Tumgik
#Nuray Önoğlu
kevkebus-subh · 3 months
Text
Nuray Önoğlu:
İngilizce "book hangover" diye bir deyim var. Kitabı bitirdikten sonra etkisinden kurtulamamak, aklından çıkaramamak manasında. Bana olur. Bundan böyle "kitaptan kalmayım" derim artık. Bence olur.
2 notes · View notes
dipnotski · 1 year
Text
Jack Zipes – Grimmlerin Mirası (2023)
On sekizinci yüzyılın sonlarında Almanya’da dünyaya gelen Grimm Kardeşler, Jacob ve Wilhelm, çeşitli Alman lehçelerindeki masalları köy köy, kasaba kasaba gezerek derlemiş ve Alman dilinin tüm inceliklerine hâkim olan iki dilbilimci olarak, bu dile büyük katkılarda bulunmuşlardı. Derledikleri masalları ‘Kinder-und Hausmarchen’ (Çocuk ve Ev Masalları) adı altında yayımlayan Grimmler, yetişkinleri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
benimpencerelerim · 1 year
Text
DEPREM AMELI 3
Cem Say@say_cem·19s İmar affını kim çıkardı? Bir ilahiyatçıyı kim Afetlere Müdahale Genel Müdürü atadı? 1999 depreminde 10528 kişiyi enkazdan sağ çıkaran TSK'nin bu kez sadece 327 kişiyi kurtarabilmesine yol açan gecikmenin sorumlusu kim? Kızılay nasıl çadır satar? Neden tek bir istifa bile yok? Filiz Aslan@SimonettaVspc Erkan Baş: " Depremde altın saatler zaman dilimde müdahale edilseydi onbinlerce yurttaş aramızda olacaktı. İnsanlar günlerce direndiler, çığlık attılar,kurtarılmayı beklediler, kendi selasını dinleyerek öldü insanlar.Hafıza çok önemli, herkes unutsa biz unutmayız.Deprem suçları raporu hazırladık. Sedat Peker iddialarını da raporladık unutturmayacağız. Herkes unutsa biz unutmayız 15 mayıs sabahı savcıların önüne gidecek bu dosyalar." Kısa Dalga@kisadalgamedya·2s Babacan'dan iktidara deprem sorusu: İlk 48 saatteki ihmaliniz yüzünden kaç can kaybettik? metin cihan@metcihan 1999 depreminde ordu ne yaptı? ilgili verileri bir tez içeriğinde buldum. acı bir karşılaştırma yapayım. bugün hulusi akar tüm imkân ve kabiliyetlerle tsk'nın 327 vatandaşı enkazdan sağ çıkardığını açıkladı. 1999'da tsk 10.528 vatandaşı enkazdan sağ çıkarmış. korkunç bir fark. Cem Seymen@cemseymen·8s “Deprem büyüktü, hiç kimse altından kalkamazdı” yalanına sığınacağız öyle mi? 10 yaşındaki kızını dinleyen Mümtaz Gövce’nin hakkı nasıl helal olsun? “Baba Hatay'da deprem oldu, şu an enkaz altındayım. Baba annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim. Hiç kimse yardım etmiyor”. Arat Barış@aratbaris_·52d Depremde neredeyse bütün ailesini kaybeden anne: Vinç getirdik valilik el koydu! Enkazda çocuklarımın sesi geliyordu. Yardım etselerdi çocuklarım kurtulurdu. Yardım etmediler. Unutulmasın! Furkan Şahin@furkann7sahinn·6s İkonik bir video… Sanki 45 bin kişi ölmemiş. 100 bin yaralı olmamış. 1 milyon kişi evsiz kalmamış gibi çak falan yapılıyor, 200’er 200’er para dağıtılıyor. Açıklamakta zorlanıyorum. Berk@berkesen·1 sa@berkesen adlı kişiye yanıt olarak Antakya'yı haftalardır kendi kaderine terkettiler. AKP'nin sosyal yardımları ve kamu yatırımları oy oranlarına göre dağıttığını zaten biliyorduk. Fakat afet yardımında bu derece partizan olmak ayrı bir gaddarlık. Gazete Davul@GazeteDavul·2s Garo Paylan'dan Kızılay Başkanı Kerem Kınık'a: "5 bin liraya çadırı mal ettim 3 gün bekletirsem 25 bin liraya kadar çıkar diye düşünmüş o alçak. Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en büyük alçaklıklardan biri. Adıyaman'da eksi 15 derecede titredi yurttaşlarımız..." Nuray Önoğlu@NurayOnoglu·9s Lütfen izleyin, akıl alır gibi değil. Bu yoklukta, bu krizde bizi kandırmak için çadırları Antep'ten alıp üzerine MEB logosu dikilsin diye Bursa'ya  yollamışlar ve tekrar tırlarla deprem bölgesine taşımışlar. Allah sizin bin türlü belanızı versin! Erdal Yanbuloğlu@qujunil Şu an Habertürk’te İmamoğlu müthiş bir kentsel dönüşüm projesi öneriyor. Dönüşüm gereken 90 bin konut için Kredi faizlerini İBB ödeyecek. metin cihan@metcihan·8s doktorlar el birliğiyle samandağ'da sahra hastanesi kuruyor. siz el koyuyorsunuz ve karakol olarak kullanıyorsunuz. öyle mi @drfahrettinkoca @saglikbakanligi ? 
