Tumgik
talataltun-blog · 11 years
Text
Söyleyin bana?
" Onun gözleri dolduğunda benim gözlerim de doluyorsa, söyleyin bana; bu nasıl bir bağ ? "
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Bazıları..
‎" Bazıları gelir ve hayata dair ne kadar umudun, sevincin varsa alıp giderler. Sadece alıp gitseler iyi! Ardından koca bir karanlık çöker üstünüze bir karabasan gibi..."
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Zaten sadece geçtim...
‎" Hayatının önünden bir kısa film fragmanı gibi geçtiğim insanlarda oldu elbet. Zaten sadece geçtim... Bazen bir yere ulaşmak için bir yerlerden geçmek zorunda olursun. " // Talat Altun
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Ben yine ümitliyim..
İyi hatırlıyorum, o gün de böylesine bir yağış vardı sevgili bloğum... Ve ben büyük ümitlerle yağan kar'a aldırış etmeden adımlarımı büyük büyük atarak ilerliyordum makus kaderime doğru. Şimdi yine büyük bir karar anı ve yine bir yağış var. Bu sefer yağmur... Ben yine ümitliyim... Ben yine istekliyim... Ben yine sabrlıyım...  ve ben yine kararlıyım... Hani yine sana yazmıştım ben; " Asla doğru bildiklerimden taviz vermedim, belki de bundandır başımızın zaman zaman öne eğilmesi! Aldırma ALLAH(c.c) bizimle! " diye hatırlıyor musun? Ben felsefemi değiştirmedim sevgili bloğum. Değiştirmedim! Başım önde şimdi ama aldırmıyorum, biliyorum ALLAH(c.c) benimle... 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Var mı? Yok mu? diye düşünme insan!
Aşk olsun diye Aşk olsun diye uyumadık Aşk olsun diye uyumadık biz.. O'na giden yolların hepsini tuttuk Kimseyi boş geçmedik Herkese bir kese aşk ikram ettik Lakin gittik, gittik, dönemedik... Varsın tabiat üstü güçlerimiz olmasın! Varsın bir insan acizliğiyle zangırdasın her yer Varsın yollar gidilsin, gidilsin de dönülmesin Varsa yoksa O.  Var mı? Yok mu? diye düşünme insan! Var ve senin, yok ve senin. // Talat Altun 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor
İnsan farkına varıyor belli bir yaşa gelince belli bir şeylerin. Derken ilginç bir cümle oldu farkındayım. Bahsettiğim şey şu;      " Belki daha çok gencim, en azından yaş olarak. Görünüş ve tecrübelerimi saymıyorum. Onları sayarsam herhalde bir 35 yaş olur, daha yirmidördüm de dante gibi ortasındayız hayatın demeye başlayabilirim... Neyse. Hayatın nelerden ibaret olduğunu saymak istedim, çoğunuz görmüşsünüzdür belki sosyal paylaşım sitelerinde ' Sigortalı iş bul, evlen, işe git, uyu, öl '       Hakikaten böyleymiş, en azından yol oraya gidiyor.  Şimdi ben bunları niye buraya yazıyorum? Bilmeyenler sorabilir.. Bilenler ise çok doğal karşılayacaktır eminim. Ben burda yazmak için yazmıyorum. Ben buraya içimi döküyorum, onlar kelime, cümle, paragraf derken sel olup akıyorlar. İşte bu bloğun hikayesi de böyle. Bu blog için seviniyorum aslında. Sigortalı bir iş bulmasına gerek yok, evlenmeye, işe gitmeye, yemeye-içmeye,uyumaya ve ölmeye. Oh ne güzel. Talat gelsin yazsın kaydetsin, sen göster bitti. Ulan blog!  Neyse çatacak yer arıyordum bloğuma çattım. Hayat böyle işte dostlar.. En azından öğrendiğim kadarı ile böyleymiş, böyle olma yolunda ilerliyor. Dilime dolanan bir de şöyle güzel bir söz var artık; " Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor..." ( Güven adıgüzel) Öyle işte.. Her şeyi özetleyen cümle bu!  // Talat Altun 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
iş gülmekte değil, insan olmakta!
