye gülüyorsunuz, tarımda Avrupa'da bir numarayız” dedi.
Akıllı tahtaya “sevgili” kelimesini yazamadı, “sevğili” yazdı… “Bunun üstünde şapka var mıydı, oldum olası ayırt edemem” dedi.
“Çanakkale” kavramını da ayırt edemediği anlaşıldı… “Çanakkale geçilmez tarihte kaldı artık, Çanakkale geçilir, her türlü geçiliyor, denizden geçiliyor, havadan geçiliyor, şimdi köprü yapıyoruz, karadan da geçilmiş olacak” dedi.
Asrın liderimiz, havaya giren Ahmet Davutoğlu'nu zart diye kapının önüne koyunca, asrın liderimizin danışmanı açık açık izah etti, “bundan sonra düşük profilli başbakan gelecek” dedi, herkes kim bu düşük profilli diye merak ediyordu.. Bu gitti başbakanlığa oturdu.
Bolu'da miting düzenledi, güya Bolu halkını överek “Köroğlu'nun torunları” diyeceğine, “sevgili Bolu beyinin torunları” dedi.
Asrın liderimiz tarafından milletvekili yapıldı, asrın liderimiz tarafından ulaştırma bakanı yapıldı, asrın liderimiz tarafından İzmir'e gönderildi, belediye başkan adayı yapıldı, asrın liderimiz tarafından Akp genel başkanı yapıldı, asrın liderimiz tarafından başbakan yapıldı, asrın liderimiz tarafından Tbmm başkanı yapıldı, asrın liderimiz tarafından İstanbul'a gönderildi, belediye başkan adayı yapıldı… Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'yi cumhurbaşkanı adayı yapınca ayıpladı, “birinin bir başkasına makam ikram etmesi, hem millete karşı nezaketsizliktir, hem de demokrasiye uyan bir şey değildir” dedi.
Başbakanlık makamını lağvetmek için kampanya yürüten tarihteki ilk ve tek başbakan olarak tarihe geçti… “Koltuk elimde kaldı, müzayedeye çıkaracağım” dedi.
İstanbul'a belediye başkan adayı olunca, basın toplantısı düzenledi… “Her türlü sorunuzu cevaplamaya amadeyim, her şeyi çekinmeden sorabilirsiniz, ayakkabı numaramı sorun, kaç yaşımda olduğumu sorun, hobilerimi sorun, sınırlama yok” dedi.
Tbmm başkanlığından istifa etmeden belediye başkan adayı olmanız, Tbmm başkanı olarak siyasi parti faaliyeti yürütmeniz Anayasa'ya aykırı değil mi diye sordular… “Seçim siyasi faaliyet değildir” dedi.
İstanbul seçimini kaybetti, kaybetmesine rağmen kameraların karşısına geçti, “ben kazandım” dedi.
Sonra çıktı, “kazanmadan kazandıklarını ilan ediyorlar” dedi.
En son… “Sandıkta hırsızlık var” dedi, “sandıkta yolsuzluk yaptılar” dedi, “organize kötülük yaptılar” dedi, “sahtekarlık yaptılar” dedi, “kepazeliğin geldiği boyut” dedi, “sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz” dedi, “oylarımızı çaldılar” dedi, “sandık hırsızlığını bir yıl önceden planlamışlar” dedi, “bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir, murdar etin kavurması olmaz” dedi.
Sempatik siyasetçi denilen Binali Yıldırım, işte budur.
31 Mart seçimlerinin en hayırlı sonuçlarından biri de, aslında budur.
Artık bizim anlatmamıza gerek kalmıyor…
Türkiye, bunların gerçek yüzlerini “yüzleşerek” öğreniyor!
