Selam

Hellllooo

Bütün acıları siktir edin. Ölümle yüzleştiğiniz zaman hayatın da acının da mutluluğun da hiç bir anlamı kalmıyor. Hele en sevdiğiniz kişiyi bi anda toprağa verdiyseniz.

Yaşıyorsun ama boş. Nefes alıyorsun evet ama tadı yok o neşeyle hazırlanan kahvaltılar yemekler o keyif kahveleri…

Yine yapılır hepsi evet ama tadı yok işte sadece hayat bunu gerektirdiği için yapıyorsun.

Koşsam şimdi sana sımsıkı sarılsam o güzel mis kokulu saçlarını sevsem hiç ayrılmasam dizinin dibinden.

Acınla,özleminle,yokluğunla,sana olan sevgimle başa çıkmakta çok zorlanıyorum güzel kadınım. Biliyorum gökyüzünden beni izliyorsun her an yanımdasın o güzeller güzeli elin hep omzumda. Sana verdiğim sözler için yaşamaya çalışacağım.

Bilsem ki şuan kendimi geberttiğim de sana kavuşacağım inan bir saniye düşünmem. Bunu yapamıyorum ama inan her gece ölmek için,sana kavuşabilmek için yalvarıyorum Allah’a. Sensiz hiç bir şeyin önemi yokmuş sen gidince anladım. Sende benim için dua et olur mu tez vakitte kavuşalım…

Seni çok seven sana çok aşık olan küçük kızın…

Ölüm hiç bu kadar anlamlı gelmemişti...

Ölmek istiyorum artık acısız intihar kulağa hiç fena gelmiyor. Yoruldum uzun bir uykuya ihtiyacım var beni boğan şeyler var hayatım da ne kadar yoluna koyucam desem de asla yoluna koyamadığım şeyler var. Beni anlayan tek bir insan olmayışı da yoruyor, neden diyorum ya neden sonra aptal olduğumdan dolayı sanırım diyip susuyorum. Saçma bi ailevi durumum var mesela babamı çok sevip çok nefret etmem gibi anne demeyi özleyipte anne demenin nasıl bi duygu olduğunu bilmeyişim gibi. Gözümden sakındığım bir kadın var tapıyorum ona belki de hala bir şeyleri çabalamamda ki tek neden o. Bu yaşta ne intihar düşüncesi yahu ne yaşadın diyenler lütfen defolun hayatımdan. Bi adam var yirmili yaşlarımı en güzel şekilde geçirmemi sağlayacağı yerde beni her defasından kırıp döken bir adam her defasın da kandırıp her defasın da güven kıran bi adam. Kaç kere aldatıldığımı bilmeden devam ettiğim bir adam var gözümden sakınırım hala onu ayağı taşa değse dünyayı yerinden oynatacak kadar. Eee aptal mısın kızım sen adam aldattı diyorsun yirmi yaşlarımı kırarak ağlatarap geçirtti diyorsun ? Seviyorum ben onu seviyorum ! Yada alışkanlık yada seviyorum bilmiyorum bir şey var onda beni ona bağlayan, beni ona çeken bir şey var. Yapma! Bu kadar kör olamazsın. İstiyorum ben onu her zerresine kadar. Aşık değilim ona aşık olmak çok farklı, bir kere aşık oldum ben sadece onun üstüne de olamam ama seviyorum onu yada alışkanlık bilmiyorum. Ama dedim ya uzun uykuya ihtiyacım var toplamaya çalıştığım her neyse o varken yapamıyorum o yokken de yapamıyorum ama ölmek yerin de kurduğum o güzel hayaller aklıma gelince duraksıyorum bekli de ben kuruntu yapıyorum dediğim her olay da haklı çıktığımdan beri artık kendim de suç bulmuyorum iki yolu var aslında ya saydığım herkesi siktir edip antidepresan ve alkolle intihar ya da onlarla konuşup hayatımı yola sokucam. İki yolu var iki yolu var da artık benim zamanım yok.

Bir adam ne kadar sevilebilirse o kadar sevmiştim ben seni...

