Tumgik
#tükürmek
Text
ağır bir yumruktu. ağzımda biriken kanları tükürmek istemedim diye susuyorum sandın
22 notes · View notes
hisboslugu · 1 month
Text
belki inanmazsınız ama ben birini çok sevdiğim zaman onu öldürmemi gerektiren delilleri ortadan kaldırıyorum ve evet inanmazsınız, bunu o kadar çok sık yapıyorum ki, bu delillerin günün birinde beni öldürme ihtimali var ama bir defa sevdi mi insan, delillerin gerçekliği yitiriyor anlamını. insan bir delil olmadan sevemiyorsa, gün olur bir delille sevmekten cayar. her şey ve herkes bekletiyor kendini. sen… bekletiyorsun kendini. o kadar bekletiyorsun ki, artık senin gelmeyeceğine inansam da, seninle ilgili beklemekten gayrı bir iş bilmiyorum ben. artık bekletilmekten yapma bir adamım, bundan gocunmuyorum da. bu benim çünkü, sana inanmanın memuru ama yağmurun sana yağmayacağı belliydi göğe bakışından. berraktı, bulutsuzdu, silme maviydi gök. bana öyle baksan, yüzünün ortasına tükürmek tahrir’de mübarek’i taşlamak gibi olurdu. çok belliydi boynun bir açı bile kuramadı yaşadıklarına. kötümserlik başa bela! bence insan kuramadığı hayallere de inanmalı! insan… başka insanlar için hayaller kuran bir bardak sudur. bir gün ümidini kaybedersen bil ki kaybedeceğin başka bir şey kalmadı. çünkü bütün kazandıkların kaybettiğin ümidine sıkı sıkıya bağlıydı. şimdi git, bütün tanıdıklarına söyle amerika'dan bu kadar korkmasınlar. baksınlar, ben onu küçük harfle başlarken nasıl da geniş bir ağızla esniyorum ve onun kellesini gövdesinden ayırmak için apostrof biriktiriyorum. git onlara de ki, dünyada bir dakika sonra ne olacağını hiç kimseler bilmiyor. elli sene sonrasını hesaplıyor sandığınız israil, mütemadiyen sürprizlerle yaşıyor. bunca yalan dolan arasından çıplak olduğu kadar yakıcı bir gerçek mi, cayır cayır bir gerçek mi, hesaplanamaz bir gerçek mi diliyorsun? allah'ım, muhammed buazizi’yi affet. onun yangını dünyaya ne kaybettiğini hatırlattı. yani en az günahlarımız kadar tekrarlanan başka neyimiz var? başka neyimiz var senin merhametinden gayrı! hülasa: ortadoğu'daki muazzam uyanışı amerikan - israil komplolarına alet etmeye çalışan kötümser teorisyenler, ümitsiz umarsızlar, kedersiz feylesoflar! ya bi' sakin olun, bi' geri çekilin, gidin birine falan âşık olun. çok zeki olduğunuzu sanarak kendi zekânıza hakaret edip durmayın, gülünç olmayın, bi' susun, allah aşkına biraz gürültü yapmayın. tahrir’de müthiş bir aşk filmi oynuyor, onu seyrediyoruz!
12 notes · View notes
datcufan-blog · 5 months
Text
Tumblr media
MÜSAADENİZLE BİR DE BEN TÜKÜRMEK İSTİYORUM
5 notes · View notes
vakitsizgittibehzat · 10 months
Text
sadece bir gece gelemez misin Müzeyyen. içinde nefretle gelsen de olur. yüzüme tükürmek için gel, ama gene de gel. acıdığın için gel, ama gene de gel. dalga geçmek için gelsen bile kabulüm müzeyyen. sadece bir gece. ansızın. sevmesen de gel. kimse bilmez ama ben yıllardır sana muhtacım Müzeyyen. doğrularına, yalanlarına, sana. mevsimler, aylar, yıllar geçti. insanlar unutur, unuttu Müzeyyen. ben unutmadım. geldiğinde yaptıklarımı bilsen acır yüzüme tükürürsun. buna bile razıyım. gelişin gidişine gebedir bilirim, gitmen önemli değil bir kere geri gel. ansızın. sadece bir gece. içtiğin sigaralardan sadece birini bir gece benim için yak ve gel. ansızın. sadece bir gece. Müzeyyen, dünya umrumda değil ama sen tarafından unutulmak çok ağrıma gidiyor. nefretle hatırla, ama hatırla. unutma Müzeyyen, ben unutulmayı hak edecek bir kadınım, ama sen bana hak ettiğimi layık görme. ansızın. sadece bir gece.
