Tumgik
muztarip · 4 months
Text
sensiz 1282. gün.
merhaba miniğim. bak geldim yine. dönüp dolaşıp, başka banklarda seni arayıp bulamadıktan sonra kendimi burada buluyorum. kaç bank dolaştım biliyor musun. her bankta hissetmeye çalıştım seni ama bırak hissetmeyi o duygunun yanından bile geçemedim. aklımdan çıkmayan bir sen var, bir de seni hatırlatan sigara. seni özlüyorum; bu, bu çoğu zaman iblisleri kıskandıracak kadar. kimsede hissedemediğim kadar. nefesimi kesecek kadar. nefes alamadığımdan kesiyorum bileklerimi, yanlış anlama. bir hayat damarı bulmaya çalışıyorum. gelmeyeceğini kabullendim. unutulduğumu da kabullendim. ama ben kendime unutmayı yediremiyorum. sana olan sevgim ömrümü eskitti, saçlarımı yıprattı, kollarımı soyutlaştırdı. biliyorum, eskisi gibi değilsin. ama bak, ben de değilim. senden sonra çok şey değişti, bir tanem. en önemlisi, ben değiştim. büyüdüm artık bak. "o içmesin sigara" dediğin kız büyüdü artık, her gün paketleri kemiriyor. o zehri her içime çektiğimde seni hatırlar oluyorum. allah belamı versin, bir dakika aklımdan çıkıyorsan. aklımı yitiriyorum artık. en ufak seni hatırlatan her şeye o kadar bağlanıyorum ki. bir insan, bir gülüş, bir bakış. bazen bir şarkı sözü, bazen de öylesine filmde geçen bir diyalog. sana yazmayı o kadar özlemişim ki. o kadar çok yanında olduğumu hissediyorum ki sana yazarken. karşımdasın da anlatıyorum sanki sana bin iki yüz seksen iki gündür neler yaptığımı. istediğim tek şey gelmen. sana kalbimin acıdığını söylesem gelir misin. ama bunu dile getirirsem, paramparça olurum.
1 note · View note
muztarip · 8 months
Text
sensiz 1191. gün.
geldim işte bak, buradayım hala. tutunuyorum uçurum kenarına. senden kopamadığım üç yılı geçen süre. dört yüz küsür günlerden bahsederek dört rakamlı günlere adım atmışız, sevgilim. kalbimin burukluğunu hissediyorum her gün. içimde ukde kalan şeyler var. nefesimi kesen, aklımdan çıkmayan. üzülemiyorum bile artık. kalbimin sesiyle baş başa kalıyorum sadece ve diyorum ki, o hala burada yaşıyor. senden bana kalan tek şey minik kalbim. bana ait bile diyemiyorum, görüyorsun değil mi sevgili. her milisaniye nabzımı attıran yaşamamı sağlayan organımı bile kendime ait görmüyorum. unutmuşum, üzgünüm. senden bana kalan bir başka şey de sayfalarca uzayan yazılar, hukuksal terimler, kafamın basmadığı ve sadece bizi ilgilendiren satırları okumak istediğim o saatler. senin hiçbir şeyin farkında olmadığını bilmek daha da acı veriyor. karşına çıkıp da kendimi ifade edecek fırsatımın olmaması. ama ne önemi var, değil mi. artık ne önemi var. o sayfalarca yazılan yazıların bile sonu geldi artık. her şeyin sonu geldi; bizim bile sonumuz geldi ama baksana ben yaşıyorum hala. benimki neden gelmiyor. bu bir isyan değil, çaresizlik. her üzüntümde aklımın bir köşesinden çıkıp beni daha çok boğman kimin hatası, canımın içi. sana bu denli sevgi duyan birinin varlığından dahi bihabersin. benim daha kaybedecek neyim var söylesene. her şeyin yorduğu o saatlerdeyim.
