bir çocuk demiş; kendinizi yükseltemediğiniz için beni alçaltmaya çalışan cümlelerinizden artık korkmuyorum. kurduğum hiçbir cümleyi sizin için yıkmayacağım.

Ben şimdi inatla kalkmıyorsam ayağa, daha kötü düşeceğimi bildiğimden. Sevgilim, yaz günü bana kış yaşatanların hepsinin ciğerini bilmeme rağmen, git diyemiyorsam kimseye, sevdiğimden değil, tekrar sevemeyeceğimi bildiğimden.

Uyuyunca geçmez arkadaşlar. Başkasını seviyormuş gibi yapınca da geçmez. Unuttum demekle de geçmez. Bir kere sevince geçmez, geçmez yani. Ha bir de kalbinde hâlâ birisi varken aklına da kimse girmez.

Nolur ya şu hissi ya da canımı alın, dayanamıyorum.

size bir sır vereyim mi? haftalar, aylar hatta yıllar da geçse bir zamanlar gelsin diye beklediğiniz insan gelecek, o mesajı atacak ama sevinmeyin; sizi değil sizdeki ilgiyi özleyecek. sizin gülüşünüzü değil onu gülümsetişinizi özleyecek. kendinize bunu yapmayın, onsuz yapamam demeyin. inanın bana o karanlık gecenin sabahında vazgeçeceksiniz.

bana senden kalan bir şeyler hâlâ var. bilmiyorum, yemin ederim ne olduğunu bilmiyorum. unutturmuyor, hâlâ seni sevdiriyor, özletiyor.

aşk bu değil be abi. bir kaç gün peşinden koşup karşılık vermeyince bırakmak değil. ya da daha güzeli/yakışıklısı teklif edince ona gitmek de değil. aşk dediğin uzun zaman alır, vazgeçmesi zordur abi aşkın. sevdiğin zaman o sana karşılık vermese bile yüz hatlarını ezbere bilmektir. adım atışını, giyim tarzını, sevdiği müzikleri, her bakışta daha çok bağlanmaktır. öyle sırf çıkmak için değil de sevdiğin için birlikte olmaktır. siz konuyu yanlış anlamışsınız.

üzerimde gece beş sıkıntısı dört nala koşuyor.

dönüp dolaşıp çarptığım bir duvar var.

göğsümdeki sızının sebebinin yokluğunun acısı olduğunu bilmeseydim, bıçak yarası derdim.

sigara içen birisi olsaydım da şu nefes darlığımın bi adı olsaydı.

göğsüme bıçak darbeleri yeseydim de şu yürek acısının bi adı olsaydı.

sırtıma hançerler yeseydim de geceler boyu uyuyamayışlarımın bi adı olsaydı.

Babam babasını özlediğinde; şu kapıdan girse bi koklasam, 10 dakika sohbet etsem ömrümün yarısını veririm derdi. İçimden ne kadar ömrün var ki zaten tabi ki verirsin dediğimi hatırlıyorum.

29 yıldır babam yok. Şimdi diyorum ki şu kapıdan girse keşke ve 10 dakika sonra beraber ölsek?...

Neler yaşadık seninle, bir gece bile yaşadıklarımız üzerine düşünürken, odadaki hava az geldiği için kalkıp pencereyi açmadın mı?

kokun benden başkasının üzerine de sinmiş.

gömleğime kokun sinmiş kaybolacak diye giyemiyorum

sırtını dönenin sırtını da çok seviyor olmak.