Tumgik
11-17-19-17-2 · 10 months
Text
"Sizin hakikatleriniz yürekten doğmuyor, dudaktan doğuyor. Cılız ve Ölü oluşlarının sebebi bu."
Epiktetos, Düşünceler ve Sohbetler
3 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 10 months
Text
Tek yıldız kalmayacak gecede.
Gece kalmayacak.
Ben ölürken dayanamaz evren de
Tüm varlığıyla ölecek benimle,
Sileceğim piramitleri, madalyaları,
Kıtaları ve yüzleri.
Sileceğim geçmişin birikimini.
Toz edeceğim tarihi, tozu toz.
Son gün batımını seyrediyorum şimdi.
Son kuşu dinliyorum,
Kimseye hiçbir şey birakmıyorum
J. L. Borges
0 notes
11-17-19-17-2 · 10 months
Text
Tumblr media
718 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 10 months
Text
bizi üzeni oturup bi de teselli ettik amk
1K notes · View notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
" Yüzün bu âlemmiş de sanki
Davud sana gelmiş, musa sana, isa sana
Salmışsın kendini bir hamağa yatar gibi maviye de
Gökyüzü sanki senden esinlenmiş
Zebur senden, tevrat senden, incil senden
Binlerce renge doğru koşmuş yüzün
Bilinmez renklere, çizilmez renklere "
Irmak Eriş
6 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
İster ölüm olsun ister ayrılık İnsan unutur mu var olduğu bedeni Dünya sözüm, can evim Bir gün ağzından uzak gülerse ağzım Tanrı gökyüzüyle boğsun beni
-Şükrü Erbaş
8 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
"Biliyorum.
Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı
Biliyorum birisini sevmeye kalkışmak,
önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin.
Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta
başlangıçta bir uçurumun üzerinden
sıçramanın gerektiği bir an vardır.
Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan.
Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı
yapamayacağımı biliyorum? "
Jean Paul Sartre
0 notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
"Her șey gider, izi kalır.
Insan gelir gider, izi kalır.
Mal da gelir gider, sözü kalır.
Öyle ya da böyle her bir varlığın yokluk izi kalır.."
Sabahattin Cevheri
0 notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
"İnsan ağaca benzer.ne kadar yükseğe ve
aydınlığa çıkmak isterse,o kadar kök salar
yere, aşağılara ,karanlığa, derinlere
kötülüğe "
Friedrich Nietzche
0 notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
Nilgun marmara belki de, alternatif bir intihar mektubunu okutuyor bize.
Bir șeyden kaçıyorum bir şeyden,
kendimi bulamıyorum dönüp gelip
kendime yerleşemiyorum, kendime bir
yer edinemiyorum, kendime bir yer..
Kafatasımın içini, bir küçük huzur
adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im
kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır
içinden!
Paniğini kukla yapmış hasta bir
çocuğum ben. Oyuncağı panik olan
sayrı yalnızlık kendi kendine nasıl da
eğlenir.
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir
oyuna davet ediyor. Hep böyle mi bu?
Azımsanmayacak kadar ölmüşüm!
Azımsanamayacak denli ölüyüm!
Geliyorlar, bu evde doğan yeni bir
ölümü görmeye, koşarak düşe kalka
yuvarlanarak, sürünerek. Nasıl olursa
olsun;, görmek için bu eski dostlarının
yeni cesetlerini ve göstermek için kendi
dirimlerinin kıvilcımlarınt?
Geliyorlar!
Uyuyan arzunun, düşün, imgelemenin
belleğin leş kokularını duymaya
geliyorlar. Ölüm sessizliği, toz ve
küf kokan evden ayrıldıktan sonra
seviniyorlar canlıyız diye.
Ben bir tehdidim onlar için çünkü bir
varlığım, cinssiz bir bebek, rolünü
bulamamış, iyi ezberleyememiş bir
hayvan, her yöne savrulabilir, dağılabilir
bir atom
Neden büyüdünüz, genleştiniz,
yayıldınız, gövdelerinizle, aletlerinizle,
anlarınızla, aşklarınızla
ağlatılarınızla, güldürülerinizle
yüceliklerle, bayağılıklarla.Yitecek,
yitecek kumların dibinde. Bütün
yazılanlar, yaşananlar deli gözüyle
bakan ölü bir balık olacak, ölü bir
denizin sayılabilir, sayılamaz kumları
içinde. Bir sevi/ölüm denizinin, yaşama
yanılsaması dibinde!
Çıkış yolu mu? Arka pencere hangi
gezegene açılır?
Baktığı yer yakın bir beyaz duvar.
Hayatın neresinden dönülse kardır.
