Tumgik
pastalicilek · 1 year
Text
Dokuz
Gecenin karanlığını bölen ellerin vardı. Şimdi geçmiş, hatırlamak istemeyeceğim yalnızlıklarla dolu.
Bu şehre gelişin vardı. Hani benim bayram sevinci yaşadığım o sabahlar.
Hani dünyanın en uzun gecesi sayılan o sabahlar.
Hatırlar mısın bilmem, hani bütün gece uyumadan.
Hani gündüzleri bir çırpıda geçen.
Beni öyle güzel sevişlerin vardı. Sevişmelerimiz bir de. Ne güzeldi kıtaları birleştiricek gücü bulmam kendimde. Bu yarım aklımla üstelik.
Ne güzeldi içimden taşıp, denizler aşıp, onca yoldan geçip seni bana getiren o aşk’ım.
Öyle korumuştun bir keresinde beni bu yangınlardan.
Bu kir pas, bunca yokluk bitirmediyse beni, sayendeydi hani. Öyle kesmiştin bıçak gibi. Ama ne güzelde durmuştum yanında kan tutarken beni. Sen bile inanmamıştın sana olan körlüğüme.
Nasıl ellerinle, nasıl kazıya kazıya, nasılda gömdün öylece. Göre göre.
Anlatsana!
Neden yakmadın dünyayı, sen zarar verdiğin için mi bir zamanlar dokunduğun saçlarıma. Şimdi sen söyle, kaçıncı yüzündü beni sevdiğin? Kaçıncı sendi benim seviştiğim? Kaçıncı hayatındı dokunduğum? Hani yanma pahasına.
Seni yazdıran onca kelime, bak artık hepsinin üstü çizili.
Artık seni benim kalemlerim yazmıyor, artık burnumun direğini sızlatmıyor yokluğun, artık senli anılar yakmıyor canımı eskisi gibi. Seni aklımda bitirişimin yıl dönümünde kalbimde bitiriyorum. Bu sevgisizlik sana ömrünün sonuna kadar yetsin.
13 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Seni bir daha yazmayacağım dedikten sonra bu yazdığım kaçıncı yazı bilmiyorum.
Geçen gün biri ne hissediyosun dedi.
Boşluk dedim.
Boşluk.
İnanabiliyor musun? Senin yokluğunla alakası sadece boşluk hissediyormuşum.
Yalana bak.
Seni değil, baba sıfatını seviyormuşum falan.
Seni de hiç özlememişim üstelik.
Hayatım koca bir boşluk.
Sen o boşluğu dolduran tek sıfattın.
Senden aldığım ilk ve tek yazılı kağıtta, hakkımda yazdığın onca şeyden aklımda sadece bir cümle kaldı.
Bütün hayatım boyunca seninle alakalı hatırladığım tek bir an var.
İyi ki düşmüşüm yükseklerden, iyi ki kollarının arasında yürüdüğüm bir geçmişim oldu.
Baba, lütfen oralarda kendine iyi bak. Ben burda bakamıyorum. Üstelik senin de bildiğin gibi, her şey en çok beni etkiliyor, herkes en çok beni üzüyor. Ama sen olsan kimse beni üzemezdi.
17 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Keşke bir dilek hakkım olsaydı.
Hatta iki.
İlkinde yaşamanı
İkincisinde o cümleleri senden duymayı seçerdim.
Ama yok.
O yüzden bana bıraktığın kocaman bir yük var tam on dört aydır.
Kafamın içinde sürekli gidip gelen o cümleye tutunuyorum.
“Bensizlik en çok seni etkilemiş”
Seni buralarda çok özlüyorum.
Çünkü sensizlik beni hala etkiliyor.
9 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Tanıdık bile değil.
geri geri düşmeden kaç adım sayabilirim acaba diye 5 ay boyunca önümü görmeden yaşamışım gibi hissediyorum. bazı şeylere katlanmanın bazı insanlarla ilişkisi olması sizce de acımasızlık değil mi? sanki eksilen yılları ve kaybolan insanları saymamak için tırnaklarımı tekrar yemeye başlasam bir etkisi olacakmış gibi, hiç bir şey kolaylaşmıyor. sanki ileriye doğru bakmanın artık bir anlamı kalmamış ve her şeye boşuna katlanmışsınız, her şeyi boşuna planlamışsınız gibi gelmesi sizce de ağır değil mi? 