Prof. Veysel Ulusoy@ekonomikanaliz·23s Mersin Limanı’nda çekilen bir videoya göre, depremzedeye giden ama ihtiyaç fazlasına dönüşen giysiler, küresel bir atık toplayıcı olan AJ International’a satılmış. Şirket doğruladı. Meğer bu ticaret ‘belediye kumbaraları’na kadar uzanıyormuş. can gurses@canitti·10s 2050 çadırı 46 milyon TL'ye sattık, o da maliyetiydi zaten diyor... Çadır başına ~22500 TL maliyet, müthiş! Dediğim gibi açıkladıkları hiçbir veri dört işlem testini dahi geçmiyor... Tele1 TV@tele1comtr·21s AHBAP'a çadır satan Kızılay Başkanı Kerem Kınık: - AFAD'a verecektik Sunucu:  O zaman AHBAP'ın parasını iade edin -Bakarız Tele1 TV@tele1comtr·1 sa AKP Grup Başkanvekili Eğer orada bir çadır üretimi varsa bunu 'Para karşılığı aldı' diye ifade etmek yerine 'Kızılay, bu organizasyonu o sivil toplum örgütüne devretti' diye düşünmek daha doğru olur, diye düşünüyorum BirGün Gazetesi@BirGun_Gazetesi·27 Şub Kızılay'dan yeni açıklama: Ahbap Derneği ile ticari ilişkiyi biz değil iştirakimiz yapıyor http://bit.ly/3kB9Ziv metin cihan@metcihan·21s kerem kınık, bugün, ahbap'a çadır satışından haberi olmadığını, haberi olsa onay vermeyeceğini söylüyor. dün başka, önceki gün bambaşka konuşuyordu. hatta bu satış için akılcı, ahlaki ve yasal olduğunu söylemiş, aksini düşüneni kötü niyetli olmakla suçlamıştı. Erk Acarer@eacarer·21s Ayrıca… KIZILAY, Ahbap’ı kazıklamış! Çadırlar Ahbap’a daha pahalı satıldı. Yani öfke merkezine koydukları Ahbap’a sadece çadır satmadılar aynı zamanda kazıkladılar! Başka kişi ve kurumlar çadırı 19 binden aldı. İddia odur ki İBB’ye ise çadır verilmedi. İşte belgesi: Karabekir Akkoyunlu@ulu_manitu·19s 1. 2050 çadır neden satılana dek bekletildi? 2. Kızılay acil durumda bile çadır satıyorsa ne için bağış topluyor? 3. Kâr amacı gütmeyen bir işletme çadırları nasıl piyasa fiyatının çok üstünde satar? 4. Çadır yokluğundan hasarlı eve giren yurttaşın can vermesinden kim sorumlu?  metin cihan@metcihan·17s kızılay, millet çadır yalvarırken, çadırlarını ahbap'a satıyor. kızılay başkanı 'normal' deyip geçiştiriyor. twitini yoruma kapatıyor. öyle sorumsuz. öyle utanmaz. haluk levent açıkça anlatıyor, yorumlara yetişmeye çalışıyor, hatalı bilgileri düzeltiyor. öyle sorumlu. öyle insan. BirGün Gazetesi@BirGun_Gazetesi·11s Depremzedeye giden fazla giysi Yemen’li şirkete satılmış Mersin Limanı’nda çekilen bir videoya göre, depremzedeye giden ama ihtiyaç fazlasına dönüşen giysiler, küresel bir atık toplayıcı olan AJ International’a satılmış... https://bit.ly/3SHcOeM Bahadır Özgür yazdı Can Serhat Halis@CanSerhat_Halis·17s Neye şaşırıyorsunuz; yoksul yurttaşa dağıtılsın diye toplanan kurban paralarından elde edilen kızılay  konserveleri akp'li vekilin otelinin mutfağından çıkmadı mı? Meral Danış Beştaş@meraldanis·22s Cumhurbaşkanı Adıyaman’da para dağıtıyor. İktidar her kıyımda halka birşeyler dağıtıyor. Yangın olur, çay fırlatır; deprem olur para dağıtır. Halkla kurdukları tek diyalog biçimi bu! Adıyaman’lılara kefene muhtaç hale getirdiğinizi unutturamazsınız… Mehmet Kızmaz@MehmedKizmaz·27 Şub Helalliği istenenler donarak öldü Erdoğan "Birkaç gün istediğimiz çalışmaları yapamadık.Helallik istiyorum"diyor Elbistanda çekmiştim:"Şu yıkılan yerde 3gün adam,imdat diye bağırdı.Hergün enkazın önüne gelip bekledim. Ses 3.günün akşamında kesildi.Mutlaka hipotermi geçirmiştir" Cevheri Güven@cevheriguven·20s Maltaya’da artçı depremlerle 22 bina daha çöküyor. Binaların içinde az hasarlı raporu verdikleri çıkınca, apar topar Malatya hasar raporlarını değiştirmeye, sorguda görünmez hale getirmeye çalışıyorlar. 23 DERECE@yirmiucderece·6s Adana'da inşa ettiği binaların duvarlarındaki çatlakları sıvayla kapatan Dizmanlar Group, TOKİ’nin yaptırmayı planladığı deprem konutları ihalesine de girdi. Şirket, Adana’da inşa edilecek 590 konut için 809 milyon 550 bin liralık en düşük teklifi verdi. (Artı Gerçek) Cumhuriyet@cumhuriyetgzt·10s "Ezan okunuyor beklememiz lazım" AKP'li Başkan ezan başlayınca röportaja ara verdi, Mehmet Akif Ersoy ne diyeceğini şaşırdı https://cumhuriyet.com.tr/turkiye/akpli- Hüda Kaya@HudaKaya777·9s Bunca rezaletin, afetin ortasında ezan okunurken susarak Müslümanlıklarını göstermeye çalışıyor haramiler, pişkinler! Önce insan olamayandan hiçbir şey olmaz, olmadı, olmuyor. Ezanla, bayrakla suçlarınızı örtemeyeceksiniz! İhaneti ezanlarla örten bir inanç, olmasın zaten… twitter.com/cumhuriyetgzt/… hilmi hacaloğlu@hilmihacaloglu·10s Bu insanların acısını hafifletecek bir söz var mı? Kendi kaderine terk edilme halini daha güçlü anlatacak başka ne olabilir? “Yetimiz” diyor ya, yetimiz!. Kendi elimle tırnaklarımla yakınlarımı çıkardım diyor. Ah ah!. Aydoğan Aydın@ay_aydogantr·28 Şub Senin içindeki yangını onun acısını yaşayanlar anlar.Kızını bu görüntüden bir saat sonra kendi elleriyle kazıyıp çıkardı ölü