Tumgik
fiftycolorsoforange · 3 years
Text
Bil Bakalım Sen Kimsin? KOKOLOJİ Kendini Keşfetme Oyunu..
.
Eğlenceli psikolojik testlere, oyunlara düşkün olanlar kadar bir o kadar da sevmeyen olduğunu biliyorum. Sevenler için tavsiyem mutlaka kitapsever olarak raflarda gözünüze ilişmiştir bu kitap fakat edinmediyseniz gönül rahatlığıyla edinebilirsiniz.
.
.
Kısa durum, olay anlatılarına ve bu anlatılar üzerinden sorulan sorulara verdiğiniz yanıtların, çağrışımlarınızın psikolojik açıdan değerlendirilmesine dayanan eğlenceli bir kitap. Kitabın iki yazarı var biri Japon Prof Saito, ki Saito uzmanlığı psikoloji olan bir biliminsanı, diğeri ise kitabı eğlenceli hale getiren Nagao. İşin bilimsel kısmı hakkında birşey diyemeyeceğim bana batı literatüründeki Beier Cümle tamamlama testini çağrıştırdı mesela. Fakat onda çağrışım var sadece, fakat bu kitap sizi değerlendiriyor aynı zamanda. Çağrışım her türlü iyidir, hem sağaltım sağlar hem de zenginleştirir yaratıcı kılar bizi. O sebeple hem eğlenceli hem de faydalı.
.
Bu kitabı yıllar önce almıştım. Arada rastgele bir sayfa açıp Kokoloji Oyunu 'nu kendi kendime oynuyorum. Aradan zaman geçtikten sonra tekrar tekrar elinize alıp gözden geçirebilirsiniz, hatta sorulara verdiğiniz yanıtların ruh halinize göre ve zaman içinde değiştiğini görebilirsiniz.
.
Kokoloji kitabı çok sevildigi için yeni oyunlarla devam etti, Kokoloji 2 ve 3 ü de yayınlandı ama ne yazık ki henüz bu kitapları edinmedim.
.
Son olarak bu kitaptaki oyunları yalnız oynamaktan ziyade grup halinde oynamanın daha zevkli olduğu ve insanları birbirine yaklaştırdığı, bu sebeple kitabın beraberce okunması tavsiyesi yazarlarımıza ait...
.
.______________________________________________
#turuncuakşamüstleri #tavsiyekitap #çoksatanlar #ençokokunanlar #kitap #yorum #kitapönerisi #okuyorum #neokudum #kitapalıntısı #okudumbitti #karantinaokumaları #HayateveSığar #coronaokumaları #coronagünlükleri #bookstagram #turuncu_kitap_ #kokoloji #isamusaito #ısamusaito #tadahikonagao #yazarperest
Tumblr media
8 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 3 years
Text
Tumblr media
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı Alamut. Öncelikle, kitabın, tarih okumayı pek sevmeyenlerin bile kolayca okuyabileceği bir dili oldugunu belirtmeliyim.
2 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Babam anlatıyor, dedesi Manastır'da sancakta mutasarrıf; dayısı 1900 doğumlu Abd'de Balkan Türkleri Derneği kurmuş, Türkler için dev bir kütüphane oluşturmuş bir insan. 53 yılını orada geçirdikten sonra ölümüne yakın Türkiye'ye dönmüş. Babamın diğer dayısı ve babası(dedem) abd de 15 yıl çalışmış, o dönem o modaymış Balkanlar çalkalanırken...Manastır'dan Selanik'e ordan Turkiye'nin çeşitli yerlerine göç eden bir aile.. hikaye uzun..
0 notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
24 Haziran 2020 akşam 22:10
Bu tarihten nefret ettim demesem herşey Allahtan desem de ettim yani.
Inşallah güzel günler olacak...
