Tumgik
#seks-seks-hikayeleri
Text
Ders Verdiğim Öğrencinin Annesini Siktim! (Atakan 31 Y., İstanbul)
Merhaba seks hikayeleri ve fantazi düşkünü arkadaşlar. Ben Atakan. Üniversite mezunu, kamuda çalışan, ek gelir olması için Matematik dersleri veren, 1.80 cm boyunda, iri yapılı ve yakışıklı sayılabilecek biriyim. Öğrencilerimi internete verdiğim ilanlarla buluyorum. Genelde haftada 2-3 öğrenciye ders veriyorum.
Yine bir gün ilanda verdiğim telefon numaram arandı. Telefonu açtığımda karşımda cıvıl cıvıl enerji dolu bir sesle karşılaştım. Arayan bayanın adı Sibel idi. Oğlu için özel ders ile ilgili bilgi almak istediğini söyledi. Ben de şartlarımı telefonda anlattım. Velilerin bana güven duyması için ilk dersi ücretsiz veriyorum. Dersleri de öğrencilerin evinde veriyorum. Ders ücretini de söyledikten sonra ertesi gün akşam 18:00'de oturduğum semte yakın bir kafede buluşmak üzere sözleştik. Zaten semtime uzak yerlere ders vermek için gitmiyordum.
Ertesi gün sözleştiğimiz saatte kafeye gittim oturdum. Kafe biraz kalabalıktı. Beni tanımadığı için telefonla aradı ve kafeye telefonla konuşarak girdiği için giren kişinin Sibel olduğunu anladım. Anlar anlamaz da içimin yağları eridi resmen. Sibel kapalı bir bayandı, ama modern giyimliydi. Kafasındaki başörtüsü pembe renkteydi. Üzerinde siyah uzun kollu bir tişört ve ince bir hırka vardı. Altında da yine gül kurusu renkte dökümlü duran fakat vucut hatlarını belli eden uzun bir etek vardı. Boyu uzun sayılırdı. İnce belli ve alımlı biriydi.
Masaya kadar geldiğinde merhabalaştık ve yüzyüze tanışma fırsatını yakaladık. Kısa bir sohbetten sonra içeceklerimizi sipariş ettik. Sohbete kaldığımız yerden devam ettik. Gerçekten Sibel'den etkilenmiştim. Ben bayanlarla iletişim kurmakta iyiyimdir. Ama Sibel beni çok heyecanlandırmıştı. Sohbet ilerledikçe birbirimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olmaya başlamıştık. Ben kamuda çalıştığımı, yalnız yaşadığımı, 5 senedir İstanbul'da yaşadığımı anlattım. Sibel de doğma büyüme İstanbul'luymuş ve kocasını 8 sene önce kaybetmiş. Oğlu da 12 yaşındaymış. Ben oğlunun 12 yaşında olduğunu duyduğumda şaşırdım. Neden şaşırdığımı sordu bana. Ben de, "Herhalde 17 yaşında evlendin?" dedim. Gülümsedi ve kaç yaşında gösterdiğini sordu. "28-29 yaşında gösteriyorsun!" dedim. "Bilemedin!" dedi gülümseyerek.
Meğer Sibel 39 yaşındaymış. Bunu iltifat olsun diye söylememiştim. Gerçekten yaşını hiç göstermiyordu. Yaklaşık bir saat oturduk. İtiraf etmem gerekirse aramızda farklı bir çekim oluşmuştu. Bunu onun konuşmalarından cilveli tavırlarından anlamıştım. Hafta sonu ilk ders için sözleştik. Cumartesi öğlen 12:00'de evlerinde olacaktım. Açık adresini aldım ve kafeden ayrıldık. İkimiz de evlerimize döndük. Daha hafta sonuna iki gün vardı. Her boş anımda kafeden ayrılırken arkasından gördüğüm Sibel'in kalçaları gözümün önüne geliyordu. Gerçekten dolgun ve yuvarlaktı. 39 yaşındaki bir kadının bu kalçalara sahip olması inanılmazdı...
Hafta sonu gelip çattı. Hemen hazırlandım ve yarım saat erken Sibel'in evinde hazırdım. Kapıyı çaldım. Kapıyı Sibel açtı. Beni yarım saat erken beklemediği üzerindeki kıyafetten anlaşılmaktaydı. Başı evde takılan basit başörtüyle kapalıydı, fakat altında ince bir tayt üzerinde kısa kollu bir gömlek vardı. Erken gelmem sayesinde Sibel'in göğüs dekoltesini de görmüş oldum. Göğüsleri çok iri değildi, fakat gayet dikti. "Merhaba!" dedi gülümseyerek. Ben de, "Kusura bakma, erken geldim sanırım?" dedim. "Önemli değil!" dedi, beni içeri davet etti.
Evi gayet güzel ve genişti. Girişten sonra uzun bir koridoru vardı. Bana misafir odasının yerini gösterdi ve müsade istedi. Üzerini değiştireceğini anladım. Oturduğum koltuktan Sibel'in yürüdüğü koridor görünüyordu. İstemdışı da olsa arkasından baktım. Gördüğüm manzara müthişti. Kalçaları çok güzeldi. Ve dikkatimi çeken şey Sibel'in yavaş yavaş ve daha fazla kıvırarak yürümesi oldu. Acaba baktığımı hissediyor mu diye düşündüm. Bu ne demek oluyordu? Acaba Sibel de beni benim onu istediğim gibi istiyor muydu? Bu düşünceler içindeyken, odaya adının Mert olduğunu öğrendiğim oğlu girdi. Tanıştık. Biraz sohbet ettikten sonra Sibel içeri girdi. Üzerini değiştirmişti, ama sadece taytı çıkarmış, yerine siyah bir etek giymişti. Üzerindeki göğüs dekoltesi olan gömleğini değiştirmemişti. Bu durum beni daha da cesaretlendirmişti.
Salondaki yemek masasında çalışabileciğimizi söyledi. Mert'le birlikte oturduk ve çalışmaya başladık. Sibel bize çay getirmişti. Çayları masaya bırakırken resmen göğüslerini görebileyim diye daha fazla eğiliyordu. Benim kosantrasyonum bozulmuştu. Derse başlayalı yarım saat olmasına rağmen ben, "Ara verelim!" dedim. Sibel gülümsedi. Sanırım benim çadırı kurduğumu tahmin etmişti. Sibel resmen onu sikmem için gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyordu. Yanımızda oğlu Mert olmasa hemen dudaklarına yapışabilirdim.
Masadan kalkıp koltuklara oturduk. Ben resmen buram buram terliyordum. Bir çaresi olmalıydı. O çare Sibel'den geldi. Mert'e seslendi ve mutfağa çağırdı. İki dakika sonra dış kapının açılıp kapanma sesi geldi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, Sibel'in sesi mutfaktan duyuldu, bana sesleniyordu. Heyecanla mutfağa gittim. Sibel mutfak tezgahının önünde birşeylerle uğraşıyordu. "Mert'i Kek yapmak için gerekli malzeleri alması için markete gönderdim!" dedi. O an yarağımda şimşekler çakmıştı. Kazık gibi olan yarağımın resmen zonkladığını hissediyordum. Ama ilk hareketin benden gelmesini beklediğini anlamıştım. Artık gözüm dönmüştü, gittim ve Sibel'e arkadan sarıldım. Yarağım kalçalarına değiyordu. Müthiş bir duyguydu.
Sibel birden döndü, dudaklarıma yapıştı ve "Seni kafede ilk gördüğümde sana kendimi siktirmeyi kafama koymuştum!" dedi. "Ben de senin kalçanı gördüğümde seni sikmeyi kafama koymuştum!" dedim. Gülümsedi, "İlk geldiğinde üzerimi değiştirmeye giderken kalçalarıma baktığını hissettim!" dedi. Bu sefer de ben gülmsedim, "Ne kadar zamanımız var?" diye sordum. Sibel marketin biraz uzak olduğunu, Mert'in eve gelmesinin 15 dakikayı bulacağını söyledi. Ben de hemen işe koyuldum, "Seninle uzun uzun daha sonra öpüşürüz. Şimdi içine girmek istiyorum!" dedim. Mutfak tezgahına Sibel'i oturttum ve eteğini sıyırdım. Birde ne göreyim: Sibel altına külot giymemişti. Ben deli gibi amına yumuldum. Öyle bir yalıyordum ve öyle bir emiyordum ki, çok geçmeden Sibel titreyerek orgazm oldu.
Hemen pantolonumu çıkardım ve sandalyeye oturdum. Sibel de dizlerinin üzerine çöktü, bacaklarımın arasına girdi ve kazık gibi olmuş yarağımı deli gibi yalamaya başladı. Yarağım çok uzun olmamasına rağmen kalındı. Bu durum Sibel'i daha da delirtiyordu. Kafası resmen ağzına zor sığıyordu. Ben hemen bırakmasını söyledim. Çünkü zamanımız az idi. Bu heyecan çok farklıydı. Sibel'i ayağa kaldırdım ve mutfak tezgahına dayadım. Bir bacağını da tezgahın üzerine çıkardım. Ben pantolonumu çıkarmıştım, ama gömleğim üzerimdeydi. Sibel'in de eteğini beline kadar sıyırmıştım. Götü kabak gibi karşımdaydı. Müthiş görünüyordu. Sibel'le yarı çıplak sikişecektik.
Ben yarağımın kafasını Sibel'in amının çevresinde gezdiriyordum. Sibel bana yalvarıyordu, "İçime gir aşkım, sikicim ol. Kaç senedir kimse sikmedi bu amı. Yarağa doyur amımı!" diye inliyordu. Ben de hem yarağımı amının çevresinde gezdiriyor, hem de, "Seni şimdi kısa süre sikeceğim, ama artık sikicin benim, seni çatır çatır her fırsatta sikeceğim!" diyordum. Bu konuşmalar ikimizi de daha da azdırıyordu. En sonunda ben de dayanamadım ve yarağımın kafasını amının girişine yerleştirdim ve bütün gücümle kökledim. Sibel uzun zamandır amını siktirmediği için resmen çığlık attı. Bu çığlık beni daha da azdırmıştı, sert sert amına pompalamaya başladım.
