Tumgik
#yalnız kaldığımda
teenbeachmovie3 · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
burning up
jorge luis borges // lana del rey // yalnız kaldığımda // paul benney // lorde // céline sciamma // mitski
787 notes · View notes
tethered-heartstrings · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
hannibal nbc "coquilles" // yalnız kaldığımda
226 notes · View notes
amaaaanbee · 5 months
Text
Yalnız olmaktan sıkılmadın mı?"
yalnız kaldığımda:
Tumblr media
72 notes · View notes
gercekhikayem · 1 year
Text
ERKEKSİZLİK BAŞA BELA 2
ilk bölüm linki fotoda
Kıbrıs macerası üzerinden aylar geçti. Orada yaşadıklarım plan dışı ve delice idi. Gelen telefon aramalarına cevap vermeyince bana inanılmaz bir hafta sonu geçiren erkekler de aramayı kestiler. Arada bir iki tane mesaj otel müdüründen geldi. Bir hafta sonu için iki erkek on bin teklif ediyorlar, yirmi bin teklif ediyorlar gibi mesajlar. Üç adam tarafından orospu gibi sikilmiştim gelen mesajlara kızsam da haklılık payları vardı. Ben bile kendime inanmakta uzun süre zorluk çekmişken adam beni niye orospu sanmasın. Bir erkek ile sevişir uzun süredir unuttuğum zevkleri yaşar, açlığımı gideririm derken, üç erkeğin oyuncağı olmuştum. Olmuştum da sonunda bundan hiç şikayetçi olmamıştım. Üzerinden zaman geçip düşününce kendimden utanıyordum ama o an siklerin üstünde zıplarken hadi daha fazla sikin beni durmayın diye bağıracak kadar kendimi kaptırmıştım. İçimde iki erkek varken bayılacak gibi bir boşalma yaşadığımı nasıl unuturum. Kendi sınırlarımı keşfetmiştim. Orada üç erkeğin dölleri ile kaplı kadın bendim. Geceleri yalnız kaldığımda o gece artık birer uzak anı veya bir porno filmden akılda kalan bir sahne gibiydi. Gerçekte ise o porno filmin başrol oyuncusu ben olmuştum. Hiç bir sahnesinden de pişman değildim.
Hayatım ise aynı sıkıcılıkta devam ediyordu. Değil seks, düzgün bir erkek arkadaş bile yoktu İş, ev işleri, annemin yakın kontrolü altında günler geçiyordu. Arada annemin arkadaşlarının veya doğrudan annemin bulduğu damat adaylarının isimleri uçuşuyordu.
- Abla bari yarım bıraktığın yüksek lisansını tamamla diye erkek kardeşim akıl verdi bir gün.
- Vakit mi var?
- Neden olmasın üç kuruş para veriyorlar okuldan. Bas istifanı. Hazır bekarken bitir yüksek lisansını daha düzgün bir işe geç. Üniversitede dersler online değil mi zaten.
Hak verdim. Dersleri online dinler biraz da eve kapandım mı kış döneminde bile bitiririm bahara kalmaz. Ama daha ikinci haftada planladığım gibi gitmedi. Annem yine öğrenci mi oldun, hocaya gideceğine kocaya gitseydin demeye ve ev işlerine koşturmaya başladı. Kardeşim ve babam araya girdiler, annemi ikna ettiler. Biraz da evdeki bağırış azalsın diye kardeşimin önerisi ile hemen çözüm de buldular. Hafta sonu ailece yazlığa gidip temizledik, babam iki gün daha kalıp yıllardır açtırmadığı doğalgazı açtırdı. Hafta sonları biz de geliriz temiz hava alırız iyi olur kızım diyerek döndüler. 
İyi de oldu. Umduğumdan daha verimli çalıştım. Gündüz dersler, akşama kadar ödevler derken tezimin bile ana hatları ortaya çıkmıştı. Sınıfın parlak öğrencisi olmuştum bir anda. Cuma sabahından annemler de geliyor pazar gecesi dönüyorlardı. Bu yeni hayatı sevmiştim de. Hafta içinde neredeyse hiç yemek yapmıyor annemin hazırladıkları ile idare ediyordum. Sabahları uzun yürüyüşler, sitedeki emekliler grubu ile kahvaltılar. Normalde yazın bir iki hafta kaldığım için pek samimi olmadığım komşu ekibi için de bir değişiklik olmuştu. Sitede yaz kış kalan dört beş aile birbirinden sıkılmış olmalı ki sık sık beni çaylara çağırıyordu. Hemen hemen hepsi Ankara veya İstanbul'daki işlerini devretmiş küçük kasabada bir iki gün takıldıkları bir muayene veya ofis tutmuş malları mülkleri yerinde tiplerdi. Tam emekli gözükmemek için yarı emekli olarak arada işe gidiyormuş görüntüsündeydiler.
Gündüzleri bitmez tükenmez bir huzur içindeydi. Geceleri ise en güzeli idi benim için. Boş, sıcak ve sessiz bir ev. Tezimi yazarken uyuyakalmamışsam site dışındaki marketten aldığım ve eve gizlediğim şarabımı açıyordum. Biraz netflix sonra biraz erotik sonra porno filmler. Bire bir duygusal sevişmeler olan pornolardı başta seyrettiklerim. Sonra git gide genç bir kadını siken birden fazla erkeğin olduğu filmlere merak sarmıştım. Annemin evindeki gibi sessiz değil rahat rahat yüksek sesli izliyordum filmleri. Parmaklarım içimdeydi. İki parmak amımda kalın bir yarak, ağzımda emdiğim baş parmağım da ağzıma patlayan bir sikti benim için. En güzeli de hiç toparlanmaya uğraşmadan o halde yatakta uyuyakalmak. Rüyamda Kıbrıs'taki otel odasına ziyaretler.
Küçük yaramazlıklarım ve sonra da içimdeki açlığa teslim olmaya başlamam da böyle bir gecenin sabahında oldu. Telefonun alarmı ikinci veya üçüncü tekrarında çaldığında panikle yataktan fırladım. Derse iki dakika kalmıştı. Üstümde bir gecelik vardı sadece. Dün amımı parmaklarken çamaşırlarımı kim bilir nereye fırlatmıştım. Üzerime bir penye geçirip saçlarımı topuz yapıp ekran karşısına oturdum.