İnsanlar soğuk olduğumu söylüyorlar, ya da onun gibi bir şey. Kişiler neden ulaşamadıkları insanlara böyle ithamlarda bulunurlar hiç anlamıyorum. Ben soğuk değilim, kibirli falan hiç değilim. Sadece kriterlerim ve düşüncelerim var. Benimle konuşmasını bilene ilk tanışmam da kırk yıllık dostum gibi de davranabilirim, hiç görmemiş gibi de yapabilirim. Bu onların elinde. Kişinin görünüşü umrumda değildir mesela. Elbiselerinin kaliteli olup olmaması da... Şimdi diyeceksiniz, henüz bir şey bilmiyorsun bol keseden atıyorsun. Evet biliyorum, yeni bir iş görüşmesine giderken yepyeni kaliteli bir takım elbise giymelisiniz, yoksa sizi adam yerine koymazlar. Bu kimin görüşü? Bu bir dayatma değil midir? Neden birilerinin zorlamasıyla bir takım şeyleri yapma zorunluluğunda kalıyoruz? Yaratılanı sev yaratandan ötürü sözü buharlaşıp uçuyor gözlerimin önünde...   Soğuk ve gülümsemeyen bir suratım var ve ben bunun bilincindeyim. Ama siz beni görünüşüm ile yargılayamazsınız! Böyle bir hakkınız yok! İçimi nerden bileceksiniz ki? Size yakın görünebilmek için yalandan suratlarınıza mı gülmem gerekiyor?  Gülümsemek sadakadır, evet sadakadır. Ama durup dururken gülünmez ki! Gülemiyorum a dostlar yalandan yüzlerinize kusura bakmayın... Yalansız bir hayat yaşıyorum ve yalandan insanlara iyi biriymiş gibi görünmek için gülümseyemiyorum.  Beni tanıyanlar bilir, 1 gelene 10 giderim. Hatta bu gülümsemeyen surattan ömrünüz boyu unutamayacağınız eğlenceli bir hatıra bile kalabilir sizlere. Duymadığınız ilginç fikirlerim olabilir, sizi gülmekten öldürebilirim. Uzun lafın kısası; iş gülmekte değil, insan olmakta! 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Tarif için gerekli malzemeleri veriyorum
Tarif için gerekli malzemeleri veriyorum; 1 tutam müzik 2 kaşık dert ve biraz aşk, özlem, sevgi.. Bu karışımdan elde edeceğiniz her bir cümle ile dünyaya nam salabilirsiniz. Bundan öncekilerin yaptığı gibi ve bundan sonrakilerin de yapacağı gibi... Ve unutmadan elbette içinizde bir yerlerde derinlerde olan o kıpır kıpır duygu.. Bu aşk değil beyler. Heyecan ise hiç değil. Bu tarifi olmayan Rabbiniz tarafından size bahşedilmiş güzel ve özel bir yetenek. Bu yeteneği de en güzel şekilde kullanmak boynunuzun bir borcudur. Kullanın! 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Biliyorum, kimse beni tam anlamı ile anlayamayacak
Biliyorum, kimse beni tam anlamı ile anlayamayacak. Bu dünya da bunun için varım. Gizli tuttuğum, sadece içime haykırdığım ve oraya hapsettiğim, duygu ve düşüncelerim, asla bir el alıp onu ordan çıkarana kadar açığa çıkmayacak. // Talat Altun.
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Gitme! dedi arkamdan..
Gitme! dedi arkamdan.. Gitmeliydim üstelik dönemezdim.. Her gidişimde ondan biraz daha parça alıp gittiğimden habersizdi. Alıştırıyordum, her gidişimde bir parçasını alıyordum. İstiyordum ki bensiz duramaz olsun ve kaçsın gelsin. Kötülük değil, yavaş yavaş almalıydım, incitmeden... Usulca tutup ellerinden, ışığını biraz daha çevremde çoğaltman için götürmeliydim. Götürüyordum da. Fark ettin mi?
Hani diyorum istemese.. gerisini silip atıyorum beynimden. İstemese diye bir şey mi var Allah aşkına? Ara sıra oluyor ben de böyle saçma sapan fikirler... İstedim, istedin, istedik...
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Hüzn-ü Sevinç
Sahi aylardan ne? Söylesene sevgilim...
Hani şu bir çift bakışın üzerime üzerime geldiği ve tam karşıma oturduğu gün. Dün gibi..
Sahi aylardan ne? Söylesene sevgilim...
Bu sarhoşluğun sebebi ne?
Hani şu ürkek adımlarla yaklaştıktan sonra durmadan konuştuğum.
Sessizliğimi bozduğum, neler olup biteceğini bilmeden...
Sahi aylardan ne?
Ben söyleyeyim; aylardan hüzn-ü sevinç.
Hani şu benim en çok sevdiğim hüzün...
Hüzün benden, sevinç senden.
Ortaya karışık bir aşkın ilk kıvılcımı,
hüzün bulutlarını derin bir nefes çekip üfleyerek başımızdan def ettiğimiz
o güzel ay.
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Saman tadı dedikleri şey var ya? O hayatmış lan.
