Tumgik
sezinsivri · 10 years
Photo
Tumblr media
4 notes · View notes
sezinsivri · 10 years
Link
AKP - CHP çekişmesini, CHP’nin içindeki Dallasvari düzeni çözebilmeniz, siyasi arenada olan bitene başka bir gözle bakabilmeniz için yazıyorum bu satırları….
Çin atasözü olarak bilinen “Dostuna yakın ol, ama düşmanına daha yakın!” sözünü akılımın bir köşesine büyük harflerle yazmış bir kadınım...
2 notes · View notes
sezinsivri · 10 years
Text
Yolsuzluk ve Siyaset
Tumblr media
Müthiş bir özet ile başlamak istiyorum yazıma.  Benim sayfalarca yazarak anlatacaklarımı kısacık bir anekdot ile özetlemişler.
“ Ekonomi hocamız yılın ilk dersine şöyle başlamıştı: - ‘Öğrencilerim, birazdan size on dakika içinde ilk iktisat dersini vereceğim. Bu on dakika yeterli olacak. Geri kalan zamanda yani bütün bir yıl boyunca, zenginlerin yazdırdığı müfredatı okuyacağız’ dedi ve devam etti:
-“ Arkadaşlarım. İktisat üçe ayrılır: Ticaret, siyaset, savaş. 1- Bir milyon dolara kadar para kazanmak isteyenler ticaret. 2- Bir milyar dolara kadar para kazanmak isteyenler siyaset, 3- Daha çok kazanmak isteyenlerse savaş  
yaparlar...”
Ne acıdır ki durum tüm dünyada Ekonomi hocasının anlattığı gibidir. Savaşlar büyük rantlar elde edilmek için çıkarılmakta, siyaset ise milyar dolarlar kazanılmak için yapılmaktadır.  Radikal Köşe Yazarı Ahmet İnsel ’in dediği gibi de “Bütün dünyada 'ülke menfaati' için yapılan yasadışı işlemler, sonra 'ülke menfaati' için çalışan kişi ve kurumlara dağıtılır. Bu miktardaki ‘yasadışı gelir’ kişisel çabayla kazanılmaz ve kimse bu paranın tümünü o şahsa bırakmaz.”  Bu gerekçe iledir ki siyaset ile yolsuzluk arasında güçlü bir bağ vardır.  Ve hemen hemen her devrin, her iktidarın kendine has, dudak uçuklatan yolsuzluk öyküleri mevcuttur.
Dolandırıcılık Üçgeni
Nedir bu siyasetin bir parçası haline gelmiş yolsuzluk psikolojisi? Sosyolog ve kriminolog Donald Cressey, “Başkalarının Parası” adlı kitabında, kişiyi yolsuzluk yapmaya sürükleyen faktörleri “dolandırıcılık üçgeni” adlı teori ile açıklar. Cressey, dolandırıcılığın üç bileşeni olduğunu ve dolandırıcılığın yapılabilmesi için bu üç bileşenin de aynı anda var olması gerektiğini savunur.  Bu üç unsuru söyle sıralamıştır; Baskı, Fırsat ve Rasyonelleştirme.
Baskı kişiyi yolsuzluğa sürükleyen ana faktördür. Bazı kişiler, para veya gücünü kaybetme korkusu yaşadığı için kendini baskı altında hisseder. Bu kişiler, ekonomik sıkıntıya düştüğünde veya gücünü kaybetmekle yüz yüze geldiğinde, problemini legal yollarla çözemeyince hile, hırsızlık, yolsuzluk gibi yollara başvurabilir. Bazıları da daha fazla para, güç edinme isteği ve hırsı yüzünden kendini baskı altında hissederler.
Denetimin az olması, kontrol sistemlerinin zayıf olması veya hiç olmaması, cezalandırma sistemlerinin yetersizliği, denetleyenlerin cahilliği, umursamazlığı, dikkatsizliği gibi faktörler, yolsuzluk yapmak isteyen kişi için elverişli bir ortam, fırsat yaratır. Kişi yakalanmayacağını veya yakalansa bile bir şekilde ceza almayacağını, cezadan kendini rahatlıkla kurtarabileceğini düşündüğünde daha kolay hile yapar.