7 notes · View notes
derilx · 5 months
Note
ağladım, gece parçaladı göğsümü; birkaç karanlık doğurdum. hiç sahip olmadığım bir parçayı mırıldandım durdum. hep aynı notalarda geziniyor elim, yıpranmış o kitabın solmuş şiirinde duraksıyorum. ışığın yüzüme vurduğu an başım dönüyor; birkaç melodiye tutunuyorum. gecenin içinden aforizmalar fırlatıyorum insanlığa, hesaplaşmalarımı ağır bir asaletle asırlar sonrasına erteliyorum.
göğsüm paramparça biliyorum, sabah bütün olur. kahvem soğur, yağmur sağanak olur tanıdık güzellikleri görürüm yolumun üstünde. mevsimleri geçiriyorum içimden "bir ömür aktı yüzümden, hevesim kaçtı
her şey sonunda ya da başında hep olduğu gibi; gözlerinden akan göğsüme taştı. kartlarımı karıştırdım birkaç tanesinin yüzüne baktım
doğduğum günü arıyorum yüzüne tükürmek için bu lanetin. boynuma dolanan kordonu daha da sıkıp göstereceğim günümü başından, bırakın ne rahat doğayım ne de rahat ölüm görsün yüzüm.
gökyüzüne süzülmek güzel, nefesimi tutup bekleyeceğim yükselmeyi. ciğerlerim nefesimden yırtılırsa tekrar toprağa düşeceğim, tekrar doğmak belası buldu beni de kinyas.
yollarda yürüyüşe çıkıyorsun sözde sabrın göğsünde bir zırh gibi, bilgiçlik taslayacağım sana, utanıp mağarama kapanacağım. benim de isimsizliğim anılsın asırlar sonra, duvarlarımdan okunsun
bir ruh vardı düşüşüyle anıldı
Ağladım, sessizlik eşlik etti gözyaşlarıma, gökteki yıldızların hiçbiri kıpırdamadı, Mezarlardan uyandı ölüler, ayağa kalktılar saygılarından. Ağladım ve sandalyem hiç gıcırdamadı, hiçbir şair yüzüme bakmadı. Yazarlar… yazarlardı fakat Tanrı hiç adımı anmadı. Kurban edildim adını bilmediğim örgütlerce, bir kaç sembol derime kazındı. Ağladım, inan bir kere bile hıçkırmadım.
-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/
sözleri her zaman süsleriz, peki ya hayat?
5 notes · View notes
bbellium · 11 months
Text
istediğim saatte işten çıkamadım en az alişan kadar sevimsizim şu anda dünyadaki her şeye tükürmek istiyorum
9 notes · View notes
planetofthe-dead · 1 year
Text
Evet o da senin fikrin. Fikrine saygı duymuyorum fikrine tükürmek istiyorum.
