Tumgik
#sektöründen
Text
Çimento Sektöründen Geleceğe Yatırım…
Çimento Sektöründen Geleceğe Yatırım…
Çimento sektörünün iki çatı kuruluşu Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) ile TÜRKÇİMENTO, eğitim için bir araya geldi. Sürdürülebilir rekabet avantajının en önemli kaynağının insan olduğu gerçeğinden yola çıkan sektör liderleri, MEF Üniversitesi iş birliğinde İşletme Yönetimi Yüksek Lisans (MBA) programını başlattı. Sektörden 34 çalışanın yer alacağı Çimento Sektörü MBA Programının…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
lykia-a · 6 months
Text
Love sektörünü kapattık arkadaşlar biz ders sektöründen devam
68 notes · View notes
gecede-kaybolaninci · 6 months
Text
Bende istemezdim love sektöründen bu kadar uzak olmayı ama her zaman istediklerimiz olmuyor işte
27 notes · View notes
master1wayne · 8 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B7.2
Gençlik Öfkesi S1 - B7.2
BÖLÜM 7.2 [BORÇ]
Şirkete geldiğimizde, daha önce babamın dava sürecinde aradığım Tuğba Hanım'ı aramıştım.
Kendisi şirkette iyi bir konuma sahip ve başarılı işler içerisinde bulunan, verdiği bilgiler doğrultusunda şirketin tek doğru dürüst kazandığı alanı, bana açıklamıştı.
İlaç sektöründe de çalışan Tuğba Hanım aslında, dünya'nın her yerinde bizlerin inşaat sektöründen çokça para kazanmasını sağlıyordu.
Tuğba beni kapıda karşılamış ve tatlı diliyle "Hoş geldiniz, efendim!" demişti. Ha bu arada eğer ki Tuğba kim nasıl biri derseniz sizlere özet geçebilirim, kısaca!
[2 kız çocuğu var, 44 yaşında, su yeşili gözleri ve küt kesilmiş kumral saçları var, ince yapılı bir kadın, orta yapılı memeleri ve biçimli bir göt yapısına sahip, birazcık minyon tipli bir kadın, 1.60 ya da 1.61 boy, bakımlı bir kadındır.]
Nasılsınız Tuğba Hanım? [Tu]
Tu: İyiyim efendim teşekkürler!
Sizden, bana odama kadar eşlik etmenizi, genel durumu, kazanç ve zararları kısaca anlatmanızı istiyorum.
Tu: Efendim, kurulumuz 17 kişilik bir ekip hepsi ayrı alanlarda çalışıyor, şu an diğer alanlarda kazanç var mı bilmiyorum.
Tu: Bunun nedeni Ahmet Bey, yani babanız hapse girdiğinden dolayı, şirketten bolca para çıkışı oldu, indirimli cezalar aldık, ne kadar babanız çaldığı paraları ödese bile, bizler hâlâ büyük bir yük sırtlıyoruz.
Peki şu an kurulda en yüksek kişi kim, yani elbet şu an geçici de olsa yöneten biri vardır.
Tu: Gökmen Türk, kendisi uzun zamandır babanızın yanında çalışıyor ve kurulda yönetim, söz hakkı ne varsa onun elinde efendim.
Anladım.
[Asansörden inince toplantı odasına doğru yöneldim.]
Tuğba Hanım, şu an 17 kişide burada mı acaba?
Tu: Evet, hepsi bugün burada yarım saat sonra olacak toplantı için geldiler.
Güzel, ben de orada olacağım. Şimdiden yerime geçiyorum.
Tu: Tamamdır efendim, birazdan görüşmek üzere.
[Yarım saat sonra]
Herkes toplantı odasına girmeye başlayınca, benim kim olduğumu bilmedikleri için, şaşkın bir tavırla yerine oturup aralarında kısık sesle konuşarak "kim bu?" diyordu.
Gökmen Bey gelince bana "Yanlış yerde oturuyorsun, kalk yerimden!" demişti. Yerimden kalktım ve Gökmen Bey'e elimi uzattım.
"Ben Holding'in yeni sahibi, Ahmet Şura'nın oğlu Burhan Aras Şura memnun oldum Gökmen Bey."
Gökmen, ne olduğuna şaşırmış eli ayağına dolanmıştı, bana baktı ve burası o zaman sizin yeriniz efendim dedi ve usulca yerine geçti.
Konuşma yapmak için ayağa kalktım:
"Hanımlar ve Beyler herkese iyi günler! Ben Aras Şura, bundan böyle babamın yerine ben geçmiş bulunmaktayım. Aranızda eğer ki okul okuyor, üniversite okumamış ya da bu alanda bilgisi olmayan biri, bizi nasıl yönetir fikri varsa haklısınız."