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Bu dev ıhlamur ağaçları insanı sarhoş eden mis gibi bir koku yayıyor etrafa.. evin içi hep mis kokuyor.. bir şişeye dolduruluverse ya...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
Başlangıçta diyecektim ki üstat Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan bu yana cinli, perili efsunlu hikayeler; son dönemde gülünçlü kitaplar içerisinde bolca yer alıyor. Ama baktım ki kitap mizahla başlar gibi oldu, trajediler, dramlar anlatıldıktan sonra nihayetinde cinayet romanına döndü. Ruh ve akıl hastaları n'olur mizah(ımsı) kitaplara malzeme olmasın, bir yandan toplumsal sorunları da vurguluyorum bahanesiyle. Çünkü bu hastalar çok acı çekiyor, onkoloji hastası nasıl mizah konusu edilmiyorsa, psikiyatri hastalarına da aynı özen gösterilmeli.. evet bu tip kitaplar çok okunuyor, eğlendiriyor vs ama sonra bir an uyanıp ben ne yapıyorum diyorsunuz..sanırım bu ara içinde "deliler" olan bu tür kitaplardan uzak durmalıyım..
Yalnız kitabın kapak tasarımını sevdim, konuyla alakalı (apartmanın ilk sahibine gönderme yapmış) ve orijinal olmuş..
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
Yazarlar, kitaplarıyla açar kendilerini okuruna. Bir yazarın tüm kitaplarını okuduysanız, o yazar artık aileden biri, bir yakınınız gibidir.
Gülseren hocanın, okuru olarak, Ankaradaki kırmızı dekorlu, mona lisa tablolu, içinde her zaman bir vazo taze çiçek bulunan odasının bir müdavimi gibi hissediyorum kendimi. Yardımcısı anaç, enerjik Tuna' yı tanıyor gibiyim. Her ikisini de yolda görsem boyunlarına sarılacak gibiyim. Bu samimiyeti, sıcaklığı okuruna veren, hissettiren tabii ki Gülseren hoca.
Eğer gündelik insani konu ve olaylardan usandıysanız, kurgu edebiyat sevenlerdenseniz, Gülseren hocanın tamamen gerçek yaşam öykülerini kaleme aldığı kitaplarını öneremem. Ancak bu kitapları okumanın asla zaman kaybı olmadığı gibi sağlayacağınız kazanımlar da cabası olacaktır.
Bu kitabında da, diğer kitaplarında olduğu gibi ana konu ve karakterlerin dışında bir de araya sıkıştırdığı kendisine gelen başka danışanların küçük öyküleriyle geçişler sağlıyor. Olay örgüsünü bu şekilde oluşturuyor. Tv dizisine yansıyan Camdaki Kız'da geçen bir yan öykü aslında. Üslubu kendine has, rastgele herhangi bir pasajı okuttuğunuzda ona ait olup olmadığını söyleyebilir okuyan.
Camdaki Kız'da aşk, ayrılık,aldatılma psikolojisini işliyor Gülseren hoca. Hayatın içinden, bilindik öyküler. Niçin benzer öykülerin tekrar tekrar yaşandığının yanıtıysa hocamızda. Kendi vicdanının insana yaşattığı cezalar; çocukluğundan beri kendini tekrarlayan kader motifinin de bir sonucu.
Kitaplarında, Gülseren hocanın, başkalarının bunca acı ve felaketlerinden bahsederken satır aralarında kendi mutlu çocukluğu, zarif anne babası; uyumlu, paylaşımcı kardeşleri; yakışıklı akıllı,ona çok aşık eşi ve yine güzel, akıllı başarılı çocuklarından bahsetmesi birçok kişi gibi beni de biraz yadırgatmıştı. Sonradan onu çok iyi anladım ve hakkını teslim ettim. Mesleği gereği, o kadar çok, ahlak ve akıldışı ilişki, kişi ve olayla karşılaşmış ki güzel yaşantıları takdir etme gereği duyuyor. Dile kolay bunca kötü yaşam (ensest, ahlakdışı çapraşık ilişkiler, ve sözde bunun adına ölme öldürme) sadece bizim coğrafyamızda değil tüm dünya toplumlarında sanılandan daha yaygın.
Bol keyifli okumalar..