Yarağım kalın olduğu için önce biraz zorlandı, ama daha sonra alıştı ve zevk çığlıkları atmaya başladı. Sibel'i bu şekilde saatlerce sikebilirdim. Ama tahminim sadece 5 dakikamız kalmıştı. Bu yüzden giriş çıkışlarımı hızlandırdım. Ben pompaladıkça Sibel'in götündeki dalgalanma görülmeye değerdi. Pompaladıkça çıkan sesler beni daha da coşturmuştu. Artık dayanamayacaktım, ama Sibel benden önce sarsılarak orgazm oldu. Artık ben de son giriş çıkışlarımı yapıyordum. Boşalmadan önce yarağımı Sibel'in ıslak amından çıkardım ve Sibel'i döndürdüm. Yarağımı ağzına dayadım ve oluk oluk boşaldım. Sibel döllerimi o kadar rahat yuttu ki, şaşırmıştım gerçekten. Yarağımı da yalayarak dölden hiçbir iz bırakmamıştı.
Hemen pantolonumu giydim, gömleğimi düzelttim. Sibel de hemen eteğini düzeltti ve ağzını yıkamak için lavobaya gitti. Ben salona geçtim ve beklemeye başladım. Az sonra Mert marketten geldi. Anladım ki eğer biraz daha Sibel'i sikmeyi sürdürseydim Mert'e yakalanacaktık. Zamanlamamız müthişti. Mert aldığı malzemeleri mutfağa götürdü. Sibel de hemen pratik bir şekilde Kek yapmaya başladı. Biz de Kek hazır oluncaya kadar Mert'le ders çalışmaya devam ettik. Ben, "İlk ders bu fazla yormayalım Mert'i!" dedim. Sonra Kekle birlikte bir bardak çay daha içtim ve bir sonraki dersin gününe ve saatine karar verdikten sonra evden ayrıldım.
Bir sonraki dersi hafta içi verecektim. Mert okuldan döndükten sonra saat 17:00 dedik. Ama ben öğlen 12:00 gibi Sibel'de olacaktım, Mert gelinceye kadar doya doya sikişecektik. Bu plan gerçekten hoşuma gitmişti. Böylece Sibel'in o götünün tadına da doya doya bakabilecektim :)
[Atakan]
173 notes · View notes
tipitip213 · 13 days
Text
Köylü Yengemi Siktim
Merhaba arkadaslar ben ensest hikayeleri takip edeli iki ay kadar olmustu okudukça aziyordum.
Düzenli olarak seks hikayesi okuduktan sonra yengemi sikmeye karar verdim
Yengemler köyde kalyorlar köyde kaldiklar içinde genelde iç camasintangag-string filan giymezler
bir gün ben tarlaya gitmistim. Tarladan eve geldim yengemde yorulmus yatiyordu ne yapmislarsa artik ocuklar okuldaydi içeri kafami uzattim baktim ki yengem yatiyor sonra bos ver dedim disar
çiktim tuvalete gittim 31 ektim. Köylü güzeli yengemi aklima getire getire aksam olmustu. Saat on iki buck civarlarydi disari iktim. Köyde tuvaletler disarida oldugu için sonra köylü güzeli yengem
aklima geldi agir agir yürüye yürüye eve geldim kapiyi actim yengem yatiyor ocuklarda yatiyordu
amcamda disar imege gittigi için evde sadece ocuklar vardi. Köylü güzeli yengem zaten yorulmus
yatiyor bir de baktimki yengemin eteginin altinda hiç bir sey yok hemen oraya yöneldim yavasca yanina uzandim ama içim kipir kipir ediyordu hem zevkleniyordum hemde korkuyordum..
Sonra kendimi topladim ve ne olacaksa oldum dedim ben zevkten uçacak gibi olmustum. Hemen zaman kaybetmeden yengemin etegini kaldirdim zaten altinda hi bir sey yoktu. Benim cabbar pantolonu yirtacak hemen pantalonu ve armani boxerimi indirdim. Yavastan yavastan yanina yanastim kimsede ses seda yok hepsi horluyo olu gibi yatiyorlar.. Köylü guzel yengemin eteginin
altina kafami soktum baktim kipirdadi hemen geri sektim korkmustum sonra götünü bana iyice
dönmüstü sikimi aminin yanina degdirdim baktim kipirdama yok az amini actim içine soktum az baktim uyand ne yapiyorsun sen manyak geri zekal dedi. Bende seni herzaman istiyorum dedim sonra hemen dudaklarina yumuldum beni itmeye calist birakirmiyim bir kaç dakika bana kars1 koymaya calisti ama sonra bakti ki gikardig sesten ocuklar uyanacak tamam dur dedi çocuklar
duymasin dedi teki odaya geçirdi beni yapma nolur yapma dedi ben hemen abuk dedim üstünü
çikarmaya basladi kazagini çikardi altinda sütyen felan yoktu köy oldugu için giymiyorlar öfff
etegide indirdi. Ve köylü güzeli yengem girl giplak karsimdaydi.
Aman allah'in o ne mal öyle sanki el degmemis taze tezek gibi mükemmel duruyordu neyse saskinligimi atip dudaklarina yapistim. O da bana yapisti belliydi istedigi az yalastiktan sonra amina sürtmeye basladim artik yalvaryordu aglyordu gir artik ölüyorum diye yere yatirdim aminin içine
benimkini az soktum aaghh dedi sonra tekrar ikardim sik sik diye yalvaryordu artik birden bire amini actim bir girdim bir bagirdi baktim amindan az kan geldi bir baktim köylü güzeli yengem aglyor. Neden aglyorsun dedim. Sen devam et amimi yirttin resmen ama benide fena sikiyorsun Ilk önce ok fena canim yanmisti ama simdi zevkten aglyorum meraklanma dedi. Yenge götünü dön
dedim olmaz dedi ben amcana bile vermedim hem bu agriya dayanamiyorum seninki ok büyük geldi bana götten yapma ben bu aciya dayanamiyorum götten nasil yapacan dedi zorla dönderdim sonra banyodan sabunu aldim iyice sivazladim yapmaaaaaaaaaa dedi nolurrit dedi. Bende
yapacam dedim sikimin basin az girdirdim kati ok canim yaniyor yapma lütfen yalvaririm dedi.
Cabuk gel buraya yoksa zorla yapacagim ocular uyanacak rezil oalcaksin dedim tehdit ettim yani
sonra da ekledim kamak olur mu hiç öyle mali bulmusum sonra yine kaçacagini düsünerek birden
bire bir geçirdim köylü güzeli yengemden öyle bir giglik geldi ki sanirsiniz götüne kafami soktum.
Ama birden sesi kesildi ve yataga düstü. Oldü zannettim baktim bayilmis götünden kan geliyordu.
Hafif tokat attim uyansin diye ama uyanmadi. Bende hafiften kani temizledim ve yaragimi tükürükledim. Ve basladim pompolamaya. Göt deligi daracikti ama baygin oldugu için kasilmiyordu.
Sap sap sesleri ikiyordu ve arada bakiyorudm güzeller güzeli yengem uyanmis mi diye fakat hala
baygindi veya numara yapiyordu. Tam bosalacagim sirada yaragimi yengemin götünden çikarttim ve
sirtina dogru attirmaya basladim. Bir iki attirdiktan sonra tekrar götüne soktum ve son menilerimi git-gel yaparak yengemin götüne bosaldim ve üstüne yigildim. O sirada yengemin kulak memelerini
yalyordum ve ellerimle gögüslerini oksuyordum benim ufaklk yengemin götünün içinde hafiften
uyanmaya baslamisti yine. Ama vakit geç olmustu amcam gelir diye korkmustum yengemin içinden
çikmistim. Yengemin üstünü battaniye ile örttüm ve yengemin kiyafetlerini düzgünce sandelyenin
üzerine koydum. Daha sonra giyinip çiktim.
Eve gittim banyo felan yaptim. Sabah kaltim yengemlere taraf gitim yengem yürüyemiyordu noldu yenge dedim gülerek. Allah belani versin böylemi sikilir dedi bende ne yaplyim yahu
nazlanmasaydin dedim ve sen greteydin bana sikismeyi dedim icon smile köylü yengemi siktim bir daha köye gittigimde yengemle grup yapacagiz bunun sözünü aldim.
22 notes · View notes
gercekhikayem · 4 months
Text
Yeni hikaye filan
bir erkek takipçi bir hikaye gönderiyor, konu ilginç geliyor. sonra yeniden yazınca benim hikayem gibi oluyor. yayınlamaktan çekiniyorum, falan filan.
onlardan biri aşağıdaki linkte. devamını da yazar umarım.
Gerçek veya gerçekçi fantezilerim ve sizden gelen fanteziler, seks hikayeleri : Yeşilçam Filmleri Gibi (gercekhikayeciniz.blogspot.com)
45 notes · View notes
eylences-blog · 10 months
Text
Yengemi Siktim "Bu ilk ve son olsun!" dedi! (1) (Özgür 34 Y., Ankara)
Herkese selam, Ben Ankara'dan Özgür. Tesadüfen girdiğim bu 'Kaymak Gibi Sikilen Amlar' sitesinde çok sıcak ve insanı etkileyci, tahrik edici seks hikayeleri okudum. Şunu itiraf edeyim ki, gerçekten de insan o anları yaşıyormuş gibi zevkle okuyor. Ben de yengemle ilgili olan bir hikayemi paylaşmak istedim. Ben, 1.75 boyunda, 70 kiloda, buğday tenli, seksi çok seven ve yakışıklı sayılacak bir erkeğim. 18 yıldır evliyim. Karım sekste sınırları olan bir kadın. Ben ise aksine sekste sınır sevmeyen biriyim. Karımdan kaç defa arkadan (anal seks) istediysem de beni red etti. Onun için oldum olası göt sikmeye çok özlem duydum.
