Tumgik
#Bizim yolumuz insanlık yoludur
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Dönen Dönsün, Biz Dönmeyiz Yolumuzdan
Bizim yolumuz insanlık yoludur.
İnsanlığa düşmanlık besleyenler düşmanımızdır. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen herkes insanlığın ve bizim düşmanımızdır.
Bizim yolumuz Mete Han'ın ve Atatürk'ün yoludur.
Bir asır öncesinde olduğu gibi yine Atatürk'ün fikri ve yöntemleri ile bize ve insanlığa düşmanlık yapanların karşılarına dikileceğiz.
Yıkanın değil, yapanın yanında duracağız.
İktidardan kurtulalım yerine kim gelirse gelsin tutumu insanlığı kurtarmaya ve yaşatmaya yetmez.
Çünkü insanlık devrimini gerçekleştiren siyasi parti bugün Saidi Nursi'nin talebesinin ele geçirdiği parti ile masaya oturmuş.
Çünkü insanlık devrimini gerçekleştiren siyasi parti bugün Anayasa'dan Türklüğü çıkarmak isteyenler ile yan yana duruyor.
Çünkü insanlık devrimini gerçekleştiren siyasi parti kendisini kullanarak meclise giren bir siyasi partinin oyuncağı olmuş. Diyor ki bu iktidar terör ile müzakere yapmayı basaramadı ben başaracağım diyor. Terör ile mücadele olur müzakere olmaz. Devlet terör ile masaya oturmaz. Terörü yok eder. Ülke bunlara mı kaldı?
Terör ile masaya oturmak ve müzakere etmek emperyalizm yararına bölünme ve parçalanmayı karara bağlamak demektir. Terörü kimin desteklediği bellidir.
Açılım rezaletinin faturasını ne çabuk unuttunuz?
Suriye bataklığına ülkemizi sürükleyen zihniyet insanlık devrimini gerçekleştiren siyasi partiyi masaya oturtmus eşit şartlarda pazarlık yapıyor.
Birileri de çıkmış aman bu sürece zarar vermeyelim diye emperyalist ağızdan konuşuyor.
Bunlar diyor ki;
Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran 1924 Anayasasını reddediyoruz.
1921 etnik ve mezhepsel bölünmeyi getirecek Anayasayı istiyoruz.
Biz bu iktidarı ve koltuk değneği muhalefeti birlikte reddediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı böyle bir sorumluluk gerektirir.
1921 Anayasasını savunanlar Atatürk'ü ağzına almasınlar. Aldatmaya karnınız tok.
Bizim hakkımızı bizimle seçimden seçime pazarlık yapan tüm siyasi partilerin sonu gelmiştir.
Anadolu'da Türk ulusu tek üst akıl ve kimliktir.
Irkı, dini ve mezhebi kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığını savunuyor ise o bizdendir.
Kim ki bu birlik ve beraberliği bozmaya yönelik bir çaba ve niyet içinde ise o bizden değildir.
Anayasadan Türklüğü çıkarmak isteyenlerin gün gelecek Türk yurttaşlığı sonlandırılacaktır.
Bu saldırıyı bize karşı onlar başlattı.
Her saldırının bir bedeli vardır.
Bundan sonra geri adım atmak kimseyi kurtarmaya yetmeyecek.
Bu niyete artık güven duymak mümkün değildir.
Süslü cümleler kurarak niyetini gizleyen açıklamalara kanmayacak kadar tercübeye sahibiz.
Her iki ittifakda bu ülkenin sorunlarına çözüm buIamaz.
Biri diğerinin bir benzeridir.
Üçüncü bir yol mutlaka çıkacak. Mutlaka.
Gelecek seçimleri sizin için kazanmak isteyen tek bir düzen partisi yoktur. Hepsinin sizden gizlediği bir gündemi ve niyeti vardır. Destek verirsen kendi kendini yakarsın.
