Tumgik
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
172K notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
67K notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Ön yargılı davranmak istemiyorum. Sizce şans vermeli miyim?
0 notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
Çok güzel geçen 3 saat 46 dakika. Hiç beklenmeyen tramvay. Muhtarın kullanmayıp satılığa çıkardığı vantilatör. Eve dönüş yolunda komşunun davet ettiği 16:13 çayı. Girişe kondurulan koltuk takımı. O şirin ve içinde güvercin beslenilen ev. Açık ve yarıda bırakılan çay. Öpülen eller. “Kendine iyi bak’lar. ” Bağcıkları bağlanılmaya üşenilmiş ayakkabı. Açılan araba kapısını kapatıp tercih edilen yürüyüş. Güneş. Güneş.
30 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
Her zaman zayıf erkekleri sevmiş olmam herhalde benim kaderimdir. Hiç biri benimle ilgilenmedi, beni korumadı. Bir kadının fazla girişken olması başa beladır. Erkekler bundan ancak bir süre hoşlanır, zayıfları bile. Onlar dudaklarını sarkıtmış, elleri kucağında, koltukta oturup onlara aşağıdan yukarıya hayranlıkla bakan kırılgan bir bebek ararlar. Benden sonraki eşlerini genelde bu tür insanlar arasından seçtiler. Bu sayede ben de benim hiç o pratik yetenekleri, yaşama becerileri olmayan, dünyevi sorunlardan hiç anlamayan erkeklerimin insanı hayrete boğan değişmelerine şahit olabildim. Milena’ nın Max Brod’a yazdığı mektup
2K notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
3 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
66K notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Pollyanna’ya Son Mektup
Muhabbet kuşumuz öldü  Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak  Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman  Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna  Uyuyamadığım gecelerin sabahında  Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı  Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları  Fırtına ters çevrilen şemsiyelere benzerdi  Duaya açılan avuçlarım  Avuçlarıma kar yağardı  Kimi zaman tipi...  Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.  Birkaç kış geçti Pollyanna  Ben hep mahzun kaldım.  Kocaman bir kardan adam yaptı içime bir çocuk şair  Tuhaf şarkılar mırıldanarak: Şiirime kenar süsü olsam ben  Bir kenar süsünün gülü olsam ben  Sarı deftere tuttuğum bir günlük  Aşk olsam ben...  Sonra yazları  Yaseminlerle sarmaş dolaş bir balkonum oldu  Balkon yaseminlerle sevişirdi  Rüya hülyayla sevişirdi.  Ben o beyaz ve güzel kokan çadırın altında  Geceyle sevişirdim.  Bir davet gibi otururdum balkonda  Bir beyaz örtü gibi sarardım acılarımı başıma  Ben sevgilisi çile olan bir gelindim Pollyanna  Gel derdim gel, kim olursan ol yine gel...  Çiçekli bir düğün davetiyesi gibi otururdum balkonda  Yıldızlar ürkerdi, titrerdi davetimden  Ayın etrafında beyaz bir hale dönerdi.  Bileklerimi uzatırdım çıplak, beyaz ve inca  Işıktan bir kelepçe istedim yüz görümlüğü olarak Pollyanna.  Secde eden alnımı,  Şarap içen dudağımla öpmek istedim.  Dizlerimde ve dirseklerimde nasır tutan arayışımı  Beyaz bir merhemle ovmak istedim.  Beyaz bir günahtır aramak kimi zaman Pollyanna...  İtiraf etmek gerekirse  Domates-biber biçiminde tuzluklar aldım pazardan  Kalp şeklinde kültablaları  Kalbimde söndürülmüş birkaç sigaradan kalan kül  Yetmezdi yeniden doğmaya.  Orhan Gencebay dinledim itiraf etmek gerekirse  Bedelini ödedim ama Pollyanna  İtiraf artık tedavülden kalkmış bir kağıt para.  Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna  Çimento, demir, çamur...  Duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek sıvardım.  En üst kattan düşerdim her gün  Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya  Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna  Sana ve mutluluğa yazılmış mektuplarıma  Cevap beklediğim zamanlarda.  Benim bir köyüm olmadı.  Hiçbir şehir karlı sokaklarıyla bana  Pazen gecelik giymiş bir anne gibi sarılmadı.  İstanbul’u evlat edinsem  Benimsemezdi nasıl olsa otuz yaşında bir anneyi  Yüzyıllarca yaşamış bir çocuk olarak.  Mütemmim cüz olamadım hiçbir aşka Pollyanna  Bir kitaba bir cüz olamadım.  Yukarıdan aşağı, yedi harfli battal boy bir intiharı denedim.  Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım.  Bir kediyi okşasam ellerim yumuşardı  Biri okşasam bir yumuşardı.  Bire “BİR” olamadım.  Fırfırlar olmalıydı oysa hayatımın kenarında Pollyanna  Kırmızı puanlı bir şiir olarak uyumalı, mor puanlı  uyanmalıydım.  Pişman olmamalıydı orada olmalarından yeşil farbelalarım.  Bir çingenenin çıkardığı dil olmalıydı şiirlerim.  Sana bu son mektubu,  Artık senden mektup beklemediğimi söylemek için  yazıyorum Pollyanna  son şiirini yazmaya cesaret edememiş bir şair olarak.
  Didem Madak
2 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Ben gökyüzü, o deniz.
1 note · View note
papatyakokkusu · 10 years
Text
Seni bana getirmeyen bütün yollara kırgınım.
1 note · View note
papatyakokkusu · 10 years
Text
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
#NazımHikmet
3 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Photo
Tumblr media
5 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
sen geldin,
kanadı kırılmış kuşlar uçmaya başladı yüreğimde.
2 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Bana dokunmanı hayal ediyorum. Omzuma dokunman ile birlikte hissettiğim huzuru.
0 notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Ve bilinsin ki; Kadın.. Karşısına tüm dünyayı alırken Yanında yalnızca Tek bir adam ister.. Öyle çok detaylı değil Yalnızca “kararlı” Biliniz ki; Kadının solundaki boşluğa oturursa biri Dünyadaki erkek sayısı bire düşer...
4 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Omzuna küçük bir öpücük kondurmalıydı adam. Bu şekilde kadın, aitlik hissini iliklerine kadar tadabilirdi. Aniden ve usulca arkasından yaklaşıp korkutmadan dolamalıydı ellerini beline. Aşk; kelimelerden ibaret değildi neticede.
2 notes · View notes
papatyakokkusu · 10 years
Text
Sen benim ilk şiirim İlk kavgamsın. Sen benim 17 yaşımsın...
19 notes · View notes