Tumgik
futbolaegemen · 8 months
Text
Mikel Arteta ve Arsenal
Mikel Arteta Unai Emery’nin Arsenal’inin kötü gidişi, yerine getirilen Ljungberg’in başarılı olamamasının ardından City’e 2 milyon sterlin tazminat ödenerek Arsenal’in başına getirildi. Bir yardımcı hoca için ödenen bu tazminat Arsenal’in ona ne kadar inandığını belki de gösteriyordu.
Tumblr media
Arteta’nın bugün oynattığı oyunu izleyince teknik direktörlük geçmişini hiç bilmeyen birine “Arteta daha önce kimin yardımcı antrenörüydü?” diye sorsak herhalde çok büyük bir çoğunluk Guardiola derdi. Tıpkı ülkemizin de yakından tanıdığı Francesco Farioli’nin şu anda dünyanın en çok konuşulan teknik direktörlerden biri olan De Zerbi’nin yanında Sassuolo ve Benevento’da kaleci antrenörü olması gibi.
Tumblr media Tumblr media
Bugünün Arsenal’ine baktığında “Arteta nasıl kovulmadı da bugüne kadar sabredildi?” cümlesini duyanlar belki de şaşırabilirler ama başlangıç en azından skor anlamında hiç de iç açıcı değildi.
Tumblr media
İlk 8 maçında sadece bir galibiyet alabilmişti Arteta. UEFA Avrupa Ligi’nde de son 32 turunda Olympiakosa’a elendi Arsenal. Bu şekilde başarısızlıklarla geçen ilk sezonun tek avuntusu FA Cup kupasıydı.
Tumblr media
Belki de sistemsel olarak dünyanın en pahalı ve en çok alışkanlık, tekrar gerektiren oyununu kendi kurmadığı, onun oyununa pek uygun olmayan oyuncularla birlikte ilk sezonunda bu kupayı alması geleceğe ışık tutan bir argüman olabilir. Bu argümanı da görebilen ve ona sabreden Arsenal yönetiminin de Türkiye’deki kulüplere ilham olmasını ümit ediyorum. Aslında dünyada da Arsenal çok nadir örneklerden biri.
Tumblr media
Arteta Arsenal’deki ilk yaz transfer döneminde 84 milyon Euro harcadı ve bugünkü takımda da hala var olan Thomas Partey, Gabriel gibi oyuncuları takıma kattı. Kendi oyunu için biraz daha uygun bir takım olmaya başlasa da aslında o yılda bile bu para Premier Lig için çok da büyük bir para değildi. Bunu daha net anlayabilmemiz için birkaç örnekle açıklayabilirim. Aynı transfer döneminde City sadece bir oyuncuya 71.6 milyon Euro verdi ve toplam 173.4 milyon Euro, Chelsea sadece bir oyuncuya 80 milyon Euro verdi ve toplamda 247.2 milyon Euro harcadı. Lig sonunda tabloya baktığımızda da bu harcamaların karşılığını daha fazla aldıklarını söylebiliriz çünkü 2020/2021 sezonunu Arsenal 8. Sırada tamamladı ve Avrupa kupalarının dışında kaldı. Bu kez FA Cup’ta da ilk oynadığı tur olan 3. turda turnuvaya veda etmişti Arsenal.
Tumblr media
Bu dönemde bazı haberler ve taraftar yorumları yukarıdaki şekildeydi.
İşte ilk başlarda bahsettiğimiz sabır tam da bu dönemde başladı. Bu kötü gidişe, bütün bu tepkilere rağmen Arsenal yönetimi Arteta’nın görevine son vermedi. Bütün bunların üzerine bir sonraki yaz transfer döneminde 167.4 milyon Euro harcanmış ve sezona 3 mağlubiyetle başlanmıştı. Bu sabır bu sezonun sonunda lig tablosunda 5. sıra ve yine Fa Cup’a ilk turda veda ile sonuçlanmıştı. Bütün bunlar olurken aslında istenen oyun gelmeye başlamıştı. Sonuçlar tam olarak gelmese de Arteta’nın kendi sistemine uygun kadroyu oluşturmaya başlamış olması ve oyun olarak yükselmemin gözleniyor olması Arteta ile devam kararının en önemli etkeni olsa gerek. Zaten öncesindeki çok daha kötü dönemlerde sabır gösteren Arsenal yönetiminin bu dönemde Arteta ile yollarını ayırmayacağı çok açıktı.