Rasyonelleştirme ise kısaca bahane bulma, haklı görmedir. Kişi yolsuzluk, dolandırıcılık yapmak için kendisini motive eden haklı, rasyonel nedenler bulur. Kendini haklı bulma eylemi, sanılanın aksine, eylemden önce ortaya çıkar. Kişi kendisini haklı bulduğunda suçluluk ve korku gibi duyguları azalır.
Bu 3 bileşenin içeriği; yani gerekçeleri kişiden kişiye (mevcut duruma uyarlayacak olursak politikacıdan politikacıya) değişkenlik göstermektedir. Nedir bu siyasetin içine karışmış yolsuzluk psikolojisi derseniz özeti kısaca budur.
Bilim insanları, yolsuzluğa tek bir faktörün sebep olmadığını, kişilik özelliğinin, durumsal, sosyal, ekonomik ve çevresel faktörlerin bazen tek başına bazen de beraber etkili olabileceğini söylerler. Ne yazık ki bu faktörler bizim ülkemizde fazlasıyla mevcut, bu kişilik özelliklerine sahip siyasetçi profilimiz de epeyce çoktur. Ve yolsuzluğa bulaşmış olanlar kendilerini daima masum ilan ederler.  Oscar Wilde “Günah işlemenin tek yolu onu kabul etmektir”der.Bazı siyasilerimiz de Oscar Wilde’ı dinlemiş olacaklar ki inkar ile masum kalabileceklerine inanmaktadırlar.
2013’e Veda
  2013’ün son yazısını böyle iç karartıcı konular üzerine yazdığım için kendime kızdım biraz. Aslına bakacak olursanız tüm bu yaşanmakta olanlara rağmen ben o kadar da karamsar değilim. Şems-i Tebrizi gibi “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”diyorum. Ülkedeki bu alt üst oluşun bizler için çok daha hayırlı olacağı inancındayım. Kaosun gücüne inanıyor ve sonuçta ortaya çıkaracağı pozitif değişime güveniyorum.
Yeni yılınız kutlu olsun.
   Yazar: Sezin Sivri
29 Aralık 2013 Milliyet Gazetesi Ege Eki
3 notes · View notes
sezinsivri · 10 years
Link
0 notes
sezinsivri · 10 years
Text
Seçimler ve Sihirli Elma
Tumblr media
Kimse kimsenin belediye başkanlığını beğenmiyor farkındasınız değil mi? Aynı partiye mensup olan siyasiler dahi kendi içlerinde birbirlerinden nefret ediyorlar. Tıpkı kimsenin özgürlük tanımının kimseye uymadığı gibi; herkesin belediyecilikten anladığı, belediye başkanlığından anladığı da başka!
Biz seçmeler olarak ne yapıyoruz? Genellikle içimize tam sinerek oy vereceğimiz bir başkan adayımız olmadığı için siyasi parti tercihimize göre belediye başkanımızı seçiyoruz. Oysa belediye başkanlığı seçimlerinde tercihlerimizi yaparken siyasi ideolojilerimize öncelik vermeyi bir yana bırakmalıyız. Oyumuzu belediyecilikten anlayan, İzmir’in çehresini değiştirecek, dünya şehirleri arasına sokacak, entelektüel birikimi olan bir liderden yana kullanmalıyız.
Dikkat ediniz başkan demiyorum, bir liderden bahsediyorum.  Bu lider de seçimle geldiğinde siyasi ideolojisi için çalışmanın derdine düşüp asli görevinin belediye başkanlığı yapmak olduğunu unutmayacak biri olmalı elbette. Şimdi içinizden böyle adaylar varda biz mi ona oy vermiyoruz dediğinizi duyar gibiyim. Ya da bu siyasi düzende kolay mı böyle bir belediye başkanı olmak diyenleriniz olacaktır muhtemelen. Ben durum tespiti ve eleştiri yaparken muhakkak yapıcı bir öneri getirmek gerektiğine inan biri olarak size nasıl mükemmel bir belediye başkanı olunur onu da anlatacağım.
Mükemmel Bir Belediye Başkanı Nasıl Olunur?
Mükemmel bir belediye başkanı olmak hiç o kadar zor değil aslında. Nasıl mükemmel bir belediye başkanı olunuru, oturduğum yerden kendi kendime tarif edip tereciye tere satmak niyetinde de değilim elbette. Kusursuzluğa en yakın tasarımı ve üretimi yapan Steve Jobs’dan ilham alarak anlatmak istiyorum bunu size. Sihirli elmanın yaratıcısı Steve Jobs’ı örnek alarak, sihirli bir belediye başkanlığı uygulayıp sihirli bir şehir yaratabilir mi? Neden olmasın.
