NEYMİŞ?
Yıpranmış film şeritlerine dönmüş dünüm, bugünüm
Degistirmek istediklerimin öfkesi kalmış
Yitip giden heyecanlarım tortullaşmış
Büyük bir aylaklıkla ertelediğim onca şey
Ve kabullenilmiş bir mağlubiyetin sözleri dilimde var olmuş.
Iki durak arası yürüdüğüm o upuzun yalnızlıkta
Sarmala düştüğüm nokta neresiymiş?
Arasına fiş koyduğum kitaplar neredeymiş?
Saatlerdir aynı şarkının çalmasının sebebi neymiş?
Peki birkac notun yanında yarım kalmış o cay bardağı?
Seren ÇELIK
08.01.2021 01:04
1 note
·
View note
BILMEZ OLUR MUYUM..
Bilmez olur muyum;
Tebessümlerin, unutulmamış hüzünlerin gölgesinde büyüdüğünü
Gözlerin, çöken gecenin içinde hasretlerin koynuna salındığını
Işığına sırtını dönmüş şu dünyanın bile sahteliğe sığındığını
Bilmez olur muyum..
Çıkmaz sokaklara çizilen kapıların usulca akla sırnaştığını
Hakikati ifşa etmekten kaçınmayan kalbin sorgulanmaya içlendiğini
İdrak edince o tartışılmaz gerçeği, insanın yenildiğini
Bilmez olur muyum..
Yapbozun bir parçasının hep eksik olduğunu
Kimseye anlatılmaz taşımlarımızı
Duvarlaşan hislerimizi, kafamıza üşüşen düşüncelerimizi
Derdest olmuş ruhun iç yanmalarını
İnşayı enkaz kılan ölümü
Bilmez olur muyum..
Seren CELIK / 24.10.2020
0 notes
BIRAZ MUREKKEP, BIRAZ KAĞIT.
Kim?
Ruhuma istiflediğim hayallerin üzerini örtüp gitti.
Anılarımın kumbarasını kim kırdı ?
Bedeni de es geçip ruhu parçalayan şey neydi?
Bilir misin?
İçine battığımız yalnızlığı giderecek kimdi?
Aniden!
Ruhsuzluk dolu bir hengamenin ortasında savrulanlar
Ne olamadığının ağırlığı ile çökmüş omuzlar
Ah şu dünyaya saçılamayan içimdeki fırtına
Gönülsüzce nefes alıyor bak boşnak kıyılar.
Sahi!
Delirmek nasıl meşakkatli bir işti?
Tüm bu cereyanın özünde yatan nasıl bir muhtaçlık?
İçimin tasavvurlarına bulaşan bu kalem
Ne âciz, ne rastgele bir savruluş bu!
Ah bir bilsem!
Ağlamaya ne denli ihtiyacım var bir bilsen!
Misal neden böylesine içten?
Bir demli çay öpüyordu hayallerimden
Biraz mürekkep, biraz kağıt, biraz... biraz... biraz...
Çizgili kağıtlar buruştu kalemimden.
Bilhassa!
Fazlası yürek işi, Ah şu deli yürek
Kağıdın saflığını seyretti bir müddet
Aklıma hücum edenlerin gölgesinde merakımı cezbet
Can çekişen suskunluklar için vakit çok geç.
24.08.2019 /Seren ÇELİK
2 notes
·
View notes
SIZLAMIŞ SÜKUTUM
Yalnızlıklarım asılmış
Dem çökmüş gecelere
Devrilmiş sabahlar üstüme
Bir zemheri oturmuş göğsüme
Dağlanmış içim
Acımış yüreğim
Sükut ile feyz almış
Dilim ile uzlet olmuşum
Nefsimin zühtü ile susmuş
Sükutum ile sızlamışım
Sızlamışım Ya Rabb
Sızlamışım
Sükutuma bürünmüşüm
Sükutuma
Kabul eyle Ya Rabb
Kabul eyle..
Seren ÇELİK
03.02.2019
2 notes
·
View notes
HAKK!