0 notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 457. gün.
her hareketim yapmacık ve zorlama geliyor. değil yirmi dokuz, yüz harf olsa alfabemde yine yanlış bir cümle kurarım, iki doğru söz edemem. bugün saçma bir şeye güldüm, gülüşümün sesi kulağıma çok yabancı geliyor. hep böyle mi gülmüşüm ben? geçen yıl yazdığım bir yazıyı okudum, ne kadar saçma ve sığ. hiç bir düzlemde gidemiyorum kendi etrafımda daireler çizip duruyorum. varacağım yer, hedefim yok. cümlemin hiç sonunu getiremiyorum. bir lafı ilk seferinde anlamıyorum, hatama koşup doğru olana tek bir adım atma gayretinde bile bulunmuyorum. tümüyle yanlışım. 
10 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 405. gün.
sevgi, bir kalbi kırmaktan korkmaktı. gözünün başka kimseyi görmemesiydi. o olduğunda güçlü durabilmekti. onunla birlikte her şeyin üstesinden geleceğine inanmaktı. sendin, sevgilim. sevgiyi en güzel seninle anlatabilirim. hissettirdiklerin bambaşka, yaşattığın şeyler için şanslıyım. güzelsin ve seninle birlikte ben de güzelleştim. benim için tahmin ettiğinden de değerlisin. seni, küçük kalbimin kaldırabileceğinden daha çok seviyorum, çiçeğim. sevgim bu yüzyıla uygun değil; daha eski seviyorum seni, daha değerli, daha yaşanmış. bir başka seviyorum seni, bambaşka yaşıyorum, yüreğimi benden çalan, delicesine kapıldığım yüreğini. hastalık belki bu, belki de saplantı. adı her ne ise. içimde kopardığın fırtınalarda, bir ağacın dalına tutundum uçmamak için boşluğa. tutunduğum dal, yine senin gölgelendiğin ağaç çıktı. aklımın labirentlerinde, çıkış sadece sanaydı yani. isim yok. aşk, sevgi, tutku. bulamadım. kırk yıl düşünsem yine bulamam. tek emin olduğum, o hissin dünyadaki en güçlü ve saplantılı şey olduğuydu. ve en kutsal. dünyadaki tüm acıları sırtlanıp sana acı kalmamasını dileyecek kadar. tek dilek hakkımda, on sekizinci yaşının en güzel yaşın olmasını isteyecek kadar. sevilmeni isteyecek kadar. sevilmelisin, bu, dünyadaki en nahif duygulardan. sevil, sevgilim. benim hâlâ sevdiğimi bilmesen de hayatında bunu çokça söyleyen bir kadın olduğunu biliyorum. sen mutlu ol yeter ki, inan hiç önemli değil. güzel uyu, uykularına kabuslar karışmasın. yüzün hiç solmasın. okyanusun susuz kalmasın, en çok ona dikkat et, en çok ona. dudağının kenarından öptüğüm adam; seninle yaşamak güzeldi, seni sensiz yaşamak ise en güzeli.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 403. gün.
nefesim tıkanıyor ruhumun içinde. bazen kendimi bile bulamıyorum kendi içimde. ruhumda dokuz kuyruklu tilki fırfır dönerken, beynimi kemiriyor düşünceler. ruhumun kırıntıları el ele vermiş yalnızlığım ile, gelmiş dil çıkarıyor minik ben'e. ne bir el uzatan var minik ben'e, ne bir gören. azrail dikilmiş başımda nöbet tutuyor, ensemde nefesi fırsat kolluyor. korkak bense dönüp bakamıyorum. baksam kucak açacak bana biliyorum, dinecek yalnızlığım. huzursuz ruhum zindanın ortasında çığlık çığlığa bağırıyor. korkularım kapı eşiğinde durmuş, çıkmamı engelliyor. sen beni gördün sanırken adam, ben seni yazıp kendimi siliyordum. sen beni gördün sanırken gece, ben seni çizip kendimi karalıyordum.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 402. gün.
