Tumgik
pinoloji-blog · 8 years
Video
dailymotion
11 Nisan’da Defne Koryürek’in İMC TV’deki Ne Yiyorsak Oyuz adlı programına katılmıştım. Veganlık hakkında söyleştiğimiz o programın kaydı.
4 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Text
Onlara Ulaşmak Biraz Zor Sanki
Tumblr media
Türkiye’de veganlar ve vejeteryanlar için ürün erişimi bir hayli sınırlıdır. Vejeteryanlığın uzun zamandan beri tanınırlığının olmasına rağmen tüketicilerin ürüne olan erişimleri bir hayli sınırlıdır. Vejeteryanlık adına hal böyleyken veganlık gibi daha yeni yeni tanınan bir yeşam anlayışı için özel üretilmiş ürünlere ulaşmak çok daha zorlayıcı bir süreç içeriyor. Bu nedenle mümkün olduğunca çok alternatifli bir liste oluşturmak istedik sizlere. Farklı ihtiyaç alanlarından ürün çeşitliliği oluşturan bu derlemeyi aşağıda inceleyebilirsiniz.
Ayakkabı, Giyim
Deichmann suni deri ayakkabıları http://www.deichmann.com/TR/tr/shop/welcome.html
Della (Çanta, aksesuar: http://www.dellala.com)
Macbeth (Erişim için: https://www.facebook.com/MacbethTurkey?v=info)
Stella McCartney http://www.stellamccartney.com/tr
Tumblr media
Saç bakım
Accent (Rossmann ürünü, saç boyası mevcut.)
Live Clean (Watsons mağazalarında bulunuyor.)
Logona (Saç boyası mevcut. Organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz. BDIH sertifikalı.)
Sante (Saç boyası mevcut. Organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz. BDIH sertifikalı.)
Superdrug (Watsons magazalarinda bulunuyor. BUAV sertifikali ürünleri oldugu gibi bazi ürünlerde veganlara uygundur ifadesi de var. Vegan Society sertifikasi yok.) 
Down Under Natural’s (Çeşitli kozmetik mağazalarından kolaylıkla temin edilebilir.)
Urtekram (Bazı eczanelerde, organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz.)
Tumblr media
Makyaj, kişisel bakım, hijyenik ped
Alterra (Rossmann ürünü, BDIH ve Vegan Society sertifikalı ürünleri var. Alırken ambalajına bakınız. El sabunu, makyaj malzemeleri, vücut bakım ürünleri mevcut.)
Berkeley Square (Vegan sertifikası yok. Ancak dudak kozmetiği dışında ürünlerinde hayvanlardan elde edilen hiç ürünün olmadığı belirtiliyor. Parfümlerini Gratis'te bulabilirsiniz.  http://www.bsquare.co.uk/index.php?page=7)
Coola Organic Suncare 
Dalan (Sertifika bilgisi yok. “Leaping bunny” var.)
Essence (Tedarikçilerinin de hayvanlar üzerinde test etmemesine dikkat ettiğini söylüyorlar http://www.essence.eu/tr/ueruenler/hayvanlar-uezerinde-test-edilmemistir.html)
Facelle (Rossmann ürünü, kadın pedi mevcut.)
Fresh Line (Ankara ve Eskişehir için http://freshline.gr/indextr.html#/tr/?pg=store&option=world)
Isana (Rossmann ürünü, saç bakım ve kişisel bakım ürünleri mevcut.)
Kiss My Face (http://www.kissmyface.com/content/faq)
Lush (https://www.lush.co.uk/our-values/campaigns/category/22)
Marilou Bio (ECOCERT sahibi ürünü Gratis'te bulabilirsiniz.)
Natracare (Hiyjenik ped, online mağazalarda ve eczanelerde bulabilirsiniz.
Naturtint (Saç boyası, Gratis'lerde bulabilirsiniz.)
Organyc (Hayvanlar üzerinde test edilmemiş kadın pedi temin edebilirsiniz. Online alışveriş mağazalarında satılmaktadır.)
Oriflame Ecobeauty Serisi 
SANTE Naturkosmetik (BDIH sertifikalı ve vegan ürünleri var. Ancak tamamı vegan değil.)
Skin Blossom 
Wet N Wild (Gratislerde bulabilirsiniz.)
Tumblr media
Ağız ve diş bakımı
L'angelica
Lavera
Logodent (Organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz. BDIH sertifikalı.)
Logona (Organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz.)
Urtekram (Bazı eczanelerde, organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz.)
Tumblr media
Ev, mutfak, çamaşır bakım 
Astonish (Bauhaus'larda satışı yapılıyor, hayvanlar üzerinde test edilmiyor ve BUAV sertifikalı ürünleri var.)
Domol (Rossmann ürünüdür.)
Friendly Eco (Online alışveriş imkanı var: http://bunlarbaska.com/Anasayfa/ Vegan Society ve ECO-IMO sertifikalı ürünleri var.)
Frosch (Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Almanya'dan ithal etse de Frosch Migros, Gratis mağazalarında kolaylıkla temin edilebilir.)
Klar (Vegan sertifikalı ürünleri var. Organik ürün mağazalarında ve online mağazalarda bulabilirsiniz.)
Sodasan 
Tumblr media
Bebek Bakım
Avalon Organics (Leaping Bunny)
Dalin (ECOCERT sertifikalı.)
Jason Çocuk Diş Macunu
SANTE Naturkosmetik (BDIH sertifikalı ve vegan ürünleri var. Ancak tamamı vegan değil.)
Uni wipes (Sertifika bilgisi yok, “leaping bunny” var.)
Gıda
Alpro (Migros, Real, Kipa gibi büyük market zincirlerinde bulunabilir.)
Clearspring (Krema kivaminda tofularini Migros'larda bulabilirsiniz.)
EnerBio (Rossmann ürünü)
Erasoy (Orgaanik tofularini organik magazalarda bulabilirsiniz.)
Veggy (Satış noktaları: http://www.veggy.com.tr/satis-noktalari.html)
Tumblr media
İçki/İçecek
PETA'nın vegan bira listesi: http://www.peta.org/about/faq/which-beers-are-suitable-for-vegans.aspx
Efes Pilsen'in bilgilendirmesi: http://veganturkiye.blogspot.com/2012/07/efes-pilsen-ve-eczacbasdan-yant-daha.html
Tumblr media
Tüm bu ürünleri açıklamaları ile belirttiğimiz yerlerden erişebilir ve satın alabilirsiniz. Daha sağlıklı ve daha güzel bir dünya için.