Bir adam daha ne kadar sevilir be senin için deli oldum ben. Yaptığın her haltı affettim ben sırf seni kaybetmemek için peki ya sen söylesene sen ne yaptın? ya ben yüzünü göremediğim her an özledim seni daha nasıl sevilir bir adam ne kadar sevilir söylesene...

Sırf bir kaç dakika daha sesini duyabilmek için bin tane bahane üretiyordum ben. Bir insan bir insanı ne kadar sevebilirse yemin ederim o kadar sevdim ben seni. Yüzüme karşı 'senden nefret ediyorum ebrar sesini bile duymak istemiyorum artık' derken bile ben seni sevmekten vazgeçmedim. Şimdi söylesene acizlik mi bu yoksa sevginin en saf halimi...

Anne baba sevgisi görmemiş biri olarak sevmiştim aslında ben seni insanların başkalarına gösterdiği sevgiyi izleyerek sevmek buymuş demek ki diyerek sevdim...

Hala içimde o küçük kız sevilmeyi bekliyor neden beni sevmediniz diye ağlayarak hem de. Peki ya sen adam sen nasıl olur da sevmekten bir haber olursun bu kadar. Sevmek iyileştirir sevgilim bir kez olsun dener misin benim için...

Sana aşkı da sevgiyi de öğretebileceğime o kadar inanmıştım ki beni defalarca aldatmana rağmen kırıp dökmene rağmen vazgeçmedim senden. Doğru olan bu değildir belki ama ben hala sevginin her şeyi iyileştirebileceğine inanıyorum ve lütfen bu inancım bitmeden sende artık bir şeyler yap...

Sevgi her şeyin ilacıdır sevgilim yeter ki sevmeyi bil...

Seni seviyorum...

Merhaba!

Tanışalım: Ben histrionik birisi. 🤗😒

1989 doğumlu, kendini yeni keşfe çıkmış, herhangi birine herhangi bir faydası dokunmayan işsiz bir mühendis, hayırsız bir evlat, kardeşin abilik yaptığı bir abla, sorunlu bir sevgiliyim.

Şu sıralar 24 saatin 36'sını yatakta bağdaş kurup uzanarak geçiriyor, geçmişte ne oldu, ne bitti yeniden düşünüyorum.

Aslında yolculuğum benim de herkes gibi bir psikolog koltuğunda başladı kendimle. Çok uzun zamandır farkındaydım bende bir şeyler bozuk, bende bir şeyler olması gerektiği değil. Bir çocuk gibi yaşıyor, bir çocuk gibi tepkiler veriyor, sorumluluk alma becerilerimi artık kullanmakta zorluk çekiyor ve ataletimi bir türlü yenemiyordum.

+ Ha, değiştin mi şimdi?

- Yok 🥸

Ama artık farkındayım! Çünkü bilirsiniz ki farkındaysanız farklılaşmanın farkını fark edersiniz. 🤯 Bilirsiniz ki farkında olmak, uyanık kalmak demektir.

Bu zamana kadar yetişme ve yetiştirilme dönemlerimde elimde olmayan sebeplerle bazı bilgiler yanlış kodlanmış mesela, bazı bilgiler hiç yok.. Mesela birinden yardım isteyemiyorum; acizlik, zayıfl��k gibi geliyor. Hep bir mükemmeliyetçilik savaşı.. Bunların hepsine teker teker geleceğim zamanla; ama özetle narsist bir anne, şiddete meyilli bir baba insana büyük zararlar veriyor, kendi gelişimini tamamlayamadan aile olabilmek mümkünmüş gibi.. Şelalenin dibindeki taş olup yıllarca aşınıyorsunuz, durmadan hem de, üzerinizde tonlarca yük, baskı, kaygı, yine baskı, stres, baskı demiş miydim? 🤔

Sonra bir gün;

-Benim bu şelalenin altında ne işim var?

diye soruyorsunuz kendinize. Geriye dönüp düşünmek istiyorsunuz, aklınızda geçmişe dair tüm travmalarınıza ait net bir bilgi yok; çünkü kendini koruma mekanizması devreye giren beyin ne var ne yoksa silmiş. Evet, orada bir anı var; ama detaylar?

