Ben aşık değilim... Ben büyük bir insan değilim... Ben çok tanınmış biri değilim... Ben sevmiş biri de değilim... Ben çok güzel biri değilim... Ben mükemmel biri değilim.. Ben şair değilim... Ben deli de değilim... Ben.. öylesine biriyim... Ben aşık olabilirdim Ben büyük bir insan olabilirdim Ben çok tanınmış biri de olabilirdim Ben sevmiş biri de olabilirdim... Her şeyden öte Ben bir insanım... Ben yeryüzünde belki hiç göremeyeceğin, veyahut Görsen bile tanımayacağın Belki de tanıyacağın... Ama öylesine biriyim... Ben kimsesizlerin kimsesiyim.. Ben dokunulmamış kalplerin Kalplerin en masumlarındayım.. Ben bir çocuk ruhluyum.. Ben karşılıksız sevenlerin kalbindeki ukdeyim... Aşık olsam neye yarar.. Çok tanınsam neye.. Sevsem... Mükemmel olsam Şair olsam... Deli olsam... Çok güzel olsam neye? Bitmiyor muydu hepsi? Bitiyor işte. O yüzden ben bir Hiçim... Sadece bir HİÇ... Ayak basmam gerekiyordu bu gezegene. Ve bastım. Belki hiç bir yere değmedan, Kimseyi kırmadan, Dökmeden, Geri gideceğim. Ama gideceğim işte... Hem... Mevlanın düzenidir bu Yaprak bile komutsuz düşer mi hiç? İnsan ki duygu hazinesi kul.. Dünyaya değmeden gider mi hiç... Bilmem.. Yaşarım ben.. Bir yerlerde, bir şekilde... Ama nerde, nasıl İşte onu ben de bilmiyorum...
bazı rblediğim postlar tam acı çeken aşık postları ama kimseye aşık değilim dostlar.. çok az kişi seven ama çok çok seven insan grubundanım. kalbimde yer etmiş insanlara olan sevgim aşkla ölümüne kapışır.
Canım şarap sonrası filozof konuşması çekti. Bilmiyorum çoğu kişide olan bir şey mi bu ama benim ve tanık olduğum bazı insanların değişik bir alkol modu var, bar filozofu modu msmkfekfke içiniz açılıyor kendinizi ve hayatı olduğu gibi görüyorsunuz. Sanki evrenin sırrı kulaklarınıza fısıldanmış gibi, bir anda kendinize fazlasıyla dürüst hale geliyorsunuz ama böyle toksik anksiyöz bir kırbaçla gelmiyor bu dürüstlük, daha çok şefkati koluna takıp geliyor. Kendinize, benliğinizin her yanına şefkatle gelen bir bakış, bazen can yanması hissiyle, bazen de tatlı bir gururla, bu hissin terapötik bir etkisi var bende. Ama alkol kendini hep böyle göstermiyor maalesef, içim karanlıkken beni halihazırda içinde bulunduğumdan daha da karanlık kuyulara atlamaya ikna ediyor.
Alkolün yer yer gelen bu tatlı etkisi bana psychedelic maddelerle yapılan terapiyi hatırlatıyor, biliyorum aynı şey değil tabii ki ama erişme şansım olsa kesinlikle denerdim, ağzımdan neler çıkar çok merak ediyorum ve etkisini görmek istiyorum.
Sizin beyaz atlı prensiniz ben değilim, aşık olabileceğiniz kişi de ben değilim. 20 yıl önce yazsaydınız belki düşünürdüm, artık 20 yaşında ve bekar değilim!
Gerçek hayatta beni tanırsanız belki de nefret edersiniz bilinmez, çünkü burda çoğu kişi iyilik meleği rolünde.!
