Hamtramck: Amerika’nın İlk Müslüman Çoğunluklu Şehir Konseyi

İslam, tarih boyunca tüm kıtalara, keşfedilmemiş okyanuslara ve devasa ormanlara ışığını taşımayı başarmıştır. En doğusundan en batısına kadar insanlık, İslam’la tanışmakla müşerref olmuştur. Günümüzde Amerika da dahil olmak üzere İslam’a en uzak toplumlarda bile Müslümanların sesi yükselmektedir. Mecburi sebeplerden bile olsa İslam kendisinden habersiz hanelere, eyaletlere ulaşmaya devam etmektedir. Bilhassa güzelliğini ifade etme imkânı bulmaktadır. ABD’nin Hamtramck bölgesi bunun bir örneğidir. Hamtramck’teki şehir konseyi Müslüman çoğunluktan oluşuyor.

Uçmak; özgürlük ve huzuru çağrıştırır. Müslüman bir hanımın özgürlüğü ise onun tesettürüdür. Günümüzde zorluklarla karşılaşsalar da Allah’tan başka hiçbir güç Müslümanlara ne havada ne karada sınır koyamaz. Her koşulda her türlü mecrada Müslüman isimlerin parladığına şahit olmaktayız. Bu kez davamız Jamaika’nın gökyüzüne kadar uzanıyor. Sınırları aşarak gerek tesettürü gerek Müslümanlığıyla mücadelesini zirveye taşıyarak Jamaika’nın ilk Müslüman kadın pilotu olan Hassanah Al-Saba’ya götürüyor bizi.

Eğer Amerikalı Müslüman denildiğinde gözünüzün önüne sadece Latin veya Afrika kökenli bir Amerikalı imajı geliyorsa, Müslüman toplumun zengin çeşitliliği hakkında önemli bir gerçeği gözden kaçırıyorsunuz demektir. Bu haberimizde sizlere Müslüman çeşitliliğini ortaya koymayı hedefleyen Ramin Samandari ve onun “İslam’ın Yüzleri” projesinden bahsedeceğiz.

Ramin Samandari, insanların sahip olduğu standart Müslüman profili fikrine meydan okumak için İslam’ın gizemini çözmeyi ve çeşitliliğini sergilemeyi amaçlayan iddialı projesinin bir parçası olarak bir dizi Müslümanla röportaj yapmak ve fotoğraflarını çekmek için yıllardır Teksas’ta seyahat ediyor. Öyle ki Teksas’taki Müslümanların çeşitliliğini vurgulayan 50 portre içeren “İslam’ın Yüzleri”, Eylül ayında San Antonio’daki Dock Uzay Galerisi’nde sergilenmeye başlandı.

---

Huzur, çağımızda giderek kaybettiğimiz, yerini anlık mutluluklara bırakan bir kavram halini almaktadır. Oysa ne çok ihtiyacımız vardır tatmin olmuş bir yürekle uyumaya ve güzel, huzurlu bir güne uyanmaya. Peki neden kaybettik huzurumuzu ve nasıl yeniden tesis edebiliriz? Bugün biraz bundan bahsetmek istiyoruz. Öncelikle bir sorunu çözmek için onun temeline inmek gerekir. Biz de bu yüzden toplumun en küçük ama en temel parçası olan aileyle başlamak istiyoruz. Aileyi, var olduğumuz ilk andan itibaren yanımızda olan insanlar ve sonrasında bizim seçerek hayatımıza dahil ettiğimiz insanlar olarak tanımlayabiliriz. Biz bugün seçerek hayatımıza dahil ettiğimiz, eşimizle kurduğumuz aile üzerinden bu soruya cevap aramak istiyoruz. Günümüzde korkutucu rakamlara ulaşmış olan boşanma sayıları, kurulan yuvalarda huzurun eksik olduğunun en büyük kanıtıdır. Oysa bu insanların hiçbiri bunu hayal ederek evlenmemişlerdir. Herkes huzurlu bir yuvanın hayalini kurarak evlenir. Ancak yaşadıklarımız bazen hayal ettiğimiz kadar güzel olmaz.

Hacılar Artık Her Sorularına Cevap Bulacak

Hac, dünyanın dört bir yanından gelen on binlerce Müslümanı bir araya getiren ibadet. Farklı kültürden farklı dilden Müslüman Mekke’ye akın etmekte. Müslümanlar bu kutsal görevlerini yerine getirirken elbette birlik ve beraberlik duygularıyla harmanlanıyor. Yeri geliyor yardımlaşma içinde bulunuyorlar. Fakat en ulvi duyguların paylaşıldığı böyle bir ortamda bu kadar farklı dilden insanın iletişimde bulunması, neyi nasıl yapacaklarını sorabilecekleri kolaylık sağlayacak bir yol göstericiye ihtiyaçları bulunmakta. İşte tam bu noktada farklı dilden olan tüm Müslümanların sorunlarına çözüm olması için yol gösterici bir robot devreye giriyor.

Uzaylı diye bir şey var mıdır, diğer gezegenlerde de bizim gibi veya bizden farklı canlılar yaşıyor mu, Kur’an uzaylılardan bahseder mi? Bu sorular hiç de yabancı gelmiyor dediğinizi duyar gibiyim. Şimdiye kadar çeşitli sitelerde “Gökyüzünde bir UFO görüldü.” ,”Uzaylılar dünyaya gelmiş olabilir mi?” gibi başlıklarından oluşan birçok yazı görmüş veya okumuşsunuzdur.

