Ne acı değil mi?
Gülmemiz gereken yaşta ölmeyi düşünüyoruz.
47 notes
·
View notes
rüzgâr hediye edilebilseydi eğer
sana rüzgâr hediye etmek
isterdim. sarı yapraklı bir ormanda
iki geyik havaya sıçrayıp
öpüşüyor. boynuzları birbirine
dolanmış. açamıyorlar. sarı yapraklı
bir ormanda. ata nur kahve falında
görüyor bunları.
gizem bir geyik başı gibi
uzanıyor aramızda. boynuzlarında
senin karmaşan ve sana ait
bilmediğim ve bilmek istemediğim
onca şey. buna benzer çözemediğim
birçok şey ormanda sarı yapraklar
birer ikişer düşmeye başladığı
zaman saçlarının arasından.
sarı bir yaprak fosili boynunun
tam kenarında.
iki geyik ormanın kuytularında
birbirine sarılmış yatıyor.
boynuzları birbirine geçmiş..
kırmızı bir yunusun
havada sıçraması olurdu senin
gülüşün ama gülmüyorsun.
beni boğmak mı istiyorsun?
benim zaten boğulduğumu
fark etmiyor musun?
geyiğin boynunda kırmızı bir leke var.
melankolimin tozu alındığı zaman
kanayan bir yürek çıkacak ortaya.
iki geyiğin birbirine geçtiği
yerde orman ışığı kırılıyor.
kalbin ilmini yap diyor bir ses.
aortanın kırmızılığı gibi geyiğin
boynunda bir kırmızı leke..
kırmızı bir mermerde geyik silueti;
geyiğin boynunu tuttuğum zaman
elimde kalan pas lekesi ya da
böyle birşey seni anlamaya
çalışmak. beni sevdiğin zaman
yeşil kadife tüylü bir geyik
ormanda su içiyor. ya da yeşil
kadife tüylü bir su akıyor
boynuzlarımızın arasından.
bana gelince
ben mutluyum sensiz
neden bilmiyorum ama öyle işte.
bedenim tanımıyor aorta /amor’u.
daha korkunç şeyler bildim çünkü
delilik gibi..
deliliğin ülkesinde bilekler kesilmez.
saatlerden geyik kanı akmaz.
deliliğin ülkesinde hiçbir şey olmaz.
saatler geçmek bilmez.
bütün saatler pırlanta kesiği
bilekler gibidir geyikler metafizik
bir acıyla inlerken.
bir inşaaat işçisinin güneşte
bayılışı gibidir, spleen,
aorta / amaor’la saatlere inerken.
bir balığın kesik boynu gibidir
spleen
dünya tatsızlığı kristalleşirken
kimyasal bir çözeltide
hiç bir şeyi çözemezsin
bileklerini de kesemezsin
anti-maddeye kaçmak istersin sadece
uyuşturucular kanını dondururken
plazma saatlerde.
bazen ama bir insanla bir şey olur
kısa süren bir şey
iki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi
bazı insanlarla
yıllarca görüşsen de
bir şey olmaz.
seninle biz hiç kavga etmeyelim
çünkü geyikler kavga ettiğinde
boynuzları birbirine dolanır ve
ölürlermiş.
gece saat 3:30. senin için birşeyler
yazmak istiyorum ama gözlerinin
karşılaştığın insanlara nasıl sevgiyle
baktığından başka birşey gelmiyor
aklıma. içimdeyken bana bakışın
bir de. kumru değiliz biz
geyiklerin sonu da çok acıklı
ne kalıyor geriye?
gece 10’a doğru aradın. birkaç gün
sonra dolunay olacağını, rakı içeceğini
ve denize deniz kızları için
biraz rakı dökeceğini söyledin.
kıskandırmanın daha zarif bir
yöntemi olamazdı ama beni daha
fazla kıskandırma olur mu?
dayanamam ben buna.
taş kesilir boynuzlarım,
içimdeki kuş ölür.