Kaynak: http://veganturkiye.blogspot.com.tr/
4 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Text
Neyi Nerede Yemeli?
İstanbul’da veganlar ve vejeteryanlara özel restoran bulabilmek bir hayli zor. Ama biz sizin için gezdik ve deneyimledik. Listemizi her ne hakad uzatamasakta sizler için 11 güzel mekan bulduk.
Zencefil
Tumblr media
Akla ilk gelenlerden hatta Beyoğlu’nun en sevilenlerinden. Sizi biraz olsun kalabalıktan uzaklaştıran bahçesine, iç açıcı ferah mekanına, zengin menüsüne,  yemeklerin sunumuna… Özellikle yemeklere söylenecek söz yok. Hepsi çok lezzetli! Burada günlük çıkan menü ve sabit menü var.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: Favorilerimiz arasında sebzeli lazanya, ıspanaklı kiş, kerevizli bulgur, fesleğenli kabak, halep dolma, mücver var. Ama günün menüsünde ne çıkacak bilemeyiz.
Yeni tatlara açıksanız hiç çekinmeden deneyiniz. Lakin ellerini vurdukları her şey lezzetli. Limonata, zencefilli soda, bitki çayları mekanda en çok tercih edilenlerden.
Parsifal
Tumblr media
Bu mekanımızda İstanbul’un en eski vegan-vejeteryan restoranlarından biri. Ta 1996 yılında kurulmuş. Konum olarak Zencefil ile aynı sokakta.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: falafel tabağı, kiremitte pazı dolma, brokoli graten, sebzeli kiş, Rum usulü közleme şiddetle önerdiklerimiz arasında. Bir de vegan brownisi var , deneyiniz.
Klemuri
Tumblr media
Menüsünde lezzetli Karadeniz yemekleri olan bu mekan da Beyoğlu’ndaki Büyükparmak Sokak’ta.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: karalahana çorbası, zeytinyağlı kuru patlıcan dolması, Karadeniz tabağı, muhlama, zahter salatası ve borani menüdeki vejeteryan ve veganları sevindirecek yemekler.
Mekan ismini Lazca’da eski mutfaklarda yemek kazanının asıldığı zincirden alıyor.
Govinda
Tumblr media
Bu mekanımız aslında dünya genelinde vejeteryan restoran ve cafe olarak pek bir meşhur. İstanbul’da da sadece bir şubesi bulunuyor. Ama artık restoran olarak değil paket servis olarak Nişantaşı’ndaki yerlerinden hizmet veriyorlar.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: hint böreği, samosa, vegan burger, pakora en çok tercih edilenlerden. Bir de vejeteryan ve vegan tabakları bulunuyor. İstanbul’da az bulunur yerlerden birisi. Bu sebeple gidiniz, görünüz.
Hatta bir de kampanyaları var. Paul McCartney’den esinlendikleri “Etsiz Pazartesi Kampanyası”. Şöyle ki her pazartesi vejeteryan/vegan tabakları %50 indirimli.
Community Kitchen
Tumblr media
Tophane’de yer alan bu mekanımızda halis muhlis vejeteryan vegan yemekleri yapılıyor.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: burada vegan iskender yapılıyor. Düşünebiliyor musunuz? Mekanın sahibi Oya, bu durumun insanları veganlığa teşvik edeceğini düşünüyormuş. Bize de gayet ilginç geldi. Bunun dışında vegan muffin ve cookieler bir harika.
Mekanda zaman zaman atölye çalışmaları, tanışma kaynaşma günleri oluyor, takip ediniz.
Upper West Side Falafel
Tumblr media
Bu mekanımız ise Cevahir AVM’de. Evet kendileri bir fast foodcu. Maalesef o kadar az mekan var ki burayı görmezden gelemezdik.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: falafel’in her türlüsünü yiyebilirsiniz. İster dürüm, salata olarak ister pita, sebzeli olarak yiyin.
Rulo Ezberbozan Lezzetler
Tumblr media
Kadıköy’deki Rulo Ezberbozan Lezzetler vegan ve vejeteryanların en uğrak mekanı. İki büfesi bulunuyor biri sıcak biri soğuk.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: falafel, nohut dürüm, mercimek yemeği, mücver, salata çeşitleri bir sürü de sos ve baharat seçenekleri var. Hem yemekleri hem de fiyatlarını çok seveceğinize eminiz!
Bi Nevi
Tumblr media
Karaköy’de açılan bu mekan veganların derdine derman olacak cinsten. Daha çok kahve ve tatlıya gidilen mekanın öyle bir yemek menüsü var ki et severleri vegan olmaya itecek cinsten. Menüde vegan-vejetaryen seçeneklerin değil, süt ürünü içeren yemeklerin yıldızla belirtilmesi pek gördüğümüz bir şey değil.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: yeşil mercimekli, isli pancarlı ve siyah fasülyeli burgerden tutun, glutensiz tartlara, humus, keçi peynirli, avokadolu açık sandviçlerden kinoa salatalarına kadar her şey sizi mest edecek. Bir de pesto soslu kabak makarna var ki sormayın!
Ecoisthan Vegan & Vegetarian Restaurant
Tumblr media
Bu mekanımız aynı zamanda konaklamak isteyen vegan ve vejeteryanlarımız için on numara. Çünkü mekan aynı zamanda bir hostel. Ama dışarıdan gitmek isterseniz sizi almamazlık etmiyorlar tabii.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: belli bir menüsü yok o gün hangi ev yemeği çıkarsa artık. Galata’da olmasına rağmen fiyatlar öyle uçmuş değil gayet uygun.
Mahatma Cafe
Tumblr media
Şu sıralar adını sokak sanatıyla, konumuyla, açılan yeni kafeleriyle ilgimizi pek bir çeken Yeldeğirmeni’ndeyiz. Rengarenk, vegan/vejeteryan bir kafede.
Neler yenir içilir diye sorarsanız: zeytinyağından başka yağ bilmeyen bu mekanda vegan kek bile var. Kahvaltısı da denemeye değer.
Komşu Kafe Collective
Tumblr media
Burası sizi hem yemeğe hem de yaptıkları atölyeler ile öğrenmeye çağırıyor.