Biz şeytan ile savaşırken, siz onun yanında bize karşı savaşıyordunuz. Şeytan sizi kendi çıkarına kullanıyor. Siz ise şahsi çıkarınızı devletin ve ulusun çıkarından üstün gördüğünüz için bu tuzağın içine düşüyorsunuz. Gelin vazgeçin bu sevdadan. Birlik ve beraberliğe dönerek şeytanı yine hep birlikte yenelim. Birlik ve beraberliğin olduğu tek yer Türkiye Cumhuriyeti devleti yurttaşlığına sahip çıkmak ve Anayasanın ilk dört maddesi altında toplanmaktır. Biz bir olunca şeytanın gücü bize yetmez. Bir asır öncesinde olduğu gibi. Maddi güç şeytanidir cezbedebilir, maddi güç kaybedince biter, manevi güç ise sağlam ve satılmayan iradedir cezbetmeye ihtiyaç duymadığı için kaybetmez.
Biz irademizi Atatürk fikri ile sağlam hale getirdik.
Ulusun birlik ve beraberliğini, vatanın bütünlüğünü bozmaya yönelik niyetlere prim vermeyelim.
Korkmamız gerekenler içimize sızmış olanlar ve renk vermeyenlerdir. İçinizde ki düşmandan yani sizden biri gibi görünmeye çalışan içinize sızmış şeytandan korkun.
Akıntıya sadece ölü balıklar kapılırlar. Umudunu kesmiş bir toplumun akıntıya kapılmış ölü balıklardan hiç bir farkı yoktur.
] Önder KARAÇAY [
5 notes · View notes
ateacherr-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Bizim yolumuz iman yolu, ahlak yolu, insanlık yoludur, kardeşlik yoludur, sevgi yoludur, hukuk yoludur, kanun yoludur, gönül seferberliği yoludur, kısaca; “Allah” yoludur ! Türk Dünyası'nın son başbuğunu anıyoruz. Minnetle, şükranla, özlemle, tekbirle, duayla..  #başbuğ #AlparslanTürkeş #özlem #minnet #şükram #ülkü
8 notes · View notes
vuslatahasret01 · 6 years
Text
Aziz mü’minler!
Dinimiz İslâm, Cenâb-ı Hak tarafından Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) aracılığı ile bizlere gönderilen son Hak Din’dir. Başka bir dinin gelmeyeceği, İslâm’ın da kıyamete kadar Cenâb-ı Hak tarafından korunacağı Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere müjdelenmiştir.
Mevlâ Teâlâ mü’minlere en güzel örnek «Usve-i Hasene» olarak Resûlünü göstermiş, «O, size ne emrediyorsa onu alınız; neyi de yasaklıyorsa ondan sakınınız» emr-i ilâhisini vermiştir.
Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz; izi takip edilecek, yaşadığı hayat her şekliyle insanlığa örnek olacak Kur’ân ahlâkının en büyük rehberidir. O, yaşayan, yürüyen Kur’ân’dır.
İslâm-küfür savaşı, başladığı günden kıyamete kadar devam edeceği gerçeğinden hareketle, Allah Resûlü’ne yapılan hakaret, zulüm ve işkenceler değişik şekilleriyle günümüz Müslümanları için de bir devamlılık arz edecektir. Aklı olan her mü’min bu gerçeği bilir, görür ve yaşar. Onu umutlu kılan en önemli husus ise, «Hak üzere olan bir topluluğun devamlı bulunacağı; düşmanlarının onlara asla zarar veremeyeceği» gerçeğidir.
Şunu özetle belirtelim ki; günümüzde hakiki İslâm, diğer ifadesiyle Ehl-i Sünnet inancı ve ameline karşı bu savaşın şekli ve yöntemi değişmiştir.
Düşmanlarımız çok iyi bilmektedir ki; bu itikadı çökertmedikçe İslâm’ı ve müslümanları yoldan saptırmak mümkün değildir. Onlara göre öncelikle Hazreti Peygamber devre dışı bırakılmalıdır. Bunun için hadis-i şerifler hafife alınmalı, sonradan gelenlerin uydurduğu sözler olarak yansıtılmalı, O’nun sadece bir postacı olduğu izlenimi verilmelidir.
Ayrıca mezhepler ve mezhep imamları aşağılanmalı, onların sıradan birer âlim olduğu anlatılmalıdır.
Tasavvufu ve Allah dostlarını dünyevi menfaatlerin otağı olarak tanıtmalı, tekkelerin irtica yuvası ve tembelhaneler olduğu vurgulanmalıdır. Kısacası Ehl-i Sünnet itikadı berhava edilmelidir.
