Hoş geldiniz hayırlı ramazanlar

Tefeül rica edebilir miyim?

Hayırlı Ramazanlar

Dünyada rahatlık istemek şahsiyetli insanlara yakışmaz. Çünkü şahsiyetli insanlardan hiç birisi hiçbir zaman rahat bir hayat sürmemiştir. Hep yorgunluk ve sıkıntıyla iç içe olmuşlardır.

İmam Şafii

Öyle hızlı gelişti ki herşey, yokuş aşağı yuvarlanan kartopu misali;büyüdükçe büyüdü. Engel olamadım

Güzel kızım... Büyüdükçe göreceksin, kadınlar hep bi "incelme"derdindeler. Aman yaz aylarına fit girelim, az yiyelim de göbeğimizi eritelim, hafta başı geldi diyete girelim cümlelerini çok duyacaksın. Duam o ki;"beden inceltme " gayretinden çok daha fazla"kalbini incelt." Bedenine de bak elbette;ama kalbi şişman bir bedende zayıf olmanın anlamı olmadığını da bil. Bu yüzden "karbonhidrat diyeti" yapar gibi, "dedikodu diyeti"yap. Meyve ye, sebze ye, yemiş ye; ama insan hakkı yemekten, gıybet edip ölü kardeşinin etini yemekten, haset edip kendi kendini yemekten uzak dur.

3 beyazı sofradan kovar gibi,3 siyahı kov ömründen. Yalan,kibir,riya köşe bucak kaçtığın" 3 siyah" olsun. Her hafta bedenini tartar gibi çık gönül terazisine; davranışlarını tart, cümlelerini tart. Böyle böyle gün be gün incelt kalbini. İnsan kilo verdikçe değil, kalbi inceldikçe hafifler sen de göreceksin ki. İşte bunun adı; yürek hafifliği...

Hatice Kübra Tongar

"Taliban , medrese talebelerinin kurduğu bir cemaattir. 90’lı yıllarda soviyetlerin kominist politikalarının Afganistan’da uygulanmasına ve batı yalakası resmî idareye karşı, şeriatı hakim etme niyetiyle , gayrı meşru idare ve onların dış bağlantılarına baş kaldırmış, Hanefi ve Maturidi müslüman bir cemaattir. Aralarına bazı selefi gruplar sızmış ancak, etkin olamamışlardır. 2001’de Amerika, Taliban’a karşı, resmî hükümete destek amacıyla Afganistan’ı işgal edene kadar, Hanefi mezhebine göre bir anayasa hazırlayıp, ele geçirdikleri vilayetlerde tatbik etmişlerdir. Resmî okulları medreseye çevirmişler, açık gezmeyi yasaklamışlar, emri bil maruf bakanlığı kurup, beş vakit namaza gelmeyenlere, Hanefi mezhebine göre had tatbik etmişlerdir. Eğitim sisteminden tüm görsel, resimleri kaldırmışlar, batı kontrolünde bulunan tv yayınlarına yasak getirmişlerdir. Bütün bu yaptıklarına bir müminin karşı gelmesi düşünülemez. Maalesef daha müslümanlar şeriatı istememektedirler. Şeriat nefse özgürlük tanımaz. Kanunlar aksine nefsi emmareye gem vurmak için nazil olmuştur. Tıpkı laik küfür nizamları, şeriatı istemediği, nefse özgürlük adına demokrasi adı altında, sırf kıyafeti sebebiyle müminleri idam edip, kanunlar ile baskı altında tuttuğu ve eğitim sistemini tamamen felsefe üzerine kurup, İslamiyeti bir folklor haline dönüştürdükleri, kontrol altında tutup, nefislerine dokunmama şartıyla şartlı bir şekilde izin verdkleri gibi…

2000’li yıllarda Amerika Taliban’a karşı Afganistan’a girdiği vakit, üstadımız Hacı Mahmud Efendi, hatmi şerifte :