Oldukça da aktifler. Yaptıkları etkinliklerin birkaçı şöyle: İran yemekleri gecesi, pizza günü, Alman mutfağından atlar, Hint, İtalyan yemekleri gecesi, vegan burger gecesi… Eğer yemeye ve yediğiniz şeyleri yapmaya düşkünseniz bu atölyeleri kaçırmayın.
Bir de manifestoları var. “Biz bir kollektifiz; yani burada patron, şef, uzman ve hiyerarşi yok. Bütün kararlar konsensus ile alınıyor ve bütün katılımcıların karar sürecine eşit katılımı gözetiliyor.”
Heeeee birde unutmadan: Cafe Zapata’nın vegan kahvaltısı, Beşiktaş’ta yer alan Çin Büfe’nin vejeteryan/vegan seçenekleri, Karaköy’deki Lokanta Maya, Ortaköy’deki Just Falafel, Asmalımescit’teki Helvetia’nın zeytinyağlı çeşitleri, yine Karaköy’deki Komodor’un vegan pizzası, Cihangir’deki Kahve 6’nın veggie burgeri, Kadıköy’de Kimyon‘un sebzeli dürümü denemeye değer.
Kaynak: http://listelist.com/
8 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
“Bir insan adil bir yaşam istiyorsa, ilk vazgeçeceği şey hayvan yemek olmalıdır.” Leo Tolstoy
55 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Text
VEGAN MİTLERİ
Vegan olmak hayvan zulmüne, dünyadaki açlığa, çevrenin yok edilmesine karşı tavır almak ve tabi sağlıklı olmak demektir. Veganlara çok sık sorulan, artık kalıplaşmış diyebileceğimiz soruları veya karşı görüş olarak sunulan argümanları (mitleri) cevaplamak ya da neden vegan olmamız gerektiğine dair fikir sahibi olmak isteyenler buyurun vegan mitlerine! Peta’ya bağlanıyoruz…
VEGANLAR YETERİ KADAR PROTEİN ALAMAZLAR
Cevap: Veganlar proteini brokoli, tam buğday ekmeği, bakliyatlar, tofu, esmer pirinç, badem, yulaf, soya sütü, nohut, patates ve diğer pek çok sebzeden alır. Bu proteinler hayvan etindeki proteinden çok daha verimli ve vücut sistemimiz için daha uygundur. Çok fazla yağlı protein tüketmek (diğer bir deyişle hayvansal protein) kansere, böbrek yetmezliğine, kalp hastalığına ve başka rahatsızlıklara yol açar. Teşekkürler kalsın!
İNSANLAR ET YEMEK İÇİN YARATILMIŞTIR
Ağzınızdaki köpek dişleri öğütmek ve çiğnemek için vardır, gerçek et oburlar gibi söküp parçalamak için değil. Bu, insanlarla et oburlar arasındaki 17 farktan sadece biri. Yol kenarında ölü bir hayvan gördüğünüzde ağzınızın suyu akarak onu yemek istiyor musunuz? Eğer cevabınız ‘hayır’sa siz bir otobursunuz. Tabi ağzınız buna benziyorsa başka.
GÜÇLÜ OLMAK İÇİN ET YEMEK GEREKİR
Açıkçası bunu söyleyen insanlar muhtemelen bu adamları görmediler. Et yemek sizi korkak yapar, ‘güçlü’ değil.
HAYVANLAR ÇOKTAN ÖLMÜŞ
Hayvanlar fabrika çiftliklerinde hiçbir ağrı kesici verilmeden hadım edildiklerinde ya da bilinçleri tamamen açıkken boğazları kesildiğinde ‘çoktan ölmemiştir’. Hayvanlar insanların tabağına gelmek için anestezi yapılmadan sakatlanır, kafeslere, ahıllara tıkıştırılır ve bilinçleri hala açıkken mezbahalarda parçalara ayrılırlar. Aynı bizim gibi acıyı hisseder ve mezbahaya götürülürken korkarlar. Bütün bu süreçlerden ise sadece insanlar et, süt ve yumurta yesinler diye geçerler.
VEGAN BESLENMEK PAHALI DEĞİL Mİ?
Hayır. Et yemek, sadece etin kendisini değil, et yemenin sonucunda ortaya çıkacak sağlık sorunlarının masrafları da hesaba katıldığında çok daha pahalıdır. Pirinç, bakliyat, patates ve diğer sebzeler çok daha ucuz ve kolayca bulunabildiği gibi, ete göre daha bereketlidir.
SAĞLIKLI OLMAK İÇİN SÜT İÇMEK GEREKİR
Hayır gerekmez. Caddelerde ve televizyonda gördüğünüz bütün o süt reklamları var ya? Hepsi her yıl reklamlara milyonlarca dolar harcayan süt endüstrisinin ürünüdür. Herkes için en iyi kalsiyum kaynakları yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, kale, brüksel lahanası, bakliyatlar ve diğer sebzelerdir. Tabi süt ve diğer süt ürünleri kalsiyum içerir fakat hayvansal kaynaklardan kalsiyum aldığınızda aynı zamanda hayvansal proteinleri de almış olursunuz. Bu proteinler kemiklerinizden kalsiyumu süzer, bu da sağlıklı kalmak için hiç de uygun bir yol olmasa gerek. Daha çok kanıta mı ihtiyacınız var? 78,000 kadında yapılan 12 yıllık bir Harvard araştırmasında, günde üç kere süt içen kadınlarda daha az süt içen kadınlara göre daha çok kemik kırılması görülmüştür.
FAKAT… EĞER ONLARI YEMEZSEK, BİZİ ELE GEÇİRİRLER!
Keşke bunu söyleyen kişileri lise ekonomi dersine geri gönderebilseydik. Bu basitçe, daha az et yendiğinde daha az hayvanın öldürülmesinin gerekeceği bir arz talep olayıdır. Milyarlarca hayvanın etrafta dolaşması, bizi ele geçirmesi, aşırı üremesi ya da BİZİ YEMELERİ diye bir şey söz konusu olamaz! Yani kısaca onları tüketmemiz için üretilmeyecekler, ki bu da iyi bir şey.