Ve ben biliyorum bir gün sönmüş bir yanardağ edasıyla tekrar faaliyete geçeceğimi. İlginçtir ki bu aralar hep susuyorum. Ne yazıyorum ne çiziyorum ne de söylüyorum. O büyük patlayış an meselesi. Her şeyi içine atmak. Tıpkı bir yanardağın yer altından kızmış lavları çekip çekip biriktirip patlatması gibi, çekiyorum.. patlayacak. Sinirlerim, huzurum, psikolojim ve sayamadığım daha ne kadar zırva terim varsa hepsi bozuk lan. Hepsi bozuk! Böyle nereye kadar gideceğimi bilmiyorum. İlla bir mesafe belirtmek gerekirse ki eğer; bir araba lastiği patlak bir şekilde ne kadar giderse o kadar. Tekerin üstüne oturmuşuz haberimiz yok. Gitmiyor işte. Gitti, gidecek, gidiyor derken gitmiyor. Kaldık, ıssız, sessiz, çaresiz... Biz hüznü eksik olmayan adamlarız. Hüznümüz olmadığında bir yanımız hep eksik! Hep yarımız, yarım sayılırız... Hüzün olmuş benim altıncı duyu organım, elden ne gelir... Saman tadı dedikleri şey var ya? O hayatmış lan. işte filmin kopma noktası. Diyorum ki keşke hiç büyümemiş ve hiçbir şeyin de farkına varamamış olsaydım. Elbette bu göreceli bir kavram. Öyle ya! Kime göre saman tadı veriyordu hayat? Bana göre. Bana göre veriyordu.. Zaten başka görüşlerin de hiçbir önemi yoktu. Ki zaten başka görüşler benim aldığım saman tadını bir lolipop tadına çeviremezdi. İşte geldiğimiz nokta. Suskunluklar, vazgeçişler.. Sus.. Vazgeç...  Vazgeçmedim, çünkü ben arabamın lastiğini nasıl değiştireceğimi biliyorum. Lastik değiştirmek sorun değil zaten. Önemli olan yanardağın patlamaması. Patlamaması dileğiyle... 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Alabildiğine sessiz..
Beklemek, nasıl da alt üst ediyor insanın psikolojisini. Nasıl da yakıyor ciğerini. Uzun bekleyişler... Sitem dolu feryatlar ama sessiz.. Tek kelime etmeden, tedirgin ve huzursuz. Gel demeye gururlu bir yürek, beklediğini göstermeyi acizlik sayan, sert.. Düşünün; koca bir ev, kimsecikler yok. Alabildiğine sessiz.. Hergün sessiz.
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
İnce düşünmek en kötüsü bu hayatta
İnce düşünmek en kötüsü bu hayatta. Birincisi kimseye derdini anlatamazsın. Anlatmak için o kadar uzun bir hikayeye başlangıç yapmak zorunda kalırsın ki o hikayeyi sonuna kadar dinleyecek adam bulamazsın etrafında. Öyle ince detaylı senaryo kurmuşsundur ki kafanda anlatana kadar canın çıkar, çıkmaya kalmaz anlattığın kaçar. İkincisi ne mi? Birinciyi halledelim de ikinciyi de anlatırız.
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Dünyanın beni de kabulleneceği günü bekliyorum
Herkes bana sen ne cins adamsın diyor. Hayır ben farklı bir insanım. Karadenizliyim, çayı sevmiyorum. Karadenizliyim ve balığı da sevmiyorum. Ben zaten herkesin çok iyi yaa diye üstüne atladığı hiçbir şeyi sevmiyorum. Bunu farklı olmak için mi yapıyorum? Hayır. Bu dünyanın beni de kabulleneceği günü bekliyorum. 
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
Kadınların çözümsüz bir problem oluşunun bir kanıtı daha
Kadınların çözümsüz bir problem oluşunun bir kanıtı daha Evet, okuduğunuz başlığa inanabilirsiniz. Kadın çözümsüz bir problemdir. Bunu bir kaç gün önce tekrar anladım. Şimdi size hikayemi anlatayım. Twitter'ı bilirsiniz. Sosyal medya içerisinde yer edinmiş 140 karakterlik ilginç bir alet. Bu açıklama twitter için yeterli diye düşünüyorum. Twitter'da geziniyorum. Gözüme ilginç bir tweet takılıyor. İsmi lazım değil şahıs aynen şöyle yazmış: " Profilinde (tweet veya facebook farketmez) romantik cümleler paylaşan erkekler, çok iticisiniz. " Haaydii gel bi de burdan yak!  Erkekler ne yapsın arkadaş? Romantik olmayanı öküz, romantik olanı itici. Kadın ne istediğini bilmeyen uzaylı. Büyük problemsiniz vallahi. Önce bi ne istediğinizi kendiniz anlayın, daha sonra insanlığın içine karışın. Yapmayın ne olur. Her şeyi yaftalamayı çok iyi beceriyorsunuz. Erkeklere takmadığınız lakap kalmadı. Peki ya siz nesiniz? Sevgili erkekler, kadınlar hakkındaki acı gerçekleri ortaya dökmenin zamanı geldi. Hadi buyrun.
0 notes
talataltun-blog · 11 years
Text
ve anlaşılamamak..
Öyle bir an geliyor ki her şeyden vazgeçiyorum. Su içmekten bile. Yemek yemekten demiyorum farkındaysan. Bu inceliği anlayabileceğini umuyorum. Sıkıntım da tam burda başlıyor... İnce düşünmek, ince söylemek.. ve anlaşılamamak..
0 notes