Tumgik
mrssivekar · 2 years
Text
"tabi siz ÖSYM tarafından size emanet edilen üniversitelere her bakımdan yetersiz gördüğünüz öğrencilerin istedikleri bölüme yerleşip üniversiteli olmalarına şiddetle karşısınız ama"
8 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
27K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Tumblr media
Sabahattin Ali hapis yatmamak için memleketini terk etmek zorunda bırakıldı ve başına sopa vurularak öldürüldü.Bir romanı yarım kaldı.
Tumblr media
Orhan Veli Yaprak Dergisi’nin son sayısını çıkarabilmek için ceketini sattı.Belediyenin kazdığı çukura düştü ve beyin kanamasından öldü.
Tumblr media
Nazım Hikmet vatan haini ilan edilip ülkeden kaçmak zorunda bırakıldı.Yazdıkları 40 dilde basıldı,kendi dilinde yasaktı.Vatan hasretiyle gözlerini yumdu.
Tumblr media
Ahmed Arif posta pulu için hamallık yaptı.Yazdığı şiir yüzünden dövüldü ve bir çöplükte ölüme terk edildi.
Tumblr media
Nilgün Marmara’nın eşi intiharından sonra “Nilgün'ün şiir yazdığını bile bilmezdim.Bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı." dedi.
10K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
85 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
bir süre sonra oturduğun yerde eriyip kendi içine doğru akıyorsun..ve dışarıda sadece nefes alan bir et yığını kalıyor..
335 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Reklam Ekonomisi
Tumblr media
  Karşılığı olmayan bir şeyi var olan en değerli şey haline nasıl getirebilirsin? Bunu düşünmeni istiyorum. Sistemi anlaman için, yaratılan bu gerçekliğin nasıl olduğunu anlaman şart. İnsanlığa nasıl bir garanti verirsin ki ellerindeki altını kâğıt parçasıyla değiştirebilsinler?
Tarihteki ilk bankacılık, hasatlarını korumak için yer arayan insanlara, hasatları koruyacak kadar gücü ve yeri olanların yardım etmesi ve bu yardım karşılığında da hasatlarının bir kısmını almalarıyla başlar. Zamanla her gelenden, sakladığı malın belirli bir yüzdesini alan depocu, biriken hasadın değersizleştiğini görünce, müşterilerinden depolama karşılığı, ürün yerine daha farklı şeyler talep etmeye başladı. Ama bu sadece bir başlangıçtı. Koruması altındaki hasadı, altınla ya da gümüşle değiştirmeye başlayınca işler büyüdü. Depocular, müşterilerin mallarını kullanıp daha da zenginleştiler. Mallarının kullanıldığını anlayan müşteriler ayaklanınca faiz çıktı ortaya. Bu sefer malını getirenler, malın kullanılması karşılığında depocudan altın ve gümüş almaya başladılar. İşte banka böyle doğdu. Ama burada bir sorun vardı, hala da var.
Bankalar koruyuculuğunu yaptıkları paranın tamamını koruyamazlar. Birinin para kazanması için birilerinin kaybetmesi şarttır. Paranın bir kısmı erir, el değiştirir. Kâra geçsen bile yeni yatırımlar yüzünden gelecek paraya daima ihtiyacın vardır. Ama herkes kazandığını bankaya yatırmaya devam ettiği sürece problem yoktur aslında.
  Ekonomimiz artık üretimden değil, reklam ekonomisinden para kazanır hale geldi. Hedef, malın yarattığı etki değil, hissettirdiği şeydir. Bugün piyasada bal diye satılan şeyin bal olduğunu mu sanıyorsun? Bal, aslında taş gibi donan, kaşıkla zorla alacağın sertlikte bir şeydir. Peki markette satılan ballar nasıl öyle akıcı sapsarı olabiliyor? Çünkü bal değiller. Hatta şeker bile değiller. Çoğu mısır nişastası. Reklam olmasa kim mısır nişastasını bal diye satabilirdi? Satılamazı satabildiğin bir sistem bu. Her şeyden para kazanabileceğin, fırsatlarla doldurulmuş bir sistem.
  Yüzde 80’i früktoz olduğu için tatlandırıcılığı şekerden bile güçlü olan bu kadar zararlı bir madde nasıl olur da hemen hemen tüm paketli gıdaların içinde olabilir. Früktoz vücutta kullanılmayan, depolanan bir şey. Kanda depolanıyor, yağa dönüştürülerek. Yani diyabet, koroner, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması, hipertansiyon ve kanser. Hepsi şu karlı reklam ekonomisinin ürünleri.