“can you hear me major tom?”
doğuya bakan yüzünle bak bana
ve kalbimin bir porselen gibi olduğunu
hiç unutma. çocuk gibi olduğumu
söylemiştin zaten. çocuk gibi yazdığımı
biliyorum bu kitapta
kırmızı mürekkeple boyanmış bir
çocuk başı uyuyor kalbimde.
fosforlu gözleri açıklanamayan
şeylerin merkezi gibi. tıpkı bunun
gibi açıklanamayan şeylerin merkezi
olsun isterdim bu kitap; hiç
kumru olamamış bir çocuk izini
bırakırken onun üstünde; ararken
bir kumru oluş halini..
bir ilişki bitince ne olur?
bir ilişki bitince ne olur?
bir kumru sormaz bunu
ama ben bunu soruyorum kendime sürekli
ve mütemadiyen bu kitapta
ararken bir kumru oluş halini.
hayır, saatleri, geyikleri anlatmıyor bu kitap.
bir kumru oluş halini anlatıyor
ya da bir kumru olamayış halini.
bazen bir şey görünür gibi oluyor,
bazen bir şey görünmüyor.
bazen bir şey değişecekmiş gibi oluyor,
bazen bir şey değişmiyor.
bazen beni hep sevecekmişsin gibi oluyor,
bazen hiç sevmemişsin gibi.
bazen bu kitap açıklanamayan şeyleri anlatıyormuş gibi oluyor,
bazen hep açıklanan şeyleri.
bazen bu kitap senin gibi oluyor,
bazen benim gibi.
yani sen beni kumru yapmaya çalışırken benim kumru olamayış halimi.
bazen bu kitap aşk gibi oluyor,
bazen anti-aşk gibi.
hayır, elbette saatleri, geyikleri anlatıyor bu kitap.
insan ilişkilerinden bahseden bir kitap başka neyi anlatabilir ki?
bizim uslanmaz ruhlarımız hiç kumrulaşabilir mi?
suskuyla yan yana oturan iki kumru.
iki sevgili yan yana oturarak uzun süre hiç konuşmadan
yani kumrulaşabilir mi?
hayır, elbette senin aradığın saatleri anlatmıyor bu kitap.
aramadığın onca saatin dehşetini anlatıyor ancak.
ve çocuk gibi olmadığım,
fazlasıyla realist olduğum için tek bir saate doğru ilerliyor:
geyiklerin kavga edip, boynuzlarını açamayarak öleceği saate.
yine de kumru masalını sürdürmeyi deneyecek bu kitap.
çünkü kumru olamaz dediğin anda
aşk da bitiyor kitap da!
daha kavga etmedik.
boynuzlarımız birbirine dolaştı ama sadece ormanda uykuda.
bak hala “major tom” çalıyor pikapta..
lale müldür, saatler/geyikler
9 notes
·
View notes
Neden gülmüyorsun? Sen, benim Gökçe'msin. Neden kahkahalarınla bana hayat vermiyorsun?
5 notes
·
View notes
"Neden gülmüyorsun? Sen benim Gökçe'msin. Neden kahkahalarınla, bana hayat vermiyorsun?"
~Ölüler Konuşamaz
3 notes
·
View notes
Neden gülmüyorsun? Sen, benim Gökçe'msin. Neden kahkalarınla bana hayat vermiyorsun?
1 note
·
View note
Neden gülmüyorsun?Sen benim Gökçem'sin.Neden kahkahalarınla bana hayat vermiyorsun?
Ölüler Konuşamaz
29.09.2022
19:23
0 notes
biliyordum bir gün böyle olacağını, ne zamandır yüzüme gülmüyorsun bilmez miyim ömer. Işıldayan gözlerin artık yorgun bakıyor bana, dik duran omuzların neredeyse yere değecek. Gözlerin kısılmayalı bin asır oluyor, sen bana baktığında kendini görüyorsun ama ben seni görüyorum, yok olup giden seni..
1 note
·
View note
Sen enerjine yetişemiyorum derdin şimdilerde herkes bana niye hiç gülmüyorsun diyo teşekkür ederim
0 notes
Yeni Ay’da 6. Gün
10 dakikalık konuşmanın 100 dakika sürmesi gibi şu 6. Gün. Oysa sana hiç kötü bir şey demedim. Ne olursa olsun senin mutlu olmanı istemiştim. Konuşurken bir yıldız kaydı… Kayan yıldıza ne olur bilir misin? Ufalanır, paramparça olur. Sen bana sevmediğini söylediğinde gök yüzü şahit oldu buna, dayanamadı. İnsanoğlu işte. Bir yıldızın intiharına dilek diliyor. Benim de dileğim derslerini geçmen oldu. Çünkü bu kaygılı ve stressli dönemde başka bir şeye ihtiyacın yok. Bu ben olsam bile bana da ihtiyacın yok. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum.
