Tumgik
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Geçen sene tam bugün senin son doğum günündü. Ama ben kutlamadım. Hepsi bu kadar. Iyi ki doğdun baba. Sen doğmasaydın hiçbirimiz olmayacaktık. Hâlâ birileri yaşarken telafi etme şansı var ama yakınları ölen kimseler için çaresizlik dışında bir şey yok.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Sevgisiz günlük,
Farkındayım ağlamak onu geri getirmeyecek. Her şey bir anda sona erdi ve bu dünyaya dönemeyecek. Peki ben onu tekrar görebilecek miyim? Din görebilirsin diyor. Bilim ise bu konuda fikirsiz. Işin sonunda göremez isem. Her şey bitmiş demektir şu anda. Her anımı dolu dolu yaşamalıyım, herkese son günüymüş gibi iyi davranmalıyım. Bir daha gelmeyebilirler.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Evet öyle.
Fazlasıyla gerçekçi bir insan olmak çok zor. Duygulara hapsolmak ne kadar zorsa gerçeğin pençesinde kalmak da o kadar kötü. Üzgün olduğum bir konu varsa beynim bunu kabul etmiyor hayır gerçek değil, hayır doğrusu bu, hayır yanılıyorsun,üzgün falan değilsin, geçeceğini biliyoruz kandırma kendini tüketirsin sadece. Böyle mantıklı olmak güzel olsa da. Insan acısının farkında olmuyor ve duygusuz olmaya doğru evriliyor gibiyim. En ufak acı da çeksem en ağır acı da çeksem sorun yok diyip umursamayan hele hele ileri gidip de en canımı yakan olayda bile karşı tarafa empati besliyorum ya. Bak işte bu bir sorun. Bu sorunum çözülse olacak gibi. Neyse işte bende karma karışık biriyim çözülmesi halinde içi çürük boş ceviz kabuğu gibi kenara atılacağıma kesin gözüyle bakıyorum. Hayır acıtasyon değil. Gerçek anlamda derinde çürük bir benlik dışında anlamlı bir şey bulunamaz.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Efkar yapmak için açmadım burayı. Zaten dilimin hep acı olması mümkün değil.
Düşüncemden bahsedeceğim biraz
Son zamanlarda hep düşünüyorum. Hep en zengin olmak istedim. Elde ne var? Hiçbir şey. En zengin olmak istemek ve tembel olmak arasında pek fark yok. Hayat amacı yok ikisinin de. Düşünüyorum, her istediğime kolayca erişebilmek başta güzel olsa da bunun bir anlamı olmadığı aklıma geliyor. Bir madalyayı kazanmak için harcadığın emek onu satın almaktan nasıl daha değerliyse. Maddi şeylerin de maneviyatı yoksa değeri olmadığını görüyorsun. Ve şu an ne fakirim ne de orta halliyim ortada bir şeyim. Yemek yemediğim çok zaman oluyor ama eninde sonunda bir şekilde ulaşıyorum, ulaşmam ne kadar zor olsa da. Yapmak istediğim etkinlik çok var fakat yapmak için yatırımım yok farkındayım. Farkında değilken insan çok umut eder. Farkındalık geç gelirse insan da çöker. Çok deneyimledim bunu. Ve şimdi en zengin olmanın hayallerimi gerçekleştirmeyeceği kanaatine vardım. Acun Ilıcalı'nın da dediği gibi çok zengin olmak iyi bir şey değil. Ya orta ya da zengin sınıf olmalısın bu hayatta. Bunun ne altı ne üstü ikisi de sana tembellik ve başarısızlık getirir. Bir insan umut eder de hayal eder, öyle motive olup yaşar ama hayat ona uğraşma derse insanın doğası gereği olan bir özelliği kalmaz. Eğer tek derdi maddiyat olsa bile eninde sonunda yaşayacaktır bunu. Maddiyatı çok abartmaya gerek yok. Sağlam bir evin, yemeğin, ısınmak ve serinlemek için bir kliman, araban, işin, bankada ne olur ne olmaz avukatlık olursun veya ihtiyaç parası (200-500bin) ve arkadaş, ilişki gibi şeyler gerçekten yeterli. Bu paraya yavaş yavaş yatırım yaparsın. Ama sırf daha iyisi, en iyisi için çalışma. Gözünü doyurmaktan başka işe yaramaz. Zamanını çalar, emeğini çalar, seni tüketecek şeylere sırf zevk için katlanma. Bunun için oldukça kısa zaman var üstelik. Herneyse bunun üstü de altı da zarar. Bence normal bir insan böyle yaşamalı. Isteklerini kontrol edebilen insan hep en erdemli ve başarılı olur:)
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Bir hafta geçti bile
Serotonin hormonu çoğaltan bu ilaç bende olmayan serotoni nasıl ortaya çıkaracaktı ki. Bıraktım bu yüzden, artık sadece sabah uyanıp yüzümü yıkayıp 528hz müzikler dinliyorum. Ve çok çok daha iyi geliyor bana. Doktora da bana daha etkili ilaç vermesini isteyeceğim.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Biraz da eski duygularım hakkında konuşacağım.