Detaylar yok..

Ben şanslıydım; çünkü 7. sınıftan beri belirli aralıklarla tuttuğum günlüklerim hala duruyor. Kim olduğumu görebildiysem, farkedebildiysem artık ne oluyor ne bitiyor, onlar sayesindedir.

Derler ki zamanla enerjisi tükenen histrionik, biraz daha normal bir hayat sürebilirmiş.. Peh😒

Görüyor ve arttırıyorum: Şu depresyon, kabulleniş ve gerçek hayata uyum sürecini atlatabilenler için geçerli bu. Bu bir süreç, bu yol uzun, hayat boyu muhtemelen, yorucu da bu yol.

Ben vazgeçmemeye hazırım, peki sen?

Yanımda mısın?

Sen kimsin bana anlatsana?

‘gece her şeyin iki katıdır’ demişti birisi. insan üzerine çöken ağırlıkla baş başa kalınca anlıyor.

Herkes bir telaşede

Hayatta tek sığındığım şey yazmakken bundan bile beni uzaklaştıran her şeye kızgınım en çokta kendime..

Hiç mi bencil olmaz bir insan hiç mi kendini düşünmez biraz olsun durak durak bilmez misin sen kimse seni düşünmese de sen kendini düşünmek zorundasın çünkü başka çaren yok çünkü seni senden daha iyi anlayacak biri de yok. 

Anladım ki şu hayatta ne yapıyorsan kendine yapıyorsun evet canın yanıyor kafanı toplaman gerekiyor ama bunu yaparken kendine daha çok acı çektirmene gerek yok yazmaya çalışırken bile kafanın içindeki seslerle savaşmana da burada özgürsün işte aklından kalbinden ne geçiyorsa yaz ve kurtul rahatlat biraz kendini en azından bunu hak ediyorsun bu hayat telaşesinde..

Bazı anlar var ya hani hıçkıra hıçkıra ağlayıp ulan neden be diye bağırmak istediğin o anlardaki çaresizliğini düşün ve buna sebep olanları. İşte buna sebep olan her kim varsa onları affetme bu kişi annen olsa dahil affettiğin an kendine bir kötülük daha yapmış olacaksın affettiğin an kendini yeni sorunlar ve acılara mahkum etmiş olacaksın inan bana buda kendine yapacağın en büyük haksızlıklardan biri olacak ve artık birilerinin gidişini gidebileceğini kabul etmek gerek şu hayatta annen ve baban gittiyse eğer hemde bencillikleri uğruna herkes gidebilir demektir....

Bir şey sorabilirmiyim

tabi

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

Bir yanım küçük çocuklar gibi çığlıklar atmak isterken bir yanım ise ilk doğduğum zaman ki gibi hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyor..

Canım annemle babam her sene bana unutamayacağım bir doğum günü hediyesi veriyorsunuz gidişinizle. Hiç bir doğum günüm de deliler gibi mutlu olup sevinemediğim kalbimin acı çekmesini sağladığınız ve öleceğim doğum günüme kadar sürüp gidecek bu hediye için çok teşekkür ederim size. Keşke ne siz ne ben olsaymışım. Keşke bugün hiç olmasaymış..

Ben hiç bir doğum günümü istediğim gibi kutlayamadım hiç bir doğum günüm de sevinç çığlıkları atamadım gözlerim hep nemli hep o mutlu aileyle kutlanan doğum günlerini aradı. Ama işte Allah bir yerden yüzünüze güler derler ya şükür ki dostlarımdan hep dünyanın en önemli insanıymışım gibi ilgi gördüm her doğum günlerimde iyi ki doğmuşum gibi hissettirdiler bana ailemin aksine hep mutlu olmam için çabaladılar. Ama gel gör ki içimde susturamadığım ağlayan küçük bir kız var öyle pahalı hediyelerde gözüm yok içten bir gülüş bir sarılış yeter bana eksiksin ya hani onu tamamlamak içindir bu istediğim..

Bugün benim doğum günüm bugün 22 oldum ben 5 yaşından beri sizsiz kutladığım ve her kutlayışımdan ulan madem gidecektiniz madem paramparça bir çocukluk bıracaktınız neden beni yaptınız dediğim bir yıl daha..