"Ancak, sizlere şunu söylemek istiyorum, babam ilköğretim mezunu yani, sizler de Yükseköğretim mezunusunuz, burada sizleri eziklemek gibi bir niyetim yok! Sadece olanları anlatıyorum."
"Yakında sizlerle daha çok toplantılar yapacağız, hatta şimdiden haber vereyim kurulumuzda değişikler olacaktı, gerek pozisyon, gerek isim."
"Elimde şu an kısa süre önce hazırladığım raporlar var ve hiç iç açıcı sonuçlar yok burada, yani şimdiden hazır olun, herkese iyi günler. İşinizi başarıyla yapınız!"
Konuşmamı yaptıktan sonra, herkesin yüzü buz tutmuş gibiydi, aralarında "olamaz, böyle yapamaz!" diye birbirilerine sitem ediyorlardı.
Ben toplantı odasında çıktıktan sonra, Tuğba Hanım arkamdan gelmişti, arkamdaki topuklu ayakkabı seslerini duyunca yavaşça döndüm.
Hayırdır Tuğba Hanım, bir şey mi söyleyecektiniz?
Tu: Biliyorum bu sizin kararınız fakat, bu biraz ağır bir karar değil mi?
Hayır Tuğba Hanım, son 6 yıllık süreçte şirket çok kaybetti, bence bu açık kapatılmalı. Hem siz niye bu kadar endileşelisiniz?
Tu: Efendim ben de kurulda bulunuyorum, uzun zamandır bu işi yapıyorum. Bu nedenle, eğer ki bizleri kovarsanız sözleşme gereği 10 yıllık süreç boyunca kimseyle çalışamayız.
Orası beni ilgilendirmiyor Tuğba Hanım, önümüzdeki ay sonu bütün kararları vereceğim, yeni düzen ve yeni isimler için.
Şimdilik iyi günler.
Tu: İyi günler efendim!
Şirketten çıkarken bugün spora ve psikoloğa uğrayacağım aklıma gelmişti. Ve kimsenin bunları bilmesini istemediğim için de arabayla gidemezdim.
Fakat aslında bu şirketin otoparkında bir sürü özel durumlarda kullanılmak için audi marka araçlar vardı.
Şoför'ü aradım ve geri dönmesini istedim. Hemen otoparka indim ve oradaki görevlilerle konuştum, bir tane anahtarı aldım ve arabaya gittim.
Aracı çalıştırdığım gibi hemen psikoloğa gitmek için tam gaz yola çıktım.
[30 dakika sonra]
Psikolog Hanım'ın kapısını çaldım ve içeri girdim. Simay Hanım her zaman olduğu gibi kenarda oturmuş bekliyordu.
Nasılsınız Simay Hanım?
Pg: İyiyim teşekkürler, siz nasılsınız?
Normal fakat aynı değil.
Pg: O da güzel bir durumdur, en azından kötüden iyidir.
Yani evet haklısınız!
Pg: Buyrun anlatın dinliyorum.
Hayatım son zamanlarda biraz zor olmaya başladı, duydunuz mu bilmiyorum babam hapse girdi.
O hapse girince de işlere ben bakıyorum nihayetinde.
Pg: Evet duymuştum.
Anneme bu sabah, beni yine eziklemeye babam kadar başarılı olamayacağımı söyledi.
Pg: Babanız dolandırıcı değil mi?
Evet ama annem bunu hâlâ unutuyor.
Pg: Peki, isterseniz buraları birazcık geçelim tekrar hayatınızın geçmiş zamanlarına dönelim.
Ne anlatabilirim ki? Neredeyse pandemi öncesinden beri geliyorum.
Pek bir şey kalmadı artık. Ne anlattıysam sizlere bütün yaşanmışlığımı biliyorsunuz zaten.
Pg: Aslında doğru haklısınız. Peki babanızın bu gidişi nasıl hissettiriyor?
Güzel hissettiriyor. Çürüsün hapiste ona orada ne yapıyorlarsa yapsınlar.
Pg: Hımm, anladım.
Ne diyebilirim 18 yıl sonra özgürüm, ailem bana istedikleri şekilde hareketler yapamıyorlar.
Birazcık nefeslenmiş olabilirim bir nevi.
Pg: Ne güzel değil mi?
Bayaa iyi. :)
Peki sizin hayatınız nasıl geçiyor?
Pg: Klasik her gün sizlerin yaşadığının benzerini yaşayan insanlar geliyorlar, onlarla sorunları çözüp, yeni bir insan olmaya çalıştırıyorum onları.
Bunu söylerken Simay Hanım'ın boynunda bir morarıklık farkettim tıpkı bir sopa ile vurulmuş gibiydi.
Boynunda duran izi gördüğümü farkedince, bozuntuya vermeden kaşla, göz arasında orayı çekiştirerek elbisesiyle güzelce kapattı.
