Tumgik
#sobe
yagmurd3niz · 2 months
Text
Tumblr media
92 notes · View notes
jet-grind · 1 year
Photo
Tumblr media
233 notes · View notes
kanayanokyanus · 1 month
Text
öğretmeye fırsat bulamadın babacığım. ben koşmadım ama bir çok kez düştüm. hak ettim. o kadar çok yara var ki. çok fazla dikiş. çok fazla kan. çok fazla iz. yaralar tedavi edilemiyor babacığım. tedavi edilemeyen yaralarım değil bak beni insanlar öldürüyor.
26 notes · View notes
yasayanolulersarayi · 24 days
Text
annelerin kırdıgı kalpler iyileşmez
sobe
24 notes · View notes
oylesinebiriistee0 · 7 months
Text
"Üzülme"dedi. "Sen hiçbir zaman kapıda kalmayacaksın. Ben kapıyı senin için her zaman açık bırakacağım.". -D
39 notes · View notes
kediiperisii · 21 days
Text
Beni tanıyamazsınız çünkü buna izin vermem, beni çözemezsiniz çünkü sürekli değişirim. İnsanlar benim karanlık bir tarafım olduıunu düşünür ama ben duvarın üzerinde dikkatinizi dağıtan bir ışık oyunuyum. Gölgelerin arasında dolaşır, onları huzursuz ederim. Işığın masum olduğunu düşündürürüm ama karanlığı da bir köşeye ben kıstırırım. Banim neler yapabilecegimi asla öğrenemeyeceksiniz, neler yaptığımı hiçbir zaman anlatmayacağım, kimi sevdigimi, arkadaşlarıma neden sırt çevirdiğimi. Çünkü bu benim sırrım, bu benim oyunum ve sadece ben bildiğim sürece devam edebilecek bir oyun. Bunlardan birine bahsedersem kuralları ihlal ederim. Kurallar ihlal edilirse oyundan çekilmeniz gerekir. Ama buna hazır değilim. Çünkü bu benim. Katilinin hediye ettigi gülün dikenlerini söküp saçlarının arasına sıkıştıran kız da benim. Ondan kaçıp saklanırım. Ağaçların arasında gözünde bir göz bağı ile onunla alay edebilen de benim. Onunla karşı karşıya gelsem belki onu korkutacak olan da benim. Sizse benim zaaflarımı bilmek istiyorsunuz, bahse varım gözlerime baktığınızda görüyorsunuz, nasıl bir deliliğin içine battığımı. Bu yüzden diğerlerinden farklısınız. Onları korkutmuyorum çünkü gözlerime bakmalarına izin vermiyorum. Ama sizinle bir odada yine yalnız kalırsam gözlerime bakmadıklarından yakınırım. Çünkü hepsi bir oyun ve bu oyunda ban yalnız değilim. Bu kasaba büyük bir kutu ve bu oyun hepimizin kendine sakladığı sırrı.
16 notes · View notes
orendast · 6 months
Text
Sevgili D, bugün yine terk edildim. Uzun zaman geçti biliyorum, alışmam gerektiğini biliyorum ama yine de canım ne zaman o kadar çok yansa hâlâ sen oradasın sanıyorum. Başımı kaldırıyorum, canım o kadar çok acıyor ki o an düşünemiyorum, sadece aklıma sen geliyorsun, gözlerim etrafta seni arıyor. Her defasında bulacağımı sanıyorum. İstediğim tek şey koşmak, koşup sana sarılmak. İyi hissetmeyi hatırlamak istiyorum. Ya da daha kötü hissetmeme yardım etmeni. Sadece tüm bunlarla baş edemiyorum ama bunu kimseye söyleyemem. Onların beni gördüğü gibi iyi olmalıyım ama iyi değilim. Birinin bunu görmesine ihtiyacım var. Sevildiğim bir ana ihtiyacım var. Sevildiğimi hatırladığım bir ana. Bunu ne zaman istesem aklımda sadece senin gözlerin beliriyor. Birbirimizi sevmek milyonda bir olan bir başarısızlıktı. Şimdi anlıyorum. Neden artık bir arada olamadığımızı. Havai fişekler gibi, bir anda büyük bir patlama ve parlama. Sonra sönüyor. Tehlikeli. Bir anda olan bir şey. Şimdi hatırlıyorum, o köprünün altında bir anda sevmeye başladığımızı birbirimizi. İşte bu yüzden yanlıştı. Benim o saatte o köprünün orada olmamam gerekiyordu. Senin o köprüde o çocuklar sana saldırdığında belki de ölmen gerekiyordu. Her şey yanlış ve bir anda başlamıştı. İlahi kuralları çiğnediğimize emindim. O gece orada bulunmak büyük bir günahtı. Hiç yaşanmaması gereken bir anda göz göze geldik, gökyüzüne fırlatılan bir havai fişek patladı ve biz birbirimizi sevdik.
