Tumgik
ilikesenruzgarr · 2 years
Text
İçe Hiç Sığmayan His
Nefes alamıyorum ama durduramıyorum kalbimi.
Sığınacak bir liman arıyorum ama bulanık gözlerim. 
Bağırmak istiyorum ama sessiz sözlerim, derdim geçmişe özlemim.
Göremiyorum, gidemiyorum, kalamıyorum veya belki de ne yapılmalı bilmiyorum.
İçimdeki gücü toplamaya çalışırken dağıtıyorum etrafı.
Kendimi yerden kaldırmaya çalışırken yerle bir oluyorum her defasında.
Altı üstü yaşamak olan dünyada alt üst oluyorum her duygumda, her duyduğuma.
Yoruldum. Hayatın bir tarafından tutmaya çalışırken acıyor artık ellerim. Sevdiklerimi bile yanımda tutamıyorum..
Sıkıştım. Hayatı yakalamaya çalışırken aklımı, anılarımı kaçırıyorum.
Tükendim. Hayatın peşinden koşarken yarınlara geç kalıyorum.
Bittim. Hayat bitmeden ben bittim, umudum bitti.
Geçti. Hayat sanki benden artık geçti, her şey için çok geçti. Yitip gitti yitirilenlerle birlikte.
Uzanıyorum yatağa, kapatıyorum gözlerimi. Yapabildiğim başka hiçbir şey yok gibi tüm gücüm buna yetiyor sanki. 
Dinliyorum kendimi.
Bastıramıyorum sessiz atan ama çığlıklar saçan kalbimin sesini.
Hiç içe sığmıyor ne hissi ne sesi.
Doluyorum, taşıyorum, ağlıyorum ve tekrar korkunç bir döngüde buluyorum kendimi. Tamamlayamıyorum tablomu bulamıyorum eksik parçamı.
Ben kayboluyorum her yeniden doğan güneşte.
Ben yok oluyorum her gecenin karanlığı çöktüğünde.
Ben bu hayata biraz uzak kalıyorum, hiç içe sığmıyor hissi.
Tumblr media
17 notes · View notes
ilikesenruzgarr · 2 years
Text
Düş İzi
Kendimi kocaman gökyüzünde, bembeyaz bulutların arasında sıkışmış bir kuş gibi hissediyorum. Nasıl olur da pamuk gibi bulutlar bu denli canımı acıtabilir, bilmiyorum. Nasıl katlanıyorum diye düşündükçe, gök gülmüyor yüzüme, öyle bir gürlüyor ki içime ağlıyorum. Kuşlar kadar yalnızım gökyüzü karardığında, etraf tenhalaştığında. Yine karardı bak gök, düşünüyorum. Düşündükçe içime dönüyorum. Burası dışarıdan da karanlık. Küçük bir kıvılcım bulsam içimi aydınlığa kavuşturacak ateşi yakabilirim biliyorum. Aralıyorum gözlerimi, korku dolu gözlerle kuş olduğumu unutup beni sıkıştıran bulutlar çekilirse yere çakılacakmışım gibi etrafı seyrediyorum. Canımı acıtandan canım daha fazla acır mı acaba diye kaçamıyorum. Acabalarla yaşayıp bilinmezliklerde süzülüyorum. Benim de kanatlarım var ama kırık. Belki de gidecek yerim yok. Ben de uçmayı seviyorum ama rüzgarın savurduğu yere değil. Belki de bir  yere ait hissetmiyorum. Ben de güneşin doğuşunu cıvıl cıvıl seslerle kutlamak istiyorum ama sesimi duyuramıyorum. Belki de kulağı bende olan yok. Ben de sıcakkanlıyım ama buz tutmuş kalplere. Belki de iklimimin uymadığı kalplere ısınmaya çalışıyorum. Kuşlardan emsal veriyorum ama kendilerine yuva yaparlarken ben daha hissettiğim duyguların arkasında durup onları kendimde barındıramıyorum. Öyle bir döngü ki sarıp sarmalıyor her tarafımı. Sarılmaya bu kadar muhtaçken yeni hatalarıma sarılıyorum, fark edemiyorum. Düşlerini yanına alıp uçan kuşların peşinden uçup gitti düşlerim. Bense uçuşunu izledim, gidemedim. Ama giderken izlerini bıraktılar gökyüzünde, silinmedi daha. Belki de gök ondan gürleyip korkutuyor beni arada. Yağmur yağdırmıyor bulutlarından. Aslında onlar da istemiyor düşlerimin izlerinin silinmesini. Yine her şeyi yanlış anladığımı fark ediyorum. Bulutlar öyle sıkıyordu ki beni geriye uçacağımı, kaçacağımı bildiklerinden. Ardımda kırgınlık bırakmazsam kolay kolay kırılmam biliyorum. 
Kocaman sarılmalı bulutlara
Kocaman gülmeli gökyüzüne
Onları unutmayacağıma söz vererek gitmeli düşlerin peşinden
Yaprakları koparılmış papatyanın, papatya olmaktan vazgeçmediği gibi...
Tumblr media
8 notes · View notes