Alışılmışın dışında mimari özelliklere ve fiziksel yapıya sahip olan caminin ana malzemesini çamur, ahşap ağaç dalları ve sazlar oluşturur. Biri doğu cephesinde olup kıble yönünü oluşturan mihrap için, diğeri ise caminin kuzeydoğusunda bulunan minare için yapılmış piramit şeklinde iki yüksek kulesi bulunmaktadır. Savanna Çölü’nün sıcağına rağmen kullanılan malzemelerden dolayı içi serin olan caminin bakımını da Larabanga halkı yapmaktadır. Her yıl yağışlı mevsimlerden sonra Larabanga’nın yerel sakinleri bir araya gelerek caminin dışındaki çamuru yenileyip yeniden beyaza boyayarak onu yaza hazır hale getirmektedirler.

İslamiyet ve Müslümanlar

İslam, dünya çapında 1,5 milyardan fazla insan tarafından uygulanan tek tanrılı bir dindir. 'İslam' kelimesi 'Allah'ın iradesine teslim' anlamına gelir. İslam'ın ana ilkesi, yalnızca bir Tanrı olduğu ve Muhammed'in onun peygamberi olduğu inancıdır.

Beş vakit namaz, Müslümanların Allah'a bağlanmalarının ve o gün aldıkları nimetler için O'na şükretmelerinin ritüel yoludur. Beş vakit namaz, tüm Müslüman müminlerin yerine getirmesi zorunludur.

Beş vakit namazın amaçlarından biri, her bir Müslümanı küresel topluluğa bağlamaktır. Beş vakit namaz da tüm Müslümanların Hac'a seyahat edebilmeleri için zorunludur.

Tüm Müslümanları küresel topluma bağlamak için onları beş vakit namaza bağlamak gerekir. İslam dini bir barış dinidir. İslam, takipçilerine gayrimüslimler de dahil olmak üzere herkese şefkatli olmayı öğretir. Kuran, 'Dinde zorlama yoktur' der. (Kur'an 2: 256). İslam'ın kurallarına ve kanunlarına uyan bir Müslümana 'Müslüman' denir. Barışçıl ve saygılı oldukları sürece farklı inanç ve kültürlerden başkalarıyla ibadet etmekten mutluluk duyarlar. Kuran'da bildirildiği gibi, 'Rabbinin yoluna davet et. Merhaba! Allah [O'ndan korkanları" sever. (Kur'an 7:32).

İslam, beş vakit namazı gerektiren tek dindir. Kuran, Müslümanlara farz namaz için şafakta kalkmalarını öğretir. 'Şabat gününü gözlemleyin; çünkü o gün lütfun, iğrenç olduğun günlerdekinden çok daha büyük bulacaksın.' (Kur'an 2:223). Müslümanlar tembel olamazlar ve beş vakit namazı terk ederek kurtulabileceklerine inanırlar. Bir Müslüman, beş vakit namazı es geçerse, günah işlemiş olur ve hatta Allah'ın cezasıyla karşı karşıya kalabilir.

Bütün Müslümanların Hac'a gidebilmeleri için beş vakit namaz farzdır. Bu nedenle tüm Müslümanların hacca gidebilmek için beş vakit namaza bağlanması gerekir. Kuran'da, 'Kim dininden saparsa, Allah'ın rahmeti olmadan ölür.' der. (Kur'an 2:104). Tüm Müslümanların, hac ibadetini yerine getirebilmek için beş vakit namaza bağlanmaları çok önemlidir. Günlük namazlarını kaçırırlarsa, Hac için beş vakit namazı vaktinde kılamayacaklardır. Beş vakit namaz, tüm Müslümanların Hacca gidebilmeleri için zorunludur.

Birçok insan, beş vakit namazın İslam'ın gerektirdiğine ve bunları gerektiren tek dinin olduğuna inanır. Bazı insanlar beş vakit namazın sadece hacca gitmek isteyen Müslümanlar için gerekli olduğunu düşünüyor. Bu doğru olmakla birlikte, tüm Müslümanlar için beş vakit namaz da gereklidir. Bir Müslüman hacca gitmiyorsa, yine de beş vakit namazını kılması zorunludur. Pek çok insan, beş vakit namazın önemini ve onları cemaatlerine nasıl bağladığını anlamıyor.

Bazıları, beş vakit namazın İslam'ın gerektirdiğine, onları birbirine bağlayan tek dinin olduğuna inanıyor. Bazı insanlar bu ritüel duayı, topluluklarındaki diğer kişilerle bağlantı kurmanın bir yolu olarak görür. Beş vakit namaz kılmanın onları cemaate bağladığına ve dinlerine bağlılıklarını gösterdiğine inanırlar.

İslam bir barış dini olmakla birlikte, beş vakit namazın kılınmasını gerektiren tek dindir. Beş vakit namaz da tüm Müslümanların Hacca gidebilmeleri için zorunludur. Tüm Müslümanların hacca ulaşabilmeleri için günlük ibadetlerine bağlanmaları çok önemlidir. Bazı insanların günlük dualarına bağlanmadıklarını ve hayatlarındaki önemli olayları nasıl kaçırdıklarını görmek hayal kırıklığı yaratıyor. Bunlar, tüm Müslümanların günlük dualarına bağlanmalarının önemli olmasının nedenlerinden sadece birkaçı.

Daha Fazlası: https://www.bidunyahaber.org

Müminlerin annelerinden Hz. Meymune rivayet ediyor:

“Yâ Rasûlallah! Beyt-i Makdis’e gidip gitmeme hakkında bize ne buyurursunuz?” dedim.

Allah Rasûlü: “Orası haşr ve dirilişin gerçekleşeceği yerdir. Gidin ve orada namaz kılın! Çünkü orada kılınan bir vakit namaz, başka yerde kılınan bin vakit namaz gibidir” buyurdu.

Ben: “Peki oraya gidecek imkan bulamazsam ne dersiniz?” dedim.

Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Devamı bağlantıda...