Niye yedi saniye sürdü aq expert değilim sarılma konusunda -zaten burada yoktur hepmiz asosyal oçlar olduğumuz için- ama bana da ters geldi bu terslikte bir iş var acaba sana aşık mı kokunu mu hafızasına kazıdı ya da ufak çaplı bir kalp krizi mi geçirdi aq 7YEDi yedi saniyede öldü dirildi mi naptı

sag ve sol toplam yedi. gereksiz uzundu bence de. ben sirf bi bahane buldugum icin bundan rahatsiz olmadigini gostermek amaciyla o kadar uzun tuttugunu yorumladim, bilemiorm

Bu hayatta tek önem verdiğim şey ,karşımdaki insanın sadece bana olan sevgsi başka bir şey beklemedim asla...

kusur aramadım çünkü hepmiz insanız hepimizin kusurları olabilir ..sadece çok sevmek ve sevilmeyi istemek suç mu? Bu..

bir insan başka daha ne gibi büyük hayali olabilir kalbinin ritmini değiştirdiği insanın yanında bir ömür kalmak değil midir tek duası

İnsan sevdiğine soğuk davranarak sevgisini gösteremez ki yada başka insanların sözünü kulak verirsek sevdalar nasıl var olabilirdi...

Benim acele etmek ve en iyi şekilde olmasını beklemek, belki bazılarına göre aşırı mükemmelyetçi olmak gibi kötü huylarım var kabul ediyorum bazende odunluk yapıyorum onuda unutmim öyle bir insanım işte ... Ne diye bilirim haklı olabilirsiniz ama her ne yaptıysam sevdiğim için yaptım..

önemli olan sadece biraz karşısındaki insana zaman vermesini bekledim insanların sorunları olabilir. Anlmak gerekmez mi?.insanlar hatalarını yada doğru olmayan davranış şeklerini farkına varması herkesin başına gelen bir durum değil mi? çoğu zaman önemli olan bunu nasıl hisetirdiğini farkına varmış olmak değil miydi??

Tek bir hayalim vardı oda dostoyeveski gibi sevmeyi istmek🥀

Hepmiz birinin hikayesinde kötüyüz

ne zaman buhranli hissetsem kendimi melodilerin arasinda kaybolmus buluyoeum boylw diince kuul durdu dimi melodilerin ne oldugundan bahsetswm hemen ıyk dersiniz ay gerci hepmiz serdar ortac fani olduk dimi prdn