Aslında ne olduğunu sormak istedim fakat, belki de düşündüğüm şey değil de, farklı bir şey olabilir diye üstüne gitmek istemedim.
Bir süre daha konuştuktan sonra, yerimden kalktım ve kendisiyle vedalaşıp, aşağı indim.
Arkamdan bir sesle tekrar döndüm, Simay bana seslenmişti. Gümüş ve özel yapım bir kalem cebimden düşmüştü.
Onu bana doğru uzattı, sonra da önümden merdivenden inerek gitti.
Aşağı indim biraz o güzelim çam ağacı kokusunu içime çektim ve otoparka doğru gittim.
Arabama doğru yürürken bir adam beni uzaktan arabanın içinde izliyor gibiydi, yani uzaktan dediğim 10 metre ötede.
Fakat belki durum farklıdır beni değilde bir başkasına bakıyor ya da bekliyor diye düşündüm ve arabama bindim.
Arabayı çalıştırdığım gibi 15 dakika ötede olan kursa, yavaş yavaş arabayı sürüyordum.
Bir ara aynadan baktığımda aynı araç arkamdaydı, az öncekine kıyasla işkillenmiştim. Arabayı bir sağ sokağa sürdüm.
Arkamdan o da girmişti, sonra da sol sapağa girince o da girdi. Garip?
Yavaşça arabayı sağda duran boşluğa doğru çektim ve arabadan inip yere biraz eğildim kenarda duran koca bir taşı aldım öylece bekledim.
Adam yaklaşınca birazcık dik durdum ve hazırlandım, adam tam o esnada arabasını gazladı ve son hız sokaktan geçti gitti.
Bir süre durdum ve bekledim.
10 dakika sonra arabayı tekrar çalıştırdım ve kurs yerine gelmiştim.
Yavaşça kapıyı açtım ve direk soyunma odasına gittim, içerisi boş ve sakindi. Üstümü değiştirip çıktım ve aşağı kata indim.
Nadia altında kırmızı bir tayt üstündeyse siyah bir crop tarzı rahat bir şey vardı.
Hocam merhaba?
Na: Aras Bey, sonunda gelebildiniz nerelerdesiniz ya siz? (sinirli)
Hocam kusuruma bakmayın, ailevi sorunlar, dava vs. derken size uğrayamadım.
Na: Gel bakalım şöyle sen!
Yavaş adımlarla Nadia'nın karşısına geldim ve beklemeye başladım.
Bir anda bana atak yaptı ve dövüşmeye başladık, her hareketini savuşturuyor ve elimden geldiğince kendimi savunuyordum.
Na: Sana sadece savunmayı öğretmedim, karşılık ver hadi!
Bunu söyleyince beni denediğini tamamen anladım ve ben de karşılık verdim.
İkimiz de çok hızlı hareket ediyorduk sanki iki tane Ferrari yarışıyor gibiydi.
Uzun süren karşılıklı mücadele 20 dakikadır devam ettiği için yorulmaya ve terlemeye başlamıştık.
Ben son anda bir hareket ile Nadia'yı yere sermiştim.
Hocam boynuz kulağa geçiyor ha ne dersini-...
Bacağıma yaptığı bir hamle ile yere serilmiştim, Nadia tam üstümde duruyor nefes alış verişini hissedebiliyordum.
Göğüsleri, göğüs kafesime temas ediyordu.
Na: Daha değil fakat iyisin bir süredir yoktun ama çoğu öğrencime göre hızlı öğrendin ve bayaa iyisin Aras.
Sağ olun hocam!
Peki bugün neler öğreteceksiniz.
Na: Senin fazla bir hareketin kalmadi, yani öğreneceğin bir şey kalmadi.
Na: Büyük ihtimal 3 ya da 4 ay içinde senin belgeni veririz.
Teşekkür ederim hocam, hepsi sizin sayenizde oldu.
Na: Sadece benim değil, sen çok azimlisin ve çoğu yerde olduğu gibi burada da başarılısın. Şimdi 2 saatlik işimiz var hemen başlayalım.
Tamamdır hocam, hemen yapalım.
[Bu 2 saatlik süreçte bir sürü hareketi öğrenmek için tekrar ve tekrar yaptım sonra da bunları denedim]
Hocam başka bir şey var mı?
Na: Yok Aras üstünü değiştirebilirsin!
Tamamdır hocam.
Üstümü değiştirmeye gittiğimde arka koridordan ses geliyordu fakat önemsemeden ilerlemiştim.
Üstümü değiştirip çıktığımda görüşürüz demek için Nadia'nın yanına gidiyordum.
Tam içeri girecektim fakat, kafamı kaldırıp baktığımda 5 tane adam Nadia Hanım'ın etrafını çevrelemişti.
Konuşmaları dinlemek için biraz saklanıp bekledim.