9 notes · View notes
soguktucadde · 5 months
Text
Evet baba ( sana baba demek kendime hakaret ) düşünüyorum sen benim için ne yaptın hiçbir şey lise yıllarında bana neler çektirmen varken çektirirken yani hala seni seviyordum benim için bir değerin vardıbne kadar aptalmışım o kadar çok korunmak istiyordum ki birisi beni korusun istiyordu çünkü hep çok üzüldük üzüldük ezildik sen bizi hiç korumadın senden nefret ediyorum benim için hiçbir değerin yok ölsen hiç üzülmem bile o kadar canım yanıyor ki seni hiç affedemiyorum hiç sevmedin bizi hiç abimin bu hâlde olmasının tek sebebi sensin Allah senin belanı versin ama öl olur mu seni hiç affetmiycem asla affetmiycem nefret ediyorum senden orospu çocuğu o pislik içkili kafanla annemle yaptığın o iğrenç ilişkiden dünyaya gelmek berbat senin yüzünden heyecanlaninca konuşamıyorum senin yüzünden o güçlü kız yok senden nefret ediyorum bambaşka biri olabilirdim o kapasite var bende senin gibi bok bir babaya rağmen bir çok şey başardım bir kere cebime harçlık koymadın bir kere lan pic şimdi senin varlığın yokluğun ne farkeder bir kere Sevgi vermedin sana ne ihtiyacım olacak o zaman senden nefret ediyorum bambaşka biri olabilirdim bambaşka daha güçlü daha farklı imkanlara sahip sadede iyi biri olman bile yeterdu senden nefret ediyorum kahroluyorum umarım gebersirsin çünkü bu eve zarardsn başka hiç bir şeyin yok nefret ediyorum senden bir jere Sevgi görmedim senden sonra ilk sevgi gördüğüm insanlara kaptırdım kendimi şimdi bunu o ergenliği aşmışken daha net görüyorum sevgiye korunmaya hep muhtaçtım seni asla affetmiycem asla umarım iyi yerlere gelirim bilmiyorum bok çukurundan çıkan biri iyi yerlere gelebiliyor mu ilkokul harçlığı yeni mont yeni ayakkabı yeni olan hiç bit şeyi görmemiş biri bir yerlere gelebilir mi seninde canıj yansın sende bir gece yarısı böyle hüngür hüngür ağla senden nefret ediyorum hiç aynı masada oturmadik tiksindin mi bizden neyimiz vardı ha orospu çocuğu bizi hep beş para etmez orospu çocuklarına muhtaç bıraktın senden nefret ediyorum ama çok cabalayacam iyi yerlere gelicem umarım gelicem o gün gelecek umarım gelecek bu mesajı okuyacaksin bir gün senden nefret ediyorum bir kere başını okşamadigin güçlü olma niyetinin altında ezilen senden nefret eden kızın bir gün ölürsem bunu oku senden nefret ediyorum hayatımdan gençliğimden psikolojimden çaldığın her eey için Allah belanı versin hala keyifle yaşıyorsun pavyonlarda bizim rızkımizi yemiş olan orospu çocuğu senden nefret ediyorum bu günü unutmuycam asla yeni bir yıla giriyoruz bu yıl bana çok iyi gelecek senden nefret ediyorum orospu çocuğu bir gün bu mesajı okuyacaksin benden çaldığın her şey için seni asla sevmiycem geçmişte seni cahillikle seven kız aptalın tekiydi i yüzden belki hatalar yaptı ama bu halim seni asla affetmiycej sen nasıl o ilkokula giden sevgiye aç kızı sevemediysen bende seni sevemiycem mezarına bile gelmiycem çünkü sen hiç haketmedin bir kere bile nasihat vermedin hayat dersi vermedin düşe kalka öğrendim daha yazacak o kadar çok şey var ki bugüne sığmaz rızkımı yediğin pavyon çalışanları sana şefkat göstersin o karar doluyum ki anneme ettiğin küfürler için geber kavga dövüş iğrenç hallerin yüzüne bir gün tükürmek istiyorum benden çaldığın bizden çaldığın o masum ezik ezilen çocujkugumuz dert olsun içine neden olmuyor bilmiyorum hala sikemediğin orospu kadınlardan bahseden o pis ağzın tutulsun öleceğin günü iple çekiyorum geber.
