Tumgik
#Şey bye
gozlerimdekiparilti · 2 months
Text
23 notes · View notes
251121-8 · 9 months
Text
Sanırım bir konuya açıklık getirmem lazım. Simdi bu uygulamada söyle bir olay var birine mesaj atıyorsun ya abi tamam at sorun yok güzelce cevap veriyoruz zaten konuşmak istemesek konuşmak istemiyoruz diyoruz mesaj atmanızı istemesek direkt mesaj kutusunu kapatıyoruz.Anlamadığım şey şu sen gelip günlerce beni rahatsız ediyorsun cevap bile vermiyorum sana ama sen benim cevap vermediğimin farkına günler sonra varıyorsun ve attığın mesaj söyle oluyor "neyse bye egolu insani sevmem".Ben senin günlerce böyle terbiyesiz terbiyesiz mesajlarına maruz kalmak zorunda değilim eger ki cevap vermiyorsam konusmak istemediğimdendir.Ve konuşmak istememem beni egolu yapıyorsa evet egoluyum.Bu uygulamada aşamadığım tek olay bu ya.Bu arada böyle mesaj atan insanların çoğu zaten amacı bambaşka olan insanlar oluyor.Aslında bu uygulamada böyle insanlar olmasa daha hoş olacak ama diyecek birşey yok teker teker engellemeye devam.
9 notes · View notes
1sairbisikletle · 2 months
Text
Meursault'la Konuşmalar 19
Bugün yataktan kahvaltı için zorla kaldırılıp kahvaltıdan sonra yatağa iltica ettiğim ve sonra annem tarafından zorla yataktan söküldüğüm bir gün. Tarafından evet. İçimden hiçbir şey gelmiyor diyorum kalk yataktan diyor. İçimden hiçbir şey gelmiyor diy
Neyse kalktım. Bir şey yapabildim mi hayır. Yaptığım şeyler öğleyi kılmak, Yasir'e Ketebe'nin ramazan setini sipariş vermek ve gelen kargonun iadesini yapmak. Bunun dışında herhangi bir şey için kuvvet bulamıyorum. Bir de biriyle eşinin tezinin kitaplaşma süreci için görüşmem gerekiyor onun mesajını attım. Niye eşiyle değil de onunla görüşüyorum bilmiyorum, öyle uygun görmüşler.
Yapmam gereken büyük bir iş var ve iki haftadır kaçıyorum o işten. Gücüm yok. Belki de vardır ama pörfekşınist yanım kaçınma davranışı gösteriyordur. Yapar çünkü öyle şeyler.
Tumblr media
Kendime lego çiçek buketi baktım. Annemle birlikte yaşadığımı hatırlayıp usulca sayfayı kapattım. Mümkün değil anlatamam oyuncağa ne için bu parayı verdiğimi. Kib bye.
Ramazan geliyor. 10 gün bile yok. Sevinmeye gücüm olsun istiyorum.
Inluencerları kıskandığım tek bir şey var, her gün evlerine sürpriz kargo gelmesi. Bana da gelse keşke. Yataktan çıkmaya bahane olur. Mümkünse namazdan sonra gelsin de güne erken başlayayım. Annem bu benim bu hediye vermeye ve almaya olan sevdamın sadece benim almam üzerinden ilerlemesi olayına da hafiften sinir oluyor biliyorum ama sesi çıkmıyor. Ne yapayım zorla hediye mi aldırayım millete? Onun yerine kendime aldığım şeyleri hediye paketi yaptırıp kendime gelmiş gibi şeyapıyorum. Küçük mümin latifeleri.
Neyse işte. Yorgunum ve ağrılar.
5 notes · View notes
aynodndr · 7 months
Text
Tumblr media
1970’LERDE GENÇ OLMAK
Evet, bugünkü gençlerin sahip olduğu pek çok şeye sahip değildik; ne bilgisayarımız vardı, ne de cep telefonumuz.
Lewi’s, Lee, Adidas, Puma, Nike, Benetton, Coton giymezdik. Mc Donald’s, Pizza Hut, King Burger’de karnımızı doyurmaz, Starbucks’ta kahve içmezdik. Süpermarket, AVM, kredi kartı, bankamatik, barkod, on line, USB nedir bilmezdik.
Televizyonumuz siyah beyaz ve tek kanallıydı. Elektrikler ve sular sık sık kesilirdi, raflarda binbir türlü yiyecek ve içecek markaları yoktu. Tüp gaz, Sana yağı, sigara, çay, şeker kuyruklarına girerdik.