Hikayenin asıl kahramanı yengem (abimin karısı) ise 45 yaşında, 1.65 boyunda, balık etli ve alımlı bir kadındır. Yengemin özellikle dudakları kalın ve etlidir. Hele o yürürken kalçalarını sallaması dikkatimi çekerdi, ama aklımdan da kötü birşey geçmezdi. Abim yengemden 5 yaş büyük vede şeker hastasıdır. Bundan 3 ay önce, sabah saat 9 gibi yengem beni telfonla arayarak, abimin şekerinin yükselerek komaya girdiğini ve acil hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledi. Ben de aceleyle gittim, abimi ve yengemi alarak hastaneye götürdüm. Tahliller, muayane derken, abimi hastaneye yatırdık...
Yengemle hastaneden çıkıp eve giderken, yengem alış veriş yapması gerektiğini söyleyerek, "Hem de biraz çarşıda dolaşırız, kaç zamandır evden dışarı çıkmıyorum, ruhum açılır..." dedi. Arabayı otoparka bırakarak, yengemle gezmeye başladık. Biraz alış verişten sonra yengem iç çamaşırı satan bir mağazanın vitrinin önünde durdu ve ilgiyle vitrindeki iç çamaşırlarına bakmaya başladı. Biraz baktıktan sonra bana, "Aslında kendime iç çamaşırı da almam gerekiyor..." dedi. Girdik mağazaya, yengem çamaşır seçiyordu kendine. Birkaç tane aldıktan sonra bana, "Özgür birtane de gece kıyafetiyle giymek için almak istiyorum, ama karar veremedim, baksana hangisi güzel?" dedi. Ben de utandığımdan dolayı aceleyle siyah renkli olanı gösterdim. Yengem benim o gösterdiğim çamışırları da alarak çıktık. Eve gittik.
Evde yemek çay falan derken vakit geç olmuştu, "Ben artık eve gideyim yenge." dedim. Yengem de, "Ya ben yalnız korkuyorum, karını da çağırsan da burada kalsanız?" dedi. Telefon açtım ve karıma söyledim. Fakat karım, "Yarın çocuğu okula nasıl gönderirim? Sen kal." dedi. Karımla aramızda asla herhangi bir şüphe yok vede olamayacağı için, benim yengemle kalmama rahatlıkla izin vermişti.
Akşam TV seyrederken yengem aldığı iç çamaşırlarını getirip yanımda hem inceliyor, hem de bana gösteriyordu. En son alğımız siyah iç çamaşırını açtı, "Aaay bunun külotu tangaymış, südyeni de çok açık, ben bunu nasıl giyerim?" diyerek bana gösterdi ve "Bak senin yüzünden oldu, geri götürsem değişirler mi acaba?" diye hayıflandı. Ben kanepeye uzanmış, ilgisizce yengemin elindeki çamaşıra bakarak, "Ne diye götürüp değişeceksin yenge? Giyersin..." dedim. Yengem de, "Bilmem ki?" deyip, çamaşırları poşete koydu ve odasına götürdü. Tekrar salona gelip biraz oturduktan sonra, "Ben bir duş alayım..." deyip kalktı, banyoya girdi. Ben de kalktım neskafe hazırladım. Yengem duşunu alıp çıktı. Altına penye bir pijama, onun üzerine de yakası açık kolsuz tişört giymişti. "Yenge sana da neskafe hazırladım." dedim, buna çok sevinmişti. Karşılıklı oturup neskafelerimizi içtik. Fincanlar boşalınca yengem kalktı, "Fincanları da ben götüreyim..." deyip eğilince gördüm ki, yeni aldığımız siyah südyeni giymiş, nerdeyse memelerinin uçları görünüyordu...
Acaba yengem tanga külotu da giydi mi diye merak ettim, fincanları mutfağa götürürken arkasından baktım. Penye pijamadan yengemin içi belli oluyordu. Evet, tahmin etttiğim gibi tangayı da giymişti. O an içim bir hoş olmuştu ve yengeme karşı başka gözle bakmıştım. Ama kendi kendime olmaz öyle birşey desem de, sikim ayaklanmaya başlamıştı. Yengem fincanları mutfağa bırakıp gelince, "İstersen sen de bir duş al, rahatlarsın, hava sıcak zaten." dedi. Ben de, "Olur." deyip banyoya girdim. Yengem az sonra banyonun kapısından bana seslenerek, "Özgür kapıya temiz şort ve atlet koydum, giyersin." dedi. Banyoda yengemin o memelerini düşünüp 31 çekmedim dersem yalan olur. Duştan çıkınca şortu ve atledi giydim, salona gittim...
Salonda yengem çömelmiş halının üzerinden birşeyler topluyordu. Beli açılmış, belinin bitimi, götünün yanaklarının başlangıç yeri ve tangası görünüyordu. Birkaç saniye baktıktan sonra kanepeye oturdum. Yengem de işini bitirip karşıma kanepeye oturdu. Ama gördüğüm manzara aklımdan çıkmıyor, sikim yine ayaklanmaya ve şortumdan belli olmaya başlamıştı. Yengem görmesin sikimin kalktığını diye elimle düzeltiyordum. Yengemle günlük hayattan bahsediyor, sohbet ediyorduk, ama ben gördüğümü unutamıyor, heycanlanıyordum. Heycanlandıkça da sikim daha müthiş kalkıyordu. Kanepeye sırt��stü uzandım, elimi de sikimin kalktığı belli olmasın diye önüme koydum. Yengem, "Lambayı söndüreyim de boşuna elektrik harcamasın, nasılsa Televizyon çalışıyor." diyerek kalktı, salonun ışığını södürdü. Televizyonun aydınlattığı kadar salonda loş ışık olmuştu. Bu beni daha da heycanlandırmıştı...
Ben bir ara farkında olmadan ellerimi kafamın altına koymuşum, yengemin gülerek, "Özgür!" demesiyle irkildim, "Efendim yenge?" dedim. Yengem önümü işaret ederek, "O ne hal?" dedi. Öyle utandım ki anlatamam. Hemen kendime gelerek yine elimi önüme kapattım ve yengemden özür diledim, farkında değilim gibi mazeretler saçmaladım. Yengem çok utandığımı anlamıştı, yine gülümseyerek, "Olur böyle şeyler, saklamana da gerek yok, sanki hiç mi görmediğim birşey, rahatına bak!" dedi. Biraz rahatladım, ama yinede önümü elimle kapamaya devam ettim. Yengem (güya bana farketirmeden) göz ucuyla önüme bakıyor, hem de havadan sudan sohbet ediyorduk. Gerçekten zor durumdaydım, sikim bir türlü inmeyerek durumu daha da zorlaştırıyordu. Yengem benden bir sigara istedi, oysa sigara içmezdi. Sigarayı verirken, "Yakıp da verir misin?" dedi. Sigarayı yakmak için uğraştım ama çakmak bir türlü yanmadı. Yengem, "Ocaktan yakabilirsin." dedi. Ben ayağa kalkınca artık sikimin kalktığını saklayamadım, çünkü sikim şortu öyle zorluyordu ki yırtacak gibiydi. Kelimenin tam anlamıyla sikim çadırı kurmuştu...
Yengem önüme bakıp gülümsüyordu. Aceleyle mutfağa gittim. Sikimi biraz düzeltip, ocaktan sigarayı yakıp geldim. Sikimi ne kadar düzelttiysem de faydası yoktu, yine belliydi. Sigarayı yengeme uzattığımda yengem önüme bakarak aldı. Yerime oturunca yengem, "Özgür, karın hasta falan mı?" dedi. "Yok hasta falan değil, neden sordun yenge?" dedim. "Baksana seninki aylardır birşey görmemiş gibi yerinde durmuyor, yoksa siz de bizim gibi uzun zamandır birşey yapmıyor musunuz? Öyle bir durum varsa saklama, açıkça konuşalım, bunda ayıp olacak birşey yok!" dedi. "Yok, yapıyoruz yenge!" dedim. Yengem de, "İyi yaaa, valla biz 5 aydır yapmıyoruz, yapsakta öylesine yapıyoruz, çünkü abininki tam kalkmıyor..." diye baklayı ağzından çıkarmıştı. "Peki o zaman sen nasıl dayanıyorsun yenge?" diye sordum. Yengem derin bir iç çekti ve "Kendi kendimi tatmin ediyorum, ama gerçekle bir olur mu hiç?" dedi. "Haklısın!" dedim. Yengem önümü işaret ederek, "Karın çok şanslı valla! Aaahh ahh, aylardır öyle heybetle kalkmış yemedim biliyor musun? Abine nasıl kızıyorum, benim de canım var, benim de ihtiyaçlarım var!" diye sızlanmaya başladı. Birden, "Sızlanıp durma yenge, o kadar çok istiyorsan al ye, sana da yeterim!" deyivermiştim.
Bunu duyunca yengemin gözleri kocaman açıldı. Yengem bağıracak, beni kovacak herhalde düşüncesiyle korkmaya başlamıştım ki, yengem hiçbir şey demeden oturduğu yerden kalktı, yanıma gelip oturdu, elini yarağımın üstüne koyup, şortun üstünden yarağımı sıvazlamaya başladı. "Ne kadar sert yarağın var!" diyerek dudağıma öpücük kondurunca, yengemi ensesinden tutup kendime çektim. Dudaklarımız birleşmiş, dillerimizi sırayla birbirimizin ağzına sokuyor, emiyorduk. Biraz öpüştükten sonra yengem aniden ayağa kalkarak, "Dur sana birşey göstereyim!" dedi ve önce üstündeki tişörtü, sonra da pijamasının altını bir çırpıda çıkartıp attı ve "Bak, senin beğendiğin iççamaşırları giydim! Yakışmış mı?" diye soruyordu. Yutkunarak, "Çok yakışmış yenge!" dedim. Gözlerimi alamıyordum, yengemin amı külotundan yumruk gibi çıkmıştı...