Averal.
Dört sene evvel hayatıma giren ve çıkmak bilmeyen o adam. İlk zamanlarda çok mutluyduk, samimiydik ve eğleniyorduk hatta o gece hiç yemek yemememe rağmen canım bir şeyler yemek istemiyordu, uykum da gelmiyordu anlayamadım onu düşünmüyordum ama bunlar neyin nesiydi ki. Neyse hayatımdaki olumsuzluklar bana bulaşana dek sürdü bunlar. İşte aramızın bozulma sebeplerinden biri buydu. Beni bir gruba almıştı ve orada çok kişi olmasına rağmen mesajımı bulup cevap veriyordu. En yakın arkadaşı bana karşı yengeci tutum sergiliyordu bu çok açıktı. Gruptaki kızlar Averal'e yürürken arkadaşı, onları sinir ediyordu "benim o" diye, ben de gülüyordum ikisi de erkek ve birbirlerine mani yazıyorlardı. Ama arkadaşı nedense sürekli başarısız olduğum bir konuda diğerlerinde yaptığı gibi dalga geçmek yerine bana sanki çok becerikliymişim gibi etiketler koyuyordu ve aramızı soruyordu onunla. Bir sorun olduğunda yanına gidip konuşuyordu. Ve ben acil bir nedenden dolayı ona haber vermeden gruptan çıktım çünkü telefonum bozulmuştu ve gruptan çıktıktan sonraki gün telefon tamamen bitmişti. 5 ay sonra yeni telefon alındı. Bu süreçte hep yalnız geçirdim yeni liseye başlamıştım hocaya sinir olmuştum sürekli bana neden telefonun yok diyordu, diğerleri alaycı gözlerle bakıyorlardı. Telefonumu aldığım ilk günden hemen ona yazdım ve bana neden aylardır yazmadığımı sorduğunda ne diyeceğimi bilmiyordum. Benim hakkımda kötü düşünmesin diye derslere yoğunlaştığımı söyledim. Tabii inanmadı ve baya dram yaptı bana özel bu davranışların unuttun sen beni demelere başladı. Beş aydır onun fotoğrafına bakamadan geçirdiğim zorluğu anlatmadım. Baya soğuk yaptı bana ve uzun süreler yazmamaya başladı. Tuhaf durum şuydu; ne kadar birbirimize kızsak da kırılsakta ikimiz de özlüyorduk ve ilk zamanlardaki hislerimiz kaybolmuyordu. Günlük inan bana ben hâlâ aynı hissediyorum ama o da hissediyor olmalı ki o da öyle davranıyor. Sadece lanet gururumuz bizi mahvediyor. Bir ara bana " bana aşıksın biliyorum" demişti ben ise yalanlamıştım ve gerçekten o zamanlar ne hissettiğimi anlayamamıştım. Bir süre daha geçti ve o sonunda o lafı söyledi,o korktuğum lafı "seni seviyorum" ne diyeceğimi bilemediğim için "tm" dedim ve afalladı dediğim şeyi tekrar etti bu ne demek sen odunsun gerçekten bu yüzden sana sevimsiz diyorum işte. Evet bu bana taktığı lakaptı ben ise hiç rahatsız olmazdım hoşuma giderdi kötü anlamda söylemiyordu kendimi sevdirmediğim için diyordu. Ben de ona Avarel diyordum Daltonlarda en uzun boylu ve aptal olanın ismi. Zaman geçtikçe bunu Averal' e çevirdim çünkü ona aptal demek için ondan fazlasıyla gerideydim. Çoğu kişiye karşı hislerimi çok kolay kaybedip bulamazken neden hep ona karşı hislerim yaptıklarına rağmen bu kadar sıcak oluyor bilmiyorum. Bu resmen özsaygısızlık ben buna aşk demem kusura bakma. Başkasından hoşlandığım zamanlar oldu fakat bazıları iyi olsa da bir şekilde ben ona karşı hislerimi kaybedemediğim için sevemiyordum gerçekten kimseyi. Ondan duyduğuma göre onun da sevgilisi olmamış. Keşke olsaydı, ondan iyi bir sevgili olurdu neden kapatmış ki kendini ilişkilere bu kadar?