Müslümanlara; Hıristiyanlar gibi peygamberi olmayan, Yahudiler gibi ahiret inancına fazlaca yer vermeyen bir din algısı sunulmalıdır.
Sorgulamayan, sorumluluk yüklemeyen, herkese hoşgörü ile bakan, ikide bir de Müslümanın tutum ve davranışlarına müdahale etmeyen, hep müjdeleyen, hiç korkutmayan, ne yaparsan yap sonunda cennete gireceğin bir müslümanlık. Kısaca peygambersiz, âlimi, mürşidi, sünnet-i seniyyesi olmayan bir İslâm toplumu.
Tabiidir ki Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz devre dışı bırakılınca ortam Reformculara kalacak. Gayr-i Müslimlerin veya modernistlerin söz ve davranışları örnek gösterilecek, yol gösterici telakki edilecektir.
Bu aşamadan sonra İslâm güncelleştirilmeli, tarihsellik gündeme gelmeli, eskiye ait inanç ve ibadet şekilleriyle bu modern çağı yaşamak zorlaşacağından yeni modern kurallar gündeme gelmelidir.
Kadere imanın, kabir azabının, şefaatin olmadığı, hatta Âdem diye bir insanın yaşamadığı sadece Âdemiyyet (insanlık) diye bir kavramın bulunduğu gündem hâline gelmelidir.
Israrlı bir şekilde Kur’ân ayetlerini ve hadis-i şerifleri dile getiren hoca efendiler tedricen susturulmalı, yetkileri ellerinden alınmalı hatta linç edilmelidir.
İslâm’ın güncellenmesi söz konusu edilmişti. Evet bizler de güncelleşmeden yanayız. Ama bu, İslâm’ın değil Müslümanın kendisini güncelleştirmesi meselesidir. Evet Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz ve sahâbe gibi yaşayabilmek. Mezhep imamlarımıza ve onların izini takip eden ulema ve meşayıha uyma konusunda bir güncelleşmeye ihtiyaç vardır hem de acilen. Bizim kaybettiğimiz, bu değerlerdir.
Aziz Kardeşlerimiz!
Ecdadımız Osmanlı, idaresindeki İslâm toplumunu üç özelliği ile bir arada huzur içinde yaşatmıştır.
Talebe medresesindedir.
Ordu kışlasındadır.
Müslümanlar da gündüz işinde, akşam da tekkesinde, üstadının rehberliğinde zikir ve ibadetle meşguldür.
Ne zaman ki medrese okula; kışla İslâm karşıtlığına, tekke de kahve, kafe veya meyhaneye dönüştü; bütün bu faciaların vanası açılmış oldu. Üstüne üstlük kadınlarımız da mukaddes yuvaları olan evlerinden çıkarılarak erkeklerle savaşacakları, başa baş, dişe diş mücadele edecekleri, her makam ve mevkiyi ellerine geçirecekleri bir ortamı da yakalayınca şer halkası tamamlanmış oldu.
Şimdi Ey Müslümanlar!
Sanki bizler Nûh Aleyhisselâm’ın maruz kaldığı bu şer orduları ile sınanmaktayız.
Ona, “Şu deliye bak” dediler. “Karada gemi yapılır mı?” dediler. “Denizi nerede bulacaksın?” dediler. Dediler de dediler. Ama O, mevlâsının emrinden çıkmadı. “Acaba bunlar doğru mu söylüyor” demedi. Son ana kadar kendisine verilen emri uyguladı ve inananları ile birlikte kurtuldu.
Bizlerin de görevi budur. Deli desinler, yobaz desinler, kılık ve kıyafetimizi, cübbemizi, sarığımızı itici bulsunlar. Bizimle bir karede fotoğraf çektirmekten imtina etsinler. Bizi, dışlasınlar, hakaret etsinler…
Ama bilsinler ki bizim yolumuz Resûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin yoludur. O’nun gidin dediği yere gider, bakın dediği yere bakar, giyin dediği şeyi giyer, hiçbir sözüne muhalefet etmeyiz.
Eksiklerimiz olsa da istikametimiz doğrudur biiznillah.
Bütün mü’min kardeşlerimizin bizi böyle bilmesi, böyle tanıması cemaatimiz için şereflerin en büyüğüdür.
Selâm ve dua ile.