Dersin yazışma kısmından dersin hocası hasta mısın diye mesaj atmış. Yok dedim hocam sabaha kadar teze takılmışım yeni kalkabildim. Alıştırdın bizi ışıl ışıl olmana böyle yorgun görünce tedirgin oldum. Ellili yaşlarda klasik akademisyen bir erkekti. Bu ufak iltifat bile hoşuma gitti. Demek derslerde bana dikkat ediyordu. Amımda dün geceden kalma bir karıncalanma devam ediyordu. Kendi mikrofonumu kapadım. Telefondan porno video aramaya başladım. Yaşlı hoca öğrencisini sikiyor araması içinde bulduklarımı eledim. Sikilen kadının bana en çok benzediği bir film bulup açtım. Bir yandan bilgisayarın sesinde hocanın ders anlatmasını dinlerken telefonumdaki görüntüde kır saçlı bir adam minik etekli bir öğrencisinin amını yalıyordu. Hocam ben biraz ekranımı kapatsam mı iyi değilim yazmama tamam kendine dikkat yarın yine ışıldamanı istiyorum yazmış. Fiziki ders ortamı olsa daha net asılır mıydı düşüncesi kapladı içimi. Kalktım bacaklarımı ayırarak dersi izlemeye bir yandan da telefon ekranındaki sikişi takip etmeye başladım. Amımda bir dil dolaşması ne güzel olurdu. Parmaklarımı iyice ıslatıp amımın üzerinde bir dil gibi dolaştırdım. Ah hocam tam orası diliniz orada kalsın diye inledim. Pornodaki kadının göğüsleri benimkinden bir beden küçüktü ve kır saçlı erkek o memeleri sikiyordu. Kalın siki amına sokmak için kadının bacaklarını havaya diktiğinde ben de aynısını yapıp daha dün gece parmakladığım amıma parmaklarımı tekrar soktum. Kulağımda hem pornodan gelen inlemeler hem de ekrandaki hocanın ders anlatma sesleri. Hocam hafta sonunda bir şekilde buraya gelmiş olsaydı diye düşündüm. Amına giren kalın sik için çığlıklar atan kadın gibi beni de böyle sikse hocam. Siktikçe nasıl renk geldi mi yüzüme ışıldıyor muyum desem. Evet dese yüz verdim sana sikiş dersinden. Siki güzel midir filmdeki adamınki gibi kalın mıdır? Şimdi kadının yaptığı gibi önüne diz çöksem, dersten A sözü alana kadar sikini emsem. Filmdeki adam döllerini kadının suratına attırmaya başlamıştı bile. Ben içimde isterdim hocamı içimi yaksın dölleri. İki parmağımı kullanma konusunda çok ustalaştım artık. Elimin içini bızırıma bastıra bastıra parmaklarım içimdeyken boşalmada çok iyiyim artık. Ders çoktan bitmişti. Ben belimi yukarı kaldıra kaldıra titreyerek boşaldığımda da bedenimdeki tüm enerji bitmişti. 
Dersteki kızlardan biri mesaj atmış dün gece zorlu geçti galiba diye sonuna gülücük koymuş. Yok dedim hastaydım toparlanamadım bir türlü. Kamerayı kapatman iyi oldu diye cevap yazmış, göğüs şov yapıyordun. Başımdan aşağı ter boşandı. Öyle ya sutyen de yoktu içimde göğüs uçlarım kim bilir nasıl fırladı ekrana. Açtım okulun sitesinden dersin tekrarını izledim. Acele ile topuz yapılmış saçlarım ve uçları ekrandaki ufak görüntümde bile belli göğüslerim ile üzerimden silindir geçmiş gibi görünüyordum. Hastadan çok sabaha kadar sikilmiş gibiydi görüntüm. Hele hoca ile konuşurken ekrandaki görüntüm büyüyünce göğüs uçlarım penyeyi delecek gibiydi. En dersi dinlemeyen erkeklerin bile bakışları ekrana kilitlenmişti. Utanmak için çok geçti. Eminim bu görüntüleri bir çok erkek tekrar seyredecekti. Büyük göğüs uçlarının bir diğer yan etkisi işte.
Serin bir öğleden sonra duşumu yapmış tezime bir iki cümle eklemişken karşıki evdeki Betül Abla kek yemeye çağırdı. Kocası Mustafa en az muhabbet ettiğim komşu idi, belki en yaşlıları olmasından belki de kısa boylu kel kafalı göbekli esnaf tipli olmasından. Tam kadro idiler yine her öğleden sonra ikindi çayı farklı bir evde idi. Dört emekli aile bir de karısı geçen sene vefat etmiş Caner Abi. Caner Abi'nin ve Yeşim Abla'nın eşi Sedat'ın daha ilk günden her yerimi süzüşleri hiç bir zaman rahatsız edici bir ısrar taşımıyordu. Göz ucu ile bir yoklama sadece. Caner Abi yoktu bugün ama Sedat Abi yine şöyle bir süzmüştü günlük kıyafetlerimi. Diğer erkekler spor, iç siyaset ve bulmaca derdindeyken bir onunla Netflix muhabbeti yapabiliyordum. Bir iki gün muayenesine giden bir diş doktoru idi, Caner abi ile altlı üstlü imiş muayeneleri. 
- Akşam rakı var gelecek misin?
- Annemlere söylemezseniz tamam dedim.
İlk rakı teklifini daha geldiğim ikinci hafta almıştım. Haftada iki gün içiyorlardı Cuma ve Salı geceleri. Sadece bir aile o da babam ile aynı kafada olanı bu rakı masalarında yer almıyordu, Saime Teyze ve Bayram abi. Bayram abi en gençleri idi ama seneye bunların hepsini hacca götüreceğim diyordu her defasında, Badem bıyıklı, kumaş pantolon, kısa kol gömlek ve içine atlet giyen tam muhafazakar profil. Cuma akşamları annemler geldiği için davet edilmiyordum. İlk rakı akşamı güzel ve eğlenceli geçmişti. Sonlara doğru dört erkek, iki eş ve ben şarkılar türküler. Site içi olmasına rağmen kızı yalnız bırakmayın bekçinin köpeği geziyordur uyarısı ile Caner ve Mustafa ayaklanmış, Caner'in bariz dirseği ile Mustafa yerine oturunca Caner Abi beni evime kadar geçirmişti.
- Dersler bitince dışarda bir rakıya gidelim. Felekten bir gece çalarız demiş sonra da hoş bir sevecen komşu sarılması ile iyi geceler demişti. İşte ilk o gece, 50 yaşını geçmiş olsa bile aylar sonra bir erkeğe sarılmanın ve alkolün etkisi ile içimdeki parmağı Caner Abi'nin siki olarak düşünmüştüm. Babamın arkadaşı olmasa idi, kolundan içeri çekseydim. Bir yıldır kadınsız olan adamın kafasını amıma bastırsaydım. O bir doksanlık adam beni aniden çevirip domaltsa ve aylardır sik görmeyen amıma sokarken kalçalarımı sıksa. Duşun altında amıma ılık su tutup bızırımı okşarken içimdeki parmak Caner Abi'nin siki idi o gece. 
Her çay saatinde veya aralardaki havuz başı kahve buluşmalarında ise seksi gerilim git gide yükseliyordu sanki veya ben yaşadığım açlık ve okul stresi ile hayaller kuruyordum. Caner Abi daha çok benimle konuşmaya özen gösteriyordu. Hava biraz açılırsa kıyafetlerim inceliyor erkeklerin bakışları da değişiyordu. ,Güneşli bir gün beş çayına giderken üzerimdeki hırkayı attım ve özenle giyindim. Bilerek uzun kollu dar penye giydiğim gündü unutmuyorum. İçimdeki ince sutyen ile göğüslerim buradayım diye bağırıyordu. Ben kadınlar ile yemek muhabbeti yaparken karşı köşeden Caner, Mustafa ve daima takım elbise kravat gezen emekli banka müdürü Salim Abi beni izleyerek kıkırdıyordu. Kadınlar salonun bir kenarında erkekler ellerinde sigara salona açılan balkon tarafında idi. Gözler hep üstümdeydi ve arada birbirlerini bir şeyler fısıldayıp yine bana bakıp gülüyorlardı. Kadınların muhabbeti yine yerli dizilere kayınca bir sigara içeyim sonra ders yapmaya kaçayım diye izin istedim.