(x adam: xa)
Xa: Bak borcunu ödedin ödedin, ödemezsen, alırım burayı senden.
Xa: Hatta tek burayı değil başka bir şey de alırım, özellikle bunu sen hiç istemezsin!
Na: Lutfen kocam aldi parayi, ben bir şey almadim! Benim haberim bile yoktu paradan.
Xa: Kocan aldı fakat kaçtı gitti burayı da ipotek ettirdi. Ya bu ay sonuna kadar 200 bin doları ödersin ya da alırım burayı senden.
"Muhammet abi ne yaptı da bu adamlardan borç aldı ki? Allah'ım arada kadının başı yanacak... "
Adamlar bir süre daha konuştuktan sonra, çıktı gittiler. Hemen Nadia Hanım'ın yanına gittim ve yanına oturup neler olduğunu sordum.
Bana ağlamaklı bir şekilde durumu anlatmaya çalışıyordu.
Na: Ko-kocam, bitcoin ve b-borsa da yükseliyordu. Fa-fa-kat bir sabah uyandığımda, kendisini bilgisayar başında gördüm, kafasını ellerinin arasına almış a-ağlıyordu.
Na: Ne oldu dedim. Bana döndü ve "battık, büyük battık!" demişti.
Na: Ben toparlarız ederiz dedim tam 6 ay önce, her şey guzel gidiyordu fakat. Tam 1 ay önce kocam tekrar yatırım yapmak için tefeciden borç almıştı.
Na: K-kendisine n'olur tekrar girme şu işlere kaybederiz, yapma etme dedim. Gitmiş evi arabamı ve zamanında sattığım biriktirdiğim para ile bu binayı aldım, burayı da ipotek ettirmiş onlara.
Na: N-nasıl oluyor anlamıyorum, bir süredir gelip borcu öde, borcu öde diyorlar.
Na: Kocam nerelerde bilmiyorum 1 ay önce parayı aldıktan 3 gün sonra kayıplara karıştı bana sadece "annem'e gidiyorum döneceğim canım!" diye mesaj yazmıştı.
Na: Bu adamlar geldiği günlerde bir mektup geldi tam 10 gün önce;
"biliyorum, ne olduğunu anlamadın! Belki bana kızıyorsun ama o parayı ödeyecek param kalmadı yine battım, kalan 70 bin dolar ile borç ödeyemezdik, eğer ki dönseydim parayı alıp beni kurşuna dizlerlerdi. Seni seviyorum beni affet, artık dönemem" yazıyordu.
Na: Kocam beni borç batağına bıraktı ve gitti n'apacağımı bilmiyorum, Allah'im yardim et n'olursun...
Bunları dinlerken bildiğin şok olmuştum, Nadia Hanım çok tatlı ve akıllı bir kadındır. Onu bu hale sokmak, ne acı bir durumdu.
Kocası dönmeyecek o belli fakat, borçları nasıl ödeyecekti, eğer ki ipotek edilenleri verse kadının elinde ya da avucunda bir şey kalmazdı.
O an kendimin zengin olduğunu hatırladım, istediğim gibi para çeker ve istediğim gibi de harcayabilirdim kim ne diyebilir ki?
Nadia Hanım'ın çenesinin ucundan işaret parmağım ile tutup gözlerime gelecek şekilde kaldırdım ve;
"eğer ki para lazımsa, sizin için hiç düşünmeden karşılıksız para veririm! Yeter ki şu güzelim suratınızı ağlayarak mahvetmeyin, yazık değil mi şu gözyaşlarınıza!" dedim.
Nadia şok olmuş bicimde deniz mavisi gözlerini kocaman açtı ve gözlerime bakıp "ci-cidden mi? Yapabilir misin bunu?" demişti.
Gülerek "neden olmasın, hem sen bana neler öğrettin karşılık beklemeden, bunların bence bir bedeli varsa böyle ödenebilmeli" dedim.
Yüzü bir anda tarifsiz bir şekilde gülmüştü, Kollarını hemen sarmaladı sırtıma, yanaklarıma ıslak ve sıcak öpücükler konduruyordu her öptükten sonra "teşekkur ederim Aras, çok teşekkurler." diyordu.
"Bir an içimden umarım beni kandırmıyordur, çünkü ona ailemden bile çok güveniyorum."
"Uzun zamandır beraber sayılırız, beni eğitiyor ve hiç karşılık beklemiyor, aslında bunun için bile bu parayı hiç düşünmeden veririm."
"Neyse bu kadar düşünüpte yormayayım kendimi."
Sarılma faslı bittikten sonra Nadia elinin tersiyle gözyaşlarını silmiş ve yüzünde tatlı bir gülümseme olmuştu
bu gülüş için neler verilmez ki...