İsmailağa Camiası
12 notes · View notes
osmaniyemhaber2 · 4 years
Text
"Türkiye'de hiçbirinizin ummadığı gelişmeler yaşanacak''
https://osmaniyemhaber.com/?p=47831 "Türkiye'de hiçbirinizin ummadığı gelişmeler yaşanacak'' Bakan Asil Şırnak’taki temaslarının arkasından, bununla beraber İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile helikopterle Siirt’teki Pervari Doğan Üs Bölgesine geçti. Burada Bakan Asil’yu Siirt Valisi Osman Hacıbeştaşoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Hilmi Atabay, İl Güvenlik Müdürü Saruhan Kızılay, Pervari Kaymakam Vekili Mehmet Tunç ve vatandaşlar karşıladı. Bakan Asil hemen sonra üs bölgesinde asker ve vatandaşlarla çay içip söyleşi etti. Şırnak’taki güvenlik güçleri ile bayramlaştıktan sonrasında Siirt’e gelerek söyleyen Bakan Asil, “Hem sizi görmek hem de bayramlaşmak için geldik. Geçmiş olsun dileklerimizi, başsağlığı dileklerimizi yine iletmek için geldik. Bizim yürüdüğümüz yolda şehadet vardır, bu bizlere emirdir. Bu bizim kabulümüzdür ve bu bizi yürüdüğümüz yoldan döndürmez. Sırat-ı müstakimdir, doğru yoldur, Cenab-ı Tanrı’ın, hakkın yoludur. Bizim yürüdüğümüz yol bu toprakları bizlere emanet edenlerin bizlere bıraktığı sorumluluğun üstünde olduğu yoldur.’Tüm inananlar kardeştir, müminler kardeştir diye bizlere tembih edilen bir yoldur. Bizim yürüdüğümüz yol, iddiamız olan bir yoldur. Evlatlarımızın tüm dünyaya, etrafımızdaki tüm coğrafyaya söyleyecek sözlerinin hükmü olacağı güne ulaşabilmeyi hedef alan bir yoldur. Evlatlarımızın gözündeki parıltının her geçen gün daha arttığı yoldur. Bir elimizle batıyı, bir elimizle doğuyu, bir elimizle kuzeyi, bir elimizle güneyi, bir elimizle Orta Doğu’yu, bir elimizle Balkanlar’ı, bir elimizle Kafkaslar’ı, bir elimizle Avrupa’yı, bir elimizle tüm medeniyetimizle tüm dünyayı nakşedeceğimiz, kucaklayacağımız bir yoldur. Onun için üzerimizdeki mesuliyet büyüktür” şeklinde belirtti. ”Ülkemiz için yapacağımız oldukça iş var” Zor evrelerden, zor yıllardan geçildiğini aktaran Bakan Asil, “Bugün sabah bayram namazı İstanbul’da Ayasofya’da kılındı. Ağzımıza aldığımız süre, zihnimize getirdiğimiz süre bizi kelepçelemeye çalışanlara karşı bir millet, birliğinin, beraberliğinin, uyumunun, gelişmesinin karşılığını gösterdi. Sabah da Sefine bölgesindeydik. Tam 40 senedir oraya gidilemiyor. Bugün bayram namazını müftümüzün riyasetinde orada kaldık. Tanrı’a hamdüsenalar olsun. Yapacağımız oldukça iş var, ülkemiz için, coğrafyamız için, insanlık için yapacağımız oldukça iş var, atacağımız oldukça adım var. Tanrı bizi her zaman beraber bu söylediğim hususiyetler içinde bayramlara ulaşmayı nasip etsin. Duamız budur. Burada o iki kahraman, bu köyün vermiş olduğu onlarca şehitler başta olmak suretiyle bu ülkenin istiklali, bağımsızlığı, milletimizin namusu, ay yıldızlı bayrağımız için, gözünü kırpmadan şehit olanların her birine rahmet diliyoruz. Her birinin bayramını kutlama ediyoruz” diye belirtti. ”Bu nesil oldukça çekti” Şehitlere karşı sorumluluklarının bulunduğunu dile getiren Bakan Asil, ”O sorumluluğumuzu bu coğrafyanın tamamını rahatlık haline getirebilmek marifetiyle yerine getirmek durumundayız. Bu nesil