Bir ince gurbetteyim
Kollarımda emanet zaman
Yüzümü bıçak kesmiş ayazlar
Kalıp kalıp kelimeleri suskunluğum
Avaz Avaz yetişemediğimm feryatlar
Bir yar olmayan yüreğim
Dile gelememiş gurbet diyarlar
Uzun suallerim
Sessiz cevaplar
Acısı sonradan çıkmış cehennemi soluklar
Bağrımda hüzün
İçimde aşk
Bir hasret ile vuslatım
Bir kabir kadar dar secde anım
Be'ye geçemeyişim
Noktalanan Elif'im
Ruhumun zemzemi Aşk
Aşkımın zemzemi gözyaşı
Bir Kıyamet arifesi bugünüm
Bir Mahşer hazırlığı
Yolumun üstü akşam
Olamayan, ölemeyen bir ruh-al
Bu da son kelam gel bak
Gönlümün her zerresini dolduran Hakk!
Seren ÇELIK
29.10.2018
1 note
·
View note
NEYSE Kİ UYANDIM..
Bulutların yerini dumanlar aldı bu aralar
Çöreklendi üzerime her gün bir melun his
Boğazıma sessizlikler çöktü şu sıralar
Her söylediğim yarım, her keşkem bir mazi.
Dert edindiğim sorunlar cigerlerimi deler bu aralar
Aklımda ziyan olmuşluğun unutkanlığı
Özlediğim susuşlarım ile yalnızlığa meylim var şu sıralar
İçimde koca boşluk, takvimlerin yabancısı parmaklar.
Sarılmanın merhem olduğu bir ölüm hissi bu gece
Dilin sustuğu, aklın durduğu, kalbin soğuduğu
Üşütüyordu
Yaralıyordu
Acıtıyordu
Neyse ki uyandım şu saatler…
Seren ÇELİK
28.12.2016
0 notes
GİDELİM DE BANA
Hadi gel bu saçma sapan şehirden gidelim de bana
Bedenim bütün kuvvetiyle yapışıp peşine takıla
Ne valiz tutalım elimizde ne de bakalım ardımıza
Gidelim bu şehirden vurup ceketlerimizi omuzlarımıza
Hadi gel bu saçma sapan şehirden gidelim de bana
Takvimin en güzel yaprağı o gün olsun zamanıma
Yaslasın yalnızlığım başını senin omuzuna
Kalemimi de kağıda çalıp çökeyim akşamlarına
Koyuca bir hüznüm anında
Ruhumun içerilerde bir yerlerde sürüm sürüm süründüğü yollarda
Kulağıma fısıldadığın bir teklif cümlesi o zamanda
Hadi gel bu saçma sapan şehirden gidelim de bana.
SEREN ÇELİK
26.11.2016
0 notes
UYKU İLE ÖRTÜLEN
Çoğu zaman uzaktan baktığım bir deniz vardı
Şimdi ise kıyısında duruyorum
Yanıma biraz hiçkimse aldığım zamanlar vardı bir de
Kendilerinden şu an kurtuluyorum.
Soğuğun duvarlara işlediği sabahlar vardı
Artık üşümüyorum.
Gülüşümü darmadağın eden gelişlerden uzaklaşıyorum
Dönüşlerimi loş zamanlara artık saklamıyorum
Pencere pervazlarından sızan mutluluklar vardı bir zamanlar
Eski bir bez ile siliyorum şimdi
Duvar diplerinden, dökülen boyalarda sızan gözyaşlarına
Bir mendil hediye ediyorum şimdi
Bütün çirkinliklerin üzerini bir battaniye gibi örtmüyorum uykuyla.
SEREN ÇELİK 06.11.2016
0 notes
TRENİM ÖLDÜ
Esinti ile dalgalandı yine zaman
Esinti olmadan da zaten akmaktaydı
Soğuktan içimin titrediği gecelerde
Bir gün yine yeniden ağarmıştı.
Yavaş yavaş ahbaplığı ilerlettim yalnızlıkla
Taşımaya çalıştıklarımı taşırdım bardağımda
Bu esinti, bu rüzgar, bu üşüten yalnızlık
Trenim öldü, bir tutam şiir kaldı avuçlarımda.
SEREN ÇELİK
02.10.2016
0 notes
BEN BİLEMİYORUM..