Herneyse günlük, fazlası var ama ilerde anlatırım.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Bugün ilacı içtim ve biraz uyudum. Kafam öyle boş ki şu anda hiçbir şey hissetmiyorum. Kötü bir şey de hissetmiyorum. Iç sesim yokmuş gibi düşünmüyorum hiçbir şeyi de. Serotonin hormonunu yükseltiyormuş; hani şu mutluluk. Ben o kadar dipteyim ki 0'a yeni ulaştım şu an +lara da ulaşırım umarım. İki hafta sonra etkisi olurmuş bakalım gün ve gün neler olduğunu anlatmaya başlayacağım.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Bugün doktor depresyon teşhisi koydu. Yaklaşık bi seneyi aşkın bununla cebelleşiyormuşum. Farkında mıydım? Hayır. Ben hep kötüydüm ondan depresyona girdiğimi anlayamadım bile. Yarından itibaren ilaç kullanmaya başlayacağım. Etkilerini buraya yazdığımda değişimini görmek istiyorum. Umarım ufak da olsa bir şey hissetmeyi başarabilirim.
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
İnanmak güç şu an fakat benim de bir zamanlar duygularım varmış. Şimdi kaybedince eskiden de yoktu zannediyorum ama varmış işte. Bir şeyler hissedebiliyormuşum. Şimdi ise sadece bir boşluk var soğuk ve karanlık başka hiçbir şey yok. Burada hiç kimse barınamaz. Son aylarda farkettim bunu da ben gerçekten hislerimi kaybediyorum şu an da ne kadar kaldı emin değilim ama samimiyet duygusu çoktan beni terketti, birine karşı en ufak bir sevgi besleyememek zor. Kin besleyemiyorum hatta oysa en iyi yaptığım şeydi. Sanki dünya ile vedalaşıyorum. Rüyamda öldüğümü görmüştüm. İlk defa. Genelde başkasının ölümünü görürdüm hatta gerçekleşmişti. Bu başka bir yazının hikayesi rüyamdan bahsedeyim. Rüyamda bir hastanede uyanıyordum ve kalbimin biraz aşağısında kurşun izi vardı ve bandajla sarılmıştı, abim gelmişti başımda bekliyordu. Bende bandaja dokunduğumda gerçek mi olduğunu anlamaya çalışıyordum ve kurşun yarası sızlıyordu. Rüyanın devamında ise hastaneden eve gelmiştim. O sırada üzeri full siyah giyinen orta yaşlarda bir adamın beni görüp silahı doğrultup şarjörü tamamen boşaltması ve yere düşmemle son buluyor. Genelde böyle rüyalar beni etkilemez. Neden etkiliyor söyliyeyim silahtan korkmam, oldukça alıştım kendisine. Bir de babamın ölümünü bir ay önceden görünce de böyle hissetmiştim ve bu yüzden kendim hakkında endişelendim. Sonrasında hastaneye gittiğimde bir gece izlendiğimi farkettim. Siyah giyinen bir adam tarafından. Adam ona bakmadığım hâlde bana öldürecekmiş gibi bakıyordu. Biraz dikkatli baktığımda da arkada tuttuğu elinde çakı olduğunu farkettim. Kalabalıkta yanımdan geçiyordu telefon konuşarak. Hastanede işi olmadığını amacının başka olduğunu anlamıştım. Peki nasıl anlamıştım? Şöyle başlıyorum: yeşil alandaydık gelmesi için fişe ihtiyacı olurdu ama elinde yoktu, bir yakınını da bekliyor olamazdı yanında kimse yoktu, bir olay çıkaracak potansiyele sahip olduğunu hareketlerinden açıkça belli ediyordu çünkü gergin bir ifadesi vardı ama bana baktığı zaman bunu silip yerini öfkeye bırakıyor gibiydi. Neyse hastaneden çıktıktan sonra anneme bahsettim adamdan ve taksiye binip eve döndük. Eve döndüğümüzde annem taksiye binerken arkaya bakmıştım sen haklıymışsın, biz çıkınca o da üç adamın yanına gitti ve konuştular bize de baktılar arkadan diye. İyice şüphelenmeme yetmişti bunlar. Umarım takip edilmemişizdir çünkü ben arkama hiç bakmamıştım. Bu günlük bu kadar elimden geldiğince devam edeceğim tabii içimden gelirse...
0 notes
yalnizliksatirlari · 1 year
Text
Bu günlük başlıyor
1 note · View note