Üç erkeğin karşında normal boydaki kot eteğim ve dar penyem ile otururken kaçamak gözlerini yakalamak çok zevkli idi.
- Akşam içiyoruz değil mi diye atladı Caner Abi
- Olur olur dedim ama ben fazla kalamam. 
- Tamam o zaman dedi Mustafa Abi akşam yedide bizdesiniz, hanım doldurmuş yine dolabı..
- Sedat sekiz gibi gelecek diye seslendi Yeşim abla biz o saatte geliriz.
- Zorlu bir hastası var onun işi ancak biter deyince Caner Abi, diğerleri gevrek gevrek güldü.
- Bu yaştan sonra üst üste iki diş çekmek zor dinlene dinlene çekiyordur deyince Salim Abi, hepsi kahkahayı patlattı. 
Bu kart çapkınların cinsel göndermelerini anlamıyormuş gibi evin yolunu tuttum. Diş çekmeyi filmlerdeki öpüşme sahneleri için annem kullanırdı. Bunların neyi ima ettikleri belli. Aklıma git gide bu adamların da karıların dışında bir cinsel hayatı olduğu kazınıyordu veya benim açlığım git gide aklımı ele geçiriyordu. O gece rakı sofrası kalkıp masada iki kadın üç erkek kaldığında konu önce eşimden ayrılmış olmama ne kadar üzüldüklerine ve sonrasındaki planlarıma gelmişti. Tecrübeliyim bu konuda. Hayatımda kimse yok dediğim anda bana koca bulmak için atılacak anne arkadaşlarından başım çok ağrıdı.
- Yüksek lisans bitsin aileler tanışacak diye hep kullandığım yalanımı salladım
- Ne şanslı bir adam getir de tanışalım diye atıldı Sedat Abi.
- Ne şansı ya dedi Caner Abi, bu kadar güzel bir kadının sevgilisi adam. Kızın yüzünü gördüğü yok. Ben kapısından ayrılmazdım
- Otuz sene önce idi onlar Canerciğim, şimdi erkenden alırsın ilaçlarını uyursun.
- Bizim kullandıklarımız uyku hapı kardeşim. Söyletme beni kimler ne için ne haplar kullanıyor diye. Yine kahkahalar patladı. Yanımdaki üç erkeğin de iri göğüslerime kaçan bakışları. 57 oldum diyen Mustafa Abi'nin gözlük takarak bakması, yine takım elbise kravat giymiş Salim Abinin çaktırmadan süzüşü, Caner Abi'nin her fırsatta yanıma oturması ufak ufak bacağıma koluma değmeye çalışması. Alkol arttıkça muhabbetlerdeki cinsel gönderme dozu artıyor. Kadın kadına otursak bile uzaktan üzerimde gezen erkek gözlerinden kaçamıyordum. O akşam eve yine Caner Abi bırakmıştı. Çok içmiştik ikimiz de. 
- Yirmi yaş genç olsam seni o adama bırakmazdım valla demişti.
- Sana uygun biri de vardır Caner Abi, gençsin daha
- Senin gibisi varsa hemen tanıştır diye akşam sarılmasında rakı kokusuna karışık erkek parfümü kokusunu içime çektim iyice. O da göğüslerimi hissetmek ister gibi daha da sıkı sarıldı sanki.
- Sağol abi diye yavaşça ayrıldım kollarından. Geniş omuzları geniş bir gövdesi vardı. Elime değil bir erkeğin ağırlığı altında boşalmak istiyordum.
O gece de mastürbasyonunda aklıma Caner Abi gelmişti doğal olarak. Kendi gibi iri midir siki de? 52 yaşındaydı. İlaç dediği viagra türü şeyler olmalı. Kullanmıyormuş demek ki ihtiyacı yok. Ne kadar sikebilirdi ki beni? Kıbrıstaki sikilmem aklıma gelmişti. En ummadığım adam da en güzel yarak çıkmıştı. Ben de o koca yarağı zorlansam da almış sonra içimde hep kalsın istemiştim. Mustafa Abi en sevimsizi idi. Hayalimde Caner Abi bacaklarımı omzuma almışken Mustafa Abi'nin kalın uzun bir yarak çıkarıp ağzıma soktuğu gözümde canlandı. O çirkin adamda kocaman damarlı bir yarak olabilir miydi? O zaman gözüme daha mı yakışıklı görünürdü? İki parmağım içimde iken diğer elim göğüs uçlarımı sıktı. Gözlerimi kapadım, geçenlerde Sedat'ın bir kadını dinlene dinlene iki kere siktiğini ima etmeleri aklıma geldi. Üç erkeğin elleri ve sikleri üzerimde gezinirken nasıl ağlayarak patlamıştım Kıbrıs'ta. Parmaklarım bızırımı ezdi önce. Amım ıslanmaya hep hazır gibi bugünlerde. Tek parmak hiç yetmiyor. Tek parmak iyice ıslatırsam arka deliğim için ideal. İki parmağım amımda bir parmağım arka deliğimde iken bacaklarımı sıkıştırarak boşaldım. Parmaklarım boşalma kasılmalarım bitene kadar içimde kaldı. 
O günden sonra sanki derslere kendimi fazla kaptırmış kılığıma kıyafetime önem vermiyormuş gibi davranmaya başlamıştım. Az evvel sevişmiş gibi dağınık saçlarıma bir topuz yapıyordum, altıma evde girmekten bollanmış kıçımın şeklini almış bir eşofman, üzerime göğüslerimi ortaya seren bir gömlek veya dar bir bluz. Sadece alt dudağıma ufak bir kalem çekip daha kalın gözükmesini sağlıyordum. Hava iyiyse kapının önündeki küçük terasta ders çalışırken, hepsi birer birer kendi kapılarının önüne dökülüyordu. Kıbrıs'ta üç aygırı idare etmiştim ben taşra emeklilerini parmağımda oynatmak ne ki.
Bir cuma günü idi yine her cuma olduğu gibi Bayram abi namaza, Sedat abinin büyük jeepine doldurduğu kadınları da  kasabanın pazarına indirmişti. Bu cuma farklı idi. Dersim bittikten yarım saat sonra telefonum çaldı. Sedat abi idi arayan.
- Atla bize gel hemen, Caner çok güzel şaraplar getirmiş Fransa'dan, Mustafa da peynir tabağı yaptı.
Caner, Mustafa, Sedat ve Salim masayı kurmuş içmeye başlamışlardı bile. Üzerime yine önem vermemiş gibi geçirdiğim ince eşofman ve gömlek dört yaşlı adamın bakışlarını toplamıştı üzerimde. Sarı dar gömlek içine seçtiğim sadece bir ton koyu sutyen göğüslerimin şeklini anlamalarını sağlayacaktı.  İkinci şişe dibine yaklaşırken
- Annemler gelecek akşam ben daha içmeyeyim kokmayayım bir de tezi kontrole göndermem gerek yarın dedim.
- Bitiyor mu yani gidecek misin diye ağlama numarası yapıp dizime kapandı Salim abi. 
- Öyle valla geri dönme zamanı. Dizimdeki traşlı yüzünü okşadım. Gülümseyerek doğruldu doğrulurken bacağımı sıkıca tutup bıraktı.
- Hayatımıza renk katmıştın. Sensiz zorlanacağız.
- Caner yıkılacak diye güldü Sedat abi. Adam genç olsa babandan isteyecek nerede ise? Hepsi yine kahkahalar attı. 
