Tumgik
ahbusokaklar · 2 years
Text
sen yabancıların en yakınıydın. ne seninle tanıştım ne de senden uzaklaştım. seninle kavgam bir türlü bitmedi çünkü kendiyle savaşan yenemezdi. evet, benim kavgam benimleydi. mahşer alanım kafamın içindeydi. taş da bendim, mızrak da. kılıç da bendim, silah da. kendimi öldürdüm defalarca, kimse bunu farketmedi, annem bile ses etmedi. savaşı bitirmek için çabaladım çünkü hiç kimse kuyuya düşmek istemez, çünkü bilir ki yusuf bile kendini kurtaramadı kuyudan. onu yerliler bulmasaydı hâli ne olacaktı? kimse taşın altında kalmak istemez, kimse köpekbalığının midesinde yaşamak istemez, kimse bir mağarada saklanmak istemez. zaten örümceklerde yalnızca peygamberleri korur. benim zihnimi hangi ağ koruyacak? beni kuyudan kim kurtaracak? tanrı bana ne zaman sarılacak? bir gece göğe yükselecek miyim yoksa taşlanacak mıyım güneşin en kızgın olduğu vakitte? tanrım ben ne peygamberdim ne melek, ne bebek. ama benim bu hâlim ne olacak?
10 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
hic iyi degilim ada seni hic unutmadim bunlarin olacagini hic dusunmemistim yarim yamalagim her sey bombok sen atlattin mi yoksa benden intikam mi aliyosun gulumsuyosun gercek mi hic boyle olacagini dusunmemistim senden ayrildigim ilk gunler kus gibi hissetmistim kendimi sana da kendime de iyilik yaptigimi dusunmustum ta ki ufacık bisey beni darmadagin edene kadar sana ait ufacık bi toka alay etti benimle o gun iste o sabah seninle neleri kaybettigimi anladim bir daha sen olmayacaktin bir daha ben bunlari yasayamayacaktim baskasiyla hayat alay etmeye devam etti benimle sana benzeyen yuzler kokuna benzeyeyen kokular sesine benzeyen sesler cikardi karsima ya da bana mi oyle geldi bilmem biliyo musun bir gun nerede kaybettigini bilmedigin o kucuk sac tokasi hâlâ cebimde durur
3 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
geçen gün okulun arka bahçesinde kaldırım kenarına oturup hıçkırarak ağladım. o an uçurum kenarına oturmuş olmayı çok istedim. canım acıdı, bileklerim sızladı. saçlarım yüzüme yapıştı, gözlerim kızardı. beni kimse görmedi. acımı kimse bilmedi. yine kendi elimden tutup kalktım. kendim toparladım kendimi. öyle büyük duvarlarım var ki, kimse fark etmedi gözlerimin kızarıklığını. sanki dakikalar önce arka bahçede ağlayan kız ben değilmişim gibi gülebiliyorum insanların yanında. -yarim biraktim-
1 note · View note
ahbusokaklar · 2 years
Text
canın hiç acıdı mı. hastalıklı kalbimi bin parçaya bölerken, yaşantımı kirli ağzınla alaya alırken canın hiç acıdı mı. doğumunda göbek bağın yerine vicdan damarların kesilirken, körelirken günden güne şefkatli bakışların hiç hissettin mi acıyı. avuçların kana bulandı mı, gözaltların karardı mı uykusuzluktan, yüreğin gibi. sen hiç cam yuttun mu. ben çok yuttum ve inan kimse sulamadı ciğerlerimi. tanrı'dan başka şahit bulamadım kendime ve o bile bazen yarı yolda bıraktı beni. dizlerim kaldırım taşlarının izleriyle oyuldu, bileklerimdeki kesikler avuç içlerime uzandı. burdan çocukluğumuza kadar uzandık. hiç çocuk oldun mu. koşturdun mu o taşlı yollarda mavi sandaletlerinle. kaç pamuk şeker tükettin bu acımasızlığa bürünmek için. sokak aralarında kaç kedinin başını okşadın benim başımı ezmeden önce. peki şuan nasılsın. umarım her şey yolundadır ve umarım yolun çiçeklidir, demek isterdim. ama umarım dostlarınla bol kahkahalı masalarda otururken gülüşün yarım kalır, aklına ben düşerim. umarım baktığın yerde gördüğün ben olurum ve umarım gözlerinin ardındaki karanlıkta dahi benim bakışlarımı yakalarsın. umarım dünyan on iki yerinden çatırdar, sen bana bir santim bile yaklaşmazsın. umarım canın çok acır. senin hiç canın çok acıdı mı.