La gardaş bi gün hiç unutmuyorum 7. Sınıftayım arkadaşlarım geldi halısaha maçı var kaleci ol dedi zamanında panter gibiydim varya fema 1 rüştü 2 ben o biçim yani tamma desim okul dağıldı hızlıca eve gittim kapıyı 1 tık açtım tek tık kitlenen tahta kapımız vardı çantamı attım arma çıkardım gömleği çıkardım hemen giyinmeye başladım ama karnımda zil zurna neysa baba dolap a koşrum açtım boş harbi boş yani kahvaltılık 10 zeytin var desen 3 ü küf olmuş salça göz diktim aldım tezgaha dünden kalma belediye ekmeğini yardım içine çaldım 2 kaşık salça miss ayağıma büyük gelen ayakkabılarımı giydim(çünkü başkasının ayakkabısı idi ben 16 yaşıma kadar 0 ayakkabı giymedim) giydim yapıştır halısaha ya gittim bebeler ısınıyor neyse oynadık ettik felan birden 2 adam geldi bağırdılar lan çıkın ordan ne işiniz var kim aldı sizi içeri dedi bende adama yakınım dayı bizim bebeler parasını verdiler demi lan dedim kimseden çıt yok bi baktım hepsi kaçıyor halısahanın diğer ucundan teli açmışlar içeri girip içerden zinciri kırmışlar bende normal kapıdan girmiştim haberim yok dondum kaldım orda kaçamadım adam kolumu tuttu bi fiske vurdu şrakk ama unutamıyorum o tokatı amel defterimi kapattı resmen ama haklı adamın sahasına izinsiz girmişiz üstüne bide para vermeyip zarar vermişiz adam polise gitcez dedi tek dediğim tamam oldu gittik harbi gittik siteler polis karakoluna gittik adam anlattı anlattı ama ordaki polis amca bana bakıp duruyor bende suratımı sıvazlıyom tamam dedi adamlar orda diyor girmiş oynamışlar zinciri kırmışlar teli yarmışlar zararımı karşılasınlar bu"piç" arkadaşlarını söyler dedi orda o küfürüne çok sinirlendim polis çıkardı odadan anlat dedi okuldan çıkmadan tutunda sahaya gelmem gol kurtarmam felan hep anlattım ailemi felan anlattım babamı sordu yoktu şehir dışında idi annem çalışıyordu güldük felan suratına noldu dedi tokat attı şu küfür eden dayı dedim çağıttırdı adamları geldiler sen el kadar bebeye nasıl vurursun şimdi darp raporu alsa haklı dedi polis amca 1 dk dedim adama döndüm dedim ki ben senin zararını karşılıycam ama yeter ki şurdan çıkalım oaranı 3 güne getircem dedim ne kadar dedim 400 dedi yuh dedim bizim evin kirası 200 tl amca dedim tamam 350 dedi tamam dedim şikayetini çekti 3 günde buldum o parayı ama nasıl buldum su sattım, mendil sattım, bakır topladım, sahaya giren bebelerden para aldım, ordan burdan borç aldım kömürlükten 2 çuval kömür sattım 30 tl den belediyenin kömürü idi yaz ayı olduğu için yakmıyorduk saten neyse parayı denkleştirdim bi zarfa koydum bide not yazdım notta şu yazıyordu " Abi benim haberim yoktu vallaha ben sadece oynamaya gelmiştim hakkını helal et şu parayı da kabul et bidaha görmezsin bizi ha bide biraz bozuk para var sayarsın artık ama tam 350 var orda." diye not düştüm işte topluca bebelerle gittik kapıyı vurdum halı saha yanındaki kulubeye açtı merhaba amca dedim sinirli sinirli bakıyor verdim zarfı bide notu hakkını helal et dedim bize baktı her birimizi süzdü birşey demedi aldı çıktık işte uzaklaştık ordan gidiyoz halısahanın yanında park vardı parka oturduk konuşuruz derslerle ilgili felan arkamızdan biri sesleniyor çocuklar diye baktım o parayı verdiğim dayı gelin bakam buraya dedi bende birşey oldu sandım gittim

+para eksik mi çıktı amca? Dedim

-saymadım ama sana vurduğum için özür dilerim mert çocukmuşssun hadi saha boş öglen 12 ile 2 arası boş oluyor girin oynayın top da verem orjinal top hemde oynayın hadi dedi.

biz şaşırdık içimiz birisi Samet(sümüklü samet) paramız yok ama dedi güldü dayı olsun girin oynayın benden dedi hatta arada bi gelin boş sa oynarsınız dedi girdik oynadık deli gibi sonra herkes yoruldu susadı dayı bağırdı gençler kola içermisiniz diye hepmiz deli divane oldu koştuk adama bi güzek içtik felan ferahladık o zamanlar kola 2.5 litresi 2.75 di 😁 amca da anlattı çocukluğunu hiç unutamadığım bi anım buydu işte...

aynalar

son birkaç gündür çok yalnız ve mutsuz hissediyorum. aslında yedi aydır belirli şekillerde buna zemin hazırlanmış ama ben o kadar mutlu ve huzurluymuşum ki tek bir kişiyle ve tek bir yaşayış biçimiyle hiçbir şeyn farkına varamamışım. yedi ay öncesinde her saniye her dakika ve her gün gördüğüm insanlar bu yedi ay boyunca belli değişimler geçirmişler ve ben bırak izlemeyi görmemişim bile. tam yedi ay sonra dank diye vurmuş kafama gerçekler. yalnız ve mutsuzum aslında.

duygusuzum bir de. bağlanamıyorum ya da duygu besleyemiyorum artık çoğu şeye. yedi ay öncesine kadar ilişki istiyorum diye bağıran ben şimdi yok ortalıkta. artık duygusal ve bağlılık gerektiren bir şeyler istemiyorum. yedi ay önce domino etkisiyle sevgili yapan arkadaşlarım yakın zamanda yine aynı etkiyle yıpranıp üzülüyorlar. sonra tekrar, tekrar ve tekrar... ben buları gördükçe duygularımdan ve eski yoğun isteklerimden, bağlılık merakımdan uzaklaşıyorum. ben artık eski ben olmaktan çıkıyorum. ama nedense hala yalnız ve mutsuzum.

son beş aydır çok fazla takılıyorum. nasıl arkadaşlarım bana aynı ilişki problemlerini anlatırken ben sıkılıyorsam onlar da benim anlattıklarımdan sıkılıyor. ben de hep aynı şeyleri, aynı olayları anlatıyorum, her seferinde farklı bir isimle. bu konuda da duygusuzlaşıyorum.