oldukça çekti. Sorun, dert, kaos, darbeler, terörizm, ekonomik yoksulluklar, kardeşin kardeşe düşmüş olduğu zamanlar, her şeyi gördünüz. Sizden daha oldukça gören bir nesil yok, olmayacak da. Tanrı’ın izniyle onun için tecrübelerimizle, birikimlerimizle, çektiklerimizi gelecek nesillere çektirmemek için el birliği içinde olalım. Yeter artık, fabrikalar gelsin, hayvanlarımızın sayısı çoğalsın, tarlalarımız bereketlensin, üniversitelerimiz şenlensin. Okullarımız evlatlarımızın sesleriyle çınlasın, bu tarz şeyleri yapalım. Bunların mühim bir bölümünü yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koşmuş olduğu iradeyle Tanrı’a hamdolsun, yapılamayacakların yapılabileceğini gösterdik her zaman beraber. Geçen gün Ilısu Barajı’nın yanına gittim, görkemli bir eserdir. Şırnak’tan geliyorum, tekstil fabrikaları açılıyor. Şırnak’ın merkezinde, Cizre’de. Önceki gün Ağrı’daydım o şekilde, Şanlıurfa’daydım o şekilde, Diyarbakır’daydım Organize Endüstri Bölgeleri gelişiyor. Siirt’te de o şekilde. Biz huzurluysak Orta Doğu huzurludur, Kafkasya huzurludur. Biz güçlüysek mağdurların ve mazlumları başı diktir. Nerede durduğumuzu, nerede oturduğumuzu hangi adreste olduğumuzu bilmekteyiz. Adresimizde en küçük bir sapma yok. Bizim adresimizde tanım edilemeyen bir durum söz mevzusu değildir. Cenab-ı Tanrı bizi yaratırken adresimizi de belirlemiş, tarifimizi de belirlemiştir. Navigasyonla yol bulmaya çalışan bir uygarlık, bir millet değiliz. Bizim yolumuz başından beri belli, açık ve net. Tarifimiz, adresimiz, kimliğimiz belli. İyilik medeniyetinin çocuklarıyız. Dostluk, komşuluk, ahbaplık, yarenlik, akrabalık, büyük nedir, minik nedir biliriz. Bu tarz şeyleri bilmeyenlerin bu coğrafyaya hakimiyetini bu kahramanlarımızla birlikte engelledik” şeklinde belirtti. “Hiçbirinizin ummadığı gelimeler Türkiye’de yaşanacak” Büyük adımları her zaman beraber atmaya devam edeceklerini ifade eden Bakan Asil, şöyleki devam etti: ”Göreceksiniz, hiçbirinizin ummadığı gelişmeler Türkiye’de yaşanacak. Göreceksiniz, Türkiye oldukça kısa sürede dünyanın en mühim albeni merkezi haline gelecek. Yeter ki huzurumuzu elimizde tutalım, yeter ki bunu her zaman beraber sağlayalım, bunu her zaman beraber gerçekleştirelim. Bunun yollarını örenler şehit 2 hususi harekat polisi şeklinde evlatlardır. Tanrı onlardan razı olsun. Tanrı onlar ile birlikte cennette buluşmayı nasip etsin. Gazilerimize minnettarız, şükran duyuyoruz. Onun için bu mücadeleye yalnız kendi sınırlarımızı değil, etrafındaki coğrafyayı da huzura ve sükuna kavuşturuncaya kadar devam etmek bizim asli vazifemizdir. Birazcık ilkin M4 kara yolundaki kahramanlarımızla konuştum. Cerablus’tan Azez’e, Afrin’e, İdlib, Resulayn, Tel Abyad’a kadar rahatlık bizle gelmektedir. Bundan dolayı biz rahatlık medeniyetinin çocuklarıyız. Sorumluluğumuz fazla. Büyük bir tarih yazılıyor, her zorluğun sonunda kolaylık, her karanlığın sonunda aydınlık vardır.” Mehmetçiğe seslenerek, büyük bir azimle yola devam edileceğini vurgulayan Bakan Asil, ”Tanrı yardımcınız olsun inşallah. Bayramınızı ailelerinizle beraber kutlama ediyorum. Tanrı ağız tadıyla nice bayramlara ulaştırsın” şeklinde belirtti. Selami Deniz
