Tumgik
#Elif Ürse
filmonizirani-filmo · 3 months
Photo
Tumblr media
Cadı (2024) - #BuseMeral, #ÇagdasOnurÖztürk, #ElifÜrse, #ErmanBostan, #FurkanAndıç, #SüreyyaKilimci https://filmonizirani.net/cadi-2024/
0 notes
kadinruhu · 2 years
Text
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
 Kadınlık ve erkeklik üzerine pek çok tartışmayı masaya yatıran,‘’Hayat bir masal mıdır? Masalsa bir sonu var mıdır? Mutlu son yoksa bu hayatta o zaman hayat dediğimiz şey masal mı, acı gerçeğin ta kendisi mi?’’ sorularına cevap arayan Zorlu PSM prodüksiyonu olan Şehirde Kimse Yokken’in oyuncu kadrosunda Elçin Sangu, Kerem Arslanoğlu, Ersin Arıcı, Elif Ürse ve Ali Seçkiner Alıcı yer alıyor.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 2 years
Text
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
 Kadınlık ve erkeklik üzerine pek çok tartışmayı masaya yatıran,‘’Hayat bir masal mıdır? Masalsa bir sonu var mıdır? Mutlu son yoksa bu hayatta o zaman hayat dediğimiz şey masal mı, acı gerçeğin ta kendisi mi?’’ sorularına cevap arayan Zorlu PSM prodüksiyonu olan Şehirde Kimse Yokken’in oyuncu kadrosunda Elçin Sangu, Kerem Arslanoğlu, Ersin Arıcı, Elif Ürse ve Ali Seçkiner Alıcı yer alıyor.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinfikri · 2 years
Text
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
‘’Şehirde Kimse Yokken’’ Yeni Sezona Kapalı Gişe Başladı!
 Kadınlık ve erkeklik üzerine pek çok tartışmayı masaya yatıran,‘’Hayat bir masal mıdır? Masalsa bir sonu var mıdır? Mutlu son yoksa bu hayatta o zaman hayat dediğimiz şey masal mı, acı gerçeğin ta kendisi mi?’’ sorularına cevap arayan Zorlu PSM prodüksiyonu olan Şehirde Kimse Yokken’in oyuncu kadrosunda Elçin Sangu, Kerem Arslanoğlu, Ersin Arıcı, Elif Ürse ve Ali Seçkiner Alıcı yer alıyor.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
the34mag · 7 years
Photo
Tumblr media
Köpeklerin İsyan Günü 22 Ocak 20:30 - 24 Ocak 20:30
8 Ocak 2017 tarihinde Platform organizasyonu ile #studio'da sahnelenecek Köpeklerin İsyan Günü adlı tiyatro oyunu yoğun kar yağışı nedeni ile ertelenemiştir. Bilet sahipleri, diledikleri takdirde oyunun 22 ve 24 Ocak'taki seanslarına katılabilirler.
Avrupa’nın seçkin tiyatro topluluklarını ağırlayan São Luiz Teatro Municipal ile İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımı olan ‘Köpeklerin İsyan Günü’ Lizbon’nun ardından İstanbul’da. Portekiz basınında adından övgüyle söz ettiren oyun Platform’un ilk yapımı.
Oyuncu ve yönetmen Mark Levitas ile yazar, dramaturg Ceren Ercan’ın Aralık 2015’te kurdukları Platform,Türkiye tiyatrosunu uluslararası ölçekte tanımlayan bir yazar ve yönetmen kolektifidir.
‘Köpeklerin İsyan Günü’; Flaubert’in Madam Bovary isimli romanının günümüzde, Nişantaşı’nda geçen serbest bir uyarlamasıdır.
O sabah Nişantaşı'nda, köpek gezdiricisi olarak çalışan genç, bir kehanet fısıldar. Küçük lüksleri için hiç durmadan çalışıp, yıpranan evliliğiyle boğuşan Suzan için o gün her şey sıradan görünmektedir. Annesi, bakıcı kadın ve köpek gezdiricisi gencin ekseninde güvenlikli orta sınıf evi tedirgin edici bir hâl almaya başlar. Köpekler semti saran kehanetin izini sürerken, geçmişin seçkinleriyle bugünün kazananları arasındaki çatışmaya ve her devrin kaybedenlerinin hikâyelerine uzanırız.
“Köpek yaklaşırken dedem onun göğsünde şimşek şeklinde bir yara izi fark etmiş. Tam bakarken köpek kendi yara izinin olduğu yerden dedemi ısırmış. Biliyor musun, o yara izinin aynısından bende de var, dokun!”
