Tumgik
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Ya Rabbi ! Bu hasta ve gaddar asrın bela ve vebasından ve zulüm ve zulmetinden ve ahirzamanın cazibedar fitnesinden bizleri muhafaza eyle...
Allah'ım! Dünümüzü âhiret hesabına kabul eyle, günümüzü âhirete çevir, yarınımızı âhiret fırsatı eyle! Fânimizi bâki, bâkimizi saadet eyle!
Allah'ım! Bize gıybetten uzak sadık bir dil, günahtan uzak salih bir kalp, fitneden uzak sakin bir hayat ve huzurlu bir ömür nasip eyle!.Âmîn
8 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Eylül geldi, çattı...
Bu yazdan ne anladınız?
Ya da neleri, neden yaşadınız?
Çevremde büyük dönüşümler geçirmeyen pek bir kimse yok, ya sizin?
Ne kadar araştırdınız, bilgiyi ne denli büyüttünüz?
Deneyimlerinizden dersler çıkartabildiniz mi, yoksa aynı tas aynı hamam - devam mı?
Zaman hızlandı a dostlar!
Zaman hızlandı ve bizler inanın zamanın pek de umrunda değiliz.
Kaldı ki uzayda zaman da yok ya...
Siz kendinizden razı değilseniz;
kimsenin sizden razı olmasını beklemeyiniz.
İçsel huzurunuza, yakınınızda tuttuğunuz insanlara, emeğinizin karşılığında kazandığınız paranıza dikkat edin!
Kimi yakınınızda tuttuğunuza da ayrıca ehemmiyet verin!
Enerjimiz önemli, buna değecek kişilere ve durumlara gittiğinden emin olun.
Sevgi ve güzellikler ile....
Hoş geldin sonbahar!
1 note · View note
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Veeee Eylül🤗gelmiş.
Hoş gelmiş Sonbahar…
Sonbahar sararıp dökülen sadece yaprakların olsun. Ruhumuzun umudu solmasın.
Evet biraz hüzündür ama çokça kızılına, yeşiline, sarısına bezeli rengarenk doğadır da. Üşütmeyen tatlı tatlı kendini hissettiren serinliktir de, birdenbire yağan yağmurlardır da.
Velhasıl Cemal Süreya’nın dediği gibi; “Sonbahar sanattır,
diğerleri mevsim.”
🍁💛🍃🍂🌱🧡
▫️
▫️
▫️
▫️
▫️
▫️
▫️
2 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Bir gün akşam olur, biz de gideriz…
1 note · View note
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Ağustos artık Eylül’e göz kırpıyor ve takvimin rengi değişiyor. Biz ise hep birşeyleri bekliyoruz. Önce yaz, sonra kış ve gene yaz.
Oysa; harekete geçmek için en iyi zaman dündü, Şimdi artık bugün…
2 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Ben hep savaştım.
Belki de bu yüzden gidip insanlara ağlamaya hiç fırsat bulamadım...
0 notes
aynurs-posts · 2 years
Text
YouTube'da "Timuçin Esen ~ Bunca Gamı Bunca Derdi (Müslüm Film Müziği)" videosunu izleyin
youtube
0 notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Sosyal medyada Ördek Sendromu
Bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor. Asansörde tartışarak iniyorlar.
Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına saydırıyor.
Park yeri bulamayıp bir on dakika da öyle dolanıyorlar ve tam bir sinir harbi yaşıyorlar. Film de hoşlarına gitmiyor. Çıkışta bu sefer kadın, kötü bir film seçtiği için eşini suçluyor. Tartışarak eve dönüyorlar.
Şimdi gelelim sosyal medyaya.
Siz bu çiftin arkadaşı olduğunuzu düşünün. Evinizde pijamalarla huzur içinde oturuyorsunuz. Bu arada Instagram’a arkadaşınızın fotoğrafı düşüyor. İki tane gülümseyen yüz, kucakta kocaman bir patlamış mısır paketi, arka planda filmin afişi.
