"Evet Onur! Aşık oldun diyelim...ne yazardın o duvara?:"
"Sadece gece görülebilecek bi yazı yazacağımı düşünüyorum,buna göre ne yazabileceğimi gayet iyi biliyorum.Ben geceyi ikiye bölerim hep,insanlar cama balkona çıktıklarında izleyecekleri iki seçenek vardır.Ya geceyi yani karanlığı izleyeceklerdir.Yada ayı yani aydınlığı izleyeceklerdir.Gece denen şey ikiye ayrılır.Biri gecedir evet.Ama diğeri aydır.Biri karanlıktır.Biri aydınlık.O yüzden madem aşık olmuşum,ben geceyi ikimize paylaştırmayı isterdim.Karanlığı sevmeyen birine aşık olabileceğimi sanmıyorum.Karanlık aydınlıktan çok daha güzel.Sırf o karanlığı sevsin diye aydınlığı almaya razı olurdum.Duvarına bir ay resmi çizerdim,sonra aklıma gelen ilk şarkı sözünü yazardım,"Ay benim...gece senin..."sonra ışıkları kapatır çıkardım.Çünkü ay ancak karanlıkta görülebilir..."
Efe bana elini uzattı.Titreyen elim onun elini tutarken ayağa kalktım.Soğuktan mı yoksa heyecandan mı titriyordum bilmiyordum.Ürkek ve küçük bedenim onun kolları arasına girdiğinde evime hoşgeldiğimi hissettim.Onun kollarının arasında olmak kendi evimin kapısının zilini çalmak gibiydi...
Merih Eylül'e "Dünya çok çirkin bi yer ama sen çok güzelsin Eylül",Onur Zeynep'e "Sen güzelsin Zeynep dokunmaya korkacağım kadar güzelsin",Ege İzmir'e "Dünyanın en güzel kızı sensin İzmir",Oğuz Bestegül'e "Bestegül yakından daha güzelsin"demiş evet biraz düştüm.
Peki herkes: Karantina Onur,3391 kilometre Ege,Enkaz altındakiler Uraz,Yere yakın yıldızlara uzak Oğuz,Sesini duyur Bora,Kar tanesi Merih seçerken benim: Karantina Burak,3391 kilometre Koray,Enkaz altındakiler Eren,Yere yakın yıldızalar uzak Keskin,Sesini duyur Alar,Kar tanesi Kerim'i seçmem hayır anlamıyorum bi tek ben mi böyleyim ya¿