Yerimden kalktım ve çantamı yerden aldım, kendisi de kalkmış bekliyordu, ona baktım ve soru sordum" bu adamlar ne zaman gelecek tekrar olarak?" dedim.
Bana hemen "Bu ay sonu tekrar gelecekler!" demişti.
Tamam o zaman "para hazır olunca gelir senin yanında bekler ve onlarla görüşme ayarlayıp uygun bir yerde parayı onlara veririz." dedim.
Kendisi sevinçten çığlık atıp tekrar sarılmak için üstüme küçük kız çocuğu gibi atladı, fakat bir an dengemi kaybettim ve yere düştüm.
Nadia hemen endişelenip "iyi misin, istemeden oldu özür dilerim." dedi.
Ben de kendisinin sırtına ellerimi atıp vücudunu vücuduma bastırdım ve sarılarak sesli gülmeye başladım.
O da benim gülerek tepki verdiğimi görünce yumuşamış ve sesli gülerek karşılık vermişti...
-HERKESE İYİ SEYİRLER AMINA KOYAYAYIM-
27 notes · View notes
onderkaracay · 11 months
Text
Tumblr media
🗣️ Ekonomik Bağımsızlığa Düşmanlık
Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşı sonrası ilk iş İzmir İktisat Kongresini toplamak olmuştur.
Çünkü Osmanlı imparatorluğu ekonomik bağımsızlığını o günkü tefecilere kaybettiği için sonu gelen bir imparatorluktu.
Türk ulusunun küresel şirketler ve onların yerli işbirlikçilerine güven duymama sebebi bu tecrübeye dayanır.
Son yirmi yıldır ülkemizi yöneten iktidarın affedilmez hatası özelleştirmelerdir.
Tam bağımsızlık özelleştirmeler sebebiyle dışa bağımlı, ithal mal pazarı haline geldiği için de yaşam pahalılığı altında toplum adeta ezilmektedir.
Emperyalizm ve yerli işbirlikçi sermaye tam bağımsız ekonomiyi asla istemezler.
Bu sebeple 2001 yılında bir kriz üreterek 2002 yılında istediklerini sorunsuz gerçekleştiren bir iktidarı iş başına gelmesini 28 Şubat darbesine destek vererek önünü açtılar.
Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizmin altyapı ve ekonomik bağımsızlığa musallat olduğu tespitini yapmıştır.
Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınmasını kamu sektörü öncülüğünde bağımsız sanayileşmeye bağlamıştır.
Her toplumu savaşa ekonomik nedenler ve düşünceler sürükler.
Bağımsızlığın önemini anlatan konuşmasını şu sözleriyle tamamlar;
✓ Bu ulus ekonomik egemenliğini sağlarsa öylesine güçlü bir temel üzerine yerleşmiş ve gelişmeye başlamış olacak ki artık onu yerinden oynatmak mümkün olmayacaktır. Düşmanlarımızın rıza göstermedikleri budur.
1938 sonrası her mahallede bir milyoner olmak için hemen harekete geçerek 2002 sonrası en önemli kurumları çok ucuz fiyata ele geçirdiler.
Atatürk ile aldatmaktan utanmadılar onun tam bağımsızlığın şartı kamu ekonomisini darbeler, krizler, siyasi hilelerle yok ettiler.
Bugün ise artık devlet yok şirketler var diyerek bizi tehdit ediyorlar.
Atatürk demiryollarından deniz yollarına, tekstilden şekere, enerji sektöründen, bankacılık sektörüne, maden işletmelerinden ilk sanayi hamlelerine kadar her alanda kamu iktisadi teşebbüsleri ile kendi kendine yeter tam bağımsız bir ülke kurmuştu.
Hangi yollarla elimizden aldılar ise o şekilde de geri alacağız.
Ekonomide tam bağımsız bir ülke olmadan siyasi ve jeopolitik bağımsızlık mümkün değildir.
Her insanımıza özelleştirme işgal projesini ve kamulaştırma ile kamu ekonomisini anlatarak tam bağımsız bir ülke yeniden olana kadar direneceğiz ve çok çalışarak başaracağız.
Bu noktaya gelmeden önce siyasi partilerden ve batı sömürgesinin işbirlikçi zihniyetlerin tamamından kurtulmak bir zihniyet devrimi ile bilinçli bir toplum olmanın önünü açmalıyız.
Sürdürülebilir sömürge düzenini devam ettirmek yana olan siyasi partiler devri kapanmalıdır.
Türk ulusu küresel ve yerli işbirlikçi tefecilerin elinde borçla inim inim inletilmeye layık bir ulus olmadığını gösterecektir.
Kamulaştırma olmadan, üretim olmadan, ithalat, borç ve tüketim ekonomisi son bulmadan bu mümkün değildir.
Bu iradeyi daha önce göstermiş Türk ulusu Atatürk'ün yarım kalan insanlık devrimini tamamlamak yoluyla yeniden gerçekleştirecektir.