2 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
Kitabı okuyalı aylar oldu. O yüzden ayrıntıyı hiç hatırlamıyorum. Halihazırda kitabı okumuşken yazsaydım iyi olurdu ama bugüne kısmetmiş. Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum ilk kitabı 'Kral Kaybederse'.. Zaten bu kitabın akıcılığı, bana yazarın diğer tüm kitaplarını okuttu. Klasikleşmiş edebi eserlere baktığınızda, edebiyatçıların çok iyi psikolojik analizler yaptığına tanık olursunuz. Bu kitabın yazarı bir psikiyatrist. Belki bir edebiyatçı değil ama anlatısına serptiği psikolojik analizler kitabını çekici kılmış. Kitaptaki baş karakterler: Adam, karısı, adamın metresi (kibarca sevgilisi). Bilindik hikaye. Aslında dışarıdan bakıldığında çapraşık, hatta bazen manasız mantıksız görünen ilişki türleri, insan davranışları; kişinin çocukluğundan gelen bağlanma stilleriyle ilgilidir. Güvensiz bağlanma, kaçınmacı ve kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler sağlıklı ilişkiler kurmakta oldukça zorlanırlar. Bunun dışında düşük özsaygı da kişiyi yanlış partnerlere yönlendirebiliyor. Gülseren Budayıcıoğlu'nun sık sık bahsettiği 'kader motifi' dediği şey, şema terapide geçen, olumsuz şema'lardan aslında. Sözgelimi bir kişinin şikayet ettiği, hep aynı tip insanları sürekli yaşamına çekmesi gibi. Kitabın insanlarca sevilme sebebi aslında toplumda sıkça rastlanan olayların, ilişkilerin güzel özetlenmesi. Senaryoya çok uygun bir metin. Detayları unutma sebebiniz de tam da bu bir insanın içinde aslında tüm insanlığı bulabilme meselesi.
2 notes · View notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Tumblr media
BALONCUK
🎈Pelin, her zaman çok başarılı olan bir çocuktur. Bir gün sınıfa yeni bir öğrenci gelir ve Pelin kendisini geri plana itilmiş gibi hisseder.
🎈O gece rüyasında bir kuyruklu yıldızın üstünden düştüğünü görür.🌠🌛
🎈Sabah uyandığındaysa, kendisini kocaman bir baloncuğun içinde bulur.
🎈Bakalım, sınıfa yeni gelen arkadaşı Arda, Pelin'e baloncuktan çıkması için yardım edebilecek mi...
👨‍👩‍👧‍👦 Bazen biz yetişkinlerin hiç tahmin edemediği bazı durum ve olaylar, hatta bize göre masum görünen basit bir sözcük bile çocuğun dünyasında sarsıcı olabilir.
👨‍👩‍👧‍👦 Sevindirici olan şu ki, çocukların baş etme becerileri son derece güçlüdür.
👨‍👩‍👧‍👦 Son dönemde çok fazla çocuk kitabı yazılıyor. Çocuk kitabı satın alırken yazarın psikolog olmasına özellikle dikkat etmek gerektiğini düşünenlerdenim..
👨‍👩‍👧‍👦 Bu kitabı gönül rahatlığıyla alabilirsiniz. Okul öncesi ve ilkokul için uygun bir kitap.
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
🍃🌹Sema Kaygusuz; Otuzsekiz yılında, Dersim'de yaşananlardan sonra, Samsun'a göç etmiş bir ailede, babaannenin toruna anlattıkları ve torunun yıllar sonra Dersim'i ziyaret edişinde yaşadığı duygularla; kadim Anadolu halklarından söylence, efsane ve mitleri adeta birbiriyle kavuşturmuş. Anadolunun zengin kültürünü, eşsiz doğasını büyüleyici bir şekilde adeta şiir gibi dile dökmüş..
🍃🌹Oldukça soyut bir dilin kullanıldığı eser; derin, katmanlı ve imgelerle yüklü. En çok kullanılan imgeler: zaman, kadın, Hızır, incir, ölüm...
🍃🌹Kitabın ismi bile oldukça farklı: "Yüzünde Bir Yer" Babaanneden toruna bir sesleniş:Gözüm... Alnında bir yere 3.bir göz gibi..Gerçekleri görüp, algılayıp, onunla derinleştirmek...
🍃🌹Otuzsekiz Dersim Olayları demişken, kitapta siyasi anlatılar olduğu anlaşılmasın. Bu olayın yansımaları, insani yönüyle ele alınmış ve yazar, edebî kimliğinin önüne siyasi bir kimliği geçirmemiş.