Steve Jobs hiç çekinmeden “Büyük fikirleri çalmak için her zaman arsız olduk” der. Güzel olan her şeyi kopyalayıp, kendi işine adapte edip geliştirmenin doğru olduğunu savunur. Hatta bu düşüncesini Picasso’dan çalmış ya da esinlenmiş olduğunu itiraf da etmiştir. Ve durumu da Picasso’nun “İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar” cümlesi ile anlatmıştır.
Gelin siyasi yarış olmaktan ve mevcut düzeni derme çatma götürmekten başka bir işe yaramayan belediye başkanlıklarındansa Steve’e kulak verin. Büyük fikirleri çalmakta her zaman arsız olun. Dünyadaki en iyi şehircilik örneklerine bakın. Mesela Barselona gibi bir şehri örnek alın, onu daha da idealize ederek İzmir’e uyarlayın. Dünyada şehircilik adına fark yaratan ve sevilen belediye başkanlarına bakın. Neyi doğru yapmışlar? Tüm bunları nasıl yapmışlar? Zorlukları nasıl aşmışlar? Onlardan ilham alın.
Dünyadan örnekler size çok uzak geliyorsa ülkemizdeki iyi uygulamalara bakın.  ORC şirketi Temmuz ayı içinde Yerel Yönetimler Başarı Araştırması anketi yaptı. Anket sonucunda en başarılı, en beğenilen belediye başkanları tespit edildi. Sırasıyla Melih Gökçek, Yılmaz Büyükerşen ve Mehmet Özhaseki en başarılı büyükşehir belediye başkanları oldular. 
Şahsi fikrimi soracak olursanız benim en beğendiğim büyükşehir belediye başkanı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’dir. Bende pek çokları gibi sıradan bir söylem ile “Her ile Yılmaz Büyükerşen lazım" demeyeceğim. Yılmaz Büyükerşen neyi iyi yapmışsa ondan fikirleri çalın ve tıpkı Steve Jobs gibi İzmir için çok daha iyisini yapın demeyi tercih ediyorum. Ve bizim belediye başkanlarımızın en büyük eksiğinin inovasyon olduğu kanısındayım. Oysa bir lideri, takipçilerden ayıran inovasyondur. Belediye başkan adaylarımızı inovatif olmaya, dönüştürme ve değiştirme yeteneklerini kullanmaya davet ediyorum. 
Yazar: Sezin Sivri
15 Aralık 2013 Milliyet Gazetesi Ege Eki
0 notes
sezinsivri · 11 years
Link
İSTANBUL - Kanal SOKAK'ın öncelikli amacı sizlere doğru, tarafsız ve güvenilir haberleri ulaştırmak.Kanal SOKAK güne yayılan haberlerle birlikte, gündem, tartışma, sohbet, kültür-sanat, spor, hobi, yarışma ve mizah programlarının yanısıra, ilgi çekici belgeseller ve Türkiye yakın tarihinin gerçeklerini ortaya koyan dönem dizileriyle de evlerinize, iş yerlerinize konuk olacak.
0 notes
sezinsivri · 11 years
Text
Şu Hayattan Neler Öğrendim?
Tumblr media
Geçtiğimiz hafta çok güzel bir haftaydı benim için; neler öğrendim neler. Öğrendiklerimi anlatmaya geçmeden önce bir sırrımı paylaşayım sizlerle. Seneler önce ünlü yazar Jackson Brown’ın meşhur kitabı “Şu Hayattan Neler Öğrendik Neler?” i okumuştum. Kitap, yazarın deyimi ile “Hayat, Aşk ve Öbür Hoş Şeyler Hakkında” herkes için önemli fikirler içeriyordu.
İşte bu kitaptan ilham alarak bende hayata dair öğrendiklerimi gün be gün not etmeye başladım. Zamanla bir de baktım ki öğrendiğim bazı şeyleri unutuyorum.  Hatta aralarında daha öncede yazdığım ama bir vesile ile yeniden deneyimlediğimde sanki ilk kez öğreniyormuş hissine kapıldıklarım oluyordu. Bunu fark ettiğimde; hayattan öğrendiklerimin, bozuk para gibi sağa sola saçılıp kaybolma ihtimallerine karşı kendime, yazmaya devam etme ve ara ara bunları dönüp okuma sözü verdim.