Cumhuriyetin ikinci yüz yılı kamulaştırma görevi ve dersi ile başlayacak.
] Önder KARAÇAY [
12 notes · View notes
farklibirsey · 9 months
Text
bi şeyler yapıp kendi işimi kurmak istiyorum birkaç ay çalışıp idare etsem kendimi bi şeyler üretecek duruma gelip şu hizmet sektöründen sıyrılmam gerek
9 notes · View notes
bbellium · 1 year
Text
mağazacılık sektöründen öğüre öğüre çıkıp buraya kaçtım ama bazen ilk uçağa atlayıp uçaktayken lcw ya başvurumu yapıp türkiyeye dönmeyi düşünüyorum öyle delirtiyorlar beni burda
10 notes · View notes
uzunburakefendi · 10 months
Text
.
"Gerçek kendisi dışında her türlü kılığa girdi.
İnsanlar bunu duymak istemiyor. Kendilerini mutlu eden, yatıştıran şeylerle ilgileniyorlar. Kim olduğumuzun, ne yaptığımızın da bir önemi yok. Hepsini yeniden yaratabiliyoruz. Sinema eleştirmeni, gurme yahut doğa fotoğrafçısı olmak için birkaç parça alet satın alıp aralarına karıştıktan sonra görsellerini paylaşmanız yeterli oluyor. Kimse size "bu yeni hayat da nerden çıktı?" diye sormuyor. Duyarsızca alkışlayıp parmaklarının altında bekleyen bir sonraki hayata geçiyorlar."
syf.9
.
"Çoğunluğun çalışma şartlarını deneyimledikçe "halkımız okumuyor" diye atıp tutan insanlara bileniyordum. Çünkü halkımız bütün gün ezile ezile çalışmış, gün bitiminde kendisini eve götüren bir taşıtın camından yansımasını yahut trafiği seyrederken gerçekten yaşayacağı bir gün parçasını beklemiştir... Bitkin halkımızın eve alışması, bir şeyler yemesi ve kim olduğunu hatırlaması epey zaman alır. Kafasındaki vınlamayı dindirmeye çalışan halkımız bunu kitap okuyarak yapmaya yeltenince istemeden de olsa gözleri kapanır, uyuklamaya başlar. Böylece günün geri kalanını da yaşamadan kapatmış olur. Güzel, duru ve vicdanlı halkımız yemek yerken yahut işyeri gündeminden kurtulmaya çalışırken onlar için sinsice ve özenle hazırlanmış görsel, kısa ve basit şeylere vakit ayırmaya itilir. Hevesle alınıp rafta takoz gibi duran "Karamazov Kardeşler" ise okunabilmek için başka bir ücretli emek sistemini bekler."
syf.23
.
"Bir saattir 'Çağdaş Türk Edebiyatı' diye kafa ütülediğiniz şey aslında okur odaklı bir hizmet sektöründen ibaret, o kadar. Yayınevleri parayı beyaz yaka mutluluğunda bulduktan sonra plazalarda vahşice sömürülen bu insanları rahatlatma görevini bir gönül borcu olarak üstlendiler. Şimdilerde yarattıkları parlak çocuklara kutu açma videosu gibi tüketilen kitaplar yazdırıyorlar. Artık nerede olduğunu biliyoruz sevgili okur! Yalnızca o aptallığın içinden kurtulmanı bekliyoruz."
syf.78
Yayın dünyamız içinde, tatlış maskelere karşı kendi olma gafletiyle(!) yaşayan bir yazarın bakışıyla gerçeklik üzerimize üzerimize geliyor bu romanda.
Ozan Çınar kesinlikle ıskalanmaması gereken bir yazar.
#ozançınar #bizdünyainsanları #raskolunbaltası
instagram
3 notes · View notes
Text
Operasyonel Araç Kiralama Sektöründen Yılın İlk Çeyreğinde 6,6 Milyar TL’lik Yatırım!
Operasyonel Araç Kiralama Sektöründen Yılın İlk Çeyreğinde 6,6 Milyar TL’lik Yatırım!
Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2022 yılının ilk çeyreğine ilişkin sektör verilerini açıkladı. Verilere göre; operasyonel araç kiralama sektörü yılın ilk çeyreğinde 6,6 milyar TL’lik araç yatırımı yaparak 14 bin 200 adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü ise 58,6 milyar TL olarak gerçekleşti. Sektörün filosundaki araç sayısı yılın ilk çeyreğinde 2021 senesinin sonuna…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medya-press · 3 days
Link
Yılın en etkili isimleri Time 100 Gala’sında
0 notes
haber71net · 4 days
Link
Kırıkkale Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Osman Cebeci, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi. ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
Text
Bendevi Palandöken, “Konaklama Fiyatlarında Abartıya Gidilmemeli” ANKARA- Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te...