Burayı sadece şiir paylaşıp, espri yapmak için açtım Teşekkür ederim. 😁
Selam sevgili nejat ve anonistan. Sizlerden bir yardım isteyeceğim. Uzun süreli bir ilişki içerisindeyim, sevgilim iyi iş sahibi, akıllı, başarılı, iyi ve hafiften sert mizaçlı birisi. Güzel bir ilişkimiz var. Aylar önce, başka bir işe/okula gitmeden önce öylesine random bir işe girdim. Sonuçta cebime para girerdi neden olmasın, boş kalmayı sevmiyorum. Her şey tamam. Olay buradan sonra başlıyor. İşe girdikten sonra uzun boylu, yakışıklı, akıllı ama çok da başarılı olmayan bir tip bana yürüdü; cahil değil ama ortalama tr erkeği gibi işte, yakışıklı uzun olanını düşünün sadece. Kibarca reddettim çünkü sevgilim var ve onu seviyorum. En azından aylar önce bu böyleyken, son 1 aydır bu oğlanı düşünüp duruyorum. Bu üstü kapalı açılma olayından sonra normalce ve seviyeli arkadaşlık sürdürdük çünkü aynı iş yerindeyiz sonuçta, bir yerde iletişimde olacağız. Her neyse. Son zamanlarda da aramız iyi gibiydi yani tabii ki yakın değildik ama muhabbet ediyorduk, iş yerinden diğer arkadaşlar ve onunla. Bir ara sohbet edilirken laf arasında “ben aşık olmam” dedi ve abartısız 1 dakika boyunca gözlerini bana dikmişti bunu söylerken. Çoğu zaman o kadar çok ipucu bırakıyor ki. Ben dürtüsel yaşayan bir insan değilim ama son zamanlarda dürtü kontrolümü öylesine kaybettim ki ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Oğlanla birlikte olsam çok mutlu olamayacağımı biliyorum çünkü açıkçası pek de uyumlu ikili değiliz ve red flagler mevcut. Gerçi sevgilimde de var ama neyse. Birlikte olsak büyük ihtimal mutlu olamayacağımı bildiğim birini neden aklımdan çıkaramıyorum peki? Sevgilime haksızlık ediyorum. Vicdanen zoruma gidiyor ve etik değil tabii biliyorum. Dramatik davranıyorum belki ama duvarlar üstüme geliyor sanki. Benim şimdiye dek çoktan bu işten çıkmam gerekliydi. Kendi yolum var. Peki neden çıkmadım? Çıkarsam oğlanı göremeyeceğim çünkü. Bunu da şimdi itiraf ediyorum kendime. Lütfen benim aklımı kullanamadığım şu dönemde bana aklın yolunu gösterin. Sevgiline bir şeyin kalmamış ayrıl artık mı derdiniz, yoksa sadece saçma sapan düşünüyorsun anlık bir heves için şu an gayet sağlıklı giden bir ilişki bırakılmaz mı?
merhaba anon, oncelikle redflagli olan isyerindeki cocuk veya sorunlu olan iliskin/sevginin bitmesi vs degil. redflagli olan ve iliski yapilamayacak kadin olan kisi sensin. aldatmak sadece bir sey yasamak degildir ve yaptiklarindaki motivasyon, dusunduklerin aldatmaya giriyor. karsi tarafta olsa kabul edilmeyecek bir durum, direkt nextlenmesi gereken bir durumu bizzat kendin yasiyorsun. bu konudaki yol haritani da sen cizeceksin. erdemmis etiktir gecersek kendine iliskisine ve etrafindaki insanlara saygisi olan biri bu problemi bu sekilde deallemez. benim sahsi onerim whore phase'inde oldugunu kabul ederek iliskini bitirip yeni cocukla da iliski yapmamandir. cunku ordaki figuranin(cocugun) bi onemi yok o baskasi da olabilirdi. hadi onunla iliski heyecan denedin diyelim kasina baska insanlar cikacak hayatinda ve ona da aynisini yapma dusunme ihtimalin epey yuksek. her zaman bir konuda daha iyileri vardir onemli olan senin ne istedigini bilmen ve bunu koruyabilmen. yeni cocukla iliski yapma ihtimalindeki acaba yanlis mi yaptim eski sevgilim daha basarili bir bireydi alfaydi dusuncesi de yeni sevgiline saygisizlik olacaktir ve icten ice kendini bitiren bir zavalliya donusturecektir seni. bu kafada saglikli iletisim ve iliski surdurmen mumkun gorunmuyor. henuz yasin genc whore phase de utanilacak bir sey degil belki de insanlari deneyimleyerek hayatina farkli kategorilerden bireyler alarak deneyimlemen gereken bir istegin vardir (sadece heyecan ve eglence de olabilir)iceriden. ki bu da dogal ve saglikli bir tutum kafanin karismamasi, pisman olmamak adina. ama bir iliski yapiyorsan sadik ve gozunun baska birini gormemesi durumu default gelmesi gereken bir ozellik. bu iliskinde cok mutlu olmanla karsindaki kisinin cok dogru olmasiyla da alakali bir sey degil dedigim gibi seninle ve kendine sayginla alakali tamamen. iliskiler baslar biter ama bu iliskileri bitiren sey ucuncu sahislar veya daha iyisi var midir kafa karisikligi olmamali. asla.
Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere ülkesinden ayrılacaktı. Hiç bir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona.
Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane görevlisine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi. Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:
'Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.'
Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı ardına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı.
Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı.
'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti fakat resmi göndermedi.
'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi.
Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi.
Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu.
Kadın onun gözlerine baktı ve
'Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?' diye sordu.
Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu.
Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu.
Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı,
'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek.