bazı mutlu anıların bazı insanlarla ilişkisi olması o anıları hep mutlu hatırlamanıza yetiyor mu? üzerinde yürüdüğüm o metaforik ip bir yerlerde o kadar gerilip, o kadar sesli koptu ki ben sanki bütün anılara bakarken kulağımda onun ağır çekim çınlamasını duyuyorum. ilklerim ile ilkelerimin çarpıştığı, bir daha hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı, bardağın dibinde bırakılan bir yudum suyun koca bir dünyayı yanmaktan kurtaracağına olan inancımın kaybolduğu bir hayata doğru, ama tersten, ama yalın ayak, ama daha güçlü olduğuma inanarak yürüyorum sanki.
günümüzde kimse güçlü olduğuna inanarak mutlu olmuyor ne yazık ki. güçlü insan perişan insandır bunu hepimiz biliyoruz. kimi kandırıyoruz ki?
küçücük bir zarfın içindeki santimlik kağıt parçalarını birleştirerek ortaya çıkardığım tam 30 parçalı el yapımı bir puzzle ile, varlığımın bütün sırlarını çözdüğüm, yaşadığım bütün aşkların acılarını unuttuğum, başarıp başaramadığım ne varsa anlamını yitirdiği o 13 yıl süren 3 saniyeyi hatırladığımda acıtmaması gerekmez miydi? bütün o yolları tekrar mı yürümem gerekecek şimdi? hem de tersten öyle mi? 
zorlanıyorum. haksızlık…
kendimi bunun olacağına hazırlasaydım bile etkisini azaltmayacaktı biliyorum. elimde üzerinde uyuduğum sahilin kum taneleri kaldı ve 11 km boyunca parmaklarımın arasından dökülüp kayboldular ben o yolu bitirdiğimde, içi elyaf dolu, kenarları sanki koca bir yarayı kapatırmışçasına dikilen uçuş pembesi yastıkları aramaya başladım. yoktu tabi ve bunu biliyor olmak onların orada olmayışının hayal kırıklığını azaltmayacaktı. sonra nereden estiği bilinmeyen o meteforik rüzgar beni tek tek üzerinden geçtiğim yollara götürdü, yanında seninle duran o diğer ayak izini sil artık, dercesine. 
geçtiğin yollara ne gömüyordun kim bilir. unuttuğum şeyler olmuş bak. ellerin toprak, ellerin ön koltuktan dışarı sarkıttığında uçuşan bir kuş, ellerin yırtıklarımı diken bir iğne, ellerin uzattığında her şey olabilir ama ellerin kapıma saygısızca vurduğun bir yumruk, ellerin savurduğun kıyafetler, ellerin sana ait değil. ellerin artık ailem değil. artık dost değil, arkadaş değil, tanıdık bile değil…
hoşçakal. 
59 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
insan bir gün sensiz kalırsam ne yaparım diye hiç düşünmüyormuş. ben ellerimi sürekli bir yerlere çarpıyorum. sanki ellerim yokmuş önceden. sanki sendeymiş ellerim de bana geri vermişsin gibi eski yerine bir türlü koyamıyorum. artık ben de üzülünce babam gibi öfkeleniyorum. başka da yardım çığlığı bilmiyorum.
kendimi ağlatana kadar saldırıyorum. canım yanana kadar saldırıyorum. attığım tekme beni düşürene kadar saldırıyorum. öyle gülen ben değilmişim sanki yanında. hiç mutlu olmamış gibi saldırıyorum. hiç özlememiş gibi uyanıp hiç uyumamış gibi soluksuz özlüyorum. ben hala senin adını kalp hizasından seslenmek gerektiğine inanıyorum ama bu kadar cehennemin dibindeyken kim kül olmuş bir kalbin yerini tarif edebilir? cüzdanımdaki beyaz kibritlerin hikayesini kim bilir senden başka? isminin hangi harfini uzatarak söylediğimi kim?
içimde hep bu kışı atlatırsak hissi. gel şimdi kışın atlatılacak bir şey olmadığını anlat bana.
seni çok sevmek ipleri kesmeyi öğretiyor. ben o makasın yerini biliyorum. nereden kesersem yeniden bağlayabiliriz biliyorum. tamir etmeyi biliyorum korkma. ama önce kesmeyi hatırlıyorum. sana bakınca aklıma makas geliyor bıçak geliyor kaçmak geliyor bu korkuyu ne zaman öpersin mesela. sana bakmak beni bazen o kadar üzüyor ki koşa koşa bir yol bulmak istiyorum. ağlaya ağlaya bir yol açmak istiyorum sana. buradan gel demek istiyorum. keşke beni bulacağın yeri önceden gösterseydim sana.
yaz gelince denize gideriz belki. her şeyi unuturuz yıldızlara bakıp uyuruz. içimde hep her şey düzelirmiş hissi. hiçbir şey bozulmamış ki. gel bunları anlat bana. bu şarkıyı unuttur. bu kediyi. bu akşamı. mutsuz ne varsa.
hadi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
107 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Siz hiç hava yirmi iki derece iken üşüdünüz mü?