Bana söylemiştin, bunun frenleri tutmayan bir arabanın içinde olmak demek olduğunu ve ben de buna bayılmıştım. Ben seni o arabanın içinden attım. Çünkü çarpacaktım. Frenleri tutmuyor dediğinde sana inanmıştım. Sağ çıkamayacağımı biliyordum. Frene basmayı denemedim. Çünkü sana inanmamak ölmekten daha korkutucuydu.
Sana ilk kez git dediğimde ve sen gittiğinde kalbimin nasıl lime lime olduğunu hatırlıyorum. İlk zamanlar kolaydı. Gün geçtikçe yokluğun ağırlaştı. Boşluk büyüdü. Sen gelmedin. Bir katil ortaya çıkana, sorgu yapılana ve sen çağrılana kadar, Gelmemeyi başardin. Dönmemeyi başardın. Ben olmadan da devam etmeyi başardin. Sadece, aynısını yapabilmek istiyorum. Benim de bir şansım olsun istiyorum.
İnsanlar bana neden bir arada olamayacağımızı soruyor. Onlara anlatamıyorum. Bunun sevmekle alakalı olmadığını. Bunun hiç olmaması gereken bir şey olduğunu anlatamıyorum. Birbirimizi sevmenin bir ölüyü sevmek demek olduğunu nasıl açıklayabilirim? Bana ortada bir ceset olmadığını söylerler ama ben onlara sevmeyi sürdürürsek ortada bir ceset olacağını söyleyemem. Çok fazla insan vardı D. Etrafımda her zaman çok fazla insan vardı. Hep kalabalıkta yenildim ama elimde hep bir kupa vardı. İnsanlar kazanmakla kaybetmek arasındaki benzerliği anlamadılar. Çok kalabalıklardı, beni sevebilecek onlarca insan vardı ama bunu sen seçtin ve şimdi de bir katil kollarını etrafıma dolamak istiyor.
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden, sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek.
Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tu tuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
36 notes · View notes
2010s-nostalgia · 1 month
Text
Tumblr media
17 notes · View notes
gozlerinsesi · 10 months
Text
"Lunaparka sadece eğlenmek için gidersin ama insanlar deniz kenarına her zaman gider.Bu öyle bir şey.Ben lunaparkım.Uzaktan güzel gözüküyorum.Herkes uzaktan eliyle işaret edip ne kadar güzel olduğumu söylüyor.Sonra ışıklar sönüyor,ışıklar söndüğünde hiçbir büyüsü kalmıyor.Ama gece sahile gitsen orada yine birilerini görürsün.Deniz kenarlarını insanlar yirmi dört saat sever.Her mevsim başka sever.Gece başka gündüz başka sever.Ben lunaparkım."
41 notes · View notes
benegenindennisi · 4 days
Text
Sobe ansel
Artık tamamen yapayalnızsın, tıpkı istediği gibi.
10 notes · View notes
pvtaaaa · 7 days
Text
Tumblr media
13 notes · View notes
oylesinebiriistee0 · 8 months
Text
"Daha önce bileklerini kestin mi?"
"İntihar etmedim."
"Daha önce bileklerini kestin mi?"
Cevap vermedim.
32 notes · View notes
silenceof3night · 1 year
Text
Halledeceksin.
Halledeceksin.
Üstünden gelebilirsin.
Her zaman bir yolunu buldun.
Bu defa daha kolay.
Söz veriyorum, halledeceksin.
Geçecek. Bu yaşanılanların hepsi geçecek.
Her zaman geçti. Hiç izi kalmamış gibi kapanan yaralar oldu. Belki artık kanamasına bile gerek yoktur.
56 notes · View notes
orendast · 6 months
Text
Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tutuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum...
52 notes · View notes
2010s-nostalgia · 1 month
Text
Tumblr media
10 notes · View notes