Aklım koca bir mezarlık gömülen gömülene. 

insan sevmiyorum

Kalbimin ihtiyacısın. 

Biraz da beni sevin… 

Kapısını çekip gitmek zorunda kaldığında gidemeyeceğin evlere girme. 

insan eksildikçe ağırlaşır bilirim. 

yak, zaten alev alıyor dünyam.

o kadar bitmişim ki sigaraya ihtiyaç bile duymuyorum..

“Yeri geliyor sigaradan önce bitiyorum..” 

Bir katilin zihniyim.

Bir sokak ortasında öpmeyi özledim seni Hiç kimseyi umursamadan doyasıya sarılmayı Boynumu boynuna koymayı özledim Seni çok özledim Sen yanımdayken içtiğim sigara en güzel sigaramdı Lanet ediyorum aklıma geldikçe O içtiğin sigaraların izmaritlerini neden toplamadım diye Oysa ki hepsi senin güzel dudaklarına değmişti Nazım ve Piraye’yi oynadık seninle Onlarınki gibi güzel bir aşkımız vardı Ama ben Nazım gibi gönlümü başkasına kaydırmadım Sadece ve sadece seni sevdim Nazım ve Piraye’yi oynadık seninle Belkide benim Nazım’dan çok farkım vardı ama Sen Piraye’yi çok güzel oynadın sevdiğim Piraye gibi öldün aşkından, yine de dönmedin bana

Eğer isteseydin, biraz bile emek verseydin o koskocaman engelleri kolayca aşabilirdik. Fakat sen gitmeyi seçtin ve ben artık bu engellerin arasında kendimi bulamıyorum

o kadar güzelsin ki güneş bile seni seyretmek için doğuyor.

Bazı şeyler cümlelerle anlatılmaz ve gözlerinin içine bakıp gülümsemek de seni seviyorum demektir 

yine gece geç düştün aklıma.

ay tutulur, güneş tutulur da.

insan insana tutulur mu hiç?

bir kapı önündeyim

girsem suç, gitsem ayaz.

-oğuzatay