bir mekana gidiyorum ve bir adamla tanışyorum. bakıyor ve diyor ki; "ne kadar güzel dans ediyor, ne kadar özgür ve kafası ne kadar rahat. nasıl konuşuyor usanmadan ve anlattıkları ne tuhaf her seferinde. nasıl karşı konulmaz bir bakışı ve tavrı var." bakıyor sonra ve beni gördüğü yer gecenin bir yarısı patlamaya hazır bir yer. diyor ki; "bilmem kaç yaşlarında, kesin kendi evinde yaşıyor. ve ne kadar ateşli öpüşüyor hatun. gelecek vadediyor adeta. ben bunu bu gece yatağa atarım ve hatta bununla kalmam uzun bir süre böyle devam ederim"

sonra eve geliyorum. kendime bakıyorum aynada her seferinde. ve her seferinde aynı şeyi görüyorum. konuşurken çocuk, tecrübesiz bir yirmi yaş kadını, ailesiyle yaşıyor ve arada denk gelirse çıkıyor. aslında tüm bunlardan mutlu çünkü kendisi tüm bunlar. ama iki yönü var içinde sanki bir tanesi bastırılmış ve bekliyor. tanımayan kimse bilmiyor gerçekteki halini. onun o beklentileri boşa çıkaracak gerçek hayatını ve aslında dışarıdan görünen o çekici kadının bir yalandan ibaret olduğunu...

eve geldiğmde aynaya bakıyorum her defasında. yalnız ve mutsuz. acınası bir bakış atıyorum kendime. koskoca hayatımda bir iki saatlik uçuşların o keyfini özlüyorum. geri dönmek istiyorum her seferinde bu anlara. ne kadar da zavallıca.

hayatıma giren çoğu erkek maksimum bir saat tutunabiliyor ve sonra hepsinin büyüsü kaçıyor. ben mi? ben eve geldiğinde aynaya bakarak o bir saati tekrar tekrar düşünmeden uykuya dalamayan zavallı bir çocuk.

o her seferinde söylerdi hiç kaçınmazdı açık konuşmaktan. ilişki istediğimde de söylerdi gerçekleri sarılırken de. her an her fırsatta benim gerçekti halimi görürdü. severdi belki ama yetmezdi. hep diğer yanımı görmek ve büyüsüne kapılmak isterdi. yapamazdım. uzunca bir zamandan sonra ilk defa bu kadar rahat kendim olabilmişken nasıl yapabiirim? yapamamışım.

yalnız ve mutsuzum. hiç değilse arkadaşım olarak yanımda istiyorum. bunu yüzüne söylemek yerine ilk defa okunmayacak bir yerlere yazıyorum. o kadar uzun sürdü ki tüm hayatıma oranla, hala onu unutamıyorum.

geçenlerde tanıştığım bir adamın da dediği gibi, o anda ne yapıyorsam aslında gerçek bende saklı olan kiiye yetişmeye çalışıyorum. onu aramaktan vazgeçemiyorum her bir baka isimde ya da yüzde. hepmiz böyle yapıyoruz zaten. bu yüzden de hepimiz yalnız ve mutsuzuz belki biraz. ama kimse sanki sadece onun sorunuymuş gibi yazılar yazmıyor heralde. belki de bu drama tavrımdan dolayı da kendime aynada bakınca zavallı bir çocuk görüyorum.

Tüm bu baskılarla başa çıkamam.

Tüm söyleyebileceğim bu stresin acıtıyor olası.

İşlerin daha iyi olması gerekiyor.

Sadece ilk önce kendimi yerleştirmeliyim.

Her zaman en zorlarını deniyorum.

Kendimi parçalara ayırmamak için.

Şimdi bu enerji benim hislerimi öldürüyor.

Bağze aklımda olan tüm düşünceleri boğmak istiyorum.

Çok şey aynı anda ilerliyor.

Durmasını diledim ve denedim.

Ama hayat sadece berbat, ondan sonra hepmiz öleceğiz.

Olivia O'Brian - empty

'Sıfırdan başlayacağız'

‘Sıfırdan başlayacağız’

Fenerbahçe OPET ve Ulusal Kadro’nun başarılı oyuncusu Naz Aydemir Akyol, koronavirüs sürecinde antrenmanlara konuttan devam ederken “Dünya voleybolu karantinada, hepmiz tıpkı koşullardayız. Her şey yoluna girdiğinde herkes birebir konumdan başlayacak” dedi. Cumhuriyet’e konuşan Naz, oğlu Pamir’le vakit geçirdiği için çok mesut olduğunu söyledi ve kıymetli bildiriler verdi.