6 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
anlamsız bir sıkıntının pençesindeyim. ateşle boğuşuyorum, yakan ben oluyorum. aylar olmuş kalemi içimi dökmek için elime almayalı, çünkü ben artık dışım kadar içime de yabancıyım. bir şeyleri yapmayı ertelemiş sonra da unutmuş gibiyim, bir daha da asla yapamayacağım. kafamda planladığım çok şey var ama kendimde bunun için çabalama motivasyonunu bulamıyorum. bu size de oluyor mu? herkes aynı anda sizi unutsun istiyor musunuz? ben kendimi bile unutmak istiyorum çünkü. bu sıkıntı başka türlü geçmez sanıyorum. huzursuz bir ruhla yaşanmaz. bak, bu yüzden yalnızım zaten. bak, bu huzursuzluğum beni bir kaldırım kenarına sığınmaya itti. koskoca şehir, sokakta üşüyen kedi ve ben, biz aynı yolun yolcusuyuz. dünyada bu kadar çaresiz kalacak ne yaptık? sevmeyi biliyorum fakat sevildiğime inanmayı bilmiyorum. belki de hiç sevilmiyorum. çünkü sevgiyi tanırsın. sevildiğinde kalbinde mum yanar. mumun ışığı gözlerine yansır. benim gözlerimin feri kaçtı. sizin de kaçtı mı? benim tadım da kaçtı. hatta yol arkadaşım dediğim kedi de yanımdan kaçtı. o da sevgiyi tanımamış henüz. ona dokunan eller hiç okşamak için kalkmamış ki, şimdi beni de düşman sandı. belki de haklıdır. kendini bile hırpalayan biri, acıtmadan sevmeyi bilebilir mi? ben çok can acıtırım, en çok kendi yaramı kanatırım.
9 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
üç gün sonra doğum günüm. yirmi üç nisan. hiç çocuk olamamış birinin çocuk bayramında doğması çok trajik. on altı yaşına giriyorum, büyümekten korkuyorum. hayata atılmaktan, kendi ayaklarım üzerinde durmaktan, yaptığım şeylerin arkasına ben henüz küçüğüm diyerek saklanamayacak olmaktan korkuyorum. yetişkin olmanın bir kaçışı yok ve benim aklım başımda değil. ailemden kurtulmaya yaklaştığım içinse içimde tarifsiz bir rahatlama var. eminim yetişkin olmak, seni hiç tanımayan insanlarla aynı evde yaşamaktan daha kolaydır. seni her daim yargılayan, kusurlarını yüzüne vuran, sürekli aşağılayan insanların senin ailen olması o kadar korkunç ki. hayatını cehenneme çevirenle sana hayat veren kişi aynı. elinden ne gelir, gözyaşlarını saklamaktan başka.
8 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Note
“sana sarılıp yatarsam çocukluğumdayım.”
sana sarılıp yatarsam, bu suları aşar mıyım.
39 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
kusurlarım var. omuzlarım geniş. boyum uzun. ellerim büyük, tırnaklarım kısa. bacaklarım kalın. yeterince zayıf değilim. göğüslerim küçük. saçlarım yamuk. kemiklerim fazla iri. kıskanıyorum, gördüğüm her kızı. uzun uzun inceliyorum insanları bu sebepten. güzel olmadığım için asla sevilmeyecekmiş gibi hissediyorum. ellerim zarif olmadığı için kimse onları tutmayacak. yüzüm güzel olmadığı için kimse gözlerimin içine bakmayacak. vücudum güzel olmadığı için kimse sarılmayacak. ve bu dış giysimin çirkinliği yüzünden ruhumun güzelliğini asla kimse merak etmeyecek. hangi şarkıları dinlerken ağladığımı, bir kitabın kaçıncı satırında kaç kere durakladığımı, avuç içlerimi kanatmamak için tırnaklarımı uzatmadığımı, her öğünden sonra kalorilerimi hesapladığımı ve daha bir çok iyi ya da kötü yanımı bilmeden yanımdan geçip gidecekler. dahası yanımda olanlarda zorbalık yapmaya, hasta kalbimi daha da zehirlemeye devam edecekler. hikayemi hiçbir zaman okumayacaklar çünkü kitap kapağını çekici bulmuyorlar. o kitabı yakmamak için çok fazla direniyorum. tanrım, direnişimi boşa çıkarma.