2 notes · View notes
Text
Ben vampir çıktım çok doğru bir tespit ama tespitten fazlasını beklerdim spotifydan. Burada önemli olan beni vampir yapan kişi kurum kuruluş ve olayların ağzına tükürmek, kendilerine bir mektup, bir hiciv iletebilirdi şahsi kanaatim
Tumblr media
2 notes · View notes
yazmasamaglayacaktim · 9 months
Text
bir sokakta tüm sesleri birbirinden ayırmaya başlamışsın. beklediğin yardım sen kendin ayağa kalktıktan sonra gelmiş her seferinde. ve artık denize bakarken bile boğuluyorsun. gerçeklerin yerini hayaller alırken seni de bu odadan atmışlar. fazla bir eşya gibi ortasındasın hayatın. eskiden her şeyini sevdiğin sokaklarda yürümekte zorlanıyorsun. kedileri sevesin gelmiyor. yardım istemiyorsun. zor durumdasın. önce canını yakmışlar. canını soğutup soğutup umut etmişsin. kalbini kırmışlar ve kırgın kırgın umut etmişsin. kemiklerini kırmışlar alçılarla umut ettirmişler. hislerini almışlar hissiz de devam etmişsin. çok acımış ve geçmiş. daha çok acımış ve daha çok geçmiş. bu geçerse daha büyüğü gelecek diye bir acının geçmesini hiç istememişsin. ama geçmiş. kendini asarken bile sağlam gırtlak istiyor senden hayat. ses tellerin kopmuş çoktan. sessiz kalmışsın. söyleyebilsen söyleyeceksin, en kötüsü eksile eksile ölmektir diyeceksin. kafamı kaldırıyorum: buradan atlasam ölür müyüm diye binalara bakarken mutluymuş gibi gökyüzüne diyeceksin. demiyorsun ama. ben söylüyorum. ismimi. cismimi. tenimi. saçlarımı. görüntümü. her şeyi silmek istiyorum. siyasi kimliğimi köpeklere yedirmek istiyorum. ellerimi kırmak. ağzımdan iyi niyet cümlelerini tükürmek. dilimi yırtmak. karakterimden. kendimden. aynalardan. cinsel kimliğimden etimle beraber kurtulmak istiyorum. bütün kimliklerimden kurtulmak istiyorum. doğduğum gibi, ortasında yalnızlığın, bir evse hüzün, köşesinde çıplak kalmak istiyorum. insan kavramlarından uzak. nefretten bile beslenmeden. acıdan bile kurtularak. savaşlarda ölerek. barışlarda güzelleşerek. her şeyden ama. sokağa çıkmaktan. gittiğim şehirlerden. televizyon programları. diziler. şarkılar. konserler. nefes al bırak. nefes al bırak. bu kadar. devamı sosyalleşme adına yapılan her türlü işkencedir insanın kendine ettiği. bırak. bırak diyorum. hayatı sevebilenler sana ne derse desin. yanlış desin. sev desin. çık desin. gez dolaş desin. denedim diyemezsin. bir parçası da sensin bunun diyemezsin.
30 notes · View notes
derindeyiz · 6 months
Text
Gerizekalı başörtü düşmanı embesilin teki sen benim için nasıl bunu yaparsın diyerek yükselmeye başladı ahmak yaşlısın ya hani yardım etmek istedim, yüzüne tükürmek lazım senin, siktir git
3 notes · View notes
dilsel · 1 year
Text
gerçekten kalkıp tekrar Eskişehir’e gidicem ama bu sefer suratına tükürmek için
14 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 11 months
Text
Kafama tükürmek istiyorum gerçekten ya
5 notes · View notes
s-o-n · 1 year
Text
bir şeyleri akışına bırakmaktan yoruldum. gidip birilerini öldürmek, birilerinin yüzüne tükürmek, birilerine sımsıkı sarılmak istiyorum.
