Tumgik
sarkikesfedemiyorum · 2 years
Text
Gün gelecek sosyal medya hesaplarımız bir ölünün hatıra defteri olacak...
23 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 4 years
Text
Allah kimseyi ölümden korumasın. Ölüm olmasa bu rezil hayatın suyu çıkar.. Sen de gidip öldün ama kalıp öldürüyorsun! Ben de kalıp ölüyorsam senin dirinledir bu...
Tumblr media
56 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 4 years
Text
MAVİ DUVAR VE HİKAYESİ
Genç bir erkek ve genç bir kadın birbirlerini çok severler, yıllar sürer o masum aşkları.. Sonunda aileleri tanışmıştır. O yaz izin alıp, erkeğin ailesinin Ayvalık'taki yazlığında tatil yapmaya karar verirler. Erkek kızın gelmesinden 1 hafta önce gidip sevdiği kız için hazırlık yapar. Evin dışını sırf o seviyor diye günlerce uğraşıp maviye boyar. Evin penceresine menekşeler koyar, sevdiği kız gelince sulasın diye. Gelmesine 1 gün kala bir antikacıdan eski bir gramafon satın alır ve bir kaç nostaljik 45'lik. Nihayet ertesi gün olur. Akşam 6'da kızın otobüsü Ayvalık otogarına gelecektir. Saatler geçer, heyecan artar. 6 olur, otogara bir otobüs yaklaşmaz.
7 olur, yok.. Meraklanır, telefon kulübesinden kızın ailesini arar. Acı haber onlara da yeni ulaşmıştır.
Balıkesir yolunda otobüs kazası. 1 ölü 8 yaralı.
Sevdiği kız artık yok.. Olay yerine ilk otobüs ertesi gün sabah! Çaresiz, öfkeyle sahile koşup denize bağırır, küfreder. Bitkin düşüp eve döndüğünde bir kaç satır yazar...
Duvarları maviye boyadım, maviyi çok seversin.
Penceremde menekşeler dizili, sularken şarkı söylersin.
Gramofonda eski alaturka, hoşuna gider bilirim..
O yaz evinin içinde, denize nazır..
Sabaha kadar bekledim seni.
Birden dalgalar dedi ki, gelmeyeceksin..
Dalgalar dedi ki gelmeyeceksin.
Birden çıktım viraneden koşa koşa indim kumsala..
Acı acı sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara.
61 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 4 years
Text
Ben hakkımı sana emanet ettim Allah'ım.. Sen hakedene HELAL et...
33 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Gerçek diye adlandırdığımız evren mi gerçek, yoksa hayal diye adlandırdığımız evren mi? Yoksa hayal diye adlandırdığımız evrende kendi geçenlerimizle mi yaşıyoruz?
- merkur_uzayls
Tumblr media
26 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Audio
Bir rivayette okumuştum, her yıldız göç ettiğinde bir umut ölürmüş insanda. Bu yüzden mi benim gökyüzümde bir tane yıldız kaldı..
2K notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Tumblr media
Seni ve sana dair olanları merak edince, bir çiçeğin gelişim evresini, kedilerin dilini, ters düz örgü örmeyi merak ediyorum.
Seni merak etmek, evreni merak etmek de.
141 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Var olan, ancak düşünüldüğü kadarıyla vardır..
11 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
ben seni çok sevdim, belki zordur anlaması sessizliğimden.
181 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Note
Kalbini öptüğüm adam... Ne kadar da temizmiş aşkın.
Cevabını kendime bile kabullendiremediğim sorunun yanıtını beklemeyin benden.
12 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Sana yazmak için gösterdiğim çabaları, yazıp yazıp geri sildigim cümleleri bilmiyorsun.
35 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Sana kızgın değilim, kırgın da...
...Bitmesi gerekiyormuş ve bitti, hepsi bu.
Üzülmedim değil, hala canım yanıyor bilemezsin...
...Herşeye rağmen, hayatıma uğradığın için çok teşekkür ederim.
24 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Sözümü tuttum çiçeğim, geberene kadar seni sevdim.
16 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Bak, bu gerçekler var ya. Bıçak gibi, kanatır bizi.
Tumblr media
15 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Sigara Gibisin Hayatımda Bu Son Diyorum Söndürüyorum
Sonra Dayanamayıp Tekrar Yakıyorum…
Tumblr media
249 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
undefined
youtube
Gözleriniz madam!