Tumblr media
Bu seferki yaz transfer dönemi 191.9 milyon Euro ile Arteta döneminin en çok para harcanan transfer penceresi oldu. Bu dönemde en önemli iş Arteta’nın bu oyununu çok iyi bilen, Guardiola’nın yardımcısıyken City’de birlikte çalıştığı Jesus ve Zinchenko olsa gerek.
Arteta’nın takıma oyun anlayışını oturtmaya başlaması ve bu oyunu yıllardır bilen, daha önce birlikte çalıştığı oyuncuların da takıma katılımı bugünkü Arsenal yükselişinin başlangıcı oldu. Hepimizin City hegemonyasına son vereceğine son haftalara kadar inandığı geçtiğimiz sezon Arsenal takımı da böyle kurulmuş oldu. Arsenal geçtiğimiz sezon taraflı tarafsız herkesi oyununa hayran bırakan bir takım oldu.
Tumblr media
En büyük hayranı da eski den birlikte çalıştığı, en büyük rakibi Manchester City’nin hocası Pep Guardiola’ydı.
Bugün ise sezona ligde ilk altı maçta namağlup, Şampiyonlar Ligi’nde rahat bir galibiyet ile başlayan bir Arsenal var. Arteta’nın Arsenal’i bu başarılı günlere 3,5 yıl ve 8 transfer döneminde toplamda 688.24 milyon Euro harcayarak geldi. Bu para kulağa çok yüksel gelse de şuanda kendisinden daha başarısız konumda olan bir çok rakibinin kendisinin en az iki katı para harcadığını unutmamak gerekiyor. Arteta para ve sabır gerektiren bir oyun oynatıyor ve bu konuda belki de dünyadaki en doğru kulüple buluşmasının meyvelerini topluyor. Bakalım Arteta’nın bu Arsenal’i önümüzdeki dönemli bir Premier Lig şampiyonluğu ya da Şampiyonlar Lig’i şampiyonluğu görebilecek mi?
Tumblr media
0 notes
futbolaegemen · 8 months
Text
Rams Başakşehir - Galatasaray Maç Değerlendirmesi
Tumblr media
Galatasaray adına Çağdaş Atan’ın Başakşehir’i ile karşılaşmak için belkide en doğru zamandı. Çağdaş Atan’ın oyun aklını çok beğeniyorum ancak bu oyun hem pahalı hem de zaman isteyen bir oyun. Kısa sürede bir takıma bunu adapte etmek zor. Bu sebeple henüz oturmamış bir Başakşehir ile karşılaştı Galatasaray. Diğer milli aradan sonra daha iyi bir Başakşehir bekliyorum.
Skor olarak Galatasaray için iyi geçen maçta genel olarak özellikle ilk yarıda iyi bir oyun yoktu. İlk yarıda skor gelse de bence kötü oyun vardı. Rotasyonda ya da kadrodaki değişiklik tercihlerinde çok fazla aynı işlerde başarılı oyuncu tiplemelerini bir arada yedek kulübesine çekmeyi tercih etti Okan Buruk. Örneğin hem formsuz da olsa ayağı iyi bir Angelino hem de Kerem Aktürkoğlu aynı anda sahada olmayınca sol tarafın oyun kurulumu büyük sıkıntı yaşadı ilk yarı. Barış Alper’in iyi olduğu çok fazla yetenek olsa da bir çok konuda da vasat bile sayılmayacak kötü yönleri de var. Özellikle sol kanatta oynayan bir sağ ayaklı oyuncudan beklenecek işlevlerin belki de hiç biri yok Barış’ta. Maç da Barış’ı çağırmayan bir maçtı. Bu şekilde oynanmadı. Bu sebeple de ilk yarının Sergio ile beraber bana göre maçın en kötüsüydü. Sergio’nun artılarının ve eksilerini artık öğrenmiştik aslında. Pas kalitesi, oyun görüşü, şut tehdidi en büyük artıları . Temposuzluk, temaslı oyun, savunma katkısı da en büyük eksileri. Bu maçta Sergio’nun artılarını görememek şaşırttı. Normalde yaptığı şeyleri yapamadı. Çok fazla top kaybı yaptı. Kazımcan’ın yaşadığı erken sakatlıktan sonra sol beke Abdülkerim tercihi Okan Buruk’un bence çok doğru bir dokunuşuydu. Bütün bu sıkıntılarla geçen ilk yarı da yetenek ile skor alması da Galatasaray’ın en büyük şansıydı.