6 notes · View notes
sonumuamma · 5 years
Video
youtube
ay düşünce denize  seni hatırlarım  ince ince yağan yağmur, iskeleye yanaşan vapur haydarpaşa garı  seni hatırlarım  ay düşünce denize  kalbim çarpar, telaşlı bir kuş olur siyahlar  içinde bir kadın ve yakasında ipiri kırmızı bir gül  seni hatırlarım  ay düşünce  denize söylenmemiş sessiz bir şarkıydım, tozup giden bir ilk kar solgun begonya  kalkmak üzere bir tren  seni hatırlarım 
33 notes · View notes
nunulanka · 5 years
Photo
Tumblr media
Goodmorning from Haydarpasa Train Station in Istanbul. 🕊 . . #illustration #animation #haydarpasa #istanbul #tarih #drawingsketch #art #artist (at Haydarpaşa Tren Garı) https://www.instagram.com/p/BtvLgqthZtU/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=11mlmcf0e570v
1 note · View note
elimiel · 6 years
Text
*sabiha ziya
Ankara’dan İstanbul’a tren ile gelen Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa Garı’nın merdivenlerinde boğaza demirleyen işgal güçlerinin savaş gemilerini görür. Avrupa yakasına gitmek için bindiği motor, o gemilerin arasından geçerken şu tarihi sözü söyler: “Geldikleri gibi giderler...”  Kurtuluş savaşının kazanılmasının ardından işgal güçleri İstanbul’u terk edince, kente giren ordumuz Gülhane Parkı’ndan yola çıkar ve dört zafer takının altından geçerek Taksim’e ulaşır. Burada, bağımsızlık savaşımıza desek veren anadoludaki tüm örgüt temsilcileri kurtuluş ordusunu karşılamak için beklemektedir. Bu nedenle, cumhuriyet İstanbul’una yeni bir meydan kazandırmak istendiğinde Taksim denilen alanın Cumhuriyet Meydanı olarak tasarlanmasına karar verilir. Meydandaki anıt, Taksim ya da Atatürk Anıtı olarak bilinir oysa gerçek adı Cumhuriyet Anıtı’dır.  Anıtı yapan sanatçı dönemin ünlü heykeltıraşlarından Pietro Canonica’dır. Canonica’nın amacı, anıtı yaparken Atatürk ile birlikte Kurtuluş Savaşı’na ve cumhuriyetin kazanımlarına da yer vermektir. “Bendenize kalırsa, İstanbul’ inşa edilecek bir abide yalnız Gazi Paşa Hazretleri’nin heykeliyle iktifa etmeyip millet arasında milli mücadele canlandırılmalıdır. Bu esaslar dahilinde heykeltıraşlık ile mimarlığa büyük bir yer verilmiş olunur. Böyle bir abide, tarihi heybeti ve mimarisiyle Taksim Meydanı’nı süslemiş ve genişletmiş olacaktır.” Heykelin yapımına başlamadan önce Canonica anıtın kurulacağı yerin tarihini öğrenmek ister Taksim sözcüğünün anlamını sorar. İstanbul’un sularının bu bölgede toplanıp kente taksim edildiği, dağıtıldığı yanıtını alır. Canoni’ca yapacağı anıtın İstanbul’un su tarihine konulacağını öğrenmiştir.  Dikkatli bakarsanız, Cumhuriyet Anıtı’nın iki cephesinde su kurnaları ve yukarılarında musluk delikleri görürsünüz. Canonica aslında Cumhuriyet Anıtı’nı bir havuzun içine yerleştirmiştir.  Cumhuriyet Anıt’nda Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet Dönemi’ni yansıtan heykeller bir kapının önünde yer alır. Ve bu iki cephe sırt sırtadır. İşte, bu özelliğinden dolayı anıtta Kurtuluş Savaşı’nın zor günlerinden azim ve kararlıklıkla geçmeyi başaran bir milletin geleceğe açtığı yeni bir kapının önündeki cesur ve onurlu duruşunu görürüz.   8 Temmuz 1928′de başlayan anıtın yapımı sırasında  Sanayi Nefise Mektebi’nde bir yarışma düzenlenir. Birinciliği kazanan öğrenci tüm masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere Roma’ya gönderilecek ve Canonica’nın yanında Cumhuriyet Anıtı’nın yapımında çalışacaktır. Birinciliği, Sabiha Ziya adına kız öğrenci kazanır ancak gönderilmez. Sabiha Ziya 21 yaşında genç ve bekar bir kızdır. Araya milli eğitim bakanımız  Mustafa Necati girer, bunun üzerine Sabiha Ziya Roma’ya gönderilir ve Canonica ile birlikte Cumhuriyet Anıtı’mızın yapımında çalışır. Etrafında her gün binlerce insanın geçtiği Cumhuriyet Anıtı’nda  eksik olan sadece su sesi değildir. Bir de şu gerçek vardır anıtın bizlere söylediği: Yapımımda aranızdan sadece bir kişi çalıştı. Mermerime, heykellerime sadece bir kişinin eli değdi aranızdan o da bir kadın.  Bir kadının yaptığı Cumhuriyet Anıtı durur İstanbul’un orta yerinde. 
Cumhuriyet Anıtı’nın meydana bakan, zaferi simgeleyen bayrak açmış asker heykelinin üstünde bir mask görülür. O maskta gülen bir kadın vardır. O gülen kadın cumhuriyetin yeniliklerinden birinin de kadın hakları olduğunu simgeler.  Kadınlarımızın yaşamının her alanına katılımıyla daha da güçlenen Cumhuriyet’imizin bu güzel günü 29 Ekim kutlu olsun. 
4 notes · View notes
Text
Tumblr media
Ay düşünce denize seni hatırlarım İnce ince yağan yağmur, iskeleye yanaşan vapur Haydarpaşa garı seni hatırlarım. Ay düşünce denize kalbim çarpar, telaşlı bir kuş olur, siyahlar içinde bir kadın ve yakasında ipiri kırmızı bir gül seni hatırlarım. Ay düşünce denize söylenmemiş sessiz bir şarkıydım, tozup giden bir ilk kar solgun begonya kalkmak üzere bir tren seni hatırlarım. Behçet Aysan
67 notes · View notes
ceylansinan · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Haydarpaşa Garı ıssız.
2 notes · View notes
istanlook · 6 years
Photo
Tumblr media
Haydarpaşa Tren Garı (1960'lar) #eskiistanbul #nostalji
9 notes · View notes
bindozmutluluk · 3 years
Text
Tumblr media
📍Haydarpaşa Tren Garı
0 notes