O anlardan birindeyim yine. yaşıyor muyum acaba diye sorguluyorum. Zihnim durgun bir su gibi. Sakinim. Huzurluyum hissediyorum. Kulaklığımda cigarettes after sex var. Kucağımda kardeşim yatıyor. Vücudumda bir sabun kokusu hakim. Saçlarım hafif nemli. Uzun bir yolum var. Bol bol okuyorum. Düşünüyorum. Hayal kuruyorum yine ve yine. Mutlu olacağım günleri düşünüyorum. Bana iyi geliyor ama hayattan kopmamı sağlıyor. Mutlu olacağım diyorum yine. Ben mutlu olacağım. Ağlamam lazım hissediyorum. Birikmiş yağmur bulutları var zihnimde. Ama her şeye rağmen koşuyorum buraya. Okuyorum. Yazıyorum. Çünkü biliyorum. Bunlar bana iyi gelecek. İyi geliyor. Yalnızlığımı azaltıyor bir nebze de olsa. İyi olmamı sağlıyor.
"bak bu yara annemden,işte bu da babamdan, burdaki ilkokul öğretmenimden, haaa şu en derin olan mı onu ben açtım bilmeden. en çok da o acıtıyor canımı, en çok o kanıyor."
tabular vardır toplumda. korkarız. bir düşünceyi kendine bile itiraf edemez insan hani. toplum fark etmeden bütün insanların zihnine bir darağacı yerleştirir. bir insan hor görülmekten korktuğu için asar en masum hislerini. ve başka birinin bunu yapabildiğini gördüğünde hisseder içindeki sızıyı. bu acı hem kendisine zarar verir, hem onunda bir zamanlar aynı hisleri taşıdığı herkese. ve kişi kendi yapamadığı için suçluluk duymaya başlar. kendisine kabul ettirmeye çalışır. bunu yaparken zarar verir diğer insanlara, yanlış bir şey yapmış gibi davranır. o da hor görür. ve artık o kişi hem diğer insanlara hem yaşamın kendisine benzer artık.
-
taslakta buldum. buraya şarkı sözü dışında bir şeyler atmayalı uzun zaman oluyor.