Çok canlı bir…

View On WordPress

Uykuya daldigimizda HEPMİZ ayniyiz uzun kısa fakir zengin çirkin güzel ayni yani ve bunu sakin unutmayin ... https://www.instagram.com/p/B27ezklhGsnhdubh365aG5cWqfiokEPOpgJwP80/?igshid=1llkh2w9ntdlh

Bunu buraya ekleyebilmek için ne kadar uğraştım bilemezsiniz ahahaajaja teknolojiye o kadar fransızım ki,her neyse.

Hayvanlarda gelişim olayları: 1) segmentasyon Yani seri bir şekilde mitoz olayları gerçekleşiyor. Oluşan hücrelerin adı ‘blastomer’. Ve önemli nokta şu burada ağırlık artışı olmuyor,hatta bazı yerlerde ağırlığın azaldığı söyleniyor. Galiba mitozun interfazının hakkı pek verilmiyor😀 çünkü asıl amaç hücre sayısını artırmak. Hücre yığını haline gelince durum,buna morula deniyor, üzüm salkımı gibi bir görüntü. 2) gastrulasyon Blastula evresinden sonra alt kısımdaki hücreler çökme ve göçme hareketleri ile blastosöle çökerler. Çökme olayı sonunda iki tabakalı embriyo oluşuyor. Dıştaki ektoderm,içteki endoderm. Süngerler ve sölenterler grubundan canlılar embriyonik gelişimin bu evresinde kalırlar. İleriki aşamalarda ektoderm ve endodermden ayrılan hücre ve hücre grupları iki deri tabakası arasında organize olarak mezodermi oluşturur ve embriyo üç deri tabakasından oluşur. Oluşan mezodermin ortasında kalan boşluğa sölom (gerçek vücut boşluğu) denir. Ektoderm ve Endoderm arasında serbest kalan hücreler mezenşim hücreleri olarak adlandırılır ve ileride bağ dokunun oluşumunda rol alır. 3) farklılaşma(histogenez) ve organogenez Organogenez: embriyo da ileride farklı organların oluşumunda rol alacak organ taslaklarının oluşumuna denir. Histogenez ve organogenez: embriyonik deriler ve bunlardan oluşan doku organ ve sistemler. A)Ektoderm; sinir hücreleri ter,yağ ve süt bezleri, duyu hücreleri göz merceği ,epidermis. B)Mezodermi; Kan doku,kas doku, kıkırdak doku, bağ doku, endotel endokart ,boşaltın sistemi organ ve dokuları,üreme sistemi organ ve dokuları C)Endoderm; sinir sistemi epiteli ,solunum sistemi epitel ile karaciğer,pankreas ,tiroit ve paratiroit bezi Umarım hepmize faydalı olur

Şiir önerir misin?

Bugünlerde herkes gitmek istiyor Küçük bir sahil kasabasına Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara… Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam ayni sey… Herseyi, herkesi birakip gitme istegi. Öyle “yanina almak istedigi üç sey” falan yok. Bir kendisi Bu yeter zaten. Herşeyi, herkesi götürdün demektir.. Keske kendini birakip gidebilse insan. Ama olmuyor. Hani kendimizden raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. Yani herseyi yüzüstü birakmak göze alinmiyor. Böyle gidiyoruz iste. Bir yanimiz “kalk gidelim”, öbür yanimiz “otur” diyor. “Otur” diyen kazanıyor. O yan kalabalıl zira… is, Güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, Güvende olma dugusu… En kötüsü aliskanlik Alışkanlığın verdiği rahatlik, Monotonluğun dogurdugu bıkkınlığı yeniyor. Kaliyoruz… Kuş olup uçmak isterken, agaç olup kök salıyoruz. Evlenmeler… Bir çocuk daha doğurmalar… Borçlara girmeler… isi büyütmeler… Bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor. Misal ben… Kapidaki Rex'i birakip gidemiyorum. Degil busehirden gitmek, iki sokak öteye tasinamiyorum. Alip götürsem gelmez ki… Bütün sokagim köpegim oldugunun farkinda Herkes onu o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? “Sirtinda yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardir; Evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin Kendi imalatimiz küfeler. Ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazim. Bari ufak kaçislar yapabilsek. Var tabi yapanlar, ama az Sadece kaymak tabakasi Hepmiz kaçabilsek… Bütçe, zama, keyif… Denk olsa. Gün içinde mesela… Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün Sabah 9, aksam 18 Sonra baska mecburiyetler Sıkışıp kaldık. Sirf yeme, içme, barinmanin bedeli Bu kadar agir olmamali. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karsılığı, bir ömür yani. Ne saçma… Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar aşık olmam ama Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı hiç. Ama olsun… istemek de güzel.