Saftık ama aptal değildik. Konuşurken “atıyorum, oha, adamsın, sıkıntı yok, bi tık daha, bye, aşkım” gibi uyduruk kaba saba kelimeleri kullanmazdık. Arkadaşlarımızla selâmlaşırken kafalarımızı tokuşturmazdık. 15 yaşındaki genç kızlara bayan, tanımadığımız yaşlı beylere dayı demezdik.
Cumartesi günleri de okula giderdik. Okullardaki müfredat programları ağırdı ama hakkından gelirdik, üçüncü sınıftayken “kerrat cetvelini” ezbere bilirdik.
Merhametliydik, paylaşımcıydık. Okurduk; Dünya’da olup biten her şey bizi ilgilendirirdi. Geleceğe ümitle bakardık, çünkü biz sevginin gücüne inanıyorduk, halâ ona inanıyoruz.
Alıntı
6 notes · View notes
estellamila · 2 years
Text
Az önce hayatımın şu ana kadarki en trajikomik olayını yaşadım. Sonra bir ara çiçek böcek dolu Instagram paylaşımlarına ara verip biraz da içine çekilip kaldığım bataklıklarımdan bahsetmeyi planlıyorum (ben zaten bataklıklarda doğmuşum galiba talihim yok bahtım kara misali ksjfkwdka neyse bazen kendi karamsarlığımdan ve otomatik gelen kaderci düşüncelerimden kendim bile tiksiniyorum.)
Buradan iki üç kişinin gördüğü instagram postiklerime promosyon teklifi yapan hesaplar oldu... Yani bende para var gibi mi duruyor kardeşim bakışıyla buruk buruk güldüm bu yorumları görünce. Ama biri indirim mindirim yaptı benim param yok şey deyince. 15 dolar bile fazla benim için deyince tuttu ben sana bedavaya reklam yapıcam deyip, whatsapp numaramı istedi orda bi işkillendim. Niye böyle bir şey istiyorsunuz deyince promosyon reklam istiyorsan Whatsapp numaranı verirsin yoksa bye dedi skfkwkkdw ben de bye dedim tutup sebepsiz yere kimseye numaramı vermem dedim.
Sinirlendim anladım çünkü yani burda temiz bir amaç olamaz yani. Sebebini bilmeden kimseye numaramı veremem deyince çıkardı ağzındaki baklayı. Baklaya şaşmadım tabii. Ama beni şaşırtan sexting ya da sex call teklifi almak değildi zaten. Yani çiçek böcek hesabıyız ikimiz de ve adını bile söylemeden if you can talk dirty with me I will promote you demesine şaşırdım skckfsjkw sonra your account diye düzeltiyor kardeşim yani derdin beni promote etmek kendince zaten trajikomikten de ziyade yuh aq dedirten iğrenç ve acınası bir komiklik.
Çiçek böcek paylaştığım hesapta bunun başıma geleceğini hiç ama hiç düşünmezdim. Bazı erkekler cidden kapatılsın iptal edilsin başka gezegene yollansın ya da ne bileyim ucuza terapi verilsin bilmiyorum. Insan böylelerini görünce geleceğe dair umudunu yitiriyor cidden.
Hayır beni de minicik profil fotisinden görüyorsun o da bulanık gibi bi fotik yani herhangi bir etkisi olmuş olamaz bence, belki de öyle bir etkiye direkt ihtiyacı yok kişinin, sanırım aklım böyle şeyleri asla tam olarak anlayamayacak.
17 notes · View notes
zynpakdg00 · 1 year
Note
o kadar şüpheleniyorum ki -.- sen bile olabilirsin.. Onun hakkında bildiğim tek şey çok takipçisi olması. Neyse rahatsız ettim kb bye ben zeynep i bulucam
Öyle bi söyledin ki bi an kendimden bi şüphe ettim lan acaba ben miyim die sizi inandiramiyorum takipçi konusunda olum 3 var 5 var çok yok nazar etmeyin lütfen ajjsnakqjskwjsks ne münasebet nie rahatsız olim , ara ara bakım bulursun belki
2 notes · View notes
a1-az · 1 year
Text
Eskiler “Erkeğin okumuşu kadı, kızın okumuşu cadı olur” derken neyi kastediyorlar hala çözebilmiş değilim. Ama bu söyleyişin erkeklerin “liseli” takıntısına halk tabanından gelen ortak bir reaksiyon olduğuna hiç şüphe yok...