Yazan: Ceren Ercan
Yöneten: Mark Levitas
Oyuncular: Zuhal Gencer Erkaya, Kanbolat Görkem Arslan, Elif Ürse, Sercan Gülbahar
Yardımcı Yönetmen: Burcu Salihoğlu
Dekor ve Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Hareket Yönetimi:Candaş Baş
Müzik ve Ses Tasarımı: Ömer Sarıgedik
Kostüm: Mehtap Yılmaz
Proje Asistanları: Mehmet Taşyürek, Yunus İmğa, Umur Berk Seven
2 notes · View notes
gulindede · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
B Planı’nın Gezi’den bu yana ülkenin beş yıllık hafızasını da yoklayan aşk hikâyesi ‘Benimle Gelir Misin?’i hikayenin yazarı Ebru Nihan Celkan ve oyuncuları Başak Kıvılcım Ertanoğlu ve Elif Ürse ile Time Out İstanbul Mayıs sayısı için konuştuk.
2 notes · View notes
sondakikabu · 2 years
Text
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
Sahne Tozu Yutanlar’ın yeni bölümü şimdi  Zorlu PSM YouTube kanalında!   Zorlu PSM’nin sahne heyecanını paylaşan özel isimleri bir araya getirdiği YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”, Zorlu PSM’nin ilk yerli yazarlı prodüksiyonu olma özelliği taşıyan Şehirde Kimse Yokken oyununun oyuncularından Elif Ürse ile Ersin Arıcı’yı bir araya getiriyor.      Her hafta, sahne heyecanını paylaşan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medyadergisi · 2 years
Text
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
Sahne Tozu Yutanlar’ın yeni bölümü şimdi  Zorlu PSM YouTube kanalında!   Zorlu PSM’nin sahne heyecanını paylaşan özel isimleri bir araya getirdiği YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”, Zorlu PSM’nin ilk yerli yazarlı prodüksiyonu olma özelliği taşıyan Şehirde Kimse Yokken oyununun oyuncularından Elif Ürse ile Ersin Arıcı’yı bir araya getiriyor.      Her hafta, sahne heyecanını paylaşan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberkat · 2 years
Text
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
“Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
Sahne Tozu Yutanlar’ın yeni bölümü şimdi  Zorlu PSM YouTube kanalında!   Zorlu PSM’nin sahne heyecanını paylaşan özel isimleri bir araya getirdiği YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”, Zorlu PSM’nin ilk yerli yazarlı prodüksiyonu olma özelliği taşıyan Şehirde Kimse Yokken oyununun oyuncularından Elif Ürse ile Ersin Arıcı’yı bir araya getiriyor.      Her hafta, sahne heyecanını paylaşan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
afyonhaberleri · 2 years
Text
Elif Ürse: “Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
Elif Ürse: “Şehirde Kimse Yokken cinsiyet üstü bir iş”
Zorlu PSM’nin sahne heyecanını paylaşan özel isimleri bir araya getirdiği YouTube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”, Zorlu PSM’nin ilk yerli yazarlı prodüksiyonu olma özelliği taşıyan Şehirde Kimse Yokken oyununun oyuncularından Elif Ürse ile Ersin Arıcı’yı bir araya getiriyor. İSTANBUL İGFA-  Her hafta, sahne heyecanını paylaşan sanatçıların hem birbirlerine merak ettiklerini sordukları hem de sahne…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sizekitap · 4 years
Text
Benimle Gelir Misin? (Etkinlik)
Tumblr media
“Benimle Gelir Misin?” oyunu Kadıköy Boa Sahne’de sizlerle…
“Seni seviyorum.”
Her şey mümkün, her şey. İki kadın, iki şehir, iki ülke gerçekleri. Umut ve Janina, 2013’te İstanbul’da tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Sanki bin yıldır tanıyorlardır birbirlerini. Janina, Umut’un onun yanına, Berlin’e taşınmasını ister. Beş yıllık gelgitlerde yorulan ilişki, iki şehrin bedenlerde ve belleklerde yetiştirdiği değişmeyen hisler, ama bununla beraber Umut’un ve bu ülkede yaşayanların deneyimlediği sürekli değişen ülke koşulları, onları bir karara götürecektir. Buradayım.
Köklerimiz ne kadar derinde? Ev mi, yuva mı? Zaman her yerde aynı mı? Mücadele mi, aşk mı?
