"Eşyayı dahi incitme" diyen bir medeniyetin mensuplarıyız. Su içtiği bardağı öpen Mevlevileri düşünelim. Ormana girerken, genç ağaçları korkutmamak için baltanın sapını bezle saran Yörükleri... Şimdi ise birbirlerinin küçük bir hatasını bekleyen ne çok insan var.
Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu.