Tumgik
pinarpiem · 5 years
Text
“Merhaba, ben acı. Dizlerinin üzerine düşersen orada olurum. Kolunu kırarsan orada olurum. Elini kalbine götürüp ağlarsan kalbinde olurum. Ben hep seninle birlikteyim. Hani bazen dersin ya ’‘Ne zaman tüm acılarım geçecek?” Geçmeyecek. Doğrusu bu çünkü. Ben hep bir gölge misali seninle birlikteyim. Gülüyorsun ya bazen, o zaman bil ki o gülüşün ardından nice fırtınalar çıkacak; nice umutlar bir güneş gibi batacak içinde… Bir acı olarak senden ne istiyorum biliyor musun? Şimdi ki haline bakmanı… Kaç yıl yaşadın şu dünyada? 16? 17? 18? Şimdi gözlerini kapat ve geçmişine git. İlk doğduğun zamana git. Ağlıyorsun, neden ağladın ki şimdi? Daha yeni doğdun anne karnından, acı nedir bilmiyorsun, mutluluk nedir bilmiyorsun, ağaçlar, taşlar, bulutlar, gezegenler… Hiçbirini daha bilmiyorsun bile. Ama neden ağlıyorsun? Neden ağladığını ben sana söyleyeyim mi? Çünkü doğmak istemiyordun. Neler görüp yaşayacağın bu dünyada göz göre göre yanıp kül olmak istemiyordun. Şimdi ki yaşına gelsene bi… Bugün ki yaşına gelene kadar ne kadar acı çektiğini gördün mü? Bisikletten düşerken, dizlerim kanıyor, diye ağladığını gördün mü? Gördün gördün. Hepsini gördün. Ve hepsinde, “Artık bitti. Bu sefer ayakta kalacak gücüm kalmadı.” dediğini duydun mu? Duydun duydun. Peki neden şimdi ayaktasın? Çünkü ben varım yanında. Evet, ben bir acıyım ama seni ayakta tutan tek duyguyum. Biz seninle daha çok ağlayacağız ey güzel kişi! Şimdi pes etme. Pes etme ve beni yalnız bırakma. Çünkü ben, sen bana defalarca kez kızarken seni bırakıp gitmedim… Hoşçakal, acın içinde mutlu olan bir tarafı yok etmeye gidiyor.
1 note · View note
pinarpiem · 5 years
Text
‘‘Ruhum öldü, kefenini bile giyemeden.’‘
2 notes · View notes