Fotoğrafın altında şöyle yazıyor;
“Harika bir bahar akşamı, enfes bir film, patlamış mısır ve aşkım.”
Cümlenin sonunda bir de kalp var. Moraliniz bozuluyor. “Ben evde atletle oturuyorum. Millet nasıl da eğleniyor!” diye canınızı sıkıyorsunuz.
İşte sosyal medyanın illüzyonu bu. Herkes ucu bucağı olmayan bir podyumda ha bire poz veriyor. Seyirciler de bu büyük kıyaslama oyununa ha bire özeniyor.
Sosyal medyada mutlu gözükmek için harcanan çok büyük bir gayret var. Ama ekranda bu gayret gözükmüyor.
Stanford Üniversitesinde konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacılar işte bu durumlar için bir kavram geliştirmişler; “Ördek Sendromu.”
Ördekler gölün üzerinde hiçbir çaba sarf etmiyormuş gibi, rahat ve dingin bir şekilde süzülürler. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır ama dışarıdan bakınca hiç belli olmaz.
Sosyal medyada suyun altında kalan kısımlar da ekranda gözükse, inanın kimse moralini falan bozmaz.
Alıntı.
1 note · View note
aynurs-posts · 2 years
Text
|Her şey göründüğü gibi değildir
Nehirde son derece sakin ve zahmetsizce(!) yol alan ördek, şirin görüntüsünün yanı sıra dışarıdan oldukça havalı görünüyordu. Keyif onun keyfiydi. Çünkü hiçbir çaba sarfetmiyordu ve yüzeyde resmen su gibi akıyordu.
Ördek gerçekten zahmetsiz bir şekilde su gibi akıyor muydu nehirde? Bu hikayede bir yanlışlık mı vardı?
Bu hataya literatürde “ördek sendromu” deniyor. Suya biraz daldığımızda ördeğin tasarım harikası ayaklarıyla ve de astronomik bir gayretle nasıl yol aldığını farkediyoruz. Stanford Üniversitesi araştırmacılarının isim babası olduğu “ördek sendromu”nun anlattığı; nasıl ki ördeğin su üzerinden baktığımızda zahmetsizce süzüldüğü yanılgısına kapılıyorsak; sosyal medyada da bize yansıtılan görüntünün perde arkasını göremeyebiliyoruz.
Yoksa herkes bu kadar mutlu mu? Bangır bangır müzik çalan araba storyleri, sürekli bir şeyin yıl dönümünü kutlayan “only positive vibes” çiftler, iş yerinde emojivari pozlar veren budy’ler… Sosyal medya ile iyice ayyuka çıkmış bu eylemler bizi, hayat dediğimiz karma duygular içeren olgunun, yüzeydeki sükunete hakim ördek imajı gibi bir yanılgıya sokmakta. Bir sendromun en büyük ilacı “farkındalık”tır. Artık biliyorsunuz, öyleyse mazaretiniz yok.
45
0 notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Gülmek için 14 kas, somurtmak için 43 kas hareketi gereklidir. Ne kendinizi ne de kaslarınızı kasın!
Hayata inat Gülümse'yin!
1 note · View note
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
FIRTINA ÇIKTIĞINDA UYUYABİLİR MİSİNİZ?
Bir çiftçi, fırtınası bol bir tepede bir çiftlik satın almıştı.
İlk işi bir yardımcı aramak oldu, ama ne yakınındaki, ne de uzaktaki köylerden hiç kimse onunla çalışmak istemiyordu. Çalışmak için müracaat edenlerin çoğu da çiftliğin yerini görünce, çalışmaktan vazgeçiyor:
“Burası pek fırtınalıdır, siz de burada oturmaktan vazgeçseniz iyi olur” diyorlardı…
Nihayet, çelimsiz, orta yaşlı bir adam işi kabul etti. Çiftlik sahibi, adama:
-“Çiftlik işlerinden anlar mısın?” diye sordu.