yazamadım. bir ara çok kızdım sana, bir ara çok sevdim, bir ara ise dağıldım. ama hepsinin ortak bir noktası var ki, iki kelimeyi bir araya getiremedim. ne yazacağımı bilemedim, hislerimi tanımlayamadım. kayboldum belki de. kafam karışıktı fakat bu karışıklıkta net olan tek şey yine sendin. hep sendin. aklımın bir köşesinde durup duran okyanus. kendimi her seferinde sende bulduğum adam, yine yazıyorum işte sana. yine buradayım, elli beş gün geçmiş olsa bile. o kadar çok şey atlattım ki, elli beş gün kadar kısa bir zamanda. hayal kırıklıkları, sinirlenmeler, ağlamalar, hissizleşmeler. ilk başlarda en yoğun duygum hayal kırıklığıydı, aptal beynimin oyunları yüzünden. sonra yerini öfkem aldı. bilirsin ne kadar öfkeli olduğumu her şeye karşı, aniden gelen ataklarımı ve sinirlenince de nasıl ağladığımı. kendimi sürekli farklı faaliyetlere itip farklı şeyler yapmaya başladım, kafamı dağıtmak istedim belki de. çünkü tek yapabildiğim şey buydu, başka bildiğim yoktu. bunu da beceremedim ya neyse. uzun uzadıya yazmak isterdim sana yazamadığım ama kalbimin odacığında daima yeşerttiğim bir tohum olan dönemi. lâkin yorgunum biraz, toparlanmam gerek. üç gün sonra da doğum günün ya hani, sensiz geçirdiğim dört yüz beşinci günde, kutlayamadığım ikinci doğum gününde güzel satırlar bırakmalıyım buraya. hazırlamalıyım kendimi; yarına, sonrasına, belki de sonsuzluğa.
2 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 347. gün.
her şey ya eskiyor, ya ölüyor ama sevdalar kaçıp gidiyor sanki. ne ölüyor ne eskiyor. kayboluveriyor. anahtarlar, çakmaklar gibi değil üstelik; okul dönüşü çocuklar gibi. özlüyorum seni, özlüyorum ama bana yetiyor. rüyalarıma giriyor saçların bile. duvarlara çiviler çakmıştın, onlar bile düşüyor birer birer. duvarlar bile durmuyor bıraktığın gibi. yarın, üç yüz kırk yedi gün sonunda, sesini duyacak olmanın tatlı sevinci, okyanuslarını görecek olmanın mutluluğu ve tüm bunların yaşanmayacak olmasının endişesi var içimde. ben bu korkuyu hiç yaşamadım, eziyetlerin en kötüsü. şimdi, kokumla bütünleşmiş olan yastığa, sanki sana sarılıyormuşum gibi sarılıp uyuyacağım. çünkü biliyorum ki, bir gün burnum kokunla dolarken koydum bu yastığa başımı. anılar birbirine tutunur; sen de tutun anılarımıza, bir tanem.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 346. gün.
meselâ benden gökyüzünü çizmemi isteseler, ben yarım yamalak yeteneğimle hiçbir ayrıntısını atlamadan seni çizmeye çalışırım. bir şiir yaz deseler seni yazar, türkü söyle deseler yine senin adını söylerim. güzel şeylerden bahset deseler, dilim döndüğünce, saatlerce, hiç bıkmadan ellerini anlatırım. yuvan nerede diye sorsalar kollarının arasını, memleketin neresi diye sorarlarsa gözlerini gösteririm. sonra, imkânım olsa iki kaburgamın arasında saklarım seni, dünyanın kiri canını acıtamasın diye. yürüdüğün yolda ne kadar çakıl, diken varsa hepsini temizlerim ki rahatça yürü. olur ya üzerim, belki yarım bırakırım, o zaman kendime düşman olurum. her dışlandığımda, her itilip kakıldığımda, her ağladığımda ve her kimsesiz hissettiğimde bir mesajınla kalbime dokunan sendin çünkü. acılara dayanamadığı için muhammed'in kalbini yıkasınlar diye melek gönderen allah bir yana, benim o meleğim sendin. kalbim her ezildiğinde yeniden, yeniden, hiç bıkmadan kalbimi temizleyip o yorgunluğu alan melektin, biliyorum. sen hiç yoktun belki ama sen hep vardın, sen bana hep tanıdıktın. sana olan sevgimi izah edemem ama hayatımda ne denli bir yer kapladığını böyle anlatabilirim. seni seviyorum, beni benden daha iyi tanıyan, beni benden daha çok yaşamış olan sana verebileceğim tek şey bu; sevgim.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 345. gün.