İNEKLERİN SAĞILMASI GEREKİR…
Böyle düşünen o kadar çok insan var ki. Hatta bazıları inanılmaz bir şekilde ineklerin hayatları boyunca memelerinde süt taşıdığını sanıyor. Gerçekte ise; ineklerin süt üretmesinin nedeni kadınlarla aynıdır; bebeklerini beslemek. İneklerin süt üretebilmesi için hamile kalması gerektiğinden, mandıralarda ‘tecavüz askıları’ denilen aletlerle zorla hamile bırakılırlar… kulağa hoş gelmiyor değil mi?. Mandıralarda dünyaya gelen bebekler doğduktan hemen sonra annelerinden alınırlar, anneler ise günde birkaç defa sağım makinelerine bağlanır. Endüstri, genetik manipülasyon, güçlü hormonlar ve yoğun sağım kullanarak inekleri normalde üreteceklerinden 10 kat daha fazla süt üretmeye zorlar. Eğer tecavüz ya da şiddete karşıysanız, asla süt içmemelisiniz.
BİR ARSLAN SİZİ YİYEBİLİR!
Evet. Aslanlar, kaplanlar, ayılar ve diğer hayvanlar gerçek etoburlardır ve hayatta kalmak için öldürürler. Fakat sistematik olarak insanları çiftliklere kapatmaz, sakatlamaz, sinirlerini bizden çıkarmaz ve sadece tadımızdan hoşlandıkları için olabilecek en kötü, en korkunç yollarla bizi öldürmezler. İnsanların et yemeye ihtiyacı yoktur – aslında insanlar et yemediklerinde daha sağlıklıdırlar. Bizde gerçek etoburlarda var olan diş, bağırsak ve mide asitleri yoktur (aramızdaki diğer farklara ek olarak). Biz eti kolaylık, cehalet ve duyarsızlığımızdan yeriz, yemek zorunda olduğumuz için değil.
BÜTÜN FABRİKA ÇİFTLİKLERİ KÖTÜ DEĞİL
Ölü beden yemek gibi kötü alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyenler genellikle ortaya bunu atarlar. Tüm hayvansal ürünlerin %97-99’unun fabrika çiftliği hayvanlarından geldiğine dayanan istatistiklere bakar ve hayali, varsayımsal küçük çiftliklerdeki bütün hayvanların geniş alanlarda mutlu bir şekilde dolaşıp, ‘insanca’ öldüğünü düşünürler. Gerçekte ise, küçük çiftliklerin sayısı çok azdır, nadiren rastlanır ve fabrika çiftliği standartları (erkek civcivleri canlı canlı öğütmek, hiçbir ağrıkesici vermeden hadım etme ve küçücük alanlara kapatmak gibi) yiyecek için öldürülen bütün hayvanlar için halen geçerlidir.
ETİN TADINI SEVİYORUM, VEGAN OLAMAM
Gerçekten komik bir gerekçe. Bunu söyleyenler bütün veganların bu şekilde doğduğunu sanıyorlar galiba. Oysa çoğumuz et yiyen anne babaların et yiyen çocukları olarak büyüdük, mesela ben et yemeyi bırakmadan önce tam bir etoburdum diyebilirim, sabah kahvaltısında bile kıymalı yumurta yerdim (gerçekten). Fakat bazı gerçeklerin farkına vardığımda damak zevkimin bir hayvanın canını almaktan daha önemli olmadığını anladım. Vegan olmak sevdiğiniz yemeklerden vazgeçmeniz anlamına gelmiyor, sadece onun yerine vegan versiyonlarını yiyorsunuz o kadar. Mazeretleri bir tarafa bırakırsak asıl düşünülmesi gereken sorunun mu yoksa çözümün mü bir parçası olmak istiyorsunuz ona karar vermek.
VEGANLAR SADECE MARUL YER DEĞİL Mİ?
Bu soruyu soranlara eskiden gülerdim ama artık biraz kızıyorum, bir insan bu kadar mı yaşadığı ülkenin mutfağını, yemeklerini bilmez, kendi kültürüne bu kadar mı yabancı olur!. Geleneksel Osmanlı- Türk mutfağının sadece döner, kebap, lahmacun ve diğer fast food tarzı –son derece gereksiz ve bir o kadar da sağlıksız – yiyeceklerden oluştuğunu mu sanıyorlar acaba?. Oysa geleneksel mutfağımızın çok büyük bir bölümü vegan yemeklerden oluşuyor, yemeklerde bütün sebze, tahıl ve bakliyatları kullanabildiğimiz gibi etli yemekleri veganize etmek de bir o kadar kolay. Farklı lezzetler mi arıyorsunuz, açın interneti yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca tarif var, biraz da hayal gücü ve yaratıcılıkla çok lezzetli yemekler yapmak mümkün. Evet bitkisel kaynaklı gıdalarla besleniyoruz ama bu sadece marul yediğimiz anlamına gelmiyor.
SADECE ORGANİK VE SERBEST DOLAŞIMLI SATIN ALIYORUM
LÜTFEN ŞUNU SÖYLEMEYİ KESİN ARTIK! Gerçekten. ‘Serbest dolaşımlı’ ve ‘organik’, hayvanlara nasıl muamele edildiğinin garantisini asla vermez. Sadece hayvanları yemenin yanlış olmadığını düşünmenizi sağlamak için uydurulmuş bir aldatmacadan başka bir şey değildir. ‘Serbest dolaşımlı’nın sözlük anlamı, tavuk gibi hayvanların dışarıya, gün ışığına erişimlerinin olmasıdır. Buradaki erişim, binlerce hayvanın ucunda küçük bir kapısı olan upuzun, fabrika çiftlik tipi barınaklarda tutulması anlamına gelir. Pek çok hayvan dışarıya çıkamaz, çıksa da gezineceği yer küçük bir toprak parçasından ibarettir. ‘Serbest dolaşımlı’ mezbahalar yoktur ve pek çok ‘serbest dolaşımlı’ ve ‘organik’ hayvanın gagaları kızgın bıçaklarla kesilir, ağrıkesici verilmeden hadım edilir ve bilinçleri tamamen açıkken parçalara ayrılmaları gibi en zalim yollarla öldürülürler. Mazeret uydurmayı bırakın. Vegan olun.
BİTKİLER DE ACI ÇEKER
Bitkilerin merkezi sinir sistemi yoktur ve acı hissetmezler. Nokta.