-“Sayılır” dedi adam, “Fırtına çıktığında uyuyabilirim!” Çiftlik sahibi, bu alakasız sözü biraz düşündü, sonra üzerinde durmayıp adamı işe aldı. Zaten, başka çaresi de yoktu.
Haftalar geçtikçe, adamın çiftlik işlerini gayet düzgün yürüttüğünü gördü, içi rahatladı. İşler tıkır tıkır yürüyordu, ancak “o dehşetli fırtınaya” kadar!
Bir gece yarısı, fırtınanın müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu! Yatağından fırladı; yardımcısının odasına koştu:
-“Kalk! Kalk! Fırtına çıktı! Bu fırtına her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım!”
Adam, yatağından bile doğrulmadan, mırıldandı:
-“Boş verin efendim; gidin yatın! Ben size fırtına çıktığında uyuyabileceğimi söylemiştim ya!”
Çiftçi, adamın bu rahat ve umursamaz tavrı karşısında çılgına döndü; öfkeyle kararını verdi. Ertesi sabah, ilk işi bu adamı işten kovmak olacaktı. Ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak elzemdi ki, hasarı ucuz atlatsın! Çaresiz dışarı çıktı, saman balyalarına koştu. Fakat o da ne? Saman balyaları birleştirilmiş, s��kıca bağlanmış ve üzerleri de muşamba ile örtülmüştü! Ahıra koştu; ineklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı da sıkıca kapatılmıştı. Tekrar evine yöneldi, evin kepenklerinin tamamı kapatılmış. Çiftçi hayli rahatlamış bir halde odasına döndü ve yatağına yattı. Fırtına, uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken şöyle mırıldandı:
“Fırtına çıktığında uyuyabilirim!”
Evet, her türlü tehlikeye karşı tedbirini alanlar, hazır olanlar, fırtına çıktığında uyuyabilir. Hayat her zaman inişli çıkışlıdır. Her zaman bulunduğumuz durumun gelip geçici olabileceği aklımızdan çıkmamalıdır. Hayatta her zaman kontrol edemeyeceğimiz şeyler olur ve mühim kayıplar yaşarız. Bunlar sadece başkalarının başına gelen yıkımlar değildir. İşimiz bozulabilir, çok vahim sağlık problemleri yaşayabilir, sevdiklerimizden birini kaybedebiliriz de… Bunlar olmayacak şeyler değildir.
Böyle bir durumda yapabileceğimiz çok şey olduğuna inanmak bizi ayakta tutacaktır. Bu inancı bize veren, fırtınaya yakalanmadan önce yaptığımız hazırlıktır. Bu maddi ve manevi hazırlık bizim fırtınayla mücadele gücümüzdür, kuvvetimizdir.
Bu kuvvet fırtına çıktığında oluşmaz, fırtınadan önce kazanılır.
Yeni değerler kazanmak; kayıplar yaşandığında, sıkıntı anında acil servis ihtiyacı gibi çalışır.
Sabır ve tevekkül zor kazanılan, ama sıkıntılı zamanlarda bizi ayakta tutan pek mühim alışkanlıklardır. Ama diğer iyi alışkanlıklar gibi, o da sıkıntıdan önce kazanılmalıdır, yere düşerken değil…
1 note · View note
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Bazen diyorum ki kendime. biraz kaçamak lazım bize sessiz ılgın ve hiç kimsenin olmadığı bir yere..
3 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer…
Cevizin içi insan beynine benzer, kurt başlar cevizi yemeye.
Elbette ki buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar şişmanladıkça karnı büyür.
Yeterince doyunca yükünü tutunca! Gitmek ister.İster ama girdiği delikten çıkması mümkün değildir, istese de çıkamaz artık…
İçi yenilen cevizin kabuğu artık kurumuş ve iyice sertleşmiştir... Artık o deliği genişletmek te imkânsızdır.
Delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır; Zayıflamayı beklemek!