               Azra Kohen, Çi
24 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
22K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
75K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Aslında her şeyin sanrılardan ibaret oluşunun rezaleti
239 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Dün Beyrut limanını patlatan el ile, bugün Türkiye'de ekonomiyi patlatan el aynı.🥀
44 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Olum ben facebook tartışma platformlarından ve sayfaların altında ki yorumlardan daha 2 cümle kuramayıp, her şeyleri ezber ve copy paste olup, ömürlerin de hiç sahaftan bir kitap alıp gerçekten sevdiği için koklamamış,Chopin, Bach, vivaldi, Johnny Cash, John Lenon, Bon jovi, Whitney Houstan, Zülfü livaneli, Cem Karaca, barış manço, James Brown, Selda Bağcan, Ahmet Kaya, MFÖ, Teoman veya Günümüz de fazlasıyla şarkı yayınlayıp harika işler çıkaran ama pek ünlü olmamış Cem Adrian, Manuş Baba, Yüzyüzeyken konuşuruz, Adamlar, Zardanadam, Meriva, Yaşlı amca, Eda baba, Son feci bisiklet ve  büyük ev ablukada gibi grupların  kaliteli müziklerini hissederek dinlememiş,  düşünerek felsefe, sosyoloji, psikanaliz ve evrimle (Burada sadece darwin’in evrimsel biyolojisinden bahsetmiyorum toplumsal sosyal ilişkiler evriminden, insan zihninin ve zekasının evriminden, sanatın, bilimin ve doğanın evriminden de bahsediyorum) kitapları okumamış. (Hoş çoğunluğu kitap okumuyor ama okuyanlar da şiir ve abudik gubudik romanlar ve dini kitaplar okuyanlar.) Şeriatla  ve dinlerine göre yönetilen kendi ülkelerinden kaçıp avrupaya girmek için önce yalvarıp avrupada ki insanlar alınca da “Şeriatla ve dini usüllere uygun şekilde yönetilmek istiyoruz.” diye protestolar yapanlar gibi burada da Bir homoseksüel olan Alan turing ve nice birçok yabancı araştırmacı tarafından geliştirilip bugünlere getirilen ve David Karp gibi bir Amerikalının geliştirdiği tumblrdan Telefon, giysi, gözlük gibilere girmeyecem kalkıp burada bilmem ne şöyle dine göre olucak Bilmem “Elif Be Te Se Cim di Do Re Mi Fa Sol yaptılar ruhun gıdası dinimizdir” falan gibi yazılar yazıp bloğuna bakınca profil fotoğrafı kapalı biri ama RB’lediği postları görünce alla alla bu işte bir karışıklık var dedirten postları görünce şaşırmam mı desem kendini Seneca ve Platon sanıp siyasi saçma sapan şeyler yazanlar mı desem Atatürk’ü aşağılıyıp (Kemalist falan değilim ve o tarz şeylerle pek uğraşmam ama Türkiye için ne kadar önemli ve değerli olduğunu ve birçok fikir, düşüncelerinin harika olduğunun bilincindeyim.) Osmanlıyı yücelten Osmanlıyı geri getrelim diyen Asmak kesmek etmek diyen avanaklarımı desem. Ülkenin durumu harika ekonomi süper yol yaptılar (İstanbul’un bugünkü durumu diyorum başka birşey demiyorum) yol diyenleri mi desem bilemedim. Sinir bozucusunuz olum midemi bulandırıyorsunuz hepiniz. Bazı şeyler de aşırı üşengeç olan benim bile 2 hafta da sinirimi bozup böyle uzun bir yazı yazdırdınız ya abv sizin puştlar :’ı
69 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Ben Y jenerasyonundanım. Diğer adı ile millennials. Yani 1980 ve 2000 yılları arasında doğan jenerasyon ve bizden önceki jenerasyonların hakkımızdaki kötü ve yanlış yorumlarından sıkıldım.
Onlara göre Y jenerasyonu tembel, bencil, teknolojiye bağımlı, egoist ve hiçbir şey yapmadan milyoner olmak isteyen bir jenerasyon. Peki bu bizim suçumuz mu?
Biz yaratmadığımız bir durumun içine sürüklendik. Küçükken bize hep “Ne istersen olabilirsin ne yapmak istersen yapabilirsin” dendi ama sonra bunun o kadar da doğru olmadığını gördük. Çünkü asıl bir önceki jenerasyon yapmak istediklerini yaptılar zaten. Bize ise geriye kalan parasız stajlar, okul ihtiyaçlarını karşılamak için saati 8 liralık kısmi çalışmalar, berbat bir ekonomi ve küresel ısınma gibi şeyleri bıraktılar.