çıkarıldı. Sadece #Öldü dediler Oysa kolay yerdeydi bi yardım ekibi olsa kolaylıkla çıkarılırdı #DefolGitGeberesice #EytBuguenBitiyor Ahmet Ercan #protest Fusun S.Nebil@fusunnebil·23s kahramanmaraşçı akpli belediye başkanı acaip rakamlar veriyor.. % 99,9 çadır varmış.. allah allah.. % 0,01'i nasıl hesaplamış Cumhuriyet@cumhuriyetgzt·11s Diyanet'ten seçim uyarısı: ‘İktidara destek verin’ https://cumhuriyet.com.tr/turkiye/diyane ATAKIZ@ATAISIK_·6s AKP’li Sarayköy Belediyesi tarafından depremzedeler için gönderilen 1 TIR yardım kolisinin, Manisa Uncubozköy Mahallesi’nde bulunan Süleymancılar Cemaati’ne ait Mimar Sinan Talebe Yurdu’na indirildiği görüntüler… Masih Alinejad @AlinejadMasih Another chemical attacks on schoolgirls in Iran. This is a revenge for the role the young women played in the recent protests against forced hijab and Islamic Regime. A student who sent this video from Pardis, Tehran says,; “The Islamic are killing us here. In reaction to this attack students are chanting Death to khamenei” More than 300 schoolgirls were poisoned. #MahsaAmini https://twitter.com/AlinejadMasih/ Laborans@LaboransS·20s Günlerce ortalıkta gözükmeyen AFAD ve diğer kurumlar, bugün Defne Sevgi Parkı'na gelerek parkın boşaltılmasını talep etti. Depremde oluşan yaraların bile soğumasını bekleyemeyenler, halkın dayanışmasını yok etmek istiyor. Bir vatandaşın vali ve diğer görevlilere tepkisi Laborans@LaboransS·5s Devletin Hatay'a gelişi. Tehdit, şiddet, baskı... Polis: Sen çok konuşuyorsun. ...Ben seni akşam söküp atacağım oradan. Görürsün akşam" : @sendika_org Gazete Davul@GazeteDavul·8s AFAD görevlisinden su isteyen depremzedeye: “Parmağındaki yüzüğü sat” Deprem bölgesinde temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirten depremzede, AFAD görevlisinden su istemesi üzerine “Parmağındaki yüzüğü sat” cevabını aldığını söyledi Aydın Keleşoğlu@aydin_kelesoglu·10s ACIMI KAÇA BÖLECEKSİNİZ? AKP'li Kayseri Büyükşehir Belediyesi depremde eşi ve iki çocuğunu kaybeden depremzede vatandaştan mezar parası aldı. Belediye yetkilileri "kredi kartına taksitle ödeyebilirsiniz" deyince acılı baba “Peki acımı kaça böleceksiniz?” diye tepki gösterdi. Yaşar Usta@yasarustaportal·2s LC Waikiki deprem bölgesine giden işçiyi işten attı | Deprem bölgesindeki yardım çalışmalarına gittiği için işten atılan LCW işçisi olan Serkan Yılmaz: "Enkaz altından cansız bedenler çıkarttım, ödül olarak beni işten çıkarttılar. Bunlardan alışveriş yapmayın!" Sevda Karaca@sevdakaraca·27 Şub Maraş'ta depremde hasar gören bir metal fabrikasına tencere tabak gibi eşyaları kurtarmak için fabrikaya sokuldu işçiler. İşçiler içerdeyken çökme meydana geldi. 1 işçi öldü. İşçilerin canı sizin tabak çanağınızdan değersiz mi? Bu apaçık cinayet! Mavra Postası@MavraPostasi·5s Antakya’daki Sevgi Parkı’nın boşaltılması istendi | 20 gündür gönüllülerin depremzedelerle dayanışma gösterdiği Sevgi Parkı’nın “Kızılay yemek dağıtacak.” gerekçesiyle boşaltılması istendi. Depremzedeler, parkı boşaltın diyen polislere tepki gösterdi. A Erinc Yeldan@ErincYeldan·8s Cumhurbaşkanlığı hükümet rejimi altında, yani 2019.Ç2 sonrası, reel milli gelir çeyrek dönemler bazında %60 arttı. Sermaye gelirlerindeki artış %80’e ulaşırken, işgücü gelirlerindeki artış sadece %23. İleri Haber@ilerihaber·12s Beşiktaş üyeliğinden istifa ettiğini söyleyen Bahçeli'nin aidatını yatırmadığı için üyeliğinin daha önce düşürüldüğü ortaya çıktı https://ilerihaber.org/icerik/bahceli Timur Kuran@timurkuran·9s His mismanagement, negligence, corruption, and lack of statesmanship before and after the earthquakes must have taken many thousands of lives. But here’s the sort of scene state-captured TV channels are showing: He displays compassion by distributing bills to a vetted crowd. Münir Korkmaz@mkorkmaz62·23s Son dakika rezaleti!! Öğretmen olan Esim Vakiflar Bankası tarafindan deprem olan 10 ilde verilen 100 000 TL lik düşük faizli krediye başvurmuştu.Tüm işlemler bittikten sonra son anda memur size kredi veremiyoruz demiş.Eşim nedenini sorunca eşinizin KHKlı ondan demiş. ARTIK YETER. ANKA Haber Ajansı@ankahabera·27 Şub ANKA, depremin vurduğu kentlerde inşa edilecek konutların planlarına ulaştı: Hükümete yakın Kalyon, Kuzu Grup, Optimal gibi şirketler 5 kentte, 23 milyon 426 bin metrekare alanda 85 bin 250 konut yapacak. Uzmanlar tepkili… Yeni Şafak@yenisafak·3s Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde muhalefetin kentsel dönüşüm tavrı hakkında konuştu: "Artık her kim zehirli diliyle bu işleri engellemeye kalkarsa doğrudan milletimizi ve ülkemizi sırtından hançerlenmiş olacaktır." Elif Gökçe Aras@kucukprensiye·1 sa 6 Şubat'tan beri uyuyamıyorum.. Deprem korkusuyla falan da hiç ilgisi yok.. Bildiğin öfkeden gözüme uyku girmiyor.. Hani biriyle kavga ederken en doğru lafları sayamazsın da sonra sabaha kadar kavga edersin ya öyle.. Seda Demiralp@sedademiralp·2s TEAM Araştırma'nın henüz kamuoyuyla paylaşılmayan Şubat verileri depremin C.