Zamanla bu yazma ve tekrar tekrar okuma işi de bir parça eksik gelmeye başladı bana. “Şu Hayattan Öğrendiklerimi” kendi içinde sınıflandırmaya başladım. Okuyarak, eğitime giderek ve mentorluk alarak öğrendiklerimin yanına farklı işaretler, koçluk ve danışmanlık yaparken müşterilerimden öğrendiklerimin yanına farklı işaretler,  röportajlarım ve insanları gözlemleyerek öğrendiklerimin yanına çöpten adamlar çizmeye başladım.  Küçük parantezler açıp nasıl öğrendiğimi de yazar olmuştum artık. Şimdi harika bir öğrenme arşivim var.
Ansiklopedi gibi İnsanlar
Geçtiğimiz hafta ne öğrendiğime gelince; çok “gezen” mi bilir, çok “okuyan” mı derler ya hani, ben buna bir ilave daha yaparak “ansiklopedi gibi insanlar ile sohbet eden” mi’yi de ekledim.  Çünkü fark ettim ki; hayata dair önemli öğrenimlerimin bir kısmını ansiklopedi gibi insanlar ile sohbet ederken, onlardan öreniyorum. Bu nedenle de farklı farklı konularda bilgisi olan, hayat tecrübesi bol, bir o kadarda üretken olan benim tabirim ile ansiklopedi gibi insanlar ile zaman geçirmekten büyük keyif alıyorum. Onlar benim kıymetlilerim.
Salı günü duayen gazeteci Haluk Şahin ile birlikte Türkiye’nin en önemli bankacılarından Bülent Şenver’i ziyarete gittik.  Bu iki değerli insanla yaptığım keyifli sohbet sırasında öğrendiklerimi yazsam sayfalar tutacağı için sadece Bülent Bey’den öğrendiğim  “Başarısızlık Duası”nı sizlerle paylaşabiliyorum. Şimdi “Başarısızlığın da duası mı olur?” diye sormayın lütfen. Oluyormuş. Okuyun; Allah herkese böyle Başarısızlıklar nasip etsin diyeceksiniz.
“Başarısızlık Duası”
Alahım;
Doğru yoldan ayrılırken, Başkasının hakkını yemeye çalışırken, Yalan dolanla iş yapmaya başlarken, Canlılara ve çevreme zarar vermek için düzen kurarken, Hak etmediğim lokmayı boğazıma atarken, Ahlak dışı bir davranışa niyetlenirken, Paylaşamayacağım bir zenginliği elde ederken, Adaletsiz kararlar alırken, Beni başarısız kıl, bu konularda bana başarı yüzü gösterme, Amin..
(Bülent Şenver’in, , “Başardin” adını verdiği başarı hapı kitabından alıntıdır)
Kitap önerisi:
Rüyalar, insanların her zaman ilgisini çeken konulardan olmuştur. Sizde rüyalara merakla iseniz hele bir de fantastik bir kurgu ile yazılmış romanları severdenseniz size güzel bir kitap önermek istiyorum.
'Siyah Nefes', 'Mavi Dağ' ve 'Kızıl Ölüm' kitaplarından oluşan Günebakan Üçlemesi'yle tanıdığımız fantastik edebiyatı üzerine yazan İzmirli yazar Gülşah Elikbank'ın yeni bir romanı çıktı. Sevgili Gülşah, gayet güzel kurguladığı "Uykusuzlar"da bizi rüyaların başrolde olduğu bir yolculuğa çıkartırken, bir yandan insanlığın temel sorunlarına da yanıtlar arıyor.
24 Kasım 2013 – Milliyet Gazetesi Ege Eki
1 note · View note
sezinsivri · 11 years
Photo
Tumblr media
Öğretmenler Günü
1 note · View note
sezinsivri · 11 years
Link
Bugünkü yazımda "Siyasi lider nasıl olmalıdır?" onu anlatmaya çalıştım. Friedrich Schiller "İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir" der. Keşke böylelerinden bol bol olsa diyerek iç geçirdim yazarken. Yazımı okumaya başlamadan önce siyasi görüşünüzü bir kenara bırakın ve politik liderlerimizi bir bir göz önüne getirin lütfen. Not: İnsan Siyasi ve Politik Liderlik Koçluğu yapınca böyle bir yazı yazmadan edemiyor.