Sahi, minibüs camlarına “Liselim” yazılıyor mu hala? Tabi ki evet ve bu ekol bugünlere kadar gelmişse, Alpay'dan Cengiz Kurtoğlu'na, Jason Donovan'dan Quentin Tarantino'ya kadar pek çok ismi unutmamız imkansız hale gelmiş demektir.
‘Okullu kız’ imajı bir zamanlar daha masum bir romantizmi simgeliyordu herhalde…
Minibüs şoförleri, dikiz aynalarına 'liselim’ falan yazarlardı. G.O.R.A. filminde Arif (Cem Yılmaz) Ceku'yla ilk dialoga girdiğinde de “Okuyor musunuz? Kaçıncı sınıfa gidiyorsunuz?” demiyor muydu?
Bu School Girl Fantasy olayı yalnızca Türklere özgü bir şey değil ama. Uzak Doğu'dan Avrupa ve Amerika'ya kadar uzanıyor. Yalnız bunun oralarda bir minibüs kültürü haline gelmesi takdir edersiniz ki biraz zor. Onun yerine Tarantino Kill Bill'de okul üniformasıyla dolaşan 17 yaşındaki Gogo'yu acımasız bir katile dönüştürerek “liseli” algımızı yerle bir ediyor...
Japonların bu konudaki sicili de pek temiz değil hani, eminim bu kadarını siz de duymuşsunuzdur. Ama biz konuyu daha fazla dağıtmadan ve saçmalamadan şarkımıza dönelim...
Müzik piyasasına bu “okullu aşkito” olayı ne zaman düstü bilmiyorum ama benim hatırladığım en eski şarkı Yıldırım Gürses'in 'Liseli Kız’ şarkısıdır: Bir liseli esmer kız, gözleri yıldız yıldız… Bundan sonra da tahmin edersiniz ki okullu kız romantizminin Türk Popunda TOP olduğu şarkı Alpay'ın “Eylülde Gel” şarkısı oldu...
Tatil geldiği zaman ağlarım ben inan
Gidiyorsun işte arkana bakmadan
Nasıl geçer bu yaz, ne olur bana yaz
Sen, sen, sen, sen bir ömre bedel
Yok, yok, yok, gitme gitme gel
Eylülde gel
Okul yolu sensiz ölüm kadar sessiz
Geçtim o yoldan dün, içim doldu hüzün
Yapraklar solarken, adını anarken
Bekletme ne olur, gelmek zamanı gel
Sen, sen, sen, sen bir ömre bedel
Yok, yok, yok, gitme gitme gel
Eylülde gel
Eylülde gel
Eylülde okul yoluna
Konuşmadan yürüyelim, gireyim koluna
Görenler
'Dönmüş, hem de mutlu’ diyecekler
Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi
Yaprak dökecekler
Rahmetli Fecri Ebcioğlu o şarkının sözlerini yazarken ne düşünüyordu tam bilmiyorum ama, SEALED WITH A KISS şarkısının temasından etkilenmiş olabileceği aklıma geliyor...
Sealed with a Kiss şarkısını ilk olarak 1962'de Brian Hyland seslendirdi. Daha sonra Gary Lewis & The Playboys'tan Jason Donovan'a kadar pek çok ses bu şarkıya hayat verdi. Ama nedense şarkının ismi Donovan ile özdeşleşmiş adeta....
Bunda uzatmalı sevgilisi Kyle Minogue'un parmağı olabilir mi?
Benim için hiçbiri kabul değil. Hele bu şarkıyı Albert Vest'ten dinlemişseniz…
Sealed With A Kiss
Though we’ve got to say good-bye
For the summer
Darling, I promise you this
I’ll send you all my love
Everyday in a letter
Sealed with a kiss
Yes it’s gonna be cold, lonely summer
But I’ll fill the emptiness
I’ll send you all my dreams
Everyday in a letter
Sealed with a kiss
I’ll see you in the sunlight
I’ll hear your voice everywhere
I’ll run to tenderly hold you
But, Darlin’ you won’t be there
I don’t wanna say good-bye
For the summer
Knowing the love we’ll miss
Let us make a pledge
To meet in September
And seal it with a kiss
Okul biter, aşık gencimiz için üzünç bir yaz tatili başlar. Sonbaharda okullar açılıp sevgiliye tekrar dönünceye kadar aşıklar birbirlerine her gün aşk mektupları yazarak bu ateşi söndürmemeye söz verirler. Ve bu mektuplar her gün aralıksız aralarında gelir gider..
Mi acaba???
Iste bu tartışmalı sahaya girer. Ama biraz da insaf edin canım! Sevenler ayrılırken tabi ki hüzün olacak, gözyaşı olacak.