- Valla karılarınızdan korkmasanız hepiniz yakardınız abayı diye atıldı Mustafa abi. Böyle güzel bir kız girdi mi hiç hayatınıza.
- Sağol ya utandırdın beni Mustafa Abi diye güldüm
- Abi deme lazım olur deyince Mustafa Abi hepimiz güldük yine. Sonra tedirgin bir sessizlik oldu. 
- Ben kalkayım deyince hepsi birden ayaklandı. Komik bir şekilde hep beraber benim kapıma kadar yürüdük. 
- Valla kahveye çağıramayacağım dedim içeri girerken. Annemler gelene kadar ortalığı toplamam lazım.
- O zaman bu ekip başka bir akşam sana veda yemeği verelim ne dersin? Sofrayı biz kurarız sen uğraşmazsın, sofranın gülü ol yeter.
- Bakarız Mustafa abiiiiii dedim üstüne basarak tekrar güldüler. 
Önce Caner abi veda sarılması yaptı, sonra hepsi teker teker. Hepsi ayrı parfümler mi sürmüşlerdi o gün? Kokuları aklıma kazındı. Eve girdim dışardaki fısıldaşmaları sürüyordu. Mutfak camından baktığımda hala bahçenin önünde dört erkek birbirlerine sarılarak gülüyordu. Kim bilir neler geçiyor akıllarından. Mustafa Abi en yaşı eli ile pantolonun önün düzeltti. Siki mi kalkmıştı? Neler geçiyor aklımdan. Uzun iri yarı Caner, kısa bodur göbekli Mustafa, ince uzun bankacı görünümlü Salim ve sarışın açık tenli renkli gözlü Sedat. Beni konuşuyorlardır kesin ve bana ne yapacaklarını. Gidip kapıyı açıp üst kata yürüsem peşim sıra gelir mi hepsi. Dört aslan bir ceylana saldırır mı? Hiç tecrübem yokken tecrübeli üç sikin önünde diz çöküp üçünü de titretmiştim ağzımda, dördünü de titretirim. Neler düşünüyorum böyle. Mutfak masasının kenarına bacaklarımı kaldırarak sandalyeye çöktüm, parmaklarım ile okşamam yeterli gelmedi. Am sularım koyu koyu. Parmaklarım birbirine yapışıyor. Sutyen göğüslerimi acıttı. Çıkartıp attım. Ağaç tokmak gözüme geldi. Bir sik gibi emdim. Amıma girmesinden korkarak girişine bastırdım. Diğer elim ile bızırımı hızlı hızlı ezdim. Amımda kalın bir baskı işimi hızlandırdı. Bu evde tek boşalmadığım yer mutfaktı. Bacaklarımı kasa kasa sandalyeden yere kaydım. Nefesim düzelene kadar bekledim, içimde erkek sıcaklığına ihtiyacım var artık.
Her rakı veya ikindi çayı sofrasında çevremdeki çember daralıyordu sanki. Aslanlar daireler çizerek daha çok yaklaşıyorlardı. Dokunmaları bedenime övgülerimi birer adım artıyordu her buluşmada. Ben de onlara daha fazla taze et gösteriyordum. Tayt giyerek yürüyüşe çıkıyordum. Sabah erkenden göğüslerimi sallaya sallaya site içinde koşuyordum. Pencere arkasında birer ikişer gölgeleri görünüyordu. Whatsapp gruplarında neler yazıyorlardır hakkımda? Yemeklerde alkol arttıkça ufak dokunuşlar uzun süreli bacak üstüne veya bele el koymalara dönüşmüştü. Benden çekinmeden cinsel imalar havada uçuyordu, beni de dahil ettikleri okey partilerindeki bekarken yapıldığını iddia ettikleri çapkınlık anıları. Çevremdeki çemberi onlar daralttıkça benim içimdeki kadınlık da çemberi kırmaya çalışıyordu. Kolu yakası bol gömlekler giyiyordum mesela, normal otururken hanım hanımcık olan. Kek tabağına eğilince kol altımdan sutyenin saramadığı göğüslerime kilitleniyordu yan taraftakiler. Okey taşı için uzanırken önden açılan dekolteme takılıyorlar kısa sessizlikler oluyordu aralarında. Sonra hepsi çaktırmadan bir şeyler yazıyorlardı telefonlarına. Büyük ihtimal neler gördüklerini, o gördüklerine neler yapacaklarını. Diz üstü kot eteğimi giyip karıları ile aynı masaya oturuyor, yan dönüp bacak bacak üstüne attığımda açılan yerlerimi görmek için birbirlerini itekliyorlardı. Ellili yaşlarda dört ergen gibiydiler. Bir Yeşim Abla fark etmişti bu salak hallerini.
- Adamlar senin yüzünden düzgün giyinir oldular. Sen gidince yine at cambazına dönerler.
- Niye öyle diyorsun abla, rahatsız oldum şimdi.
- Senlik bir şey yok kızım, erkek değil mi bunlar. Ahları gitmiş vahları kalmış hala kendilerini erkek sanıyorlar.
Artık geceleri hepsini yatağıma kabul ediyordum kendimi ellerken. Dört erkek de içimdeydi. Biri amımda biri götümde iki elimdeki iki siki sıra ile yalıyordum. Sonra seyrettiğim o filmlerdeki gibi dördü birden üzerime yanan döllerini akıtıyordu. Göğüslerim saçlarım yüzüm dölleri ile kaplanıyordu hayallerimde.  Sabahları ise mutlaka birisi kapımda oluyordu, marketten bir şey lazım mı, aman ders çalış alışverişini biz yaparız yalanları ile. Önceleri kalın sabahlığımı veya uzun yeleğimi giyerek açıyordum kapıyı. Ama sanki yeni uyanmış farkında değilmişim gibi diz üstü gecelik veya önden birden fazla düğmesi açık pijama ile kapıyı açtığımda ise iki dakika geçmeden bir diğeri bir isteğim var mı diye kapıda oluyordu.
Tez savunmasını yapmak için İstanbul'a gidip gelirken annemlerde kaldım. Düzeltmeler için verilen iki haftalık süreyi değerlendirmek için geri geldiğim gece tüm aileler toplanarak bir kutlama yemeği verdiler. Geri gelmemin bir diğer önemli sebebi rahat rahat yaptığım mastürbasyonlarımı özlememdi. Yemekte Bayram abiler de olduğundan rakı şişesi çıkmadı birer kadeh viski yuvarladılar sadece. Beni ne kadar özlediklerini anlattı tüm erkekler. Sigara içmek için balkona çıktığımız anlarda karılarına fark etmeden ellerini belime koyarak konuşmaları alışkanlıktı artık. Kahvelerimizi içerken,
- Sana bir teklifimiz var dedi Betül abla ama ret etmek yok.
- Neymiş bu ret edilmeyecek teklif bakalım.
- Biz tüm kızlar üç yıldır Afyon'a kaplıcaya gidiyoruz her sene, masaj filan. Bu heriflersiz üç dört gün kafa dinliyoruz. Bu sene senin de gelmeni istiyoruz. Bizim misafirimizsin. Hayır demek yok. 
- İşlerimi toparlarsam gelirim abla da yük olmayayım size
- Ne yükü Sedat'ın araba 7 kişilik rahat rahat sığarız, bunların da yüzünü görmeyiz üç beş gece kafa dinleriz. Bir de misafirimizsin dedik elini cebine atmak yok.