0 notes
sezinsivri · 11 years
Text
Umut ne yazık ki insanın vazgeçemediği bir illüzyon. Aynı anda en büyük güç ve en büyük zayıflık kaynağınız.
1 note · View note
sezinsivri · 11 years
Text
İnsan kendini kesfetmeyi hic birakmamali. Sezin Sivri.
1 note · View note
sezinsivri · 11 years
Text
Siyasi Koçluk Nedir?
“Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır” der Andre Malraux. Siyasi Koçluk da öncelikle siyasetçinin kendine gerçekte ne olduğunu ve ne istediğini buldurma, ardından hedef kitlesine kendisini ve istedikleri en iyi anlatacak alternatif yolları bulmasında yardımcı olma sanatıdır. Benimde devamını 1. Uluslararası Siyasal İletişim Kongresinde anlatacağım Siyasi Koçluk tanımımda bu işte.  
1 note · View note
sezinsivri · 11 years
Text
Ülkemizden Siyasetçi Manzaraları
Tumblr media
Siyasi arenada kıyasıya rekabetin yaşandığı, seçmenin ise siyasilerin tavırlarından şikayetçi olduğu bir dönemdeyiz. Seçmenlerin kaliteli politikacılar arayışında olduklarını görüyorsunuz. Ülkemizden siyasetçi manzaralarına; kullandıkları kelimelere ve vatandaşa davranışlarına baktığınızda utanılacak bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Halk, artık meydanlarda ve mecliste farklı liderler görmek istiyor. Kamuoyu araştırmaları bu hoşnutsuzluğu açıkça ortaya koyuyor.  
Klasik siyasetçi modelleri artık çok fazla eleştiriliyor; göz boyamacı olarak görülüyor ve güven telkin etmiyor. Toplum artık, stres ve öfke kontrolü olmayan, beden diline dikkat etmeyen, dilini etkili kullanamayan, kendi kişisel gelişimi için çaba harcamayan, stratejisi ve siyasi duruşu olmayan, oturduğu koltuğu kaptırmamak için her yöntemi mubah sayan siyasetçileri kolaylıkla ayırt ediyor. Ve bu düzeydeki siyasilerin yerine, ideolojik düşüncelerine uygun iyi birer alternatifleri olmamasından yakınıyorlar. Sıradan bir birey bile, kişisel gelişimi için çaba harcar; eğitimler için para ve zaman ayırıp kendini geliştirmeye çalışırken, kendisini temsil etme yetkisi vereceği siyasetçisinden de eğitimli ve donanımlı olmasını bekliyor.
Siyasal İletişim Kongresi
Türkiye de ilk defa “Siyasal İletişim Kongresi” düzenleniyor. Siyaset ve bürokrasi dünyasının uzmanları ile iletişim sektör uzmanlarını bir araya getirecek olan Uluslararası Siyasal İletişim Kongresi’nde Türkiye’nin 2 yıllık siyasi gündemindeki seçimlerde adayları başarıya götürecek iletişim yöntemlerinin, ele alınması planlanıyor.
05 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek kongre, siyasi parti temsilcileri, yöneticileri ve aday adayları ile medya ve siyasal iletişim alanında önde gelen isimlerini buluşturmaya hazırlanıyor. Kongrenin konuşmacıları arasında siyasi parti yöneticilerinin yanı sıra Prof. Dr. Oya Tokgöz, Prof. Dr. Ferruh Uztuğ, Erdem Tolon, İlhan Özel, Ali Saydam, Doç.Dr. Zeynep Karahan Uslu, Dr.Oktay Vural gibi isimlerin yanı sıra bende yer alıyorum.  Benim ne anlatacağıma gelince; ülkemizde ise çok yeni bir kavram olan "Siyaset ve Politik Liderlik Koçluğu” nu anlatmak için kongreye katılıyorum. (kongreyle ilgili detaylı bilgi için www.siyasaliletisimkongresi.com )
  Siyaset ve Politik Liderlik Koçluğu
Dünyanın pek çok demokrasisinde siyasetçinin şahsi kalitesini ve performansını arttırmak için çeşitli yöntemler kullanıldığını, danışmanlar ile çalıştığını biliyoruz.  Bunlardan son yıllarda çok yaygınlaşanı ve en etkili olanı ise "Siyaset Ve Politik Liderlik Koçluğu". Hemen her yükselen politikacının böyle bir koçu olduğunu görüyoruz.