Kalbine kendimi zorla koyamıyorum. Bunu zaten yapamam. Ama biliyorum vazgeçmen zor. Kararsızlığını çok iyi anlıyorum. Belki bu şüpheye düşmüş olman bile yeterlidir güzelim. Bir insanı tanımak onu bilmek çok zor. Ben senin eğlenceli, konuşkan ve kahkahalı yönünü çok sevdiğimde seninle bir ömür geçirmek istemiştim. Yoksa gerçek anlamda ileride yeni tanıdığın biriyle nasıl evlenebilir ki insan. Seni tüm gelecek hayallerime dahil etmemin en büyük nedenlerinden biri bu. Biz birbirimizi seçmiştik. İyisiyle kötüsüyle tanıyorduk. Yoksa biliyorsun kimse mükemmel değil. Senin mesela şu sevgime karşılık vermemen, benimse seni kırmış olmam. Yüzlerce örnek sayarız seninle otursak. İnsanoğlu kendisi için yaratılmış birini bulamaz ki. Ama tenin için aynısını söylemeyeceğim. Tenin, dudakların benim için yaratılmış gibiydi.
Kendini beni sevmek için yorma. Bu ileride daha kötü sonuçlar doğurur. Ama zaten bitecekti kelimesini çok kabul edemiyorum. Çünkü bana yaptığım şeyleri düzeltmem için bir şans verilmedi. “Olmuyor” diyebildin sadece. Oysa ben olup olmadığını bile bilmiyorum. Sana şimdi satırlar yazsam bile ne fark eder ki. Aklın karışık, belki kalbindeyim belki değilim. Açıkcası kalbinde olmadığıma inanmadığım için çok yineledim. Bunca zamanı beni sevmeden geçirmiş olamazsın. Bu yüzden sana bunun ne zamandır olduğunu sordum. Bana “Ben sevmeyi bırakmadım, yoruldum” dedin. Oysa ben senin dinlenmene müsaade ederdim. Belki beni affedersin diye çabaladım, sonrasında beni sevmediğini söyleyebildin. Şimdi ise bambaşka bir senaryo.
Neye inanıp inanamayacağımı bilmiyorum. Anıların ve yaşanmışlıkların dışında kalbinde bir yerde olduğuma emin olmasaydım bu satırları yazmazdım. Sen yok desende orada var olduğumu biliyorum. Belki üstünü biraz çamur kapladı ama oradayım işte. Neyse ki yarın büyük gün senin için. Bugün inanılmaz bir çaba göstermen gerekecek. Bu yüzden her şeyi güzel hatırlaman ve kafanda güzel olan şeylerden başka bir şey kalmaması için tarihi bir dizin paylaşacağım. Umarım rahatlarsın ve yarın çok iyi bir performans gösterirsin…
/// 3 Lira 5 Lira Olayı ///
Covid sonrası türlü bahaneler bulup yanıma gelmiştin. Sahilde oturuyorduk açsan çiğ börek yiyelim demiştik. O masum bakışınla kaç paradır ki? Demiştin. Aynı anda “3 lira 5 lira” demiştik. Sonra birbirmize bakıp kahkaha atıp sarılmıştık.
/// Yılbaşında Çaça Deneyimi ///
Benimle yüksek alkol almadığın için Ablamın getirdiği içkiyi deneyecektik. Ama içki o kadar kötüydü ki bana içicem söz diyip her yudum aldığında suratındaki ifadeye bakıp gülüyordum. Evet o içkiyi beraber bitirememiştik. Çünkü cidden çok kötüydü :D
/// Dışarı diye çıktın 1 saat gelmedin ///
Ah benim aklı beş karış havada güzelliğim. Telefonunu sen git evde bırak sonra beni meraklandır.. Ne çok merak etmiştim seni. Panik olmuştum deli gibi. Sonrasında kapının tıkırdısından kapıyı açıp bana mahçup bir bakış attın. Nerdesin sen Ayla!? Diye sitem ettim. “Burdayııım” dedin. Cidden halen daha gülüyorum buna.