3 notes · View notes
Text
bu günler geride kalacak ve sen bile kendi yüzüne tükürmek isteyeceksin
7 notes · View notes
silatonik · 1 year
Text
"eve dönüş"
aslında içimde bir yerlerde hep farkındaydım bir türlü buralara gelemediğimin... denemedim de değil, birkaç kez denedim aslında buralara gelmeyi ama ya sayfamda gördüğüm en son posta ağlayıp çıktım ya da dedim ki, "abi aylar oldu hangi birini yazayım..."
en son ağustos 2021'de bu bloga yazmışım.
bugün ise, tarih 30 Ocak 2023... Almanya'dan bildiriyorum sevgili okuyan.
geçtiğimiz bu bir buçuk yılda mezun oldum, buz pateni gösterileri üzerine çalışan dünyanın en büyük prodüksiyonlarından birinin cast ekibine kabül edildim, turneye gittim ve covid kaynaklı imkansızlıklarla turne durdu... ülkeme döndüm. antrenörlük yaptım, koreograflık yaptım... (sanıyorum fena da yapmadım akdldklaşk neyse) milli takım antrenörlüğü yaptım, görmek istediğim birçok ülkeye gitme şansım oldu, çok fazla şehir gezdim... sevdiğim adam bana evlenme teklifi etti, ben de ona tüm içtenliğimle "evet" dedim... şimdi ise, geçen sene yarım bıraktığım işi tamamlamak için Almanya'da turnedeyim. bugün Stuttgart'taki gösterilerimizi tamamladık ve 11 şehir gezmiş olduk. kaldı 11... valiz açma-toplama-kapatma/sığdırma konusunda gerçek bir usta olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum.
önceki post dedim... Duman bebeğim... kızçemin emanetleri olan Nala ve Pumba bana bu süreçte her gün yeni bir şey öğretmeye devam etti (isimleri tahmin ettiğiniz üzere Lion King aşkımdan geliyor, 10 yaşımdan beri en ama en favorim olan animasyon yapımıdır) Nala kızım çok zeki ama canım oğluşum Pumba'ya göre oldukça çelimsiz... Pumba tam bir yavru ayı. bu sebeple Nala akıl gücü ile Pumba'nın kas gücünü yönetiyor ve evde yemedikleri halt kalmıyor... garibim, oğluşum asla anlamıyor Nala'nın onu kullandığını tam bir safoz. ve annesine çok aşık... o yüzden, turne için evden ayrılırken yalan yok çok ağladım. Nala nötr, canı isteyince bana geliyor ama daha çok Doğa ve Arda'ya düşkün. :)
bir buçuk yıl olmuş... en son buraya yazan kadınla aynı olmadığıma yemin edebilirim... kendi içimde çok fazla törpülemeye gittim, çok fazla değişikliğe... belki hayat denir, belki de kader denir bilmiyorum ama yaşanmışlıklardan olsa gerek, beni hiç anlamayacak insanlara laf anlatmaya çalışmaktan, daha doğrusu onlara kendi bakış açımı anlatmaya çalışmaktansa susup kendi hayatıma bakmayı, uzaklaşmayı tercih ettim. siktir ettim yani hepsini özetle, bıraktım, dedim bana ne abi anası mısın danası mısın kendi bildikleri çöplükte kendi egolarıyla boğulsunlar sana mı kaldı elalemin derdiyle uğraşmak... öyle bir camianın, öyle bir çamurun içindeydim ki nefes almak batıyordu sanki... sıçrayan çamur üzerinden zor çıkar bizim camiada, hele ki göz önündeysen. asla ayak uyduramıyordum, adaletsizliğe sessiz kalamıyordum ama öyle bir konumda kalıyordum ki, hiçbir bok yapamıyordum doğru olanı dile getirebilmekten başka... ah, hatırladıkça boğuluyorum. her gün ya, her gün suratına tükürmek istediğim suretlere, yapmacık ilişkilere bakmak zorunda kalıyordum ve bu bana çok ağır geliyordu. midem kaldıramadı zaten, geçtiğimiz yaz