boğulmak için suya ihtiyacım yok düşüncelerim yetiyor zaten

her şeyle baş etsem de ruhumun bu kadar yorgun olmasıyla baş edemiyorum..

Cem Karaca'nın eşine yazdığı mektup...

1. Hayat her şeye rağmen güzeldir.

2. Seni bu dünyada çok sevdim...

sonra beni güçlendirmeyen acıya dedim ki,   ‘‘ne olur öldür.’‘

Yaşamak güzel şey mi.

Çocuğuz her birimiz, yükünü unutma çabası güden. Gözlerimiz yükseklere dalıyor senelerdir. Gök bizim sanıyoruz, yer emanet değil asla. Gülüşlerimiz boş, savaşımız çoktur kalbin savunmasızlığına. Bir gün kopacağız gökyüzünden. Daha güzel serpilip çiçek açtığımızda, bilmem ki yaşamak, yakalar mı bizi.

Olan her şeye öyle kırgınım ki dudaklarıma zoraki bir gülümseme bile konduramıyorum. Affedin, böyle olmayı ben de istemezdim 

Benim kalp kırmamak için sustuğum, içimde halletmeye çalıştığım, dikkatli olduğum konularda karşımdaki kişi yarınlar yokmuş gibi fütursuzca davrandığında çok kötü oluyorum, bir tek ölmüyorum. 

Çok sıkılmışsın, daralmışsın kafanı kaldırıp gökyüzüne bakmak istiyorsun ama ona bile dermanın yok. 

Hayatımdan zerre memnun değilim ama gereksiz bir neşe var üzerimde. Sürekli gülme hali falan. Bu ne şimdi, ne oluyor oğlum, böyle mi deliriyorduk? 

Senin gökyüzünde benim yerim yoktu. 

“Benimkisi,hiçbir zaman hiçbir şeyle açıklanamayacak kadar derin,hiç kimsenin anlayamayacağı ölçüde karmaşık ve acayip bir yorgunluktu.”

— Hasan Ali Toptaş - Bin Hüzünlü Haz

Her gece düşünmekten uykusuz kalıyorum. Sürekli yorgun düşmekten yoruldum. Bir şeyler değişmiyor ve bu beni kahrediyor.