Sonrasında ikinci yarıda hoca oyunu iyi okuyarak çok doğru iki hamle yaptı bana göre. İki devre arasındaki farktan sonra özellikle Kerem Aktürkoğlu’nun bu takım için ne kadar önemli olduğunu anladığımızı düşünüyorum. Kerem oyuna girdikten sonra içe kat eden, oyun kurulumunda rol alan, ikinci forvetleşen kanat oyuncusu nasıl olur bunu izledik. Bu yaptıklarıyla da penaltıyı alıp skora katkısını da yapmış oldu. Kerem Demirbay’da Sergio’ya nazaran daha tempolu bir oyun oynadı. Ceza sahası koşuları, pas tercihleri ve kilit pas başarıları daha iyiydi. Bunlar birleşince ikinci yarı da daha iyi bir oyunla skor geldi. Galatasaray bu maçı üçüncü vitese atmadan yetenekli ayaklarıyla kazandı diyebiliriz. Maçın en iyilerinden biri belki de Türkiye ligine gelmiş en iyi savunma sağ beki olan Boey performansıydı. Temposu, çabukluğu, agresifliği, hamle becerisiyle bir kanat oyuncusunun ligimizde en son karşılaşmak isteyeceği bek olabilir.
Bu maçın en büyük artılarında biri de belki de bir pozisyon hariç kusursuz oynayan bir Davinson Sanchez’di. Bunu bir de ilk defa oynadığı maçta, yanındaki stoper maç içinde değişmişken, alışmamış, henüz uyum sağlamamış haliyle yaptı. Takıma tamamen alıştığında özellikle takımın öne çıkarak mesafeyi kısaltmasında ve geriden oyun kurulumunda çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Maçın artıları
Davinson Sanchez’in takıma çok iyi gelişi.
Abdülkerim’in sağ bek performansı.
Kerem Aktürkoğlu’nun takıma kattıklarının görülmesi
Tete’nin performansı
Maçın eksileri
Çağdaş Atan’ın oynatmak istediği oyunu henüz takıma oturtamamış olması.
Sergio ve Barış’ın kötü performansı
Muslera’nın formsuzluğu
1 note · View note
futbolaegemen · 3 years
Text
EURO 2020 Türkiye Değerlendirmesi
Adı Euro 2020 düzenlendiği yıl olarak Euro 2021 olan farklı bir turnuva bizi bekliyor. Türkiye’nin de turnuva da yer almasıyla bizim için bambaşka bir heyecan yaşatacak olan, tutacak takım aramadığımız ve belki de başlangıç da en iddialı olduğumuz turnuva olsa gerek. Katılmaya hak kazandığ��mız ilk turnuva 1950 Dünya Kupası’na maddi sebepler dolayısıyla katılmamıştık. Sonrasında ilk katıldığımız turnuva 1954 Dünya Kupası’dır.
Tumblr media
Bu turnuvaya baraj maçında veda ettik. Sonrasında uzun bir aradan sonra katıldığımız ilk turnuva Euro 1996 oldu. Bu turnuva galibiyet alamayarak hatta gol dahi atamayarak kötü bir performansla turnuvaya veda ettik.
Tumblr media
Sonrasında Euro 2000’e de katılma hakkı kazandık. Bu turnuvada ilk golümüzü, ilk galibiyetimizi aldık ve ilk defa üst tura yükseldik. İlk başarılarımızı elde ettiğimiz bu turnuvaya çeyrek finalde Portekiz’e elenerek veda ettik.
Tumblr media
Hemen sonrasında Türk futbolunun belki de en başarılı dönemlerini geçirdiği o yıllarda 2002 Dünya Kupası’na şuanda da başımızda bulunan Şenol Güneş yönetiminde katıldık. Bu turnuvada dünya üçüncüsü olarak Milli Takım tarihimizin en büyük başarısına imza attık.
Tumblr media
Bu turnuvanın ardından 2008 Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkı kazandık ve tarihe geçecek geri dönüşlerin, son dakika gollerinin yaşandığı turnuvada ‘’Türkler bitti demeden bitmez.’’ sözünü tüm dünyaya söyletmiş olduk.
Tumblr media Tumblr media
Belki her turnuvanın içerisinde sürpriz başarılar, peri masalları, farklı hikayeler yer alır ancak bizim 2008 yılında yaptıklarımız kesinlikle Avrupa Şampiyonaları tarihinde yer alacak bir hikaye oldu. Sonrasında katıldığımız Euro 2016 ise başarısız olduğumuz, kavgalar ve skandallarla gündemde olan unutmak istediğimiz bir turnuva oldu. Şimdi ise belki de birçok kişiye ve bana göre de altın jenerasyonumuzu yakaladığımız turnuvaya yani Euro 2020’ye gelelim.  İlk defa iddialı olduğumuz bir turnuvaya çıkıyoruz. Tüm dünya basınında genel olarak favori gösterilen takımların ardından sürpriz şampiyonluk adayları arasında gösterilen bir ülkeyiz. Genç ama tecrübeli bir kadromuz var.