Ben üşüdüm.
Gitmekle kalmak arası değil, onun hayatında olmakla olmamak arasında ki o incecik çizgiye bir ömür heba ettim.
Çok zordu ama bir o kadar da güzeldi denemesi, umut etmesi, hatta küçücük ihtimali bile.
Her sabah başka birine tercih edilerek uyanmak, ve başka bir kadının yanına uğurlayarak bitirmek geceyi.
Üstelik benim de hayalimde vardı bir çocuk.
Aklımın kesmediği ama kalbimin kendini kanattığı koskoca iki senede senin ellerini tuttuysam bu yolda, sadece sana olan sevgimdendi.
Hayır yalan.
Senin bana olan sevgindendi.
Bunca sevgi ve bunca korku belli ki sana da ağır geldi, ama ilk defa seni anlamayı reddetti bütün aklım.
Çünkü sana hak vermek gibi kocaman bir rahatlığı yüklemek istemiyordum. Biraz da benim için bir şeyler yapmanı bekliyordum. Sen karşımda oturup, gözümün içine baka baka, onu seçerim demene rağmen üstelik.
Ama biliyor musun, artık seni eskisi kadar merak etmiyorum. Nerdesin, napıyosun, nasılsın mesela bilmiyorum. Ama dahası bilmek istemiyorum.
Çünkü artık canımın yanmasını istemiyorum.
Peki ya sizin hiç kalbiniz göğsünüze battı mı?
Benim battı.
Şimdi kalbimde ki kıymıkla bir yolda.
Tek başıma.
Peki ya siz hiç sonunu bile bile yürüdünüz mü aynı yolları bilmem kaç kere.
Ben yürüdüm.
Hep kan revan.
Ama biliyor musunuz? Bu sefer yine olsa yine değil.
Bu sefer asla.
Çünkü kalbim,
Kanıyor.
2 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
kendime kayıp zamanlar ve doksan artı dörtte atılacak goller borçluyum. incindim, süründüm, dizlerimi yaktım, ne maçtı ama yenilmiyorum. bana kaybetme lüksü vermediğin için teşekkür ederim hayat.
141 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
-432
sustuklarımız artık çok sıradan
4 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Aklımla kalbimin arasında
Aklımla kalbim
Aklım ve kalbim
Aklım
Kalbim
Birbirine yenildi.
2 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Baba.
Bugün sana gelemediğim için denize bakan bir banka oturup sana kimseye anlatamadıklarımı anlattım.
Bir yerlerde hala beni izliyor olduğun düşüncesi aklımdan çıkmıyor.
Hep sağımda, solumda, soluğumda, ensemde, önümde ve arkamda. Ama asla yanımda değil. Neden olsun ki. Nasıl olsun ki.
Haberin vardır ama benim ağzımdan duymanı istiyorum.
“Çok üzülüyorsun ondan bunlar oluyor” dedikleri şey vardı ya hani, heh işte ben onu bir şekilde hallettim. Biraz zor oldu açıkçası. Benden neler götürdüğünü sana söyleyemem belki ama yamalarla ne kadar iyi yaşayabildiğime şahit olmuşsundur illaki. Sonuçta yirmi altı yıllık kızındım ben senin.
Aslında biraz zaman önce seni ve aslında artık kimseyi yazmamak adına kendime sözler vermiştim ama neyse bunu sonra konuşuruz.
Burda sokaklar epey ıssızlaştı, şu an ben sana bunları yazarken bile hava oldukça karanlık. Önemi yok bizbizeyiz.
İlk defa.
Şimdilerde seni daha iyi anlıyorum. Sanırım gurbet, insanın ailesini özlemek zorunda kalmasıymış.
Yıllarca bizden uzakta geçirdiğin günler şimdi de benim kaderim oldu ama halimden şikayet etmemeye çalışıyorum. Biliyosun, başıma gelenleri oldukça hızlı kabulleniyorum.
Bilmiyorsun.
Her neyse baba, ben burda bir buçuk ayımı devirirken yine hayat önüme güzel insanlar çıkardı. Hayatımda ki en büyük kazığı senden yediğim için yarım aklımla dahi olsa hayatıma aldığım herkes tarafından sevildim.
Bu bir yerlerde seni acıtmasın. Umarım benim adıma mutlu olmayı öğrenmişsindir.
Ama burda devirdiğim bir buçuk ayda yaşadığım onca zorluk ve duygu karmaşaları da olmadı değil tabii.