YÜN KOYUNLARA ZARAR VERMEZ
Ah ah. Bunu daha önce başka nerelerde duymuştuk? Tamam ‘… inekleri sağmak onlara zarar vermez’ (MİT), yumurta yemek tavukları incitmez’ (MİT) … Bir kalıplaşma dikkatinizi çekti mi? Hayvanları sömürerek para kazananlar her zaman ‘şu hayvana zarar vermez, bu hayvanı incitmez…’ gibisinden şeyler ortaya atarlar. Fakat bunların tamamen saçmalık olduğuna emin olabilirsiniz. İnsanlar müdahale etmediğinde, koyunlar sadece kendilerini aşırı hava şartlarından koruyacak kadar yün üretir – fakat Avustralya’daki koyunlar (bütün yünlerin %25’i oradan gelir) kar elde etmek için mules edilir ve kırkılırlar. Avustralyalı çiftçiler barbarca yöntemler kullanarak kuzuların arka bacaklarından ve kuyruk etrafından büyük deri ve et parçalarını keserek alırlar (mulesing). Bu işlem sinek yumurtalarının deriye yerleşmemesi için yapılır, fakat kanayan yaralar, iyileşmeden kurtçuk istilasına neden olur. Bütün bunların yanında, vücutları yıpranıp ‘yeterli’ miktarda yün üretmeyi bıraktığında, koyunlar mezbahalara gönderilirler. Hayvan zulmüne karşıysanız, yün satın almayın. Basit değil mi?
NEDEN İNSANLARI UMURSAMIYORSUNUZ?
Bu soruyu soranlar sadece insanları ya da sadece hayvanları umursamak diye bir ayrım olmadığını anlamalı. Gerçekte bütün acılar birbiriyle bağlantılır ve birinin haksızlığa uğraması bir başkasının görmezden gelineceği anlamına gelmez. Hayvan haklarını savunanlar da insan haklarıyla ilgili protestolara katılıp haksızlıklara karşı sesini çıkararak dünyadaki tüm türlerin özgürlüğü için mücade etmeye çalışır. Vegan olmanın dünyadaki açlığı son erdirmek için atılmış çok büyük bir adım olduğundan bahsetmeye gerek bile yok.
Hep şunu duyarız ‘Peki aç çocuklar ne olacak? Yiyeceği nasıl israf edebiliyorsunuz?’ Bunun cevabı çok basit. KIRKBEŞ gram et üretebilmek için YEDİ kilo tahıla ihtiyaç vardır. Bir de bunu düşünün. Her yıl dünyada milyonlarca insan temiz su bulamadığından ya da açlıktan ölüyor… Biz ise hamburger ve pirzolaları sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi mideye indiriyoruz. Sadece hayvanları beslemek için mısır ve soyanın tamamını ekiyor ve bütün suyu kullanıyoruz. Damak zevkimiz için bu kadar yiyecek ve suyun boşa harcanıyor olması insanları öfkelendirmeli, fakat et ve süt endüstrileri size bu gerçeklerden asla bahsetmeyecek değil mi?
NÜFUS KONTROLÜNÜN SAĞLANMASI İÇİN AVCILIK ŞART
Sadece hasta ve zayıf hayvanları avlayan kaç avcı tanıyorsunuz? Ben hiç tanımıyorum. Avcılar genellikle en büyük ve dolayısıyla nüfusun en önemli hayvanlarını avlar. Popülasyonun değişmeden kalması durumunda, ekosistemler kendi sürdürülebilirliklerini sağlayabilirler. Doğal yırtıcılar sadece en hasta ve en zayıf olanları öldürerek bu dengenin kurulmasını sağlar. Diğer yandan avcılar ise, şöminenin başına asmak istedikleri bütün hayvanları öldürür, buna nüfusun güçlü kalması için gerekli olan büyük, sağlıklı hayvanlar da dahildir.
Avlanmak bu gün ve bu çağda gereksizdir (fakat dürüst olalım, hayvanları yiyen bir insanın fabrika çiftliklerini desteklemektense avlanması yine de daha iyidir … fakat bunu neredeyse hiçbiri yapmaz) ve açıkçası, ‘doğayı sevdiğini’ iddia eden insanların gidip doğayı güzelleştiren hayvanları nasıl öldürebildiği anlaşılır gibi değil. Avcılık aileleri yok eder, ekosistemleri bozar ve kesinlikle çağ dışıdır.
ET YENMEZSE İNSANLAR İŞSİZ KALIR
Bir kere ekonomi cinayet için bir bahane olamaz ve hiç kimse yaşamını öldürerek sağlamamalı. Evet, bütün dünya bir günde vegan olursa mezbahalarda ya da fabrika çiftliklerinde çalışan işçiler işlerini geçici olarak kaybedebilirler, fakat böyle bir şeyin olma ihtimali çok düşüktür. Endüstriler ürünlerini hayvanlardan vegan olanlara çevirdiğinde herkes işine devam edecektir. VHS’leri hatırlıyor musunuz? Peki teyp kasetlerini? Endüstriler ve ürünler sürekli eskir ve yerini yenileri alır, işte et, süt ve yumurtaya da olacak olan budur.
VEJETERYANLAR BALIK YER DEĞİL Mİ?
Yanlış! Balıklar yüzen sebzeler değil, hassas, akıllı, konuşkan (evet birbirleriyle konuşurlar) ve hatta acıyı hisseden (tanıdık geliyor mu?) canlılardır. Vejeteryan olduğunu söyleyen fakat deniz canlılarını yiyenler buna  bir baksınlar.
BAL ARILARA ZARAR VERMEZ
Evet, arılar biraz ürkütücü olabilir. Onları okşayamaz, birlikte vakit geçiremezsiniz ve açıkçası o kadar da şirin hayvanlar değildirler. Peki bütün bunlar onları sömürmenin gerekçesi olabilir mi?
Baldan para kazanmak için (diğer bir deyişle arıları sömürmek için) onların yaşama ve kovanlarını koruma arzularını manipüle edip sömürmek gerekir. Aynı domuzlar, inekler ve diğer fabrika çiftliği hayvanları gibi, bal arıları da doğal olmayan yaşam koşullarının, genetik manipülasyonun ve stres verici nakliyenin kurbanlarıdırlar. Kraliçe arı genellikle öldürülür, hapsedilir ve suni yolla döllenir (bunlara erkek arıların öldürülmesi de dahildir). Diğer hayvanlara yapılanlardan pek farkı yok gibi değil mi?
Biri bana neden bal yemediğimi sorduğunda, ona kısaca hırsız değil vegan olduğumu söylüyorum. Bütün hayatınızı bir şeyi yapmaya adasanız ve sonra biri gelip tüm emeğinizi çalsa, hoşunuza gider miydi?