İ. seçmeninde öfke ve kaygıyı artırdığını ama oy tercihlerinde değişiklik yaratmadığını gösteriyor. Seçmen canını acıtmış olanı cezalandırmak yerine daha çok fayda göreceğini umduğu adrese yöneliyor. (1) TEAM’in bulgularına göre C.İ. seçmeninde öfke 4, kaygı 3 puan artmış. Mutluluk 4 puan düşmüş. Böyleyken C.İ. oyları %44 seviyesinde devam ediyor. Mayıs ayında dibi, yani %39’u görmüş olan C.İ. oylarında son 8 aydır gözlenen artış trendi depreme rağmen bozulmamış.(2) Berk@berkesen·4s Seçimli otoriter rejimde afet sonrası yardımlar yetersiz ve dağıtılan kaynaklar iktidar seçmenlerinin yoğun yaşadığı yerlere gidiyor. Samandağ nüfusunun büyük bölümü Alevi ve CHP'li. İktidar gelen kısıtlı yardımlara bile el koyup başka bölgelere aktarmış. https://t24.com.tr/haber/samandag-belediye-baskani-eryilmaz-bugune-kadar-devletten-bana-bir-tane-cadir-gelmedi-15-bin-cadir-lazim,1094755 Samandağ Belediye Başkanı Eryılmaz: “Evi yıkılmayan vatandaş da istiyor çadırı. Korkuyor. Binalar riskli. O kadar insana çadırı nereden getireceğim? Devlet de beni bu işe karıştırmak istemiyor ‘Biz muhtarlarla dağıtacağız’ diyor.  Bugüne kadar devletten bana bir tane çadır gelmedi. Şu anda nereden baksan 15 bin tane çadır lazım. AFAD çadırları istediği şekilde dağıtıyor. Buranın AKP örgütlerine inisiyatif veriliyor onlar istediklerine gönderiyor. Evinin yanında çadırı olan adam 8-9 taneyi yüklemiş arabasına. AKP yerel temsilcilerine inisiyatif veriliyor ve kontenjan veriliyor. Biz ise ne Kızılay ne AFAD tarafından görülebiliyoruz. Muhatap almıyorlar. Beni vatandaşla karşı karşıya getiriyor. Bunu devlet bilinçli yapıyor. Kendini de bu işin içinden sıyırmaya çalışıyor. Siyasi ideolojik bir yaklaşım var ortada.” Filiz Aslan@SimonettaVspc Az önce benim Milletvekilim Ahmet Şık "Bir virüs gibi bulaştınız devlete, kefenle gömülebilmenin lükse dönüştüğü bir ülke yarattınız, insanlar günlerce çığlık atarak öldüler!" derken yandan yandan mırıldanan sözünü kesmeye çalışan o terbiyesiz adam kimdi? HüseyinAğçal@HusynAgcal·11s@SimonettaVspc adlı kişiye yanıt olarak İbrahim Aydemir İnan Demirel@inandemirel·1 Mar Halk azarlanacaksa Bahçeli, para dağıtılacakca Erdoğan önde. Timur Soykan@timursoykan·8s 1-Enkaz altında on binlerce insan günlerce yardım isteyerek hayatını kaybetti. Enkaz üstünde insanlar, ailelerinin yardım çığlıklarını duyarken onları kurtaramamanın çaresizliğini yaşadı. Günlerce bir arama ekibi, bir iş makinesi gönderemeyen iktidar bunu unutturmaya çalışıyor 3- Oysa asırlar boyunca anlatılacak acının içindeyiz. Bugünlerin sorumluları ve onların kötülüğü tarih boyunca hatırlanacak. Siyasi çıkarları, rantları için insanların acısını örtmeye çalışan halk düşmanlarına artık 'yandaş' demek yetmiyor, yetmeyecek. 4- On binlerce kaybettiğimiz canımıza ve ailelerine adalet borçluyuz.  Bıkmadan usanmadan, her gün sormaya devam edeceğiz: 5- ON MİLYARLARCA DOLAR DEPREM VERGİSİNİ, İNSANLARA GÜVENLİ EVLER YAPMAK YERİNE KİMLERE PEŞKEŞ ÇEKTİNİZ? BUNDAN KİMLER NEMALANDI? DEPREM ÖNLEMLERİ YERİNE KANAL İSTANBUL GİBİ ÇILGIN PROJELERİN PEŞİNE NEDEN DÜŞTÜNÜZ? 6- İMAR AFLARIYLA OY VE PARA UĞRUNA KAÇ AİLENİN ÖLÜM FERMANINI İMZALADINIZ? BUNUN SORUMLULARI KİMLER? HESAP VERECEKLER Mİ? 8- ASKERE ENKAZA MÜDAHALE İÇİN NEDEN GÜNLERCE TALİMAT VERMEDİNİZ? MADENCİLERİ NEDEN HEMEN DEPREM BÖLGESİNE GÖNDERMEDİNİZ? ON BİNLERCE İNSANIN KURTARILABİLECEĞİ SAATLERİ NEDEN HARCADINIZ? BUNUN SORUMLULARI KİMLER? Aykırı@aykiricomtr·19s Düzce Üniversitesi öğretim görevlisinin deprem bölgesindeki öğrenciyle konuşması dikkat çekti: ''Bırak yahu! Sanki atom bombası atıldı!'' bahadır özgür@bahadir_ozgr·3 Mar Deprem yardımı giysilerin peşine niye düşüyoruz? Milano'dan iletilen bir mesajı kamuoyu ile de paylaşayım: Burası AFAD'ın Adana deposu. Ortadaki koliler depremin ilk günlerinde Milano'dan ünlü bir moda markasının gönderdiği kabanlar. Piyasa değeri 40 milyon lirayı buluyor. Gökçer Tahincioğlu@gtahincioglu·5s Yardıma koşan gönüllülerin merkezlerine, tırlarına el konuldu. En arkaya itildiler, gitmeleri istendi. Ve en ön saflara tarikat ve cemaatler yerleşti. Bugün Türkiye'ye gelip bölgeyi ilk kez görenler, bütün yardımları bu yapılar yapıyor diye düşünür... 