Yazar: Ebru Nihan Celkan Yönetmen / Video & Animasyon: Sami Berat Marçalı Yardımcı Yönetmen: Buğra İnan – Bahar Seki – Furkan Tunç Oyuncular: Başak Kıvılcım Ertanoğlu – Elif Ürse Dekor Tasarım: Marta Montevecchi Işık Tasarımı: Alev Topal Müzik: Ah! Kosmos Kostüm Tasarım: Duygu Yetiş Video & Animasyon: Tunç Erenkuş – Gizem Kızıl Fotoğraf: David Walegren – Deniz Akseki Koordinatör: Dilek Tora
Kaynak
0
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/benimle-gelir-misin-etkinlik-2/
0 notes
yagmurrii-blog · 7 years
Text
Gülünç Karanlık / Bakırköy Belediye Tiyatroları
Yazan: Wolfram Lotz
Yöneten: Nurkan Erpulat
Oyuncular: Alican Yücesoy, Erol Ozan Ayhan,Yelda Baskın,Doğacan Taşpınar,Hatice Elif Ürse
İsmiyle tezat, bembeyaz bir dekor karşılıyor sizi sahnede. Bu bana, Dario Fo’nun “Ben Ulrike, Bağırıyorum” metninde anlatılan, kör edici bir beyazlıkla yapılan işkenceleri hatırlattı. Sahnede yer alan oyuncular da bembeyaz giyinmiş. Haliyle bu kadar beyazlık, sizde temizlik ve masumiyet hisleri uyandırıyor! ‘Aman evladım,kirlenmesin üstün’ diye iç geçirip, obsesif anne arketipimizi uyarıyor.
Sahnedeki karakterlerin kendi isimleri var ama bir reji tercihi olarak,oyuncular sahne üzerinde zaman zaman birbirlerine isimleriyle de hitap ediyorlar. Ben de bundan sebep,kendi isimlerini kullanıcam. Bu beyazlıkların içinde, hınızrca bir gülümsemeyle ilk olarak Elif sahneye çıkıyor. Yan tarafta duran içi çamur dolu el arabasını alıp sahnenin tam ortasına getiriyor. İçimizi gıcıklatmak için yeterli süre geçtik ten sonra ‘şappadanak’ sahnenin ortasına boca ediveriyor! Oyun boyunca en etkin dekorun ve akse-suarın “çamur” olduğunu belirtmem gerek. Yeri gelince sakal oluyor,saç oluyor; yeri gelince bir nehir, bir bot oluyor.
Hep söylemişimdir: sahneyi kirleten oyunlara bayılıyorum! Sanki insanlar hiç yere çöp atmazmış ya da bu dünya koca bir pislikten ibaret değilmiş gibi sahnede,steril dünyalar görmektense gerçekçi pislikler görmeyi tercih eden bir insanım. O yüzden daha ilk dakikadan,beni içine almayı başardı oyun.
Elif, boca ettiği o çamurun içine kendini de attı; üstü başı çamur içinde kalınca anladık ki, Somalili bir korsanı canlandırıyor. O çamur onun “ten rengi” oldu. Yakalanmış bu korsan,Hamburg Devlet Mahkemesi’nde ifade verirken; kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Belki biraz ‘abartılı’oynanmış bir monolog olduğunu düşünebilirsiniz; ama ben sahici buldum.
Metnin ne anlatmak istediğini anladığımı düşünüyorum; ama metin çok dağınıktı. Birçok izleyicinin karakterler arasındaki ortak noktaları kavramakta zorlandığını düşünüyorum. Yakın dönem Alman yazarlarından Wolfram Lotz, bunu 2014 yılında yazmış. 11 Eylül olaylarının bu hikayenin çekirdeğini oluşturduğunu söyleyen yazar; dünden bugüne sömürgeciliğin, Batı merkezli tarih söylemiyle yazılmış tarihiyle esaslı bir ‘kara komedi’ oluşturmuş.
Elif’ten sonra sahneyi alan Alican ve Doğa ile Afganistan’ın balta girmemiş yağmur ormanlarında Hindikuş ‘nehri’ boyunca yol almaya başlıyoruz. Sömürülenlerle ile açılış yapan oyun, bu sefer de sömürenlerin penceresinden olaya bakıyor. Özel bir görev için orda bulunan iki Alman askerini oynuyorlar; derken kayboldukları bu yolda, İtalyanların karargahı ile karşılaşıyorlar. Burdaki İtalyan komutanı Ozan canlandırıyor. Geri kalmış ulusları medenileştirmek ülküsüyle kilometrelerce uzakta yolları kesişen Avrupalı uluslardan iki insan; sömürgecilik mozaiğinin ne de güzel iki parçası!
Alman askerler,yollarına devam ederken nehirde üzerlerine gelen bir noktayla karşılaşıyoruz: Yelda’nın oynadığı kaçakçılık yapan bir adam bu. Ailesini, Nato’nun attığı bir bomba yüzünden kaybetmiş. Ölmekten ödü kopan ama yaşamak için de pek bir sebebi olmayan çok ikircikli bir karakter. Bir kadın olarak, erkeği canlandırmanın zorluğudur belki ama zaman zaman Yelda’nın ses tonu değişti; kendi perdesinden konuştu,bu benim karakterden kopmama sebep oldu. Neler satıyorsun diye açtırdıkları bavulundan bir sürü peçete saçıldı ortaya; Yelda onları imgelemimizde hep farklı nesnelermiş gibi tanıtsa da daha görür görmez aklımda mendil satan sokak çocukları belirdi. Özellikle son zamanlarda, bu mendil satan çocukların çoğunlukla Suriyeli göçmenler olduğunu hatırladım. “Bir mendil alsana abi!” diye ayaklarına yağıştığı sahnede-bir çok seyirci gülse bile- ben gözyaşlarımı tutamadım.