Yengem bir manken edasıyla kendi etrafında bir iki dönerek, kendini önden arkadan bana sergiledikten sonra geldi kucağıma, tam yarağımın üstüne oturdu. Tekrar dudaklarımız birleşti. Kulağıma fısıldayarak, "Yatakodasına gidelim mi?" dedi. Ben, "Tamam!" deyince yengem kucağımdan inerek elimden tutup beni de ayağa kaldırdı. Ayaktayken atletimi çıkardı, şortumu külotumla bereber çıkararak, "Offf be, işte bu! Ne kadar güzel yarağın var, kurban olurum buna!" diyerek eğildi ve sikimin kafasına öpücük kondurdu. Ben de, "Daha ne güzelliğini gördün ki yenge?" dedim. Yengem de, "Hadi çabuk ol, biran önce görmek istiyorum!" dedi. Yengem yarağımı elinden bırakmadan, o önde, ben arkada, beni çekerek yatağına götürürken, tangalı götünü kıvırarak yürüyordu. Elimi yengemin götüne koydum, tombul götünün yanakları salıncak gibi bir oyana bir buyana sallanıyordu...
Yengem yatağa uzandı ve "Hadi hemen sik beni!" diyerek beni üzerine çekti. Yengemin üstünden kayarak yanına uzandım ve "Daha çoook zamanımız var yenge, acelen ne?" dedim. Dudaklarımız birleşti. Yengem dudaklarımı öyle bir emiyordu ki, koparacak gibiydi. Dudaklarımı yengemin dudaklarından kurtarıp, boynunun her tarafını öpüyor yalıyordum. Yengem gözlerini kapayıp hafiften inlemeye başlamıştı. "Memelerimi em!" diye talimat verdi. Südyenini çıkardım ve göğüslerini öpüp emmeye başladım. Yengem çok sabırsızlanıyordu, o arada külotunu çıkardı. Ben yengemin memelerini emerken, elimle de şişkin amını okşuyor, parmağımı amına sokup çıkarıyordum. Yengemin amı iyice sulanmıştı, kalçalarını yukarı kaldırıp indiriyordu...
"Hadi canım, sok yarağını amıma, sik beni, ilk ateşimi söndür, sonra uzun uzun sevişiriz, bak seninki de patlayacak gibi!" dedi ve bacaklarını ayırıp beni yine üzerine çekti. Benim yarrak sanki yolu biliyormuş gibi amın ağzında yerini aldı. Yarrağımın kafasını yavaşca amına soktuğumda yengem kalçasını sağa sola oynatıyordu. Dayanamadım birden hepsini kökledim. Köklememle birlikte yengem, "Ohhhhh, çooook güzel!" diye inledi. Ben, "Hoşuna gitti mi yenge?" diye sorunca, "Bana yenge deme! Karıcığım de, orospum, kahpem diyerek sik beni!" diye inliyordu. Yengem tiyoyu vermişti. "Orospu yarağım güzel mi?" diye sordum. Yengem, "Güzel, hem de çok güzellll, kurban olurum o yarrağına erkeğim, hızlı, daha hızlı sik beni, sikicim benim!" dedi. Yengemin bacaklarını omuzuma aldım, altımda top gibi olmuş, ben amına soktukça memeleri dalgalanıyordu. Arada bir durup yengemin memelerini öpüyor emiyordum, sonra tekrar amına köklüyordum...
Yengemin amını bacak omzuda epeyce siktikten sonra pozisyon değiştirdik. Ben alta geçtim, yengem ata biner gibi yarağımın üstüne oturdu, kalçalarını sağa sola kıvırıyor, oturup kalkıyordu. Her otururken de, "Ohhh bastır, geliyorum, iyice sok!" diye inliyordu. Herhalde zincirleme orgazm oluyordu ki, amından süzülen sular taşaklarıma kadar akıyordu. Yengem yarağımın üstünde kıvırırken ben de memelerini okşuyor, sıkıyor, emiyordum. Bir süre de o pozisyonda siktikten sonra, yengemi tekrar altıma aldım. Öyle sert sikiyordum ki, şakırtı sesleri yatakodasının duvarlarında yankılanıyordu. Yengem son hamlelerimden gelmek üzere olduğumu hissetmiş olacak ki, "Durma kocacığım, devam et, içime boşal, korkma korunuyorum!" diyerek zıplamasını hızlandırdı. "Al ozaman orospu!" diyerek, yengemi belinden tutup kendime çekerek öyle bir boşalmaya başladım ki, döllerimin ardı arkası gelmeyecek sandım...
Yarağım yengemin amında küçülünce üstümden indi ve yan yana uzanıp birer sigara yaktık. Sohbet ediyorduk. Ben yengemin vücudunda parmaklarımı gezdiriyordum, yengem de taşaklarımı okşuyordu. Sigaralar bitince tekrar öpüşmeye başladık. Yengem beni sırtüstü yatırıp dudaklarımı emmeye başladı. Ordan boynuma indi, ordan da meme uçlarımı emiyor, dişliyordu. Göbek deliğime dilini sokuyor emiyordu. Daha aşağı indiğinde sönük yarağımın kafasını ufak ufak öpüyor, dilini kafasının etrafında gezdirerek taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emiyordu. Benim yarak kalkmaya başlamıştı. Yengem yarağımla konuşuyordu, "Kalk benim güzel yarağım, kalk ta sana neler vereceğim!" diyordu. Ben de yengemin saçlarını okşayıp, "Neler vereceksin bakalım?" dedim. Yengem, "Ne istersen vereceğim, yeter ki beni doyur yarağa!" dedi. Benim yarrak tam kıvamına gelmişti. Yengem sakso çekiyor, boğazına kadar ağzına alıyor, çıkarıp dilini kafasının etrafında gezdirip yalayarak taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emip, tekrar yalayarak yarağımın kafasına çıkıyor, kafasını ağzına alıyordu. Bunu sayısını hatırlamadığım kadar çok yaptı...
Sonra yine öpüp yalayarak yukarı çıktı, dudaklarıma kadar geldi. Biraz öpüştükten sonra busefer ben yengemi altıma alarak, yengemin kulak memelerini emiyor, kulağının içine dilimi sokuyordum. Yengem kulağına dilimi soktukça hem huylanıyor hem de azıyordu. Boynuna indim, yalıyor emiyordum. Yengem de boynunu bir sağa bir sola çevirerek her tarafını yalamam için beni yönlendiriyordu. Aynı anda da amını avuçlayıp okşuyordum. Boynundan memelerine indim, meme uçlarını yalıyor, ufak ufak ısırıyor, etrafında dilimi gezdiriyordum. Yalayarak göbeğine indim, göbek çukurunu yalıyor, dilimi sokuyordum. Yengem amına ineceğimi beklerken, ben yengemi yüzükoyun çevirdim, yukarı çıkıp ensesini, omuz başlarını emmeye, ısırmaya başladım. Ben emdikçe yengem inliyor, zevkten garip garip sesler çıkarıyordu. Elimi de götüne attım, götünün etli yanaklarını avuçluyor okşuyor, göt deliğinin etrafında parmağımı gezdirip, daireler çizerek uyarıp, ordan da amına inip am dudaklarını okşuyordum. Sırtını, omuriliğini yalayarak bel çukuruna indim. Götünün yanaklarını emiyor, ısırıyordum...
Yengem, "Aşkım çoook güzel yapıyorsun, çoooook güzeeeeel!" diye inleyerek götünü hafif kaldırınca, göt deliği ile amı daha da belirginleşti. Yengem sanki göt deliğini yalamamı istercesine götünü biraz daha kaldırınca, dilimle göt deliğinin etrafında daireler çizip, büzüğünü vakkum gibi emmeye başladım. Yengemin inlemeleri artmış, 'Aaaahhh Ooooohhhh' sesleri sıklaşmıştı. Yengem götünün deliğini yalamama fazla dayanamadı ve birden sırtüstü dönüp bacaklarını ayırdı, kafamı tam amının üstüne bastırdı. Şimdi de amını yalamamı istiyordu. Dilimi yengemin sulanmış amının etrafında gezdirip, amının dudaklarını tek tek emiyordum. Dilimi amının deliğine soktuğumda, kafamı öyle bastırıyordu ki, sanki beni tümden içine alacak gibiydi. Yengem kasılarak titremeye başladı ve çok geçmeden ağzıma boşaldı. Hepsini yaladım yuttum ve durmaksızın yalamaya devam ettim...
Yengem tekrar hareketlenmeye başlamış, "Aslan kocacığım, hadi artık, sik beni!" diye inliyordu. Artık benim de yarrağım zonklamaya başlamıştı. Yengemin bacaklarını ayırıp yarrağımı amına soktum. Yavaş yavaş git gel yapıyor, sikişin olabildiğince uzamasını istiyordum. "Yenge nasıl güzel mi böyle?" deyince, yengem kızdı, "Lan şerefsiz sikişirken bana yenge deme demedim mi! Karıcığım de, orospum de, ne dersen de, ama yenge deme!" diye çıkıştı. "Tamam orospu, senin amını götünü sabaha kadar sikeceğim!" dedim. "Hah işte böyle söyle ve sik, sabaha kadar sik, nereden istersen sik!" dedi. Yarağımı amından çıkardım ve memelerinin arasına soktum, "Bak oruspu memelerini de sikiyorum!" dedim. Yengem de, "Sik birtanem, memelerimi sik! Ağzımı da sik!" diyerek, memelerinin arasından çıkan yarağıma dil atıyor, ben de daha ileri sokarak yarrağımın kafasını kertiğine kadar ağzına almasını sağlıyordum...
Birden durdum ve yengeme, "Kalk orospu, arkanı dön domal, senin götünü de sikeceğim!" dedim. Yengem yataktan yere inerek önümde domaldı, götünün yanaklarını elleriyle ayırdı ve "Götümün deliğini biraz daha yala, çok hoşuma gitti!" dedi. Ben ikiletmeden hemen yalamaya başladım. Dilimi götüne sokuyor, büzüğünü yumuşatıyordum. Dilimi arada sırada da amına sokunca yengem kudurmuş gibi inliyordu. Yengem yerde rahat edemeyince tekrar yatağın üstüne çıktı, yatağın kenarına yan yatıp götü bana gelecek şekilde dizlerini karnına çekti. Yengem amını götünü bana öyle sunuyordu ki, görmediğim pozisyonlar alıyordu. Tabii benim de aklım başımdan gidiyordu. Yengemin amını götünü yalıyor ve parmaklıyordum, amından sular akıyordu...