- Ya olur mu abla dedim ama dinlemediler. Yarım saat sürdü ısrarları.
Gece evime dönerken Caner abi eşlik etti yine.
- Afyon seyahatine seni de eklemek Salim'in fikriydi. Planlı zeki adamdır.
- Sağolsun 
- Ama planı tezin dolayısıyla hayır demendi. Orada patladı salak.
- Hayır mı niye?
- Bayram sever kaplıca gibi muhafazakar yerleri. Karıları da genelde o götürür, biz de sen ve çocuklar kimseler yokken daha eğlenceli vakit geçiririz diye düşünmüştük.
Kapımın önüne gelmiştik. Yine gelenek olan iyi geceleri sarılmasını yaptı. Eli sırtımı sıvazladı daha çok okşadı gibi.
- Düşün yine. Bize kalacak her yer. Sabahlara kadar içeriz eğleniriz. Sabahlara kadar istediğimizi yaparız, kimse bize durun sessiz olun diyemez. Geçen sene ne yaramazlıklar yaptık bir bilsen. Yanağımı okşadı geri adım atmasam dudaklarıma eğileceği çok belli idi.
Kollarından sıyrılıp kapımı kapattım. Neler oluyor? Çember daraldı ip boynuma geçti artık. Kendimi bu kadar sergilersem aslanlar zincirlerini kıracağını düşünmemiştim. Karılarını gönderirlerse ceylana saldırmak için durun diyen olmayacak. Sitedeki on evin yarısı kış günü boş. Diğer yarısı da karılarını gönderip benim ile yalnız kalmayı planlamış. O planı yaparken neler hayal etmişlerdir kim bilir. Caner, Sedat, Mustafa ve hiç ummadığım Salim. Yüzünü dizlerime koyarken ki parlak bakımlı cildini düşünme sırası değil şimdi. Bayram abi bir de o var. O bunlara uymaz, o yüzden onu gönderiyorlar kadınlar ile. Bu kabus olmalı dört yaşlı erkek benim ile dört gece için planlar mı yaptılar? Niye kabus olsun ki üç ayı geçti buradayım. Onlarca gece ya birinin ya da ikisinin sikini düşünerek kendimi boşaltmadım mı? Evet bazen hepsini içimde istedim. Sadece sadece eğlence için de olabilir planları, rakı sofraları, okey masaları, gülmek eğlenmek.
Ertesi sabah Betül abla aradı.
- Kız TC kimlik numaranı söyle de otele kaydını yaptırayım.
- Abla bilemiyorum. Hem gelmek istiyorum hem de tez yetişmeyecek gibi.
- Orada yapamaz mısın? Acil bir şey olursa Sedat abin geri getirir seni. 
Bu sene Sedat götürecek demek ki niye böyle bir değişiklik oldu ki. Belli ki beni tehlikeli dörtlü ile bırakmak istemediler. Bayram abi güvencem olur içim rahatladı biraz. Bir de ne olacak ki bir kaç gün üniversite günlerindeki gibi sabaha kadar içmenin nesi kötü olabilir ki?
- Yok ben rahat etmeyeceğim abla siz gidin seneye hep beraber kısmetse. 
erken erişim için adres aşağıda :))
143 notes · View notes
yalnizligincisi · 10 months
Text
Zaten benim huyum buydu;
Kalabalıkken gizlediğim duygular, yalnız kaldığımda dört duvar arasında, duvarlarla birlikte üzerime yıkılırdı..
68 notes · View notes
birkitabasigi · 6 months
Text
"Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim. Ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülüyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum..."
22 notes · View notes
yaralanma · 14 days
Text
sevdiğim kişiler uyuyup yalnız kaldığımda onları çok özlüyorum ve seviyorum mesela gündüz kardeşimle kedi köpek gibiydik şimdi yanımda uyuyo çok seviyorum ya eşek sıpasını
10 notes · View notes
rizasizbahcaningulu · 2 months
Text
“Yalnız kalmak, terk edilmek, unutulmak… Bunların hangisinden daha çok korkuyorum?
Belki de unutulmak en kötüsü.
Yalnız kaldığımda bir yerlerde birinin beni düşündüğünü hayal edebilirim hep.
Terk edildiğimde özlendiğimi, o kişinin yaptığından pişman olduğunu hayal edebilirim.
Unutulduğumda ise hayal edecek hiçbir şey bulamam.
Sanki bu dünyada hiç var olmamışım gibi…
En kötüsü de beni unutan kişiye öfkelenmem söz konusu bile olamaz, çünkü o bunu bilerek yapmamıştır ki.”
16 notes · View notes
yasanmisgayhikayeleri · 11 months
Text
Kapıcı Kaya abi ile maceralarım - Part 1
Ailemin evimden kendi evime ilk çıktığımda 22 yaşındaydım. Ailemin yaşadığı semt işe uzak olduğu için yarım saat uzaklıkta bir sitede ev kiralayıp yeni eşyalar almış, yeni evimin keyfini çıkarmaya başlamıştım. Site çok büyük bir site değildi. Ama işime 10 dakika uzaklıkta olduğu için çok memnundum. Siteye taşındıktan birkaç gün sonra site görevlisi Kaya abiyle tanıştım. 45 yaşlarında kalıplı 180 boyunda evli ve 2 çocuk sahibi bir adammış. Sitede kapıcı dairesinde kalıyorlardı. Güler yüzlü ve yardımsever bir adam gibi duruyordu. Her gördüğünde selam verir hal hatır sorardı.
Haftaiçi iş haftasonu da ailemin evine gidip geliyordum. Yeni evime taşınalı 1,5 ay olmuştu. Üniversite okurken Ahmet amcalarda kaldığımda Mustafa amcanın onu bayıltıp sikmesi ile kloroform ile tanışmıştım. Yeni evimde de sex çantası diye adlandırdığım içinde kloroform, göz bandı, ağız bezi, maskeler, kloroformu döktüğüm bayıltmak için kullandığım bez, dildo, tüy dökücü krem ve iplerin olduğu çantam her daim hazırdı. Fakat sitede seks yapamıyordum. Her tarafta insan vardı. Ve rahat olamıyordum.
İçten içe Kaya abiyi beğenmiş, onunla hayaller kuruyordum. Onun bundan hiç haberi yoktu tabi. Adamın 2 oğlu vardı. Biri 18 yaşında diğeri 15 yaşındaydı. Adam işinde gücünde başka kadınlara bile bakmayan dürüst bir adamdı. Zaten bu özellikleri beni etkilemişti. Karısı ve çocukları evdeyken onu bayıltamazdım. Onu merak ederlerdi. Sürekli fırsat kolluyordum.
Yaklaşık 15 gün sonra haziran ayının ortalarında yine denk geldiğimizde eşinin küçük oğluyla memlekete gittiğini 1 hafta sonra döneceğini büyük oğlunun üniversiteden dolayı burada onunla kaldığını söyledi.Fakat 2 gün arkadaşında olacağını söyleyince fırsatın ayağıma geldiğini anladım. O sırada telefonum çaldı. Arayan aynı sitede oturan komşum Aliydi. Musluğunun tıkandığını, açması için birini tanıyıp tanımadığımı soruyordu. Kaya abiye sorduğumda ben yaparım yalnız işlerim var saat 9 gibi geleyim dedi. Aliyle anlaşıp telefonu kapattım. Bu gece harekete geçecektim. Görüşürüz diyip eve geçtim. Saat 6 ya geliyordu.