9 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
canın hiç acıdı mı. hastalıklı kalbimi bin parçaya bölerken, yaşantımı kirli ağzınla alaya alırken canın hiç acıdı mı. doğumunda göbek bağın yerine vicdan damarların kesilirken, körelirken günden güne şefkatli bakışların hiç hissettin mi acıyı. avuçların kana bulandı mı, gözaltların karardı mı uykusuzluktan, yüreğin gibi. sen hiç cam yuttun mu. ben çok yuttum ve inan kimse sulamadı ciğerlerimi. tanrı'dan başka şahit bulamadım kendime ve o bile bazen yarı yolda bıraktı beni. dizlerim kaldırım taşlarının izleriyle oyuldu, bileklerimdeki kesikler avuç içlerime uzandı. burdan çocukluğumuza kadar uzandık. hiç çocuk oldun mu. koşturdun mu o taşlı yollarda mavi sandaletlerinle. kaç pamuk şeker tükettin bu acımasızlığa bürünmek için. sokak aralarında kaç kedinin başını okşadın benim başımı ezmeden önce. peki şuan nasılsın. umarım her şey yolundadır ve umarım yolun çiçeklidir, demek isterdim. ama umarım dostlarınla bol kahkahalı masalarda otururken gülüşün yarım kalır, aklına ben düşerim. umarım baktığın yerde gördüğün ben olurum ve umarım gözlerinin ardındaki karanlıkta dahi benim bakışlarımı yakalarsın. umarım dünyan on iki yerinden çatırdar, sen bana bir santim bile yaklaşmazsın. umarım canın çok acır. senin hiç canın çok acıdı mı.
8 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
yusuf olmayı beklemekle geçiyor ömür. kuyudan kurtulmanın başka yolunu bilmiyorum.
3 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
sana kapısını açan herkesin evi yandı.
7 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
“kendimi bilmeye başladığım yaşlarda, içinde yaşamak zorunda kaldığım hayatın bende baş edilmesi güç bir nefes darlığı ve kopkoyu bir iç sıkıntısı yarattığını derin bir acıyla fark ettim.”
3K notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
ölüyorum ve annem bana hiç kızmıyor. ölüyorum ve tanrı beni görmüyor. sorguluyorum. düşünmek eylemi tüm kalp damarlarımı tıkıyor. bir ayda kaç kez kalp sıkışıklığımdan dizlerimin mecalini kaybettim hatırlayamıyorum. kendime farklı şekilde zarar vermemek için sık sık tırnak etlerimi kanatıyorum. bir gün bileklerimi kanatacağımdan korkuyorum. hiçbir yere ait değilim. hiç kimsenin önceliği değilim. adem'in sol kaburgasından yaratılmadım. bana bir tanrı'nın elinin değdiğinden bile şüpheliyim. yalnız kalmakla, yalnız olmak farklı şeyler. ben ikisinden de nefret ettim. anne varlığın beni yok etse de yokluğuna alışamadım ve babam hiç güzel yemek yapamıyor. kaburga kemiklerim derimle bütünleşti, tanrım annemin bıraktığı yerden sarıl bana. sarıl ki varlığından şüphe etmeyeyim. boşluğu sevmek inan ki çok zor. tutunmak için elimi attığım her dal kırılıyor ve diz çöküp pes etmek için bile sağlam bir diz gerekir insana, yaraların üstüne basamazsın. içimde devletler yıkıldı, ben elif gibi dimdik ayaktayım. tanrım, lütfen vav olmama izin ver. beni cennetine al ve yanaklarımdan öp. buna ihtiyacım var
7 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
bırakalım düşsün kuyuya yusuf.
