Gözlerimi yakıyorsun etrafa saçtığın ışıltılarla

Kalbime zararsın üzerindeki o beyaz elbisenle

Nefeslerini kesiyorsun insanların o zarif hareketlerinle

Evimdeymişim gibi hissettiriyorsun o sıcak gülüşünle

Şimdiyse kimse görmesin istiyorum seni kimse keşfetmesin bu güzelliğini benden başka

If I'm a bad person, you don't like me

I guess I'll go

Make my own way

It's a circle, a mean cycle

I can't excite you anymore

Bugün edebiyat dersinde konuştuklarımız kendimi sorgulamama neden oldu. Yine.

O kadar fazla rolüm ve büründüğüm kişilik var ki artık hangisi olduğumu bilmiyorum. Gerçekte nasılım bilmiyorum. Ve bu sinir bozucu.

Bir toplumda var olduğumuz için belirli bir kimliğimiz olabiliceğini düşünmüyorum. Hepimizin farklı görevleri ve üstlendiği rolleri var. Ve onları yaparken tam anlamıyla kendimiz olamayız. Çünkü bazı özelliklerimiz o sorumluluklarımıza uygun değildir ve bir süreliğine o özelliklerimizi törpüleriz. Ve törpülediğimiz özelliklerimizle, sorumluluklarımıza uygun yeni bir kişilik(?), yeni bir rol elde ederiz. Buna inanıyorum. Ama kendisinden taviz vermeyen insanlar da var tabi. Ve buna hep çok özenmi��imdir. Mükemmel bir özellik. Öyle olmayı başarabilseydim muhtemelen şimdi kimlik arayışında olmazdım.

Ben gerçekten kimim? Gerçekte nelerden hoşlanıyorum? Bu gibi sorularla sorguluyorum kendimi. Ve bu beni köşeye sıkıştırıyor. Çünkü cevabım yok... Beni köşe sıkıştırmaktan başka bir şeye yaramıyor bu sorular. Yoruldum ben. Bu arayıştan, umut etmekten yoruldum.

Ot gibi yaşıyorum ve bunun ne kadar acı bir şey olduğunu birçok kişi bilmez. Bir amacım yok bir kere. Yaşamak için bir amacım olmadığı gibi sebebim de yok.

Kısacası kendimi iyi hissetmiyorum. Ama gülmekten ve güldürmekten vazgeçemiyorum. Alışkanlık gibi bir nevi. Umarım o şeyler işe yarıyordur ve insanlar sayemde gerçekten gülüp eğlenebiliyorlardır.

Hepinizi seviyorum. Çok özel ve güzelsiniz. Kendinizin kıymetini bilin. Olduğunuz kişiyle gurur duyun. Vücudunuzu sevin, onunla barışık olun. Özgüveninizi ne olursa olsun toplayın ve dizginleri elinizden kaçırmayın.

"Oh, we're dancin' in my livin' room

And up come my fists

And I say I'm only playing, but

The truth is this

That I've never seen a mouth that I would kill to kiss

And I'm terrified, but I can't resist"

"No matter what happens, even when the sky is falling down, i'll promise you, that i'll never let you go"

Çok hoş duruyor,,

"Stay with me a little longer

I will wait for you

Shadows creep

And want grows stronger

Deeper than the truth"

I see you move

Moving in light

I see you dancing out of your mind

I'll be gladiator gladiator for your love...

Bu şarkıyı dinlerken kendimi 2000'lerin gençlik filmlerindeymiş gibi hissediyorum

"If I am left with a rose in my hand, let it die

It's the beauty in forgotten love

And I don't care if you don't understand why I cry"

"And i'm thinking damn if these walls could talk"

"Why people keep sayin', "What's wrong with her?"

Digging myself deeper and deeper

I see what I rejected to see in the past

(Pills, bloods, illness, abandoned)

Well, okay, better be covered

I gotta be lookin' vivid and classy"

"I know it's wrong that I want to be here in your arms

But tonight I'm so lonely

Don't say it's unholy"

아저씨 사랑해

Love, love, love... What is a good for? Nothing

Diana Spencer'ın bu ikonik kombinini hatırlatmak istiyorum. Fotoğrafın çekildiği dönemde prens Charles ile boşanmışlardı. Bu elbiseyi de boşandıktan sonra katıldığı ilk etkinlikte giymişti. Kraliyet ailesinin katı kuralları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu kıyafeti giyerek ve kırmızı oje sürerek bir etkinliğe katılması gerçekten aşırı iyiydi. (Ojesine dikkat çekmemin sebebi -yanlış hatırlamıyorsam- kraliyet ailesindeki kadınların parlak, renkli oje sürmelerinin yasak olması. Kadınlar hep temiz görünüşlü tırnaklarla dolaşır. Eğer dikkatli bakarsanız Diana'nın ilk gelini Kate'in de temiz görünüşlü tırnakları vardır.) İntikam elbisesi olarak da geçen bu elbise, Diana'yı efsane gösteriyor. Sadece çorap olmasa daha da güzel olabilirdi diye düşünüyorum. Ayrıca boyun tarafını vurgulayan kolyesini ve elbisenin arkasına yerleştirilmiş kumaşın uçuşmasına bayılıyorum. Huzur içinde uyu Galler Prensesi Diana Spencer,,