Olsun. Bunlar beni yıkamayacak kadar küçük detaylar.
Sadece günün sonunda bunca yalnızlık ağırıma gidiyor.
Seni çok özlüyordum. Şimdi annemi daha çok özlüyorum.
Bunca çile, zamanında bizim için yaptığını söylediğin şeyleri bizden kaçırdığın için, haberin olsun. Keşke bir şekilde yanımızda kalmayı becerebilseydin de senin küçük kızın sana bunları bilmediği bir şehirde, ağlaya ağlaya yazmak zorunda kalmasaydı.
Her ne olursa olsun, seni çok özlüyorum.
4 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
enine boyuna kırıldım. düşeyde ve yatayda. içten dıştan. sağlı sollu kırılmak. sanatsal kırıldım yani baya bildiğin sürrealist kırılma. tüm bunlar olurken en çok babama ve sana şaşırdım hayret. en çok babama ve sana güvenmişim ne münasebet canım. ne münasebet.
71 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
herhalde kötü birine dönüştüm. belki de hep olduğum gibiydim. çizgisinde, ayakları sandalyede, boynunda ipiyle bile lafının arkasında, dobra, kazanmak isteğiyle dolu ama sadece ilişkilerde. gurursuz diye geçinip buradan aya kadar gururuyla. ilk mesajı atabilecek, ama atmayan. özleyince söyleyen ama sevdiğini hiç sakınmayan. sevince koynundan hiç ayırmayan. gitmek istediğinde gidebileceğini bilmesi gereken. gitmek fikri aklına her düştüğünde kaçarak uzaklaşan. bir ayağı hep dışarıda olan. kavram olarak bile inanmadığı özgürlüğe düşkünlüğüyle.
belki kötü biri oldum, inadımla. bir de tutarsızlığımla diyorlar inanmıyorum. herkesi çok iyi dinliyordum aslında dinlemiyor muymuşum. kendi derdimin peşinde başkalarını görmezden mi gelir olmuşum. bir ufak çemberim var, gözle görülmez. yaklaşılmasına dahi dayanamıyorum. kapalı kutu değilim, anlatıyorum. yettiremiyorum. kimseye-yetemiyorum. dinlemeyecek olana hiç anlatmıyorum. dinleyeni de henüz bulamadım.
bir de bir hastalığım var; pişmanlıktandır, yastandır veya suçluluktandır diyorlar. kafa sallıyorum. kötü birine dönüştüm sanırım, yere izmarit falan atıyorum. aileme benzememe savaşı verirken berbatı mı oldum. ödüm bokuma karışıyor. kendimle çelişiyorum. özür dilemeyi bilmiyorum.
33 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
bir daha beni böyle görmeyeceksin, demiştim. inanmadın. beni maalesef hiç tanıyamadın.
yeni bir haberim var: sana artık güvenmiyorum.
beni bir daha öyle görmeyeceksin. arkamı dönüp gittiğimde nedenini bile bilmeyeceksin.
40 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Ben de seni bağlayabilirdim; seni kuvvetinden, özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim. Seni, korktuğun ama aradığın azapla tasaya düşürebilirdim. İstemedim. Seni hilesiz sevmek, açık alınla savaşmak istiyordum. Sen bana silahlarını doğrulturken ben sana kendimi savunmasız teslim etmiştim.
İşte sevgilim, senin zaafın, sevdiklerinin çılgınlıklarıyla can sıkıntısından kurtulmak isteğindi. Ben sevgiyi böyle anlamıyorum. Kendimi tam bir vefa ile, adeta köle gibi bağlanabilecek bir insan olarak görüyorum. Dünyada benim için senden ve benden başka kimse yoktu. Bir felaket aramızdaki bütün insanları yok etse de, eğer sen yaşıyorsan bana hiç de önemli bir şey gibi görünmezdi. Sen benim dünyamdın. Bunun böyle olduğunu sana göstermek, duyurmak ihtiyatsızlıktı belki de.
Önem vermiyordum buna. Sana karşı ustaca bir siyaset yapmayı düşünmüyordum. Olduğundan başka türlü göstermek, ihtiyatlı olmak gelmezdi elimden. Seni seviyordum.
60 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Bunu da kalbime.
o zamanlar aklın hala bendeymiş ve kabul bile etmiyormuşsun.
şansımız varmış ve de seni mahvettiğini bildiğin halde sürekli dinlediğin bir şarkı varmış. inkar etmişsin. şimdi görebiliyorum bazı şeyleri net bir şekilde, bu kadar zaman geçmişken üstünden ve biz çoktan bitmişken.