0 notes
dijitalkatmer · 12 days
Text
Mia Khalifa
Tumblr media
Mia Khalifa Sosyal Medya Hesapları
Twitter Instagram OnlyFans Youtube
Mia Khalifa Bilgi Kartı
- Yayıncı: Mia Khalifa - D.Tarihi: 10 Şubat 1993 - Boy: 157 - Kilo: 55 - Burç: Kova - İletişim: [email protected]
Mia Khalifa Biyografi
Mia Khalifa, 10 Şubat 1993 doğumlu bir Lübnanlı-Amerikalı. 2001'de ailesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı. Ekim 2014'te porno sektörüne adım attı ve kısa sürede büyük bir popülerlik elde etti. Pornhub'da en çok izlenen oyuncu oldu ve 2015'te "1 Numaralı Porno Yıldızı" seçildi. 2017'de XHamster, 2016'nın en çok aranan yetişkin oyuncusu olduğunu açıkladı. 2018'de ise Pornhub'da en çok aranan aktris oldu.2018'de pornografik film sektöründen çıktıktan sonra Mia Khalifa, sosyal medya ünlüsü, web kamerası modeli ve spor yorumcusu olarak yeni bir kariyere başladı. Şu anda içeriklerini OnlyFans üzerinden yayınlıyor.Mia Khalifa'nın takma adı Mia Callista'dır. 1,57 metre boyunda ve 55 kilogram ağırlığındadır. Kahverengi gözleri, siyah saçları ve esmer teniyle dikkat çekmektedir.
Mia Khalifa Foto Galeri
Tumblr media
Mia Khalifa Fansly
Tumblr media
Mia Khalifa galeri
Tumblr media
Mia Khalifa instagram
Tumblr media
Mia Khalifa kimdir
Tumblr media
Mia Khalifa links
Tumblr media
Mia Khalifa loyalfans
Tumblr media
Mia Khalifa Onlyfans
Tumblr media
Mia Khalifa twitter
Tumblr media
Mia Khalifa x
Read the full article
0 notes
shopsuqi · 24 days
Text
Türkiye'de ve dünyanın her yerinde internet üzerinden ürün satışı yapabilirsiniz.
Hobi ürünlerini ve el işi malzemelerini mağazamda görebilirsiniz.
Dropshipping Stoksuz satış ve E Ticaret ürünleri için bana ulaşabilirsiniz.
El işi, hobi ve nikah şekeri malzemelerini toptan yada perakende olarak satın alabilirsiniz.
Kağıt gül
Lateks gül
Ezme ve normal zincirli anahtarlık halkası
Tüm renklerde epoksi cam kırıkları,
Jüt ip,
Jüt halat,
Jüt şerit,
Jüt kumaş,
Kuru çiçek çeşitleri,
Sıcak silikon mumu çubuğu ve silikon tabancası,
Saten kurdele,
Şifon kurdele,
Organze kurdele,
Pıtırcık cipso,
Mantar tıpalı cam şişeleri ve diğer tüm ürünleri sipariş verebilirsiniz.
@shopsuqi
Etsy
Amazon
Shopier
Shopify
Trendyol
Hepsiburada
N11
ePTTavm
Çiçeksepeti
Diğer tüm online mağaza oluşturulan e ticaret platformlarında a'dan z'ye teknik destek sağlıyorum.
#camkirigi
#tuhafiye
#yapaycicek
#izmirorganization
#izmirorganizasyon
#sözorganizasyonu
#nişanorganizasyonu
#nikahorganizasyonu
#kınaorganizasyonu
#düğünorganizasyonu
#partiorganizasyonu
#organizasyonmalzemeleri
#toptanpartimalzemesi
#dropshipping
#eticaretürünleri
#stoksuzsatış
#izmirdropshipping
#turkeydropshipping
#Jütip
#Jüthalat
#Jütşerit
#Jütkumaş,
#Kuruçiçek
#Satenkurdele
#Şifonkurdele,
#Organzekurdele,
#Pıtırcıkcipso,
#Mantartıpalıcamşişeler
#fyp
#keşfet
#viral
Epoksi Cam Kırığı: Güçlü Yapılar İçin Dayanıklı Bir Materyal
Epoksi cam kırığı, modern yapı sektöründe yükselen bir trend olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yenilikçi malzeme, hem estetik hem de fonksiyonel özellikleriyle dikkat çeker. Epoksi reçinesiyle birleştirilmiş cam kırıklarından oluşan bu kompozit malzeme, yüksek mukavemet, dayanıklılık ve benzersiz bir görünüm sunar. İnşaat sektöründen sanat eserlerine, birçok farklı alanda kullanılabilirliği ile epoksi cam kırığı, tasarım ve mühendislik dünyasında yeni bir sayfa açıyor.