Gücüm yetse bir dakika durmaz giderim.Ama gidemiyorum işte.Kaldıkça daha çok tükeniyorum.Gün geçtikçe azalıyorum sessizleşiyorum bitiyorum yavaş yavaş.Ama kimse bunun farkında değil.Gitmek isteyişimle dalga geçen bile var. Ama ben sadece nefes almak istiyorum.Yaşadıklarıma uzaktan bakabilsem bi kaç gün dışına çıkabilsem bi çok şey değişir belkide ama gidemiyorum.Kaldıkça da tükeniyorum.Herşeyden ve herkesten yoruldum.Bazen saygıdan bazen sevgiden bazen de değmeyeceğini düşündüğümden susuyorum.🎈

Her şey üstüne geliyor belliki. Gitmek, kaçmak çözüm değilki. Giderken; beyninin içindekileri, sıkıntıları, sorunları bırakabilecek misin? Herşeyi kalbinle, aklınla gelmeyecek olsa yapılası çok güzel bir eylem, gitmek. Can Yücel'den güzel bir şiir, sana gelsin bu gece…

Bu günlerde herkes gitmek istiyor Küçük bir sahil kasabasına Bir baska ülkeye, daglara, uzaklara… Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey… Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. Öyle “yanına almak istedigi üç şey” falan yok. Bir kendisi Bu yeter zaten. Her seyi, herkesi götürdün demektir.. Keske kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor. Hani kendimizden razıyız diyelim, öteki de olmuyor. Yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.Böyle gidiyoruz iste. Bir yanımız “kalk gidelim”, öbür yanımız “otur” diyor. “Otur” diyen kazanıyor. O yan kalabalık zira… is, Güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, Güvende olma duygusu… En kötüsü alışkanlık Alışkanlığın verdigi rahatlik, Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. Kalıyoruz… Küs olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz. Evlenmeler… Bir çocuk daha doğurmalar… Borçlara girmeler… işi büyütmeler… Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.Misal ben…Kapıdaki Rex´i bırakıp gidemiyorum. Değil bu şehirden gitmek, iki sokak öteye taşınamıyoruz. Alıp götürsem gelmez ki… Bütün sokağım köpeğim oldugunun farkında Her kes onu o her kesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? “Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardir; Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin Kendi imalatımız küfeler. Ama eğreti de yasanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazım. Barik ufak kaçislar yapabilsek. Var tabi yapanlar, ama az Sadece kaymak tabakası Hepmiz kaçabilsek… Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa. Gün içinde mesela… Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün Sabah 9, aksam 18 Sonra baska mecburiyetler Sıkışıp kaldık. Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli Bu kadar ağır olmamali. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma… Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar aşık olmam ama Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadi hiç. Ama olsun… istemek de güzel…

Heee benimki de bozuk televizyon gibi gkpswlpdöwpd

Hepmiz paikopatız bdodjsoks

AYNUR DOĞAN ♿️ 💓 KEÇE KURDAN

HEPMİZ BU VATAN EVLATLARIYIZ

barış için el ele

yarını beklemeden bugünden ışık olalım gençlere yol gösteren olalım yıkan yok eden degil tekrar can vermek için birlik olalım sevgi dostluk aşayalım çocuklarımıza gelin barış için el ele verelim

ocaklara ateş düşmesin anaların gözyaşı dinsin kuyumuzu kazanlara aman vermeyelim emelerine ulaşamasınlar bunu yazan bir engeli kardeşiniz ne askere gidip ölme sorunum var ne bir örgüte katılma gibi maşa olmak için hevesim var tek arzum gençler kara toprak yerine bayramlarda anaların elini öpsün kula kul olmayın der mustafa seven kalp gelin birlik olalım ölenlerin arkasından aglamak yerine çocuklarını sevelim giden geri gelmez gelin barış için el ele kardeşlerim

12 00 07 02 2018

şiir:Mustafa seven kalp