çok saf ya da masumken düşüncelerimiz ve iyi bitebileceğine inanırken ilişkilerin -bir zaman dilimi içinde- iki insan birlikteyken ne kadar yıpranabilirse o kadarını umursamıyorduk. biz o zaman diliminde birlikte olmak istiyorduk. olduk, en iyi de onu yaptık. başka bir halt da beceremedik. bütün farklılığımızla, göz devirdiğimiz herkesten beterini yaptık. yara bandını en acıdığı zamanda, en acıdığı yerden çektik. canımızdan gitti. birbirimizden gitti. yetmedi, vaktimizden gitti.
bir zamanlar bir yerlerde, bir şeyler çok farklı olabilirmiş. ama olmasa da oluyormuş.
48 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
<T>
Seni sevmek beni biraz büyüttü. Biraz korkuttu. Biraz cesaretlendirdi. Bazen öfkelendirdi. Biraz da öğretti.
-Sabır.
Tek kelimenin her harfine belki üç, belki beş ay sığdırdım.
Bazen oturup sadece seni düşündüm.
Söylediklerini, yaptıklarını, yaptıklarımızı, herhangi bir şeyi değil.
Öylece seni. Sek.
Ellerini, burnunu, yüzünde ki çizgileri, kokunu, yürüyüşünü, bana baktığında çaresizlikten dolan gözlerini, saçlarında ki beyazları, kızdığında ya da kırıldığında, ya da öfkelendiğinde, ya da mutlu olduğunda, ya da mahçup olduğunda, ya da üzüldüğünde gözlerinin kenarında oluşan o çizgileri sen bile saymamışsındır eminim. Aynada en uzun kaç dakika kendine baktın ki?
Ben kafamın içini sadece seninle doldurdum oysa. Her saniyesini tek tek elimle aklımın köşelerine kazıdım hem de öyle kalemle tebeşirle falan değil. Hatırladığımda canımı yakacağını bildiğim her anı bile. Tek tek. Kanata kanata. Ama öyle mecazen değil.
Çok kan döktüm çünkü o kadar düştüm ki senden kaçmak isterken sana koşan ayaklarımın üstüne. Sonra aklım karşıma geçip bana şey dedi, ‘ahhahahaha salak’
Seni sevmenin, sana gelmenin, senden gidememek gibi içinde sen olan her şeyden yine adınla sıyrılıyorum. Çünkü senin adın bu dünyada benim başıma gelen bütün güzelliklerin de bütün kötülüklerin de başlığı oldu. Ben bu hikayeyi mutlu sonla bitiremiyorum ama bu hikaye mutsuz bitemeyecek kadar da güzeldi.
Biraz kalbime, sonra biraz daha, biraz daha derken ben bu hikayeyi kalbime gömdüm. Seni. Öylece. Kalbime. Çünkü başka çarem yoktu. Belki senin vardı ama benim yoktu. Biz bunca çaresizliğin ortasında bile birbirimizi çok güzel sevdik. Yetti mi? Yetmedi. Yetmezdi. Seninle bir ömür bile bana yetmezdi. Seninle başka bir ömür. Seninle bir sürü ömürler. Şimdi sen söyle. Ben senden sonra hangi ömürsüzlükle. Sen söyle.
5 notes · View notes
pastalicilek · 3 years
Text
Bunu biraz kalbime, sonra biraz daha, biraz daha derken, ben bunu kalbime gömdüm. Sevdiğim adamı. Öylece. Kalbime. Çünkü başka çarem yoktu. Hem nasıl olsun ki? Ben elim göğsümde uyuyorken. Onun göğsünde başka biri. Neyse.
geç kalmalarımız devam ediyor sevgilim. elim kalbimde uyuduğum geceler olacak belki, bak korku devam etti az önce gördün mü, korku böyle durmadan yürüyor. birinin gözlerine öyle dimdik baktığında, ama nasıl biliyor musun böyle diiiimdiik ve korkusuz, hiç titremeden baktığında içinde bir yılan deliği kapanıyor. kazanmışsın hissi çok güzel sevgilim sen nasılsın? ben senin olur öyle şeylerinmişim. ben senin affettim cümlenmişim. ben senin hadi bunu da halledelim diye sırasız ve gurursuz uzanan elinmişim sevgilim peki ya sen nesin? sen kimsin? nerede nasıl yani üzgün mü çok mu hüzünlü ortalamalı bir günün gecesinde mi, sevmeyi hiç düşünmediğin bir kadınla mı, annenin dizlerinde mi, bilmiyorum sen nasılsın, nerede ve kaç parça?
70 notes · View notes