0 notes
osmaniyemhaber · 4 years
Text
"Türkiye'de hiçbirinizin ummadığı gelişmeler yaşanacak''
https://osmaniyemhaber.com/?p=47831 "Türkiye'de hiçbirinizin ummadığı gelişmeler yaşanacak'' Bakan Asil Şırnak’taki temaslarının arkasından, bununla beraber İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile helikopterle Siirt’teki Pervari Doğan Üs Bölgesine geçti. Burada Bakan Asil’yu Siirt Valisi Osman Hacıbeştaşoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Hilmi Atabay, İl Güvenlik Müdürü Saruhan Kızılay, Pervari Kaymakam Vekili Mehmet Tunç ve vatandaşlar karşıladı. Bakan Asil hemen sonra üs bölgesinde asker ve vatandaşlarla çay içip söyleşi etti. Şırnak’taki güvenlik güçleri ile bayramlaştıktan sonrasında Siirt’e gelerek söyleyen Bakan Asil, “Hem sizi görmek hem de bayramlaşmak için geldik. Geçmiş olsun dileklerimizi, başsağlığı dileklerimizi yine iletmek için geldik. Bizim yürüdüğümüz yolda şehadet vardır, bu bizlere emirdir. Bu bizim kabulümüzdür ve bu bizi yürüdüğümüz yoldan döndürmez. Sırat-ı müstakimdir, doğru yoldur, Cenab-ı Tanrı’ın, hakkın yoludur. Bizim yürüdüğümüz yol bu toprakları bizlere emanet edenlerin bizlere bıraktığı sorumluluğun üstünde olduğu yoldur.’Tüm inananlar kardeştir, müminler kardeştir diye bizlere tembih edilen bir yoldur. Bizim yürüdüğümüz yol, iddiamız olan bir yoldur. Evlatlarımızın tüm dünyaya, etrafımızdaki tüm coğrafyaya söyleyecek sözlerinin hükmü olacağı güne ulaşabilmeyi hedef alan bir yoldur. Evlatlarımızın gözündeki parıltının her geçen gün daha arttığı yoldur. Bir elimizle batıyı, bir elimizle doğuyu, bir elimizle kuzeyi, bir elimizle güneyi, bir elimizle Orta Doğu’yu, bir elimizle Balkanlar’ı, bir elimizle Kafkaslar’ı, bir elimizle Avrupa’yı, bir elimizle tüm medeniyetimizle tüm dünyayı nakşedeceğimiz, kucaklayacağımız bir yoldur. Onun için üzerimizdeki mesuliyet büyüktür” şeklinde belirtti. ”Ülkemiz için yapacağımız oldukça iş var” Zor evrelerden, zor yıllardan geçildiğini aktaran Bakan Asil, “Bugün sabah bayram namazı İstanbul’da Ayasofya’da kılındı. Ağzımıza aldığımız süre, zihnimize getirdiğimiz süre bizi kelepçelemeye çalışanlara karşı bir millet, birliğinin, beraberliğinin, uyumunun, gelişmesinin karşılığını gösterdi. Sabah da Sefine bölgesindeydik. Tam 40 senedir oraya gidilemiyor. Bugün bayram namazını müftümüzün riyasetinde orada kaldık. Tanrı’a hamdüsenalar olsun. Yapacağımız oldukça iş var, ülkemiz için, coğrafyamız için, insanlık için yapacağımız oldukça iş var, atacağımız oldukça adım var. Tanrı bizi her zaman beraber bu söylediğim hususiyetler içinde bayramlara ulaşmayı nasip etsin. Duamız budur. Burada o iki kahraman, bu köyün vermiş olduğu onlarca şehitler başta olmak suretiyle bu ülkenin istiklali, bağımsızlığı, milletimizin namusu, ay yıldızlı bayrağımız için, gözünü kırpmadan şehit olanların her birine rahmet diliyoruz. Her birinin bayramını kutlama ediyoruz” diye belirtti. ”Bu nesil oldukça çekti” Şehitlere karşı sorumluluklarının bulunduğunu dile getiren Bakan Asil, ”O sorumluluğumuzu bu coğrafyanın tamamını rahatlık haline getirebilmek marifetiyle yerine getirmek durumundayız. Bu nesil oldukça