yine gecenin körü kapıyı çarpıp çıkmışım evden. küçücük mahalle. koca şehir. kimseler yok dışarda. bazı evlerin bir odasının ışığı yanık. dönüp kendi evime bakacak gücüm yok. öyle bir hışımla çıkmışım ki. sanki anahtar cebimde değil, dönsem giremem. yürüyesim de yok ama çıkmışım işte. bazen sadece durmak için de çıkılmaz mı dışarı. biri görüp yalandan da olsa eve dön dese. demiyorlar. görmüyorlar. her gün ezdiğim şu beton bile ağzını açıp bağıracak sanki ama insanlar bir şey demiyorlar. beni geçtim, her şeye kapatmışlar ağızlarını. gözlerini. ezbere bilen ben bile. evden isteyerek çıkıp giden ben bile. gözlerim açık olmasına rağmen bildiğim şu yolu dönemem diye korkuyorum. onlar nasıl gözleri kapalı yürürler ve tek kelime etmezler anlamıyorum. ben insanları gerçekten anlamıyorum. insanlar değerli olmayı unuttular, önemli olmaya çalışıyorlar. hayat, yaşandığı kadar vardır. gerisi ya hafızalardaki hatıra ya da hayallerdeki ümittir. hüsranı ise bir tek yerde kabul ediyorum; yaşamak mümkünken yaşamamış olmakta.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 344. gün.
masanın üstünde kalan son ekmek kırıntıları gibi, solmuş bir çiçek gibi, kırık bir çerçeve veyahut yorgun bir kedi gibi hissediyorum. sona kalan umutların tükendiğini biliyorum ama yine de tutunuyorum. kendimi bulmaya çalışıyorum, korkuyorum bir yandan da kendimi bulamadan öleceğim diye. tutunuyorum işte bir dal parçasına ya da bir parçana. yıldızlar kadar uzak, bir o kadar yakınım kendime. sayıyorum her gece binlerce yıldızı, döndüğüm yollardan adımlarımı sayar gibi. bir sokak sonuna yürüyorum; penceresinde çiçek, sokağında kedi olan bir sokaktaymışım gibi, sokağın karanlık köşesinde yaralı, yorgun bir kedi karşılıyor beni. gerçek olduğunu düşündüğüm her şey yıkılıyor karşımda, binlerce sahteliklerle boğuşuyorum. nefes alamayacağımı düşünüp kaçıyorum ancak her sokakta bir sahtelik karşılıyor. bu şehir boğuyor beni. her sokağında yürüyüşümde adımlarımı sayan ben, evin yolunu arar oluyorum. evim olan odama sığınıyorum, gerisi cehennem gibi geliyor. yarım bıraktığım kitabı tekrar okumaya başlıyor gibi başlıyorum düşünmeye. direnip direnmemek arasında kalıyorum. keşfedilmemiş bir müzik gibi, yarım kalan bir tablo, hiç açılmamış bir kitap gibiyim. o kadar karışığım ki bazen ben bile beni anlamakta zorlanıyorum. o kadar karışığım ki hayatla bile karıştığım oluyor. meselâ gökyüzüne uzanmak istiyorum, gökyüzüne yakın neresi varsa oraya sığınıyorum. benim için en büyük yağmur gözyaşlarım oluyor ama unutmuyorum, her yağmur bir çiçeği yeşertir, unutmayacağım.