Artık bazı şeyleri en derine gömmeye başlamak lazım azizim bazı kişileri bazı anıları geride bırakıp yola devam etmek lazım. Geçmişte olan hatalara yaşanan acılara takılarak bir yere varılamayacağına bir kez daha anlamak lazım. Bu yaşımda ölümü dilemeyeceğim bu yaşımda benim için gelen mucizeleri bekleyeceğim.. Kendime verdiğim en büyük hediye yazılarımdır. 

Hoşgeldin 22. yaşım yaşadığım her kötü anıyı göz yaşlarımı ve acılarımı seninle silmeye başlayacağım ee bir yerden başlamak lazım.. Artık kendimden nefret etmiyorum artık kendimi seviyorum çünkü bir şeylere başlamak için kendinle barışmak lazım azizim kendi sevmek lazım ve ben buna geç kalmış olsam da yapmak istiyorum..

Kendime verdiğim en büyük hediyemle bu yazımla başlamak istiyorum

NE OLURSA OLSUN İYİ Kİ DOĞDUN VE HER YAŞIN SANA MUCİZELER GEİTRSİN GEÇMİŞİN DE CANIN ÇOK YANSADA SEN GELECEĞİNLE KENDİNE MERHEM OLABİLİRSİN ÇÜNKÜ SANA SADECE SEN YARARSIN..

Nefret Ve Şüphe Kardeşliği

Nasıl olur da nefretim bütün duygularımın önüne geçer anlamıyorum anlam veremiyorum.. ya da pardon şüpheyi bundan ayrı tutmak lazım. Benim nezdimde nefret ve şüphe kardeş çünkü şüphe öyle güçlü bir duygu ki tıpkı nefret gibi..

Birini çok severken çok nefret edebilirsin şayet sana kırık dökük bi geçmiş yaşatıp çok mutlu bir gelecek yalanıyla yeniden kandırmışsa ee buna bide güven sorununu ekleyelim. güven sorununu bir kere yaşamışsan şüphe duygusunu göze almışsın demektir. Yani azizim nefretin de sevginin de ve tabi ki şüphenin de birbirine bağlılığı yaşadığın o saçma sapan ilişki geçmişinden geliyor. Nasıl aşkta sevgi elzemse bitirilip yeniden başlanan bir ilişki de nefretle şüphede elzem oluyor dediğim gibi hele kırık dökük bir ilişkiyse..

Ama çok seviyorum ona yeniden inanmaya başladım demek yetmiyor işte. Çünkü ona inanmıyorsun çok klişe olacak biliyorum ama sen sadece kendini kandırıyorsun paramparça olmuş bardağı yapıştırıp azar azar su damlatmasına rağmen içmeye devam ettiği gibi.

Olsun çok seviyorum derken hiç düşündün mü gerçekten seviyor muyum yoksa alışkanlığım olduğu için mi bir şeyleri üsteliyorum diye? Tıpkı o paramparça olmuş bardağı yapıştırıp su damlattığını bildiğin halde içmeye devam etmek istemen gibi.. Bence beynimiz bize büyük bir oyun oynuyor ve sevgiyle alışkanlık arasında sıkışıp kalıyoruz sırf bu yüzden ne bir adım ileri nede bir adım geri atabiliyoruz. Belki seviyorum belki alışkanlığım derken şüphe yiyip bitirme başlıyor bize ve bunun farkında olmak daha acı..

Ben şunu anladım bir adam bir kere aldatıyorsa bunun sonu olmayacak yine yeniden aldatacak seni ve sen bir yakalayacaksın iki yakalayacaksın sonra nasıl bardaktan sızan damlaları görmezden gelmeye çalıştıysan aynısını ilişkinde yapacaksın ama farkında olmadığın şey o sızan damlalar sonucu suyun yarısı boşa gitmiş olacak ilişkinde ise seni yiyip bitiren o şüphe, işte o şüphede senin hayatının boşa gitmesine neden olacak. Günümüz teknoloji günü sonuçta iki o siteye gir iki bu siteye al sana huzursuzluk bunu takip etmiş buna fav atmış bunla mentionlaşmış derken farkında olmadan kendini kaptırmış kafan da sanki eksik parçaları tamamlamış gibi hissedeceksin hele bide altıncı hissin kuvvetliyse tamamdır o iş kesin aldatılıyorsun diye bir kanıya varmış olmak  yanlış olur.Geçmişte yaşadığın şeylerin aynısı olacak diye bi kural yok lakin sen ister istemez şartlamışsındır kendini buna engel olmak çok zor biliyorum..