Hemen duşa girip yarağımdaki ve deliğimdeki tüyleri almak için tüy dökücü sürdüm. 10 dakika boyunca beklerken Kaya abiyi bayıltıp sikeceğimi ve sikinin üzerine oturup içimde onu hissedeceğimi hayal ettim. Sikim kazık gibi olmuştu. Tüylerimden kurtulup güzelce bir duş aldım. Kurulanıp giyindim ve yemeğimi yedim. Saat 07:30 olmuştu. Kahvemi alıp site bahçesine indim. Gözlerim Kaya abiyi arıyordu ama bir türlü göremedim. Evime çıkarken dairemin olduğu kattaki depodan sesler geliyordu. Kapıdan baktığımda Kaya abinin burada boru tamiri yaptığını gördüm. O beni görmemişti. Sessizce daireme girdim.
Hemen seks çantamı açıp içinden kloroform ve bezi aldım. Daireden sessize çıktım ve deponun önüne geldiğimde kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. Kapıdan eğilip baktığımda Kaya abi yoktu. İçeri girip beklemeye başladım. Sanırım malzeme almaya gitmişti. Sabırsızlıkla beklerken asansör kapısının açılmasını duydum. Hemen beze kloroform döküp kapının arkasına saklandım. Ayak sesleri daha da yakınlaşmıştı. Kaya abi depodan içeri girdi ve elindeki poşeti kapının yanındaki sandalyenin üstüne koydu. Yavaşça kapıyı itip arkasından yaklaşıp belini kavradım ve elimdeki kloroformlu bezi ağzına ve burnuna dayadım.
Nolduğunu anlayamayan Kaya abi önce eliyle elimden kurtulmaya çalıştı. Hemen kendimi ve onu geriye doğru çekerek kapıyı kapattım. Bir yandan bağırmaya çalışıyor bir yandan kloroformlu bezden kurtulmaya çalışıyordu. Noluyor kimsin sen diye birşeyler söyleme ve bağırmaya çalışıyordu. Öne arkaya ilerlemeye çalışıyor ama elimden kurtulamıyordu. Kapının arkasına doğru çektikten sonra birlikte yere düştük. Altında ben üstümde o çırpınmaya devam ediyordu. Sesi güçsüzleşmeye başladı.
Sonra öksürmeye başladı. Kloroformun keskin kokusu ciğerlerinden kanına geçtikçe gücü ve sesi azalıyordu. O sırada asansörün kapısının sesi duyuldu. Kaya abi de bunu duymuş olacak ki son bir gücüyle bağırmaya çalıştı ama sesi depo dışından duyulacak kadar güçlü değildi. Birkaç kez daha öksürüp sessizleşti. Nihayet bayılmıştı. Hemen kloroformlu bezi ağzında ve burnunda bırakıp deponun kapısını içten sessizce kilitledim. Gelen kişi deponun kapısını açmaya çalışınca tam zamanında kitlediğimi anladım. "Kaya Bey burda mısınız" diye ses duyunca gelenin site yöneticisi olduğunu anladım. O sırada Kaya abi baygın şekilde yanımda yatıyordu. Hemen cep telefonunu cebinden çıkarıp sessize aldım. İyi ki de almışım. Site yöneticisi aramaya başladı. Neyse ki cep telefonu sesini duymamıştı. Biraz bekledikten sonra ayak seslerinden site yöneticisinin gittiğini anladım.
Rahat bir nefes alıp kloroformlu bezi Kaya abinin ağzından ve burnundan çekince kapalı gözlerini ve baygın halini gördüm. Kirli sakalları vardı. Çok tatlı gözüküyordu. Bekaretini çatır çatır alacağımı düşününce sikim büyümeye başladım. Hemen Kaya abinin dudaklarını öpmeye başladım.Elimle kıyafetlerinin üzerinden önce göğüslerini sonra da sikini okşamaya başladım. Siki ve taşakları avucuma sığmıyordu. Kirli sakalları dudaklarıma ve yanaklarıma bata bata öpüp yaladım. Daha ileri gitmemek için kendimi frenledim.
Depo dışarısında ses var mı diye kontrol ettim. Hiç ses yoktu. Kapıyı yavaşça açıp etrafa baktım. Kimse olmayınca sessizce depodan çıkıp yan taraftaki daire kapımı açtım. Tekrar depoya gelip Kaya abimi kucakladım ve daireme taşıdım. Yatağa güzelce yatırdıktan sonra depoya tekrar gittim. Kloroform ve bezimi aldıktan sonra deponun ışığını kapattım ve kapıyı kapatıp depodan evime geçtim.
Haziran ayında olduğumuz için üzerinde sadece bir t-shirt altında ise şort vardı. Hemen t-shirt ü çıkarttım. Kıllı ama kaslı göğüsleri vardı. Sonra şortunun düğmelerini açtım ve bir çırpıda cıkarttım. Karşımda beyaz slip boxer ile kalmıştı. Yarağı ve taşakları boxerın üzerinden belli oluyordu. Boxerını çıkartıp kenara atınca baygın, çaresiz ve çırılçıplak Kaya abi muhteşem siki ve toplarıyla karşımdaydı.
Yalamak istiyordum ama önce onu yıkamam gerekiyordu. Hemen kloroformlu bezi Kaya abinin ağzına ve burnuna dayadım. Küçük bir çırpınmayla tekrar bayıldı. Kucaklayıp banyoya götürdüm. Duşakabinin içinde kafasını sampuanla güzelce köpürtüp yıkadım. Duş jeli ile vücudunu güzelce ovalamaya başladım. Yarağında ve taşaklarında hiç kıl yoktu. Yeni traş olduğu belliydi. Yarağını, taşaklarını ve bacak arasını güzelce köpürttüm. Yüzüstü çevirdiğimde poposunu iki tana ayırdım ve deliğini ve etrafını güzelce köpürttüm. Sonra duruladım. Deliğinin etrafındaki kılları almak için tüy dökücü krem sürdüğüm ve 15 dakika bekledim.
Daha sonra tekrar köpürterek yıkayıp duruladıktan sonra havluyla güzelce kuruladım. Ve kucaklayıp yatağa götürdüm. Ellerini yatağın başına ayaklarını da yatağın diğer uçlarına bağladım. Ağzını ve gözlerini tekrar bağlayıp tamamen soyundum. Onu yıkarken terlemiştim. Hızlıca duşa girip her tarafımı güzelce köpürtüp yıkadıktan sonra duştan çıktım. Üzerimi giyinmeden mutfağa geçip bir sigara yaktım. Sigaramı içerken Kaya abiyle biraz sonra yatak odasında yaşayacaklarımı düşünüyordum. Kalbim heyecandan küt küt atıyordu.
O sırada kendine gelmeye başladı. Hemen kloroformdan beze döküp tekrar Kaya abimin ağzına ve burnuna dayadım. Bağırarak kurtulmaya çalışıyordu ama nafileydi. Sonrasında öksürerek inlemeye başladı ve bayıldı. Kloroformlu bezi çektim ve gözlerinde bağı çözdüm. Gözleri kapalı baygın yatıyordu Kaya abim. Yarağını avuçlamaya başladım. Yarağı ve topları elime sığmıyordu.