/// Tepsici ///
Buna sen çok gülmüyorsun ama kross şampiyonasında iki üç eşantiyona kandırıp seni çalıştırırken seni madalyaları tutan tepsici kız yapmıştım. Göz önündeydin :).. Dedim güzel kız lazım oraya benim güzelim var zaten.. Komik olanı dönüp baktığımda aşırı komik görünüyordun.. Bir kahve içtik altı üstü konu nereye geldi. Bu arada son bir kez daha benim için tepsi tutmanı çok isterdim. Ama bu sefer madalya değil. Kahve taşırken :)
/// Market Alışverişleri ///
Market anılarının hepsi gerçekten çok güzel. Eve yapacağımız market alışverişleri için koşarak geliyordun. Fiyatlara bakıp çok pahallıymış yaaa yapardın. Canının çektiği bir şeyi almak isterdin alırdım sana. Çocuklar gibi mutlu olurdun :) Bana tüm öğrencilik hayatımda çok destek olduğun için teşekkür ederim. İyi ki vardın…
/// İflas Etmiştin fjjd ///
Bu net en komiği kıyamam ben sana. Kredi kartı harcamalarından dolayı hiç nakitin kalmadığı için bana gelmiştin. Ben de bilerek eline bir kaç bozuk para tutuşturmuştum. O akdar sıkı tutmuşsun ki o paraları bir çocuk gibi kabul etmişsin artık param o diye.. Neyse ki para çekip halletmiştik. Ama o günü unutamam. Parasızlığı görmüş olman çok iyiydi. Halen daha videon duruyor. Açıp açıp severim seni…
/// Son anda yetişilen otobüs ///
Sanırım bunu 2 kere tecrübe ettik. İlkinde covid zamanıydı. Sana taksi bulmak için kafayı yemiştim. İmkanım olsa valizleride senide sırtıma alıp otogara uçuracaktım. Son anda yoldan bir taksi bulup yolladım seni. İkimiz yetiştiğimizde birbirmizi arayıp yaptığımız salaklığı konuşuyorduk. Daldık işte birbirmize geç kaldık… İkincisi buraya gelişimiz.(İstanbula) İyi bir yol arkadaşı olamadım midemden dolayı. Ama son anda yetişmiştik. Yurdun önünde beni bekleyen sitemkar kızı nasıl unutabilirim…
Buraya asansörün önünde çıkardığın gazı eklemiyorum. Ölü yemiştin sen o gün kesin. Bir de eserinle gurur duyup kahkaha atıyordun. Benim bağırsağımı bozma challangelarımız vardı. Çiğ köfte midye bira… Seninle yapılan en güzel aktivitelerden. “Memories” demiş elin yabancısı. Hatıralar ve anılar. Her şeyi zamanla güzel kılacak.
Sen bizi güzel hatırla arap kızı…
Sana hep güvendim ve tekrar güveniyorum; Yarın git içinden geç hocaların. Senin o şımarık hiçbir şeyden memnun olmayan küçük kızın altında yatan cesur, savaşçı kadını ben tanıyorum.
Sonrasında zaten konuşacağız. Emin olmadan vazgeçersek gökyüzü tekrar ağlar. Yıldızlar intihar eder. Yapmayalım bunu. Bitir şu projeyi sonra ne yapmak istersen yaparız. Sana bir tatil bir de mayo borcum var…
Son olarak attığım görselde hiç göremediğim çocukluğuna gelsin… Umarım yüzünü güldürür. Her şey güzel olacak, olmak zorunda :)
0 notes
Hiçbir şey yolunda gitmiyor canımın içi… Sen yokken gece de gündüz de aynı işte. Fotoğrafların canımı yakıyor çünkü bana gülmüyorsun. Bana hiç gülmedin. Şimdi aynı şehrin farklı uçlarındayız ve karşılaşma ihtimalimiz yok. Seni çok seviyorum.
1 note
·
View note
Güzel gülen adamlar, güzel sever miydi?
38 notes
·
View notes
Artık beni görünce bana gülmüyor,pas vermiyordun haklıydın..eğer taviz verirsen sana yaklasacagimdan korkuyorsun..dün akşam oynadığımız siktiriboktan gemi oyununu bile hatirliyordun seninle yaptığımız şeyleri hatirliyorsun.ama bana gülmüyorsun pas vermiyorsun...koltukta otururken sana o kadar yaklaşan o siktiriboktan erkeği lime lime ederim biliyorsun de mi? Yada bilalin bana seninle oturduklarını söyledikleri o cumartesi in ertesinde o herifi (oturmaya geldiğin kişiyi) lime lime ederim..bilmiyorsun.Bilmiyorsun çünkü ben de bilmiyordum....
Neyse hayatım boyunca seninle beraber olamayacağım.bana hiçbir zaman He demiyeceksin..zaten bundan sonra da bana he diyebilecek kadar sana yaklasmayacagim..ki sen zaten yaklastirmayacaksin..ama bir şey diycem her şey için ÇOK TEŞEKKÜR Ederim..