Bazen sevgi yetmez dediklerin de düşünürdüm nasıl ya derdim geç oldu biraz belki ama anladım nefretim ve şüphem sevgimin önüne geçiyor ondandır bu yazı yazmam ondandır sabahlara kadar düşünmem.. Belki isteyerek belki de istemeyerek bir savaşa sokuyoruz kendimizi ama şunu da anladım ben bu kadar senemi verdim demek çok yanlış bir cümle çünkü sen o kadar seneni göz yaşı kalp kırıklığına verdiysen bunun sonucunda evliliği ödül olarak görmek kendine yapabileceğin en büyük haksızlık olacak unutma.

Herkes sussa, sadece ben konuşsam yine duymazsın sen beni.

sevmek ve ya sevmemek

Birini sevmek ne demek ? her an onu düşünmek mi birini sevmek ne bileyim o çok seviyor diye defalarca onun dinlediği şarkıyı dinlemek mi veyahut kendin olmaktan çıkıp onun istediği kişi olmak mı sevmek.. Günümüzde aşkı da sevgiyi de bitiren insanlar yüzünde mi sorar olduk bu soruları. Onu gerçekten seviyor musun ona gerçekten aşık mısın ya da onun için nelerden vazgeçersin..

Bence birini sevmek değişmek değil de olduğu gibi kabul etmektir lakin her ilişkide fedakarlık olmalıdır törpülenmesi gereken davranışlar yapılmaması gereken yanlışlar...

Her ilişkinin zirvesi olduğu gibi dibi de vardır ve eğer o dibi bir kere gördüysen ne olursa olsa iflah olmazsın çünkü seni o zirveye çıkaran adamla en dibi iten adam aynı kişidir. bunun kalp kırıklığını, hayal kırıklığını en önemlisi hissettirdiği acıyı unutamazsın ve olgunlaşmaya başlarsın artık. Birinin gidişinle daha az canın yanmaya başlar umursamaz olursun güveninin de kırılması da cabasıdır zaten. Hani bir tarafın deli gibi umut ederken bir tarafın çoktan vazgeçmiş olur ve işte o an sen, kalbinle mantığının arasında sıkışıp kalırken. Hafızan tek tek sana hatırlatmaya başlar seni nasıl aldattığını nasıl göz yaşı döktürdüğünü nasıl yalvar yakar dua ettiğini en yakın arkadaşının acını dindirsin diye gözlerine nasıl yalvararak baktığını ve bunun gibi bir çok şey..

Eğer güçlüysen mantığını seçer bütün ipleri kopartırsın ama eğer güçsüzsen  kalbine yenik düşersin ve o sana her şeyi kopartmanı söyleyen mantığın onu aklamak için yalan dolan da olsa düşünceler sunmaya başlar sana e kalbin de bunu istiyor zaten yaptığı her kötülüğü bastırmaya çalışmayıp yaptığı iyilikleri göz önüne alırsın aptalsın çünkü kendini kandırmakla sevmeyi, mutlu olmayı eş değer tutan bir aptal..

Aşk bu değil azizim sevmek hiç değil birinin yanlışlarını göz arda edip doğrularını göz önünde tutmak değil çünkü o seni çok kırdı çok üzdü çok ağlattı eğer sevseydi seni eğer aşık olsaydı sana gözünden akan tek damla yaş kalbini yakardı şayet yakmıyorsa sen ne kadar uğraşırsan uğraş o aşk sandığın seviyorum sandığın ilişkiden fayda gelmez sana..

Spor yap spor

Ne alaka yav