HAYVANAT BAHÇELERİ HAYVANLARI KORUR
Hayvanat bahçeleri insanları eğitip türleri koruduğunu iddia etse de, her ikisini sağlamak konusunda sınıfta kalır. Pek çok hayvanat bahçesinin teşhir alanları çok küçüktür ve tabelalarda hayvanları anlamayı ya da saygı duymayı teşvik etmek yerine daha çok hayvanların türleri, beslenmeleri ve ömürleriyle ilgili küçük bilgiler yer alır. Uçamamaları için kuşların kanatları kesilebilir, suda yaşayan hayvanlar genellikle yeterli suyun olmadığı alanlarda yaşar ve doğada büyük sürüler ya da aile grupları halinde yaşayan pek çok hayvan da ya yalnız bırakılır ya da çiftler halinde tutulur. Nesli tükenmekte olan hayvanları yok olmaktan korumak kulağa müthiş gelse de, hayvanat bahçeleri bunu yapmak için nadiren çaba harcar. Pek çok hayvanat bahçesi en yeni ve en popüler hayvanlara odaklanır, insanların ilgisini çekecek şirin küçük bebeklerin doğması için hayvanları üretir ve onları onlar için doğal ve önemli olan her şeyden mahrum bırakır.
HAYVANLAR ÖLMEK İÇİN DOĞAR
Evet büyük endüstriler hayvanları öldürmek için üretir, fakat bu onları işkence ederek öldürmeyi haklı çıkarmaz. Bu mantık siyahların beyazlara ya da kadınların erkeklere hizmet etmesi gerektiği görüşünü de doğruladığı gibi böyle düşünenleri ‘Hayvanlar başka bir şey bilmezler’ diyenlerle de aynı noktada buluşturur. Bu bakış açısından yola çıkarsak; bir zamanlar köle olarak tutulan kişiler köle olmaktan başka bir şey bilmezler. Peki bu köleliği geçerli kılar mı? Hayır. Fakir doğan ve hayatlarında temiz su görmemiş olan çocuklar hiç temiz su istemezler mi? Tabi ki isterler! Tavuklar, domuzlar, inekler ve fabrika çiftliklerinde acı çeken diğer hayvanlar – farklı görünseler de – aynı bizim gibi özgür olmak ister.
VEJETERYAN GIDALARDA DA KİMYASALLAR VAR
Eğer süt, et gibi işlenmiş gıdaları yiyorsanız bu yiyeceklere kimyasal bulaşmış olma ihtimali çok yüksektir. Maalesef bizim yemeklerimizin de çoğu böcek ilaçları ve başka kimyasallara maruz kalmış durumda. Fakat artık pek çok yerde organik sebzeler bulunabiliyor. Ayrıca yazın yaz sebze ve meyvelerini, kışın kış sebze ve meyvelerini yemek de ilaçlara daha az maruz kalmanın yollarından biri.
Bir vejeteryana bunun söylenmesinin birkaç nedeni var, asıl neden et yemeyi haklı çıkarmak için insanların kendilerine gerekçe bulma derdinde olmaları. Diğer neden ise et, yumurta ve süt ürünlerini içeren yemeklerine her oturuşlarında vücutlarında biriken ve yıllarca kalabilen kanserojenler (mesela tavuk etinde bulunan ARSENİK), bakteri ve kontaminantları da yediklerinin farkına varamıyor olmaları. Hayvansal gıdalar bakteri, antibiyotik, hormon, dioksin ve insanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açan başka toksinlerle doludur. Eğer kimyasallar konusunda endişeniz varsa, vegan olmak için dahi olmaya gerek yok.
ŞEMPANZELER ÇALIŞMAYA ALDIRMAZLAR
Diğer bir deyişle ‘Bu maymunlar çok mutlu görünüyor!’. Bir kere şempanzeler maymun değildir. İkinci olarak aklı başında olan herkes hayvanların kullanıldığı reklamlarda, aslında bir eğitmenin bir hayvanı nasıl dövdüğünün gösterildiğine inanır. Tabi ki şempanzeler ‘mutlu görünecekler’, çünkü dayak yiyor ve korkutuluyorlar.
Bir de işin perde arkasında ne olduğuna bakalım: Şempanzeler doğar doğmaz annelerinden alınır, ülke ülke, şehir şehir dolaştırılır ve sadece 30 saniyelik bir tanıtım için onlar için önemli olan her şeyden mahrum bırakılırlar. Diğer bir gerçek ise, reklam ve sinemalarda çok sık gördüğümüz ‘sırıtışın’ aslında korkunun ifadesi olmasıdır.
BALIK TUTMAK BALIKLARA ZARAR VERMEZ
Pek çok balıkçı balıkları geri saldıkları için onlara zarar vermediklerini söyler. Hımm… şimdi birkaç saniye bunun üzerine düşünelim: Kancaya takılan balıkların ağzında ya da vücutlarının diğer bölgelerinde boşluklar meydana gelir. Tekrar suya salındıklarında (su yüzüne çıkartılıp boğulmaya başladıktan sonra) balıklar travma geçirir, yaralanır ve diğer yırtıcılara karşı savunmasız hale gelirler. Kendilerini savunamayacak kadar zayıf düştüklerinden diğer yırtıcılar tarafından yenir veya travmadan ölürler.
PET SHOPLARDAN HAYVAN SATIN ALMAK ONLARI KURTARMAKTIR
Şunu açıklığa kavuşturalım; pet shoplardan hayvan satın almak hayvanlara yardım etmez. Hayvan ticareti zalim ve ölümcül işlerini devam ettirebilmek için ‘hayvan sevenlere’ bel bağlamıştır. Pet shoplarda harcanan her lira doğrudan ihmal, zulüm ve ölümü finanse eder. Bir pet shoptan hayvan satın aldığınızda (bir köpek, hamster, balık, ravşan, gerbil…) dükkan sahibine şöyle demiş olursunuz ‘Hayvanları incik boncuk gibi satmanın hiç bir zararı yok! Zaten 5-10 tl.’den daha fazlasını hak etmiyorlar, getirmeye devam edin!’. Evet bir dükkana gidip şirin kedi-köpek yavrularını küçücük kafeslerin içinde yatarken görmek gerçekten insanın içini burkuyor. Tabi ki hepsini eve götürmek, onları özgür bırakmak, bir yuva vermek istiyoruz. Fakat zalim pet shopların tuzağına düşerek, satılanların yerini doldurması için başka hayvanların üretilmesine fırsat vermiş olursunuz. Lütfen bunu yapmayın.