Afganistan’daki yolculuğumuz devam ederken, bu sefer de bir misyoner okulunda soluğu alıyoruz. Özgürlük için asimile etmenin farklı bir yüzüyle tanışıyoruz; ve belki de çok tanıdık bir yüzüyle, “Orda bir köy var uzakta...” desek, hepimiz tanırız bence.
Yazar Alman, oyun Afganistan’da geçiyor ama olaylar nasıl bu kadar tanıdık olabilir diyorsunuz? “Do The Evolution” diyor, evrimi gerçekleştirelim... Evrimin geldiği son nokta bu olsa gerek; yeryüzündeki bütün coğrafyalarda aynı acılar yaşanıyor.
“Do The Evolution” demişken, oyundaki müzik seçimleri çok isabetli ve tempoyu arttıran türdendi çok beğendim. Işıklandırma konusunda, özellikle kayboldukları son sahne bana Francois Ford Coppola’nın “Apocalypse Now” filmindeki görüntüleri hatırlattı. Dramaturji notlarında yazarın metni oluştururken referans aldığı iki noktadan birinin-diğeri de Joseph Conrad’ın “Karanlığın Yüreği” isimli eseri- bu film olduğunu öğrendim.Belki ışık tasarımcısı da referans almış olabilir!
Oyunun tek perdeye rağmen iki saat sürdüğünü belirtmek istiyorum. Bu kadar uzun olmasına gerek var mıydı? Özellikle Alican’ın seyirciyle ve oyuncu olarak arkadaşlarıyla konuştuğu o sahneye gerek var mıydı? Biz zaten anladık, özellikle de ‘susturulan papağanın sözlerinden’; bu oyunda Ankara’daki patlamalar da var, Roboski de var, Berkin var Gezi var,Suriyeli göçmenler var... Dahasına gerek var mı? Bunları oyunu izlerken sindire sindire ama bir tokat gibi de çarpa çarpa anlamışken tekrar öğüt vermene gerek var mı?
“Gülünç Karanlık” sıradışı bir oyun;  sadece ülke olarak değil koca bir dünya olarak karanlıkta nasıl yol adığımızın oyunu. Aydınlığa dair bir umut vermediğini peşinen söylemek lazım. Ama salondan çıkarken sizin hala bir umudunuz var: böyle güzel oyunlar ve sanatçılar olduğu sürece bizim umudumuz var!
                                                                                                15.04.2017 Bakırköy Belediye Tiyatroları
                                                                                                                          Yağmur Çakan
0 notes
sizekitap · 4 years
Text
Benimle Gelir Misin? (Etkinlik)
Tumblr media
“Benimle Gelir Misin?” oyunu Kadıköy Boa Sahne’de sizlerle…
“Seni seviyorum.”
Her şey mümkün, her şey. İki kadın, iki şehir, iki ülke gerçekleri. Umut ve Janina, 2013’te İstanbul’da tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Sanki bin yıldır tanıyorlardır birbirlerini. Janina, Umut’un onun yanına, Berlin’e taşınmasını ister. Beş yıllık gelgitlerde yorulan ilişki, iki şehrin bedenlerde ve belleklerde yetiştirdiği değişmeyen hisler, ama bununla beraber Umut’un ve bu ülkede yaşayanların deneyimlediği sürekli değişen ülke koşulları, onları bir karara götürecektir. Buradayım.
Köklerimiz ne kadar derinde? Ev mi, yuva mı? Zaman her yerde aynı mı? Mücadele mi, aşk mı?
Yazar: Ebru Nihan Celkan Yönetmen / Video & Animasyon: Sami Berat Marçalı Yardımcı Yönetmen: Buğra İnan – Bahar Seki – Furkan Tunç Oyuncular: Başak Kıvılcım Ertanoğlu – Elif Ürse Dekor Tasarım: Marta Montevecchi Işık Tasarımı: Alev Topal Müzik: Ah! Kosmos Kostüm Tasarım: Duygu Yetiş Video & Animasyon: Tunç Erenkuş – Gizem Kızıl Fotoğraf: David Walegren – Deniz Akseki Koordinatör: Dilek Tora
Kaynak
0
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/benimle-gelir-misin-etkinlik/
0 notes