Yengem sonunda yatağın ortasına gelip dörtayak domaldı, yine elleriyle göt yanaklarını ayırarak, sikmem için göt deliğini bana sunuyordu. Tam arkasında yerimi alarak yanaştım. Yengem götüne sokmamı beklerken, yarağımı elime alıp amına soktum. Çok rahatça girmişti. Kaygan olan amda rahatça gidip geliyordum. Orta parmağımı da göt deliğine soktum. Amını biraz siktikten sonra yarrağımı çıkardım, göt deliğinın etrafında gezdirdim ve yarrağımın kafasını büzüğüne bastırıp zorladım. Yengem kendini öne çekince, "Ne oldu orospu, alamıyor musun?" dedim. Yengem, "Alırım!" diyerek yüzünü yatağa iyice bastırıp götünü yukarı kaldırdı. Ben bu sefer yarağımın kafasını tükürükleyip tekrar göt deliğine dayadım. Biraz zorladım ve yarrağımın kafası göte girdi. Biraz bekledim. Hafif ileri geri yaparak götün alışmasını ve açılmasını sağladım. Her gidiş gelişimde biraz daha ileri sokuyordum götüne. Birkaç git gelden sonra sonuna kadar sokmuştum...
Yengemin büzüğü yarağımı öyle sıkı kavramıştı ki, sankı eline almış sıkıyordu. "Kız orospu, daha önce başkası götten sikti mi seni?" diye sordum. "Yok, ilk sen sikiyorsun, sen bozuyorsun!" dedi. Zafer kazanmış gibi hissettim kendimi, "Ooohhh!" deyip ileri geri yapmaya başladım. Yengem, "Ne oldu, sen bozuyorsun deyince çok mu hoşuna gitti?" dedi. "Evet!" dedim. "Ozaman sik canım, tadını çıkar bakire götümün, aaaahhh, iyice kökle, ohhh çok güzel oluyormuş götten vermek, sik kocacığım, geçir o kalın, uzun yarağını götüme!" diye inliyordu. Benim de gitgellerim daha hızlanmıştı. Yengem yarrağım götünün içindeyken dizlerinin üstüne doğruldu. Ben de arkadan sarılıp, memelerini okşuyor sıkıyor, boynunu emiyordum. Yengem tekrar domaldı. "Sik kocacığım, parçala yırt götümü!" diye inledikçe, ben daha da sert sikiyordum...
Yarağımla götünü sikerken, elimi de önüne atmıştım, üç parmağımı amına sokmuş parmaklarımla da amını sikiyordum. Yengemin amından sular akıyor, inliyor, bağırıyordu. İkimiz de ter içinde kalmıştık. Yengem boşalıyordu. "Ben bittim, hadi sen de boşal!" diye bağırmaları ve inlemelerine fazla dayanamadım ve hızla yüklenmemle götünün içine attırmam bir oldu. Öyle boşalıyordum ki, sanki hortumdan tazzikli su fışkırtıyordum. Yengem altta, ben üstünde, öylece yatağa yığıldık. Yarağım halen götündeydi, bir süre öyle kaldık. Yarağım küçülünce kendiliğinden çıktı. Döllerimin birazı çarşafa akmıştı. Banyo yapmaya ne halimiz kalmıştı, ne de canımız istiyordu. Birer sigara içip, birbirimize sarılarak uyuduk...
Sabah uyandığımızda birlikte banyo yaptık. Banyoda da bir posta yengemi amdan götten siktim. Sonra kahvaltı yaptık. Hiç konuşmuyorduk. Sessizliği yengem bozdu, "Ne olacak bundan sonra? Duysalar, görseler ne oluruz?" dedi. "Bilmem?" dedim, gerçekten bilmiyordum. Yengem, "En iyisi, bu ilk ve son olsun!" dedi. Ben de tamam dedim. Kahvaltıdan sonra evden çıkıp gittim.
15 gün yengemle hiç konuşmadık, ama sonra beni aradı...
[Özgür]
53 notes · View notes
blondeadx · 4 months
Text
Aşk mıydı bizi böyle esir eden yoksa nefret miydi bizi böyle köle eden?
Bana kalırsa aşk ve edebiyat dramadır.
Sonu mutsuz biten hikayeleri insanlar daha çok sevmedi mi?
Mutlu bir sona sahip olmadıklarını bildiklerinden..
İnsan sahip olamadığı şeye aşık olur, kişiye değil. Bu bazen bir kadının kaybettiği babası yerine koyduğu bir adam oluypr, bazen yorulduğu yokluktan onu kurtaran bir şövalye, bazen bir adam için hiç dokunulmamış bir ten,bazense ona tanrı gibi hissetiren bir seks deneyimi. Ve bazen de özgürlük. İnsanlar gerçekten kişilere mi aşık oluyor sanıyordunuz?
''Kaçan kovalanır'' zırvalığıda aklını karıştırmadı hiç?
Elde edemediğine bağlanıyorsun.
Uğultulu Tepeler'de evin kızı neden bir beslemeye tutuldu?
Çünkü heyecanlıydı,çünkü bunun onaylanmayacağını ve buna sahip olamayacağını biliyordu.
Yusuf Atılgan Aylak Adam'da bütün kitap boyunca neden bulamadığı aşkın yetişemeyeceği otobüste olduğunu düşündü?
Titanık batmasaydı;
Romeo, Juliet ve Bihter ölmeseydi;Çalıkuşu'nda Feride,Kamran'ı terk etmeseydi; yine de efsane olurlar mıydı?
Rose gerçekten Jack'e aşık olsaydı onun ölmesine izin verip kendisine başka bir hayat kurabilir miydi?
O fotoğrafları hatırlıyor musun?
Ata biniyordu, çocukları ve torunları olmuştu,gülümsüyordu ve mutluydu. Jack olsun ya da olmasın,annesinin dayattığı değil,kendi istediği hayatı yaşamıştı,onun aşık olduğu buydu.
Peki, senin aşık olduğun neydi,sahip olamadığın neyi gördün?
4 notes · View notes
hayamkyaseninben · 6 months
Note
Fantazin nedir?🥰
Seks hikayeleri dinlemek . Hiç seks yapmadığım için merak ediyorum
2 notes · View notes
concord24-blog · 1 year
Text
Bir göz at
6 notes · View notes
50adem50 · 2 years
Text
Bir göz at
3 notes · View notes
Tumblr media
Kadınlığı topuklu ayakkabı giymekten ibaret sandığım yaştayım, kadınlığımı ispat edeceğim ilk şahıs ise mahallemizin incir ağacı. Dibinde biten binanın çokbilmiş insanları, ocağıma incir ağacı dikti deyu deyu gezedursunlar, mahalle çocuklarının ocağı olmuş incir. Kuş gibi tünediğimiz iki numaralı ağacımız; ilki dut ağacı. Tepeden aşağıya ahtapot gibi dallarını sarkıtarak yayılmış, tepenin yamaçları sığınak misali, üstünde incir yapraklarından bir kubbe. Koca gövdeli bu incir ağacına apartman topuklar ile tırmanıp, dalın altındaki taşa sırt üstü düştükten sonra sandığım kadınlığa istifamı “Allah Allah” nidaları ile verdim.
İçkinci bir inanca sahipmişim ben, bunu da incir ağacı ile olan münasebetimizden belledim. Her çocuk gibi ellerimde siğiller çıktı. (Kurbağa dostlarımızın bedduası üzerimizde olsun.) Bu siğilleri olmamış incirin sütü ile geçirdim, kimselere sormadım, önce iğne ile deldiğim siğile incirin sütünü damlattım. Sonra siğil yok! 20 yıl sonra gelen aydınlanma ise Çetin Balanuye’nin Spinozalı kitabını okurken oldu (1). Siğile damlatılan incir sütü ve üç kulvallah bir elhammış şifası, bilmediğin şeye kendini bırakıvermek. Kulvallahı okursan aşkıncı, incire bir göz kırparsan içkinci olurmuşsun. İncire içkin, topuğa aşkın zamanlar. 
Şimdi ben buraya niye çıktım? Eve, yuvaya, yurda dair yazacağım dedim, azıcık melonkoli, hüzün ve nostalji koksun diye de eski evimizin fotoğrafına baktım, baktım, baktım. İnsan gelir, geçer ve gider, toprak kalır. Ev yok, dut ağacı yok, bekar işçilerin kaldığı sidik kokulu komünal gecekondu yığını yok, Salih Bakkal bile yok. 
Bu yokların arasında bir fotoğraf var, annem, ki ikimizin çocukluğu da aynı mahallede ve hatta aynı evde geçti, annem yıkılan evin boşluğu ile fotoğraf çektirmiş. Bu fotoğrafı ise telefonun ekran görüntüsü yapmış. “O” boşluğa baktıkça “o” yamuk gülümsemesi oturuyor yüzüne. Annemin gözlerindeki “o” ışık beni hüzne ve evsiz kalmanın hüsranına sürüklüyor. (O Allah ki, …Bârî’dir…)
Abidin mutluluğun resmini çizememiş ama annem bu evsizlik hissinin fotoğrafını çektirmiş. Metnin devamı bu hüzün ve hüsran kırıntıları ile devam edecek, tetikleyici olabilir. 
Matruşka bebekler. Anne yumurtayı açtığımızda içindeki kız yumurta çıkar, kızı açarsak, hemen sonraki yumurta bize sırıtır. Bu benzetme bilimsel gizemlere değinirken çokça kullanılmakta. Nine - anne – torun üçlü matruşkasında, oyuncağın bizi götürdüğü yere bir bakacak olursak, annemiz bize hamileyken yani fetus dönemimizde tüm hayatımız boyunca olacak yumurtalarımıza sahibiz (2). O yumurtalardan biri de müstakbel kızımız olabilir. 