çekti. Sorun, dert, kaos, darbeler, terörizm, ekonomik yoksulluklar, kardeşin kardeşe düşmüş olduğu zamanlar, her şeyi gördünüz. Sizden daha oldukça gören bir nesil yok, olmayacak da. Tanrı’ın izniyle onun için tecrübelerimizle, birikimlerimizle, çektiklerimizi gelecek nesillere çektirmemek için el birliği içinde olalım. Yeter artık, fabrikalar gelsin, hayvanlarımızın sayısı çoğalsın, tarlalarımız bereketlensin, üniversitelerimiz şenlensin. Okullarımız evlatlarımızın sesleriyle çınlasın, bu tarz şeyleri yapalım. Bunların mühim bir bölümünü yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koşmuş olduğu iradeyle Tanrı’a hamdolsun, yapılamayacakların yapılabileceğini gösterdik her zaman beraber. Geçen gün Ilısu Barajı’nın yanına gittim, görkemli bir eserdir. Şırnak’tan geliyorum, tekstil fabrikaları açılıyor. Şırnak’ın merkezinde, Cizre’de. Önceki gün Ağrı’daydım o şekilde, Şanlıurfa’daydım o şekilde, Diyarbakır’daydım Organize Endüstri Bölgeleri gelişiyor. Siirt’te de o şekilde. Biz huzurluysak Orta Doğu huzurludur, Kafkasya huzurludur. Biz güçlüysek mağdurların ve mazlumları başı diktir. Nerede durduğumuzu, nerede oturduğumuzu hangi adreste olduğumuzu bilmekteyiz. Adresimizde en küçük bir sapma yok. Bizim adresimizde tanım edilemeyen bir durum söz mevzusu değildir. Cenab-ı Tanrı bizi yaratırken adresimizi de belirlemiş, tarifimizi de belirlemiştir. Navigasyonla yol bulmaya çalışan bir uygarlık, bir millet değiliz. Bizim yolumuz başından beri belli, açık ve net. Tarifimiz, adresimiz, kimliğimiz belli. İyilik medeniyetinin çocuklarıyız. Dostluk, komşuluk, ahbaplık, yarenlik, akrabalık, büyük nedir, minik nedir biliriz. Bu tarz şeyleri bilmeyenlerin bu coğrafyaya hakimiyetini bu kahramanlarımızla birlikte engelledik” şeklinde belirtti. “Hiçbirinizin ummadığı gelimeler Türkiye’de yaşanacak” Büyük adımları her zaman beraber atmaya devam edeceklerini ifade eden Bakan Asil, şöyleki devam etti: ”Göreceksiniz, hiçbirinizin ummadığı gelişmeler Türkiye’de yaşanacak. Göreceksiniz, Türkiye oldukça kısa sürede dünyanın en mühim albeni merkezi haline gelecek. Yeter ki huzurumuzu elimizde tutalım, yeter ki bunu her zaman beraber sağlayalım, bunu her zaman beraber gerçekleştirelim. Bunun yollarını örenler şehit 2 hususi harekat polisi şeklinde evlatlardır. Tanrı onlardan razı olsun. Tanrı onlar ile birlikte cennette buluşmayı nasip etsin. Gazilerimize minnettarız, şükran duyuyoruz. Onun için bu mücadeleye yalnız kendi sınırlarımızı değil, etrafındaki coğrafyayı da huzura ve sükuna kavuşturuncaya kadar devam etmek bizim asli vazifemizdir. Birazcık ilkin M4 kara yolundaki kahramanlarımızla konuştum. Cerablus’tan Azez’e, Afrin’e, İdlib, Resulayn, Tel Abyad’a kadar rahatlık bizle gelmektedir. Bundan dolayı biz rahatlık medeniyetinin çocuklarıyız. Sorumluluğumuz fazla. Büyük bir tarih yazılıyor, her zorluğun sonunda kolaylık, her karanlığın sonunda aydınlık vardır.” Mehmetçiğe seslenerek, büyük bir azimle yola devam edileceğini vurgulayan Bakan Asil, ”Tanrı yardımcınız olsun inşallah. Bayramınızı ailelerinizle beraber kutlama ediyorum. Tanrı ağız tadıyla nice bayramlara ulaştırsın” şeklinde belirtti. Selami Deniz
0 notes