Bütün uzuvlarımda nasır tutmuş, miskinleşse keşke dediğim acılarla yaşıyorum
Geceleri uyuyamama hastalığına müptela olmuş bu vücudu her gece uyuşturuyorum
Figanlarla söndürmeye çalıştığım içimdeki bu ateşlere bir yudum su bulamıyorum
Yakılmamış bir ağıt gibi içimde taşıdığım bu ızdıraplara karşı güçlü kalamıyorum
Kendi karanlığımda çürümeye karar vermişken bir ağıdın dili oluyorum
Sağa sola giden varlığımda ölümün ürkütücü yanına katlanamıyorum
Söyle, sen söyle akıbeti ne olacak bu yaralarımın? Ben bilemiyorum.
Üst üste yazılmış cümlelerimin arasındaki gözyaşlarını silemiyorum ben
Ajandalarımda boş sayfalar dolusu kırtasiye yalnızlıkları taşıyorum ben
Ve de pas atmış bir balkon demirinin verdiği terk edilmişlik hissini yaşıyorum
Bazen de ileri geri salınan bir salıncağın salındığı boşluğun adı oluyorum
Hayatın bana ördüğü tüm bağlarla her gün aynı trajediyi yaşıyorum ben
Söyle, sen söyle akıbeti ne olacak bu yaralarımın? Ben bilemiyorum.
SEREN ÇELİK
30.12.2015
0 notes
…GELİR GEÇER DE..
Mevsimler gelir geçer de, ben sevmem uzun kış gecelerini
Buz tutmuş ellerimi nereye koyacağımı bilemediğimden
O naif sığınaklarımda büyüttüğüm bu elleri ısıtamadığımdan
Avuçlarımın içine payidar bırakılan can kırıklarının ayazda daha bi acıyışından
Buz tutmuş, kaskatı olmuş bu yüreği n kırgınlığını bir türlü eritemediğimden
Yüreğime saplanan o kırgınlık yüzünün timsalinden.
Saatler gelir geçer de, ben sevmem tik tak seslerini
Akrep ve yelkovanla, akıp giden zamanla barışamadığımdan
Bitevi bir tekrarla dinlediğim şarkıyı böldüğünden
Geceleri vücudumu uyuyamama hastalığına müptela ettiğinden
Karanlığa ezan okunana kadar tuttuğum suskunluk orucunu böldüğünden.
SEREN ÇELİK
17.11.2015
1 note
·
View note
YALNIZLIĞA DÛÇÂR OLDUM
Yorgunlukla başladı bazı şeyler
Konuşmak istemeyecek kadar yorgun oldum
Kendimi anlatmak istememenin yorgunluğu
Daha az konuşmaya başlamamın sebebi de bu olabilir elbet
Sonra yaşamdan soğumakla devam etti bazı şeyler
Kendi doğrumu da yanlışımı da saklayacak kadar soğudum yaşamaktan
Çoğu zaman boşver dememin sebebi de bu olabilir elbet
Hiçbir hazla tatmin edilemeyecek kadar sarsıcı aynı zamanda.
Birçok şey başladı birşekilde de
Evimin bir sığınağa dönüşmesi nasıl başladı bilmiyorum
Dışarının soğuğundan evime sığındım
Yürüdüğüm yollarda ayağıma çarpan taşlardan evime kaçtım
Hayatıma tahribat bırakan şeylerin etkisinden evime kaçtım
Hakikate tekabül etmeyen doğrulardan evime sığındım
Raf ömrü kısa olan her şeyi evimden dışarı attım
Ve böylelikle
Kimsenin erişemeyeceği o tutkulu yalnızlığa dûçâr oldum.
SEREN ÇELİK
31.10.2015
1 note
·
View note
HAYATI TEYELLEMEK
Bir gün buluyorum, bir gün bulduğumu zannediyorum
Diğer gün zannettiklerimi unutuyorum
Sonraki gün bulduklarımı kaybediyorum
Ya da hayatın bahşettiklerini yitiriyorum
Tutmaya çalışıyorum anı, zamanı bir yerleri parça parça
İpi iğne deliğinden geçirip o bir yerleri hayatıma teyelliyorum.