ciddili bir operasyon geçirdim midemden ama şimdi taş gibiyim, halen şarapçıyız relaks🥲 bu mide olaylarım çok sancılıydı yalnız, ki acı eşiğim çok yüksektir benim (buzda yarınlar yokmuşçasına öküz gibi düşüp kalkmalarımdan, oramı buramı yarmalarımdan ailede bilinen bir şey bu) neyse bana bu süreçte üç farklı doktor aynı şeyi söyledi... "kızım 26 yaşında sen kendini bu hale getirecek kadar neyin stresini yapıyorsun?!" bu güzide yorumun üzerine ben de onlara dedim ki, "allah aşkına hocam gelip lütfen bu ülkede buz pateni yapın, elit sporculuk veya antrenörlük fark etmez, bu ülkede o sporun bir ucundan tutmaya çalışın iki senede saçlarınız beyazlamazsa ben de hastanenin ortasında şerefsizim diye bağıracağım söz"
karşılıklı güldük falan ama inanın o kadar zorlayıcı bir süreç oldu ki benim için... gerçekten çok düşündüm neye bu kadar stres yapıyor olabilirim diye. yapım da biraz getiriyor bu gerginliği şimdi açık konuşalım bana kalırsa ben baya mükemmeliyetçi bir ruh hastasıyım bence xd sporculuk yapısından gelen bir abukluk bu maalesef... üstelik bir de üzerine fazla ince düşünüp çok takıklaşabiliyorum kafama yatmayan meselelere. zaman içinde yoga ve terapi ile baya kırdım bu hallerimi. şu an bunu buraya açıkça yazabiliyor olmak bile asla hayal edemeyeceğim bir şeydi bu arada... sonuçta hepimiz insanız sevgili okuyan, herkesin kendine has fabrika ayarları mevcut. kimse kimseyi yargılayamaz böyle konularda, yargılamamalı. ben de sonunda bunu diyebildim kendime işte... seni yargılayanı, hayatına ait olmadığını düşündüğünü çıkar, kibar olma, ağırlık yapma o insanları kendine sılasu ne uğraşıyorsun... ve bu dediğimi yaptım da. ya çünkü herkesin kafası bambaşka şekillerde çalışıyor, benimki de bu yani malzeme bu... ben saygısızlık veya vefasızlık gördüğümde kendimden geçiyorum sinirimden, sevilmediğimi düşünüyorum, o insanın arkadaşlığından veya dostluğundan şüphe duyuyorum. sonuçta, gerçekten seni insan yerine koysa veya kendince değer verse bu şekilde hissetmezsin değil mi? tam da bu sebepten, mesafe koydum bu tarz insanlarla arama, bir çoğunu da çıkardım hayatımdan. insanlara inanmak beni yordu sevgili okuyan, yordu, inancımı kırdı ve acımasızlaştırdı.
tüm bunların getirisiyle büyük resmi aramaya başladım, kendi büyük resmimi... yeni kararlar, yeni hedefler, yepyeni yollar çizdim kendime... dilerim bu şekilde kendi yolumda devam edebilirim veya mevcut şartlarımı beni en mutlu edebilecek şekilde şekillendirme şansına sahip olabilirim, bakalım. :)
durup tek tek neler oldu, neler yaşadım anlatamam elbette... çok uzun zaman olmuş ama bu adımı bir noktada atmam gerekiyordu. benim için yazmaktan vazgeçmek, kendimden vazgeçmek anlamına geliyor o yüzden mümkün oldukça analog defterlerime devam ettim bu süreçte de çünkü biliyorsunuz, bu hayatta en çok korktuğum şeyler arasında ilk sırada "unutmak" var. olduğun kişiyi, değerlerini, yeri geldiğinde gururunu, yeri geldiğinde ruhunu...
eve dönmek güzel. her ne kadar bunu 6. kadehten sonra yazıyor olsam da... (sarhoş değilim:)) buranın yeri ben de yıllardır apayrı. ihmal ediyorum diye çok üzülüyordum...
eve dönmek çok güzel.
sevgiyle kalın,
2 notes · View notes