🍃🌹Diğer eserlerini okuyanlar Sema Kaygusuz'un; edebî metinlerinin içerisine cinsiyetçilik, türcülük, sınıf ayrımı, ırkçılık gibi hassasiyet gerektiren konuları, mesaj verme kaygısı gütmeden mesaj verme deyimiyle söylersek, ince ince metne dokuduğunu ve bunu yaparken edebi yapıyı bozmadan ustalıkla işlediğini bilirler. Diliyorum ki yazar bu çok ince ayarı hiçbir zaman kaçırmaz ve güçlü edebiyatçı kimliğiyle anılır.
🍃🌹 Son olarak diyeceğim şu ki edebiyatımızda güçlü kadın yazarların oluşu ve hafife alınmayacak sayıda olmaları beni çok gururlandırıyor..
Tumblr media
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Kutsanmış anneliğimiz, çocuğumuza olan sonsuz sevgimize rağmen, nasıl oluyor da cansız, mutsuz, apatik, depresif yetişkinlere dönü��üyor çocuklarımız??
Çocuklukta ihtiyaçları karşılanmamış kız ve erkek çocukların ileride nasıl dış dünyaya bağımlı, özerkleşememiş kadın ve erkeklere dönüştüğünü anlatıyor Arno Gruen. Bir de topluma baktığımızda ezilenlerin, başkalarını ezebilmek için, niçin kendilerini ezenlerin tarafına geçtiğini anlatıyor..
Iktidarlar; ideolojilerini bizde icsellestirdikce, kendimize yabancilasarak, kendimize ve başkalarına yaptıklarımızın farkına varamayız. En uyumlular aslında kendi duygularına en uzak olanlardir. Ailemiz içinde ve büyük ailemiz olan toplum içerisinde hükmeden hükmedilen, ezen ezilen oldukça gerçek sevgiden bahsedemeyiz. Arno Gruen, kendimizi anlama çabamıza bambaşka bir ışık tutuyor. Üstelik bir solukta okunan yalın diliyle...
Tumblr media
0 notes
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
BİR DELILER EVININ YALAN YANLIŞ KISA TARIHI- AYFER TUNÇ
 😱Deliler" çoğu kere tiyatro eserlerine ve edebi eserlere konu olmuştur. Çünkü, "deliler"in olduğu yerde gülünçlü olaylar olur. Bir de yazarın da deyimiyle kim akıllı kim deli belli olmayan şu dünyada; günlük yaşamda etrafımızda, isyerimizde, evimizin içerisinde hatta aynaya baktığımızda karşımızda birçok tatlı deli görürüz.
😱Yazarımız, bir Ruh Sağlığı Hastanesi nin hizmetlisinden başhekimine kadar tüm personelinin tatlı deliliklerini eğlenceli bir dille anlatıyor.
😱Kitap, başlangıçta, iç-içe geçmiş kişi tasvirleriyle biraz ağır ilerliyor. Insanlar zinciriyle karşılaşıyorsunuz adeta. Hemen hemen birbiriyle rastlaşan her insanın hayatına değinmiş yazar.
 😱Başlangıçta sıradan insanların hayatlarında özellikle eşlerinin vurduğu hançerlerden hafifçe eseneklenenler anlatılmış. Ama kitapta ilahi adalet de söz konusu, eden bir şekilde buluyor. 
😱Bazen anlatılan kişinin atalarından da bahsedilerek 100 yıl kadar gerilere sıçranmış, tarihi bir mizansenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Hikaye içinde hikaye, kitap içinde kitap okuyorsunuz. Fakat kişiler ve olayların ayrıntısına girmeden adeta daldan dala atlayarak okuyup geçiyorsunuz. Kitabın yazımında bir hız var. Öyle baş karakterler falan da yok. Kişileri yüzeysel yalayıp geçiyor detay derin analizler yapmıyor. Dile kolay 500 sayfaya 248 roman karakteri sığdıran yazar, zaten yoğun tasvirler yapamazdı. Bu kadar kişiyi nasıl saydın diyecek olursanız, arkada bir dizin hazırlamış yazarımız. Ilk ikiyüz sayfa biraz ağır aksa da, kitap sonrasında çok neşeleniyor.
😱 Keyifli, eğlenceli bir kitap. 
Tumblr media
1 note · View note
fiftycolorsoforange · 4 years
Text
Bugün imkanımız yok yaşlılar ölsün dersin, yarın onlar biter, engelliler, falan irktan olanlar, kadın ve çocuğa sıra gelir...
1 note · View note