Okul aşkınızdan ayrılırken de, yaz sonu yaz aşkınızdan ayrılırken de!..
Daha fazla çekiştirmeden vecizemizi analım, minibüs şoförlerine raconumuzu keselim:
“Lise aşkları, lise defteri gibidir. Sayfaları bitmese bile gelecek öğretim yılında yenisine başlarsınız..”
çabuk geçdi yıllar.
2011
2 notes · View notes
sadhadia · 1 year
Text
Babamın kısa cevaplar vermesi kadar sinir bozucu bi şey yok video göndermişim ok bye diyor
#:
3 notes · View notes
heysenos · 1 year
Text
ADALETİNİ S…EVEMEDİĞİM DÜNYASI
Yine buradaysam bir takım haksızlıklar ile sabrım sınanmış ve isyanım gün yüzüne çıkartılmış demektir. Nereden başlasam, neresinden tutsam, ya da siktir et doğrudan anlatıcam.
Şu çalışma hayatı çok ilginç.Herkes bir yerlerde birilerinin vakti zamanında isim bulduğu masalarda, atölyelerde, bağlarda, bahçelerde bir takım öğretileri yerine getiriyor. Senden önce birisi varmış sana şunu şöyle yapacaksın demiş yapıyorsun, ona da ondan önceki söylemiş flan filan böyle ecdadına kadar geri dönebilirim ama yapmayacağım.
Kendisini gerçekten tanıyan birisine sorsan yüzde doksanı çalışma hayatı için şöyle söylüyor “ ben daha iyilerini hak ediyorum” yahu iş hayatındaki kişilerin yaş ortalaması aklı baki bireye denk geliyor (en azından reşit sayılan yaşı düşününce) bu soruya muhatap kişiler birde iş hayatında en az 3 sene geçirdiyse vardır bir bildiği demek gerek. Tüm bunları bir yerde topladım ve vardığım sonuç çoğunluğa ayak uydurmak ve kendim için “ daha iyisini hak ediyorsun “ demek oldu. Tek sebebi çoğunluk değil elbet hatta ilk sebebim; Vardığım farkındalık sonra unuttuğum öz değerlerimi hatırlamak, yaşayacak tek bir hayatım olduğunun dank etmesi bla bla yani güçlendim bir nevi hadi size hayırlı olsun …
Yakın hemde çok yakın zaman içinde bir şey daha dank etti bana. Çalıştığım yerdeki ünvanım, yaptığım işin içeriği, geçirdiğim zamanın bana geçirdikleri, bir daha geri alamayacağım vaktimi nelere ve kimlere harcadığım, harcadığım çabamaların bana maddi ve manevi hiçbir fayda sağlamadığı off daha neler yazasım varda neyse bir sonraki içeriğe malzeme kalsın.
Şimdi geleyim asıl sona madem bu kadar farkındalığım var mutsuzum flan neden bir şey yapmıyorum ? Elbette vakti olduğundan ! Benim sahip olduğum meziyetlerin onda birine sahip olmayan, tabiri son derece caiz şekilde benim tırnağım olamayacak kişiler hak etmediği kazançlar,sosyal kaynaşmalar, ünvanlar, fırsatlar içinde elinde içkisi salınırken hak etmedikleri yükselmiş egolarının farkına varamadılar.
Size iyi eğlenceler Beyler /Bayanlar hipoksi ve anoksi’ye dikkat. Şimdi okurken içinizden bir kaçı “ tabii bok at şimdi millete sen olamadın oralarda/ buralarda “ flan diyor. Zaman diyorum cevaben çok sevgili okuyucu. Zaman… Kimisinden şatafat sunarak olabileceği daha iyileri alır, kimisine sınayarak en iyisi olmak için fırsat tanır.
Ay bir dakika yazmazsam olmaz. Paylaşacak ve iletecek kadar dürüst ve açık sözlü olan herkesin, her yorum ve eleştirisine sonsuz açığım. Sizi seviyorum bazılarınızdan da gerçekten nefret ediyorum. Öptüm BYE
2 notes · View notes
illetillet · 2 years
Note
yillar sonra ilk defa birinin tumblr kullandigini gordum ve sormadan edemedim, niye hala tumblrda aktifsiniz?
ben de yıllar sonra ilk defa sağ elle taharetlenen biriyle tanıştım geçtiğimiz günlerde katıldığım bir davette. aynı zamanda sünnet olan sol el dururken neden sağ elini aktif olarak kullandığını sordum, "aslanım siz dünyayı kendi ön kabullerinizden mi menkul sanıyorsunuz, istersem sol ayağımla alırım taharetimi, bundan size ne ve de kimseye hesap vermek zorunda değilim + bye bye" dedi. şakaşaka demedi öyle bi şey, solakmış onun için sağı tercih ediyormuş.....