23 DERECE@yirmiucderece·17s Kızılay'da skandallar bitmiyor! Türkiye’nin dört bir yanında barınma sorunu yaşayan depremzedeler için öğrenci yurtları bile boşaltılırken  Kızılay’ın Uşak'ta kendisine bağışlanan 26 bomboş daireyi depremzedelere tahsis etmediği ortaya çıktı. (Sözcü) Kısa Dalga@kisadalgamedya·2s Kızılay'da skandallar bitmiyor: Çin'den gelen 20 bin çadır ve 3.5 milyon euroluk battaniye parası nerede? Fırat Bulut@firat_buluttt·7s Bir aydır deprem bölgesinde haber yapıyorum . Bu akşam geldiğim Ankara Esenboğa’da gözaltına alındım. Bingöl Sulh Hakimliği hakkımda Alanen yalan bilgi yaymaktan soruşturma açmış. Depremde yoktular , soruşturma ile susturmaya çalışıyorlar. #GazetecilikSucDegildir Hilâl Nesin@hilalnesin·6s Türkiye Tek Yürek gecesinde toplanan 118 milyar bağış nerede? Çin’in Kızılay’a gönderdiği 20 bin çadıra ne oldu? Battaniye alınması için Almanya'nın gönderdiği 3,5 milyon Euro nerede? Nalin Öztekin@NalinOztkn·16s Hatay’da çadırların karşısına showroom kurup konteyner satan şirkete müşteri gibi gittik.. 1+1 için nakit 95 bin TL 1+0 için nakit 85 bin TL İnsanların hala çadır bulamadığı yerde bu yapılanın ne olduğuna siz karar verin.. https://artigercek.com/makale/enkazdan-sesler-1-samandag-242121 Yayılan da toz değil tabii, zehir. Asbest başta olmak üzere çok sayıda zehirli maddenin içine aldığı şehir ve kasabalarda korunmak için maske bulmak da mümkün değil. Nasıl ki depremin yıkıcılığını azaltmak için denetim yapılmadıysa, şimdi de iktidar, depremden sağ çıkanların önümüzdeki yıllarda hastalıklarla boğuşmasını engellemek için hiçbir şey yapmıyor. Enkaz kaldırılırken tozların yayılmasını engellemek üzere su bile dökülmüyor. Molozlar ise fütursuzca şehrin kenarlarına istifleniyor veya derelere dökülüyor. Ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonu başta olmak üzere çeşitli hastalıklar yayılıyor. Bir aydır banyo yapamamış gönüllüler, depremzedeler var. Su bulabilirseniz sabun yok, sabun varken su yok, ikisi varken yıkanacak bir yer, yahut giyebileceğiniz temiz kıyafet yok. Sağlıkçılar bitlenme, uyuz gibi vakaların arttığını söylüyor. Akşamları çadır kentlerden yükselen ortak ses, öksürük.Velhasıl anlatılamayacak kadar çok anlatılacak var. Düşünün ki aradan bir ay geçtiği halde insanlar hâlâ bir çadır, bir iç çamaşırı, bir leğen, bir öksürük şurubu, bir terlik vs, bulabilmek için mahalle mahalle dolaşmak zorunda. Ama buna rağmen iktidar bölgeye gönderilen dayanışma malzemelerine el koymaktan geri durmuyor. Mülki amirlikler ve kolluk gücü, bölgeye gelen gönüllülerin tertemiz kalbine, sanki yasadışı bir iş yapıyorlarmış tedirginliği salmaktan çekinmiyor. SYKP’li Talat Oruç’a göre devlet hâlâ seyirci pozisyonda. Bizim tanıklığımız da bu yönde. Devlet bekliyor, ama neyi, neden beklediği meçhul. Samandağ’da, Amerikalı gönüllü doktorların ve TTB’nin oluşturduğu mütevazı revirden ilaç almaya gelen bir depremzede “yardım yapmıyorlar, yaptırmıyorlar da. Çünkü hepimizin burayı terk etmesini bekliyorlar. Sonra da inşaat firmalarını buralara doldurup çalışmaya başlayacaklar. Ah Samandağ, vah Samandağ” diyecekti. Bir başkası ise “nasıl olsa seçimi kaybedeceklerini düşünüyorlar ki, bu işi gelecek iktidara bırakıyorlar” görüşündeydi. Samandağ’da terk edilmişlik duygusu o kadar hâkim ki, kimsede en ufak bir umut kırıntısı görünmüyor. Bununla birlikte iktidara sitem edenlere mikrofonu uzattığımız anda cümleler “resmileşiyor.” “Çünkü” diyor Tülay Hatimoğulları, “Herkes bu iktidarın ne kadar intikamcı olduğunu çok iyi biliyor. ”O yüzden deprem bölgesinde “Allah hükümetten razı olsun” diye kurulan her cümlenin, damla damla da olsa akıtılacağı umulan yardımların da kesilmesi korkusuyla doğrudan ilgisi olduğu unutulmasın.
23 DERECE@yirmiucderece·1 sa Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı: “Temel Karamollaoğlu epeyce yaşlı. Bir gün kan ihtiyacı olursa olgun davranır, kendisini geri çevirmeyiz.”
Susarsan_Kaybedersin@Susarsan_K·5s Kemal Kılıçdaroğlu’na dert yanan Kırıkhanlı depremzede: Eğer AK Partiliysen çadırın da var, yiyeceğin de geliyor. Encümenler oturmuş Biraz bekle,diyorlar. AK Partililere veriyorlar., Hatay  Hakan Ural #ankakuşu Serenay Sarıkaya Akdeniz’de 5.3  Montaj Özledim  #KıvançTatlıtuğ
Temel Karamollaoğlu@T_Karamollaoglu·11s Partimizin öncülüğünde Malatya'da kurulan ve günlük 10 bin kişilik yemek ikramı yapılan aşevimizi hangi gerekçe veya korkuyla kapatma kararı alıyorsunuz? İktidarı uyarıyorum; bu yanlış kararınızdan ve süreç boyunca sergilediğiniz bu bağnazlık ve aymazlıktan derhal vazgeçin!
Onedio@onediocom·17s Gökhan Zan: "Deprem sürecinde İletişim Başkanlığı'ndan aradılar. Yalan söylediler. Ne istediysek gelmedi. 'Vinç yolda' dedi, gelmedi. Hakkımı helal etmiyorum."
Cumhurbaşganımızın Talimatıynan@elcinarabaci·13 Mar "Bağırıyorsun, adam enkazdan vuruyor: Tak tak tak. Bağıramıyor, çünkü toz toprak yutmuş. AFAD, burada ses yok dedi, gitti. Sonra biz mahalleli enkaza girip adamı kurtardık, AFAD gelip kendi kurtarmış gibi çekim yaptı. Ne zaman AFAD ses yok deyip gitse, mahalleli kurtarsa böyle!"
Gülay Mubarek Habib@pipetlielmasuyu Yıkılan hayalet şehrin valisi... Bi damla içme suyu istedik diye bizi iç işleri bakanı ile birlikte tehdit eden vali... Yargıdan kaçıp dokunulmazlık zırhını giymek için istifa eden vali... Hatay halkı seni unutmayacak.