VEGANLAR SAĞLIKSIZDIR
Birine vegan olduğunuzu söylediğinizde şöyle şeyler söylemeye bayılırlar, ‘Ayyy o yüzden yüzün bu kadar solgun’, ‘Et yemezsen ileride sağlığın bozulur’, ‘Aaa balık da mı yemiyorsun? Ama yemen lazım yoksa maazallah düşer kalırsın bir yerde’… İnsanların kendini inandırdığı bir başka şey de sağlıklı bitkisel gıdalarla beslenmenin ölümcül olduğu ve hayatta kalmak için et yemek gerektiği.
Araştırmalar veganizmin diabet ve kalp hastalığına iyi geldiğini, kolesterolün düşmesine, kanserin önüne geçmeye ve kilo vermeye yardımcı olduğunu tekrar tekrar kanıtlıyor. Veganlar ve et yiyenler sağlıksız yiyecekler tüketerek de yaşayabilirler tabi ki (sonuçta bütün gün patates kızartması yemek sizi vegan yapabilir ama sağlıklı yapmaz). En ideal olanı her türlü meyve, sebze ve baklagilleri kapsayan bir vegan diyeti uygulamaktır. Veganların eti beslenmelerinden çıkararak et yiyenlerden bir adım önde olduğunu da unutmayın.
GERÇEK KÜRK TAKLİDİNDEN DAHA DOĞALDIR
Kanada Kürk Konseyi son birkaç yıldır ‘kürk çevrecidir’ fikrini bütün dünyaya yaymaya çalışıyor. Kürk? Çevreci? Hiç sanmıyorum. Hala canlıyken ve acı içinde çırpınıyorken hayvanların sırtından derilerini çekip alan bir endüstriyi desteklemenin ‘çevreci’ olan hiçbir tarafı olamaz. Aynı şekilde ormanlara kapanlar yerleştirerek, hayvanlar üzerine bastığında kaçmak için çabalarken kendi bacaklarını yemelerine veya boğulmalarına ya da açlıktan ölmelerine neden olmanın da doğal olan hiç bir yanı yoktur.
Bir kürk giysi yapmak taklidini yapmak için gerekenden ortalama yüzde 15 daha fazla enerji gerektirirken, kürk ve derilerin ‘bozulmaması’ için genellikle zehirli kimyasallar kullanılır. Bunu neden yapıyorlar biliyor musunuz? Çünkü ölü deri olduğu için çürüyor da ondan! Bu kimyasalları kullanmasalar kürkün çekici bir yanı kalır mıydı? Hiç sanmıyorum.
FAKAT, HAYVANLAR ÜZERİNDE TEST YAPMASAYDIK…
İşte asıl bomba geliyor… İNSANLAR ÜZERİNDE test etmek zorunda kalırdık!!! Flaş flaş flaş: Aslında biz yeni ilaçları zaten insanlar üzerinde test ediyoruz. Kaç hayvan testinin yapıldığı fark etmeksizin, ilaçlar her zaman insanlarda test edilir. Hayvan deneylerinde güvenlik ve etkililiği kanıtlanmış bütün ilaçların %92’si ya işe yaramadığı ya da çok tehlikeli olduğundan insan deneylerinde başarısız olmuştur. Hayat kurtarmaktan çok can almaya benziyor ne dersiniz?
Bir hastalığa tedavi bulmanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz, işte tam da bu yüzden hayvanlar üzerinde test yapmayan metotlar daha fazla önem kazanıyor. Bilim adamlarının kanseri fareler üzerinde ON YILDAN uzun bir zaman önce tedavi ettiğini biliyor muydunuz? Her yıl milyarlarca dolar çok daha iyi yöntemler olmasına rağmen hayvanları zehirlemek, sakat bırakmak, parçalamak, yakmak ve işkence etmek için heba ediliyor. Peki sonuç? Hayvan deneyleri hastalara umut olmaktan çok beyaz önlüklülere kariyer sağlamaktan öte bir işe yaramıyor.
FOKLAR BÜTÜN BALIKLARI YİYOR
Tam da Kanada fok katliamının başlamasına yakın bir zamanda söylenecek en doğru söz. Fokların bütün balıkları yediğini söylemek, Kanadalı balıkçıların yaptıkları katliamı savunabilmek adına bütün suçu masum fok yavrularının üzerine attıkları çirkin bir iftiradan ibaret.
Peki foklar morina balıklarının tükenmesinden sorumlu mu? Sorunun cevabı elbette ki hayır. Asıl sorumlu olan aşırı avlanma ve açgözlülük. Balıkların yok olmasından fokları sorumlu tutmak, sorumsuz ve çevreye zarar veren uygulamalarından dikkatleri uzaklaştırdığı için balıkçılık endüstrisinin işine geliyor, hepsi bu.
73 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
208 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
87 notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
29K notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Text
Yılın Mektubu 😱
Sevgili baba,
Şu an sana büyük bir pişmanlık ve kederle yazıyorum. Yeni sevgilimle evden kaçmam gerekti çünkü sen ve annemle olan olası bir sahneden kaçmak istedim. Gerçek tutkuyu Stacy'de buldum, o çok iyi ama biliyorum sen onun piercing'lerini, dövmelerini, dar motorcu kostümlerini ve benden daha yaşlı olmasını onaylamayacaksın. Bu aslında yalnız tutku da değil baba, o hamile. Stacy çok mutlu olacağımızı söyledi. Ormanda bir karavanı var ve tüm kış boyunca odun toplayarak ısınabileceğimizi söyledi. Daha pek çok çocuk yapma hayalimiz var. Stacy gözümü açtı, anladım ki marihuana gerçekten kimseye zarar vermiyor. Hatta marihuanayı kendimiz için yetiştirdiğimiz gibi diğer insanlarla paylaşmak için de yetiştireceğiz, böylece daha fazla kokain ve hap alabileceğiz. Aynı zamanda Stacy AIDS olduğu için bunun tedavisi konusunda da dua etmeye devam edeceğiz. Stacy bunu hakettiğinden emin…
Babacığım, üzülme. 15 yaşındayım ve kendime nasıl bakacağımı biliyorum. Bir gün geri döneceğimden eminim, böylece sen de torunlarınla tanışabileceksin. Sevgiler,
Joshua
Not:
Babacığım, bu yazanların hiçbiri doğru değil. Bu gece Jason'da kalacağım. Sana sadece, hayatta mutfak masası üzerinde bulabileceğin matematik sınavı sonuçlarımdan daha kötü şeylerin de olabileceğini hatırlatmak istedim. Eve gelmek benim için güvenli olduğunda lütfen ara!’