Yeşilyurt’taki evimiz de başka bir matruşka bebekti. Anneannem kızını o evde büyüttü, annem de beni. Anneannem o evi ateşe verdi, yok etmek istedi. Onun yapamadığını sevgili devletlumuz yaptı, yerle yeksan etti bir sokağı. Anneannem o belleğe dayanamadığı için, (ki o da aynı mahallenin çocuğu) yok etmeye çalıştı, devlet aynı belleğe dayanamadığı için yıktı geçti. Yoksulluk şehir merkezine yakışmaz, eğreti kalır. (Eğreti Gelin filminin çekildiği şehir burası.) “Histeri” krizine giren kadın deli damgası yedi ve hastaneye yatırıldı, diğeri güç sahibi oldu, mahalle sakinleri çil yavrusu gibi dağıldı. Deli Kadın Hikayeleri  burada da çıktı ya karşımıza (3)
Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın 
Ol va’de-i tekrâr-be-tekrârı unutma 
Vaadimi unutmuyorum, belleği yazarak tutmaya çalışıyorum. (4)
---Geçiş notu: ruh halinde bir sapma yaşanmaktadır.--
Yokluğun, yok edilişin içinden seslenen birer kiracıyız. Sadece mecazen değil, tüm gerçekliği ile kiracıyız. Ve gerçekliğe tutunmaya çok ihtiyacım var. Gerçek şu ki, eskiden Almanya’dan gelen oğullar büyüdü, ev sahibimiz oldu da, hepiciği son dönemde eve girmeye karar verdi.  En güzel küfür denklemini şuraya bırakıyorum: 
kira + hane= kerhane. 
(seks işçilerinden özür dileyerek) 
Çok fazla pozisyonu gözümün önünden uzaklaştırmam gerekti, dilimin ucunda da bütün seksist küfürler. Ekonomik krizle beraber palyaçonun elindeki balon gibiyiz, şekilden şekile girdik, ama hiç komik değil, zaten hiç olmamıştı. Artan kiraları edebi bir dille yazamıyorum, edeb yahu diye feryad ediyorum. Yoksulluk, ekonomik kriz, buhran bunlar hep yaşanagelmiş, bilindik sular. Lakin en kırıcı olan şey, karşısındakini hiçe sayan, paragöz insanlar… All is well, all is well… Kalp değil de, biz salağız sanırım. 
Sadece dört duvar arasında kiracı olsak, yine iyi. Tüm yurtta hakim olan, evini bırakıp başka eve göçenler. Tüm tanıdıklarım, eşim dostum, rüzgara kapıldı, gitti. Ama iltica, ama beyin göçü. Biz kaldık mı şantiyenin ortasında. Sel basar, deprem olur, yangın çıkar, domatesleri tuta basar. Kutsal kitaplardaki lanetli topraklar gibiyiz. Memleketin kanalizasyon borusu patlamış. 
Ha bi de bunun yeryüzü boyutu var, tüm doğal felaketler diyor ki, insanlık sizi istemiyoruz, çıkın, gidin evimizden. Başka gezegenlerden gelen yıldız tozları girecek. Bazı arkadaşlarım uzaylıdan medet umuyor, şaşkınım. Gelseler de bizi bizden kurtarsalar. Yaşamın anlamı 42, bir yol çalışması paklar bizi. (5)
Başladığımız yere nasıl Otostopçunun Galaksi Rehberi ile bağlandık, inanın bilmiyorum. 
Şöyle iki hüzünleneyim, gecenin karanlığına bakıp iç geçireyim, şairane sözler yazayım dedim, yine sinirlenip uykularımı kaçırdım. Evet, öfke sirke etkisi yaratır dedim ama şu an cinler tepeme üşüştü. Bir de seksist küfürler edip feministlerin yüz karası oldum. 
Hay incir sütüne yandığımın.. 
29.06.2022
1- Balanuye, Çetin. 2017. Spinoza’nın Sevinci Nereden Geliyor? Ayrıntı Yayınları, istanbul. 
2- Angier, Natalie. 2018. “Yumurtanın Çözülüşü: Her Şey Parlak Bir Yumurtayla Başladı” Kadın. Kolektif Kitap, İstanbul. 
3- Söğüt, Mine. 2011. Deli Kadın Hikayeleri. Can Yayınları, İstanbul. 
4- Esrar Dede
5-Douglas, Adam. 1997. Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi. Kabalcı/Alfa, istanbul.
4 notes · View notes
aykutiltertr · 12 days
Video
youtube
Güz Gülleri - Şevval Sam ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kürdi 4/4 Bolero)  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/rzo9SJ6aF88 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Güz Gülleri - Şevval Sam ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kürdi 4/4 Bolero) SÖZ MÜZİK: Selim Özbay Bm                            Am                         D İnan ki ağlamadım, hüzünlüyüm sadece  x2 Am                           G        Am                              Bm Gözlerimdeki yaşlar çığ gibi yağar böyle her gece   x2 G                     Bm                                   Em  D  C  Bm Güz gülleri gibiyim, hiç bahar yaşamadım                        Bm                                  Em Güz gülleri gibiyim, hiç bahar yaşamadım   Am                             G         Am                            Bm Ya sevmeyi bilmedim yıllarca ya sevince geç kaldım  x2 Bm                            Am                    D Şimdi delicesine sevmek istesem bile x2 Am                       G             Am                              Bm Sonbahar sisi çökmüş üstüme, sevincim buruk yine    x2 Şevval Sam Doğum Türkdeniz Şevval Sam 11 Kasım 1973 (50 yaşında) İstanbul, Türkiye Eğitim Marmara Üniversitesi Meslek Şarkıcı, oyuncu Etkin yıllar 1993-günümüz Evlilik Metin Tekin (e. 1993; b. 1999) Çocuk(lar) Taro Emir Tekin Ebeveyn(ler) Selim Sam Leman Sam Akraba Şehnaz Sam (ablası) Resmî site sevvalsam.com.tr Türkdeniz Şevval Sam (d. 11 Kasım 1973, İstanbul), Türk oyuncu ve müzisyen. Hayatı 11 Kasım 1973 tarihinde İstanbul'da doğdu.[3] Annesi Leman Sam şarkıcı, babası Selim Sam müzisyendir.[3] Kendisinden iki yaş büyük Şehnaz adlı bir ablası vardır.[3] İlk ve ortaokulu Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulunda okuyan Sam, liseyi İstanbul Zincirlikuyu İnşaat Teknik ve Yapı Meslek Lisesi Restorasyon Bölümünde okudu. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünde tamamladı. 1993-1999 yılları arasında Beşiktaş'ın Sarı Fırtına lakaplı efsane eski futbolcusu Metin Tekin ile evli kaldı ve bu evliliğinden Tarık Emir adlı oğlu oldu.[3] Sam, aynı zamanda çeşitli film ve dizilerde rol aldı. Diskografi Albüm Yıl Albüm 2006 Sek 2007 Istanbul's Secrets 2008 Karadeniz 2010 Has Arabesk 2012 II Tek Tango 2015 Toprak Kokusu 2016 Nanninom 2022 Karadeniz II Single'ları Yıl Single Notlar 2017 Aşk Olsun 2019 Dinmiyor Nejat Özgür ile 2021 Sen Bu Yaylaları Kopsun Bir Fırtına Karşıya Meşe Yanar Hayat Devam Ediyi Konuk olduğu albümler Yıl Albüm Notlar 2009 Güldünya Şarkıları Aile içi şiddete son kampanyası dâhilinde "Kibritçi Kız" adlı şarkıyı seslendirdi. 2010 7 Kocalı Hürmüz Sinema filmi için "Bu Gece Lazım", "Yalnız Kullar" şarkılarını seslendirdi. 2019 Fikret Şeneş Şarkıları "Sensiz Yıllarda" adlı şarkıyı seslendirdi. Filmografisi Sinema Yıl Yapım Rol Notlar 2002 Martılar ve İstanbul Doktor Pınar 2004 Ziyaret  Kısa film 2007 Yaşamın Kıyısında  Konuk oyuncu Sen Olmak   2010 Yüreğine Sor   Siyah Beyaz Ayten Kafe  Kısa film 2015 Black Horse Memories Hemşire Fars-Türk filmi 2018 Paranın Kokusu   Televizyon Yıl Yapım Rol Kanal 1993-1997 Süper Baba Deniz / Derya atv 1996 Feride Feride Star TV 1999-2000 Aşkın Dağlarda Gezer Kajal 2002 Yıldızların Altında Türkan Show TV Karaoğlan Ece Hatun Kanal D 2002-2003 Gülbeyaz Gülbeyaz Dursunoğlu 2004 Müjgan Bey Müjgan / Müjdat Show TV 2004-2005 Çocuğun Var Derdin Var Zeynep TGRT 2005-2006 Yine de Aşığım Ayşe atv 2006 Yaşanmış Şehir Hikayeleri Ece Yıldız Kanal D 2008 Derman Derman Özersoy 2012 Acayip Hikayeler Müge Star TV 2013 Muhteşem Yüzyıl Şarkıcı 2015 Kara Kutu Adalet Kanal D 2016-2017 Bodrum Masalı Yıldız Ergüven 2018-2023 Yasak Elma Ender Çelebi FOX 2024 Yan Oda Sevgi Ersoy Star TV İnternet Yıl Yapım Notlar Platform 2022 Gönül Sefure Netflix 2024- Ru  GAİN TV programı Yıl Yapım Notlar Kanal 1994-1996 Müzik Ekspresi Müzik programı TRT 1, TRT 2, TRT 3 2001-2003 Damak Tadı Yemek programı TRT 1 2005-2006 Sanata Dair  TV8 2006-2008 Sanatla 30 Dakika Sanata Dair programının bir sonraki sezon aldığı isim 2011-? Şevval Sam'la Pazar'e'rtesi Talk show programı TRT Müzik 2022 Şarkılar Bizi Söyler Şarkı programı Kanal D Diğer 2001 - Numannet - İnternette tanışan iki kişinin aşk hikâyesinin anlatıldığı tiyatro oyunu. 2004 - Balkan Festivali 2005 - Hey Gidi Karadeniz - Konser 2006 - Broadway'den İstanbul'a Müzikaller - Ortaokul döneminde her okuldan geldiğinde kaydetmiş olduğu Singing in the Rain'ı bu müzikalde söyledi ve danslarını yaptı.
0 notes
theheartofmuses · 6 months
Text
Başörtüsü, aşırı dindarlığa bakışım fellini filmlerinden farklı değil.