Sürgün Ozan@SurgunOzan1·7s Ben utandıkim, bir şey yazamadım! Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi: "Evet sel 15 canımızı aldı ama toprak da suya kavuştu." Sel sularının kuraklığa faydası olmadığını bilmeyen bir Tarım bakanı. ABV. Afyon akparti Mehmet Şimşek #Mersin Saçma Sapan Arda king Arda Emre Mor
İsmail Saymaz@ismailsaymaz·19s Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi göl havzasına yapıldı. Elektrik hattı yer altında bırakıldı. Su baskınında elektrik kesiliyordu. Riskli olduğu, alternatif hat gerektiği halde 7 yıldır yapılmadı. Sonuç? Depremde enerji hattı iflas etti. En az 80 hasta öldü https://halktv.com.tr/makale/alterna
Herkes gerçeği biliyor ve yaşanacakları görüyordu. Sağlık Bakanlığı, TOKİ’ye “Zemin sağlam değil” diye yazdı. Sağlık Müdürlüğü “su dolması sonucu enerji hattının patlayacağını bildirdi, “alternatif çözüm” istedi. Önlem diye… Enerji hattındaki suyu boşaltmak için pompa kondu!
Yandaş bir ailenin oteli, uydu kenti ve AVM’si para etsin diye hastane göl havzası ve fay hattına yapıldı. Depremde, yer altındaki enerji hattı hasar gördüğü için elektrik kesildi. Jeneratör devreye girmedi. Oksijen kesildi. Alternatif enerji hattı yapılsa 80 insan ölmeyecekti.
DarkWeb Haber@Darkwebhaber·10s Mansur Yavaş: Ankara'da dere yatağına gökdelenler yapılmış. Bizden önce imara açmışlar. Şimdi iptal de edilemiyor. Dere yatağını kapatıp yol yapmışlar. İsmi de Gökçek Bulvarı.
Uğur Şahin@ugur_sahin2·10s Yapı Kredi Bankası’nda çalışırken intihar eden mühendis Efe Demir’in, üst yönetime gönderdiği mail... "Bankamızın aksiyonların hiçbirini depremde zarar görmüş tek bir yurttaş mutlu olsun diye almadı. Hepsi tamamen ticari ve stratejik hamlelerdi. " "İnsana önem vermiyorsunuz."
Arat Barış@aratbaris_·5s Unutulmasın! Garo Paylan'dan (@GaroPaylan) Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a: “5 bin liraya çadırı mal ettim 3 gün bekletirsem 25 bin liraya kadar çıkar diye düşünmüş o alçak. Adıyaman'da eksi 15 derecede titredi yurttaşlarımız…”
1 note · View note
prangakultur-blog · 7 years
Text
İzmir Alsancak'ta Güzel Bir Kitapevi - Yerdeniz Kitapçısı-
İzmir Alsancak’ta Güzel Bir Kitapevi – Yerdeniz Kitapçısı-
Alsancak ta günlerden kış dolaşıyoruz. Gözümüze takılan bir kitabevi var camekanda bir masa! Masanın üstünde ise çok satması gerekenler listesi, mutlu mesut dalıyoruz içeriye… Bizi iki güzel insan merhaba ile karşılıyor. Bu güzel insanlar Çevirmen Nuray Önoğlu ile eşi, şair Ergun Tavlan . Dükkanın adını soruyoruz? YERDENİZ KİTAPÇISI Adını Ursula K. Le Guin’in “Yerdeniz” serisinden aldığını…
View On WordPress
0 notes
istandistmag · 6 years
Text
‘Closer’ Oyunu 26 Ekim’de UNIQ Hall’de!
Sezonun iddialı yapımlarından İkincikat prodüksiyonu ‘Closer – Sevgi Neden Yetmez?’ 26 Ekim’de UNIQ Hall’de tiyatro severlerle buluşacak
İstanbul’un en büyük sahnesi UNIQ Hall’de tiyatro tutkunlarının karşısına çıkmaya hazırlanan ‘Closer-Sevgi Neden Yetmez?’ oyunu sezonda fırtına gibi esmeye hazırlanıyor. Patrick Marber’in aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan oyun şimdi de Cengiz Bozkurt yönetmenliğinde tiyatro sahnesinde. Cansel Elçin, Pelin Akil, Serhan Onat ve Zeynep Tuğçe Bayat, Marber’in incelikle işlediği karakterlere hayat vererek seyircisine muhteşem bir deneyim yaşatacak.
1997 yılındaki prömiyerinden bu yana yazarın en ilgi gören oyunlarından biri olan ‘Closer’ tesadüfi bir şekilde birbirleriyle yolları kesişen dört kentli insanın ilişkilerini ele alıyor. 2004 yılında Julia Roberts, Natalie Portman gibi usta oyuncularla beyazperdeye uyarlanan ve 49 dalda ödüle aday gösterilen oyun, İkincikat prodüksiyonu ile 26 Ekim akşamı sezona merhaba diyecek.
Sezon boyu UNIQ Hall’de sahnelenecek ‘Closer – Sevgi Neden Yetmez?’ oyununun biletlerine www.biletix.com adresinden, oyun ile ilgili tüm bilgilere de www.uniqistanbul.com adresinden ulaşılabiliyor.
Oyun Künyesi: Yazan: PATRICK MARBER Çeviren: DR. NURAY ÖNOĞLU Yöneten: CENGİZ BOZKURT Dekor & Işık Tasarım: CEM YILMAZER
Müzik: EDA ER Dijital Tasarım: DECOL
Kostüm: TALEH ALİYEV Oyuncular: CANSEL ELÇİN, PELİN AKİL, SERHAN ONAT, ZEYNEP TUĞÇE BAYAT
Fotoğraf: DİLEK KELEŞ
Afiş Tasarım: GALİP AKSULAR Yapım: İKİNCİ KAT
Temsilci: TOLGA GÜLERYÜZ
Reji Asistanları: ALİ KARA, BERDA AKAR, MELTEM COŞKUN
The post ‘Closer’ Oyunu 26 Ekim’de UNIQ Hall’de! appeared first on istandist.com - İstanbul' u Keşfet & Explore the Istanbul.
from WordPress https://istandist.com/closer-oyunu-26-ekimde-uniq-hallde/
0 notes
Text
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Ocak 2017 pdf indir
Çizgiyorum – G. Öykü Doğan Sayfa:2      
“İyi Edebiyat”ın Atlasını Yaratanlar – Feridun Andaç Sayfa:4 Edebî bellek olmadan yazılamayacağını savunurum. Orada her şey vardır. Dille, zamanla, tarihle, kendinizle ilişkiniz… Her şey. Yazmak için toplumsal bilinç hele… Kime, neye, nereye bakarsanız bakın bu yakanızdadır; sizden soru sormanızı ister: neden/niçin/niye ve nasıl yazacaksınız?    