4K notes · View notes
pinoloji-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
20K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
amanın bıdık yemekler:d
5K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Photo
Tumblr media
Şunu bi çözemedim ya.
13K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
991K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Conversation
Bu postu gördüğün bloga en az 1 soru sor böyle devam etsin O kadar yalnızım ki bunu görüp bana soru sormayanı cinler bu gece uyutmasın amin
1.Son öpücüğün
2.Son telefon konuşman
3.Son gelen mesaj
4.Son dinlediğin şarkı
5.Ağladığın son an
HAYATINDA HİÇ:
6.Biriyle iki kere çıktın mı
7.Aldatıldın mı
8.Kendine zarar verdin mi
9.Özel birini kaybettin mi
10.Depresyona girdin mi
11.Sarhoş oldun mu ve kustun mu
BU YIL:
12. Seks yaptın mı
13. Bu yılla birlikte kaç kişiyle seks yaptın
14.Yeni arkadaş yaptın mı
15.Ağlayana kadar güldün mü
16.Seni değiştiren biriyle karşılaştırdın mı
17.Doğru arkadaşının kim olduğunu öğrendin mi
18.Senin hakkında konuşan birini fark ettin mi
19.Son doğum gününde ne yaptın
20.Bugün saat kaçta kalktın
21.Bekleyemediğin şeyin adı ne
22.Bütün kardeşlerini aynı anda gördüğün son zaman
23.Hayatın hakkında değiştirmek istediğin tek şey ne
24.Şu an ne dinliyorsun
25.En son ne zaman seks yaptın
26.Şu an sinirine dokunan kim
27.En çok ziyaret ettiğin web sayfası
28.Favori rengin
29.Takma adların
30.İlişki durumun
31.Burcun
32. Bay yada Bayan
33.İlkokul
34.Ortaokul
35.Lise/Üniversite
36.Göz rengin
37.Kilon
38.Hiç birisine tutuldun mu
39.Kendinde beğendiğin şey
40.Piercinglerin
41.Dövmelerin
42.Sağlak yada solak
İLKLER:
43.İlk piercingin
44.İlk yakın arkadaşın
45.İlk kısa sürekli ilişkin
ŞU AN:
46.Yediğin
47.İçtiğin
48.Dinlediğin
49.Beklediğin
GELECEKTE:
50.Çocuk ister misin
51.Evlenmek ister misin
52.Kariyer yapmak ister misin
HANGİSİ DAHA İYİ
53.Dudaklar mı gözler mi
54.Sarılmak mı öpüşmek mi
55.Kıs olmak mı uzun olmak mı
56.Yaşlı olmak mı genç olmak mı
57.Romantik olmak mı doğal olmak mı
58.Güzel bir karın mı güzel bir kol mu
59.Hassas olmak mı kaba olmak mı
60.Kısa süreli ilişki mi uzun süreli ilişki mi
HAYATINDA HİÇ:
61.Bir yabancıyla öpüştün mü
62.İçki içtin mi
63.Gözlüğünü yada lensini kaybettin mi
64.Seks yaptın mı
65.Birinin kalbini kırdın mı
66.Tutuklandın mı
67.Birisini yüz üstü bıraktın mı
68.Biri öldüğünde ağladın mı
69.Bir arkadaşına aşık oldun mu
İNANIYOR MUSUN:
70.Kendine
71. Mucizelere
72.İlk görüşte aşka
73.Cennet
74.Noel Baba
75.İlk ilişkide öpüşmeye
76.Meleklere
77.Biri için her gün dua etmeye
78.Bugün şarkı söyledin mi?
79.Bütün eski sevgililerin arasında en çok önemsediğin kim
80.Eğer geçmişe gidebilseydin,ne kadar uzağa giderdin?
81.Aşık olmaktan korkuyor musun
82.Dünyadaki her şey haricinde ne dilerdin
83.Görünüşünü seviyor musun
167K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Photo
Tumblr media
3K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Photo
Tumblr media
Amerika’da 17 yaşındaki bir genç… Dünyanın en zevkli adamı sayılmaz.Lise yıllığına bir resim koymak istiyor.Kedisini kullanıyor, 80’lerin fotoğraf stüdyolarında kullanılan lazer ışıklarını kullanıyor.Bu da birinin eline geçiyor ve tarayıp sosyal medyaya atıyor…
New York’ta yaşayan Draven Rodriguez adlı bir genç.Tek suçu farklı resim vermesi. Hayata katabildiği tek şey insanların “ehi ehi bak la herif çok komik” şeklinde eğlendirebilmek…
Bu resmi okul yönetimi yıllığa koymasına izin vermiyor.Çocuk da bunun için internetten yardım istiyor.İnsanları kendi özgürlülüğüne yardım edecek kadar iyi sanıyor.İnsanları “muhafazakarlığa karşı duracak kadar iyi” sanıyor.
Ama sonra insanlığın en çirkin temsilcileri olan talk showcuların eline düşüyor resim… Jimmy Fallon ve Ellen Degeneres bu resmin üstüne gidiyor.Tabii uygun alanı bulunca internetin tüm kötüleri de buna katılıyor.
Ve sonra bir sabah ailesi çocuğunu ölü buluyor.İntihar etmiş.Bu insanlarla birlikte aynı havayı solumak istememiş belli ki…
Anonymous’un harika bir sözünü bulmuştum ve bunu tişört yaptırmıştım: İngilizcesi “none of us as cruel as all of us”…Yaklaşık Türkçesi “Hiçbirimiz toplu halde olduğumuz kadar kötü olamayız”…Yani fikir şu: Kötü bir insan bir kötüyse kötü beş insan 50 kötü gibi davranıyor…
Lütfen internette birilerine saracağınız zaman bu lazerli,kedili fotoğrafı ve orada artık olmayan 17 yaşındaki çocuğu hatırlayın.
19K notes · View notes
pinoloji-blog · 9 years
Text
Şiddet eğilimli insanlar olmamızın sebebi şiddeti sevdiğimizden değil, bir daha kimsenin canımızı yakmaya yeltenmesini istemediğimizden. İyi insanlarız biz.
1K notes · View notes