'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi.
geçen yıl dönemin ilk baslarıydı sana aşık olduğum zamanlar tabi farkında değilim o zaman sende yazıp duruyordun havadan sudan sohbet ediyorduk o kadar iyi gelmişti ki çünkü ben kimseyle daha sevgili olmayi bırak flörtlesmemistim bile sonra sen girdin hayatıma nasil konusacagimi bile bilemedim ama kendim oldum hep sonra ilgimi belli ettim sende karşılık verdin fazlasıyla sonra bişey oldu bir anda uzaklaştın benden kafayı yemek uzereydim sorguluyordum cok fazla düşündüm niye diye ama çözümleyemedim sonra bizi kader yine karşılaştırdı biraz süre geçince yazdın çok mutluydum geri gelmistin bir çocuğa oyuncak alındığında ki mutlulukla eşdeğerdi o anki hallerim hemen cevap verdim tabi üç ay sonra sorgusuz sualsiz yine kabul ettim seni sonra yine uzaklaştın dedimki ailesiyle sıkıntı vardır gelecek o hep geldi yine gelicek bir an bile başka ihtimal getirmedim aklıma sonra okulda dışarıya çıktım asla dışarı çıkmayan sen o kızın yaninda sırıtarak oturuyodun sonra göz göze geldik gözlerimi kaçırmadan baktim sana o an bile senin beni anlamanı beklemisim aslında hayal kırıklığı mı anlamanı o an gülen yüzün ciddilesti beş saniyeden fazla bakamadin ama gözlerime kaçırdın hemen gözlerini yutkundum ve yoluma devam etme kararı aldım okuldan içeri girmemle dolan gözlerimi farketti hocam neler olduğunu sordu biliyordu çünkü sen ve beni dediki git açıl o çocun sana hisleri var kız istiyormuş zaten dedi içimdeki umut yine filizlendi tamam dedim bu sefer yapicam gittim konuştum arkadaş kalalim gerek yok suan dedi tamam dedim caresizce bir süre daha konustu o kızla bir hafta sonra heryerden çıkarmış bana geri yazdı bende cevap verdim ben eskisinden daha soğuktum o da daha ılımlı ama hicbir zaman ilk zamanki gibi olmadın heryerde o halini aradım ama bulamadım sonra bi gün tersledin beni bir daha da yazmadım gittim baska biriyle konustum iki hafta kiskan diye sinifa biraktiriyodum kendimi çocukta sevdiğinden değil zaten karı kız pesinde koşan yavsagin teki ama kiskanmadin o cocuda çıkardım hayatımdan yine yazdın yine cevap verdim ama sonra soğuk yaptım çünkü sen ne kadar cabalaasanda bizden olmazdı artık simdiyse aynı sınıfta iki yabancıyız ama ben senin bana verdiğin değeri biliyorum çoğu kişi biliyor ama hissettirmedikten sonra ne fayda
Sevgili anonim! beyaz atlı prensin ben değilim, aşık olabileceğin kişi de ben değilim. 15 - 20 yıl önce yazsaydın belki düşünürdüm, artık 20 yaşında ve bekar değilim!
Gerçek hayatta beni tanırsan belki de nefret ederdin.
Allah'ın verdiği kutsal nefesi boşa harcama.
Burayı sadece şiir paylaşıp, espri yapmak eğlenmek için açtım. Bilgin olsun 😉
deniz, çok yorgunum. eskisi gibi aralıksız dört sigara yakamıyorum. ciğerlerim de benim gibi, yorulmuşlar. herkes kızıyor bana, içme diyorlar. ama kimseye anlatamıyorum derdimi. içim cayır cayır yanıyor diyemiyorum. sen olsaydın anlardın. omuzların düşmüş, üzgünlük mü uğradı limanına derdin. benim limanım sendin deniz. ben limanımı ateşe verdim. kendi ellerimle çaktım o kibriti. ellerim titreye titreye yaptım biliyor musun. bak bu sır işte. nasıl da kararlı duruyordum yaparken. adeta içim hiç titremiyormuş gibi. canım yandı. söyledim işte. evet benim de canım yanıyor. sen meleksin diyordun ama işte değilim. insanım ben. melek olamayacak kadar insan. canı yanabilecek kadar insan. orkidemi büyüttüm deniz. dalga geçiyordun, orkideler çok zor büyür onu büyütene kadar sen büyürsün diyordun. orkidem ve ben büyüdük. tekrar aşık olmayacak kadar büyüdük. uyumak istiyorum deniz. uykunun kolları bana dar gelmesin istiyorum. bu gece seni anıyorum. gökyüzündeki en parlak yıldıza gülümsüyorum penceremi kapatıyorum, ört üzerini.
Çok zor geliyor ama sevdiğin birinden vazgeçmek değil, deli gibi aşık olduğun birinden istemeyerek vazgeçmek. Ne kadar acı biliyor musun? O kadar çabalayıp o kadar emek verip hiçbir şey olmamış gibi çekip gitmek. Ben o kadar emindim ki son nefesim seninle olacak diye ama bak halimize, sen benden bir haber ben senden bi haber.. Böyle olmamalıydı. Böyle bitmemeliydi.. kırgın değilim, kinli hiç değilim! Sorunlar var evet, mesela sol yanım çok acıyor, mesela burnum kokuna o kadar muhtaçki sızlıyor her gece.. anlamanı beklemiyorum ama eğer bi gün inanırsan ben eski ben olmadığıma bil ki bu kalbimin kapısı bi tek sana açık..'