Daha fazla dayanamayıp Kaya abimin yarağını yavaş yavaş yalamaya başladım. Birkaç dakika içinde hareketlenmeye başladı. Ağzıma tamamen sokup sakso çekmeye başladıktan 5 dakika sonra ağzımda kocaman oldu. Taşaklarını sırasıyla ağzıma alıyor ağzımda çevirerek emiyordum. Tekrar ağzıma aldıktan yaklaşık 2 dakika içinde kasılarak ılık ılık ağzıma boşaldı.
Yüzüstü çevirip karnının altına yastık koyup belini yükseltince tertemiz poposu ve deliği kabak gibi karşıma çıktı. Hemen deliğine yumuldum. Çılgınlar gibi deliğini yalıyor, emiyor, dilimle masaj yapıyordum. Yaklaşık 20 dakika yalamışım. Deliği kadife gidi olmuştu.
Hızlıca ayaklarını yataktan çözüp Kaya abiyi sırtüstü döndürdüm ve ayaklarını yatağın ön kısmına bağladım. Götü ve deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı Kaya abimin yavaş yavaş hareketlenmesiyle kendine geldiğinin farkına vardım. Hemen gözbağını tekrar bağladım. Kimsin sen napıyorsun nerdeyim ben gibi sorular soruyordu. Poposunu okşayınca "napıyorsun yapma" gibi şeyler söylüyordu. Tabii o azgınlıkla ben hiçbirini duymuyordum. Götünü iki yana ayırınca kaymak gibi deliği ortaya çıktı. Tekrar yalamaya başlayınca götünü sağa sola kaçırıyordu. Yaklaşık 10 dakika daha bu şekilde yaladım. Sonra bir parmağımı sokmaya çalıştım. Deliği daracıktı ve kendini sıkıyordu. Zorla bir parmağımı sokabildim.
Deliğini sıktığı için ne kadar zorlasam da ikinci parmağımı Kaya abimin deliğine bir türlü sokamadım. Hemen çantamdan maskeyi çıkarttım ve üzerine kloroform doküp Kaya abimin ağzını ve burnunu kapatacak şekilde yüzüne taktım. Bağırarak kurtulmaya çalışıyor ama kurtulamıyordu. Öksürmeye başladı. Ve sonra tekrar bayıldı. Bayıldıktan sonra deliğine 2. ve 3. parmağımı zorlayarak soktum. Hiç sikilmediği belliydi. Çantamdan dildoyu çıkarıp yavaş yavaş deliğine soktum. Tamamını sokup yavaş yavaş git gel hareketlerle deliğini alıştırdım. Sert şekilde dildoyla sikmeye başladım. Bir yandan da yarağımla oynuyordum. Belirli süre geçtikten sonra dildoyu çıkarıp kazık gibi olmuş aletimi deliğine bastırdım, bir çırpıda Kaya abimin içine girdim. Hızlı hızlı git gel yaparak kaya abimin bekaretini elinden aldım. 5 dakika içinde tüm döllerimi içine boşalttıktan sonra çıkmadan sikmeye devam ettim.
Deliği kadife gibi olmuş, yarağımı adeta vakumluyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca bir yandan sikerken bir yandan göğüslerini yalıyor bir yandan da dudaklarını emiyordum. Yarım saat sonra 2. kez Kaya abimin derinlerine boşaldım. Hala Kaya abimin deliğinin içindeyken tekrar kendine geldi. Birkaç sefer gitgel yaptıktan sonra artık dinlenmek istiyordum. Kaya abim de sikilmekten yorulmuştu. Ara vermek için hemen kloroformu beze döküp Kaya abimin ağzına ve burnuna dayadım. Nolur yapma bayıltma beni bırak diye söylense de bezi burnundan çekmedim. Öksürmeye başladı, çırpınışları yavaşladı ve son bir inlemeyle tekrar bayıldı.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir bardak su içip bir sigara yaktım ve yaşadıklarımı düşündüm. Çapkınlıkta bezi olmayan işinde gücünde, tam bir anadolu erkeği olan Kaya abimi bayıltıp bekaretini almıştım. Bir yandan da deliğim yanıyor, Kaya abimin erkekliğini içimde hissetmek istiyordum. Sigaramı söndürdükten sonra yatak odasına geçip Kaya abime baktım. Hala baygın yatıyordu. Bacakları hala havadaydı. Hemen yatağın başındaki ipleri çözüp bacaklarını yatağa indirdim ve yatağa bağladım. Yarağı küçülmüştü. Hemen ağzıma alıp emmeye başladım.
Yaklaşık 5 dakika sonra yarağı canlanmaya başladı. O sırada kendine gelen Kaya abim ağzındaki bağ yüzünden noluyor napıyorsun demeye çalışıyordu. Kendine gelince hızlı hızlı yalamaya başladım. Bazen yarağını bırakıp taşaklarını sırayla ağzıma alıyor, ağzımda yuvarlayarak emiyordum. Yarağını yalarken birden inlemeye ve kasılmaya başladı. Bir damlasını ziyan etmeden tüm döllerini yuttum. Küçülmesine fırsat vermeden hemen yarağının üzerine çıkıp deliğime hizaladım ve üzerine oturdum. Kaya abim çıldırmışçasına inliyor kafasını sağa sola sallıyordu.
Hızlı hızlı üzerinde zıplamaya başladım. Bir yandan ellerimle göğüslerini okşuyordum. 20 dakika sonra da tekrar kasılarak içime ılık ılık boşaldı. Zevkten ölmek üzereydim. İçinden çıkmadan ve küçülmeden hemen beze kloroform döküp Kaya abimin burnuna ve ağzına dayadım. Zevkten inlerken birden kloroform kokusuyla Kaya abim çırpınmaya başladı. Kurtulamayacağını bile bile çırpınıyordu. Üzerinde zıplarken öksürmeye başladı ve 10 saniye içinde son kez inleyip bayıldı. Baygınken hiç ara vermeden kendimi ona siktiriyordum. Yaklaşık 30 dakika geçmesine rağmen hala boşalmıyordu.
Hafif kendine gelmeye başlarken tekrar kloforomlu bez ile tekrar bayılmasını sağladım. 15 dakika sonra birden kasıldı ve içimde bir sıcaklık hissettim. Ilık ılık içime boşaldı. İçimde küçülmesini bekledikten sonra kalkınca deliğimden Kaya abimin dölleri karnına döküldü. Hemen mutfaktan kağıt havlu alıp Kaya abimin karnındaki dölleri temizledim. Yarağı sikişmekten kızarmıştı. Yarağını da kağıt havluyla sildim. Kendindeyken Kaya abimi sikmek istiyordum. Deliği hazır olsun diye bir hışımla dildoyu Kaya abimin deliğine sokarak duşa girip temizlendim. Duştan çıkınca çıplak şekilde mutfağa gidip bir sigara daha içtim. Sigara içerken Kaya abimin inlemelerini duyunca kendine geldiğini anladım. Yatak odasına gidip giyinmeye başladım. Sesleri duyan Kaya abim kimsin sen bırak beni demeye çalışıyordu.