Allah’ım, Taliban’a yardım eyle diye dua etmişti. Bu fakir şahittir. Taliban içerisinde tarikat münkiri çoktur. Ancak bu onları ancak gafil yapar, ehli sünnetten ayırmaz. Müslümanlar ancak , şeriatı tatbik noktasında suistimaller olursa, buna karşı seslerini yükseltebilirler. Şeriatı tatbik edecek kanunlar çıkarmasına değil. Savaş esnasında , ifrat ve tefrit taşkınlıkların olması savaşın doğasında vardır. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selllem) döneminde bile bu tür taşkınlıklar vuku bulmuştu. Kelime-i şehadet getiren bir müşrikin boynunu vurduğu için, bir sahabeyi Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selllem) azarlamıştı. O sahabi;

Ya Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve selllem) o canını kurtarmak için öyle söyledi, deyince , Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selllem) : kalbini açıp baktın mı diye sitem etmişti. Yine , müslüman olmak , Rasulullah’a (Sallallahu aleyhi ve selllem) biat etmek için gelen bir topluluğa , Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selllem) bir elçi göndermiş, o elçi, daha evvel o kavimle aralarında husumet bulunması hasebiyle, savaşmaya geliyorlar diye haber getirmiş, iman etmek için gelen o kavim kılıçtan geçirilmişti. Bunun üzerine hucurat suresinin şu ayetleri nazil olmuştur:

Ey iman edenler! Size bir fasık haber getirdiği vakit onu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonunda pişman olursunuz…

Müslümanların namuslarının kirletilip, küçücük yavrucakların, organ mafyalarına yada seks kölesi yapılmak adına savaş bölgelerinden kaçırılıp kafirlere satılmasına, kimyasal silahlarla, sadece müminleri değil, nebatat ve hayvanata karşı işlenen zulümlere kulak tıkayıp, şeriatı tatbikte katı uygulamalar ve sert kanunlar çıkarılmasına itiraz etmek, ancak kafir ve münafıklara yakışacak bir tavırdır. Hele de dünyanın çivisinin çıktığı, müslümanlar dahil olmak üzere, ahlaki çöküntünün tavan yaptığı, Allah’ın cc artık küresel çapta helaklar göndermeye başladığı, gadabının zahir olduğu bu günlerde, bir mümin , Taliban’ın zaferine ancak müjde gözüyle bakar. Allah cc Taliban’a nusret versin. Kalplerini tasavvuf ve meşayıha karşı yumuşatsın. Şeriat-ı Garrâ’ya bağlılıkları hürmetine, Amîn."

Latif Faruk Kavcı Hoca Efendi

Gazze için dua etmenizi rica ediyorum ,,

işgalcilerin hakkımızda yaptığı cinayetleri herkese iletin sesimizi duyurun ..

Şuan beyt hanun bölgesine hiç durmadan ve rastgele bir biçimde bombalar yağdırıyorlar , aileler şimdi evlerini terkedip daha güvenli yerlere kaçıyorlar, çok şehidimiz yaralımız var orada çoğu çocuk ve kadındır ..

Dünden beri moloz altında kalan çok şehidimiz var , bombaların hiç durmadığı için hepsini çıkarmadılar

O cinayetleri çeken, çekebilen basın da yok ..

Çok güzelsiniz.

Biz insanlığımızı kaybetmedik,insanlığımızdan kaybettik..

Bir alim ilme olan iştiyâkını mukaddimesinde tek cümle ile şöyle anlatıyor;

فلو رأيتني وأنا أصافح بالجبين صفحات الكتاب من السهر

uykusuzluktan, alnımın kitap sayfalarıyla nasıl musafâha ettiğini bir görseydin..

“ben öyle bilirim ki yaşamak

berrak bir gökte

çocuklar aşkına savaşmaktır”

Önce yüreklerimizdeki Kudüs'ü işgal ettiler. Biz savaşı önce kendimizde kaybettik.

-Cahit Zarifoğlu

Elbette o Zât-ı Zülcelal'in o kudret-i ezeliyesine nisbeten bütün kâinatın idaresi ve terbiyesi; bir bahar, belki bir ağaç kadar kolaydır. Haşr-i a'zam ve dâr-ı âhiret, Cennet ve Cehennem'in icadı; bir güz mevsiminde ölmüş ağaçların yeniden bir baharda ihyaları kadar kolaydır.

Mektubat - 250