Bilhassa bu örnekleri bizzat gözlerimle gördüm
Seks hikayeleri vs duydum
Din adamlarının çocuklara tecavüzü bunların liberal kötü adamlardan da farkı yok (hollywoodda oyunculara tecavüz eden yapımcı vs)
Mesele açıklık kapalılık falan değil
0 notes
Text
Sevgilime Vermediğim Bekaretimi Komşuma Verdim! (Nermin 20 Y., İstanbul)
Ben Nermin. 20 yaşında, 1.72 boyunda, 50 kiloda, esmer güzeli bir kızım. Üniversite için geldiğim İstanbul'da yurtta kalmak istemediğim için ailem daire tutmuştu. Güzelliğim konusunda her zaman kendime güvenirdim. Üniversitenin ilk yılında Emre isminde bir çocukla çıkmaya başlamıştım. Onunla tanışma partilerinden birinde tanışmış ve sürekli birlikte vakit geçirirken kendimizi sevgili olmuş halde bulmuştuk.
Evde tek kaldığım için Emre bazen bende kalıyor ve birlikte uyuyorduk. Birlikte uyumanın getirdiği sonuçlar, sabahları elini ya mememde ya da amımda bularak uyanmam oluyordu. Önce hiçbir şey olmamış gibi davrandım, uyku hali diye ses etmedim, ama ilerleyen günlerde, Emre'nin eli amımı okşamaya, külotumdan içeriye girmeye başladı. Ben pijamayla uyumayı sevmediğim için külotla yatardım sadece ve ona tek engel olan ince külodumdu ve bu da onu durdurmuyordu. Elleri daha cüretkar bir hal alınca, ağzımdan çıkan iniltiye engel olamadım. Bir anda beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı ve deli gibi öpmeye başladı. Ona aynı şekilde karşılık verdiğimde, Emre aldığı cesaretle, askılı tişörtümü sıyırıp memelerimi emmeye, ısırmaya başladı. Bir eli de amımı kurcalamaya devam ediyordu. Bakire olduğum için tereddütte kalıyordum yine de. Bekaretimi bozmasından korkuyordum. Bunu ona söylediğimde bekaretimi bozmayacağına söz verdi. Rahatlamıştım.
Daha önce Emre'yle hep öpüşür, sürekli birbirimizi ellerdik, ama hiç çırılçıplak kalıp ta yapmamıştık. Beni çırılçıplak soydu (ki bunun için tişörtümü ve külotumu çıkarması yeterli olmuştu) ve dudakları yavaş yavaş aşağıya doğru ilerleyip adresine ulaştı. Amıma yumulduğunda yaşadığım zevki şu an yazarken bile hissediyorum. Amımı öyle bir yalıyordu ki, iniltilerime engel olamıyordum. "Bal gibisin aşkım, yerim amcığını!" deyip daha çok emmeye başlıyordu. Dili deliğimden içeriye kaydığında şaşkınlıkla çığlık attım. Resmen diliyle sikiyordu beni. O kadar heyecanlanmıştım ki, o an sikse beni umrumda olmazdı. Bekaret korkum uçup gitmişti. Ama bir kere demiştim bozma beni diye. İnatla beni çıldırtacak hareketler yapıyor, ama yarak diye yanan amıma sikini sokmuyordu.
Daha önce kimseyle sikişmemiştim, ama bu konuda cahil de değildim. Sürekli pørnø filmler seyreder, seks hikayeleri okurdum. Emre 69 yapmamızı istediğinde bu yüzden tedirgin olmadım. Nasılsa bekaretim sağlama alınmıştı. O günden sonra hep aynı rutini tekrarlar olmuştuk, ama ben artık daha fazlasını istiyordum. Ama Emre ısrarla beklememiz gerektiğini, beni acele ettirmek istemediğini söylüyordu. Aradan geçen aylar beni daha da azgın birine dönüştürmüştü. Artık sikilmek istiyordum. Gözümü karartmıştım bir kere.
Emre ile ilişkimiz bu şekilde devam ederken, bu arada karşı komşum Levent bey de iyice aklımı çelmeye başlamıştı. Adam 45'indeydi, ama oldukça dinç ve yakışıklıydı. Uzun boylu, küt saçlı, mavi gözlü, kısacası bir kadının onun kollarına atlamaması için hiçbir sebep yoktu ve zaten sürekli yanında kadınlar olurdu. Sevgilimle harika vakit geçiriyorduk, ama ben hep fantazilerimde kendimden büyük biriyle sikiştiğimi hayal ederdim ve Levent beyi düşünüyordum artık o hayallerde.
Emre sömestir tatilinde ailesinin yanına gidince ben tek kalmıştım. Bir ay daha gelmeyecekti ve bana yeterli gelmeyen o yüzeysel sevişmelerden bile mahrum kalmıştım. Bir gün yine tek başıma televizyon seyrederken elektrikler kesildi ve ben karanlıktan çok korkardım. Emre'yi aradım ve telefonda ağlayarak konuşmaya başladım. Korktuğumu ve onun burda olmamasına ettiğim lanetleri o kadar sesli söylüyordum ki, dışardan duyulacağını hiç düşünmemiştim bile. Sinirle telefonu kapadığımda çok geçmeden kapıda bir ses duydum. Birisi kapıya vuruyordu. Elimdeki telefonun ışığıyla kapıya gidip açtım ve Levent beyi görünce hissettiğim rahatlama duygusuyla boynuna atladım. Ama ne atlama! Resmen vücudum vücuduna yapışmış, tek beden olmuştuk. Geri çekildiğimde adamın şaşırdığı belli oluyordu, çünkü tepkisiz kalmıştı.
"Şey özür dilerim... Karanlıktan nefret ederim ve sizi de görünce çok sevindim!" dedim. O da, sesleri duyduğunu ve iyi olup olmadığımdan emin olmak için geldiğini söyledi. Yalnız kalmak istemediğimi söyleyip, içeri davet ettim. Beni kırmadı. Kanepeme oturduğunda hemen yanına oturdum ben de. Ne de olsa korktuğumu bahane edebilirdim. Havadan sudan konuştuktan sonra konuyu nasıl değiştireceğimi düşünürken, bir an bir şey alma bahanesiyle ayağa kalktım ve tökezliyormuş gibi yapıp kucağına düştüm. Ellerimi boynuna dolamıştım. Nefes alışlarının hızlandığını duyabiliyordum. O da beni istiyordu, belliydi. Çünkü ne zaman beni görse beğeniyle süzdüğünü farkederdim. Anlaşılan ilk adımı atmakta tereddüt ediyordu.
İçimdeki ateşli Nermin uyanmıştı bir kere. Dudaklarına yapıştım. Beni geri itip, "Ne yapıyorsun sen?" diye sordu. Hemen ayağa kalkmıştı. Gideceğini anladığım için panik yaptım. "Sen de beni istiyorsun biliyorum. Uzun zamandır beni siktiğini hayal ediyordum. O evine getirdiğin orospulardan neyim eksik? Niye esirgiyorsun yarağını benden?" dedim ve ağlamaya başladım. Gözlerimiz karanlığa alıştığı için yüzünü seçebiliyordum. Odayı aydınlatan mum da işe yarıyordu. Bana bakışlarından anlaşılıyordu beni ne kadar sikmek istediği.
"Güzelim benim!" diyerek kolları arasına aldı beni ve sıkıca sarıldı. Nefesi boynumu okşuyordu. "O zibidiyi yanında gördüğüm her gün nasıl uykunun bana haram olduğunu bilmiyorsun sen! Ben seni sikmek isterken o sikiyordu. O tatlı amcığının hayaliyle ya 31 çekiyordum, ya da o karıları sikiyordum. Şimdi seni sikmemi istediğini söylediğinde sana olan duygularımı anlayıp, alay ettin sandım!" dedi. Halen sarılı bir şekildeydik ve sertleşen sikini hissedebiliyordum.
O an o kadar mutlu olmuştum ki, geri çekilip yüzünü ellerimin arasına aldım, "Sik beni Levent! Sike doyur! Sadece sen doyur aşkım. Emre'ye siktirmedim kendimi, bakireyim daha, bu am senin yarağını istiyor. Orospun yap beni. Amım yanıyor!" dediğimde, hızla öpmeye başladı. Artık aramızda sınır kalmamıştı. Öpüşleri o kadar ateşliydi ki, amım sırılsıklam olmuştu. Tecrübeli olduğu çok belliydi ve beni feci ateşlemişti. Hızla bluzumu çıkarıp memelerime yumuldu. Sütyen takmayı sevmemem işime yaramıştı. Memelerimi emiyor, dilliyor, dişleri arasına alıp sıkıştırıp beni zevkten uçuruyordu.
Sonra beni kucağına aldı ve kanepeye yatırdı. Kendisi de hızla soyunup yanıma geldi. Üzerinde boxer vardı sadece. Külodumu da çıkardığında bakire amım onun insafına kalmıştı. Hiç vakit kaybetmeden yalamaya, emmeye başladı. Ama ne yalama! Resmen yutuyordu amımı. İştahla emiyor, beni zevkten uçuruyordu. Emre de amımı yalardı, ama şimdi aldığım zevkle kıyaslanamazdı onun yaptıkları. Başını ellerimle daha çok amıma bastırıyordum. O da bundan memnun, diliyle sikiyordu beni.
Ne kadar devam etti bilmiyorum, ama feci orgazm olmuştum ve o bana insaf etmiyor, devam ediyordu. "Hadi sik artık beni!" diye yalvarmaya başlamıştım. "Hemen olmaz, iyice bir tatmam lazım seni. Hep bu anı bekledim. Artık o pezevengi umursamadan sikecektim seni zaten. Şimdi sen de istiyorken bunun iyice bir tadını çıkarmam lazım!" dedi. O an çok şaşırmıştım, ben istemesem de sikecekti beni yani. Bunu duyunca daha da isteklendim, "Ben istemesem de sikecektin yani beni?" dedim nefes nefese. "Kaçarı yoktu. Bu yarak senin amına eninde sonunda girecekti!" dedi. Bu sefer bir parağını amıma sokmuştu ve yalamaya öyle devam ediyordu.