Gözlerinize bakıyorum da;
Sanki bir yangın yeri!
Yüzünüz talan edilmiş bir imparatorluktan kalmış gibi!..
Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,
Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın!
Aldırmaksızın parlıyan (patlayan) bombalara, şiir söylüyor gibi…
Aslında aşktır en çetin meydan muharebesi.
Siz koşuştururken lise bahçelerinde,
Dilinizde Goethe’den yarım yamalak ezberlenmiş iki dize,
Ve deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda,
Bir şairdim ben; kalbini büyüten dumanlı odalarda!..
Benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam, yalan yok!
Yalan asla olmayacak; çünkü ‘aşk’ üstümüze serpiştirip kaçan o yağmur,
Bir gün sizi de ıslatacak!..
Bir gün siz de hüzünle bakacaksınız kalbimin içine,
Orada yenilenmiş (yenilmiş) bir şarklıyı göreceksiniz!..
Biz şarklılar, yani Allah’a inananlar, oruç tutanlar,
Ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar;
Hep yenildik!
Farklı mağlubiyetlerden kurtuldu (kuruldu) tarihimiz!..
-Diyorum ki…
Vaktin varsa bu akşam…
Bizim yüzümüz kızarır madam,
Söylemeyiz!
Biz uzaktan sevmelerde birinciyiz.
Genç kızlara başımızı çevirip bir bakmayız,
Bir bakarsak, usulca elimizden kayarak; parçalanır kristal gençliğimiz!..
Biz kristal gençleriz madam,
Kolayca tuz buz oluruz!
-‘Eve gitsem daha iyi’…
-İyi de benim o darmadağın halimi bırakıp nereye…
Her gece saatlerce alıştırma yapıp da,
Bir tek veda (sevda) sözü fısıldayamamanın sıkıntısını…
Aşksızlıktan solan bu cismi terk edip nereye gidiyorsun(uz) madam?
Merdivenlerde peşinizden koşup da,
İsminizi haykıramamayı…
Size bakarken; derin bir acıyla kıvrandığımı fark etmeden, nereye ha?
Sophie, Rosemary, Ayşegül. Onun için üç isim seçmişti.
Yukarıdaki satırlara baktı,
Ve “-Ben bunun âlâsını lise yıllarında yazdıydım” diyerek iç geçirdi.
Fakat nâlet olası o duygu yakasına yapıştığına göre,
Bir kez daha aynı sözcükleri kullanarak;
Bir öykü yazmalıydı!
Onun için üç isim seçmişti,
Kendisi için üç ölüm!..
Bir gün yağmur yağsa,
Sırılsıklam o yağmurda ıslanacak,
Ve elinde sımsıkı tutuğu bir karanfille,
Gözyaşları saçlarından sızan yağmura karışacak (karışarak),
Onun kapısı önünde duracaktı…
Onun kapısı önünde duracak,
Ve asla (zili) çalmayacaktı!
O kapının önünde saatlerce ağlayacaktı.
O sırada fonda ‘’In your green eyes‘’ çalacaktı!..
-Sophie! Sophie!
Heyhat, Sophie gidiyordu!..
Mağrur bir prenses gibi şairin kalbinden sürgün edilmişti.
Sanki hilafet ilga ediliyordu!
Saltanat sefalete mahkum edilmişti!..
Tarih yeniden yazılıyordu…
Sanki bir nüfus sayımı günü!..
Sokaklar boşalmıştı (boşaltılmış).
Pardesülü bir adam, sırtını asırlık ağaca vermiş,
Geniş bir alanın kenarında mızıka üflüyor.
Zaman zaman gözlerini uzak bir noktaya sabitleştirerek;
Kendisine bir soru soruyor.
Doğru cevabı bulmak için uzun uzun düşünüyor,
Ve gözleri ışıldayarak cevabını mırıldanıyor;
Bir gün o da gözlerindeki bu ışıltıyı fark eder
Ve elini kalbine değdirdiğinde içinde deveran eden;
O yoksulun aşkını tanımlar,
O şarklıyı keşfederse, yazacağı ilk şiire adını verecek:
‘Sonsuza dek, Sophie’…
Kemal Sayar
11 notes · View notes
sarkikesfedemiyorum · 5 years
Text
Artık ben kimsenin Hiç Kimsesi olacağım!
7 notes · View notes