1 note · View note
ahbusokaklar · 2 years
Text
tanrım, nasılsın. seni ara sıra hatırladığım için özür dilerim. şu günlerde kafamın içine dönmeye, yeni dünyalar bulmaya vaktim kalmıyor. ilham derelerim kurudu. duygusuz, kaskatı bir şey oldum. çok fazla kişiyle konuşuyorum ama kimseyle anlaşamıyorum. samimiyetsiz, gündelik sohbetlerden ileri geçemiyorum. güven duygumu uzun süre önce yitirdim, yalnızca arkadaşmışız gibi davranıyorum. ama değiliz, biliyorum bunu. arkadaş uğruna her şeyin yapacağın kişidir. onların beni ilk durakta otobüsten atacağına adım kadar eminim, şayet aynı şeyi benim yapmayacağımı kim bilebilir? genç werther'in acıları kitabını okuyorum, cümlelerin altını o kadar çok çiziyorum ki kalem elimden düşmüyor. goethe benim yaşantımı görseydi yazarlığı bırakırdı. gerçi bunlar anlamsız. artık sorunlarımla boğuşmuyorum, çünkü onlara yüzmeyi öğrettim. voleybol kursuna gidiyorum, buz pateni yapıyorum ve resimler çiziyorum. yetişkin bir kadın olduğumda geçmişimde bir şeyleri başarmış, bir şeyler için çabalamış olmak istiyorum. ve şimdilik yalnız kalmamak bana özgüven veriyor. çünkü yalnızlıkta bulunur bütün kusurlar ve acılar birden gün yüzüne çıkar. o eski depresif kıza dönmek en büyük korkum. omurgam henüz dikleşmişken tekrar eğrilmek istemiyorum. bir denememde "sırtımın kamburu, merhaba." demiştim. artık zayıflıklarıma selam vermiyorum. geçmişi unutamayız ama belki alışabiliriz buna. ben alıştım ve alıştığın şeyleri yok saymak daha kolaydır. sırtımın kamburu, hoşçakal.
1 note · View note
ahbusokaklar · 2 years
Text
canım kardeşim, sana bunları yazmak canımı acıtıyor, ama burada kimsem kalmadı. günlerdir kimseyle konuşmuyorum. bazen sokakta insanların peşine takılıyorum, sözcüklerin tınısını duyabilmek için konuşmalarını dinliyorum. hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, işe yaramamaktan tükeniyorum. günlerce hiçbir şey yaşamıyorum, tanıdık bir yüz görmüyorum; binlerce insanın arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin.
14 notes · View notes
ahbusokaklar · 2 years
Text
tam da düşündüğüm gibi insanlarsınız. yapmanızdan şüphe ettiğim her şeyi iki katıyla yaptınız. sırtımın acısı kambur değil, ihanettir. damarlarımda akan kan değil, kindir. ölsem unutmam, ölseniz affetmem. dostum değilsiniz, düşmanım zaten olamazsınız. siz o mevkide yarışamazsınız. diliniz bir yılan gibi zehirliyor, bir gün o dilinizle şah damarınızdan sokulacaksınız. işte o zaman size panzehir olmayacağım. gözleriniz ateş atıyor, umarım aynalara denk gelmezsiniz. çünkü gözlerinizi avuçlarımla korumayacağım ve cam parçalarıyla donatılırken yüzünüz, bundan yalnızca zevk alacağım. sizin gibi. istediğiniz bu değil mi? karşılık. size asla güvenmedim, bu yüzden hiç kırılmadım. sadece hamlenizi yapacağınız anı bekledim. hamlenizin ne olduğunu başından beri biliyordum. kazandığınızı zannettiniz, ellerinize bu duyguyu ben bıraktım. öyle hissetmenizi istedim, daha büyük bir yenilgi için. amacıma ulaştım. ellerinizdeki bütün taşlar düştü. benim için kazdığınız kuyuya gömdüm sizi. şah ve mat. galibiyet benim.
9 notes · View notes