Dönmek istiyorum
Ama sonrası da beni çok ürkütüyor;
binlerce binlerce düşüm, dileğim,
gerçekleştirmek istediğim şey var
Dünyaya getirdim ben ölümů,
kendimle. Kendimi istediğim kadar çok
istedim ölümü.
0 notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
Hakan Günday romanlarından
herhangi bir karakter, intihar etmeden önce bir mektup bırakmış olsa, bu mektup nasıl olurdu?
Kitaplardan cümleleri deyim yerindeyse, cımbızla aldığımda ortaya şöyle bir mektup çıktı;Biliyor musun, bir gün, bir dostum bana:
'Bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun.' demişti. Başta yadırgamış, ama sonradan ona hak vermiştim.
Yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu
düşünüyorum. Yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. İyi hayat nasıl geçirilir,çok iyi biliyorum.
Ama ilgimi çekmiyor.
Yani yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor.
Duramayacak kadar yorgun, ama ölemeyecek kadar hayattayım.
Neden böyleyim? Ve neye dönüşeceğim?
Sürekli, kendime bundan sonra ne yapacağımı soruyorum. Hep aynı soruyu. Yüz kez. Bin kez.
Kendimi defalarca buluyor, defalarca
kaybediyorum.
Aynaya bakıp kendimi tanıyamamak, kendi anılarımı sanki başkası yaşamış gibi anlatmak,hiçbir şeyde kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak o kadar korkunç ki. Ve bir şey fark ettim. Hiç kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağımı keşfettim. Çünkü benim için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. Varlığıma nedensizlikten dolayı delirdim ben. Hiçbir varolma nedenini kendime yakıştıramadığımdan.
Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda
yaşamıyordum.
Sorarlarsa 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye,
rahatça verebilirim yanıtını:
Yalnız kaldım. Kalabildim. Altı milyar insanın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçebildim aralarından.
Önemli olan hep hangi açıdan baktığındır derler.
Buna inanmıyorum. Asıl önemli olan, hangi mesafeden baktığın. Ben, her şeye mikroskopla bakıyorum ve hepsi korkunç görünüyor.
Hepsi bu kadar mı? Ayrıca başka şeyler de
düşünüyorum.
Mesela;
Acaba hep beş yaşında kalacak olan bir çocuk, yeryüzünde otuz yıl geçirince yetişkin bir insan gibi düşünmeye başlar mıydı?
Ya da;
Kabil, Habil'i öldürmemiş olsa, bugün dünya nasıl olurdu?
Ya da;
İsa, Son akşam yemeğini yememiş olsa?
Son akşam yemeği, son. İsa hayatının son
yemeğini o sofrada yediği için değil.
O sofrada ana yemek İsa olduğu için son.
3 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 1 year
Text
Kendimle savaştayım.
Kazanırsam kaybedicem.
193 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 2 years
Text
seni senin bile haberin olmayan şeylerden seviyorum sen boşuna saçlarını düzeltiyorsun
98 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 2 years
Text
Tumblr media
43 notes · View notes
11-17-19-17-2 · 3 years
Text
Hic bi seyin komik gelmedigi, aynada kendime bakamadigim, hic bi isimi yetistiremedigim, surekli bana laf sokuluyomus gibi hissettigim, kimsenin benden hoslanmadigini dusundugum, sadece calistigim, kilo aldigim ve sosyallesemedigim bok gibi bi donemdeyim
3K notes · View notes
11-17-19-17-2 · 3 years
Text
Virginia Woolf’un kocasına yazdığı intihar mektubu
en sevdiğim, yine delirecekmişim; bu korkunç günleri anlayamayacaksınız gibi hissediyorum. ve sanki giden zamanı geri çeviremeyeceğim. sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum. bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum. bana verebileceğin en büyük mutluluğu verdin. kimsenin yapamayacağı şeyleri yaptın. iki insanın birlikte daha mutlu olabileceğini sanmıyorum. ben artık yaşayamayacağım. biliyorum, senin hayatını mahvediyorum, bensiz daha mutlu olacaksın. görüyorsun bu mektubu bile doğru düzgün yazamıyorum. okuyamıyorum. hayatımdaki bütün mutluluğu sana borçlu olduğumu söylemek isterim. bana karşı inanılmaz sabırlısın ve iyisin. Şunu söylemek istiyorum -aslında bunu herkes biliyor- eğer biri beni bu durumdan kurtarabilecek olsa bu sen olurdun. her şey beni terk edip gitti ama senin iyiliğin hep benimle kaldı. artık senin hayatını mahvetmeyeceğim. kimse, seninle mutlu olduğumuz kadar mutlu olamazdı.
18K notes · View notes
11-17-19-17-2 · 3 years
Text
“teninde bir darağacı, durmadan sana idam ediliyorum.”
984 notes · View notes