Aç kaldıkça zayıflar, zayıflar eski cılız haline döner. Ve bir gün bitap düşmek üzere ilk başladığı gibi cevizden çıkacak hale gelir… Çıkar da.
Ne üzücüdür ki; Çıktığında mevsim artık bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz bomboş bir ceviz kabuğu kalmıştır…
Evet, dostlar kimi insanlardaki para ve mal, mülk hırsı da ceviz kurduna çok benziyor değil mi?
Zamanla yorulup o hırsı yenip, artık yeter, dediğinde de baharlar ve yazlar bitmiş olur… En önemli şey olan “Zaman ”geçip gitmiş olur,insan hırslarına yenik düşmüş çaresiz bir ruh, yorgun düşmüş bir bedenden ibarettir artık…
Geriye sadece, ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmıştır…
O sebeple ihtiraslarımıza kapılmadan, "kendi zamanımızı" yıkıp yok etmeden yaşamaya çalışalım… Helal para az olur ama “Çok bereketli olur”. Onu har vurup harman savurmadan, onda o var bunda şu var deyip, az şeye çok para vererek tüketmeyelim…
Haklı kazanç elde ederek Dürüst yaşayarak, para hırsı gözümüzü bürümesine izin vermeyerek,cevizin kurdu gibi olmadan yaşayalım...
Yetimlerin başını okşayalım,gözlerinin içine sevgi ve şevkatle bakalım...Dokunalım.Hissettirelim sevgimizi...Birkaç kilo meyve alıp huzur evlerine ziyarete gidelim,garibanları görmezden gelmeyelim...Yaradan cüzdanlarımıza kılık kıyafetimize değil,ruhun ve kalbin biriktirdiklerine bakacağını her daim hatırlamamızla...
Sevdiklerinize Sevgiyle Sarılarak Kalın...Çünkü en büyük kazanç,en büyük servet "Sevdiklerimizi sevmektir!
3 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
"Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret.
Işıklar sönmüşse ve karanlıksa; ona da aldırma, ay ışığını seyret.
Sabret... Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun..."
4 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Hazan diyordu gönül içinde bulunduğu mevsime..
Ömürlerden hazan mevsimiydi...
Sevgiye aç insan misali soğuk esen melteme esir..
Soğuk meltemler esen yürekler yüzünden, üşütmüştü yüreğini..
"Nasıl olsa sonu ölüm"dedi içinden sevinerek..
Nasıl olsa sonu ölümdü..
Şiirler yazdığı yıllara son verdi..
Şiirleri duaya dönüştü..
Sevdiklerini duaya taşıdı
Yüzlerine yaptığı sitemler
Çok sevdiği yıllardaki keffaretti onlara...
Severken sevilmediği yılların kefaretini yaşattı.
İçinden ağlayarak,dışından kahkahalarla..
Üzüldüğü yılların kefaretini kahkahalarla
Ödeyecekti...
Yevmiyesi buydu...
Bolca HÜZÜN den sonra YAŞAMA SEVİNCİ...
Sevinçler yer değiştirecekti ..
Bu bile mutlu etmeye yeterdi...
Polyanna misali küçük şeyler mutlu etti...
Yevmiyesi MAHŞERDEKİ MUTLU EDECEK KOSKOCAMAN ŞEYLERDİ...
BUNU BİLMEKTE MUTLU OLMAYA YETERDİ...
3 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Yeni bir gün yepyeni umutlar.!Bakalım ne sürprizler hazırladın bize hayat…😉
▪️
Günaydın💙şöyle huzur kokan bir köşede sabah kahvesine ne dersiniz…?🤗🍃🌸☕️
2 notes · View notes
aynurs-posts · 2 years
Text
Tumblr media
Hayata dair hiçbir cümlem yok. yaşamdan bir şeyler soruyorsunuz ya bazen bana her şey ufacık bir saksıya sıkışmış bir çiçeğin yarım yamalak umudu gibi aslında..
2 notes · View notes