Bir de dün karşında otururken gördüğün kahverengi defter var ya..sayfalarını yaklaşık olarak 3'e ayırmış duruyordum..göz göze geldik evet tatlım...o elimde tuttuğum ortanca kısmı bir bütün olarak sana yazdım.benim sana olan aşkımı yazdım..ah elenita benim meleğim..
Elveda yazmak istesem de içimden gelmiyor.
Sanırım durumu şu açıklıyor..
Seven kalır küsen gider ben aynı yerde Durmuşum..aynı yerdeyim ama durdugum yerin sana çok uzak olduğunu biliyorum.ama küsüp gitmem de gerekiyor.gene çıkmaza düştük gördün mü...
Elveda yazmak istesem de içimden gelmiyor..
Görüşürüz
0 notes
Buraya bir şeyler koyuyorum lazım olursa eğer açar okursun olmazsa da ziyanı yok, dursun burada.
sana yüzlerce kez çarpıp, seni hiç farketmeyişim bileklerimi kesen bir şey şimdilerde. sesini binlerce kez duyup,
hiç anlamayışım sırtıma giren bıçak. bıçak diyorum ben ama senin kadar acıtmamıştı.
belki bir gün toplar kapına koşarım diye, içimde çiçekler yeşertiyorum hepsini toplayıp bi mezar başına bırakıyorsun sana doğru koşacak oluyorum sanki beni elinle durdurur gibi oluyorsun bana bakmanla bana bakman arasında kocaman bir fark var sen bana bakıyorsun da bana gülmüyorsun ki sen beni vuruyorsun da beni tekrar yaşatmıyorsun ki sana geç kaldığım için mi böylesin sen bana özür dilerim kollarını son kez açar mısın bana ?
23 notes
·
View notes
buraya bir şeyler koyuyorum. lazım olursa eğer açar okursun. olmazsa da ziyanı yok, dursun burada. sana yüzlerce kez çarpıp, seni hiç farketmeyişim bileklerimi kesen bir şey şimdilerde. sesini binlerce kez duyup, hiç anlamayışım sırtıma giren bıçak. bıçak diyorum ben ama senin kadar acıtmamıştı. belki bir gün toplar kapına koşarım diye, içimde çiçekler yeşertiyorum hepsini toplayıp bi mezar başına bırakıyorsun. sana doğru koşacak oluyorum sanki beni elinle durdurur gibi oluyorsun. bana bakmanla, bana bakman arasında kocaman bir fark var. sen bana bakıyorsun da, bana gülmüyorsun ki. sen beni vuruyorsun da beni tekrar yaşatmıyorsun ki. sana geç kaldığım için mi böylesin sen bana.
4 notes
·
View notes
Eskisi kadar elimi tutmuyorsun. Fotoğraf çekilirken illa ki bir bahane uyduruyorsun. Benden uzak oturuyorsun. Önceden dibime giren sen şimdi yanıma bile oturmuyorsun. Beni kendinden bu şekilde mi uzaklaştırıyorsun. Ama bana yazan erkekler olunca küfür ediyorsun. Ya da senin sevmediğin kişilerle konuştuğumda kızıyorsun. Bana belli etmiyorsun ama yüzün düşüyor. Benim yanımda gülmüyorsun mesela.. ben gülüşünü bile özledim ..
2 notes
·
View notes
Sokağa çıktım. Kimse yoktu. Hiç kimse. Bağırmak istedim. Ama sesim çıkmıyordu. Sanki tam göğsümde düğünlenmişti çığlıklarım. Yutkunamıyordum. Gözyaşlarım aktıkca biraz daha mahvoluyordum. Aklımdan çıkmıyordun. Tam gözümün önündeydin. Yine gülüyordun. Böyle gülmemen için,böyle bakmaman için yalvarıyordum.. Bana kimseye böyle gülmeyeceğini söylemiştin. Neden ona öyle güldün? Neden bana baktığın yeşil gözlerinle ona baktın? Tek varlığım senken neden yaptın bunu bana?
Biz çok uzaklarda güzel hayat kuracaktık. Uzaklardakı hayattayım şimdi ben.. sen yoksun canımın içi.. Yine gülmüyorsun bana. Aşık olduğum o yeşil gözlerinde bana karşı nefret var şimdi. Ben yine beklerim tabi ama. Ama sanki tüm gücümü, tüm duygularımı beni terk ettiğin yerde bıraktım. Gelsene yine buluşalım orda. Duygularımı geri ver bana..
2 notes
·
View notes