Maskeye kloroform döküp Kaya abimin yüzüne takarak tekrar bayılttım. İki gün boyunca Kaya abi benim seks kölem olacaktı. İki gün boyunca erkeğimin enerjisini korumak için eczaneden serum almaya karar verdim. Onu serumla besleyip her pozisyonda onu sikecektim ve kendimi ona siktirecektim. Gitmeden önce son kez yanına uzanıp sevişmeye başladım. Dudaklarını öpüyor, sımsıkı sarılıyordum. Deliğindeki dildoyu çıkartıp parmağımla deliğine girip çıkıyordum. Yaklaşık 20 dakika bu şekilde onunla oynadıktan sonra hızlıca dildoyu tekrar deliğine sokup toparlandım ve evden çıktım. Hikayemi beğendiyseniz devamı için beğenilerinizi bekliyorum.
30 notes · View notes
kendimegelmemlazimdi · 11 months
Text
Ben de yalnız kaldığımda kendimden biz diye bahsederim.
25 notes · View notes
dreehung · 10 months
Text
Evde yalnız kaldığımda hiç sorun yaşamıyorumda evde herkes öğle saatinde uyuyakaldığında bi huzursuz oluyorum.
20 notes · View notes
ankazey · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
"'Yatarken düşlediğim masallar gibisin. Geri gelmesen bile beklerim bilirsin. Yalnız kaldığımda susmuyor hislerim. Beni duymasan bile bilmeni isterim. Acıtıyor hislerim. Yorgun argın, seni beklerim."'
102 notes · View notes
eylem-er · 8 months
Text
Huzurevindeki yaşlı bir kadının mektubu..
“82 yaşındayım, 4 çocuğum, 11 torunum, 2 torun çocuğum ve 12 metrekare odam var..
Artık bir evim ya da pahalı eşyalarım yok ama odamı temizleyecek, yemek ve yatak takımlarını hazırlayacak, tansiyonumu ölçecek ve beni tartacak biri var..
Artık torunlarımın kahkahaları yok, büyüdüklerini, sarıldıklarını, tartıştıklarını görmüyorum..
Bazıları bana 15 günde bir geliyor, bazıları üç veya dört ayda bir, bazıları ise hiç gelmiyor..
Artık kışın çalışmıyorum, kek pişirmiyorum, bahçeyi kazmıyorum..Hala hobilerim var ve okumayı seviyorum ama gözlerim çabuk ağrıyor..
Ne kadar sürer bilmiyorum ama bu yalnızlığa alışmam lazım..
Evde grup çalışmasına liderlik ediyorum ve benden daha kötü durumda olanlara elimden geldiğince yardım ediyorum..
Yakın zamana kadar yan odadaki hareketsiz bir kadına yüksek sesle kitap okurdum, birlikte şarkı söylerdik ama geçen gün öldü..
Ömrün uzadığını söylüyorlar.. Neden? Ne kadar yaşlanırsan o kadar yalnızlaşıyorsun.. Yalnız kaldığımda ailemin fotoğraflarına ve evden getirdiğim anılara bakabiliyorum.. Hepsi bu..
Umarım gelecek nesiller, ailelerin (çocuklu) bir geleceğe sahip olmak için doğduğunu ve yaşlılık döneminde bile aileyi unutmadıklarını anlar..
Lütfen bunu çocuklarıma göstermeyin..
Büyükanne Maria sizi seviyor..”
Tumblr media
11 notes · View notes
kadir-tr2569 · 1 year
Text
Ben çok alışmışım 🌺Kendi şiirimi
Kendim okumaya 🌺Ben çok alışmışım
Kendimle kalmaya 🌺Ben ne çok alışmışım
Yalnız kaldığımda Şiir olmaya ...!
Tumblr media
22 notes · View notes
kelebeklervadisi77 · 2 months
Text
EV
Her insan biri tarafından anlaşılmak ister, sığınmak istediği bir limanı ve evi olmasını ister.
Hislerimi gördün sevgilim, mutsuz hissettiğimde duydun beni, yalnız kaldığımda sana sığındım, kimsenin anlamadığı yerde sen anladın beni, bir gülümseme yerleştirdin yüzüme, birine hayran hayran bakmayı öğrettin bilmeden, hayal kurmayı öğrettin, odaklanmam gereken amaçlarımı gösterdin, biriyle anlaşabilmeyi öğrettin, aşkı öğrettin bana, seninle evim olduğunu öğrendim.
Sensin en güzel evim huzurum.......
Tumblr media
6 notes · View notes
musfika-hanim · 3 months
Text
insan hergün yaptığı şeylerden, rutinlerinden zevk alamaz bazen onu sıkar boğar belki ama kendince öyle bir yöntem geliştirir ki hayatının bir parçası olan bazı işler, güçler, sorumluluklar onun terapi alanı olur. psikoloğa hiç gitmedim, bazı bozuk taraflarım var benim de, vardır kızlar bazen gitmem gerektiğini söyler çocukluktan kalan durumlarım olduğundan bahsederler git bak iyi gelecek derler ben gitmedim hiç. kendi kendime "çok büyük bir acı yaşadın, çok ekstrem ve beklenmedik. bunun üstesinden geldin tek ilaç kullanmadan inanarak, üzülerek, sabır göstererek" diyerek kendimi olumluyorum, böyle bir durumdan zararsız çıkmışsın iyisin diyorum ve reddediyorum. kendimde bir sıkıntı görmüyorum elbette muhakkak vardır. insanları, yakınlarımı rahatsız edecek, onların hayatına zarar verecek bir ruh sıkıntım olsaydı giderdim muhakkak. kızlarla tartıştığımızda onlar analiz ediyor ve benim sıkıntılı yönlerimi söylüyorlar hep, ben de irdeliyorum kendimi ve törpülemeye çalışıyorum o taraflarımı. onları memnun etmeyebilir ama kendimce kendimi haklı buluyorum onların rahatsız olduğu konularda :) neyse. parağrafın başına dönersek orada bahsettiğim konudan kaydım biraz demek istediğim şu, insan günlük koşturmalarını, mecburi sorumluluklarını, kaçamayacak, terkedemeyecek görevlerini sevmeli ve bunların bazılarını kendine terapi görmeli. bundan bir önceki postumda söylediğim şey "evde yalnızken temizlik yapmak" inanın canımı çıkarıp çok yorulsam da bunun bana verdiği rahatlığı çok az şey veriyor. kendiyle çok fazla muhabbeti, sohbeti olan biriyim böyle yalnız kaldığımda bir dökülüp bir boşalıyorum ki sormayın. hem kirletiyorum, hem temizliyorum, hem temizleniyorum. Allah insan denen varlığı çok şeyin hakkından gelecek şekilde yaratmış. imtihanlar bizim şımarıklığımız için değil, tekamüle giden yolda adımlarımızı sağlamlaştırmak, manevi kazanç sağlamak ve başarmak için var. devamlı şikayet hali, olanı kabullenneme, rıza göstermeme ve olumsuzu devamlı dile getirme bizi olmamız gereken yerin aşağısına çekiyor hep bunu kendimde de gördüm ve çevremde de çok kere şahit oluyorum. bizi toparlayacak, kendimize getirecek ve iyi gelecek çok fazla mefhum var. bunları sevmemiz gerekiyor, olumlu olanları görünce olumsuz her şey silikleşir ortaya, meydana güzel olanlar çıkıyor. şükür ve sebat yoluna girince eyvallah zikri eksik olmuyor kulun ağzından. eyvallah rabbim diyor insan verdiğine, aldığına, vermediğine eyvallah vardır bir bildiğin elhamdülillah..
3 notes · View notes