2 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 343. gün.
dengesiz, dağınık bir kadınım. çok gülerim, dalgaya alırım acılarımı ama en çok gülerim. kendime her ne kadar yakıştıramasam da başım ağrıdı mı kulaklık takıp sineye çekerim bedenimi. çok uyurum, çok yerim; yani uyurdum, yerdim. artık ağzıma sürmediğim, nefret ettiğim sigarayı bile hiç gocunmadan yakıyorum. üstelik bir tane de değil. her neyse, annem duymasın eskisi gibi. hiçbir şeye hevesim kalmamış, bir yandan içim karanlık bir yandan aydınlık dedim ya, dengesizim. saçımı bile kurutup bırakıyorum, hiç şekil vermiyorum olduğu gibi bırakıyorum. çoğu zaman kurutmuyorum bile. bir çok şeyi öyle yapıyorum aslında, eskisi gibi tam değil hiçbir şey. sonra şarkılar dinliyorum, dinliyor, dinliyor, sıkılıyorum. müzeyyen beni suya götürür, susuz getirirdi. üzerimizde çakma markalar, binalarda kaçak katlar, dilimizde taşeron fikirler; benim duygularım neden ithal olmasın. evet, ithal lafı, cuk oturuyordu. sonra başka bir şarkı, çok şarkı biriktirdim, öylesine dinlemiyorum çünkü, bu sadece bir tutku. çok unuturum, bazen çok ağlarım, çok gülerim, çok severim. her şeyi abartırım. sevdiğim şeyleri bile unuturum, unutmak benim cezammış gibi geliyor hep. dağınığım demiştim evet, bir şey yaptım mı dağıtırım ama geri toplamasını da bilirim. hislerim çok karışır, çok düşünürüm, çok yazarım, çok silerim; her şeyi çokça yaparım, ne aptalca değil mi. içimde yıkılan bir şeyler var. hep iyi şeylerden bahsettik, çok güldüğümden falan. hiç deseydim peki. “hiç” kelimesi bana beni hatırlatır. bazen o kadar hiçmiş gibi hissederim ki, bazen kendimden o kadar nefret ederim ki; o an sadece kendime küfürler savurur, susarım, konuşmam. kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum, hiç bir yere lâyık göremiyorum. koca bir hiçlikte sürükleniyorum, sadece kendi içimde boğuluyorum. kendi kendimi öldürüyorum, hislerim tükeniyor artık, sadece susuyorum. anlamayacaksınız, biliyorum. bildiğimden mi bu hâldeyim. bilmek beni öldürecek. neyse, çok konuştum. yeter bu kadar, hadi uyuyalım.
2 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 342. gün.
geç kalmışım ben. ölmeyi beceremezken, yaşamaya çok geç kalmışım ben. yine de bir umut demişim. kalan sevgimi koymuşum ceplerime. kalbimi, kırıldığı yerlerinden yamamışım. eskisi gibi olmamış ama zaten eskiye takılmaya değil yeniye koşmaya ihtiyacım varmış.
bilememişim ben. ne diyeceğimi, ne yapacağımı, kimi seveceğimi, kimin seveceğini bilememişim. kime gitmem gerektiğini, kimi beklemem gerektiğini bilememişim hiç. bilinmezlik üzerine kurduğum her şey elimde patlamış. netlik kazanmadıkça bir şeyler, solmuşum ben. çiçek olmadığımı bildiğimden, susmuşum hep. yorulmuşum, sevdikçe. sessizce yok olmuşum.
2 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 341. gün.
affedermişim ben, kin tutmayı beceremediğimden. çok özlediğimden. ne yaparlarsa yapsınlar, çok sevdiğimden affedermişim hep. biliyormuşum, eskisi gibi olmazmış hiçbir şey. kötü anılar unutulmazmış hiç. araya ayrılığın girdiği aylar, yıllar, içine bir buz dağı gibi çöreklenirmiş hep. ama unutamazsak bile değiştirebilirmişiz işte. kötü anılara inat, yeni güzel anılar yaşanabilirmiş. ayrı kalınan o zamana karşı, birlikte olunan günleri çoğaltıp eritebilirmişiz buzdan dağları. istersek yeniden o güzel günleri yaşayabilirmişiz. inanmışım ben buna, güvenmişim çok sana.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 340. gün.