Epoksi Cam Kırığı Nedir?
Epoksi cam kırığı, geri dönüştürülmüş cam kırıklarının epoksi reçinesiyle karıştırılması sonucu elde edilen bir kompozit materyaldir. Epoksi, termoset plastikler grubuna ait bir polimer olup, mükemmel yapışma özellikleri, kimyasal ve ısıya dayanıklılığı ile bilinir. Cam kırıkları ise, yüksek mukavemet ve estetik görünümü ile bu kompozite katkı sağlar.
Epoksi Cam Kırığı Kullanım Alanları
Epoksi cam kırığı, kullanım alanları itibariyle oldukça çeşitlilik gösterir. İşte bu malzemenin kullanıldığı bazı alanlar:
Dekoratif Zemin Kaplamaları: Epoksi cam kırığı, şeffaflığı ve renk çeşitliliği sayesinde, alışılmışın dışında zemin kaplamaları oluşturmak için kullanılabilir. Özellikle ticari mekanlar, galeriler ve lüks konutlar bu tür zeminleri tercih eder.
Tezgah Üstleri ve Mobilya: Mutfak ve banyo tezgahları, masa ve sehpa üstleri gibi mobilya parçaları, epoksi cam kırığı kullanılarak üretilir. Bu sayede hem dayanıklı hem de estetik bir görünüm elde edilir.
Sanat Eserleri ve Heykeller: Sanatçılar, epoksi cam kırığının sunduğu renk ve dokuları kullanarak benzersiz sanat eserleri ve heykeller oluşturabilirler
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
haberimiz · 24 days
Text
Geçici Çit, Taşınabilir Çit ve Seyyar Çit: Esneklik ve Kullanım Kolaylığı
Günümüzde inşaat sektöründen etkinliklerin düzenlenmesine kadar birçok alanda geçici çitler, taşınabilir çitler ve seyyar çitler, alanların güvenliğini sağlamak ve organizasyonların düzenli bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olmak için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu tür çitler, çeşitli malzemelerden üretilebilirken, özellikle galvaniz veya galvaniz üzeri polyester boya kaplaması yapılarak üretilenler, dayanıklılık ve uzun ömür gibi avantajlar sunar.
Geçici çit, genellikle kısa süreli ihtiyaçları karşılamak için kullanılan ve kolayca taşınabilen çit sistemleridir. İnşaat alanlarında, yol çalışmalarında ve etkinliklerde geçici güvenlik önlemleri olarak sıklıkla kullanılırlar. Bu çitler, hızlı bir şekilde kurulabilir ve kaldırılabilir, böylece işçilik ve zaman maliyetlerini azaltır. Ayrıca, taşınabilir çitler, farklı şekil ve boyutlarda tasarlanabilir, bu da çeşitli uygulama alanlarına uyum sağlar.
Taşınabilir çitler, benzer şekilde, hızlı montaj ve demontaj imkanı sunan, ancak daha kalıcı kullanım için tasarlanmış çit sistemleridir. Genellikle daha sağlam malzemelerden üretilirler ve uzun süreli kullanım için daha uygun olabilirler. Özellikle etkinlik alanlarında, otoparklarda ve spor sahalarında sıkça tercih edilirler. Galvaniz veya galvaniz üzeri polyester boya kaplaması yapılarak üretilen taşınabilir çit, hava koşullarına ve dış etkenlere karşı dayanıklılık sağlar, böylece uzun yıllar boyunca kullanılabilirler.
Seyyar çitler ise, genellikle daha büyük alanlarda güvenlik ve sınırlama amaçları için kullanılan, taşınabilir ve montajı kolay çit sistemleridir. Özellikle büyük etkinliklerde, hayvan gösterilerinde ve inşaat projelerinde kullanılırlar. Galvaniz veya galvaniz üzeri polyester boya kaplaması yapılarak üretilen seyyar çit, güçlü yapısı sayesinde dayanıklılık sağlar ve uzun süreli kullanım için ideal bir seçenek sunar.
Geçici çitler, taşınabilir çitler ve seyyar çitler, çeşitli uygulama alanlarında güvenlik ve sınırlama ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir role sahiptir. Özellikle galvaniz veya galvaniz üzeri polyester boya kaplaması yapılarak üretilen çitler, dayanıklılık, uzun ömür ve çevresel koşullara dayanıklılık gibi avantajlar sunar, böylece kullanıcılarına güvenli ve uzun süreli bir çözüm sağlarlar.
0 notes
diyarbakirhaberleri · 1 month
Text
Sektöründen uyarı geldi: “İşletim sistemlerinde lisanssız ürün kullanmak suçtur”
ICYMI: https://www.haberidiyarbakir.com/sektorunden-uyari-geldi-isletim-sistemlerinde-lisanssiz-urun-kullanmak-suctur/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes