İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Allah'a inandık." der, fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanların o eziyetini, Allah'ın azabı gibi sayar. Ama Rabbinden sana bir nusret gelse, andolsun ki: "Doğrusu biz, sizinle beraberdik." derler. Allah herkesin kalbinde olanı en iyi bilen değil midir? Allah, elbette kendisine gönülden inananları da, ikiyüzlüleri de bilir.
Neredeyse bütün peygamberler, gönderildiği toplumlarına; ben de, sizin gibi, sizinle beraber diye başlayan uyarılar yapıyor.
Bazen, peygamberlerin statüsü, kıyametin zamanı, insanların akıbeti ve şefaat üzerine tartışmalara şahit oluyorum. Tek tek öne sürülen ayetler ışığında iki görüşün de haklı olduğu taraflar oluyor ancak meseleye bütüncül olarak bakılırsa konunun daha sağlıklı anlaşılacağını düşünüyorum.
Bu amaçla, peygamberlerin gönderildiği halklara söylediği bazı ifadeleri toparladım. Ayetlerin bazısı doğrudan…
Zincirlikuyu mezarlığının girişinde kocaman puntolarla yazar bu hatırlatma, bilirsiniz. Mezarlıklar daima bana geçiciliği hatırlatsada, ölüm hakkında bu kadar okkalı bir cümle beni şaşırtmıştır. Hatırlatma olduğunu anlayıncaya dek hep öfkeyle okumuştum bu kelimeleri.
Ve sonra zaman, ölecek olduğunu bilmenin ve dahi her zaman hatırlamanın aslında bir sağlama alma yöntemi olduğunu anlattı bana. Ferahlattı.
Daima yaptığı gibi incecik bir yerinde yaşam kırılıp, geride onlarca anı, onlarca kişi bırakabilir. Bu andan sonra ruhunuzu delik deşik etmeden toplamanız daha zordur.
Oysa henüz vakit varken ve vakit eni topu bir an'dan ibaretken, var olmanın dayanılmaz hafifliğiyle, yüklerimizden kurtulup, geçmişi, kırgınlıkları azad edip, asıl ve öncelikle "kendimizi" affettiğimiz bir bayramda buluşalım diyorum.
Kimi sevdiysek söyleyelim, Kimi unuttuysak hatırlayalım, Kimi özlediysek sarılalım bu bayram.
Bu an son an'mış gibi. Ve daha gidecek çok yol varmış gibi.
Kuran kendi tabirleriyle detaylı her şeyi açıklayıcıdır, rahmettir, müjdedir, ışıktır, anlamamız, uygulamamız için indirilmiş rehberimizdir.
…“Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”… (En'âm Sûresi: 38)
“Allah size, kitabı ayrıntılı açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım?” … (En'âm Sûresi: 114)
“Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.” (En'âm Sûresi: 115)
“Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” (Nahl Suresi: 89)
“Senin Rabbin asla unutkan değildir.” (Meryem Suresi: 64)
“Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?” (Ankebut Suresi: 51)
8-Ve insana anası ve babası hakkında güzellik tavsiye ettik. Maamafih senin için kendisine hiçbir bilgi olmayan bir şeyi bana şerik koşasın diye uğraşırlarsa o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz Bana'dır. Artık ne yapar olduklarınızı size haber vereceğim.
8 - Bu Ayet Sad bin ebi vakkas radıyallahuanh'ın Müslüman olurken müşrik annesi ile arasında geçen hadise üzerine nazil olmuştur.
Secde sr. : Mekkede nazil olmuştur 30 ayettir.
16-20 Ayetleri Medinede Nazil olmuştur.
*Gökler ile yeryüzünün arasında ki mesafe 500 yıldır.
28-Ve diyorlar ki: «Bu feth ne zamandır? Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz (söyleyiniz bakalım!).»
28 - Bu ayette geçen fetihden maksat, katadeye göre : Allahın müminler ile kasirler arasında hüküm vereceği gündür. Bazı müfessirler : Mekkenin fethi olarak tefsir etmişler. Taberi bu görüşe katılmıştır.
“Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten men eder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut, 29/45.) ayetinden hareketle namazın ahlak üzerindeki etkisini anlatabilir misiniz?
‘‘… Güzel düşünüp güzel işler yapın. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever.’’ (Bakara 195; Kasas 77, Ayrıca bk. Maide 13, 85, 93; A'raf 56; Tevbe 91; Yunus 26; Nahl 125, 128; Ankebut 69; Lukman 22; Saffat 80, 110, 121, 131; Zümer 10; Rahman 60; Leyl, 6-10).
Bu buyruğun Karun'a öğüt olarak geçen şekli şöyledir: ‘‘Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran.’’ (Kasas Sûresi: 77)
Düşünce ve hareketlerle güzel şeyler üretmek, hayatı kolaylaştıran ve mutluluğun paydasını artıran bir nimettir. Leyl Suresi 6-10. ayetler, hayatın kolaylaştırılmasında güzeli benimseme ve öne çıkarmanın tartışılmaz değerine dikkat çekmektedir.
Kısacası, Kuran, Allah'ın hayatı ve insanı güzel yarattığını ve insanın da buna karşılık vermek üzere güzeli düşünüp güzeli üretmesini istemektedir.
Onun güzel deyimiyle: ‘‘Güzel düşünüp güzel üretmenin karşılığı, güzel düşünüp güzel üretmekten başka şey olmamalı/ihsanın karşılığı sadece ihsan.’’ (Rahman Sûresi: 60).
“Sabret! Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.” (Hud Suresi: 115)