2016’da Ne Oldu? – Necip Tosun Sayfa:7 Ama günümüzde her şey birbirine karıştı. Reklam sayesinde nitelikli yazarla popüler yazar birbirinden ayırt edilemez oldu. Nitelikli yazar olarak bilinen kimileri tümüyle popüler olmaya, onun kulvarında ürünler vermeye başladı. Abartılı reklam sayesinde eleştirmenler susturulurken, popüler kitaplar, üst edebiyatın nitelikli ürünleri olarak sunuldu.    
Edebiyatı Teğet Geçen Yas Yılı: 2016 – Ali Özgür Özkarcı Sayfa:12 2016’da ne oldu? Ne olmadı ki. Rejim krizi daha da derinleşti, darbenin yönleri karıştı, otoriter rejim, bir tür müesses nizama dönüştü. Tüm bu olanlar içinde, edebiyatın gündemi ne olabilirse, o olmuştur galiba. Silik, kendine güvensiz, ufak fısıldaşmalar halinde bir şeyler konuşulmuşsa konuşulmuştur. Çünkü herkes, merakın yerini korkuya ve endişeye bıraktığı bir aralıktan konuştu romanda, öyküde, şiirde, deneme kitaplarında ne olduğunu…    
2016’nın Şiir Kitapları – Şeref Bilsel Sayfa:17 Pek çok sanat eserinin gizli yahut açık doğada bulunduğunu ve fakat bu eserlerin kendi zamanını, mekânını, topluluğunu yakalayabilmek için bir özneye ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Biz ne göndermiş olursak olalım, karşımızda bir ‘alıcı’ yoksa, gönderdiğimiz gönderilmiş olarak, ulaşmamış olarak kalacaktır. İçinde bulunduğumuz çağ bilmeyi yüceleştiriyor, sezgiyi ise dışarıda durmaya zorluyor.    
2016’da Şiir Ortamı – Metin Cengiz Sayfa:25 Yıllıklarda yapıldığı gibi şiire yeni başlamış gençleri tıka basa doldurup onlar üstünde bir de etki yaratarak “eleştirmen” havalarında gezinenlerin bugün hesap vermeleri gerekirken, buna bir de hazırladıkları antolojiler eklendi. Sormazlar mı adama, “yıllıklarda övüp kandırdığınız çocuklar nerde?” Görmezden geldiğiniz, üstlerini çizdiğiniz genç şairler yerine yıllıklarınıza, antolojilerinize doldurduğunuz, bir dönemi kendileriyle açıkladığınız bu şair adaylarına yazık olmadı mı?    
Soruşturma: 2016’da Edebiyatımız – Abdülkadir Budak, Altay Öktem, Bâki Ayhan T., Betül Dünder, Burçin Kimmet, Gülce Başer, Hülya Soyşekerci, Jale Sancak, Kerem Işık, Nuray Önoğlu, Pelin Buzluk, Seval Şahin, Türker Ayyıldız Sayfa:32      
Yaşar Kemal: Büyüye İnanmak – Haydar Ergülen Sayfa:46 Yaşar Kemal tıpkı gençliğinde yaptığı işle ve çağrıldığı adla, ‘Arzuhalci Kör Kemal’ gibi, bir tür ‘arzuhal’ yazmıştır aslında. Hem arzuhalci de bir bakıma, ortak belleğin yazıcısı, kolektif ruhun vakanüvisi değil midir?    
Sign (Öykü) – Oğuzhan Akay Sayfa:48      
Medya Notları: Ekrandan Gündelik Hayata Zombiler Sayfa:50      
Memento Mori (Öleceğini Anımsa) – Nilgün Tutal Sayfa:50 Demek ki zombi, ölüm ile yaşam arasındaki farka meydan okur. Çağımız insanı bunun büyüsüne kolayca teslim olur. Çünkü zombi bir yandan çağımızın arayışı ölümsüzlüğü simgeler; diğer yandan insanın ekolojik yıkımlar nedeniyle içinde yaşadığı risk korkusuna sanal bir gerçeklik kazandırır.    
Ölüm Kalım Sorunu – Korkmaz Alemdar Sayfa:54 Soğuk Savaş döneminin Amerikan filmlerindeki kötü adamlar Sovyetler Birliği’nin lideri Kruşcev gibi saçsız ve sakalsız tiplerdi. Bu mesajın sıradan insanlar için anlaşılması kolaydı. Bugün de mezar kaçkını ile saçı sakalı birbirine karışmış, “korkunç” gözlerle etrafa bakan bir fanatik arasında özdeşlik kurulabilir. Yerine ve adamına göre belki ikisi aynı kişidir. Ölüme doğal bir olay olarak bakan sıradan insanlar için çok fazla değişen bir şey yoktur: Ya uğrayacakları saldırıda ya da saldırının intikamını almak için açılacak savaşta ölebilirler.    
Kayıp Devrimler – Taner Ay Sayfa:59 Arjantin’in köklü ailelerinden birinin oğlu olan Ernesto Guevara, Şili’de madende çalışan bir işçi ailesiyle tanıştıktan sonra Ché adında bir başkasının hayatını yaşamaya başlar.    
Yanık Divan: Enis Batur’la Bir Konuşma Denemesi – Duygu Kankaytsın Sayfa:62 Yanık Divan kendilik halleri ile ‘varlık’ dolayısıyla ‘yokluk’ kaygısının ağır bastığı metinlerle güncelin de sezildiği bir ivmeden hareket kazanır.    
Gökleri İzlemek Karaköy’de (Şiir) – İrfan Yıldız Sayfa:64      
Kerime Nadir’de Olmayan Aşk – Şengül Can Sayfa:66 Kerime Nadir ve döneminde yazılan çok satan kitaplara dönecek olursak romanlarda ne kadınlığa dair yeni bir söz görebilir ne de insana dair derinlemesine bir yaklaşım bulabiliriz. Hatta hem aşk teması hem de dönemin resmî ideolojisi birleştirilip bir piyasa romanı furyası ortaya çıkartılır.    