Artık siyaset de iş yaşamı gibi giderek zorlu ve karmaşık bir hale geliyor. İktidar mücadelesi de tıpkı rekabet mücadelesi gibi farklı yaklaşımları ve yenilikleri zorunlu hale getiriyor. Uluslar arası boyuttan bakıldığında da ülkemizi temsil eden siyasilerin, devlet adamlarının bu rekabetçi yaklaşıma karşı hazırlıkları olmaları gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. Tüm siyasilerin ve liderlerin değişmek ve fark yaratmak zorunda olduklarını görüyorsunuz. Peki, bu nasıl olacak? İşte tam o noktada Siyaset ve Politik Liderlik Koçluğu devreye giriyor. Henüz ülkemizde çok yaygın olmasa da dünya liderleri performanslarını bu sayede arttırmayı seçiyorlar.
Siyaset ve Politik Liderlik Koçlarının ne yaptığını bir meslek mensubu olarak ben anlatayım isterseniz. Koçluk genel olarak, başarılı ve yüksek potansiyelli insanların ve kurumların kısa zamanda etkin sonuçlar elde etmek kullandıkları bir araçtır.  Siyaset Koçu da satranç tahtasında hamle yapan siyasetçinin ana bilgi kaynağı olarak tanımlanır. Genellikle siyasal danışmanlık ile karıştırılmaktadır. Oysa siyasal danışmanlık ile kesişen noktaları olduğu gibi aslında danışmanlıktan çok öte ve bambaşka sistematik bir kişisel gelişim planıdır. Biz koçlar, koçluk sürecinde siyasilerin; Bir siyasetçi veya bir lider olarak kimi, nasıl temsil ediyorsunuz? Halk sizi nasıl görüyor? Nasıl görmek istiyor? Kendinize inandırmak ve güven kazanmak için neye ihtiyacınız var? Hangi güçlü yönleriniz ile sevilen ve güvenilen bir lider olursunuz? gibisorularına yanıtlar bulmalarını sağlarız.
Üstelik biz koçlar mesleğimizi, siyasal koçluğun sağlayacağı performans ve kalite yükselişinden yalnızca politikacının değil, seçmen ve demokratik sistemin de yararlanacağını gerçeği ile şevkle yaparız.
Yazar: Sezin Sivri
17 Kasım 2013 Milliyet Gazetesi Ege Eki
0 notes
sezinsivri · 11 years
Link
Bugünkü yazımda "Ülkemizden Siyasetçi Manzaraları"na değinerek, konuşmacı olarak katılacağım "Siyaset ve Politik Liderlik Koçluğu"nu anlatacağım "Uluslararası Siyasal İletişim Kongresi"ni yazdım. Mesleğimi, siyasal koçluğun sağlayacağı performans ve kalite yükselişinden yalnızca politikacının değil, seçmen ve demokratik sistemin de yararlanacağını gerçeği ile şevkle yapıyorum.
0 notes
sezinsivri · 11 years
Link
“Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır” der Andre Malraux. 
Siyasi Koçluk da öncelikle Politik Liderin kendine gerçekte ne olduğunu ve ne istediğini buldurma, ardından hedef kitlesine kendisini ve istedikleri en iyi anlatacak alternatif yolları bulmasında yardımcı olma sanatıdır. Benimde devamını 1. Uluslararası Siyasal İletişim Kongresinde anlatacağım Siyasi Koçluk tanımımda bu işte.  
0 notes
sezinsivri · 11 years
Text
Tavan arasından bir söz çıkardım, kulaklarımıza küpe olsun: “Vusûlsüzlüğümüz usûlsüzlüğümüzdendir"
0 notes
sezinsivri · 11 years
Link
Kanal Sokak, Türkiye'de yayın yapan ulusal televizyon kanalı. Yurt Gazetesi ve Bağımsız Dergi'yi de bünyesinde bulunduran Bağımsız Medya Grubu'na ait olan kanalın genel yönetmenliğini Tuncay Mollaveisoğlu sürdürmektedir.
Kanal, Artı Bir TV'nin yayın hayatına başlayıp kısa süre içerisinde şirket sahibinin, Tuncay Mollaveisoğlu'ndan sansür yapmasını isteyince başta genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu olmak üzere ekibinin neredeyse tamamını kaybetmesi ardından Bağımsız Medya Grubu bünyesinde kuruldu.
0 notes