9 notes · View notes
pyre-mind · 2 years
Text
Devamı gelir
Hem blog hem de buraya baktım da en son 2014te yazmışım. Arada çok uzun şeyler yazdım çizdim 8 yıldır. Çoğu bir şeylere söylenmek içindi, bir kısmı mutlu yazılardı. Neredeyse hepsi de arkadaşlara yazıldı. Bu yüzden çok şanslıyım aslında. Okuyup da derdini dert edinecek, sevincinle mutlu olacak insanlara denk gelmesi zor. Ancak son zamanlarda o kadar sık şikayet için yazmaya başladım ki çoğu kendini tekrarlıyor. Yine o arkadaşlardan biri journaling önerdi. Herhalde günlük tutmaktır gibi varsaydım ve kendimi burada buldum.
Her zamanki gibi net bir şey yok şikayet edecek. Hem yok hem de çok şey var. Hem çözümler bir o kadar kolay, hem de sadece dile kolay.
Hayatımı baştan sonra değiştirdim sayılır son 2 yılda. Tek değiştiremediğim kafa yapısı kaldı. 2 tane dövme var vücudumda hem her şeyin sadece kafamda olduğunu, hem de kısacık hayatta pozitif kalmanın önemini hatırlatacak. Bakıyor ve oldu canım kib bye diyor devam ediyorum sonra.
Sanırım değişikliği kabul edemedikçe ve her konuda olan özgüvenimi bir de insan ilişkileri konusuna yediremedikçe yalnız kalmaya devam edeceğimi kabul etmem gerekiyor. Ediyorum etmesine de gelmişsin 30 yaşına, işten güçten kalan az bir şey enerjini daha kullansan da en azından yalnız kalacak birini bulsan keşke ve adam.
Neyse. Devamı gelir, önemli olan başlamak.
2 notes · View notes
baklawah · 2 years
Text
the end of my days... Bye my love.
Tumblr media
4 gün oldu. Lanet olası 4 gün. Ben iyi kötü her şeyi burada yazarım ama bu kez epey zorlandım. Çoğunuz için "senin derdini seveyim" denecek ama benim için kolum bacağım gitse bu denli acıtmayacak bir mevzu.
Kendimce çok büyük bir başarı olan, hayat tarzımda en keskin ve nihai dönüşüm olan, gelecekteki plan ve hayallerime öncülük eden bir seçim yapmıştım 10 yıl önce. Tüm zorlukları maliyeti vs bir yana hayattan keyif aldığım tek şey oldu. Onca kaza bela dert atlatıp da hiç olmayacak yerden gelen darbeyle zorunlu ara verip sonra da sonu gelmeyen bu dönemi yaşadım.
Hayatta özellikle şu an en çok ihtiyacım olan şeylerin başında özgürlük hissi, gezmek o tarifsiz rüzgarı tekrar hissetmek vardı ama olmadı. En yakınım, artık tek sorumluluğum buna fırsat vermedi...
5 yıl depolarda beni bekleyen, hayatımın en büyük başarısı, en sevdiğim, benzeri çok ama bir eşi yok kara kuzum artık yok. Evet tanıyanların hep sorduğu sorunun nihai cevabı burada; motorumu sattım. Değerine değil ederine satmak zorunda kaldım!
Kimi sen bunun için doğmuşsun dedi kimi senden motorcu olmaz dedi, ama ben o iki teker üstündeyken herkese örnek ve ilham oldum gerisi boş.
Çok kez yenilmişimdir, oyunlarda maçlarda yarışma ve iddialarda. Hiçbir şey böyle koymadı bu zamana dek. Dedim ya sanki uzuv kaybettim o derece içim acıyor.
Ama önce kendime söz verdim, sonrasını merak edene de söyleyeyim; ne olursa olsun, ben bir "iki tekerci"yim. Ne zaman bilmem ama (eğer yakınlarda stressten ölmezsem) beni yine yollarda göreceksiniz. Daha büyük daha güçlü daha heybetli ve daha vahşi olarak. Bundan sonra hayatımda kimseye iyilik olmayacak, aile arkadaş sevgili kimse ederinden fazlasını (aslında ederini dahi) görmeyecek. Bu da ahdım olsun 🔥 #biker #motorbike #yamaha #dragstar #chopper #custom #rideordie
2 notes · View notes