Bir gün boşluğa ismimi yazıp geçiyorum
Başka bir gün o boşluktan ismimdeki harfleri topluyorum
Daha sonraki gün beklediğim o eşikten kendimi içeri alıyorum
Tutmaya çalışıyorum bir şeyleri, ipi iğneyi cebimde taşıyorum
Ve tekrar ipi iğne deliğinden geçirip o bir şeyleri hayatıma teyelliyorum.
SEREN ÇELİK
10.10.2015
1 note
·
View note
YÜREĞİ KAVRAYAN DEHŞET…
Cisimleşmiş bir duygu yumağıydı yaşadıklarım
Önce üzerime ezici bir kaybetmişlik hissi çöktü
Sonra tüm duygularım emip bitirilmiş gibi yok oldu
Ve yalnızca korkum bir sis perdesi gibi etrafta dolanıyordu
Bir müddet kulakları sağır eden bir sessizlikte boğuldum
Sonrası benliğimin her tarafında çınlayan bir acı
Ve derin bir ızdırap melodisi beynimde bangır bangır patlayan…
O ızdırap İçimdeki etkiyi perçinledi,
Buz gibi gecede zorlukla soluduğum havayı yardı
Sonra zehirli bir nefret fışkırdı
Beni pençesine alan yoğun bir nefret
Yüreğimi kavrayan bir nefret
Ve de demir bir pençe gibi yüreğimi kavrayan bir dehşet…
SEREN ÇELİK
19.08.2015
0 notes
BİR UMUTLU BEKLEYİŞ
Biraz zorlarsan kendini
Bazı hatıralar bulabilirsin geriye doğru
Ama diğerlerini
Ne kadar silmeyi denersen dene
Asla ama asla silemezsin
Bu mücadeleyi ve süreci yaşayan biri olarak
Bu silinemeyen hatıralardan sakınıyor
Ve o anıları başka yerde tutuyorum
En yakınındaki kişiye verdiğin acı anıların
En yakınındaki kişiden aldığın acı anıların
Çok derin ve keskin izlerini
Uzun bir zaman silemezsin… Belkide hiç!
Bununla birlikte
Bu silinemez hatıraların izleri
Sonuç olarak sadece insanlar sayesinde iyileşebilir…
Belki, kimbilir!
Bir umutlu bekleyiş…
SEREN ÇELİK
30.03.2015
0 notes
KADER DEDİK, BOYUN EĞDİK, KISMET DEDİK
Kader dedik
Gurbete yolladık azad ettik birer birer sevinçlerimizi
Sinemize akıttık her gözyaşımızı
İzin verdik kederlerin dağıtmasını saçlarımızı
Yolculadık girdabın bağrında ezilen yıllarımızı
Boyun eğdik
Susturduk gökyüzünü saran feryatlarımızı
Sıkıştırdık çile harmanında savrulan başımızı
Dondurduk zemheri gece de umutlarımızı
Sildik zifiri karanlıklarda çizdiğimiz hayatlarımızı
Kısmet dedik
Sahiplendik geleceğimizi ören belirsizlikleri
Dinledik seherimizi kaplayan çilenin ayak seslerini
Salıverdik berduşlar sokağının elebaşı olan geleceğimizi
O derin karanlıklarda kader dedik, boyun eğdik, kısmet dedik sahiplendik kaderimizi.
SEREN ÇELİK
22.03.2015
0 notes
YAKTIKÇA HARLATAN
Hayat
Sen değil miydin dünümdeki kederleri bugün tekrar filizlendiren
Sen değil miydin bugünümü kalp kırıklığı ve ümitsizlikle dolduran
Sadece düşlerimde görebileceğim kıyılara sürükleyen
Umutlarımın gölgesiyle gülümseyebilmeyi yetindiren
Sen değil miydin Hayat,
Sen değil miydin cahilliğime beni tökezleten
Gerçekleri damıtıp yüzümüze çarpa çarpa vuran
Zihnimin en gizemli yerlerini kamçılayarak tüketen
Sen değil miydin Hayat,
Sen değil miydin bekleyişler içinde zamanın akıp gitmesine izin veren
Hiçbir zaman uyumayan düşüncelere sevk eden
Sonra da yakan, yaktıkça harlatan…
SEREN ÇELİK
27.02.2015
1 note
·
View note