Sonra ayağa kalkıp boxerını da çıkardı. Gördüğüm şey karşısında korktum. Yarağı o kadar büyüktü ki, o kocaman şey nasıl amıma girecekti benim. Korktuğumu anlamış olacak ki, hemen yanıma gelip dudaklarımdan öpmeye başladı. Hemen ona karşılık verdim. Bacaklarımı beline doladığımda siki amıma sürtünüyordu. "Korkma aşkım. İlk seferde biraz acıyacak, ama sonra benim sikimden başka bir şey düşünemeyeceksin. Sadece benim sikim dolduracak o güzel amcığını!" diyordu.
Zaten acıyı göze almıştım, "Hadi sik artık beni!" dedim. Bacaklarımı açıp, sikinin başını sokmaya başladı. Biraz zor oluyordu, ama sesimi çıkarmadım. Yavaş yavaş sokmaya başlarken ne olacağını sabırsızca bekliyordum. Birkaç girişimden sonra tamamını soktuğunda, acıyla çığlık attım. "Tamam aşkım geçecek birazdan. Tamamını da aldın. Bundan sonrası zevkli geçecek. Bu am sikimin müptelası olacak. Hep sikilmek isteyecek. Seni sadece ben sikeceğim. Bu am artık benim!" dedi.
Gerçekten acı geçtiğinde, bu sefer de arzudan acı çekiyordum. Kalçamı kaldırıp oynatmaya başladım. İşareti alan Levent de içimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım. Onu daha çok hissetmek istiyordum içimde. "Daha hızlı sik beni aşkım, sikine doyur. Daha hızlı, daha hızlı! Bu am senin yarağın için çıldırıyor!" diye onu ateşliyordum. O da daha hızlı git gel yapmaya başladı. "Ahh, ohh!" sesleri odada yankılanıyordu. Her git gelde sikini tamamen içime gömüyordu. Başta o koca sik nasıl amıma girecek diye düşünmüştüm ama alıştıktan sonra aldığım zevk o kadar büyüktü ki, yaşadığım o kısa süren korku şimdi çok saçma geliyordu. Ben bu arada orgazm üstüne orgazm yaşıyordum.
Sonunda o da boşalacağını söyleyip içimden çıkmaya çalışınca, bacaklarımla sımsıkı sardım onu. Tehlikeli dönemde değildim ve o muhteşem sıcaklığının içime boşalmasını istiyordum. "İçime boşal aşkım. Sakın çıkma. Orası artık senin yerin!" dedim. Haykırarak içime boşalırken, sanki tazyikli su fışkırtıyorlardı içime. Boşalması çok uzun sürmüştü. Daha sonra üzerime yığıldı, ama ağırlığı çok hoşuma gidiyordu. Siki halen amımla anahtar kilit pozisyonundaydı. Ona, "Harikaydın aşkım. Bundan sonra sadece beni sik. O yarağın tadına sadece ben bakacağım!" dedim.
Benimle birlikte yan döndü. O sırada elektrikler de gelmişti. Ben bir an utanır gibi oldum, ama bana sıkıca sarıldı. Bir eli kalçamı okşuyordu. "Utanma aşkım. Hem tabii ki bundan sonra seni sikeceğim. Böyle taze am bulmuşum bırakır mıyım. Uzun zaman geçse de doymam ben bu tatlı amına. Ben seni daha çok sikeceğim. Bu amı yiyip bitireceğim!" dedi. Nazlanır gibi yaptım, "Öyle mi? Ama senin sikin de Emre'ninkine kıyasla oldukça heybetli. İyi ki ona siktirmemişim kendimi. Senin sikin varken onu daha istemem zaten!" dedim.
Bu söylediklerim onun sikinin tekrar canlanmasını sağladı. "Yine mi? Daha yeni siktin beni!" dedim şaşkınlıkla. Yan döndüğümüzde siki içimden çıkmıştı. Bir eliyle amımı okşamaya başladı. "Bu taze am varken benim sikim hiç inmez ki!" dedi ve beni kucağına alarak banyoya götürdü. Benim amım ve onun siki kan içindeydi. Beni bir güzel yıkarken, elleriyle de vücudumu okşayarak ikinci sefer için hazır hale getiriyordu beni.
Yıkanma faslı bittiğinde hızla dudaklarına yapıştım. Çılgınca öpüşüyorduk, dillerimiz dans ediyordu sanki. Bir bacağımı beline doladım ve omuzlarına tutunup sıçrayarak ikincisini de doladım. Şimdi tek iş sikinin amıma girmesiydi ve çok geçmeden de adresine giriş yaptı. Artık kendimde değildim, bambaşka birine dönüşmüştüm. Çılgın gibi kucağında zıplıyor ve en derinlerime kadar sikini alıyordum. Beni kucağında çamaşır makinesinin üzerine oturttu ve sikmeye öyle devam etti. Arada da meme ucumu ağzına alıyor, dişleri arasında kıstırıp, çekiştiriyordu. Git gelleri daha da hızlanmıştı ve sonunda aynı anda geldik.
Boynuna sarılıp, "Harikasın aşkım. Tükettin beni!" dedim. "Daha bu ne ki?" diye güldü. "Nasıl yani?" dedim. "Bu amın tadını almışım, iki sefer bana yeter mi? Daha sabaha kadar sikecem seni. Başka yolu yok!" dedi. Şok oldum. Gerçekten yorulmuştum ve Levent'teki enerji beni şaşırtmıştı. Ama bir yandan da mutlu olmuştum. Gerçek bir kadın yapmıştı Levent beni ve dediği gibi sikinin müptelası olmuştum. Ama, "Önce biraz uyuyalım aşkım. Sonra yine sikersin beni. Birazcık dinleneyim!" dedim. Beni kırmadı ve yatak odama gidip, sarmaş dolaş yattık.
Ne kadar uyudum bilmiyorum, ama amımda hissettiğim ıslaklıkla uyandım. Kafamı kaldırıp baktığımda Levent'in amımı yalamaya başladığını gördüm. Şaşkınlıkla, "Ne arsız şeysin sen!" diye güldüm. Yorgun olmama rağmen vücudum istekli ve hazırdı. "Bu amı bırakmak kolay mı orospu? Sikim tadını aldığından beri inmek bilmedi. Bu gece sabaha kadar uyku yok. Bu sik bu amdan çıkmayacak!" dedi. Kaba konuşmaları tuhaf bir şekilde hoşuma gitmişti. Hemen havaya girdim. Onu kollarımın arasına çekerek, "Sik beni aşkım. Orospun yap. Parçalama amımı. Amım senindir artık. Terk edeceğim o Emre'yi de. Senin sikini yemişim, bakar mıyım başkasına. Tek sikicim sensin!" dedim.
Tek hamlede içime girdi. Hırslanmıştı sanki. Hızla gidip geliyordu. Bir yandan da, "Bu ama benimkinden başka sik girmeyecek orospu, duydun mu beni fahişe? Başkası sikerse onu da sikerim, bu am sadece benim!" diyordu. "Bu am senin yarağını yemiş, başkasını ister mi hiç? Sen ne zaman istersen bu am senindir. İstediğin kadar sik beni. Sikine doyur!" diyordum ben de nefes nefese.
Bu sefer boşalması epey uzun sürmüştü. Bacaklarım beline dolanmış halde kaldık yatakta. İkimiz de tükenmiştik. Yana kayacağı zaman bacaklarımı daha sıkı doladım, onunla tamamlanmış hissediyordum kendimi. "Vay orospu vay! Demek içinden çıkmamı istemiyorsun?" dedi gülerek. "Napayım, sende bu sik varken ben senden nasıl ayrı kalayım? Amım seni istiyor. Böyle uyuyalım!" dedim. Sabaha kadar içimden çıkmadı.
İlk ben uyandım. Onu uyandırmadan yan döndüm. Üzerindeki örtüyü çekip, sikine daha yakından baktım. Hep o yalamıştı beni. Ben yalamamıştım. Bir tek Emre'nin sikini yalamıştım, çünkü onunla sikişmiyorduk. Beni kadın yapan Levent'i ödüllendirmeliyim diye düşündüm ve yarağını ağzıma aldım. İştahla yalıyor, alabildiğim kadar ağzıma alıyordum. Levent hemen uyanmıştı, "Vay orospu, azgın şıllık. Bitirdin beni, harikasın!" diyordu. Yarağı çok geçmeden dimdik olmuştu. Sonra da beni altına aldı ve yarağını tek hamlede içime soktu. "Dölleyeceğim seni orospu, içine akıtacağım. Bitirdin beni. Amcığının delisi oldum!" diyerek daha da sert sikiyordu beni.
Dünden beri tahriş olan amım acıyordu, ama umrumda değildi, zevk daha fazlaydı. "Dölle beni. Daha sert sik. Sikicim. Erkeğim. Aşkım!" diye inliyordum. İnlemelerimizi duymayan kalmamıştı kesin, ama umursamıyorduk. Daha sonra beni domalttı ve arkama geçti. Götümü sikecek diye korkup itiraz edecektim ki, "Korkma aşkım, bu seferlik götünü sikmeyeceğim, ama götün de benim, kimselere vermem!" dedi ve domalmış halimle amımdan sikmeye başladı. Sonuna kadar köklüyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Bir süre daha bu pozisyonda devam ettik. Sonra kendisi yatağa uzanıp, beni de kucağına çekti, "Şimdi biraz da sen sür beni, kontrol sende!" dedi. Heyecanlanmıştım. Sikinde kalkıp oturmaya başladım. Sonuna kadar içime alıyor, hızla inip kalkıyordum. İkimiz de aynı anda boşaldık ve üzerine yığılıp kaldım...
Emre geldiğinde ondan ayrıldım. Artık Levent'le her fırsat bulduğumuz an sikişiyoruz. Bazen ben okulu asıyorum ve bütün gün yataktan çıkmıyoruz. Sikinin müptelası oldum ve o da amımın delisi :)
[Nermin]
185 notes · View notes
gercekhikayem · 1 year
Text
adresine bakmazsanız yeni hikaye var mı kim bilecek?
27 notes · View notes