Tumblr media
Eleme maçlarında Belçika’yla birlikte en az gol yiyen iki takımdan biri olarak geliyoruz turnuvaya.
Tumblr media
Bunun en büyük sebebi Milli Takım tarihimizin belki de en iyi stoper hattına sahip olmamızla birlikte Şenol Güneş yönetiminde topun arkasına geçildiğinde yapılan harika takım savunmasıdır. Birkaç yıl önce stoper bulamadığımız için Mehmet Topal’ı stoper oynattığımız kadrodan Liverpool’da fazlasıyla süre alan stoperimizin yedek kaldığı bir kadroya dönüştük. Kaleci havuzumuzun gerçekten üst düzey olduğu da bir gerçek. Turnuvada büyük ihtimalle as kalecimiz olması beklenen Uğurcan Çakır kendi yaş grubunun en potansiyelli kalecilerinden biri olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte savunmanın önünde oynaması beklenen Okay Yokuşlu İngiltere’ye transfer olduğundan beri temposunu ve oyun alanını çok yükselten bir isim. İspanya’daki zamanında daha temposuz ve kısa bir alanda oynayan Okay şuanda stoperlerin arasına da giren, savunmadan top çıkartırken önündeki oyuncularla pas bağlantısı da olan bir isim. Alternatifi olan Taylan ise bu sezonla birlikte futbola 8-10 numara başlamasının verdiği etkiyle pas kalitesi çok yüksek bir 6 numaraya dönüştü. Sağ bek mevkiimizin as oyuncusu olan Zeki Çelik Lille’in Fransa şampiyonluğunda kilit isimlerdin biri oldu.
Tumblr media
Hücumda toplu koşuları ve skor katkısı yüksek bir bek. Bununla birlikte hücumu kadar etkili olmasa da yeterli ve dengeli bir savunma performansına da sahip. Topsuz koşular belki de tek eksiği olarak görülebilir. Genel olarak kadromuza da baktığımızda Hakan, form durumu düşünüldüğünde Cengiz yerine ilk 11’de olması beklenen Yusuf topsuz koşudan çok topla oynamayı seven oyuncular. 35 yaşından sonra dönüştüğü komple 9 numara performansıyla daha az savunma arkasına koşu yapan ancak takım oyununa katkısı çok daha fazla olan bir Burak Yılmaz’ı da düşündüğümüzde takımızın en büyük eksiği bu topsuz koşu yapacak oyuncu sayısının eksikliği gibi gözüküyor. Mevcut 11’imize baktığımızda bu işi en çok başarılı ve çok yapacak isim Ozan Tufan gibi gözüküyor. En büyük artısı yaptığı topsuz koşularla skor katkısı bulunan bir 8 numara oluşu. Bunları çok iyi yapan bir isim ancak kendisinin en büyük eksiği temposu yeterli olan ancak tercihi konusunda hatalar yaşadığı geri dönüşleri. Rakibi takip etmek ya da döndüğünde doğru oyuncuyu savunmak konusunda eksikleri olan bir isim. Bu konuda da belki de ilk 11’de olmasına genel olarak en çok şaşırılan isim olan Kenan Karaman’ın varlığı en büyük artı. Hücumda savunmayı başlatan ilk isim olması, savunmaya dönüşlerdeki temposu ve zekası Şenol Güneş’in ilk 11 tercihi olmasını sağlıyor. İlk 11 düşünüldüğünde en soru işaretli bölgemiz sol bek gibi duruyor. Şenol Güneş de bu mevkide birçok deneme de yaptı. Rıdvan Yılmaz pozisyonunun en potansiyelli Türk ismi olsa da şuanda yeterli tecrübe ve düzeyde değil. Genel olarak baktığımızda turnuvadaki kulüp takımı hissi veren nadir takımlardan biriyiz. Grupta üçüncü değil ikinci olmak da sonrasındaki eşleşmelerde yolumuzu belirlemek için çok önemli gözüküyor. A grubunun ikincisi b grubunun ikincisiyle eşleşiyor ancak üçüncüsü ölüm grubu olarak nitelendirilen f grubuyla eşleştiği için ikincilik kritik gözüküyor. https://gaming.uefa.com/en/uefaeuro2020tournamentpredictor/main sitesinin simülasyonunu da sizinle paylaşıyorum.
Tumblr media
Turnuva yolunda beklentim orada da olduğu gibi yarı final. Umarım sonu şampiyonluk olur!
1 note · View note