(Ömer) Edip Cansever’in Balıkesir’de Basılan Üç Şiiri ve Mehmet Can Doğan’ın Ele Alışı – İbrahim Oluklu Sayfa:71 Edip Cansever’in Balıkesir’de basılan şiirlerini Seni Yazarak (2004) adlı kitabımda, Balıkesir’in yerel gazetelerinden Politika ve Yeni Haber’de; Adam Sanat, Gösteri ve Düşlem dergilerinde Cansever’in adını geçirerek hep konu ettim. Varlık’ın üç ayrı sayısında Attilâ İlhan, Tarık Dursun K. ve Edip Cansever’in Balıkesir’deki ürünleri üzerine yazdım.    
Salyangoz Meseli (Şiir) – Harun Atak Sayfa:72      
Fısıltı (Öykü) – Gökhan Yavuz Demir Sayfa:74      
Büz’e Daldık, Yüzümüzü Yüze Böldü Salıncak (Şiir) – Mehmet Mümtaz Tuzcu Sayfa:76      
‘Önyargı’ ve ‘Tahakküm Hiyerarşileri’ Bağlamında ‘Devlet’ – Halûk Sunat Sayfa:78 Peki; gizil anlamda faşistik/ otoriter kişilik ve önyargılılık nasıl buluşmaktadır? Önyargının, otoriterliğin hayata geçişini (ki, giderek, açık faşist ya da mütehakkim bir boyut da kazanacaktır) meşrulaştıran –ona kapıyı aralayan– şey olduğunu söyleyelim öncelikle.    
Dilin Yüceliği – Sabit Kemal Bayıldıran Sayfa:83 Arapça ve Farsçadan dilin etkilenmesini İslamiyet’e bağlamak ne kadar gerçekçi, ne kadar ideolojik? diye sormamız gerekir. Öyle ya, öğretmenlerimiz bunu aydınların aymazlığına bağlamışlardır. Göçebelik bir üretim biçimidir ve tarıma dayalı bir üretim biçimi karşısında mutlaka yenilir; yerleşikliğe geçerken yerleştikleri yerin kültürüne tâbi olurlar!    
Son Tatil (Öykü) – Leyla Çapan Sayfa:87      
Noktanın Kullanıldığı Yerler (Şiir) – Anıl Cihan Sayfa:89      
Annenin -Ev Hali – Tuğçe Isıyel Sayfa:90 Ev ve anne bu kadar birbirini çağrıştırırken ve bir yanıyla da iç içe geçmişken, geri dönüşlerin anne evine değil de hep “baba evine/ ocağına” olması belki başka bir yazının konusu olabilir.    
Yeni Şiirler Arasında – küçük İskender Sayfa:92 Bu ay da yılların deneyimli ismi, usta kalemi, sıkı okuyucusu Hüseyin Peker beni kırmadı ve sizler için düşüncelerini kaleme aldı; bakın nelere dikkat çekiyor.    
Fin Çizgisi (Şiir) – Zülal Demir Sayfa:93      
Yeni Öyküler Arasında – Nalan Barbarosoğlu Sayfa:94 Hepimiz birbirimizin çoğu kere tahmin ya da hayal edemeyeceği hikâyeler yaşıyoruz gündelik hayatlarımızda. Otobiyografimizi zaman zaman ayrıksı, zaman zaman sıradan yaşantılarla kat kat inşa ediyoruz. Bu yaşantılardan bir hikâye çıkarıp öykü kurmak mümkün mü? Evet, mümkün… Kendi malzememizden bir, birçok öykü çıkarmamız mümkün. Ama bu öyküleri başkalarının hayatlarına değen, başkalarının da hayatları yapan bir hikâyeye dönüştürdüğümüzde öykü kendini buluyor; öykü gerçekten bir öykü oluyor.    
Bu Defalık (Öykü) – Ekin Kadir Selçuk Sayfa:98      
İntihar (Şiir) – Hande Karataş Sayfa:99      
Talih Kuşu (Öykü) – Nurhan Suerdem Sayfa:100      
Dünya Yıkınları (Şiir) – Emre Şahin Sayfa:102      
Varlık Kitaplığı Sayfa:103      
Tahir Abacı ile Söyleşi – Zafer Zorlu Sayfa:103 Açık konuşmak gerekirse, 1969 yılında, henüz Malatya’da lise öğrencisi iken Cemal Süreya’nın Papirüs dergisinde başlayan ve neredeyse elli yılı bulan edebi serüvenim boyunca,” Ozan Genç”te anlatılanlardan çok daha gülünç (ve acınası) hallere tanık oldum.    
“Yokuş Yukarı İstanbul” / Sibel Öz – Merve Tellioğlu Sayfa:105 Sibel Öz “Yokuş Yukarı İstanbul”da duvarlar arasındaki hayatların ve sokaktaki çaresizliğin, eski zaman İstanbul’unun, yıkımların ve kayıpların izini sürüyor.    
“Dışarıdan Düşünmek – Deleuze ve Guattari Perspektifinden Felsefe, Siyaset ve Sanat Yazıları” / Ömer Faruk – Ömer İzgeç Sayfa:106 Ömer Faruk bu kez düşün dünyamıza, içinde akademisyenlerin de bulunduğu geniş yazar kadrosu tarafından titizlikle kotarılmış bir kitapla katkıda bulundu. Dışarıdan Düşünmek seçkisi, Deleuze ve Guattari Perspektifinden Felsefe, Siyaset ve Sanat Yazıları alt başlığıyla yayımlandı. Kitap felsefeden politikaya, edebiyattan mimariye farklı alanlarda Deleuze ve Guattari’nin öncülüğünü yaptığı düşüncelerin izini sürüyor.    
Mustafa Fırat ile Söyleşi – Nezihe Altuğ Sayfa:109 İşgal yılları altında geçmiş olması demek bunun tarihi roman olma özelliği taşıdığını ifade etmez.    
Şiir Günlüğü – Gültekin Emre Sayfa:111 Mahmud Derviş’in ölümüyle Filistin’in haklı davası sona ermedi. Onun Mural (Kırmızı 2015) kitabındaki sıkı, sarsıcı anlatımı bitmedi. Mehmet Hakkı Suçin’in pırıl pırıl çevirisiyle okuduğum şiirlerde “Bir gün ne istersem o olacağım” diyen bir halkın sesini bulmak da ayrıca sarsıcı.
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Ocak 2017 pdf indir oku
0 notes