üzülmüşüm hep. kim bana karşı bir hata yapsa, üzülmüşüm. kime bir hata yapsam, üzülmüşüm. kim beni çok sevse, üzülmüşüm. kimi çok sevsem, üzülmüşüm. üzülmüşüm işte. üzülmek üzerine atmışım tüm adımlarımı. huzuru yakalamak isterken, mutluluğun ucundan tutayım derken, kendimi hep hüznün kollarında bulmuşum. huzur olarak seni görmüşüm ama meğer hüzünmüş asıl adın. güveni kollarında bulmuşum lâkin vedayı da kollarında etmişim. en büyük vedam olmuş iki dudağının arası.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 339. gün.
susmuşum ben. anlatacaklarımın anlanmayacağını bildiğimden susmuşum hep. sustukça daha da ağırlaşmış her şey. sustukça bir dağ oluşmuş içimde. kimi çok sevdiysem, ona çok susmuşum. çünkü onu dinlemek, onu anlamak istemişim. beni anlamasa da olur demişim, ben onu anlasam yeter. anlatmak isterken bile susmuşum ben. çünkü anlaşılmamaktan korkmuşum hep. yanlış yapmışım ben. doğru diye bellediğim şeyleri net gördüğümü sanıp, diğer gerçeklere öyle kör olmuşum ki doğru sandığımın yanlışın ta kendisi olduğunu fark edememişim.
1 note · View note
muztarip · 3 years
Text
sensiz 337. gün.
sana koşarak geri döneceğim günün sabahı adım atar atmaz vuruldum. seni tanıdığım ilk gün de böyleydi. sanki zihnimin içinde bitmek bilmeyen bir oyun vardı. sen tüm oyunları susturan, tüm yanlışları doğru yapan ve bana huzuru sepet sepet getirendin. canımın içi, beni neden böyle sevdin, neyim var benim. ben kötüyüm, iyi değilim. çok yorgunum, yerim yok omzundan başka yerde. 
3 notes · View notes
muztarip · 3 years
Text
sensiz 334. gün.
çekilecek bir kadın değilim. takıntılarım var. çok duygusalım, hemen her şeye dağılabiliyorum. çok düşünürüm. çok ağlarım. çok susarım, çok konuşurum bazen de. kendime kızarım genelde. sürekli arıza çıkarırım. kavgaların sebebi benimdir çoğu zaman. kendime düşmanım ben, kendime. benim gibi kadınlar ezilmeye mahkûmdur. benim gibi kadınlar bir sarılmalık cana muhtaç, bir gram sevgiye güvensizdir. bundandır şarkılarda kendimizi arayışımız, nakaratlarda ise kaybedişimiz. sevgi isteriz, bulunca ise korkarız. ilgi bekleriz, görünce ise kaçacak fare deliği ararız. güvensiziz, çok harcanmışız. harcana harcana kalmamış bir artımız, tüm eksileri benimseyerek kabullenmişiz. her kaybediş bir kabullenmeye gebeymiş ve biz kabullenerek uzaklaşmışız. şimdi sorsanız, “kimsin sen,” diye. hiç kimse bile diyemem kimseye. çünkü bilirim ki hiçsizliğin bile yüreklerde bir anlamı vardır. anlamsız biriyim ben. insanların kafalarında oluşan o boşluğum ben. çünkü hiçbir insan o boşluğu umursamaz. beyninin bir kenarına iterek unutulmaya mahkûm bırakılır o boşluk. sadece hatıralardan silinene kadar vardır. işte benim o. sadece bir kenarda sessizce durarak unutulmayı bekleyen o boşluğum ben.
1 note · View note