Bunları biz yaratmadık. Bize verildiler ve bizden bunları düzeltmemizi istiyorlar. Küresel ısınma bizim suçumuz değil ama bizim değiştirmemizi istiyorlar, tonlarca para yatırılan savaşları biz başlatmadık ama bizden bitirmemizi bekliyorlar. Elimizden gelenleri yapıyoruz, bozulan ekonomiyi düzeltme, küresel ısınmayı yok etme, ırkçılığı ortadan kaldırma, seksizmi ortadan kaldırma…
Ama hey, telefonumda çok vakit geçiriyorum değil mi! Peki neden geçiriyorum biliyor musunuz? En baştan başlayacağım.
Bir işe ihtiyacım var hayatımı devam ettirebilmem için. Bunun için bir diplomaya, diploma için bir üniversiteye gitmem gerekiyor ve okul masraflarımı karşılamak için part-time bir işte çalışmam gerekiyor. Neden mi? Çünkü batırdığınız ekonomide çift maaş giren bir ev bile zor geçiniyor artık. Üniversiteye girmek için bir sınav koyuluyor önüme, hem de BÜTÜN derslerden. İlgi alanım olmayan dersin sorusunu bile çözmem gerekiyor. Ama her neyse, ben ne yapıp ne edip diplomayı aldım. Ama o da ne, bir işe başvurmam için en az 3 yıllık deneyim istiyorlar? Bunu isteyen kim? Tek bir yabancı dil bile bilmeyen kişiler. Kimden istiyor, en az iki yabancı dil bilen benim jenerasyonumdan. Üniversite döneminde, bana hiçbir şey katmayan ve ayak işlerini yapıp zamanımı boşa harcadığım parasız stajlar da işe yaramıyor anlaşılan. Neyse ki geri kalan boş zamanımdan da fedakârlık edip başka işlere girmişim.
Bu arada telefonumda çok takılıyordum değil mi? Gündem artık kağıt üzerinden takip edilmiyor. Ama bunu “Nasıl email göndereceğim” diyen patronuma anlatmam için önce mail adresinin ne olduğundan bahsetmem gerekiyor sanırım. Telefonumda çok vakit geçiriyorum, çünkü benim gibi gününün 12 saatini okul, part-time iş, staj, sınavlar ile geçiren ve buna rağmen istediklerini elde edemeyen arkadaşımın son paylaştığı instagram fotoğrafının altına kalpli emoji koymam gerekiyor. Buna ihtiyacı var. Çünkü depresyonda, panik atağı ve ansiyetesi var. Peki bir soru daha size, bunun suçlu kim?
Irkçılıktan, kölelikten, sınıf ayrımında, cinsiyetçi ayrımdan şikayetçi olup düzeltmek için elimizden geleni yapıyoruz, bizden önceki jenerasyon ise “Y jenerasyonu çok şey isteyip, hiçbir şey yapmıyor.” diyor. Siyahileri köleleştiren sizlerdiniz, kadınları ikinci sınıf vatandaş statüsüne koyan sizlerdiniz, ekonomiyi batıran, savaşları başlatan yine sizlerdiniz…
Ama yine de bizim jenerasyon bir şeylerden fedakârlık etmesi gerekiyor hala değil mi ki bir üst jenerasyon kendini iyi hissetsin.
Bu arada parayı savaşa yatırmak yerine eğitime ve yeni iş alanlarına yatırsanız bu bizler için daha güzel olur. Batırdığınız ekonomide iş bulmak için birbirimizi öldürmemize de gerek kalmazdı en azından.
Ben Y jenerasyonundanım ve ben sizin betimlediğiniz o tanıma girmiyorum ve kendi kafanızda kurup bana verdiğiniz sıfat yüzünden de özür dilemiyorum.
80 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Ruh halimi ben anlatmadan anlayacak insanlara ihtiyacım var
26 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Photo
Tumblr media
Her otobüse bindiğimde yapmak istediğim
2K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
mağazada tek geçirdiğim ilk günümün bitmesine bi saat kaldı on numara esnaf oldum içimden sürekli gel ablam ne istedin abimm diyorum off perakende sektörüne bayıldım bu kız sınavı okulu bırakır kredi çeker dükkan açar artık
8 notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Video
Korkudan geberirken, “git” diyicen. Sürüncen, ağlıcan, halıları sökücen gene de “git diyicen.
7K notes · View notes
mrssivekar · 4 years
Text
Ne demek seni sevmiyorum sev o zaman
2K notes · View notes